• 38
    30-35 kişi tarafından dövülerek kalleşce katledilen bir genç insan. boynunda hangi atkı vardı, dövenler hangi takımlıydı hiç ama hiç önemi yok.
    maçlarımızı olimpiyat stadında yaptığımız dönemden iki anım var;
    ultraslan'ın olduğu üst tribünden alt tribüne izmarit, toz, pislik bişeyler yağdı. bir taraftar yukarı doğru bağırdı, "beyler ayıp oluyor, yapmayın" o anda en az 250-300 tane "yaratık" alt kata hücum etti, o arkadaşı resmen linç ettiler. polis zor yetişti.
    en son alparslan dikmen geldi ve tek söylediği "bakın bakalım bizden alınan var mı"
    o arkadaş rakip değildi, kendi taraftarımızdı ama onunda gördüğü muamele aynısıydı.
    yine olimpiyattayız, bir f.bahçe maçı. tıfıl bir genç yanıma yanaştı "abi f.b. tribünü ne tarafta" neyse tarif ettim peşinede sıkı sıkı tembihledim "aman koçum bulamazsan sakın polisten başkasına sorma" bu genç de rakipti ama linç ettirmedim
    demem o ki; insanlar ikiye ayrılır, iyiler ve kötüler ve bu tuttuğun takıma göre, ırkına mezhebine göre değişen birşey değil. her toplumun içinde çürük elmalar var, sanki kendi içlerinde hiç yokmuş gibi ekşi'deki bazı bjk'liler bu vahşi olay üzerinden senelerdir galatasaray'a hakaretler yağdırıyor. maç günleri beşiktaş-kadıköy iskelesi civarında rakip taraftar avına çıkanlar yapıyor hemde bunu.
  • 21
    oktay'ın öldürüldüğü gün ben de oradaydım. öncelikle eskiden maç önceleri sert kavgalar olurdu kapı kapma muhabbeti yüzünden. bunu aklınızın bir köşesine yazın. yani her tribün aynıydı. oktay'ın ölümünden daha önce de behzat'ın ölümü var. neyse oktay'a dönersek olay evet maç çıkışı oldu. önce bjk'lıları saldılar onlar gitti sonra gs'lılar salındı. arada en azından 20 dk var. öyle olayı epikleştirip birden 50 kişilik grup geldi ellerinde sopa vardı yok adamın bakışları şimşek gibiydi gibi hikayeleri zaten geçsinler. o zamanlar cevahir'in olduğu yer de geniş boş bir alandı. sirkler kurulurdu bazen, bazen lunapark bazen de fuar-panayır gibi şeylere ev sahipliği yapardı. işte gs'lılar topluca maçtan çıkınca bjk'lılar pusu atmış ama işe yaramamıştı oraya doğru kaçtılar. o zamanlar gorbon mu gabon mu öyle bir yer vardı antil kuntil bişi onun önünde bir kaç bjk'lıyı yakaladı gs'lılar orada bir çocuğun yerde kaldığını biliyorum. sonrasında gelen vurdu giden vurdu. yani şişli yönüne giden, yerdeki çocuğu görüp tekme attı yoluna devam etti. mecidiyeköy yönüne giden, yerdeki çocuğu gördü bir tekme attı devam etti. zaten olayı kimin yaptığı konusunda bir netlik yok. ama polis, tribün lideri diye hemen sebo'ları gözaltına aldı. yurdeşen karahasan sanırım o zamanlar o olayla epey ilgilenmişti. (zaten sebo'nun manevi babası derlerdi onun için). tribünde hırsız bir çocuk vardı şevki diye. ondan sonra o olayı hep üstlendi -ben yaptım gibilerinden- olay da öyle kaldı. ama dediğim gibi haznedar tayfasıymış yok esenlermiş kartalmış gibi bir durum olmadı.

