• 3826
    iletişim problemini çözmesi gereken yönetim. 2020-2021 transfer döneminin başında transfer yapılamayacağı konusunu geçerli sebeplere dayandırarak anlatsalardı bugün düştükleri bu duruma düşmezlerdi. ama ne yaptılar? taraftara hayal sattılar, ki bu taraftar her koşulda takımın arkasında, yanında durabilecek olgunluğa sahipken. (çoğunluğun böyle olduğunu düşünüyorum.)

    konuşmayı bilen bir canlı' yı alıp basının karşısına çıkarmayı başarabilirlerse sorunun çoğunu çözecekler, yapacakları tek şey konuşabilen bir canlı bulabilmek. bu canlı mümkünse otobüs şirketi sahibi ve iktidar yalakası olmayan, facetime'dan transfer görüşmesi yapmayan birisi olsun.
  • 3827
    1 kadar ay önce abdurrahim albayrak bir çok oyuncumuza teklifler geliyor dedi. bugün ise yusuf günay hiç bir oyuncumuza dünyanın hiç bir yerinden teklif gelmedi dedi. söyledikleri bile birbirlerini tutmuyor. transfer dönemi taraftarı yalanlarla uyutma huylarına sön vermeliler diyeceğim ama önlerinde kısa bir ocak transfer dönemi kaldı. muhtemelen son transfer dönemleri olacak.
  • 3828
    2020-2021 yaz transfer sezonu kendileri adına tam bir fiyasko ile son buldu. yinede şanslılar ki, pandemi dolayısıyla maçlar seyircisiz oynanıyor. aksi takdirde stada gelip maç izleyebileceklerini sanmıyorum. bu transfer penceresi kapandı ve şimdi önlerinde 10 maçlık bir serüven var. buradan çıkacak sonuçlar kendilerinin ligin ikincisi yarısında görevlerine devam edip etmeyeceğini belirleyecek. olurda kendilerini ikinci yarıya atabilir, devre arası transfer döneminde de yönetimde görev almaya devam ederler ise bugüne kadar gösterdikleri basiretsizliği devam ettirip, ikinci yarıya da takımı eksik bırakacaklarını düşünüyorum. fakat beni endişelendiren ligin ikinci yarısı da değil artık, tamamen gelecek sezon. hali hazırda, en az bir hatta bana göre rotasyonuyla birlikte iki orta saha ihtiyacı var iken, gelecek sezon bu sayı otomatik olarak dörde çıkacak. belhanda'nın sözleşmesi dolacağı gibi kiralık olarak kadroya katılan etebo'da kendi takımına geri dönecek. bununla birlikte, şimdilerde hiç kafa yormadığımız sol bek pozisyonu da, saracchi'nin liepzig kadrosuna katılmasıyla boşa çıkacak. kanatlarda babel ve feghouli ile allah rızası için devam etmezler artık. sonuçta o pozisyonlar da birer ihtiyaç. forvete gelince, eğer radamel falcao ve diagne'de futbol oynamaya karar vermezlerse bir büyük boşluk da orası için görünüyor. şimdiden umut kırmak istemem ama gelecek sezona da bu yönetim kafasında devam edersek herhalde günün sonunda bizi tımarhaneye kapatırlar. gidişat o yönde. şimdiden uyarayım da ben..!
  • 3829
    transfer yapamadığı ve takım başarısız olduğu için eleştirilince moralleri bozulan yönetim. kusura bakmasınlar, hata bizde. vizyonsuz 3 tane adama sırf dursun'dan kurtardılar diye ilah muamelesi yaptık. benim gözümde adnan polat, özhan canaydın ve duygun yarsuvat yönetimlerinden zerre farkı yok. biraz daha zorlarsalar dursun'u yakalayacak potansiyelleri de var.
  • 3831
    dursun özbek sendromu ve liseli ihtilal denemesi sonrası özellikle de başkanın hatrına kalben desteğimi kazanmış yönetimdi.
    en büyük iddiaları galatasarayın parasını iyi yönetmekti.
    fakat bu gün goruyoruz ki; ozan, garry, gomis gibi oyuncuların satışı dısında sağlanan kaynak yok, gelirlerken çok altı çizilen sponsorlar belki günün koşulları sebebi ile de falcaonun atamadığı gollerin bonusunu zor öder durumda.
    ayrıca sürekli belhanda ve feghoulinin yüksek kontratları üzerinden oyuncu satamadıkları konusunda hem taraftarlar tarafından hem de kendileri savunma yaptılar.
    fakat yine görülüyor ki, kendi dönemlerinde alınan babel, diagne, falcao gibi oyuncuların kontratları belhanda ve feghouli'nin ki kadar başımıza bela. ayrıca belhanda ve feghoulinin katkısı ile bu üç ismin katkısı karşılaştırılmaz.
    açıkcası sürekli eldekileri satıp yanlış transferlere ve kiralik oyunculara harcadığımız bir dönem yaşadık ve artık satacak kimse kalmadıgı bu sezon 50 gün bekleyip transferi kapattık.
    sayın başkan ve yanındaki gölgeler kusura bakmasın ama bu parayı iyi yönetmek degil.
    bunların yanında sportif olarak yönetimi değerlendirince de yönetim başarılı mı tartışılır. avrupa'da tarihin en kötü dönemlerinden birisini yaşıyoruz ve bir şampiyonluk ardından 6. olduk.
    bu gün için gözüken de yeni sezonda da fatih terimin son basın toplantısındaki sözleri ve tavırlarından da anlaşılacağı üzere ilk 3 büyük başarı olacak.
    son olarak bana göre yönetimin en kötü özelliği , çok yumuşatamayacağım, sürekli umut vermek üzerine taraftara yalan söylemesi. ilk forvetsiz dönemden başlayarak, son olarak da bu sezon yalan üzerine yalan açıklamalar duyduk.
    bundan sonra galatasaray'ın başına gelebilecek en iyi şey, bu yönetimin acilen istifası, albayrak ve günay'ın tanıdığını bile içinde yer alamayacağı bir yönetimin gelmesidir.
  • 3832
    en büyük şansı dursun özbek yönetimi ve fatih terim'in teknik direktörlüğü olan yönetim. dursun özbek yerine gelmiş olmasalar bırakın kaç transfer sezonunda yaşattıkları rezillikleri, daha ilk transfer sezonunda ndiaye'yi satıp yerine kimseyi almayınca kelleleri istenirdi.

