• 101
    içine dahil olduğum taraftar grubu.

    kaynağım fm oyunları değil gerçekler, uefa'dan men yememiz kaynağım, bu sene de men gelmediği için şükretmemiz. bu duruma gelmemek için de yapılması gereken şey muhasebe. yoksa koltuklarını korumak için şov transferlerle muhasebeci olmayan taraftarın gözünü boyayan iradesiz başkanlar kulübün dibini zaten dinamitledi. bugünü düşündüğümüz kadar geleceği de düşünmek durumundayız. bir de üstten üstten konuşmuyorlar mı deli oluyorum.

    ayrıca yetiştirici kulüp olmak zorundayız, real madrid değiliz, barcelona değiliz, liverpool değiliz, hatta maddi olarak west ham bile değiliz. devam etmek gerekirse inter değiliz, milan değiliz biz. kendimizi olduğumuzdan büyük görmeyi bırakalım artık. gerekirse yetiştirici kulüp olmak için 3-4 sene şampiyonluktan da vazgeçebiliriz doğru bir planlamayla. galatasaray da fener de bjk de borç içinde. çünkü birbirlerine üstünlük kurabilmek için kısa dönem başarıya dünyanın parasını harcayıp 3 sene sonra aynı parayı bir daha harcamak durumunda kalıyoruz. alınan oyuncular da min 28-29 olduğundan tekrar kazanç elde etmek mümkün olmuyor.
  • 102
    öncelikle belirtmem gerek ki içerisinde bulunduğum taraftar grubudur.

    aysal döneminde flaş transferler, büyük meblağlar ödedik ve 1 sene avrupa kupalarından men yedik. senelerdir galatasaray'ın borcu var diye konuşuldu, araziler peşkeş çekildi. bundan sonra saçma harcamalar yapıldığı takdirde galatasaray'da kemer sıkma dönemi başlar.

    bu mantığı eleştiren taraftar grubunu demirören dönemindeki sesi çok çıkan bjk taraftar gruplarına benzetiyorum. çıldırt başkan bizi, quaresma'yı al, yok ps'de barca bjk almak yasak bundan sonra diyenlerin birkaç sene sonra menemen'e ekmek bandığını hepimiz biliyoruz.

    bu sebepten galatasaray gibi avrupa'ya nazaran ekonomik gücü zayıf olan kulüplerin doğru hamleler yaparak artıya geçmeleri ve doğru finansal yapılanmaya gitmesi zorunlu.

    genellemeler yanlıştır ama etrafımda muhasebeci taraftar bunlar diye eleştiri yapanların çoğunun bankalara borcu olması da enteresan olsa gerek.
  • 103
    tüm galatasaraylıların dahil olması gereken taraftarlardır. artık deniz bitti. istediğimiz gibi ona buna 3-5 vererek transfer yapamayız. ne bunun için paramız var ne de ffp buna müsade ediyor. ayağımızı yorganımıza göre uzatmak zorundayız şu saatten sonra.

    unutulmasın bu duruma oyunculara ederinden daha fazla vererek, gereksiz oyuncular transfer ederek geldik. bundan artık vazgeçmek zorundayız. diğer yandan da ekonomik olarak güçlenmek için değerini bulan oyuncuyu satmak zorundayız. konu sadece garry ya da belhanda'nın satışı değil. kadromuzdaki tüm oyunculara değerini bulan bir teklif geldiğinde satarak kulübe kazanç sağlamalıyız. daha geçen yaz bruma'yı sattık, bu sayede takım kurduk. bu yaz da garry'i satarak gerekli takviyeleri uygun maliyetle yapabiliriz. takımın en faydalı oyuncusu olması satışına engel değil. 3,5 milyon euro'ya aldığın oyuncuya 15-20 milyon euro civarlarında bir teklif varsa ve oyuncun 28-29 yaşlarında daha fazla gelişme gösterme ihitmali yoksa satıp kar etmemek aptallıktır. gelecek sene satmak istesek bu kadar edeceğinin garantisi var mı? başka bir örnek gomis olabilir. gomis'e bu tarz bir teklif gelse olmaz deme lüksümüz var mı? 33-34 yaşında ve bu seviyeyi koruyacağı süre maksimum 1 ya da 2 yıl. karlı bir satış olacaksa gomis de satılır. bu demek değil ki takımın yarısını satalım, yeni takım kuralım. 1 ya da 2 yüksek tutarlı satış yapmak zorundayız. eğer yapmazsak yine orta alanda selçuk'a, yedek forvette eren'e kalırız. 2 oyuncudan vazgeçerek 4-5 pozsiyonda kazanç sağlama fırsatımız olabilir.

