• 401
    sıktı artık şu "ilk amaçları siyaset" bilmem ne teraneleriniz.

    senin ilk amacın da siyaset olacak,
    yoksa ne federasyona,
    ne onları etkileyen siyasilere,
    ne de diğer tüm pislik işlere sövmeye hakkın yok dostum.

    ulan bir görün artık,
    zaten ayrı değil futbol ile siyaset,
    ve kendince bu kirli düzeni düzeltmek isteyenleri de böyle saçma sapan argümanlarla eleştirmeyin.

    taş üstüne taş koyacaksın o zaman.
    koymaya niyetlenene laf etmeyeceksin...
  • 402
    siyaset hakkında fikri olmayanlar tarafından, taraftarlıklarını siyasi kimlikleriyle yan yana tuttukları için eleştirilen galatasaray taraftar grubu. siyaseti stada ve stadla beraber kalın kafalarına sokamayan arkadaşların anlamadıkları küçük bir şey var. bu anlamadıkları şeyi de kabul etmek zorunda değiller, fakat insan bir şeyi kabul etmemek için öncelikle anlamalı. senin hakkın yeniyorken, senin paran çalınıyorken, senin vatandaşın zarar görüyorken, maddi-manevi tamamen zararda olduğun bir toprakta haklarını sonuna kadar savunan ve yanlışa yanlış demekten kormayan kişileri dinlemelisin. en azından duymaya çalış. demokrasi bunu gerektirir. bunun yanında türkiye'nin en büyük taraftar grubu olduğunu iddaa ediyorsun. 20 milyon insan. hadi o kadar olmasın 8 milyon olsun. türkiye'de ki seçmen kitlesi zaten 21 milyon ve senin taraftar grubun kafadan bunun %20'sini oluşturuyor. siyasetten konuşmuyorsunuz diye siyasetin içinde olmuyor musunuz şimdi? 'siyaseti yanınızda getirmeyin!' cahilce bir beyanıdır ve fikirsizliktir.

    tam koyun güden çiftçilerin istediği gibi.

    edit: biraz imla, biraz saygı.
  • 403
    beğenilmese bile ultraslan gibi polisle işbirliği yapıp muhaliflere saldırmışlığı olmadığından, mesele galatasaray'a destek olmak olduğunda görevlerini eksiksiz yerine getirdiklerinden ve maddi bir çıkar gütmediklerinden ultraslan ile karşılaştırmanın en hafif tabirle haksızlık olacağı oluşum.
    üzerinde tavır alacağımız şeyleri önce yaptıkları ve yapmadıkları ile değerlendirmeyi başarabildiğimiz gün bir yerlere gelmeye başlayacağız.
    mesela siz söylemeden söyleyeyim; kadıköyden biz de çıkamıyoruzlu tweet yanlıştı.
    galatasaray adını kullanıyorsam, ona zarar vermemeliyim.
    kimseye zarar vermediği ve yalan soylenmediği sürece, her görüş her yerde temsil edilebilir ve edilmelidir elbet.
    ama galatasaray ile ilgili daha dikkatli olmalılar.
  • 405
    sözlükteki uçuk kafaların 'galatasaray onlar için 2. planda' argümanıyla her seferinde saldırdığı grup. bu kanıya nerede varmışlar, nasıl böyle bir ölçüm yapılmış da karar verilmiş merak ediyorum. ne zaman galatasaray'ı 2. plana atmışlar, savunmamışlar; hangi maça gidip destek olmamışlar acaba? belli bir siyasi eğilime sahip olmak tutulan takımın 2. plana atılması anlamına gelmez. dünyada belli siyasi eğilimlere sahip yüzlerce tribün grubu vardır, bu çok normaldir.

    bir başka popüler argüman da ultraslan'dan farksız olduklarıdır ki bunu söyleyen adamların işsizlikten, can sıkıntısından boş boş yazdıklarına eminim. tekyumruk isminin ultraslan'la yan yana anılması deli saçmalığıdır. bu grubun çıkış noktası takımı desteklerken hiçbir şekilde rant ilişkisi, güç mücadeleleri, karaborsacılık gibi kirli mevzulara bulaşmamaktır zaten. eğer bu saydıklarımın bir örneğini, herhangi bir tekyumruk üyesi eylerken görülmüşse gelin benim ağzıma sıçın. ama böyle bir tanıklığınız olmamışsa hayalgücünüzü azıcık dizginleyip de entry girin lütfen.