    olayları kendi dönemine göre incelerseniz doğru analiz etme şansınız doğar. tabii ki hiç bir insan oğlu ölmesin ama özellikle o sıralar insan hayatının çerez olduğu bir ülkeden bahsediyoruz. o süreçte her gün iki hatta üç tane karakol taranıyordu istanbul'da hatırlayanınız var mı? bazı illegal partilerin bölünme sürecine girmiş olması istanbul'u filistin'e çevirmişti. o süreçte maçta ölen birine de kimse takılmadı zaten. ki aşağı yukarı aynı zamanlarda "fb efsanesi" cemil turan da bıçaklanmıştı gene bjk'lılar tarafından (gerçi onun da altında çok sebep vardı)

    bjk'lıların mühendis oktay mevzusunu birden hoplatmalarının sebebi engelsiz aslanların maçında ihalenin onlara patladığının farkına varmaları ve gs yönetiminin en son yaptığı açıklamalar. yoksa zaten tarih boyunca pislik olup pisliklerinden övünen bir grubun stadlarında şehit ettikleri arkadaşları (cihat aktaş) için de bir anma programı yapmaları gerekmezmiydi?

    not: tam tarihi hatırlamadığımdan ufak bir google araştırmasıyla öğrendim ki cihat aktaş 22 kasım 2004 günü öldürülmüş inönü stadında. e 20 gün önce bu tribüncü bjk'lılar neredeydi? neden anmadılar gencecik çocuğu?

    not2: tribününden nefret etmeye hazır amma adam varmış arkadaş. her mevzuda "ay midem bulandı", "ay kusazaaammm" diye lohusa modunda geziyorsunuz. anasını satayım biletini biletixden alıyon maçtan 15 dk önce maça gidip koltuğuna oturuyorsun dünyanın en efendi insanı kendin sanıyorsun.
  • 39
    kendisini öldürenler, yargılananlar, hapis yatanlar, beraat edenler, ölümünde payı olanlar; bunca yıldan sonra nasıl rahat rahat uyuyabiliyorlar merak ediyorum. ben böyle bir olayın içerisinde olsam en iyi ihtimalle aklımı kaybederim. ruh sağlığı ve vicdanı olan hiçbir insan evladı bu olayı hasarsız atlatamaz. hiç örselenmeden yaşayabilmek için içinde vicdan namına zerre barındırmamak bile yetmez.
    yazık.
    bu ölümü kullanıp rakip oldukları takıma saldıranların da katline sebep olanlardan tek farkları henüz katil olma fırsatı yakalayamamış olmalarıdır. katilin formasının renklerinin değiştiği benzeri o kadar çok olay var ki.
  • 27
    olayın sosyolojik boyutuna gireyim de sahte hümanistlere daha anlaşılır anlatayım. öncelikle ölen her insan için aynı duyguyu besliyoruz. anlattıklarım olayı görmüş birinin izlenimi. tiyatral bir hava da verebilirdim bu konuda çıkan kitaptaki gibi. "vuranların ağzından salyalar akıyordu gözleri çakmak çakmaktı bize doğru tehdit dolu bakışlar attılar ve vurmaya başladılar" gibi. ama ben olanı anlatıyorum. gerçek her zaman korkutucudur zaten. çok eskiye gitmeye gerek yok. fb-göztepe maçında salağın biri fb otobüsüne taş fırlatmış ne akla hizmetse. ve hemen orada olan göztepeliler adama tekme tokat girmişler eğer o sırada orada polis olmasa aynı linç orada da olmayacak mıydı? linç kültürü bu ülkenin iliklerine kadar işlemişken var olan olayı anlattığım için ben barbar oluyorum sizler halim selim insan öyle mi? 2 sene önce manisa'da sırf çingene diye, geçen sene inegöl'de kürt diye insanlar linç edilmeye kalkmadı mı? ki bu verdiğim 3 örnek de 2010ların türkiyesinden. olayı legalleştirmiyorum ama bir grup diyor ki bu adamlar hala reis. ben diyorum olayı yapan o adamlar değil. bir grup diyor bıçaklandı. ben diyorum bıçaklanmadı. bir grup diyor adammı dövülürmüş. samiyendeki son sezonda ankaragücü maçı esnası ali smai yen sokakta olsaydınız görürdüm ben sizi maç için adam öldürülmüymüş ne yapılırmış. onlarca ankaragücülü girdi o kitlenin arasına satırlar döner bıçaklarıyla üstelik hiç alakası olmayan sadece eğlenip 2 bira içip maça girmeyi düşünen insanların arasına.