    bunların yanında hepimiz kulübe çeşitli şekillerde para kazandırıyoruz taraftar olarak. bu paraların nasıl ve nereye harcandığına dair takibini de yapacağız haliyle. ben kombine alıyorum, forma alıyorum ama o paralar tarık gibi adamlara gitsin istemiyorum ya da saçma sapan harcamalar yapılarak ffp'den ceza gelsin istemiyorum. bu nedenle kulübün harcamalarının son kuruşuna kadar da hesabını yaparım, yapacağım. tavsiyem siz de yapın.
  • 106
    en sevdiğim taraftarlardan biridir. galatasarayımızın geleceğini ve menfaatlerini düşündüğü için kendince hesap, kitap yapar bu taraftar. ayrıca bence her bilinçli taraftarın da yapmasını diliyorum.

    malum uefa ensemizde. galatasaray spor kulübünün alacağı her ceza kulübün başarısını ve geleceğini etkiliyor. ayrıca bizim tekrardan saygı duyulacak bir takım olmamız için her türlü yaptırıma varım ben. yeter ki düzlüğe çıkalım, başarıları yakalayalım.
  • 107
    bunlardan biri benim ya.

    4 yıl üst üste şampiyonlar ligine gittiğimiz zaman ooh gelsin paralar diyordum. şimdi de bi bakıyorum takımdan çöpler gitse, feghouli ve belhanda'nin maaş yükünden kurtulsak garry'den de bi 25 milyon gitse ohhhh.

    hatta bu çok eskiden vardı ya bnede. arda'yı gözümde öyle buyutmustum ki 20 milyon euroya satsak biraz borçlar erise diye düşünüyordum ergen aklımla. gerçi galatasaray çocuklarının derdi bu herhalde. hele ki benim gibi 94 dogumluysa ve sürekli para yok, borç çok söylentilerini dinleye dinleye buyuduysek.travma oldu heralde.
  • 112
    bu taraftar tipinin kaynağı yıllardır kötü yöneten ve ptt 2.lig seviyesinde olmayan adamlara dünya paralar ödeyen, transfer edeceği oyuncu için sözleşme fesih bedelinin üstünde para ödeyen, takımımıza avrupadan men cezası aldıran, daha sonra tekrar aynı cezayı almakla yüz yüze getiren, kulübü her geçen yıl kendi ceplerini ve komisyoncuların ceplerini doldurmak uğruna borç batağına biraz daha sokan kötü yöneticiler ve bu süreçte görev almış bazı teknik direktörlerdir. bu taraftar tipinin kaynağı geçirdiği ve geçirmekte olduğu travmalardır. benzer bir şeyle karşılaşma korkusuyla aşırı tepki verir. psikiyatride bunun adı travma sonrası stres bozukluğudur. tüm bunlar da takımını sevmesinden ileri gelmektedir.
  • 114
    ticarette "alırken kazanılır" diye bir kural var bilirsiniz. hah işte bu minvalde düşünen temiz yürekli taraftarlardır onlar. buraya barış alıcı, jonathan bamba, trezeguet, emre akbaba, okay yokuşlu hatta balotelli yazarken bu futbolcuların vereceği katkılar bir yana bilhassa yüksek meblağlara satılma potansiyelleri dikkate alınıyor.

    misal, okay pahalıdır evet ama 2 yıl üst üste şampiyonlar liginde oynasak okay da şöyle 8-10 maça çıkıp iş yapsa aldığının belki 2 katına satarsın. cenk dediğin adam 3 gol attı diye 25 milyon €'ya gitti.
    bu iş böyle para uzun vadede de lazım.

    ben bu transfer döneminde günü kurtarmaya değil önümüzdeki 4-5 yılın kadrosunu kurmaya bakmalıyız diye düşünüyorum. okay'lar, barış'lar, emre'ler, yunus'lar, kaan'ar transfer etmek bu yüzden önemli.

