• 51
    hiç uzatmaya, okul kültürünü övmeye, yok mektebi sultani, yok bok püsür diye güzellemeye gerek yok.
    galatasarayın, kendilerinin değil bizim olan galatasarayın her defasında ayağına sıkan, dibe çeken bombok leş gibi bir oluşumdur.
    ve bu zihniyet yok olmadığı sürece galatasaray büyüyemeyecektir. bunu göremeyen de kördür.
    ulan dursun’u ibra edip, cengiz’i ibra etmemek nedir?
    bugünden tezi yok, hemen bir şeyler yapılmalı; kulübün gerçek sahibinin kimler olduğu kanıtlanmalıdır.
    halk hareketine, direnişe en uygun ortam oluştu.
    ayrıca cengiz başkanın da kesinlikle seçime gitmeyip, sonuna kadar koltuğunda oturup mahkemeye gitmesini canı gönülden istiyorum.

    şöyle bir twit de var, bilmiyorum ne kadar uygulanabilir bir şey ama;

    https://twitter.com/...564947812544512?s=12

    hayatımda en büyük ideallerimden biri, galatasaray liseli olmaktı, iyi ki kazanamayıp saint joseph’li oldum.
    saint joseph’teyken en büyük amacım galatasaray üniversiteli olmaktı.
    allah’a çok şükür o da nasip olmadı.
    ne kadar şükretsem az. biliyormuş demek ki hakkımda hayırlısını...

    allah bize bu kaos, kriz, üzüntüyü yaşatan; ayağımıza değil beynimize sıkan bu zihniyeti bildiği gibi yapsın ve bizlere de göstersin düşecekleri durumu.

    gani gani...
  • 55
    geçtiğimiz haftalarda youtube’da gezinirken, ruhi çenet isimli youtuberın eski bir türk masonu ile yaptığı röportaja denk gelmiştim. adam videoda masonluğu ve locayı anlatırken, aklıma direkt galatasaray kongre üyeleri ve liseci tayfa geldi. son yaşanan olaydan sonra, nasıl bir yapıda oldukları herkes tarafından öğrenilmiş olundu.

    ilgili video; https://youtu.be/GVq0We_AoOQ
  • 61
    https://www.youtube.com/watch?v=TmneawWzQlU

    memduh bey: liseci zihniyet
    yıkılmayan adam: galatasaray taraftarı

    liseci zihniyet – beni şimdi iyi dinle delikanlı. benim dünya görüşüm paraya dayalı bir iş adamının dünya görüşüdür. iktisat adlı ilmin yapıcıları biziz. sen sanıyor musun ki devletleri bir takım devlet adamları yönetir? devlet bir sembol; o sembolü simgeleyen adamlar birer göstermeliktir. aslında söz sahibi benim, ben, ben!.. ben istediğim için o umum müdür oradadır, ben böyle istediğimden bilmem kim mebus, bilmem kim bakan olmuştur. ben istedim mi birden alt üst olur ekonomi dünyası, mort olur bütün iş hayatı. doğrusu şudur, değişme imkanı olmayan şeyi değiştirmek deliliktir. zengin zengindir, fakir fakir. ne demekmiş zenginin malıyla mülküyle uğraşmak, onu paylaşmaya kalkmak. nedir sokaklarda görünen şu sloglanlar ha! düzen değişmelidir, şu olmalıdır, bu olmalıdır.

    taraftar – lütfen memduh bey, konu başka.

    liseci zihniyet – hiç de değil, işi gücü olmayan bir takım çocukların sözleriyle mi değişecekmiş düzen? ne olmuş düzene?

    taraftar – bakınız memduh bey, dünya görüşlerimiz o kadar ayrı ki…

    liseci zihniyet – para, para, para. parayı bulmak bile yeterli değil. onu işletmek, paraya para doğurtmaktır marifet. insan yakaladığı fırsatı değerlendirmezse, ona ulaşmak için en yakınını bile çiğnemezse, hiçbir zaman üne, servete kavuşamaz. bir adamda para yoksa allame-i cihan olsa havadır hava. napolyon böyle demiş. para! para! para! biz çarıklı erkan-ı harpler, biz patronlar olmasak hiçbiriniz bir işe yaramazsınız. de bakalım, devlet kapısında bir iş buldun, kaç para verirler adama? bu parayla ne halt edersin? diyelim ki ben sana kancayı taktım; hangi kapıda barınabilirsin? hangi işi başarabilirsin? ben kaba ama doğru konuşurum. böyle bir durumda tahsilin, gençliğin, yakışıklılığın kaç para eder? kaç para!?