    yani transfer olaylarında bu kadar beceriksiz olmaları akıl alır gibi değil. hadi 1-2 basiretin bağlandı saçmaladın da her seferinde de ayıp artık ya.

    17/18 devre arası: ndiaye'yi sattılar, kimseyi almadılar. hocayı 2018 yılında selçuk inan'a* muhtaç ettiler. hoca mezardan donk'u çıkarmasaydı o kadro ve yatırım felaket ile sonuçlanacaktı.

    18/19 yaz transfer sezonu: takıma gomis dışında alternatif santrfor gerekirken transferin son günlerinde gomis'i satıp kimseyi almadılar. gomis'i satarken bir de oyuncuyu taraftarın önüne attılar. bu rezillik şampiyonlar liginde gruptan çıkamamamıza sebep olduğu gibi o sezon bizi şampiyonluktan da ediyordu. hocayı donk ve maicon'u forvet oynatmak* zorunda bıraktılar. yine bu dönemde emre akbaba meselesini de eline yüzüne bulaştırdı yönetim. bu arada onyekuru transferini tebrik etmek lazım. o konuda iyi iş çıkardılar.

    18/19 devre arası: hoca; ozan kabak'ın satılmasını istemediği, sezon sonunda daha iyi bedelle satılabileceğini söylemesine rağmen ozan'ı tutamadılar. 6 ay önce halletmeleri gereken santrfor meselesini, devre arası transfer sezonunun son günü yan mahalleden diagne ve futbolu bırakan mitroğlu* ile hallettiler.