    pahalı mıdır? evet. ama 2-3 sezona hepsinden kara geçme ihtimalin nedir? en az % 80-90. bence bu risklere girilir. girilmeli.
  • 117
    buna karşı çıkanlara sesleniyorum; siz muhasebe yapmamaya devam edin. binlerce kişi dişinden tırnağından arttırıp maaşının ciddi bir kısmını harcadığı ve rekor kırılan yellow friday etkinliğinde 8 milyon tllik satış yapıldı. kasamıza giren net kar ise 3 milyon tl. o da 560 bin euroya denk geliyor. tarık çamdal'ın yatarak kazandığı para senelik 1.6 milyon euro. varımızı yoğumuzu satmamıza rağmen borcumuz 1 milyar liradan fazla. varımızı yoğumuzu satıp borç ödedikten sonra diyorum bakın... her sene uefa'dan ceza yeme tehlikesi yaşıyoruz. hedefleri "ulan kendimizi bi şampiyonlar ligine atabilsek gelirler gelse" seviyesine çekmişiz. son 10-15 yılda uzun aralıklarla şampiyonlar ligine giremiyoruz. bunun 1 numaralı sebebi yanlış transferler ama suç muhasebeci taraftarda değil mi? hayır bir de muhasebeci diye akıllarınca aşağılayıp taraftarla dalga geçiyorlar sonra her gün sözlükte "hala açıklanmadı mı lan bu uefa kararları" diye yusuf yusuf geziyorlar.

    keyfinden değil durumumuz sıkıntılı olduğundan muhasebecilik yapan taraftardır. felaket olmadan önlem almaya/aldırmaya çalışan taraftardır. dalga geçen taraftar tipi de yazın ağustos böceği böceği modunda gezip kışın uefa'nın kapısında hocam hocam 80 verseniz yetiyo hocam diye yalvararak gezen tipler oluyorlar.
  • 118
    ayni zamanda uefa kdro kriterlerlerini de goz onunde bulundurmasi gereken yazardir. bir bakiyorum maasallah, corçlar, martinler, felipeler, diallolar (tamamen atmasyon) havada ucusuyor. bir 25 kisilik kadro yaziliyor aman allahim 22si yabanci. hani sadece sozluk ozelinde de degil twitter, insta falan. hayir yaz 11 tane yabanci tamam anlarim da, senin yerli futbolcu, ulkede yetismis yerli futbolcu, takimda yetismis yerli futbolcu vs. yazma zorunlulugun var. oh anasini satayim, doldur getir tottenham'in kadroyu aynen, uefa da onay verecekti zaten bizim listeye.
  • 119
    excel tablosunda girdi-çıktı listesi oluşturup hanede + yada - yazıp yazmadığına bakan taraftar. bakkal hesabıyla şirket yönetildiğini sanan taraftardır aynı zamanda. küçük bi kısmı tenzih ediyorum. borçlanmanın bütün anlamlarını bilmeden, yatırım nasıl yapılır fikir sahibi olmadan sadece bakkal hesabıyla şirketi büyütebileceğini sanan baya bi taraftar var.
    kasanda para fazla fazla varsa bile, borçlanırsın yatırım yapabilmek için. bu iş böyle yapılır. elindeki parayı garantide tutarsın, sabit giderlerine endekslersin risk barındırmayan koşullarda muhafaza edersin paranı. yatırım gibi riskli işlerin bütün maliyetini kasadan kar-şı-la-ya-maz-sın. karşılamaya kalarkan ilk tutmayan yatırımda batarsın. yeni yatırımlarda borçlanılır, yatırımın borcu kendi kendini öder. daha da nasıl anlatayım bilemiyorum.
  • 122
    emre akbaba transferi sonrası tekrar ortaya çıkmış güruh.

    kimse şu durumda galatasaray'ın 1 kuruşu çarçur edilsin istemiyor. emre için 4 milyon çok da olabilir ama sadece meblağa bakıp gelecek sene beklenmeliydi demek ne kadar doğru?

    nadasa mı bırakılsaydı yani? bir futbolcunun bir sene oynamaması sonrası için kendisi ve takımımıza nasıl bir fayda sağlayabilir hiç mi düşünülmüyor? dünyanın neredeyse örneğine rastlanmayan şeyleri fikir olarak atmak gerçekten çok acayip.

    futbol istikrar ve devamlılık işi. bugün fazladan verilen 1 milyon euro avrupa'da bir galibiyetle 3 misli çıkarılır. o yüzden sakin olup transferin tadı çıkarılmalı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın