• 301
    (bkz: 25 şubat 2019 beşiktaş fenerbahçe maçı)

    öncelikle şunu peşinen kabul edelim; fenerbahçe 2011 senesinde şikeden dolayı küme düşürülmediyse, saha içi sonuçlar ne olursa olsun asla düş-ür-ül-mez-ler. kendileri başarsa bile, başkaları bir şekilde engel olur. maalesef gerçek bu. bu nedenden bence boş yere büyük beklentiye girmeyin. ben bu ligi tanıdığım için en başından beri düşmez diyorum. bu konuda kendimi herhangi bir beklentiye sokmuyorum. bu yüzden de fenerbahçe'nin düşmesini etkileyecek unsurlar yerine, bu sezon galatasaray'ımız için neyin iyi olması gerekiyorsa, kesinlikle onun olmasını istiyorum. tabi ben de bu maç özelinde skor ilk yarıdan 3-0 olduktan sonra, fenerbahçe'den nefret eden birisi olarak; lan boşver koy gitsin diyerek maçın 6 7 ye gitmesini istedim ama sonra aklıma bir kaç senaryo birden geldi.

    1.senaryo;

    beşiktaş fenerbahçe'yi bu maçta 4-0 5-0 gibi farklı yenseydi diyelim; haftaya 8 haftadır yenilmeyen kayserispor deplasmanına çıkacaktı. (bkz: #2623287) bu yazımda da belirtmiştim, sezonun 2. yarısında her deplasmanda beşiktaş'ın bir şekilde(!) şu haftaya kadar işi kolaylaştı. ve bana göre bu gazla kayserispor'a karşı öyle ya da böyle favori çıkacaklardı. bu maçı da yendi diyelim. içeride biri konya diğeri göztepe ile 2 maç oynayacaklardı. ben bu üç maç için beşiktaş'a kafadan 9 puan yazardım açıkçası. zaten sonrada çaykur rizespor deplasmanı 1 hafta sonra içeride başakşehir ile final gibi bir maç derken sonuç bambaşka yerlere gidebilirdi... bu kalsın burada ...

    2.senaryo;

    maç 4-0 5-0 gibi bitmesin acaba 3-2 gibi mi bitsin diye geçirdim içimden. ama yine de yukarıdaki 1. senaryodaki benzer senaryolar ortaya çıkabilirdi. maçın 3-3 dönmesini düşündüm, tabi ki imkan vermiyorum ilk yarı sonunda artık. bu durumda bana göre beşiktaş hem şampiyonluğa hem de 2. lik yarışmasına havlu atar diye düşündüm. nitekimde bu skor ile bitti maç... bu da burada kalsın...

    3.senaryo;

    bu oynanan maçın sonucuna göre psikolojik olarak çöken beşiktaş, bence haftaya kayseripor'a öyle ya da böyle puan kaybedip tamamen düşüşe geçecektir. hatta şenol güneş'in istifası konuşuluyor ki; bu durumda beşiktaş'ın ligi ilk 4 içinde bitirememe riski bile oluşabilir. bu durum yine de belirsizliğini koruyor.

    gelelim bu sezon için bizi ilgilendiren kısmına;

    hem bu sözlükte, hem de sosyal medyada okuduğum kadarıyla fenerbahçe'nin geri dönüşü bu sezon için bizim takımın şampiyonluk vs. şansını olumsuz etkiledi görüşleri vardı. bence bunları yazan ya fenerbahçe nefreti nedeniyle yazıyor ya da gerçekten karamsar. bu oynanan maça kadar; şampiyonluk başakşehir ile galatasaray arasında oynanıyor, başka da rakip yok algısı vardı. ama kimsenin görmediği ve bence ciddi tehdit beşiktaş ise arkadan sıkıştırıyordu. bu yüzden bizim takım hem üstteki başakşehir'i takip ederken, alttan da beşiktaş'ın baskını hissediyordu. bence bizim taraftar da hissediyordu ama algı dedim ya... biz şu an başakşehir ile 6 puanlık farkı kapatırız diyoruz ama 3 puan arkamızdaki beşiktaş'ı görmezden geliyoruz.
    dediğim gibi eğer şampiyonluk giderse üstüne 2.liği kaybetme riskimiz de vardı. bu durumda kulübümüzde başkan değişimine varabilecek ciddi tehlikeler olabilirdi. 1. senaryodaki yazdığım durum gerçekleşseydi, ben şampiyonluk yolundaki puan kaybına tahammülü olmayan takımımızın ekstra beşiktaş baskısından ötürü hiç beklenmedik yerde, akhisarspor maçındaki mental zorluğu daha ciddi rakipler karşısında yaşayarak, puan kaybedeceğimizi ciddi ciddi düşünmeye başlamıştım. 2. senaryo gerçekleştiği için bence 3. senaryoyu da etkileyecek sonuçları doğuracaktır. sonucunda; bizim takım gereksiz baskıdan kurtulduğu için önümüzdeki maçlara beşiktaş'ı düşünmeden daha güvenli çıkacak ve hedefe tam kenetlenecektir.

    bu maçın neticesinde, sezonun kalanı için şu tarz tezlerde var;

    - fenerbahçe kümede kalmayı kafaca garantiledi, başakşehir'e rahatça yatacak ve maç bırakacak.
    - beşiktaş şampiyonluğa havlu attığı için bundan sonra ligi önemsemeyecek, başakşehir'e kendi sahasında yenilir.

    bu tezler neticesinde aklıma birçok soru geliyor;

    1) fenerbahçe 3 puanlık sistemde küme düşme hattının 1 puan önündeyken, nasıl rahat olacak? peki haftaya oynayacakları rizespor maçının garantisi var mı? rizespor'u yenseler bile tehlike hattıyla puan farkı en fazla 4 olacak ve biri diken üstündeki sivasspor ile içeride, diğeri de çıkışta direk rakibi olan ankaragücü ile deplasmanda üst üste 2 maçı olmasına rağmen, rahatladık deyip başakşehir'e yatarlar mı? yoksa her şeyi geçtim, sırf büyük maçlardan puan kopardık havasına girmek için puan almaya mı çalışırlar?

    2) peki bugün fenerbahçe farklı kaybetseydi bile, 16. ile 11. arasında 5 puan fark olan ligde haftaya rizespor'u yenselerdi bu durumda keşke geçen hafta berabere kalsalardı der miydik? yoksa göztepe, bursa, kasımpaşa gibi ciddi derecede kötü takımlar varken düz mantık düşünürsek rizespor galibiyeti yine fenerbahçe'yi rahatlatmaz mıydı? olan beşiktaş ile oynadığı maçta alamadığı puanlarla bizi kötü etkilemesi olmaz mıydı? hem bu maçı farklı kaybeden, hem de rizespor'a yenilen takımın mı başakşehir'e karşı şansı daha fazladır? yoksa biraz morallenmiş, rakibini de psikolojik yönden etkilemiş, yukarılara tırmanmak isteyen takımın mı başakşehir'e karşı şansı daha fazladır?

    3) beşiktaş şampiyonluğa havlu atsa bile, hatta haftaya kayserispor'a da kaybettiler diyelim; ilk 3 hatta 4 için potada kalmaya çalışmayacaklar mı? çünkü; yeni malatya, konyaspor, trabzonspor gibi takımların ilk 3 için ciddi şansları var... hadi avrupa kupalarına katılma kaygıları olmasa bile ki olacak, on binlerce taraftarı önünde başakşehir'e kötü oynayalım diye mi maça çıkacaklar? sezonun 2. yarısına büyük iddialarla giren trabzonspor kendi sahasında kötü bir oyunla başakşehir'e maçı vermedi mi?

    önce bu sorulara cevap verin, sonra karamsarlığa düşün veya düşmeyin. size kalmış. ama her ne kadar fenerbahçe nefretiyle dolmuş olsak da, her zaman yenilmesini istesek de, hatta küme düşsün de ne olursa olsun desek bile; bu maçın öyle ya da böyle, galatasaray'ımız için berabere bitmesi gerekiyordu. burada aslolan galatasaray olmalı, diğer takımların başarılı olması veya olmaması bizi ilgilendirmemeli. önceliğimiz galatasaray'ın çıkarları neyse o şekilde olsun diye istemeliyiz. kim ne derse desin beşiktaş- fenerbahçe maçının berabere bitmesi, hele hele ilk yarıdaki beşiktaş'ın 3-0'lık üstünlüğünden fenerbahçe'nin ikinci yarıda 3-3'ü bulması tamamen, her yönüyle galatasaray'a yarayan bir skor oldu. ha fenerbahçe'liler sevinsin, hatta konvaya çıksınlar önemli değil. emin olun bu maçın berabere bitmesi bence oynadıkları futbolun iyi olmasından ziyade, beşiktaş'ın skora aldanarak rehavete kapılmasından ve maçın büyüklüğünden dolayı fenerbahçe'nin maça ekstra motive olmasından kaynaklı olduğunu düşünüyorum. haftaya rizespor karşısında aynı fenerbahçe'yi izlemeyeceğimizden emin olabilirsiniz. ama yine de umarım fenerbahçe beşiktaş maçnda gösterdiği mücadeleyi başakşehir'e karşı da gösterir... biliyorum bunlardan gelecekse gelmesin ama dediğim gibi; önce galatasaray...
  • 303
    anahtarı artık 28. hafta olan sezon.