    19/20 yaz transfer dönemi: en iyi dönemleri. kağıt üstünde şov yaptılar haklarını vermek lazım ancak en iyi dönemlerinde bile falcao sürecini rezil bir şekilde yönettiler. öyle ki kendi kendilerini falcao'yu almak zorunda bıraktılar. hocanın çok istekli olmadığı belliydi ancak transferi öyle bir duruma soktular ki hoca bile o an taraftarın karşısında duramazdı. yanlış anlaşılmasın o dönem biz de istedik falcao gelsin ancak ben süreç yönetiminden bahsediyorum. söylentinin 2. haftası falcao ile fotoğraf paylaşmak yerine ''falcao olmayacak.'' deselerdi kimse kelle istemezdi diye düşünüyorum. sadece falcao süreci yetmedi bir de vedat muriqi var tabii. vedat muriqi meselesi, yusuf günay'ın ''kuruş değil duruş.''* tiviti ile akıllarda yer etti.

    20/21 yaz transfer sezonu: hocanın daha önceki sezon bitmeden ''umarım bütün transferler yetişir.'' sözünü yanlış anlamış olmalılar ki transfer yapmayarak tam kadro kamp yapmamızı sağladılar. hiçbir oyuncuyu satamadılar ve kaynak yaratamadılar. bütün orta sahası kiralık oyunculardan oluşan ve 1 yıl önceden transferin gerekeceği belli olan bölgeye menajer önerisi etebo hariç kimseyi almadılar. yine bu dönemde mert hakan yandaş transferini bitiremediler. kulüplerinde oynamayan ve galatasaray'a gelmek için can atan seri ve onyekuru'yu kiralayamadılar. bu transfer dönemi de akıllarda ''transfer için daha 50 günümüz var.'' ve ''galatasaray'da transfer bitmez.'' sözleriyle akıllarda kalacaktır.

    ne oyuncu satabiliyorlar ne oyuncu alabiliyorlar ne iş bitirmeleri gereken konularda iş bitirebiliyorlar ne düzgün iletişim kuruyorlar ne de transfer süreçlerini yönetebiliyorlar. yani neresinden tutsan elinde kalıyor resmen. korkunç bir yönetim performansı gerçekten.

    kendilerini bu kadar savunan, ibra edilmedikleri gün ortalığı ayağa kaldıran taraftara bu performansla karşılık verdiler ya ne diyelim helal olsun.
  • 3833
    öyle uzun uzun şeyler yazmayacağım. kısa birkaç konuya değinip geçeceğim.

    kendi dönemlerinde alınan sportif başarıların aslan payı fatih terim, dönemsel olarak bazı futbolcuların performansına aittir.

    geçen sene şampiyonlar liginde istesek bile başka hiçbir kaynakta bulamayacağımız gelir fırsatını, transfer sebebiyle alamayışımız kendilerine yazar.

    bu sene hocanın istediği kadroyu şekillendiremeyerek elendiğimiz uefa avrupa liginin ekonomik gelirlerinin kaybı da kendilerine yazar.

    çıkıp boşuna laf cambazlığı yapmasınlar, ekonomik güç yok oyuncu alamayız o zaman başarı olmaz sonuç olarak ekonomik olarak yine zayıf düşüyoruz.

    forma alacakmış da taraftar, mobil uygulamaya üye olacakmışız da öyle para birikecekmiş. kimin formasını alacak, kimin başarısını izlemek için üye olacak. kaç tane yapacak da sadece bir galibiyetine milyon euro verilen şeyleri geçecek.

    şurada oturup herhangi bir cafede kahve içsek 1 bardağına 15 lira veririz. bizim appimize üye oldum aylık 19 liraya, 1 ay sonra iptal ettim. üyelere özel diye koydukları içerikleri, hikayeleri 10 bin kişi falan görüntülüyor.

    yazık, neyi izleyecek ki. başarılarla ilerlesek orası nasıl da canlanırdı. ben kendilerine destek ve sempatimi kaybettim.

    muhafazakar kafayla, tedbir kafasıyla bir yerlere varılmaz. galatasaray öyle bir yer değildir. genç, enerjik, cesur, diğerlerinden ayrı ve hep başarıya açız. aksi galatasarayın ruhuna aykırıdır.
  • 3834
    son günlerde ciddi eleştirilere tutulan, kulübümüzün mevcut yönetimi.