    bugüne dek tribün mevzularını hep ön planda tutmuş, tüm galatasaraylıların bir grubun boyunduruğu altına girmeksizin takımını özgürce destekleyebilmesi için uğraş vermiştir tekyumruk. ultraslan'dan belli dönemlerde tehdit almaları da siyasi görüşlerinden ziyade bu özgürlükçü duruşlarıdır! ultraslan'ın yerine geçip yeni bir diktatörlük kurma adına tek bir eylemleri olmamıştır, buradan boş boş sallayanlar da zaten tek bir geçerli örnek veremezler ultraslan'la farksız olduklarına dair. tribündeki diğer gruplara da her daim uzlaşmacı, dayanışmacı bir tavırla yaklaşmışlardır, zaman zaman ortak eylemler düzenlemişlerdir. bu işlerin içinde olan herkes bilir. 13 yaşındaki çocukların katledilmesi gibi ekstrem durumlar dışında tribünde 'siyasi' sınıfa sokulabilecek eylemlerde bulunmamışlardır, bu tip durumlarda tepki vermek için ise siyasi ideolojilere ihtiyaç duyulmaz zaten.

    dolayısıyla bu grup siyasi amaçlarla değil galatasaray'ı desteklemek için kurulmuştur ve bugüne kadar da bu temel çizgiye aykırı hareket edilmemiştir. ağız alışkanlığıyla, kulaktan dolma bilgilerle eleştiri yapmak moda oldu, bu kadar konuşulmasının sebebi bu sanıyorum ki. önyargılar olmasa grubun gerekli zamanlarda doğru işler yaptığı görülecektir: (bkz: haramilerin saltanatını yıkacağız), (bkz: rantınız batsın), (bkz: bilmediğimiz tek oyun masa başı oyunları), (bkz: ali sami yen stadı haramilerin değil halkındır), (bkz: metin oktay kütüphanesi)...

    son olarak, lütfen entry girmiş olmak için yazmayın.
  • 406
    galatasarayın son zamanlarda en çok sivrilen grubu. önceleri kapalı tribünde pankartları bulunuyordu. son zamanlarda ise tribünlerde gözükmüyorlar. ultraslan veya tekyumruk veya aslan sevenler derneği, adı her neyse. önceliği galatasaray olmak zorundadır.

    ultraslan ve tekyumruk grubunun öncelikleri galatasaray gibi gözükebilir, hatta belki öyledir de. ancak bu gruplar her şeyden önce isim yapmak, tribünde yer edinmek, galatasarayda söz sahibi olmak amacındalar. kollektif biçimde galatasaraya hizmet eden bir grup var mı? hayır. tekyumruk grubunun ultraslan gibi isim yapmak, söz sahibi olmak hakkı mıdır? elbette hakkıdır. peki bu galatasaray'a ne kazandırır? bunun için doyurucu bi cevap bulamıyoruz ne yazık ki.

    ultraslan, objektif gerçeklikten kaçmayalım. evet belki yaptıkları köy okullarına yardım projeleriyle galatasaray ürünlerini, galatasaray adını tanınmış isimlerini ön planda tutsada, ultraslan ürünlerini de aynı şekilde yardım projelerinde atkı & mont gibi ürünleri kullanıyorlar. ultraslan adındaki montları almak için para ödemek zorunda kalan insanlar var. bu da haliyle ekonomik bir zincirin halkalarını oluşturuyor ve rant kapısı haline dönüşüyor haliyle. ikinci bi konuda ultraslanın ileri gelen tribüncüleri. herhangi bi durumda veya bir kaos ortamında, facebook & twitter veya tribün organizasyonu oluşturularak hangi fikirde hangi konumda olurlarsa otomatik olarak o konuya katılan, o görüşü savunan milyonlarca galatasaraylı var. ultraslanın ileri gelenleri, neye ve kime karşı hangi menfaati gözeterek karar alıp gündeme tavır alır? bunu bilemeyiz. sorsanız "siz kimsiniz size hesap vermeyiz senin gibilerini deplasmanda göremeyiz" derler. şimdiye kadar da galatasaray spor kulübünde istenmeyen her yönetim, bizzat tribünler kullanılarak yıpratılmaya çalışılmıştır. her gelen yönetim, ilk başta tribünleri kendi tarafına çekmeye çalışır. hatırlayın 2013 yılında kale arkası kombinelerinin nasıl peşkeş çekildiğini.

