• 3802
    avrupa liginden elendiğimizde çok üzüldük, kahrolduk muhtemelen 6 milyon euro gelmediği için abdurrahim albayrak ve diğer kişilerinde tüm morali alt üst olmuştur... işte o gün elenmemiz bence bu yönetimi en azından mayıs ayına kadar görevde kalmalarını sağlayacak. bu ölü, yorgun, bitik takım herşeye rağmen devre arasına kadar ligi bir şekilde idare eder. diğer takımlarda oturmuş değil en kötü ocağa 3-5 puan geride girer. ancak işin içinde birde avrupa olsa takım bu haliyle mahvolurdu. yatsınlar kalksınlar avrupa' dan elenmemize dua etsinler...
  • 3804
    dursun özbek denen eskiden başkan olan kişi yüzünden neredeyse kulübün kapısına kilit vurulacakken, avrupa'da bir defa ceza alan kulüp yalnızca üç yıl içerisinde ikinci kez ceza alma noktasına gelmişken, üstüne bütün bunların sebebi olan şahıs kulübün riva projesinden elde edeceği geliri önce tl'ye çevirip sonra çekleri kırdırtarak, o parayı da feghouli'ye belhanda'ya 3 milyon senin 5 milyon benim fütursuzca basmışken bütün bu yaptıklarına rağmen ibra ettirilmiş bu şahıs başarısızlık geleceğini anlayınca önce baskın seçim kararı alarak, kulübü ters ayakta yakalamışken, başlığında yukarıdaki halleri beyanda bulunduğum yönetimin başkanı mustafa cengiz önce ismini ortaya atarak fatih terim'i kazandırdı bu kulübe. hem de umutların tükendiği bir gecede ansızın. sonra başkan olur olmaz taraftarı kenetledi. etkinlikler düzenleyerek bir enerji oluşturdu. fifa'da galatasaray'ın bir ceza daha almasını engelledi. galatasaray'ı ipten aldı. başkan seçildikten sonra işleri düzelten sayın cengiz ve arkadaşları mecbur olmadıkları halde bir seçime daha gittiler. bakın mecbur değildiler. ama sözlerini tuttular. senelerdir bütün başarı hocaya yazılırken bütün başarısızlıklarda öne itilen, başarılı giden sezonun devamında dahi kulübün iç dinamikleri tarafından sırf takribi üç yüz metre karelik bir adada sabah akşam çay çörek yapmalarına mani olundu diye ibra tehdidi ile üstelik beş binden fazla delegesi bulunan kulüpte üç yüz truva atı ile görevden el cektirilmeye çalışıldı. bütün bunlar olurken kendileri sütten çıkmış ak kaşık değildi elbet. ama çok büyük kabahatleri neydi diye düşünürken aklıma sayın terim ve taraftara şirin gözükmeye çalışmaktan başkası da gelmiyor.
    menajerlere para dağıtmadılar. galatasaray taraftarına fan demediler. fatih terim'e eleman demediler. işleri güçleri galatasaray'a incir çekirdeğinin içi kadar da olsa yarar sağlamak. arazı bizim deyip rivada bize kaybettiren, devamında kemerburgaz'da tapusunu aldığın araziye maden şantiyesi açanlara ses edemeyen dursun özbek'ten kalan bütün defolu işleri duzelttiler. florya'yı kurtardılar. bütün bunların yanında transferde yer yer başarılı oldular yer yer başarısız. ama hiç bir dönem sattığından fazlasını alamadılar. dünden beridir birisi uflemis tff limitleri yüzünden harcama yapamadık transfer yapamadık diye herkes de inanmış. ne kardeşim yarım milyar liraya yakın harcama limitleri olan galatasaray takılacak bu limitlere de başka bir allah'ın kulu takılmayacak mı? bizim zaten cebellestigimiz sattığın kadar al davası vardı. orada da limitimiz maicondan dolayı 1.3 ufak tefeklerle 1.9 idi. yani satmadan alamıyoruz. peki kimi satacağız?
    kadroda kim var satılacak? sezon temmuz ayının sonlarına doğru bitmiş. zaman dar. ne yaparsan yap transferlerin yetismeyecegi bir ortamda kimi satacaksın? geçtiğimiz sezonun altincisindan kimi alacaklar? satamadiklari için teknik direktörü tarafından beceriksizlikle itham edilen kulübün sahada beceriksiz oldukları için altıncı sırada tamamlayan takımdan kimi satmamiz beklemiyordu?
