• 72
    yazar mı? yazar. nasıl yazar? üslup ile, edep-erkan ile.
    ne yazar ? rıdvan dilmen gibi yıllardır sok-çıkar felsefesini şiar edinmiş, ceket kollarını 1 pay kısaltmayı akıl edememiş, tek düzelikte boyut atlamış bir adam hakkında: ''yılanı öldürseler'' akıcılığında...

    daha devam etmiyorum ne yazar, ne yazmaz. verdiğim örneği baz alın, üzerine düşünün . çıkarım yapmakta zorlanmayacaksınız. yazıları ile tanışamayanlar için söylüyorum bunu özellikle.

    gitti. döner mi? bilmiyorum. gitmesi beni ilgilendirir mi? evet. neden ilgilendirir? ''oku'' denmiş bizlere, okuyup öğren. artık bu platformda bulunmamın birinci sebebi bu. s3th okuyup öğrendiklerim oldu. bir çok yazardan olduğu gibi. ben şimdi de okumak istiyorum bu adamı. özellikle bu platformda. açık açık söylüyorum bunu.

    buraya kadar yazdıklarımdan sonra, çizgi dışında düşüncelere sevk olacak arkadaşlara peşin cevap vereyim. kralına yalakalık yapmadım. yapmam da. kimse umurumda bile olmaz. ama ortada iyi bir iş var ise o işin icracısını överim. zerre gocunmam. hele nick altlarının facebook duvarı gibi kullanıldığı galatasaraysözlük sınırları içerisinde bilakis övücülük yaparım. sizde yapın bunu.

    şimdi kendisine açık davet !!!

    dön diyorum. bu oluşum benim ve diğerlerinin olduğu gibi senin de. öznesi galatasaray buranın. kimsenin güzel kaşına, sürmeli gözlerine hasta olduğumuz için buraya toplanmadık. bu büyük ve vizyon sahibi isim* sayesinde toplanıyor buraya insanlar. ben gibi bir çoğunun amacı buradan öğrenip, fikir sirkülasyonu içerisinden bir şeyler kapmak. buraya dönüp dönmemek üzerine kafa yorarsan bunlar aklının bir kenarında olsun. entrylerini silmişti kendisi, bu hiç sorun yaratmamalı. bir tıkına bakar. hatta yeni yazacağı entryleri diğerleri için mevlüt sayılır, eskileri canlandırmasa da olur. kafanı karıştıran problemler olabilir, bırak şimdilik bir kenara. özellikle sistem çözümlemesi sorununun yaşandığı şu problemli sürece müdahil ol ve yeni yazılarla fikir beyan et.

    kısaca dön ve yaz !
  • 17
    rıdvan dilmen'i ekranlarda daha fazla görmemizin tek sebebidir. dikkat edin s3th sözlüğe geldikten sonra rıdvan hoca ekranlarda daha fazla belirmeye başladı. önce 90 dakika'ya çıktı; sonra alakasız bir kanalda, star'da şampiyonlar ligi finalini yorumladı. bence rıdvan hoca s3th'ye misilleme yapıyor. yakında bir kelime bir işlem'i sunarsa şaşırmam. "1 yaklaşık olur!"
  • 113
    bloğundaki yazısında (bkz: #477544) (keşke bloğun veya yazının linki de verilseydi) futbolu bilgisayar oyunlarından öğrenmiş tayfa'nın siyasetini yapmış.

    bilindiği gibi bu tayfa ben çok şey biliyorum abi lafazanlığı ile frank rijkaard taraftarlığı şemsiyesi altında birleşmiş durumda. galatasaray sözlükte darbe ile başlattılar bu süreci, sonra galatasaray sozluk yazim denetim timi ile tırmandırdılar, ara sıra ise küstüm oynamıyorum diyerek önce sözlüğü terk edip sonra bin bir eda ve işve ile geri dönüp etki alanı oluşturarak kafalarındaki planı hayata geçirmeye çalışıyorlar. aslında hazımsızlıklarının en büyük nedeni bilgisayar oyunlarından öğrendikleri futbol bilgisinin hayranı oldukları rijkaard olayında sökmeyip sözlükte mars olmuş olmaları.