    28. hafta sonunda biz kadıköy'den, başakşehir de inönü'den çıktığında puan farkı 3 ve altında ise 6'da 6 ile şampiyon oluruz.

    yok fark 4-6 arası ise 33. haftaya kadar başakşehir'den bir maçta daha puan kaybı gelmesini bekleyeceğiz.(4-5 ise beraberlik 6 ise yenilgi)

    6'nın da üzerindeyse geçmiş olsun.

    bu sebeple bizim kadıköy'e kadar olan sıradaki 4 maçımızda en az 10 puan almamız şart oğlu şart,

    erzurum(d)
    antalya
    bursa(d)
    y.malatya

    ------

    başakşehir ise beşiktaş maçına kadar,

    y.malatya(d)
    fenerbahçe
    kayseri(d)
    konya

    ile oynayacak.

    şu periyotta ibfk'nın bizden az puan alması gerek. artık nasıl olacaksa olacak ama bizden az puan alacaklar. gerekirse biz 12 alacağız onlar 10 alacak ama bizden az alacaklar.

    burada da fark kapanmadan gidersek, 20 sene sonra kadıköy'de kazanmamız şart oğlu şart olacak.

    yani bize bir seri lazım.

    önce şu 5'te 5 ile ibfk'nın malatya ve fenerbahçe, bizim erzurum ve antalya maçlarından sonra nerede olacağımızı görelim, sonra da kadıköy öncesi son hedefimizi koyalım.

    yollar dikenli taşlı olsa da...

    (bkz: hedef 22)

    (bkz: kon2antra2yon)

    sen şampiyon olacaksın!
  • 304
    yıllar sonra geri dönüp bakıldığında bir çok şeyin yanı sıra,

    beşiktaş'ın 24 kasım 2018 ankaragücü beşiktaş maçından yaklaşık 24 saat önce, eski başkanları ve dönemin federasyon başkanı yıldırım demirören vasıtası ile maçın oynanacağı osmanlı stadı'na gözlemcileri gönderip, daha önce takımımız dahil 20 takımın oynadığı zeminin futbol oynanmaya müsait olmadığını iddia ederek ev sahibinden habersiz maçı ankara'ya 4 saat uzaklıktaki kayseri'ye aldırdığı ve beşiktaş'ın uçakla bir saatte gittiği kayseri'ye ankaragücü'nün aynı gün saatlerce otobüste süründüğü,

    siyaset-spor-akraba üçgeninin tam ortasında bulunan göksel gümüşdağ'ın takımının oynayacağı 23 şubat 2019 başakşehir bursaspor maçı'nı tarihte bir ilke imza atarak 1 cm kar ve rüzgar sebebiyle olası bir puan kaybının engellemek için ertesi güne ertelettiği ve,

    bizim bundan önceki 10 iç saha maçını saat 13:30'da oynamış erzurumspor ile oynayacağımız 3 mart 2019 bb erzurumspor galatasaray maçı için "-15 derecede zemin ve futbolcu sağlığının tehlike arz etmesi sebebiyle, 19:00'da oynanacak maçın 16:00 ve ya 13:30'a alınması" talebimizin yine yıldırım demirören yönetiminde göksel gümüşdağ güdümünde federasyonun bir taraflarını yırtarak reddettiği sezon olarak da tarihte yerini alacaktır.
  • 305
    başkaları için bir gün önce şehir değiştirilen ankara'da, tarla gibi sahalarda oynatılan, izmir'de gölette oynatılan, erzurum'da eksi 15'te oynatılan maçlara rağmen kazanılacak olan şampiyonluktur.