    tekyumruk ultraslandan farklı mıdır? hayır kesinlikle değildir. tribünlerde demokratik bir ortam oluşacak diyorlar mı? hayır. tribünde söz sahibi olduklarında onlarda bir takım kararları ultraslan gibi taraftara dayatacaktır ve eminim ki onlara katılmayan insanları dışlayacaklardır. menfaatleri, galatasaraydan yüksektir her iki tribün grubu içinde. "siyaset yapıyorlar, politik duruşları var" deniyor. evet vardır. bu söylendiğinde bile, tekyumruk grubunu savunup galatasarayın menfaatini unutuyorsunuz. siyaset, sportif anlamda galatasarayı ne kadar ileri taşır? bu soruyu kendinize sordunuz mu? sportif anlamda, siyasetin katkı sunacağı tek şey, fiziki yeterlilik sağlamak ve teknik mevzuattaki değişikliklerdir. bunun içinde "endüstriyel futbola karşıyız" diyen bi gruba gerek yok bana göre. galatasaray'ı şampiyonlar ligi şampiyonu olarak hayal ediyorsak eğer -ki ediyoruz diye düşünüyorum- mali yapımızın kuvvetli olması ve avrupa futbolunun parasal düzenine ayak uydurmamız gerekiyor. hukuki olarak yaptırımlar var. he olmadı yok biz davamızdan vazgeçtik "yabancı takımları yenmek, avrupada söz sahibi olmak" gibi asil kurucumuz saygıdeğer ali sami yen'in getirmiş olduğu vizyonu bi kenara itip, 2-3 popüler duruş sergilediler diye başka bir gruba ait hissediyorsanız veya galatasarayın durumuna bu kadar umutsuz yaklaşıyorsanız sizin bileceğiniz iş. kimseyi de tekyumruğa karşı diye yargılayamazsınız, ultraslana karşı olduğunuz için sizin de yargılanmak istememeniz gibi bi durum bu.

    ultraslan'ı da tekyumruk grubunu da mevcut duruşlarına göre değerlendirmek gerekir. her iki grubu kıyaslamak mantık dışıdır. söylemleri farklıdır ve bölünmeye yol açar. bu kadar fikir ayrılığı yaşanan galatasaray camiasında, birbirlerine küfür eden galatasaray taraftarları görmek komik olurdu.

    kollektif yapıların ortak değerleri olur. birincil söylem olarak galatasaray söyleminin yanında, ikinci bir söylem geliştirerek "x'e karşıyız, y'yi destekliyoruz" gibi bi duruş sergilerseniz ister istemez ortak değerlerinizden sapma noktasına gelirsiniz ve asıl değerleri savunan diğer taraftarlardan ayrılırsınız. tekyumruk'ta, ultraslan'da bunu yaşıyor. başka grupların yanında "ait hissetme" duygularınızı tatmin etmek yerine galatasaray taraftarı olmak en mantıklısı.

    galatasaray taraftarı, galatasaray'ın menfaatini savunan dostların yanındayım. yıllardır tribünlerde bulunan, galatasarayı ve galatasaray oluşumlarını mümkün olduğunca yakın takip etmeye çalışan bir taraftarım aynı zamanda. benim gördüğüm en meşru şey, her yıl formasını alan, sürekli takip eden, yense de yenilse de takımının yanında olan, en kötü şartlarda bile "doğruyu" savunabilen. hesapçı olmayan, transfere ve bilete tapınmayan taraftarlık en meşru, galatasaraya en çok kazandıran duruştur bence. tekyumruk, "galatasaray için gs store'a koşuyoruz, bütçemize göre alışveriş yapıp, takımımıza para kazandırıyoruz." diyor mu? veya ultraslan? adını anmak bile istemediğim kulübün taraftarları, kendi store mağazalarında rekor kırıyor. transfer döneminde transfer beklemek kolay. sabırla okuyan yazar arkadaşlarımız "acaba kendisi ne almış store'dan?" diyordur belki. haklı herkes sorgulanabilir, gidipte milyonlar harcamıyorum her sene. burada önemli olan kulübe manevi bağlılıktan ziyade maddi katkı sunmaktır. maddi katkı sunmadığımız sürece, lafta kalır. herkes seviyesince katkı yapmalı kulübüne.