    bir tek marcao. yegane potansiyel. burada ilk transfer haberleri çıkınca 20 milyon eurodan aşağıya satılması rezillik diyen de oldu. 6 7 milyona satılırsa başarıdır diyen de. peki gelen teklifler? anladığımız kadarıyla 12 15 milyon euro civarı. hocamız beğenmedi bu fiyatları. bir şekilde transfer sürecine dahil oldu ve marcaoyu sattirmadı. sonuç?
    kimseyi satamadik beceriksiz olduk. e sen sattirmazsan nasıl satılacak bu futbolcular? ozan kabak sözleşmeside serbest kalır maddesine rağmen 11 milyon euro'ya satıldı. sayın hocamız bana sormadılar dedi. yönetimi hedef yaptı. peki bu transfer sezonunda sana sordular galiba sayın hocam. müsade etmedin mi? sonra da çıkıp satmayı beceremiyoruz dersin ne olacak? evet satmayı beceremediler çünkü sayın hocamız efanemiz engel oldu. yine de suçlanan kendileri oldu çünkü marcao 12 milyon euro'ya satılamaz. kendilerinden alınırsa büyük ibret taşıyorlar. demek ki bize dursun gibi uçakları indirip kulübe ceza aldıran başkan ve yönetimi lazımmış kendileri gibi borç daraltıp öncekilerin pisliğini temizleyen değil. hasılı kelam bıraksınlar gitsinler. ben hakkımı helal ediyorum onlar da etsinler. nankör olmanın piyasa yaptığı alemde kahraman olmaya calismasinlar.
  • 3805
    kötünün iyisi olan, ama bu iyinin de vasatı aşamadığı yönetimdir.
    biz galatasaray taraftarları olarak hep günlük ve kısa süreli başarıya odaklanıyoruz. bu yüzden dolayı büyük ve kronik sorunları göremiyoruz yada görmek istemiyoruz.
    geçen seçimdeki adaylara bakarsak kulup kimlere kalmış daha iyi anlayabiliriz. dursun özbek kulübü iflas ettiren, adı birçok rezalete karışan zat, ozan korkut geçmişte hiçbir başarı hikayesi olmayan liseli abilerim cümlesiyle her söze başlayan genç arkadaşımız , bir de mustafa cengiz iyi kötü kulübün menfaatleri için çabalayan iyi niyetli ama yeteneksiz başkanımız.
    mustafa cengize hep kötünün iyisi gözüyle baktım. benim için kendisi , kulübümü soyanlardan kurtaran kişidir. dursun özbekler, duygun yarsuvatlar yanında büyük başkandır ama gerçek bir spor kulübünde kötü bir başkan olarak değerlendirilip birdaha seçilmez muhtemelen.
    tüm bunların sebebi kulüp üye yapısının bozuk olmasıdır.
    kulubün üyelerinin üçte ikisi galatasaray lisesi mezunları ve onların 1. derece akrabalarından oluşmaktadır. bu yapı nedeniyle liyakat esaslı bir yönetim ve başkan seçilememektedir.
    biraz daha açmak gerekirse geçen sene kulübe üye olan 400 kişinin 150 tanesi 18-20 yaşında lise mezunu insanlardan olışmaktadır geri kalan 250 kişi üyelerin anne baba kardeşleri ve dışarıdan üye başvurunda bulunan insanlardır.
    her topluluk üye yapısının kalitesine bağlı olarak yönetilmektedir.
    gssk üye yapısı nicelikten çok uzaktır.
    lise mezunu üye kulübe hiçbirşey vermez tam tersine iş, burs, staj gibi birçok gelecek beklentisi vardır. kısacası verici değil alıcıdır. çok rahat blok oyun bir parçası olur.
    yine üyelerin büyük kısmını olışturan 1. derece akrabalar ise tamamen üye olmasına neden olan akrabasının yönlendirmesine göre hareket eder. birçoğunun galatasarayla ilgisi yoktur. onlar için en önemli şey üyelik kartı ve prestijidir.
    geriye kalan üye yapısının maksimum %20 sini oluşturan kalbi galatasaray için atan, işadamı, yönetici, akademisyenler den oluşur. bu kişiler azınlık olduğu için kulüp yönetiminde etkin ve yetkin olamazlar.
    bu kulüpte en az 50.000 üye olmadıkça bu üyelerin nicelikli mühendis, doktor, turizmci, sanayici, yönetici, spor adamı, akademisyen, iş adamı vs. olması. galatasaray öncelikli bir yaşam biçimine sahip olması gerekir.
    sözün özü bu üyelik yapısı değişmedikçe mustafa cengizi bile arar hale gelebiliriz.
  • 3806
    su ana kadar kendilerini savundum ama sanirim bu son transfer doneminde yapilan seyler beceriksizlikle aciklanmiyor. sanirsam bilerek oyuncu alinmadi, cunku para yok (sicak para). isin kotusu bir aciklanma da yapilmiyor, ve iletisim olarak kesinlikle sinifta kalinildi.