    burada benim insanlığımı değil olayları sorgulayın. zaten bana insanlık dersi vermek için önce adam olmanız lazım. şebelekliğe lüzum yok. hayatında maç havası tatmamış adam ne anlar bu durumdan. cepheye hiç gitmemiş adamın askere ayar vermesinden farklı değil sizin tepkileriniz.

    misal eskiden yapılan savaşlarda savaşı kazanan ordu, kaybeden ordunun köylerini yakıp yıkıp kadınlara tecavüz edermiş. o zamanki insanlara da bunu sorduğunda tabii ki daha hırslanırlarmış bir başka savaşta bu kez onlar o misillemeyi yaparmış. günümüzde ise savaşlarda böyle bir durum yok. tecavüz zaten olmaz. kafa kesme koparma eskiden normalken şimdi bu olay bir savaş anında bile olsa tüm dünya ürpererek bunu seyreder ve sorumluların yakalanması için ulsulararası baskı olur. yani savaşların bile koşulları kanunları değişti.

    hayatta bazı olaylara normal insan mantığıyla bakamazsın. misal uluslararası diplomatik ilişkilerde normal insan gibi tepki vererek iş yürütemezsin. çünkü bazı tavizler verirsin belli kazanımlar elde etmek için. normal insanlar ise yanındayken yalakalık eder evde otururken asıp gürler hayatı açık veya koyu diye net görür. tribüncülük de böyledir.

    artık tribüncülük diye birşey kalmadı. maça rahat rahat gidip geliyorsan o azından köpükler çıkarak hakaret ettiğin adamlar sayesinde rahat gidiyorsun. yoksa eski ortam olsa otobüsten indirirler temiz sopanı yersin abi abi çekersin dayak yediğinle kalırdın. bugün 3 büyükler arasındaki hiç bir maçta kavga çıkmıyorsa o maçlara gönül rahatlığıyla gidiyorsan sebebini bileceksin böyle ona buna insanlık dersi vermeyeceksin. bunu hem buradakilere hem mühendis oktay olayını pişirip ortaya koyan bjk'lılara diyorum. şairin dediği gibi barış istiyorsan cenge hazır olmalısın. siz bilirmisiniz 93'de 3-2 yendiğimiz roma maçı sonrası rumeli caddesinin girişinde bjk'lılarla çatıştığımızı? biz gitmeden önce kaç tane gs'lıyı (adam maçtan çıkmış sadece taksime yürüyor aslında) bıçakladıklarını? olay olması için bıçaklanman dayak yemen için hiçbir mantıklı sebep yokken oluyordu bunlar. düşün bjk maçı bile değil. ve bunlar polis kontrolünde oluyordu. 94'deki manu maçı maceralarımı anlatmıştım kabaca blogumda. polisin ben efendi davrandım diye bana nasıl kızdığını gidip manu taraftarına küfür etmek zorunda olduğumu. leeds maçında polisler gene insanlara yol verdi resmen dövdürdüler leeds taraftarını. işler kontrolden çıkacak diye engellemeye çalışan adamları olaylar bittikten sonra içeri aldılar.

    konudan kopmamak lazım. türk tribün tarihi oldukça kirli pis ilişkilerin içiçe olduğu bir tarihtir. siyasi gruplar ve bu gruplar üzerinden ülkeyi kontrol eden gruplar tarafından yönlendirilmiştir. mühendis oktay bu anlamda evet bir mihenk taşıdır. yurtdışında çalışan okumuş biri olunca bu daha fazla ses getirdi. ama o günden önce ölenler 3. sayfaya 'borç için arkadaşını vurdu' 'namus için öldürdü' diye geçti kayıtlara. kısasa kısas gibi saçma ve gericil düşüncelere zaten katılmıyorum. tirbünde de bu olay dönmez zaten. o gün olan olmuştur ertesi gün bitmiştir o olay. bu tribün olayları diyince sadece istanbula takılı kalmayın. izmirde ankarada izmitte bursa da maçlara gidildiğinde yaşananlar hala akıllarda eskişehir deplasmanına 2 sene önce gidnlerden dinleyin bakalım neler yaşanmış. özellikle şehir takımları ile olan maçlara gittiğinde o şehrin polisi de bu adamları kolladığından tüm günün cehennem ızdırabında geçer