    2005-2006 sezonu benim yaşadığım en özel şampiyonluktur. her zaman 1 numara kalacaktır. 2008 de özeldir. 2011-2012 de 2. sırada, 2017-2018 3. sıradadır.

    ama bu yıl 22. şampiyonluğu kazanırsak tarihimizde bambaşka bir yerde olacak olan bir şampiyonluk kazanmış olacağız.

    her şampiyonluğun hikayesi ayrıdır ama bunun romanı olacak!
  • 306
    24. hafta oynanırken görüyoruz ki, ilk yarının sonuna doğru düşme hattına yanaşan ankaragücü, artık buradan hızla uzaklaşıyor. göztepe de tamer tuna’yı geri getirdikten sonra benzer bir çıkış yakalayacaktır. elinde yasin öztekin, jerome, halil akbunar olan bir takım bu sezon bu ligden düşmez. rizespor’un ivmelenişini 2. yarı başlar başlamaz görmüştük. geriye kalan düşme adayları belli.

    akhisarspor, bb erzurumspor, fenerbahçe, bursaspor ve kasımpaşa’dan üçünün düşeceğine inanıyorum. kasımpaşa kendisini 2. yarı bu potaya soktu. ümit ederim hemen uzaklaşsın.

    sezonun 24. haftası çok kritik. rizespor rahatlayarak ülker stadına gelmese banko kazanır derdim. şimdi ise fenerbahçe’nin maalesef kazanma ihtimali var. eğer fenerbahçe kazanır ve kart sınırındaki oyuncular cezalı hale gelirse haftaya başakşehir deplasmanında hezimete uğrarlar. bu bizim için kötü bir ihtimal. ancak eğer rizespor kazanabilir, en azından 1 puan koparırsa fb haftaya başakşehir maçında daha dirençli olacaktır. elbette bursaspor’un da artık sahasında bir zahmet sivasspor’u yenmesi gerekiyor.
  • 309
    yalan rüzgarı dizisine nazire yapan sezondur.

    geçen yıl cumhurbaşkanlığı seçimi olmasa yapılacak operasyon bu sezon yapılıyor.

    başakşehir şampiyon yapılıp araplara satılacak, ismi değişen şirketleşen belediye kulübü yüz milyonlarca euro kazanacak.
    o para nereye gidecek?

    kariyerinin sonunda kendilerini sahiplenmeyen camialarına uzaktan bir el sallamak isteyen emre ve arda var bir de.
    arda'nın nikah şahidi kim?
    "başakşehiri ben kurdum bugün de deplasmanda kazanmışlar." hatırlatma cümlesi olsun size.
  • 315
    bu oyunla ancak diğer kulüplerle eşit şartlarda yarışıyor olsaydık belki kazanabilirdik. o da belki çünkü berbat oynuyoruz.

    hakemlerin, federasyonun, cumhurbaşkanının ve diğer 17 kulübün sana karşı olduğu bir ortamda bu tarz futbolla şampiyon olamazsın zaten. son maç sivas'ta kaybedeceğine burada kaybetmek daha iyi...

    not: şampiyonluk şansımızın tamamen bittiğini düşünmüyorum!
  • 316
    hüseyin göçek ve halis özkahya'nın tff tarafından affedildiği gün şampiyonu belirlenmişti zaten. "siz galatasaray'ı doğrayabildiğiniz kadar doğrayın, kimseden korkmayın arkanızda devlet var" dediğin zaman kaç hakem bu emre itaatsizlik edebilir? mümkün mü böyle bir şey?

    başakşehir deplasman maçlarında faulle gol atıp, yere atlayarak uydurma penaltılar alırken şampiyon olmak için 17'de 16 yapman lazım. o da anca şikeyle oluyor bildiğiniz gibi. rezil bir zeminde göztepe maçını oynattılar, aleyhimize uydurma penaltı verdiler, linnes'e yapılan faulde penaltıyı çalmadılar ama şansımız yaver gitti bir şekilde kazandık*.

    sonra yine rezil bir zeminde erzurumspor maçını oynattılar*, egemen ndiaye'nin üstüne çullanarak kafa topuna çıktı penaltıyı çalmadılar, ibrahim akdağ cezasahasında luyindama'yı biçti "seken topta mitroglou elle oynadı" deyip topu erzurumspor'a verdiler. bu pozisyonların yarısı başakşehir'e olsa çoktan penaltı çalınmıştı ama galatasaray ona bu yarışı kaybettirmek için var gücüyle uğraşan bir iktidarla mücadele ediyor.

    böyle adaletsiz bir yarışın galibi belli maalesef. yapılacak tek şey ikincilik koltuğunu bırakmadan sezonu tamamlamak ve ne pahasına olursa olsun arena'da başakşehir'e puan vermemek. şampiyon olsalar bile bizimle oynayacakları maçta ezim ezim ezilmeliler.