    ugur k bunu aicklamisti dunki bir tweeti ile
    https://twitter.com/...087260057841664?s=20

    ebru gursoy kasimpasa maci sonrasi yarin mesai yogun olacak diyerek transfer imasinda bulundu, fakat ertesi gun bunu yalanladi
    https://twitter.com/...087260057841664?s=20

    birakin bir oyuncu ismi gecmesi, dogru duzgun haber cikmamasi bana tek bir sey soyluyor, bu yonetim transferleri aslinda haziranda bitirmisti. etebo yogun baski sayesinde geldi, fakat daha fazla oyuncu alinmayacagi planlanmis bir seydi. nedenini bilmiyorum, kasada para mi yok, yoneticiler kendi parasini mi istiyor, gercekten bilmiyorum. ama elinde bonservisi olan bir suru orta saha, kanat oyuncusu vs. varken birinin alinmamasinin baska bir aciklamasi yok gibi.

    uzgunum ama mali konuda ne kadar basarililarsa, transfer ve iletisim konularinda da o kadar basarisiz oldular.
  • 3808
    başhekimsin, diş hekimini alıp hastanenin en önemli cerrahı yapmışsın. sonra cerrahın amiyane tabirle sosyal medyada taşak konusu olmuş.

    ki bu en önemli cerrahın girdiği operasyonlarda sıçıp batırmış.

    önünde yeni bir yıl varken aynı cerrahı en önemli pozisyonda tutmaya devam etmişsin.

    bu başhekim ne kadar başarılı ise mustafa cengiz o kadar başarılıdır.
  • 3809
    bugüne kadar sürekli arkalarında durduğum yönetim. hala da mali yönetimden dolayı arkalarındayım ancak transfer konusunda net olarak başarısız olduklarını düşünüyorum. ne oyuncu alabiliyorlar ne de oyuncu satabiliyorlar ayrıca bunları yapamadıkları gibi bir de ipe sapa gelmez akıl almaz açıklamalar ile taraftarı aptal yerine koyuyorlar.

    mustafa cengiz'in yeni bir yönetim ile tekrar başkan olmasını isterim zira kendisinin iyi niyetinden zerre şüphem yok ancak başta abdürrahim albayrak ve yusuf günay olmak üzere yönetim kurulu bu mevkilerde olmayı hak etmiyor. şu an için tek yaptıkları koltuk işgali.
  • 3810
    futbolcu maaşlarını ödemesi gereken yönetim. onun dışında kendilerinden transfer gibi bir beklentim yok. hiç transfer yapmamak yanlış transfer yapmaktan iyidir. feghouli, belhanda, babel üçlüsünden birini satmayı becermelerini beklerdim ama o da çok mümkün değil maaşlardan ötürü. taraftarın sürekli transfer beklemesi bir hezeyandır. fener transfer yapıyo hadi biz de yapalım kafası bu. fener transfer yapmıyo ki, fener çorba yapıyo. onu da al bunu da al. onların taraftarını da biliyoruz zaten. sokaktan geçen adamı alsalar medyadaki uşakları taraftara çok iyi futbolcu diye yutturmaya çalışırlar. biz şimdi kasımpaşa'ya kaybettik de kadromuz kasımpaşa'dan daha mı kötü? yo hayır, futbolcular oynasa teknik ekip konsantre olup dersine iyi çalışsa kazanırdık. ben fatih hocaya da kızamıyorum, ama ne olursa olsun çıkıp maçı kazandırması lazım. kasımpaşaya karşı oynuyosun sonuçta.
  • 3812
    -orta sahaya geçen sezon oynayan seri-lemina’nın yerine taylan-etebo gelmiştir. sağ bek mariano’nun yerine omar ve de onyekuru’nun yerine babel ve emre kılınç monte edilmiştir.
    -marcao, takım uyumu bozulmasın diye fatih terim’in de isteğiyle satılmamıştır.
    -kulübümüz tff harcama limitlerinin değil, uefa’nın ffp kıskacındadır ve gerek harcama gerek başa-baş kuralı gereği bonservisli transfer yapması imkansızdı. kiralamak istediğimiz seri ve onyekuru için ise takımları on milyon euro zorunlu satın alma opsiyonu koydurmak istediklerinden olmamıştır.