    mühendis oktay, toprağı bol olsun türk sporuna büyük hizmeti olmuştur kişidir. çünkü bu talihsiz hadiseyle birlikte tribün barışı için adımlar atılmıştır. ister sevin ister sevmeyin sebo'nun bu anlamda çok fazla katkısı vardır. bu yüzden de ben oktay'ı hep öyle hatırlayacağım.
  • 34
    türkiye'de maçlardan önce randevulaşmalı çatışmaların sona ermesine vesile olan, yanlış zamanda yanlış yerde bulunmasının bedelini canıyla ödemiş insan. ölmesinden ve ölüm şeklinde ziyade mesleğiyle ön plana çıkarak kamuoyunda infial yaratmış; artan kamuoyu baskısı neticesinde gelen devlet baskısı ve zaten o dönemde iyice "kelle koltukta" geziliyor olmasının neticesinde bu işlere bir son verilmiştir. ölümünün üzerinden 20 küsur sene sonra yapılmaya çalışılan sidik yarışları, beyaz futbol tarzı maymunluklar falan oldukça acıklıdır. galatasaray ve beşiktaş "firm"leri arasındaki kovalamacanın ortasında kalmış; kuvvetle muhtemel sürü psikolojisine kurban gitmiştir. #1116534 numaralı entry'de belirtildiği gibi cevahir'in olduğu yer ve bazı beşiktaşlıların başka internet kaynaklarında bahsettiği şişli camii o dönem mecidiyeköy'deki maçlar öncesinin randevulaşma mekanlarıydı. iki grubun birbirini aradığı sırada galatasaray'lı grubun güzergahı üzerinde olma talihsizlliğini yaşamıştır muhtemelen.

    http://1.bp.blogspot.com/...9HMA/s400/oktay4.JPG

    anılması ne kadar doğruysa, sidik yarışı uğruna yalan yanlış şekilde gelecek nesillere aktarılması da o kadar yanlıştır. futbol şehididir, hayatın baharında sönüp gitmiş bir yıldızdır, insanım diyen herkesin içinde yara olmalıdır. ama olayları doğru şekilde aktarmak, faili bilinmese de teşhisleri doğru koymak, o günlerin tekrarı değil başka oktayların sokaklarda rahatça yürüyebilmesi uğruna çaba sarfetmek kendisinin hatırasına gösterilebilecek yegane saygıdır.
  • 10
    katilleri çok uzakda değildir. içimizdedirler. ali samiyende kapalıda ve yeni açığın numaralıya bakan kısmında (bkz: haznedar grubu) ikamet ettiler. şimdi pegasusdalar. arada sahaya inip üçlü falan çektirir en başındaki zat , klupden aldığı biletleri kara borsada satarlar. lakapları bilmem ne reisdir. 106 senelik klubun yüzkaralarıdır.

    http://stalker-21.blogspot.com/...nefret-bizim_12.html
  • 17
    öncelikle şunu diyeyim ilgili olay çok kötü ve yaşanmaması gereken bir olay imiş. ki bu olayı gerçekleştirenlerin hala tribünlerimizde "reis" olarak bulunması acıdır ancak;