    ekleme: evet hasretle beklediğim "biz önce top oynayalım sonra hakem konuşalım" adamları da gelmiş. inanılmaz haklı bir serzeniş, bence de hakemleri veya federasyonu değil oynadığımız oyunu konuşmalıyız. mesela bugünkü maçta feghouli'nin çektiği şutta topun yerde sekerek yarım metre havaya zıpladığı, topa vurmak için kayan emre taşdemir'in bir mucize eseri sakatlıktan kurtulduğu, vücut çalımı atmak isteyen bütün oyuncuların dengesini kaybedip yere yapıştığı zeminde oynanan oyunu konuşalım değil mi?

    başakşehir karlı havada kendi stadını kasten temizlemediği için* hemencecik erteleme kararı çıkan ligi konuşalım? bizim ankaragücü deplasmanımız osmanlıspor stadındaki rezil zeminde oynatılırken ankaragücü-başakşehir'in maçının ta afyon'a alınmasını* konuşalım? hapiste duruşma gününü beklemesi gereken arda efendinin pereira'nın ayağını kırıp kart bile görmediği, ondan sonra ekuban'a faul yaparak gol attığı trabzonspor maçını*, faulle alakasız bir pozisyonda yere atlayarak penaltı aldığı malatyaspor maçını* konuşalım? evet ya biraz da futbol konuşalım aga neden hep saha dışını konuşuyoruz biz? çok ayıp ediyoruz cidden...

    başakşehir mesela en yakın takipçisiyle 8 puan fark açacak kadar müthiş inanılmaz bir oyun oynuyor, biz ise rezil ve iğrenç oynuyoruz. puan farkı 20-25 civarına gelirse belki konuşmaya hakkımız olabilir, yoksa hakem topu kucaklayıp bizim kalemize atsa bile söyleyecek lafımız yok. neden? 3 aydır bütün maçların gündüz vakti oynandığı erzurum'da göz göre göre gece vakti oynatılan bu maçta, buz pisti gibi zeminde iyi oyun oynayamadık çünkü. galatasaray buz hokeyi takımı önce oyununu düzeltmeli, sonra hakem konuşmalı evet.
  • 318
    3 mart 2019 bb erzurumspor galatasaray maçının 1-1 tamamlanmasıyla beraber ikinci yarıda 7 maçta 17 puan almış bulunuyoruz. 2. yarı için gayet normal bu. kalan maçları aynı puan ortalamasıyla oynasak normal şartlarda şampiyon olabiliriz ama işte şartlar normal değil. başakşehir 2. yarıda 3 tane deplasman oynadı. 3'ünü de net hakemle aldılar. trabzonspor antalya ve bugünkü malatya maçları. bizim hakkımızı yerken onları iteliyolar. birinde birini yapmasalar yine şampiyon oluruz da artık iş buraya kadar geldikten sonra işlerini şansa bırakmaz heralde bu karaktersizler! benim ilk yarıda yaşadığımız olaylardan sonra şampiyonluk için tek ümidim ilahi adaletti, bu akşamdan sonra da hala aynı beklentiye sahibim. akıl ve mantık tarafından bakınca bu şerefsiz düzenle başa çıkamayacağımız belliydi hala da öyle ama işte ilahi adalet bir şekilde tecelli eder mi kalan haftalarda? hala olabilir diyorum ben.

    edit: düzenleme
  • 319
    öncelikle şunu bir kabul edelim: galatasaray'ın bu sene iyi oynadığı maç sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor maalesef. evet hakemler tarafından doğrandığımız maçlar da oldu ama oyuncularımızın kırmızı karttan yırttığı maçlar da yaşadık. öte yanda ise 24 maçta sadece 11 gol yemiş ve inanılmaz bir istatistik tutturmuş bir takım var. ben ki yangıncı taraftar tipinden çok polyanna taraftar modeline daha yakınımdır ama umutlu olacak bir durum göremiyorum ortada. şampiyon olmamız için bütün maçlarımızı kazanmamız yanında adamların da ekstra maçlar kaybetmeleri gerekiyor ama yenilmeleri için öncelikle gol yemeleri lazım. bu saatten sonra ligi ikinci bitirmek bizim için en iyi sonuç olacak. her sene şampiyon olmamız imkansız olduğuna göre, fenerbahçe ve beşiktaş'ın şampiyon olmadığı bir sezonda ligi ikinci bitirmek çok da kabullenilmeyecek bir durum değil.
  • 320
    şampiyonu sene başından belirlenmiş bir sezon. daha önce de çok gördüm hakem kayirmasi ama her maçına hakemle çıkan bir takımı ilk kez bu sezon gördüm. hakemi konuşmadan önce biz ne oynuyoruz diye de bakılmaz. futbol rakibi yenmek için oynanan bir oyun hakemi yenmek için değil. hakemin berbat yönettiği bir maçta hangi oyundan bahsediyorsunuz. sene başından bu yana rakibinin bütün hareketlerine atış serbest denmiş, kart falan çıkarmak yok. 3 mart 2019 erzurum galatasaray maçında yediğimiz gol de faul yok ama o golü başakşehir yemiş olsaydı rashad muhammed'in elini ittirmesine faul çalınır miydi, egemenin pozisyonuna basaksehir maçında penaltı verilirmiydi. ikisine de cevabınız evetse yazının başına dönüyoruz ve sezon öncesi şampiyonu belirlenmiş bir sezon olduğunu tekrar söylüyoruz.
  • 321
    *son 5 sezonun 24.haftalarına bakınca durum hiç de iç açıcı gözükmüyor takımımız için maalesef.öncelikle tam emin olmamakla birlikte son 10 sezon boyunca hiç 24.haftada 8 puan fark yok diye hatırlıyorum. varsa editleyeceğim bu entry'yi.