    galatasaray için mücadele etmemiz gereken zamandayız, gerisi boş.

    son olarak,
    https://pbs.twimg.com/...poCEAAgy4d.jpg:large
  • 407
    futbol emektir. futbolcu ve takımda çalışan tüm personaller de emekçidir. emeğin ya da '' emek hırsızlığının '' olduğu yerde siyasetten elbette bahsedilir, bahsedilecektir. bir kere siyasi görüşü olmayan veya siyasetle ilgili herhangi bir fikri olmayan birey ne kadar birey olabilir tartışılır. bu yüzden milyonların desteklediği bir oluşumun içinde ; siyasi görüşleri farklı, dilleri, ırkları farklı olan insanların tek bir armaya sevgi vermesi, omuz omuza yürümesi, birlikte takımını desteklemesinden daha güzel ne olabilir ki ? zaten sporun da bu birleştirici gücü kutsal değil mi ?
  • 410
    yalnız sevinen çakma imparator: http://img-cdn.ntvspor.net/...gh_800x527_WR8RR.jpg :(

    ultraslan üzerinden savunulur. ne kadar gereksiz olduklarını ve savunulur bir taraflarının olmadıklarını açıklamaya bile gerek yok bu yüzden.

    edit: anlamayan arkadaşlar için https://twitter.com/...s/382598962433097728

    göt kılları sevmez, bunlar sevmez, şunlar sevmez diyerek hakaret eden sevgili sözlük yazarları ne kadar haklı olduğumun kanıtı değil mi? bu oluşum ve destekçileri o kadar faşisttir ki, sevmeyen herkes göt kılıdır. o kadar savunmasız ki adamlar, yapabildikleri savunma ''sevmeyen ibnedir''den öteye gidemiyor. ''ama ultraslan da vaaar''dan öteye gidemiyor. gsvid savunucuları ile aynıdır. aynı kafa aynı bok. ''ben farklıyım taaammı hepiniz de gerizekalısınız'' kafasıdır.
  • 411
    yazı içeriği daha önce defalarca yazılmış şeylerden ibaret olabilir kusuruma bakmayın.

    apolitik/oportünist yazarlar tarafından "siyasi fikirleri" nedeniyle eleştirilen taraftar oluşumudur. way efendim sporla siyaset içiçe olmazmış. arkadaşım senin ülkende siyaset sporun içine girmiş boşalıyor. galatasaray üzerine oynanan oyunların da siyasi bir tarafının olmadığını savunmayın yemin ederim veli toplantısına gelir öğretmenininizin ağzına kürekle vururum.
    tekyumruk taraftar grubu "erdoğanın götünün kılıyık" diye bir tvit atmış olsa eminim ki mevcut eleştirilerin %75'i övgüye dönerdi.
    taraftar grubunun ideolojisi olmaz argümanının arkasına sığınanlara soruyorum; taraftar olmak için krtiterleri siz mi belirliyorsunuz? eğer öyleyse "siyaset ve spor birarada olmamalı" derken kafanız nasıldı? benim bir ideolojim var ve aynı zamanda galatasaraylılık benim için bir kimliktir. emin olun ki yaşadığım ile gelip "galatasaraylı fırat" diye sorsanız 10 kişiden 8'i adrese teslim getirir. yani demem o ki siyasi bir kimliğe sahip olmak taraftar olmana engel değildir.

    bir de ultraslan ile aynı diyenler var. kusura bakmayın ama; biri iktidar yalakalığı yaparken diğeri stadda o iktidarı ıslıklıyorsa, biri gezide eylemdeyken diğeri iktidar yalakalığı için bunlara saldıran güruhun içinde yer alıyorsa, biri bedava bilet kopamanın derdindeyken diğeri galatasaray'ı menfaatsiz seviyorsa, biri tribünde hır gür çıkarıp kendi taraftarına küfrederken diğeri ülkede kütüphane açabiliyorsa; bunlar birbirinin aynısıdır demek işkembeden konuşmaktır. ultraslan ile aynı değildir hatta benzer bile değildir. tek ortak payda vardır o da galatasaray. ama ultraslan "çok iyi kareografi * * yapıyor yeaaa" dimi. evet güzel yapıyorlar ve tek güzel yaptıkları şey de bu maalesef.