    ben niye utanayım, galatasaray camiası niye utansın bu kötü olaydan onu anlayamıyorum. beşiktaş taraftarı kendisine yasak olmasına rağmen sözde ultras geyiğine (gbkz: engelli(!)) basketbol mücadelesini basmaktan, yaptığı ırkçılıktan, çıkardığı sayısız olaylardan, maç günü olsun olmasın üzerinde sarı kırmızı gördüğü bir insanı beşiktaş çarşısında tartaklamaktan(ki karşılık gelirse daha daha ileri gitmekten) utanmazken , fenerbahçe tribünleri açtığı aşağılık bile denmeyecek onlarca pankarttan, türk futboluna ektikleri nefret tohumlarından, yine çıkarttıkları olaylardan, sırf üstünde sarı kırmızı bir ibare var ya da plakası gs diye cadde'den geçirmediği araçlardan, daha geçen yıl yaşattığı terörden anarşiden utanmazken galatasaray taraftarı geçinen bir kaç gerizekalının fi tarihinde yaptığı bu olaydan ben niye utanayım ulan?

    nitekim bu olayı gerçekleştirenler bugünde orada burada karaborsayla filan uğraşan benim gözümde gerçek galatasaraylı olmayan tiplerken niye utanayım, evet kınarım yapana yaptırana küfürde ederim ama kendimi bu utanca sokmam çünkü gerçek galatasaray taraftarınında camiasınında utanılacak bir durumu yoktur. habu adamların tribünde reis olmasından utanıyorsanız her gün her yeri karartmanız lazım, çünkü bu adamların galatasaray tribününe yakışmayacak mühendis oktay olayından çok daha büyük bir çok kötü yönleri vardır.

    kısaca her ortamda kendi camiasını itin götüne sokmak için bir yol bulan galatasaray taraftarı olmayın rica ediyorum. evet kötü bi olaymış, evet yapan insanların allah belasını versin ama bu olayı tüm galatasaray taraftarına hatta camiasına mal etmek tam manasıyla öküzlüktür alet olmayın.

    özet geç diyenler için not: illa utanacaksanız ülkemizde ki futbol fanatizmi adına yapılan onlarca olaydan komple utanın, galatasaraylılığınızdan değil bu ülkede ki herkes adına utanın, çünkü her derbi öncesi beşiktaşta, cadde'de, istiklal'de bu olay gibi bir kişiye 30 kişi saldırılan bir çok olay oluyor, o insanların ölmeden kurtulması sebebiyle sanki her yeri isviçre, mühendis oktay olayınıda gül bahçesindeki deve dikeni gibi görüp camianızı itin götüne sokmayın.
  • 11
    katillerinin yancıları, 60 derecelik beyaz şapka giymektedir. ayrıca bu katillerin peşine takılmış çocuklar, mühendis oktay öldürüldüğü gün dünya'da bile yoktu. katillerin peşlerine takılanlar, 14-20 yaş arası reyizimiz, başganımız diye ortada gezinir, gözleri açılınca reyizlerin peşini bırakır. alttan nesil geldikçe, reyizlerin/katillerin yancıları azalmaz. eğer bundan sonra insanlar 13 yaşından sonra direkt 20 yaşına atlasaydı, bu katillerin peşinden koşacak kimse olmazdı. alttan nesiller geldikçe, beyaz şapkalılarda da eksilme olmayacaktır.
  • 23
    mühendis oktay, bir gençti. öldürüldü, atkısındaki renkten ötürü. utanç duyuyor muyum? evet. vicdanını çöpe atmamış her insan gibi, tribünlerde bu gencin katillerinin reislik etmesinden doalyı utanç duyuyorum. utanç duymayanlardan da rica ediyorum, bir daha fenerbahçe taraftarına şikeden neden utanç duymadıklarını sormasınlar. zira şikeyi de onlar değil, aziz yıldırım ve yöneticiler yaptı, değil mi?

    bu utanç duymama meselesinden daha vahim bir şey de var ki o da bu başlık altında bu cinayeti masumlaştırmaya çalışan tiplerin oluşu. "efendim olayları tarihi şeylerinde..." diye bik bik ötenlere sormak istiyorum, ulan, iki renk yüzünden bir gencin öldürülmesinin tarihi mi olur? delirdiniz mi? vicdanınızı ne yaptınız siz be, nasıl insanlar olmuşsunuz? iki saniye düşünsenize, kardeşinizin böyle öldüğünü bir düşünün. benim kardeşim var ve ona böyle bir şey olacak, o 'ama tribüncülük' laflarıyla olayı masumlaştırmaya çalışanları bulur o tribünlerini yediririm onlara.