    bu meyanda yaptıkları en büyük pisliği ise inanılmaz çirkin bir siyaset ile örtmeye çalışıyorlar. "sözlükte provakatörler var abi, o yüzden küfür etmek zorunda kalıyoruz" gibi ahlaksızca savunmalarla kendi düşüncelerine denk düşmeyen yazarların üzerine gidip sözlük dışına atmaya çalışıyorlar ve bunu utanmadan teorileştirmeye çalışıyorlar. bana göre en büyük provakatör bu "küfürbaz tayfa". eee ne olacak şimdi. ben bu güne kadar hiç kimse için atılsın satılsın diye bağırmadım. adamın küfür ile yaşama arzusunu moderasyona bırakıp onları itin götüne sokmak için bekledim. zamanı gelince de gereğini yaptım. utanan utanmıştır. utanmayana da benim yapabileceğim bir şey yok.

    gökhan da maşallah bu işin siyasetine en güzel desteği vermiş. "sözlük kullanıcıların isteklerine göre şekillenmelidir" yok yeeee.. sözlük kullanıcıların isteklerine gör şekillenmez. yok böyle bir şey. sözlük demokratik yapısı ile her görüşe aynı mesafede durarak şekillenmelidir. bu, her türden terbiyesizliğe, şerefsizliğe aynı davranışı göstererek olur. "ben filan adamın yazdıklarını beğenmiyorum abi atılsın" diyerek atamaz ama malesef bu sözlükte bu ahlaksızlık yapıldı.

    ayrıca nedir bu "sözlük emek verenlerindir" filan olayı. sözlük emek verenlerin filan değildir. kim kurduysa onun veya onlarındır. bu sözlük veya her hangi bir kurum için verilen asıl emek onun için harcanan para ve yapılan yatırımdır. ben inanıyorum ki bu sözlüğün sahipleri sözlüğün devamlılığını sağlamak için inanılmaz bir para emek ve zaman ayıryorlar bu işe. sen ben gelip buraya iki satır yazı yazdık diye hak sahibi mi olduk şimdi. ekşi sözlük'te de var bu gerizekalı tartışma. yok yazarlar hak sahibiymiş te falanmış filanmış. geçin bunları efendim. ortalama insan zekası ve ahlakı ile var etsinler bu sözlüğü yeter. sen ben kimiz ki. bugün varız yarın yokuz. sözlük sahiplerinin elinin altında bekası mümkün bir müessese. yanlış yaptıklarını düşünürsen yazarsın bir yere olur biter.

    kısacası; bu kadar kasmaya ve msn veya başka çeşitli iletişim araçları ile bir araya gelip siyaset üretip sözlükte kendi görüşlerinin (üstelik hepsi hastalıklı kafa yapısının ürünü) hegomonyası için yırtınmaya gerek yok. zamanla "su akar yolunu bulur".
  • 78
    --- alıntı ---

    -boşvermek lazım olan bitene. hem sen kafaya taksan ne olur ki? bırak düşünme, düşünmek seni herhangi bir yere götürmüyor, sadece sana olan oluyor. keyfimizi kaçırmayalım bu konularla, karamsar olunca da bi bok olmuyor nasılsa.

    -çal oradan bir erkin koray, havamızı bulalım.

    -kızmıyorum yahu. peki öyle olsun madem 99can, seni mi kıracağız şimdi.

    -enteresan adamsın garavel usta :)

    - yahu beni haldun'la * karştırdın galiba, o listede benim bir altta, ona sor bakalım sercan * gelmiyor muymuş.

    -daha bu takıma ümit girecek, üzülme yane. hem niye üzülüyorsun bak orkun da geçen sezon gol atamamıştı.

    -senin tek kötü huyun ümit karan'ı sevmek.

    -beni sinirlendirme bak, ne sevmesi. sevmiyorum lan rıdvan'ı * allah allaah!!

    -tamam takma bu kadar, sakin ol amma takıyorsun ya sen her şeye.

    -buna mı sinirlendin sen şimdi :)

    - şu şarkıyı bir dinle bak güzelmiş.

    - bu ne biçim şarkı be! beğenmedim.

    -boşver be, geyik yapalım biz, keyfin yerine gelsin.

    -bir insanın bildiğini zannettiği bir şeyi öğrenmesi imkansızdır.

    -eğer fena değilim diyorsan, var olan sorunları görmezden gelmeye çalışıyorsun demektir.

    -peki madem öyle olsun.

    -tamamdır.

