• 61
    "enkaz devralmak" deyimini birebir yaşamış başkandır. öncelikle şunu belirteyim, önceki entrylere cevap vermek gibi bir huyum yoktur ve bunu entry o yüzden girilmemiştir.
    sadece doğru bilgilendirme yapmak için yazmak istedim.
    jardel-telsim-cem uzan olayı başlı başına başka bir entry konusu ama en günahsız olan mehmet cansun başkandır ve bu yüzden evine haciz gelip eşyaları boşaltılmıştır.
    eğer bugün kurulsa ortalığın ayağa kaldırılmasına sebep olacak bir kadro ile sezona* başlamıştık.
    gerçekten maddi olarak dibi görmüştük ve küçülmek gerekiyordu.
    o günkü cansun yönetimi de bunu yaptı ve gayet de başarılı oldular. çünkü kulübün bugünkü gibi yüksek tribün ve sponsorluk geliri yoktu.
    jardel olayında eleştirilebiliriz ama bugün diagne'ye 8 milyon euro verilse eminim çoğu taraftar hemen satılmasını ister.
    tabii ki jardel ile diagne'nin klası karşılaştırılmaz ama sonuçta ikisine de verilen para yanlıştı, ki serkan aykut ve bülent akın olayına hiç girmiyorum.
    velhasıl o dönem daha yüksek bedele satılabilir miydi veya karşılığında daha iyi futbolcular alınabilir miydi bilmiyorum ama bir şekilde jardel'den çıkmak gerekiyordu.
    aslında o dönem, 4-5 yıl önce roma kulübünün yaptığı gibi kiralık oyuncularla yürüyüp başarı kazanarak borç sarmalından çıkmayı planlamıştık.
    ilk senesinde başarılı da olmuştuk, ki özhan canaydın gelene kadar...
    tabii o dönem hoca geri geleceği kim takardı lucescuyu, hepimiz sevinçten uçuyorduk.
    ama bugün geri dönüp baktığımızda acaba seçimi cansun kazansa ve lucescu devam etse nasıl olurdu diye düşünmüyor da değilim.
    aslında benzer bir entryi drogba başlığına yazmıştım.
    o dönem için muhteşem bir transferdi ve hepimiz acayip mutlu olmuştuk.
    ama eğer drogba ihtimali ortaya çıkmasa bülent tulun granqvist ile anlaşmıştı. ve muhtemelen 5-6 yıl stoper sorunu çekmeyecektik.
    neyse böyle bir sürü verilen kararı sorgulayabiliriz ama hayatın kendisi bu zaten.
    konumuza dönecek olursak o dönem için mehmet cansun ve ekibi bence güzel işler yapmışlardır. ayrıca insan olarak da mehmet başkanı çok severim.
  • 60
    1996-2001 döneminin ikinci başkanı, 2001-2002 sezonun başkanı. fakat 2002 mart kongresinde başkanlığı 1996-2000 yıllarında her seçim aday olup faruk süren'e yenilen özhan canaydın'a kaybetmiştir.

    arşiv haberlerinden edindiklerime göre görev süresi boyunca faruk süren, ikinci başkanı olan cansun ile çok tartışmıştır. hatta süren 2001 mayısta istifa ederken "cansun artık rahat rahat başkan olabilir." diyerek kuyumu o kazdı iması yapmıştı. sonradan barıştılar tabi.

    mehmet cansun bana göre iyi bir başkandı. en azından özhan canaydın'a kıyasla çok daha iyi bir başkandı. keşke 2000'li yıllarda canaydın yerine kendisi başkan seçilebilseydi.

    ama mehmet cansun da terim'i lucescu'ya karşı bir sopa olarak kullanmaktan çekinmeyip gerektiğinde lucescu'yu kovup terim'i göreve getirebilirim mesajı veriyordu. mario jardel'in gönderiliş olayı çok sancılıydı. aynı gomis ve diagne gibi ağustos ayının son günlerine kadar gitti mi , gidiyor mu diye herkesi bezdiren bir olaydı. çünkü lucescu cansun'a "onu kesinlikle kadromda istemiyorum. satmazsanız da oynatmam" gibi bir şeyler söylemişti.

    bana göre başarılı galatasaray başkanları: ünal aysal, faruk süren, mustafa cengiz ( her üçünde de fatih terim etkisi)

    başarılı ama kısa süre görev yapan başkanları: mehmet cansun, duygun yarsuvat (her ikisinde de abdürrahim albayrak etkisi)