    çok açık söylüyorum: gönlüm isterdi ki katilleri müebbet yesin. ben yapmıyorum usta, ben de kızıyorum ediyorum, yeri gelir biz de gireriz kavgaya o da başkadır, ama ben kimseyi öldürmüyorum. başkası da öldürmeyecek. hele de böyle bir sebeple. öldürecekse, cezasını çekecek.

    onu öldürenler, leedsli ingilizleri de öldürdü. cinayeti masumlaştıranlar, o iki cinayeti de masumlaştırdı. utanıyorum, evet, bunları yazmak zorunda olmaktan dolayı utanıyorum.
  • 3
    (bkz: tribün terörü)
    o zamanların iddaalarına göre kendisinin boyunundaki atkı juventus atkısıdır, italya'dan beşiktaş'ı desteklemeye gelmiştir. tribünlerde şu anda görülen olayların hiçbir şey olduğunun kanıtıdır bu olay ne yazık ki. renkleri ne olursa olsun o haznedar grubu saldırganları insanlık dışı bir olaya sebep olmuşlardır. bir kişi ölmüştür ama üç büyük takımın taraftarı bundan böyle tribün terörüne hayır diyelim açılımına gitmişlerdir. o zamanlardan beri de küfür vs. olsa da en azından saldırı olayları büyük ölçüde azalmıştır. rekabete kan karıştıranlar utanmalıdır her zaman. kendisi "beşiktaş şehidi" olarak tanımlanır ama aslında kendisi "spor şehidi"dir bizim gözümüzde, boynundaki atkının renginin bir insan hayatı söz konusu olduğunda hiçbir önemi yoktur.
  • 40
    futbol yüzünden hiç kimse ölmesin burnu bile kanamasın.hiç bir aile evlat acısı yaşamasın.

    böyle bir olaydan dolayı üzgünüm ama sosyal medyada bu olayı tüm galatasaray camiasına mal etmek hiç hoş değil.

    tepkinin yeri galatasaray değil holiganizm olsun.bu tür kluplere yönelik nefret söylemleri şiddeti alevlendirir.holiganizimin rengi olmaz.

    tekrar allah rahmet eylesin.
  • 22
    yasanmamasi gereken uzucu olay.

    evet kimse yasanmasini istemezdi ama hakkinda bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlar da buraya yazmasin bir zahmet. sahis olarak bile kimin yaptigi belli olmayan bir olay icin amerika'daki sicak koltugundan burada hedef gostermeyeceksin. kimse olayin arkasinda degil, kimse oktay'in olmesini istemezdi fakat bu mevzuyu da galatasarayin kara lekesi gibi gostermeye calisanlara da okkali bi "hassiktir!" gelsin benden.

    velhasil, bu uzucu olayi kendine siper edenlerin gazina gelmeyin derim.
  • 1
    14 aralık 1991 galatasaray beşiktaş maçı çıkışında 30-35 kişilik bir galatasaraylı grup tarafından dövülerek öldürülen beşiktaş taraftarı. italya'da çalışan bir makine mühendisi olması sebebiyle medya tarafından "mühendis oktay" olarak öne çıkarılmıştır.. tam ismi oktay akdemir'dir. hayatını kaybetmesiyle medyaya "futbol terörü" isimli nurtopu gibi bir tema çıkarmış, üç büyük takım tribünleri arasında "barış" olarak adlandırılan ve halen daha sürdürülen ateşkesin imzalanmasına da sebep olmuştur. olayın nasıl gerçekleştiği konusunda internet ortamında birkaç farklı ifade bulunsa da netice itibarı ile kaybedilenin bir insan, yitip giden bir can olduğu gerçeği ne yazık ki değişmeyecektir...

    ukdeyi veren: zizonkovac (4/5/2009 06:57)
  • 12
    bugün ölümünün yıldönümüdür.nur içinde yatsın.