    bir de son günlerde http://www.resimekle.com/images/2014/09/07/ds.png bu tvit ile itin götüne sokulmaya çalışılıyor. duygusal bakınca kızıyorsun ama işin içine bir tutam mantık katınca hak vermemek elde değil. konuştuğum/tartıştığım her fenerbahçeli, tıkanınca ya "biz sizi 6-0 yendik" ya da "15 yıldır kadıköyde maç alamadınız arkadaşım" cümlelerini kuruyor. yani 15 yıldır kadıköyde maç alamıyorsak* bunun sebebi tekyumruk mu?

    yani özetle, bu taraftar grubunun sevilmemesinin sebebi ideolojik olarak sola yakın durmasıdır. ve sırf bu sebebten dolayı da sevmemek haksızlıktır.
  • 413
    siyaset yapmayalım arkadaşlar kafasında olanlar tarafından sevilmez. yanlışları, doğruları vardır, yoktur. konu farklı, ulan bre ak troll, bre göt kılı, ülkenin takımlarından ikisinin stadyumları'nın ismi recep tayyip erdoğan stadı, bir tanesinin başkanı malum şahsın damadı, allah senden razı olsun reis'i cumhur diye pankartlarla maça çıkıyor lan bu ülkede takımlar. hayır yani senin reis'ine laf edilince siyaset yapmayalım arkadaşlar, yeri değil, ama adamlar çatır çatır siyaset yaparken, sporun amına koyarken sesin çıkmaz. samimiyetinizi siksinler.
  • 414
    samimi olmadıklarını, dertlerinin galatasaray değil de "galatasaray'ın solcu tribün grubu" olmak olduğunu düşünüyorum. dikkat edin, "solcu galatasaray tribün grubu" değil. türkçede vurgu sondan bir önceki sözcüktedir.*

    gezi olaylarına ilk üç gün destek vermiş... şaka lan şaka, geziye esas itibariyle destek vermiş biri olarak kendilerinin o dönemde popülarite kazanmasına sevinmiştim. beşiktaş'ın tribün grubu çarşı olaylarda etkin rol oynarken ve toplumun belli kesiminden ciddi sempati görürken bizim taraftar grubumuz olduğu iddiasındaki ultraslan'ın ilk üç gün bile yönetim bazında asla samimi olmayan hareketlerinden, o üç günde ortaya çıkan "fenerlileri polisten galatasaraylılar kurtardı!" gibi samimiyetsizliği yüz kilometreden parıldayan haberlerinden ve en sonunda hükümet tarafından mamalandıktan sonra* yaptıkları u dönüşünden sonra "çare drogba" gibi bir sloganı olayların içine yerleştiren ve samimi olarak yer alan bir taraftar grubumuzun olması benim de hoşuma gitmişti.(u: şu cümleyi anlatım bozukluğu yapmadan yazabildiysem tdk başkanlığına adaylığımı koyuyorum )

    gezide, devam eden süreçte çarşı ciddi anlamda politize oldu. futbolla alakası olmayan adamlar, kadınlar "yükselenim çarşı eki eki" geyiğine girmeye başladılar. öyle ki çarşı taraftar grubunun taraftar grubu özelliği neredeyse kalmadı. tekyumruk'un tecrübesizliği, çarşı gibi bir güç olamaması ve çoğunluk tarafından tanınmaması yüzünden galatasaray taraftarı bu olaylarda zaten "grupça" pek aktif değildi. fenerliler de "vamos bien"in ismine, tribünde yer kaplamasına rağmen bir "çarşı" olamadılar.

    ancak çarşı kim ne derse desin düzgün bir şekilde muhtemelen yönetim kadrosunun etkisiyle "toplumsal olaylara duyarlı beşiktaş tribün grubu" olmayı başardı. çakma çarşılıların olayı unutmasıyla 34. dakika olayı ve pankartlar hariç çarşı statta birkaç bocalama sonrası* * yeniden bu kimliğine dönüş yapabildi. bir yandan da diğer taraftar gruplarından daha etkin olarak "kan bağışı" vb. olaylarda da toplumsal duyarlılığına devam ediyordu.