    kötü başkanlar: özhan canaydın, adnan polat

    tarihin en kötü galatasaray başkanı: dursun özbek (allah bir daha o ve onun gibileri başkan yapmasın)
  • 64
    2002 yılında özhan canaydın'a karşı kaybettiği seçimde pek çok tanıdık sima yer alan eski başkanımız. listede; adnan polat, abdürrahim albayrak, eren talu gibi isimler yer almış. çok ilginç olansa, önümüzdeki mayıs ayında yapılması beklenen seçimlerde aday olan veya aday olması beklenen tam üç aday da listesindeymiş; yiğit şardan, eşref hamamcıoğlu ve tuncer hunca. özhan canaydın'ın listesinde ise bir diğer aday burak elmas dikkat çekiyor. canaydın'ın listesinde ali dürüst, alp yalman, ergun gürsoy ve özkan olcay öne çıkıyormuş. dönemin divan kurulu başkanı ise yine eski başkanlardan duygun yarsuvat.
  • 62
    küçülerek büyüme yönteminin startını hem de en uygun hocayla vermiş fakat gerizekalı kulüp üyeleri bir sonraki seçimde abileri özhan canaydın'ı seçerek finansal açıdan kulübün daha büyük sıkıntılar yaşamasının önünü açmıştır. sadece kendisinin ve lucescu'nun gönderilip, tarihin akışının değiştirilmesi bile kulübün karar vericilerinin büyük bir kısmının gerizekalılardan oluştuğunu gösterir. lütfen artık şu kulüp artık ya sahibi olan bir şirket olsun ya da üye yapısı değiştirilsin!
  • 48
    galatasaray tarihinde, kadro kalitesi bakimindan yasanan en buyuk attan inip essege binme kendisinin baskanligi doneminde gerceklesmistir. gidenler; tarrarel, popescu, umit davala, fatih akyel, emre b., okan buruk, mario jardel ve gheorghe hagi gibi direkt 11 isimleriyken gelenler faryd mondragón, batista, berkant göktan, ümit karan, sergen yalçın, gustavo victoria, sébastien pérez, mbo mpenza, spehar, klodian duro, andrés fleurquin, pavel horváth ve radu niculescu olmustur. ama cansun'un pozitifligi, basinla iliskileri ve lucescu faktoru onu hala sevilen bir baskan olarak hatirlatmaktadir.
  • 56
    2001 döneminde uygulamaya çalıştığı sistemin downsizing ya da küçülerek büyüme ile uzaktan yakından ilgisi olmayan eski başkan. downsizing ya da küçülerek büyüme kavramı kabaca, kaynaklarınızın tamamını uzmanlığınızın yüksek olduğu konuya kaydırılması suretiyle bu alandaki rekabet gücünüzü ve pazar payınızı korumanızı amaçlamaktır.

    mehmet cansun küçülmüştür. o kadar. azalan kaynaklarla aynı işleri, daha küçük ölçekte yapmaya çalışmıştır.
  • 10
    2001 yılı aralık ayında mircea lucescu yerine fatih terim'i getirmek isteyen mehmet cansun,sürpriz bir ziyaretle terim'in tarabyada ki evine dönemin asbaşkanı fatih altaylı ile birlikte gider.

    ziyaret öncesi terim'in yakın arkadaşı murat beyazıt devreye sokulmuş,terim'in ağzından "galatasaray'ı hocasız bırakmam" yanıtı alınmıştır.aynı saatlerde lucescu para krizi sebebiyle tv ekranlarında yönetimi topa tutmaktadır.cansun'un kararı nettir.

    "lucescu gönderilecek"

    tabi bu gizli buluşma hemen basın mensupları tarafından öğrenilmiştir.cansun-terim-altaylı'da aynı saatlerde terim'in villasında galatasaray'ın geleceğini konuşmaktadırlar..

    terim'in sabah ki "gelirim" mesajı yerini üstü kapalı olarak "para" mevzusuna bırakmıştır.

    "beyler ben milan'dan ayrıldıktan sonra düzenli olarak 250 bin dolar kazanıyorum.eğer su donem gelırsem bu kazancımdan olacağım.ayrıca şu anda başınızda bır hoca var ve onunla devam edın derim ben.olmazsa sezon sonu oturur tekrar konusuruz."

    altaylı gerginleşmiştir.

    "e hoca sabah evet diyordun.beni buraya getirttin.yetmedi mehmet başkanda ayağına kadar geldi.biz şimdi gazetecilere ne diyeceğiz?"

    terim;

    "ee ne var fatihciğim.sahur yaptık deriz.."

    mehmet cansun bombayı patlatır;

    "evet hoca sahur yaptık.ama sen bizi yedin!.."
  • 63
    seçilmesindeki en büyük etken, karşısında ateş ünal erzen'in olmasıydı. hatırlayanlar bilir; ateş ünal erzen o seçime cem uzan'ın vekili gibi katılmıştır. liseliler de buna karşılık olarak cansun'u desteklemiştir. 2000 senesindeki seçimlerde olduğu gibi alp yalman aday olsaydı seçilme ihtimali zordu. o sene, tüm sportif başarıya rağmen süren yönetiminin ekonomik olarak kulübü dibe sürükleyişine karşı ciddi şekilde tepkiler oluşmaya başlamıştı.