    bu gerçekler ışığında, sadece onyekuru gibi hızlı bir kanat forvet alınmalıydı. bunun için uğraşılmalıydı ama başaramadılar. ancak bu durum yönetimi linç etmek için yeterli değil.

    şu anda taraftarın sinirlerini bozan ve transfer diye inleten fenerbahçe’nin yaptığı 18 transfer. bu transferlerin en az 15’nden sezon sonu kurtulmak isteyeceklerini düşünüyorum. biraz sakin olmakta fayda var. onsekiz futbolcu için tahminen 45 m euro, elde kalan on futbolcu için de yine tahminen 25 m euro (gustavo-3,5, ozan 2,5, serdar aziz 2,5, sadık 1,5, dirar 1,750, rodrigues 3,5 vs) ödeme yapacaklar. (tahminen diyoruz çünkü fenerbahçe karanlık bir kulüp hiçbir şeyi açıklamıyor) gizlice ve açıktan verdikleri bonservis paralarını da dahil edersek toplam harcamaları yıllık 100 m euroyu buluyor. (daha sözleşmesini fesheden max kruse’ye yapacakları ödemeyi saymadık) tamam bu paraları ali koç cebinden öder ama öyle kolay olur mu? işte kritik soru bu. ödemeler geciktiğinde takım içinde başlayacak huzursuzluğu bir düşünün. sezon sonu öğrendik ki muriqi’ye sezon içinde hiç ödeme yapmamış ali koç.

    bu sezon yayıncı kuruluşun ödeyeceği rakam taş patlasa 2,5 milyar tl. yani 300 m euro. büyük takımlara düşecek pay 30 m euroyu bulmayabilir. geri kalan gelirler takımın sair masraflarına bile yetmiyor. o zaman sadece futbolcu maaşları için ödenmesi gereken para 40 m euro. bunun daha vergileri var ki aldıkları futbolcuların on sekizi de yeni vergi yasasına tabi. onlar ve mevcutlar için ödenmesi gereken vergi de 30 m euro. bu hesapla nasıl başa çıkacaklarını kimse bilmiyor hatta ali koç bile bilmiyor. yani bu sezon sonunda seçim olduğundan uçurumdan atlayıp intihar etti ali koç.

    sonucu hep beraber göreceğiz. limit aşımı nedeniyle tff ceza verecek mi vermeyecek mi, uefa ffp’yi dolanmak için yaptıkları hileli transferleri inceleyecek mi incelemeyecek mi hepsini göreceğiz.

    sonuç olarak diyorum ki sinirlerimizi bozmadan biraz sabırlı olalım. umalım ve dileyelim ki haksızlık yapanlar, hile yapanlar, ahlak ve etik dışı davrananlar günün yani sezonun sonunda kaybetsin.
  • 3815
    transfer yapmamak başarısızlık değil. misal belhanda'yı almak başarı mıdır? feghouli'yi? falcao'yu? babel'i? hele ki gs gibi reputasyonu yüksek bir kulüpsen, parayı bastırdığın zaman bu tip futbolcuları alırsın. belhanda'nın sözleşmesi, bu topraklarda sevr'den sonra görebileceğiniz en ağır sözleşme mesela, ama basarsın parayı alırsın. para yoktur, ama bu önemli değildir, sen yine de basabilirsin parayı.

    transfer nasıl yapılamaz? 2 edecek futbolcuya 6 vermeyi tercih etmemişsindir olmaz, 1 alması gereken futbolcu 3 ister olmaz, elindeki futbolcuların daha kıymetli olduğunu düşünürsün olmaz. paran yoktur, borç içindesindir, finansal matematikte iflas görünmektesindir, transfer olmaz.