    --- alıntı ---

    oktay , bugün hayatta olsaydı, 50 yaşında olacaktı. belki de oğluyla, kızıyla gelecekti bu akşam ki maça. belki de oğlu “hadi baba, sen de kapalı’ya gel bu akşam” diyecekti. “yok evlat, biz eskiler deniz tarafında oluruz yine” diye yanıtlayacaktı oktay . hiçbir zaman yaşanmayacak dialogların hayalini kurmak kaldı bize. bir de çıkarmadığımız dersler.

    --- alıntı ---
  • 26
    arkadan bıçaklamanın kitabını yazmış tribünlerin çocukları, her 14 aralıkta, ölen bir insanın anısına saygı gösterme bahanesiyle galatasaray taraftarlarına saydırırlar. amaç ölen insana saygı duymak yada anmak değil, galatasaray'a kin kusmak, olayı tüm galatasaraylılara mal edip kendini tatmin etmek. çoğu o sene vitamin dahi değilken, mühendis oktay üzerinden edebiyat yapmadan önce gidip, cihat aktaş'ı ve ferdi aslan'ı kabri başında ziyaret etsinler.
  • 29
    bu başlığa yazılanları okuyorum okuyorum ama bende mi bir problem var gerçekten anlamıyorum.

    hiç kimse burada ölümü desteklemiyor.

    hiç kimse ölen oktay için iyiki ölmüş demiyor.

    hiç kimse öldürenler için iyiki öldürmüşler veya olur böyle şeyler takılmamak lazım demiyor.

    herkesin söylediği allah rahmet eylesin ama bundan dolayı galatasaray camiası ve galatasaray taraftarı suçlanamaz.

    ama sen her zamanki gibi objektif olacağım diye takımını her ortamda ezdiren taraftar olarak buradaki yazanlara laf sokmaya çalışıyorsun. yahu adamlar seni manipüle ediyorlar. samimi olsalar cihat aktaşı da konuşurlar, biraz uyanık olun.

    valla bizim bizden başka dostumuz yok ama bize de en çok zararı yine biz veriyoruz.
  • 2
    olayın tek tanığı olarak mahkemeye çıkan barış tut'un "futbol nedir ki" kitabında öldürülmesi şöyle anlatılmaktadır.

    --- alinti ---
    "bir anda binlerce insan doluştu mecidiyeköy caddelerine. önce beşiktaş taraftarı çıktı dışarıya. kalabalığın arasına karışarak buluşma noktasına gittim. epey sonra galatasaray taraftarları göründü. süreyya erken davrananların arasında, çabucak geldi sözleştiğimiz yere.
    geldiğimiz gibi, yürüyerek dönmeye karar verdik. biraz arkamızda yaklaşık elli kişilik bir gurup, ellerinde sopalar ve demir çubuklarla küfürler ederek ilerliyordu. gurubun liderliğini uzun boylu, sarışın ve yüzünü atkıyla örtmüş bir genç yapıyordu.
    elinde kalas gibi kalın bir sopa vardı. arkamızdan geldiklerini bilerek, ama hızlanmadan, dikkatle yürüyüşümüzü sürdürdük. şişli yolu üzerindeki bir durakta, demirlere yaslanmış sessizce duran genç bir adama şöyle bir gözümüz takılmıştı ama hemen arkamızdan gelen ve artık yoldan geçen araçları taciz etmeye başlayan gurup ona vahşi hayvanlar gibi saldırdı. sopalar çoktan yere serilmiş adamın üzerine inip kalkıyordu.
    adamın hareketsiz duran bedenine sayamadığımız kadar çok tekme indirdikten sonra çemberi genişlettiler. sarışın genç, elindeki sopayla son darbeyi vurduktan sonra, izlendiğinin bütünüyle bilincinde olarak, başını kaldırdı ve çevresini süzdü. o nefretle bakan gaddar gözleri unutmak kolay olmayacaktı..."
    --- alinti ---
App Store'dan indirin Google Play'den alın