    taraftar– bana bak efendi. senin paran benim için bir boka yaramaz! çünkü bileğimi bükemez, yüreğimi susturamaz.

    liseci zihniyet – ne dedin? ne dedin? sen bana kafa tutamazsın! ben denizleri yutmuş bir filim, sense cılız bir dere. sen bana lokma bile olamazsın!

    taraftar – ben ezenleri ezerim. ben soyanları soyarım. silahım ve bileğim yoksulların elindedir. yıkılmayan adam derler adıma.

    liseci zihniyet – konuşmamız burada biter yıkılmayan adam. savaşacağım kişiyi tanıyorum artık. güçlülerle savaşmak kıvanç verir bana.

    taraftar – savaşacağız öyle mi?

    liseci zihniyet – gerekirse…

    taraftar – gerekecek! sonunda birimiz ölecek.

    liseci zihniyet – sen öleceksin yani, ben kalacağım daima. ebediyen. çünkü sermayeyim. yiyip yutanım. sömürenim. yönetenim.

    taraftar – ben de halkım. halktan yanayım! yalnız zulmü değil, zalimi de yok etmeli!
  • 63
    nevzat dindar'ın açıklamalarına ve sosyal medyaya bakarsak izleyecekleri yol şu şekilde:

    - ilk aşamada galatasaray'a kayyum atanabilir söylentisiyle ortalığa korku yaymaya çalışacaklar. zaten nevzat dindar'ın ilk yorumu bu oldu. hem de altını hiç bilgiyle doldurmadan.

    - sonraki adımda bir yandan da yönetimden birkaç kişiyi tehdit ve baskıyla istifaya zorlayacaklar. amaç da şu düşünceyi pompalamak "bu yönetim kendi içinde bile birlik değil, gönderip yenisini seçmek en iyisi.", yemezler. nevzat dindar'ın da ikinci dikkat çekmeye çalıştığı nokta bu oldu.

    - bir diğer yapacakları da ellerindeki basın mensupları ve sosyal medyayla 25 mart 2019 mustafa cengiz basın toplantısına çamur atmak. zaten toplantı bittiği gibi hemen başladılar "bu kadar kısa mı olur!", "biz çok daha etkili bir şey bekliyorduk" vs. amaç taraftar ile mustafa cengiz yönetiminin bağını zayıflatmak.

    - bir diğer yaptıkları da mustafa cengiz ve yönetiminin hukuk mücadelesine çamur atmak, "akp mahkemelerine gidip mi aklanacaklar!" gibi. adam nereye gidecek? uganda mahkemelerine mi başvuracak? bunlar da sırf mücadeleyi boklamaya yönelik söylemler. derdi bunların bu olsa ne olduğu bilinen tiplerin destekçisi olmazlardı. geçiniz.
  • 65
    geçenlerde bir tweet görmüştüm lakin bulamadığım için linkini paylaşamıyorum. "mektepli, fenerli de olsa beşiktaşlı da olsa mektebin ve kulübün zararına hiçbir şey yapmaz. bunu bir türlü anlayamıyorlar." gibisinden bir şeydi. işte liseci zihniyet tam olarak budur.

    kendilerini çok garip şeylere inandırmışlar. lise tarikat organizasyonu, öğrenciler mürit gibiler. her türlü idealist (felsefi anlamda idealizmden bahsediyorum. günlük-popüler kullanım değil.) zırvaya kendilerini kaptırmışlar. maddeyle ve çevrelerinde olan bitenle bağları kopuk. algıları bozuk.

    tıp, psikoloji, sosyoloji gibi bilim dallarının, hakkında akademik çalışma yapması gereken zihniyettir.
  • 66
    liseci kafaların yaptıklarına kızıp galatasaray’ı bırakmak isteyenlere rastladıkça çok şaşırıyorum. yani diyorlar ki, kendi menfaatleri için saldıran lisecilere bırakalım galatasaray’ı çekilelim kenara. yok canım başka...

    aksine tüm gücümüzle lisecilerin üzerine gidip, yasal yollarla bu kafalardan kurtulmalı ve bunların seslerini kesmeliyiz. işte o zaman türkiye’nin gerçek gururu oluruz. galatasaray’ı 358 kafatasçının eline bırakmayız/bırakmayacağız.