    plansız programsız iş yapılması, sisteme değil kişilere bağlı çalışılması sadece kulübün değil, bu ülkenin sorunu. açıkçası benim bu yönetimden böyle bir beklentim yoktu zaten. yani sonuçta abdurrahim bey'in ikinci başkan olduğu bir yönetimden bahsediyoruz. benim mustafa cengiz ve yönetiminden 1 numaralı beklentim, 1 kuruşun peşine düşmeleriydi, ağır muhasebeci olmalarıydı, bunu da %90 oranında aldım. bu açıdan bu dönemde transfer yapılmamasını kötü bir durum olarak görmüyorum, aksine kamuoyu gözünde bu kadar itibar kaybedeceklerini bilmelerine rağmen transfer yapmamalarını takdirle karşılıyorum.

    mayıs ayında belli ki değişecek bu yönetim. gelen ekibin planlı programlı çalışacağına, kulübü profesyonelce idare edeceğine, borçları daha iyi yöneteceğine inancım var mı derseniz, genel kurulları izleyen, olası başkan adaylarını takip eden biri olarak, yok. taraftarın istediği transferleri yapar mı yeni yönetim, umarım yapmaz.
  • 3817
    iletişim problemini çözmesi gereken yönetim. 2020-2021 transfer döneminin başında transfer yapılamayacağı konusunu geçerli sebeplere dayandırarak anlatsalardı bugün düştükleri bu duruma düşmezlerdi. ama ne yaptılar? taraftara hayal sattılar, ki bu taraftar her koşulda takımın arkasında, yanında durabilecek olgunluğa sahipken. (çoğunluğun böyle olduğunu düşünüyorum.)

    konuşmayı bilen bir canlı' yı alıp basının karşısına çıkarmayı başarabilirlerse sorunun çoğunu çözecekler, yapacakları tek şey konuşabilen bir canlı bulabilmek. bu canlı mümkünse otobüs şirketi sahibi ve iktidar yalakası olmayan, facetime'dan transfer görüşmesi yapmayan birisi olsun.
  • 3818
    1 kadar ay önce abdurrahim albayrak bir çok oyuncumuza teklifler geliyor dedi. bugün ise yusuf günay hiç bir oyuncumuza dünyanın hiç bir yerinden teklif gelmedi dedi. söyledikleri bile birbirlerini tutmuyor. transfer dönemi taraftarı yalanlarla uyutma huylarına sön vermeliler diyeceğim ama önlerinde kısa bir ocak transfer dönemi kaldı. muhtemelen son transfer dönemleri olacak.
  • 3819
    2020-2021 yaz transfer sezonu kendileri adına tam bir fiyasko ile son buldu. yinede şanslılar ki, pandemi dolayısıyla maçlar seyircisiz oynanıyor. aksi takdirde stada gelip maç izleyebileceklerini sanmıyorum. bu transfer penceresi kapandı ve şimdi önlerinde 10 maçlık bir serüven var. buradan çıkacak sonuçlar kendilerinin ligin ikincisi yarısında görevlerine devam edip etmeyeceğini belirleyecek. olurda kendilerini ikinci yarıya atabilir, devre arası transfer döneminde de yönetimde görev almaya devam ederler ise bugüne kadar gösterdikleri basiretsizliği devam ettirip, ikinci yarıya da takımı eksik bırakacaklarını düşünüyorum. fakat beni endişelendiren ligin ikinci yarısı da değil artık, tamamen gelecek sezon. hali hazırda, en az bir hatta bana göre rotasyonuyla birlikte iki orta saha ihtiyacı var iken, gelecek sezon bu sayı otomatik olarak dörde çıkacak. belhanda'nın sözleşmesi dolacağı gibi kiralık olarak kadroya katılan etebo'da kendi takımına geri dönecek. bununla birlikte, şimdilerde hiç kafa yormadığımız sol bek pozisyonu da, saracchi'nin liepzig kadrosuna katılmasıyla boşa çıkacak. kanatlarda babel ve feghouli ile allah rızası için devam etmezler artık. sonuçta o pozisyonlar da birer ihtiyaç. forvete gelince, eğer radamel falcao ve diagne'de futbol oynamaya karar vermezlerse bir büyük boşluk da orası için görünüyor. şimdiden umut kırmak istemem ama gelecek sezona da bu yönetim kafasında devam edersek herhalde günün sonunda bizi tımarhaneye kapatırlar. gidişat o yönde. şimdiden uyarayım da ben..!
  • 3820
    transfer yapamadığı ve takım başarısız olduğu için eleştirilince moralleri bozulan yönetim. kusura bakmasınlar, hata bizde. vizyonsuz 3 tane adama sırf dursun'dan kurtardılar diye ilah muamelesi yaptık. benim gözümde adnan polat, özhan canaydın ve duygun yarsuvat yönetimlerinden zerre farkı yok. biraz daha zorlarsalar dursun'u yakalayacak potansiyelleri de var.
  • 3822
    dursun özbek sendromu ve liseli ihtilal denemesi sonrası özellikle de başkanın hatrına kalben desteğimi kazanmış yönetimdi.
    en büyük iddiaları galatasarayın parasını iyi yönetmekti.
    fakat bu gün goruyoruz ki; ozan, garry, gomis gibi oyuncuların satışı dısında sağlanan kaynak yok, gelirlerken çok altı çizilen sponsorlar belki günün koşulları sebebi ile de falcaonun atamadığı gollerin bonusunu zor öder durumda.
    ayrıca sürekli belhanda ve feghoulinin yüksek kontratları üzerinden oyuncu satamadıkları konusunda hem taraftarlar tarafından hem de kendileri savunma yaptılar.
    fakat yine görülüyor ki, kendi dönemlerinde alınan babel, diagne, falcao gibi oyuncuların kontratları belhanda ve feghouli'nin ki kadar başımıza bela. ayrıca belhanda ve feghoulinin katkısı ile bu üç ismin katkısı karşılaştırılmaz.
    açıkcası sürekli eldekileri satıp yanlış transferlere ve kiralik oyunculara harcadığımız bir dönem yaşadık ve artık satacak kimse kalmadıgı bu sezon 50 gün bekleyip transferi kapattık.
    sayın başkan ve yanındaki gölgeler kusura bakmasın ama bu parayı iyi yönetmek degil.
    bunların yanında sportif olarak yönetimi değerlendirince de yönetim başarılı mı tartışılır. avrupa'da tarihin en kötü dönemlerinden birisini yaşıyoruz ve bir şampiyonluk ardından 6. olduk.
    bu gün için gözüken de yeni sezonda da fatih terimin son basın toplantısındaki sözleri ve tavırlarından da anlaşılacağı üzere ilk 3 büyük başarı olacak.
    son olarak bana göre yönetimin en kötü özelliği , çok yumuşatamayacağım, sürekli umut vermek üzerine taraftara yalan söylemesi. ilk forvetsiz dönemden başlayarak, son olarak da bu sezon yalan üzerine yalan açıklamalar duyduk.
    bundan sonra galatasaray'ın başına gelebilecek en iyi şey, bu yönetimin acilen istifası, albayrak ve günay'ın tanıdığını bile içinde yer alamayacağı bir yönetimin gelmesidir.
  • 3823
    en büyük şansı dursun özbek yönetimi ve fatih terim'in teknik direktörlüğü olan yönetim. dursun özbek yerine gelmiş olmasalar bırakın kaç transfer sezonunda yaşattıkları rezillikleri, daha ilk transfer sezonunda ndiaye'yi satıp yerine kimseyi almayınca kelleleri istenirdi.