    tamamen yüzeysel bakarsak meseleye; evde başakşehir'i yendik diyelim, diğer 9 maçta başakşehir'den 2 fazla galibiyet almamız gerekiyor. mesela başakşehir 9 maçtan 6'sını aldı diyelim, ben takımımızın 9 da 8 maç kazanacağını düşünemiyorum maalesef. eğer rakip takımlara şans tanımayan, ittire kaktıra 3 puan almak yerine baskılı ve bol gollü bir futbol oynamaya başlarsak bile ,ki pek mümkün gözükmüyor, başakşehir'in de performansında mutlak düşüşe ihtiyaç var.

    yine de bahsettiğimiz takım galatasaray. hepimiz 10 da 10 bile yapabileceğimizi çok iyi biliyor, ben buna inanmak istiyorum açıkçası.

    başakşehir tarafına gelirsek , kendilerinin şampiyon olmasının bir olumlu yanı var. futbola politika karıştırırsan, politikaya da futbolu karıştırırsın. ** belki bu takımın şampiyon olması birilerine olan iticilik katsayısını bazılarının gözünde arttırabilir. gene de bunların şampiyon olup tweet atmalarını görmemeyi istiyorum.

    edit: son 10 sezonda 24.hafta itibarıyla en büyük atılan fark 5 puan. biz 2012-13 sezonunda beşiktaş'a 5 puan farkla lider durumdaymışız. 8 puan uzun zamandır bu haftada atılmamış bir fark. durum ciddi maalesef. :/
  • 322
    havlu attığımız sezondur. 2. olmaya bakmaktan başka seçeneğimiz yok. başakşehir bizim maçımıza şampiyon olarak gelmezse de sezonu 71 puan ile bitiririz. ilk yarı çok puan kaybettik ve 10 haftadır kaybetmememize rağmen nefesimiz yetmiyor. hem şu da var, deplasmanda üst üste 2 maç kazanamayan takım bir zahmet şampiyon olmasın. yılların problemi bu bizim için. yabancı sınırının kaldırılması ile rakiplerin kalitesinin arttığı bir gerçek ancak olay bizde bitiyor. anadolu takımlarının gücü en dirisinin bile 60 ta bitiyor. dar alanda maçı çözecek oyuncu sayımız yok gibi bir şey. bu tür sorunlar da bizi bugünkü halimize getirdi. çözmek için yeni sezonu beklemek durumundayız.

    edit: düzeltme.
  • 324
    24. hafta maçları sonrasında başakşehir'in 54 puanla lider, galatasaray'ın da 46 puanla ikinci durumda olduğu sezon. puan farkı 8 oldu. 10 maç kaldı. zor bir hafta oldu.

    tarihte 18 takımlı lige başlanmasından beri 24. hafta puan durumlarını inceledikten sonra bazı özel durumlarla karşılaştım ve sizlerle paylaşmak istedim. istatistikleri 94/95 sezonundan itibaren araştırdım.

    - lider başakşehir'in 24 maçta sadece 11 gol yemesi
    en yakın örneği 04/05 sezonunda 24 haftada 12 gol yiyen fenerbahçe.
    24 haftada sadece 11 gol yemek lig tarihinin en iyi defansif performansı demek oluyor.

    - lider başakşehir'in 24 maçta sadece 38 gol atması
    en yakın örneği 07/08 sezonunda 24. hafta lideri beşiktaş'ın 37 gol atmış olması.
    24 maçta 38 gol son 25 senenin nerdeyse en kötü gol istatistiği (lider takım olarak).