    buna karşılık tekyumruk tribünde etkili olamamasıyla bunu yapamadı. örneğin çarşı'nın diğer takımlara uzattığı tek zeytin dalı "hepiniz beşiktaş maçına gelin." iken, "istanbul united" iken tekyumruk "biz fener'i yenemiyoruz eki eki" türünde onlar için takımın siyasetten önemsiz olduğunu gösteren eylemlere imza attı. terim'i muhtemelen onlar kadar sevmeyen bana bile itici gelen "yalnız sevinen imparator" vb. sapla samanı karıştıran yazılara imza attı.

    siyasi olayların şahsım için galatasaray'dan önemli olduğunu şurada belirtmiştim: (bkz: #1532008)
    ancak galatasaray'ın taraftar grubunun tüzel kişilik olarak önceliği galatasaray olmalıdır. galatasaray taraftar grubu toplumsal olaylarda özgürlükçü kanatta yer alsa da asıl amacı galatasaray'dan öteye kaymamalıdır. tekyumruk ise bu şartı karşılayamadı.

    kısaca, tekyumruk vaktiyle bir ihtimaldi ve çok güzeldi. ancak galatasaray tribünlerini ultraslan'dan temizleme çabasında odak tekyumruk olmamalı. çünkü bu misyonu taşıyabilecek kadar "galatasaray taraftar grubu" değiller.
  • 418
    öncelikle spora siyaset karışmamalı argümanını savunan,futbolun tarihsel gerçekliğinden bihaberlere güncel örnekler vererek başlayalım;

    -güreş federasyonu başkanı hamza yerlikaya: akp eski milletvekili.

    -eskrim federasyon başkanı müminhan bilgin: telekominikasyon daire başkanı.

    -badminton federasyonu başkanı murat özmekik: milli gençlik vakfı üyesi ve samanyolu okulları öğretmeni.

    -halter federasyonu başkanı tamer taşpınar: spor genel müdürü yardımcısı ve eski istanbul spor il müdürü.

    -gelişmekte olan spor branşları federasyonu başkanı haydar doğan: akp tunceli milletvekili adayı.

    -tenis federasyonu başkanı osman tural: ptt genel müdürü.

    -bocce bowling federasyonu başkanı ahmet recep tekcan: ankara büyükşehir belediyesi basın halkla ilişkiler daire başkanı.

    -atıcılık ve avcılık federasyonu başkanı nur ala aliş: başbakan tayyip erdoğan’ın eşi emine erdoğan’ın yakın arkadaşı.

    -boks federasyonu başkanı eyüp gözgeç: akp etimesgut belediye meclis üyesi.

    -işitme engelliler federasyonu başkanı osman aslan: akp milletvekili adayı.

    -judo federasyonu başkanı fatih uysal: gençlik ve spor bakanı danışmanı.

    -motosiklet federasyonu başkanı bekir yunus uçar: spor toto eski teşkilat başkanı

    ayrıyetten (baba-oğul )tüpçü-erdoğan ilişkisine değinmiyorum bile.

    gelelim asıl konuya,tekyumruğa karşı yapılan eleştirilerin gerçeklikle pek alakası yok.bu oluşuma "spora siyaset karıştırmayın" argümanıyla saldıranlar,nasıl bir coğrafyada yaşadıklarının farkında değiller sanırım ?

    ülkenin dört bir yanında kadrolaşmanın ve siyasi hegamonyanın etkisi sadece bürokraside,sanayii de değil sporda da almış başını yürümüşken tekyumruk gibi sol düzlemde toplanmış bir taraftar grubunun varlığı,içinde bulduğumuz koşullar baz alındığında tutarsızlık göstermiyor,bu hegamonyal anlayışa karşı,kendileri gibi grupların varlığına daha çok ihtiyaç duyulan bir dönemdeyiz.

    tekyumruk ya da diğer sol ideoloji düzlemindeki taraftar gruplarının mottosunu anlayabilmek için,solculuğun özünü anlamak gerekir. nedir solcu olmak? toplumun bütün kesimlerinin halet-i ruhiyesini,vicdani ölçütlerde dillendiren ve haksızlıklara,tutarsızlıklara çözüm arayışı bulma gayretinde olana solcu diyoruz en net tabirle.solcu olmak için herşeyden önce vicdan gerekir.sol vicdan işidir.hatta sabahattin ali'nin de dediği gibi "bir insanın vicdanı varsa eğer,solcu olmaktan başka bir seçeneği yoktur."