    mustafa başkan ve yönetimine sonuna kadar destek.
  • 67
    mesela hasnun galip tamirata girse, genel kurul stadda yapilmak zorunda kalsa, stadin yolunu bulamayacak adamlar galatasaray'in gelecegininde istedikleri gibi at oynatiyolar ya iste orasi koyuyo adama.
    derdiniz galatasaray olsa, sampiyonluga giden klup ustunde iktidar savasina girmezdiniz. 1100 imza bulmak yerine, 389 kardes bulmak daha kolay demi?
    o kadar karaktersizsiniz ki, yonetimi de mali yonden ibra etmemeyi goze alamadiniz. hepinizin olmayan vicdanlarina tukureyim ben.
    neymis ahmet su karardan oturu etmemis, mehmet bazi noktalarda sey yapmis. ne guzel de kilif dikmissiniz.herkes bi zaman gecsin itidalli olalkm kafasindada, yapilanlari unutmak namumkun.
    hele bi de hala yarista oldugumuz sampiyonluk giderse, yapilmasini planladiklari secimde nevizade karisir. o vakit dagdan gelen fanlar karsisinda hepinize basarilar. dertlerinizi anlatirsiniz artik teker teker.
    bir suru hatasi var , bir suru seye kizariz bu yonetime de, boyle kancik gibi arkadan vurulursa da hepimizi karsiniza alirsiniz iste.
  • 68
    galatasaray gelenek ve görenekleri diye bir taraflarını yırtan, galatasaray lisesi'nin itibarını zedeleyen, galatasaray düşmanı haysiyetsiz ve şerefsizlerin zihniyeti.

    soruyorum şimdi bu 2 paralık onuru olmayan rantçılara da galatasaray gelenek ve görenekleri doğrultusunda cevap versinler. galatasaray başkanı camiaya itidal çağrısı yapmışken, gördükleri her mikrafona taraftarı tahrik edici açıklamalar yapmanın hangi yanı bize uygun?

    dağdan gelip bağın adetlerini değiştirmeye çalışmasınlar rica ediyorum.
  • 69
    sadece uefa ile ffp anlaşması yaparak ve cas’da davayı kazanarak galatasarayımızı menden kurtaran bu yönetim her türlü övgüyü hakediyor. bakın daha takımı şampiyon yapmalarını, tarihinde ilk kez kara geçirmelerini, kadın basketbolünde avrupa şampiyonluğunu ve daha nicelerini saymıyorum bile.

    sadece avrupadan meni önlemeleri her yönden ibra için yeter de artar bile. bu nedenle liseci 358 kişinin hiçbir gerekçesini kabul etmiyorum.

    bir de şu 139 liselinin üye yapılmak istenmesi işi var ki evlere şenlik. önce doğruyu yanlıştan ayıralım. lise mezunlarının üye olmasında hiçbir beis yok ancak bu üyeliğin doğal bir şekilde olması gerekmez mi? topluca, rastgele imzalarla ve bir merkezden sevk ve idare edilerek üye yapılmak istenmeleri ahlaksızlık değil mi? yanlışı yapan bu gençlerin iradesine ipotek koyanlar değil mi? ayıp değil mi bu? hatta suç değil mi bu?

    anlaşılıyor ki mevcut yönetimi beğenmeyen bazı liseliler 139 genci üye yaparak ve onların iradesine ipotek koyarak ahlaksız bir hareketin içine girmişler. bu gençler kendi özgür iradeleriyle üye olmak isteseler bunu normal karşılamak herkesin boynunun borcuydu ama topluca dosyalar hazırlayıp bir-iki kişi tarafından kulübe getirilip dayatılması nasıl kabul edilebilir. (bu geçlerden bazılarının verdiği fotoğraf ve orta parmak işareti zaten asla unutulmayacaktır.)

    liseciler gerken cevabı hem yasalar önünde hem de taraftar nezdinde alacaktır bundan hiç kuşkum yoktur.
  • 70
    topu topu üç yüz elli kişiyse problem yok.

    herhangi bir başkan veya adayının, seçim ya da mali kongrede karşılarına çıkaracağı üç yüz elli bir kişi ile tarihe gömebileceği organizasyon. şu bir avuç ayrık otuna karşı önlem alamayıp, kendi ibrasızlığını göz göre göre uzaktan izleyen yönetim de taraftarına çıkıp hesabını versin lütfen. nasıl böyle bir gaflet uykusuna dalabilmiş, anlatsın bizlere...
  • 71
    galatasaray spor kulübü'nün başına bela olmuş, gerici, yobaz, köhnemiş anlayış.

    galatasaray spor kulübü'nün efsanevi isimlerinden, ali tanrıyar ve alp yalman dönemlerinde muhasip üyelik yapmış olan kemal onar, "ali tanrıyar: her nefeste galatasaray" adlı kitapta ali tanrıyar ile alakalı anılarını anlatırken şöyle bir bölüm nakleder:

    "1990 yılındaki seçimde ben, ali ağabey'in listesinde yönetim kurulu adayıydım. hatta kapının önünde bekleyen bazı arkadaşlar vardı. yurdeşen karahasan, ergun gürsoy falan. bunlar yönetim kuruluna girmek istiyorlardı. ali ağabey kabul edecekti fakat faruk süren ve özhan canaydın karşı çıktılar. ali ağabey yurdeşen karahasan'ı listeye almayınca, o da onun üzerine diğer tarafa gitti.

    seçimler oldu. kulüpteki sicil işleriyle alakalı bazı melun kişiler seçimlerde oyları karıştırdılar. bilhassa alp yalman kazandı ama çok tavizler karşılığında kazandı. oyları karıştırmışlar, sicil heyetini kendi istedikleri gibi yapmışlar. ilhami, celal ve levent, genel kurul başkanı da rahmetli vefa semenderoğlu'ydu. avukat, çok saf ve iyi bir insandı. vefa'ya, 'burada saatlerce beklemeyelim, kulübe gidelim. kulüpte sandığı ayırırız.' diyorlar. kulübe gidiyorlar, yönetim odasına el çabukluğunda marifet, tabelaya kağıda yazdıkları oyları değiştiriyorlar. mesela okuyunca gözüküyor, matematiksel olarak dahi mümkün değil. ben bunu kitabımda yazdım.

    sicil heyeti önemlidir. alp yalman muhtelif kişilere çok taviz verdi. mesela o dönem selçuk uygur yönetime girdikten bir sene sonra inşaat yasağı olan fenerbahçe'de pyramid diye bir avm yaptı. sonradan yıkıldı*. söylentilere göre, bilmem kim yardım etti diye çocuğu amerika'da tahsile gönderildi. bilmem kim yönetime alındı... alp yalman bu işleri çok iyi bilir, fazla da konuşmaz. hatta hiç konuşmaz.

    1980 yılında nedense o zamanki tüzüğün taslağını da ben yazmıştım. yönetim taraf birliğinden kurtulsun diye sicil kurulu'nu kurduk. ama öyle insanlar oraya girdiler ki 20 sene çıkmadılar. levent yücel, celal açar* ve bir de şimdiki 'çene serdar'* diyorlar, o. bunlar istediklerini kulübe aldılar, istemediklerini almadılar."

    özellikle 90'lardan beri ayyuka çıkan mektepli-alaylı ayrımı ve tartışmalarının temeli hakkında ipucu veren bir değerlendirmede bulunmuş rahmetli kemal onar. düşünelim;

    faruk süren'i başkanlıktan indiren,
    özhan canaydın gibi fecaat bir başkanın 6 yıl görevde kalmasını sağlayan,
    adnan polat'ı darbeyle indirip galatasaray'ı mahkemelere düşüren,
    dursun özbek'i başkan yapıp skandallarla dolu 2.5 yılın sonrasında seçimi kaybetmesinin üzerinden 5 ay geçtiği halde tekrar aday olup 1500 oy verenlerin büyük kısmı yukarıda sayılan isimlerin sicil kurulu başkanlığında kulüp üyesi oldu. kemal onar, kendisinin dahil olduğu 1990 seçimlerini anlatmış. kim bilir, o günden bu yana yapılan 17 seçimde hangi adaya ne vaat edildi, ne tavizler istendi? torba oylar, kime, ne karşılığında verildi ya da bu kitlelerle kimler, nelerle tehdit edildi?

    bugün liseci zihniyet dediğimiz, artık pek de derinliği kalmayan "derin galatasaray"ın yapılanmasının yollarından birisi budur. suyun başını tutunca, suyun hangi yöne akacağını tayin etmek çok kolay oluyor.
  • 75
    arkamıza aldığımız rüzgarı tersine çevirebilecek, ele geçirdiğimiz psikolojik üstünlüğü yok edebilecek tek zihniyet kendileridir. dış düşmanların üstesinden gelebildiğimizi 2018-2019 sezonunda da gösterdik. kısmen iç düşmanımız olan bunlara da gereken dersi verdik. lakin gevşemek yok. en ufak başarısızlıkta mantar gibi ortaya çıkacaklardır. büyük galatasaray taraftarı bunlara ve zihniyetlerine aman vermemelidir. galatasarayımızın kanserli hücreleri.
App Store'dan indirin Google Play'den alın