    yani transfer olaylarında bu kadar beceriksiz olmaları akıl alır gibi değil. hadi 1-2 basiretin bağlandı saçmaladın da her seferinde de ayıp artık ya.

    17/18 devre arası: ndiaye'yi sattılar, kimseyi almadılar. hocayı 2018 yılında selçuk inan'a* muhtaç ettiler. hoca mezardan donk'u çıkarmasaydı o kadro ve yatırım felaket ile sonuçlanacaktı.

    18/19 yaz transfer sezonu: takıma gomis dışında alternatif santrfor gerekirken transferin son günlerinde gomis'i satıp kimseyi almadılar. gomis'i satarken bir de oyuncuyu taraftarın önüne attılar. bu rezillik şampiyonlar liginde gruptan çıkamamamıza sebep olduğu gibi o sezon bizi şampiyonluktan da ediyordu. hocayı donk ve maicon'u forvet oynatmak* zorunda bıraktılar. yine bu dönemde emre akbaba meselesini de eline yüzüne bulaştırdı yönetim. bu arada onyekuru transferini tebrik etmek lazım. o konuda iyi iş çıkardılar.

    18/19 devre arası: hoca; ozan kabak'ın satılmasını istemediği, sezon sonunda daha iyi bedelle satılabileceğini söylemesine rağmen ozan'ı tutamadılar. 6 ay önce halletmeleri gereken santrfor meselesini, devre arası transfer sezonunun son günü yan mahalleden diagne ve futbolu bırakan mitroğlu* ile hallettiler.