    köpocu musun yoksa uykusuz dergisi'nde yayınlanmış önemli ve hit alan bir karikatürün * zihinlere kazınan bir repliği. okuduğunuzda yüzünüzde acı bir tebessüm bırakan bir karikatürdür kendisi. bu karikatür günümüz galatasaray taraftarının özetidir.

    https://tr.pinterest.com/pin/44613852544106144/

    karikatüre derinlemesine baktığınızda tam olarak ülkemizin her alanına sirayet eden sosyo-politik fikir durumunu görebiliyorsunuz. her şey çok net bu yeni dünyada: ya siyahsınız ya da beyaz. sizlere herhangi bir gri alan tanımlanmamış, ya da adminler tarafından bırakılmamış.

    ülkenin politik iklimi belli, orayı eleştirmek için burası zaten geçer akçe bir saha değil. bizim derdimiz galatasaray.

    ülkenin, -hakkını yemeyelim aslında- dünyanın milenyumla birlikte iki kutuplu bir toplum yapısına yavaş yavaş evrildiği malum. ortaya çıkan gündem yaratımında başarılı iki ana akım fikir çarpışırken minik kavramların ve fikirciklerin önemi kalmaz. bu tutum tüm sahalara yansımış durumda.

    galatasaray bundan yaklaşık 3 sene evvel önemli bir buhrandan kurtuldu. tarihin muhtemelen en kötü başkanı dursun özbek görevden ayrıldı. seçimle o koltuğa mustafa cengiz oturdu. buraya kadar her şey normal gibi görünse de aslında en büyük tehlikenin başladığı nokta tam olarak burasıydı.

    mustafa cengiz yönetimine başkanlığı getiren dursun özbek yönetiminin basiretsizliği, onlardan beklenecek beklentiyi de taraftarlar açısından minimize etti. bizler minicik olumlu işlere kocaman alkışlar tutmaya başlarken dozunda ve önemli eleştirileri duymazdan gelip anlatılanları umursamaz olduk.

    yazar olarak en çok ofsatylananlar listemde toplam 30 entry var. bu entrylerin tepe noktasında mustafa cengiz adından başka örnek göremezsiniz desem yeridir.(ilk 5'te 4 *) bir kaç tane örnek fikrimi bırakayım ortaya. (bkz: #2689688), (bkz: #2698992), (bkz: #2836718), (bkz: #2700247)

    bu entrylerde de görebileceğiniz gibi aslında salt bir şekilde yönetimin yanlışlarını eleştirdim. hatta itirafına teşekkür ettiğim için yine ben ofsaytlandım. * ortada çok temiz, anlaşılır bir durum varken bir anda dm'lerde dursuncu ilan edildim. bu benim şahsi problemimden ziyade sözlükte, kulüp yönetimine muhalif düşünce besleyen ya da dile getiren tüm yazarlar için böyleydi. üstelik içimizde bu kulübe genel kurul üyesi olup cengiz yönetimine oy vermesine rağmen dursun özbek taraftarı ilan edilenlerin mevcut olması ayrı bir trajikomik hikaye.

    oysa bizler "ne -o-cuyduk, ne de -bu-cu" bizler salt galatasaray taraftarıydık. yönetim ozan kabak'ı hoca'dan izinsiz sattı derken de bu kulübün menfaatlerini düşünüyorduk, alan carvalho, pato, ever banega, anthony modeste, moder vb. transferler yapılamazken de. kulübün iç işlerine müdahale noktasında basit birer etkisiz eleman, sadece tribünde parasını ödediği müddetçe koltuğuna sahip çıkabilen sade taraftarlardık.

    popüler kültür çok hızlı yaşanıyor ülkemizde. söylem popülerliği, madde popülerliği, fikir popülerliği adına ne derseniz deyin konuşmamız istenen hangi konu olursa olsun onu konuşuyoruz sokaklarda, caddelerde ya da sözlüğümüzde. bu doğrultuda da bize empoze edildiği gibi ya "jaws efendinin karşısındayız ya da köpocu olarak safındayız" başka opsiyonumuz yok. siz siz olun arkadaşlar derdi galatasaray olan, gecesini gündüzüne katıp galatasaray'ı düşünen insanları kırmayın. onlara bir taraf etiketi yaftalamayın. gün olur hepimiz sığınacak bir gri fikir limanına hasret oluruz.