    vicdan; haksızlığa, katliama, ötekileştirmeye, ezmeye, ezilmeye gelemez.bu yüzden vicdan sahibi solcular söz konusu haysiyetsizliklerin var olduğu olaylar karşısında tepki gösterir,tepki göstermeyenleri de tepki göstermeye davet ederler.

    bu hususta takımlarıyla ideolojik görüşlerini aynı düzleme indirgeyen taraftar grupları için tribünler,sosyal-toplumsal sorunlara karşı kitleselleşebilecek en önemli ortamlardan birisidir,çünkü futbolun dili evrenseldir,fakir,zengin,yaşlı,genç herkese dokunabilen bir mucizedir futbol.

    dolayısıyla tek yumruk,solcu galatasaraylıların ülkede hızla yayılan bu tek adamcı,dediğim dedikçi,adam kayırmacı,çıkarcı anlayışa ve hepsinden önemlisi tüm bu zalimliğe biat edenlere,taraftar grubu (ultraaslan) bazında başkaldırışıdır.ayrıyetten tekyumruğun internet sitesinde " biz kimiz " kısmını okuyanların anlayacağı üzere,tribünde major taraftar grubu olmak gibi bir kaygıları da yoktur.

    http://www.tekyumruk.com/...hp?id=2#.VA3a-_l_tps

    özetle,bugün futbol tiranları çıkıp "passolig alacaksın çünkü ben öyle istedim".(muhtevası pek önemli değil) " malım hıyar,yiyen doyar." üslubuyla istediğini istediği gibi yaptırabiliyorsa ve bu kişilerin galatasaray düşmanlığı gerek alınan disiplin kurulu kararları,gerekse yönetmelikler baz alındığında ayan beyan ortadayken,tüm bunlara rağmen takım taraftarları arasında passolig alma yarışında başı çekiyorsan,burda bahsedebiliceğimiz tek şey seni futbol katillerine karşı teşkilatlı bir birliktelikten alıkoyan taraftar grubunun varlığıdır.yani senin hali hazırda idealize ettiğin," sadece galatasaray " diyen(!),tribünlerdeki çoğunluğu elinde tutan,opurtünist ultraaslanın,arada popülist reaksiyonlar göstermekten başka bir boka yaramıyor demektir.

    bugün yönetimin federasyon üzerindeki etkisinin saman alevinden farksız olduğu eleştirilerinde bulunan arkadaşlara sesleniyorum,dik duran yönetim istiyorsanız,dik duran taraftara sahip olacaksınız,tek yumruğa bok atmadan önce bir düşünün derim bunu.
  • 422
    (bkz: #1585935) bu entry bilgi amacıyla girilmiştir sözlük. başlığının altına yazdım diye o grubu destekliyorum anlamına gelmesin.

    şahsen kendilerinin tam olarak ne olduğunu anlayamadığım oluşum. bazen çok güzel şeylere vurgu yapıyorlar, bazen saçmalıyorlar. eleştiri hiç ama hiç kabul etmiyorlar.

    bizim tribünümüzün sonu ne olucak allah bilir.
  • 423
    kendilerinin "bütün galatasaraylıları kapsama" gibi bir iddiaları yok. sosyalist galatasaraylıları çağıran, ideolojisini açıkça dile getiren bir oluşum. yani "kendinden olmayanı kabul etmiyor" demenin bir mantığı yok. bu, en az, tayyip erdoğan'ın "chp beni neden kabul etmiyor?" demesi kadar, öcalan'ın "mhp beni neden kabul etmiyor?" demesi kadar, ya da bir jitem mensubunun "hdp beni neden kabul etmiyor?" demesi kadar saçma bir şey.

    bu arada bir sosyalistim, cumhuriyetçiyim; gericilere ve faşistlere tahammülüm yok.
  • 425
    grubun ankara'daki üyeleri, passolig iptal davası sürecini organize eden taraf-der (taraftar hakları dayanışma derneği) çatısı altında da faal olmaktadırlar. bugün diğer duyarlı taraftar grupları ile birlikte tüm günlerini ankara adliyesinde geçirmişler, adliye önündeki üst geçite pankartlarını asarak tepkilerini göstermişlerdir. (bkz: taraf-der)

    https://www.facebook.com/.../?type=1&theater

    http://hizliresim.com/gL3WAR
App Store'dan indirin Google Play'den alın