    --- alıntı ---

    böyle biridir s3th. her zaman, her türlü güvendiğim, destek vereceğini bildiğim adamdır.
    çok iyi bir yazardır. yazmalıdır.
    yaz dedim sana!
  • 62
    şu ana kadar sözlüğü bırakan yazarlar arasında beni en çok üzen insan. özlüyorum vallahi rıdvan yazılarını, ya da sözlüğe girince "peri abla, bana seri on versene" pm leri ile karşılaşmayı. neye kızdı, ne oldu, açık açık anlatmadı, gitmesine o kadar sinirlendim ki bu üzgünlüğümü başta fark edemedim. onun gibiler yazmalı ki bizlerin ufku açılsın. bundan sonra sadece msn'deki yorumları ile yetinmek çok acı. hayatta her şey "olabileeey" diyorum kendisine, bu bir tercih olayı, ama aynı zamanda da daha önceden belirttiğim gibi sevgi olayı. bu sevgi oldukça dostluklar bakii. bunları buraya yazmanın anlamı yok diye düşünülebilir ama ben kendisinin hala iyi bir sözlük okuyucusu olduğuna eminim.
  • 30
    hiç sevmem, şerefsizin tekidir.*ben yazara yazar demem o yazar sabri ile ilgili komik bir başlık açmayınca. bu sözlükte yazar olmanın en önemli şartının sabri başlığı açmak olduğunu öğrensin. öyle uzun yazılar yazmakla olmuyor genç adam. önce sabri'ye bir yaz, kaliteni görelim. sonra o anlamsız yazılarını yazarsın.

    not: yüksek miktarda ironi, kardeşlik ve bira içmiş bir yazarın sevgisini içeren bir yazıdır.
  • 47
    taze yazar olduğunda, ''son zamanlarda sözlüğe en hoş gelen yazardır'' demiştim kendisi hakkında, boş çıkmadığına memnunum. kendisi bunu kabul etmeyip, alçakgönüllülük yapsa da, kısa zamanda sözlüğün en sevilen yazarlarından oldu.
    günlerden bir gün, kulağıma sözlüğü bırakacakmış haberi geldi. buna izin vermek sözlüğün selameti açısından hiç iyi olmayacaktı elbette. uzantılarımı :) kullanıp bundan vazgeçirdim arkadaşı. bana ''hayır'' diyemezdi, çünkü utanmıştı ''gidemezsin'' deyişimize ve ilgimize. tek sebep bu değildi tabii ki kalmasında. o da bunu biliyordu ki, sözlüğü bizim kadar benimsemişti ve buraya yazmayı seviyordu. öyle ''bırakıyorum'' diyerek bırakamazdı ki... bu ikna edici konuşmadan sonra başlayan muhabbetlerimizden sonra kendisini tanıdığım için mutlu olduğumu söylemekte sakınca görmüyorum. her ne kadar ''üzülme orkun uşak da galatasaraylı o da gol atamadı ''gibi ümit karan hakkında yolladığı latifelerle kafamı bozsa da, (işin açıkçası * bozulmuyordum gülüp geçiyordum) ümit karan'ı da sevdiğini biliyordum. yoksa bu kadar çok düşünüp mesaj atmazdı beni teselli etmek için...
    toprağım oluşu başka bir ortak noktaydı benim için, anlaşmamız için bir sebep dahaydı. zaman zaman yordum, kafasını şişirdim; ama o anlayışlıydı, beni de anladı.
    yalnız şunu söylemeliyim, adam sözünde durmuyor arkadaş! yüz yıl önce bana bir söz verdi, dilimde tüy bitti, yok, yapmadı gitti. o yüzden dikkat edin, size de bir söz verirse yüz yıl bekleyebilirsiniz, inanmayın ona. :) (benden duymuş olmayın)sözlüğü bıraktım diye yan çiziyor bana şimdilerde. sen olmazsan sözlüğe kim çemkirir rıdvan dilmen diye. bu mevzuyu fazla uzatmıyorum çünkü hiçbir yere gidemeyeceğini o da biliyor.
    sonuç olarak, sizi tanıdığımız için memnunuz, bunu biliniz, akıllı olunuz efendim.
  • 134
    futbola kendisi gibi bakmıyorum. ben post-modernim. o entelektüel bir totalci. ben 4-3-3'ü, cruyff'u sevmem, o muhtemelen bayılır. ben 4-4-2'ciyim, iki forvet isterim ileride. o dos santos'un futbolunu çok sever, benim işim olmaz. rijkaard'ın adamlığına bayılırım ama taktiğine tekniğine hayır. ben onun, eski hocalar gibi memleketinden taş gibi iki futbolcu getirmesini dilerdim, o bu tür şeyler beklememiştir sanırım ondan. ben arda'nın hala bu takımın en etkili, en yetenekli futbolcusu olduğunu düşünürüm, o kendisini galatasaray futbol takımının üstünde gördüğünü.
    muhtemelen istenilen, beklenilen futbol konusunda anlaşamayacağız ama fikirlerini dosdoğru ve gerekçeli olarak savunduğunu düşünüyorum hiç katılmasam da. captano abiyle olan tartışmasında da kendisinin fikirlerini benimsemiyorum. ama bir taraftan captano abiye olan saygısını sevgisini de koruduğunu düşünüyorum.
    sonuç olarak fikirlerimiz uyuşmasa da bizim kardeşliğimiz fikirler üstü. burada olmasından, yazmasından mutluluk duyuyorum.
  • 63
    künyesine bakınca pilot yazar yazan yazar, dostum, kardeşim, galatasaray sözlük semalarındaki varım yoğum, olmazsa olmazım, anlayın işte her bi şeyim. kendisine alındığımı buradan kendisine beyan etmek isterim. türk hava kurumu'nunn pilot yetiştirme kursuna gidersin de bana haber etmezsin ha. alacağın olsun senin s3th. söylesene sen göklerde kırklara karışırken biz buralarda sensiz naparız. nice olur halimiz. artık kimle birlikte sabri sarıoğlu'nu koruyacağız. abi sabri gibileri mutlaka olmalı diyeceğiz. bu senenin gidişatı hakkında farklı bakış açılarını nasıl yakalayacağız. sevgili s3th, sen gelmezsen yağız atlar yollarda kalır. habersiz bu gidiş niye. yoksam zorla mı gönderildin pilot kurslarına? he? bi alona bakar gözüm. hoşça kalma (yani veda etmiyoruz o manada, hemen de ama öyle denmez ki deme) iki gözüm!!
  • 5
    yazdığı entryler ile sözlüğün son zamanlarda giderek artan kalifiye ve üretken yazar açığına bir nebze ilaç olacağı izlenimini uyandıran ikinci nesil yazar. 21 tane entry girmiş olmasına rağmen sözlük, format ve benzeri konularla ilgili hiçbir şikayette bulunmamış, bu yönüyle ayrıca bir takdiri haketmiştir. hep yazmasını, yazdıkça mutlu olmasını diler; aramıza hoşgeldin derim.
  • 82
    kendisiyle aylar önce bir anlaşma yapmıştık. sanatın en güzide dallarından birini icra edecektik karşılıklı. sevgili seth kendi üzerinde düşeni yaptı da ben beceremiyorum bir türlü. yok yani ilham gelmiyor. istifa mektupları mı yazmadım, beni azad et mi demedim, hepsini dedim ama kabul etmedi. en son vizelerden sonraya atmıştık benim ürün teslim tarihimi ama bana hala ilham gelmiyor, sanırım vizelerden sonra da bitmemiş olacak :(
    kendisine burdan şöyle bir anlaşma teklif ediyorum biz bu işi iyice zamana yayalım. biliyorum bir gün bir yerde benim aklıma gelecek o ve hemen akşamında kendisine internet vasıtasıyla ileticem. aslında ben bundan sonra katıldığı ilk zirvede teslim ederim diye düşünüyordum ama onda da bir yan çizme durumu var. umarım bu en son anlaşma teklifini kabul eder.
  • 104
    ---alıntı---

    düşünülmesi gereken şu; acaba o galatasaray ne kadar frank rijkaard'ın olabildi? yoksa, temelsiz kapitalizmin görgüsüz zenginlerinin hava atmak amacıyla kullandığı, son model spor araba mıydı frank rijkaard?

    ---alıntı---

    aynen öyleydi işte. bu sezon sonu gönderilirse bu tespit %100 doğrudur. kulüp fenerbahçelileşiyor dediğimiz zaman, vizyon dediğimiz zaman anlamayanlar bunu bir düşünsün.

    sofraya çok güzel bir pilav koymuşsun, tane tane, dumanı tütüyor ama ağzına aldığın gibi tükürüyorsun. çok tuzlu. neden koydun sofraya? görüntü olsun diye. aynı o hesap işte.
App Store'dan indirin Google Play'den alın