    19/20 yaz transfer dönemi: en iyi dönemleri. kağıt üstünde şov yaptılar haklarını vermek lazım ancak en iyi dönemlerinde bile falcao sürecini rezil bir şekilde yönettiler. öyle ki kendi kendilerini falcao'yu almak zorunda bıraktılar. hocanın çok istekli olmadığı belliydi ancak transferi öyle bir duruma soktular ki hoca bile o an taraftarın karşısında duramazdı. yanlış anlaşılmasın o dönem biz de istedik falcao gelsin ancak ben süreç yönetiminden bahsediyorum. söylentinin 2. haftası falcao ile fotoğraf paylaşmak yerine ''falcao olmayacak.'' deselerdi kimse kelle istemezdi diye düşünüyorum. sadece falcao süreci yetmedi bir de vedat muriqi var tabii. vedat muriqi meselesi, yusuf günay'ın ''kuruş değil duruş.''* tiviti ile akıllarda yer etti.

    20/21 yaz transfer sezonu: hocanın daha önceki sezon bitmeden ''umarım bütün transferler yetişir.'' sözünü yanlış anlamış olmalılar ki transfer yapmayarak tam kadro kamp yapmamızı sağladılar. hiçbir oyuncuyu satamadılar ve kaynak yaratamadılar. bütün orta sahası kiralık oyunculardan oluşan ve 1 yıl önceden transferin gerekeceği belli olan bölgeye menajer önerisi etebo hariç kimseyi almadılar. yine bu dönemde mert hakan yandaş transferini bitiremediler. kulüplerinde oynamayan ve galatasaray'a gelmek için can atan seri ve onyekuru'yu kiralayamadılar. bu transfer dönemi de akıllarda ''transfer için daha 50 günümüz var.'' ve ''galatasaray'da transfer bitmez.'' sözleriyle akıllarda kalacaktır.

    ne oyuncu satabiliyorlar ne oyuncu alabiliyorlar ne iş bitirmeleri gereken konularda iş bitirebiliyorlar ne düzgün iletişim kuruyorlar ne de transfer süreçlerini yönetebiliyorlar. yani neresinden tutsan elinde kalıyor resmen. korkunç bir yönetim performansı gerçekten.

    kendilerini bu kadar savunan, ibra edilmedikleri gün ortalığı ayağa kaldıran taraftara bu performansla karşılık verdiler ya ne diyelim helal olsun.
  • 3824
    öyle uzun uzun şeyler yazmayacağım. kısa birkaç konuya değinip geçeceğim.

    kendi dönemlerinde alınan sportif başarıların aslan payı fatih terim, dönemsel olarak bazı futbolcuların performansına aittir.

    geçen sene şampiyonlar liginde istesek bile başka hiçbir kaynakta bulamayacağımız gelir fırsatını, transfer sebebiyle alamayışımız kendilerine yazar.

    bu sene hocanın istediği kadroyu şekillendiremeyerek elendiğimiz uefa avrupa liginin ekonomik gelirlerinin kaybı da kendilerine yazar.

    çıkıp boşuna laf cambazlığı yapmasınlar, ekonomik güç yok oyuncu alamayız o zaman başarı olmaz sonuç olarak ekonomik olarak yine zayıf düşüyoruz.

    forma alacakmış da taraftar, mobil uygulamaya üye olacakmışız da öyle para birikecekmiş. kimin formasını alacak, kimin başarısını izlemek için üye olacak. kaç tane yapacak da sadece bir galibiyetine milyon euro verilen şeyleri geçecek.

    şurada oturup herhangi bir cafede kahve içsek 1 bardağına 15 lira veririz. bizim appimize üye oldum aylık 19 liraya, 1 ay sonra iptal ettim. üyelere özel diye koydukları içerikleri, hikayeleri 10 bin kişi falan görüntülüyor.

    yazık, neyi izleyecek ki. başarılarla ilerlesek orası nasıl da canlanırdı. ben kendilerine destek ve sempatimi kaybettim.

    muhafazakar kafayla, tedbir kafasıyla bir yerlere varılmaz. galatasaray öyle bir yer değildir. genç, enerjik, cesur, diğerlerinden ayrı ve hep başarıya açız. aksi galatasarayın ruhuna aykırıdır.
  • 3825
    son günlerde ciddi eleştirilere tutulan, kulübümüzün mevcut yönetimi.