    edit: link
  • 3835
    başkanımız mustafa cengiz'i eleştirince ona haksızlık ettiğimi düşünüyorum ama yönetim olarak ekibini değiştirmesi gerektiği kesinlikle tartışılmaz.

    başta transfer konusu ve iletişim olmak üzere donanımlı ve profesyonel insanlar ekibinde yer almalı.
    galatasaray'da transfer bitmez ve daha transfer için daha 50 günümüz var gibi mesnetsiz sözlerle taraftarı aptal yerine koyan yöneticileri istemiyoruz.

    olay basit aslında şeffaf olun ve doğru ne ise onu söyleyin.
    başka da bir şey beklediğimiz yok.
    zira taraftar olarak biz de biliyoruz para olmadığını, satmadan alamayacağımızı.
  • 3836
    takım oynamadığı zaman futbolcuların vasatlığı yerine "sadece" hocayı eleştirenler, konu yönetim basiretsizliği olunca "cengiz başkan iyi de çevresi kötü" moduna geçiyorlar.

    bir kurumun başarısızlığı "personel"den başlar. evet futbolcular hatalıdır, evet yöneticler beceriksiz; fakat kurumda var olan başarısızlığı gidermek de yönetici vasfındakilerin sorumluluğudur. bunun da 2 yöntemi vardır; ya iş bölümünü tekrar düzenlersin ya da personel değişikliğine gidersin.

    bu bağlamda futbol takımımızın başarısızlığının ana sebebi futbolcu kadrosu, bu başarısızlığın devamı ise fatih hocanın kabahatidir.

    tıpkı yöneticilerin beceriksiz olması ama mustafa cengiz'in buna karşı aksiyon alamaması gibi.

    yani sabah akşam fatih terim eleştirip sonra da mustafa cengiz güzellemesi yapmak en hafif tabiriyle saflık, doğru tabirle bastıralamayan düşmanlıktır. ne düşmanlığı onu da siz bulun bakalım.
  • 3843
    bu kadarı da fazla artık gerçekten fazla. gomise yapılan, fernandoya yapılan şimdi de feghouli, belhanda ve falcao üçlüsüne yapılıyor. transfer yapamadın, oyuncu satamadın, başımızdaki teknik direktör sayesinde hala bir umudumuz var. ama artık susun be kardeşim.

    sizin istediklerinizi yapmadı siye hemen futbolcuları taraftarın önüne atmayın. ali naci’ye oğuz altay’a talimat verip galeyana getirmeyin. feghouli de, belhanda da bu kulüple başarılı işler yapmış 2 sezonda 100 milyon euroya yakın şampiyonlar ligi geliri getirmiş oyuncular. 4-5 yıllık sözleşmeleri bu adamlar zorla istemedi. bakın gerçekten yine iyi niyetliler de bu kadar eleştiriye, bu kadar kine rağmen 5 sene yatarım demediler.