    - lider başakşehir'in 24. haftada 54 puana sahip olması

    - tarihte 24. haftada daha az puana sahip olan liderler
    daha önce 24. hafta sonucunda daha az puanlı liderler:

    12/13 sezonu: galatasaray - 47 puan (şamp. gs 71 puan)
    06/07 sezonu: fenerbahçe - 48 puan (şamp. fb 70 puan)
    08/09 sezonu: sivasspor - 49 puan (şamp. bjk 71 puan)
    97/98 sezonu: galatasaray - 49 puan (şamp. gs 75 puan)
    17/18 sezonu: galatasaray - 50 puan (şamp. gs 75 puan)
    11/12 sezonu: galatasaray - 51 puan (şamp. gs 77 puan)
    09/10 sezonu: galatasaray - 52 puan (şamp. bursa 75 puan)
    07/08 sezonu: beşiktaş - 52 puan (şamp. gs 79 puan)
    01/02 sezonu: galatasaray - 53 puan (şamp. gs 78 puan)
    94/95 sezonu: beşiktaş - 53 puan (şamp. bjk 79 puan)

    - tarihte 24. haftada en kötü puana sahip olan şampiyonlar
    tarihte en kötü 24. hafta performansını sergileyen şampiyon 12/13 sezonunda 24 haftada 47 puan toplayan galatasaray olmuş.

    12/13 sezonunda galatasaray 24. hafta sonucunda 47 puanla lider durumdayken sezon sonunda 71 puanla şampiyon olmayı başarmış.

    - tarihte 24. haftada lider olamayıp da şampiyon olan takımlar

    07/08 sezonunda galatasaray.
    07/08 sezonunda galatasaray 24. haftayı 51 puanla 2. sırada bitirdikten sonra, sezon sonuna kadar 1 puanlık farkı kapatıp şampiyon olmayı başarmıştır. (şamp. gs 79 puan)

    08/09 sezonunda beşiktaş.
    08/09 sezonunda beşiktaş 24. haftayı 48 puanla 2. sırada bitirdikten sonra, sezon sonuna kadar 1 puanlık farkı kapatıp şampiyon olmayı başarmıştır. (şamp. bjk 71 puan)

    14/15 sezonunda galatasaray.
    14/15 sezonunda galatasaray 24. haftayı 52 puanla 2. sırada bitirdikten sonra, sezon sonuna kadar 2 puanlık farkı kapatıp şampiyon olmayı başarmıştır. (şamp. gs 77 puan)

    tarihte 5 takım ise 24. haftayı 18/19 sezonu 24. hafta lideri başakşehir gibi 54 puanla bitirip şampiyon olmayı başarmıştır:
    96/97 sezonunda galatasaray, 03/04, 10/11 ve 13/14 sezonunda fenerbahçe ve 16/17 sezonunda beşiktaş 24. haftayı 54 puan ile kapatıp sezon sonu şampiyon olmayı başarmış.

    14/15 sezonunda beşiktaş'a ise 24 haftada 54 puan yetmemiş, o haftada 52 puanı bulunan galatasaray tarafından geçilmiştir. evet tarafından.

    o sezonlarda şampiyonluk puanları şu şekildeymiş:
    96/97 galatasaray: 82 puan
    03/04 fenerbahçe: 76 puan
    10/11 fenerbahçe: 82 puan
    13/14 fenerbahçe: 74 puan
    16/17 beşiktaş: 77 puan

    14/15 galatasaray: 77 puan

    ek bilgi: şu an 18/19 sezonunda galatasaray 24. haftada 46 puana sahip. tarihte 24. haftada 46 puanla sezon sonu şampiyon olabilen herhangi bir takım bulunmuyor. en yakın örneği 12/13 sezonunda 47 puanı bulunan galatasaray, ama o zaman galatasaray lider olarak o puana sahipti ve 71 puanla şampiyon oldu.
    fakat başakşehir'in güncel puanı, ligi 74-82 puan bandında bitireceklerine işaret ediyor.