    bülent akın transferindeki çek komedisini mi sayayım, kulübün yüzde 20 hissesini 23.5 milyon dolara aig'ye satmak için kırk takla attığımızı mı sayayım, ardından serkan aykut ile bülent akın için sadece bonservis bedeli olarak 14 milyon dolar ödediğimizi mi sayayım, yerli futbolcuların sözleşmeleri biterken seyirci gibi izlemelerini mi sayayım, aig'ye yıllık 4.5 milyon dolar kar payı karşılığında yapılan hisse satışının ardından hisseleri geri alabilmek için aysal'ın kapısında yatılan günleri mi sayayım, yıllık 8 milyon dolardan telsim ile yapılan sponsorluk anlaşması ve alınamayan sponsorluk ücretini mi sayayım, ücretini kim ve nasıl ödediği hala anlaşılamayan jardel transferi için 16 milyon dolar bonservis ödeyip kendisini bir sene sonra 5.8 milyon dolar ve yüzünü bile hatırlamadığımız üç futbolcu karşılığında lizbon'a satışımızı başarı gibi göstermelerini mi sayayım, 12 milyon dolara yaptırdıkları sami yen maketini mi sayayım?

    süren yönetiminde görev almıştır; ardından başkanlık görevini devralmıştır. bu adamların bir sistem uygulamaya çalıştığını duyunca acı acı gülmek geliyor içimden.
  • 33
    aslan yürekliler adlı kitabın 141. sayfasında kendisinin anlattığı bir anısı.

    --- alıntı ---

    altay'da futbolculuk yaptıktan sonra hakem olan hakkı gürüz adında birisi vardı. eski altaylı olduğundan, renklerinden dolayı da beşiktaş'a sempatisi olduğu söylentisi çıkmıştı. 1960'lı yılların başlarında beşiktaş'la oynadığımız bir şampiyonluk maçının hakemi oldu. ben 14-15 yaşlarındaydım. maçı duhuliyeden seyrediyordum. hakem resmen bizi katlediyordu. bütün çaldığı düdükler aleyhimizeydi. maçın sonlarına doğru aleyhimize verdiği beleş bir penaltıyla maçı 1-0 kaybettik. ben delikanlılık siniriyle de, elimde bayrağımın sopası, kapalı tribünün demirlerinin üstünden atlayıp kendimi sahanın içinde buldum. sahaya iner inmez hakkı gürüz'e doğru koşup elimdeki bayrak sopasıyla onu kovalamaya başladım. tabii ki polisler gelip beni yakaladılar ve doğruca teşvikiye karakolu'na götürdüler. rahmetli babam gelip beni karakoldan almıştı.

    --- alıntı ---

    eski başkan esaslı adammış.*
  • 32
    mario jardel'i yok pahasına satıp karşılığında saçma sapan 3 oyuncu transfer eden, 2000-2001 sezonunda kadrodaki en değerli oyunculara yeni sözleşme imzalatamayıp özellikle euroğlu'ndan büyük zarar etmemize neden olan, bülent akın'ı fahiş fiyatlarla transfer edip asıl oyuncu alınması gereken yerleri kiralıklarla idare eden (sonuç iyiydi ama doğru yol değildi), bu kulüp batıyor imalarını ilk kez ortaya atıp yıllarca ekonomik dar boğazda olan kulüp imajı vermemize neden olan (ki o dönemlerde bahsedilen rakam 75 milyon dolardı), son 10 senedeki camia olarak akıl tutulması yaşamamıza ve gerek kamuoyunda gerekse de avrupa arenasında büyük güç kaybetmemize neden olan sürecin fitilini ateşlemiş başkandır. mutlaka iyi niyetliydi ancak doğru bir yol izlemedi.

    edit: tarih düzeltildi.
  • 53
    2013 yılında arenada oynadığımız bir sivas maçı öncesinde 4. levent'te venge isimli restaurantta denk geldiğim son derece sempatik eski başkanımız.

    mekanın tamamının maç öncesi demlenen galatasaray taraftarı olmasından mütevellit, bir miktar alkolün de etkisiyle önce fenerbahçe akabinde emre belözoğlu'na hitaben başlattığımız tezahüratlara kahkahalarla karşılık vermişti.

    tam da tezahüratta söylediğimiz gibi e. belözoğlu da olsan; galatasaray başkanı da olsan herkesin türlü türlü huyu var.
  • 40
    efsane başkandır.

    yaşı 20 üzerinde bir galatasaraylının kendisini eleştireceğini sanmıyorum. 2002 yılında atıyorum 10 yaşında olan şimdinin 22-23 yaşındaki galatasaraylısı için kendisi pek bir şey ifade etmeyebilir.

    ben biliyorum ulan hangi kadronun ne şartlarda şampiyon olduğunu. oradaydım. birlikte gözyaşı döktüm ayhan,emre,flerquin,perez ve luce ile.

    mehmet cansun'u eleştiren var çok enteresan arkadaş. ancak yaş durumuna veriyorum. yoksa fenerbahçe'nin bizden 3-4 kat daha pahalıya kurulmuş taş gibi takımına karşı kazanılmış 3. yıldız şampiyonluğunu yaşayan birisi mehmet cansun'a laf etmez sanırım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın