ilgili maça gayet ideal bir 11'le çıkmış olsa da malesef değişiklikler ile kontrolümüzde olan oyunu çok zora soktu. mertens'in yaratıcılığına, paslarına ne kadar muhtaç olduğumuz ortada, hadi oliveira onun yerine bu işleri bir tık daha geriden yaparken mertens'in yerine oraya girecek daha diri golcü geride olduğumuz maçta işe yarayabilirdi. ama gel gör ki yerine giren isim ne orta sahaya mertens kadar destek çıkabilecek birisi, ne mertens gibi toplu oyuna dahil olabilecek birisi. her şeyi geçtim ne de mertens kadar çevik ve golcü birisi.
gerçekten mertens, zaniolo, kerem 3'lüsünün yerine yunus, rashica, barış alper'i sahaya atarken kafasında ne kurguluyordu anlaması çok güç. 3 değişiklik zaten abartı bir reaksiyondu bana kalırsa, bir de üstüne 10 dakika geçmeden daha da kötüsü geldi mertens - barış değişikliğiyle. rashica ve barış olsa anlarım, rashica'ya zaten ihtiyacımız vardı ama çıkacak oyuncu kerem mi olmalıydı? hadi sakatlık diyelim, barış da fiziki gücü ile üzerine bir kişi çeker ıcardiye alan açılır eyvallah. yunus niye? iyisiyle kötüsüyle çıktığı dakikadan önceki 15 dakikada sahanın en sorumluluk alan, topla birlikte savaşan oyuncusu zaniolo'ydu. öyle böyle, madem fiziki güce ihtiyacın var barış'ın yerine zaniolo sahada kalsa, hem teknik, hem akıllı, hem de kuvvetli ve orta sahayı destekleyebilecek savaşan bi yıldızın sahada kalsa daha iyi olmaz mıydı? giren bu 3 isimden birisi fazlalık, hangisi olduğunun önemi yok ama birisi fazlalık bu çok açık. madem barış'ı alcaksın yunus niye, madem rashica girecek barış niye vs. bir de yetmezmiş gibi gomis de geldi stoperin yerine. savunmadan top çıkaran oyun kurucu gibi oynayan pasör stoper abdülkerim'in yerine fırsatçı golcü santrafor. ilerde 3 santrafor 2 kanat geride 1 stoper 2 bek gibi karman çorman bir yapı çıktı ortaya sonlara doğru, ha öncesi farklı değil. şöyle bir göz ucuyla bakınca bilmeyen birisi maç 11'e 11 oynanıyor demez asla öyle bir kargaşa.
yani teker teker isimlere baktığında yapılan değişiklikleri anlamlandırmak mümkün, fakat tümü ile kombinlediğinizde ortaya ramazan şerbeti gibi garip bişi çıkıyor. tatlı desen değil acı desen değil, hani iyisi olabilir ama o baharatlardan birisi fazla çok belli ve bugünkü çok kötü tat verdi maalesef. zaniolo yerine giren yunus neredeyse topla buluşamadı girdikten sonra. barış alan yaratamadı çünkü iki etken var birincisi rakibin önde olduğu için tümüyle geri çekildi, ikincisi de orta sahada yalnızca torreira ve sergio ikilisini bıraktığın ve önlerine bir 10 numara dahi koymadığın için bomboş bir orta saha kaldı. bunda geri yaslanmalarının da etkisi büyük çünkü oyun alanı çok uzamış oldu ve diri bir iki adam alıp topu rahatça geçer oldu. bir iki tane kıytırık siyahi topçuyla bile bir şekilde zaman öldürüp kontra şansı bile buldular.
malesef ilk yarının sonunda, son haftaların en iyi oyununu oynuyoruz ama kaderin cilvesi misali yenik durumdayız derken, iyi giden takıma gerekli takviyeyi yapıp ilk yarıda yalnızca midstjo yerine sergio hamlesi yerine, bu değişiklikte geç kaldı, ve üstüne panik değişiklikleriyle oyun üstünlüğümüzü rakibin kırmasına müsade etti. üstünlüğü verdi diyemiyorum, keza yine sahada insiyatif her dakika bizde kaldı, ama bunu zaten veren bir rakip var o dakikadan sonra karşında. sana yaratıcı ve bitirici oyuncular lazım. sorun çözen adam lazım yaratan değil. yaratıcı ve bitirici deyince bu tanıma uyan süper lig'den 5 isim çıkar deseler ben ilk 5'e sıralamaları değişecek şekilde kerem, mertens, zaniolo yazarım muhtemelen. nereye çıkıyor abi bu adamlar çat diye, yerine girenlerin hangisi bu rolü üstlenecek? hele ki saha içindeki dağılım da net değilken yedekten gelen oyuncunun pozisyonunu benimseyip katkı sağlaması bu şekilde çok zor. maalesef değişiklikler absürt seviyede tutarsızdı.
buna rağmen yine verilmeyen bariz penaltının ve diğer hakem kararlarının bizi harcamasına da dokunmadan geçmemek lazım. artık ben tiksiniyorum vallahi. futbol konuşmak istiyorum sadece ama hata bende, türkiye'de hala güzel bişeylerin olduğu ihtimaline inanmaya devam ediyorum. taktik teknik sabaha kadar konuşsak da günün sonunda bu boktan düzende hikaye. bu adam bizi buralara kadar bu karaktersiz düzene rağmen getirdiyse, güveni sonuna kadar hakediyordur. yav ne var sanki elindeki kadroya bak ben de getiririm falan demeyin. onları da gördük. en emin olduğum şey şu anda hocanın hak ettiği güvendir benim gözümde tüm bu konuşmaların üzerine hem de.
hoca hatalarından ders çıkarmasını bilen birisi, hallolur, ve lige sağlam bir şekilde döneriz lakin şu türkiye kupasından böyle basit işlerle sürekli saf dışı kalmamız canımı sıkıyor. ne diyeyim, hafta sonu maç olmaması bizim için güzel bi teselli. bu sezon kaybettiğimiz ilk derbi
* hatta genel olarak ilk büyük sınav ve benim hocaya güvenim hala tam.
(bkz:
5 nisan 2023 galatasaray başakşehir maçı)