    köpocu musun yoksa uykusuz dergisi'nde yayınlanmış önemli ve hit alan bir karikatürün * zihinlere kazınan bir repliği. okuduğunuzda yüzünüzde acı bir tebessüm bırakan bir karikatürdür kendisi. bu karikatür günümüz galatasaray taraftarının özetidir.

    https://tr.pinterest.com/pin/44613852544106144/

    karikatüre derinlemesine baktığınızda tam olarak ülkemizin her alanına sirayet eden sosyo-politik fikir durumunu görebiliyorsunuz. her şey çok net bu yeni dünyada: ya siyahsınız ya da beyaz. sizlere herhangi bir gri alan tanımlanmamış, ya da adminler tarafından bırakılmamış.

    ülkenin politik iklimi belli, orayı eleştirmek için burası zaten geçer akçe bir saha değil. bizim derdimiz galatasaray.

    ülkenin, -hakkını yemeyelim aslında- dünyanın milenyumla birlikte iki kutuplu bir toplum yapısına yavaş yavaş evrildiği malum. ortaya çıkan gündem yaratımında başarılı iki ana akım fikir çarpışırken minik kavramların ve fikirciklerin önemi kalmaz. bu tutum tüm sahalara yansımış durumda.

    galatasaray bundan yaklaşık 3 sene evvel önemli bir buhrandan kurtuldu. tarihin muhtemelen en kötü başkanı dursun özbek görevden ayrıldı. seçimle o koltuğa mustafa cengiz oturdu. buraya kadar her şey normal gibi görünse de aslında en büyük tehlikenin başladığı nokta tam olarak burasıydı.

    mustafa cengiz yönetimine başkanlığı getiren dursun özbek yönetiminin basiretsizliği, onlardan beklenecek beklentiyi de taraftarlar açısından minimize etti. bizler minicik olumlu işlere kocaman alkışlar tutmaya başlarken dozunda ve önemli eleştirileri duymazdan gelip anlatılanları umursamaz olduk.

    yazar olarak en çok ofsatylananlar listemde toplam 30 entry var. bu entrylerin tepe noktasında mustafa cengiz adından başka örnek göremezsiniz desem yeridir.(ilk 5'te 4 *) bir kaç tane örnek fikrimi bırakayım ortaya. (bkz: #2689688), (bkz: #2698992), (bkz: #2836718), (bkz: #2700247)

    bu entrylerde de görebileceğiniz gibi aslında salt bir şekilde yönetimin yanlışlarını eleştirdim. hatta itirafına teşekkür ettiğim için yine ben ofsaytlandım. * ortada çok temiz, anlaşılır bir durum varken bir anda dm'lerde dursuncu ilan edildim. bu benim şahsi problemimden ziyade sözlükte, kulüp yönetimine muhalif düşünce besleyen ya da dile getiren tüm yazarlar için böyleydi. üstelik içimizde bu kulübe genel kurul üyesi olup cengiz yönetimine oy vermesine rağmen dursun özbek taraftarı ilan edilenlerin mevcut olması ayrı bir trajikomik hikaye.

    oysa bizler "ne -o-cuyduk, ne de -bu-cu" bizler salt galatasaray taraftarıydık. yönetim ozan kabak'ı hoca'dan izinsiz sattı derken de bu kulübün menfaatlerini düşünüyorduk, alan carvalho, pato, ever banega, anthony modeste, moder vb. transferler yapılamazken de. kulübün iç işlerine müdahale noktasında basit birer etkisiz eleman, sadece tribünde parasını ödediği müddetçe koltuğuna sahip çıkabilen sade taraftarlardık.

    popüler kültür çok hızlı yaşanıyor ülkemizde. söylem popülerliği, madde popülerliği, fikir popülerliği adına ne derseniz deyin konuşmamız istenen hangi konu olursa olsun onu konuşuyoruz sokaklarda, caddelerde ya da sözlüğümüzde. bu doğrultuda da bize empoze edildiği gibi ya "jaws efendinin karşısındayız ya da köpocu olarak safındayız" başka opsiyonumuz yok. siz siz olun arkadaşlar derdi galatasaray olan, gecesini gündüzüne katıp galatasaray'ı düşünen insanları kırmayın. onlara bir taraf etiketi yaftalamayın. gün olur hepimiz sığınacak bir gri fikir limanına hasret oluruz.

    edit: link
App Store'dan indirin Google Play'den alın