    feghouli imzayı attığı anda 20 milyon euro cebindeydi. belhanda imzayı attığı anda 14 milyon euro cebindeydi. isteseler 1 gram uğraşmadan bu paraları tarık çamdal gibi yata yata alırdılar. şimdi çalkantılı olduğumuz eksik kadro olduğumuz bu dönemde bu oyuncuları neden taraftarın önüne atarsın ?
  • 3844
    ağızlarını her açtıklarında futbolculara hiç bir borçlarının olmadığını dile getiren yönetimdir ama ne hikmetse takımdan ayrılan her futbolcu için x miktar alacağını bıraktı tarzı haberleri çıkıyor ve fedakarlıklarından dolayı teşekkür ediliyor, anlayamıyorum sözlük en son pilot olmuştum bu yönetim yüzünden ama artık yolcular bari ben yolcu olmayayım, umarım sağlıklı ve uzun ömürlü sevdikleri ile güzel bir yaşantıları olur.
  • 3846
    galatasaray'ın sorunu aslında ülkenin sorunu ile benzer şekilde ilerliyor. yani 20-30 sene önceye bakınca ulan gerçekten güzel günler geçirmişiz diyoruz.
    evet o zamanlar da çok mutlu değildik ama bence bugüne kıyasla çok daha iyiydik. galatasaray'ın durumu da benzer şekilde ilerliyor.
    galatasaray da değişti, hemde çok değişti. evet yine süper yönetilmiyordu belki ama başkan yardımcısı yusuf günay değildi mesela...
    faruk süren, alp yalman, adnan polat, mehmet cansun, özhan canaydın, ergun gürsoydu... isimleri say say bitmez.
    galatasaray'a başkan olacak kişi yönetimlerde pişerdi, bir yöneticilik geçmişi olurdu.
    ünal aysal ile beraber bu gelenek bozuldu:(
    dursun özbek, mustafa cengiz ve muhtemelen 2021 mayıs ayında seçilecek kişi de aynı olacak.
    ali uras, ali tanrıyar, selahattin beyazıt başkanlık yaptı galatasaray'da, yani önemli bir makamdı.
    bugün ali fatinoğlu başkan adayı olup, 200 küsür oy alıyor:(
  • 3847
    pandemi dolayısıyla maçların seyircisiz oynanmasını doğru bulmayıp, seyircili oynanmasını isteyen fakat yine pandemi dolayısıyla genel kurul yapmayan yönetim.

    futbol maçına seyirci alınması sadece o statta olacakları değil, onların oraya ulaşımları ile de alakalıdır. sosyal mesafeye ve maske kullanımına toplu taşımalar kadar dikkat edilir genel kurulda.

    aslında hepimiz biliyoruz mevzunun ne olduğunu.

    dediklerinin türkçesi şu, siz bize para verin isterseniz ölün umurumuzda değil fakat biz sağlıklı olalım. ya da biz pandemiyi bahane ederek makamlarımızı koruyoruz.

    yaptıkları, söylemleri ve hareketleriyle sürekli çelişen, oyuncusuna, hocasına mobbing yapan, dışarıya karşı hiç bir ağırlığı olmayan yönetimdir. hiç kimsenin beğenmediği rahmetli özhan canaydın bile sadece bir maçtan dolayı ali aydın gibi hakemin düdüğünü asmasını sağlamıştı.

    galatasaray başkanlığı gün geçtikçe kötüye giden bir mevkii olmaması gerekmektedir.
  • 3849
    https://www.milliyet.com.tr/...ek-istiyorum-6325848

    sözlük yine şaşırtıyor beni. bir insanın her dediğini bu kadar kötü niyete yormak niçin? hayır genel kurulun çoğunluğu yaşlı olmasa bir şey demeyeceğim. seçim için başka yollar denenebilir. stadyumda olabilir belki. aşının bulunma durumu ile gelecekte ne olabileceğini anlarız.

    rica ediyorum adamlar ayağımız ağrıdı dese gelecek yorum muhtemelen "gitmek için yol yapıyorlar. gitsinler de kurtulalım." olur. akıl alır gibi değil.
  • 3850
    https://twitter.com/.../1314571672847089671

    futbolcularının maaşlarını kontratlarında yazan bedelden eksik ödediklerini kamuoyuna açıklamakta herhangi bir beis görmemişler. sabotaj durumu olduğu kanıtlanmamışsa (ki nasıl kanıtlanacak) isterse her maç kendi kalesine gol atsın, hukuken futbolcuya taahhüt ettiğin maaşı eksiksiz ödemek zorundasın. acaba ne yaptıklarının farkındalar mı? hem adamın parasını ödeme, hem de bunu marifetmiş gibi kamuoyuyla paylaş.futbolcuları tamamen taraftarın ve basının önüne atmalarını geçtim, inşallah bu yaptıklarının hukuki bir yaptırımı yoktur.

    edit: bu arada bu maaşlar ödendi olayı özellikle yerli oyuncular için borçsuzluk kağıdı alındı türünden bir olay olabilir. geçen sene bu dönemler de borçsuzuz dendi, bir yerlere yolladığımız her yerli oyuncu alacağından vazgeçiyordu en son.
App Store'dan indirin Google Play'den alın