    son olarak süper lig'de 80 puanlık barajı aşan en son 10/11 sezonunda fenerbahçe ve trabzonspor olmuş. o tarihten beri 80 puan barajını aşabilen yok. başakşehir bu şekilde devam ederse, ki inşallah edemezler, 80 puanlık barajı aşacak gibi görünüyor. uzun süre ilk defa şampiyon 70 puanın altında olabilir diyenler vardı, fakat bu şekilde gittikleri sürece artık sözkonusu olmayacak gibi.
    bu konuda ise en düşük örnekler şunlar:
    06/07 sezonu şampiyonu fenerbahçe - 70 puan
    08/09 sezonu şampiyonu beşiktaş - 71 puan
    12/13 sezonu şampiyonu galatasaray - 71 puan
  • 325
    bana göre şampiyonluğun yitirildiği sezondur. inanan arkadaşlara saygı duymakla birlikte; matematiksel şansımız, kalan hafta sayısı ve takım form durumu göz önüne alındığında benim için bir anlam ifade etmiyor. öncelikle şunu belirtmek isterim, bence bu sezon ikinci olmak, önümüzdeki yıl şampiyonlar ligi gruplarına kalabildiğimiz sürece başarısızlık değildir. elbette gönlümüz hep birincilikten yana, ama olmadıysa ikincilik de, şampiyonlar ligine katılım kaydıyla, günümüz endüstriyel futbolunda başarısızlık değildir.

    bu sezonki gidişat ve ikinciliğin sebeplerini birçok renktaş tek maddeye indirip, onun üzerinden yorumluyor ve sinirini o kişiden, kurumdan çıkarmaya çalışıyor. dünkü maçın (bkz: 3 mart 2019 bb erzurumspor galatasaray maçı) sıcaklığıyla anlayabiliyorum ama bu kadar basit değil bence. naçizane şöyle sıralasam sanki yanlış olmaz:

    - sezon başı yapılan ve yapılamayan transferler. gomis'in plansız gönderişi ve yerinin doldurulamayışı ligin ilk yarısında bizi gerçekten etkiledi. eren, sinan forvet oynadı desem yeterli olur herhalde.
    - fenerbahçe maçı *. bence şampiyonluğun kaçmasındaki baş aktör bu maç. fırat'ın yönetimi ve 2-0'dan yakalanmanın yarattığı travma, futbolcu cezaları ve hocayı kaybetme olarak döndü bize. camia olarak daha sakin kalınabilirdi diye düşünüyorum, en azından futbolcu ve hoca bazında. yönetim elbette sonuna kadar savunurdu, kavgasını verirdi ama hocayı ve oyuncuları kaybetme lüksümüz yoktu.
    - hakem hataları. hakem hataları genelde lehte aleyhte toplandığında ortada olurdu bizim ülkede. ama bu sene var'ın da gelişiyle takke düştü, kel göründü. demirören'in hocayla hesaplaşmasından maalesef biz zararlı çıktık. fırat'a, göçek'e, halis'e selamlar(!)
    - iç sahayı kaybetmek. geçen yıl bizi şampiyon yapan iç saha. evet renktaşlar, kabul edelimki iç sahayı bu yıl kaybettik. bu kadar beraberlikten sonra namağlupluk serisinin hiçbir anlamı yok. 2 farklı öne geçilen maçları verdik, lig sonuncusuna puan bıraktık, daha geçen hafta akhisar'ı kabul edelimki bir şans golüyle yendik. kazandığımız maçlarda bile gümbür gümbür oynadık diyen var mı?
    - dış saha sendromu. mancini'den beri bir bitmedi gitti desem yanılmış olmam herhalde. akhisar'dan 3, trabzon'dan 4 yedik.
    - fatih hocanın form durumu. bence de formsuz renktaşlar. maalesef bir hücum planımız yok, varsa da uygulayamıyoruz. birçok maçta orta saha çıkarıp, ileriye uzun atıp top şişirdik durduk. benim bildiğim hoca, bunu maçın sonlarında dahi yapmaz, sevmez. gelmesinin üstünden bir yıldan fazla zaman geçti, yaz kampı geçirdi, devre arası kampı geçirdi. elbette transfer politikası etkilemiştir; ancak engin'den iniesta, emre çolak'tan isco yaratan adam, fatih terim, bu kadroya daha iyi futbol oynatabilir diye düşünüyorum. ama benim kendisinden yana bir şikayetim yok; kendisi de insan, tff'nin bu kadar üstüne geldiği, canı ciğeri, babasını kaybettiği bir ortamda formsuz olabilir. seneye eminim toparlayacaktır.

    eminim sıralabilecek farklı maddeler de vardır; lider oyuncu eksikliği, yardımcı antrenör yetersizliği gibi. önümüze bakmamız, ligi iyi futbolla en azından ikinci bitirip, düzgün takviyelerle şampiyonlar ligi grup elemelerine hazırlanmamız en büyük temennim. ha bir sürpriz olur, şampiyon oluruz, dünyalar bizim olur.
App Store'dan indirin Google Play'den alın