• 181
    yarın aynısını bize yapabilir(ler), hiç şaşırmam. sizde şaşırmayın.

    üç beş tane hormonları tavan yapmış ergenin başlattığı ayaklanmayı 2 haftada bitiremeyenler tanklı toplu uçaklı adamları 8 saatte derdest etti salalar ile sokağa inenler tatbikata gittiğini zanneden rütbesiz erleri linç etti kafasını ezdi ve önünde selfie çekti, trabzonspor da görevli biri darbecilerin kadınları savaş ganimetidir dedi (darbe dediğin şeyde bile karı kız düşürme derdinde olmak ayrı hikâye) o nedenle
    sırf onlarla aynı görüşte olmadığımız için. gezici, darbeci, paralel, yunan, ermeni, terörist vs ilan edilip linç edilebilir, malımıza mülkümüze el konulabilir ve bunu yaparken "abi ne olur bir kerede ben vurayım" diyerek zevkle ve sonsuz bir motivasyonla yapmaları beni şaşırtmaz
    kenan sofuoğlu gibi "vatanseverler" bu ülkenin teminatıdır artık.

    devir kendisi gibilerin devridir, ülke kenan sofuoğlu gibilerin emrindedir, yarın sırf farklı düşünüyoruz diye aynı şeyleri bize yapmalarının yolu açılmıştır konuyu uzatmaya gerek yok. bu olayları görünce insan bu ülkede 6/7 eylül, madımak, maraş gibi olayların olmasına şaşırmıyor.
  • 258
    tepki almasa maaşını bağışladığınu açıklayacak mıydı? pek inanmıyorum, güvenmiyorum.

    öyle bir ülke ki; insana, arabasına göre muamele yapılan, böyle lüks ya da yüksek modele sahip olan insana toplum içerisinde saygı duyulması. bu köyde bir üst model traktöre sahip olmaktan tut, ferrari'ye kadar varır. eğer böyle bir aracın varsa bu ülkede insan sana saygı duyar, ne yazık ki böyle bir zihin tutulması hakim ülkemizde.

    sen, ben cebimizdeki telefonu çıkartıp masaya koymaya utanırken ahlaki açıdan ve bu vicdanını rahatsız edebilirken, bir yanda da yediğini, sıçtığını göstermek isteyen insanlar var. bilinç, ahlaki değerler, görgü ve egoları sorunluyken, giydikleri, içtikleri, bindikleri, indikleri, bulundukları mekan ile bu eksikliklerini kapatmaya çalışıp, toplumun içerisinde kabul görmeye hatta ulaşılmaz etiketine sahip olmaya çalışıyor.

    böyle bir ülke ve topluma dönüştük be yazık ki. bu finlandiya, norveç mevzusuna girmek istemiyorum fakat müzik ve meslek yüzünden tanıştığım kuzeyli arkadaşlarım, burada gösteriş şıv yapan insanlarla aynı sosyal sınıfta/düzeyde/makamda olup daha fazla maaş alıyorlar fakat adamların bir kısmının yüksek fiyatlı akıllı telefonlara geçişi bizden daha yavaş oldu ve hala da o kadar yaygın değil. bindikleri araçları göremiyorsunuz çünkü fotoğrafını çekip paylaşmıyorlar. parasını bizimkiler gibi sosyal medya paylaşımı için lüks mekanlarda takılıp, tatil yapmıyorlar. evet bu bir kişisel tercih olabilir fakat burada işaret etmek istediğim nokta başka. "gösteriş" değil "anı" olarwk fotoğraf çekiliyor. ve kazandıkları para ile yaptıklarını, yaşamlarının sadeliğini görünce şaşırıyorum, şaşırıyordum.

    çılgın mobiletli kenan'a gelirsek; arkadaşlar gerekli tanımlamayı yapmış zaten, ellerine sağlık. bir de bunun benzeri vardı torpilli hem de jason tahincioğlu. gerçi şampiyonluğu yoktu ama denkleriyle yarıştığı için yoktu ve yetersiz olduğu için. bir yarışını izlerken (evet ruh hastasıyım formula organizasyonu yüzünden) spiker şöyle bir cümle kurmuştu hakkında "jason 17. olarak bu sezonun en iyi derecesini elde ediyor (sayı +\- 2-3 değişebilir). hiç unutamam bu sözü. belki de jason, kenan' dan daha cesaretli ve gururluydu, en azından denkleriyle yarıştı ve denedi. o 17. ciliğe gülsem bile daha değerli daha omurgalı bir sonuçtur benim için, kenan'ın şampiyonluğundansa.

    hayatı boyunca, spor kariyeri boyunca duruşu belli olmayan, bazı durumlar şekillendiğinde form değiştiren tiplemelerden birisin. milletin vekili olmayan vekillerden birisin.
  • 98
    kenan sofuoğlu'nu severim ancak söz konusu durumda hakan çalhanoğlu'nun hiçbir kabahati yok. aksine olayı bu şekilde lanse ederek kabahati kendisi yapmış.

    doğduğu günden beri almanya'da yaşayan bir çocuğun kendisini tanımaması çok normal. kaldı ki çocuğun motosikletle ilgisi de bilinmiyor. hiç alakası bile olmayabilir. ayrıca kenan sofuoğlu'nun kendisini tanıtma biçimi de tartışma konusu. çocuk tanıyamadım sizi demiş; kendisini tanıtan birkaç satır yazmayı düşünse belki de böyle bir olay hiç yaşanmayacak.
  • 264
    milyon liralık lamborghinisinin milyon liralık vergisini ödememek için araci yabanci uyruklu eşinin üzerine yapan, kartvizitine "senatör" yazdıran, ayaklarını masaya koyup danışmanlarını "emir erlerim" diye etiketleyip, istanbul büyükşehir belediyesinin seçilmiş başkanı ekrem imamoğlu'nu destekleyen sanatçıları da "yediği kaba pisleyen" diye hedef gösterme cürretinde bir acayip adam.
  • 107
    https://pbs.twimg.com/media/CX_DhUSWEAA3FEO.png +
    https://pbs.twimg.com/media/CX_D4oYWMAA1hrE.png +

    saçmalamıştır. bazı arkadaşlar demiş ki "googleyabilirdi hakan". iyi de, bazen bana da yanlış mesaj geliyor mesela, "ben murat bilmemne" yazıyor mesela adam, aratacak mıyım şimdi? niye aratayım? tanımadığım adam niye bana whatsapp'tan yazıyor? ara, "kardeşim ben motor sporcusu kenan" de anlat derdini. bir de adama afra tafra yapmış.
  • 109
    herkesin kendisini tanımak zorunda olmadığını bilmesi gereken motosikletçi. bilmesi gereken ikinci şey ise tanımadığı bir kişiden mesaj alan birisinin doğal davranış şekilleridir. şimdi hakan çalhanoğlu kenan sofuoğlu'nu tanımıyor. tanımaması da normal sonuçta uluslararası bilinirlik olarak valentino rossi değil bu adam da. ha! bence hakan çalhanoğlu valentino rossi'yi de tanımıyordur ya neyse. adam doğma büyüme almanyalı. dolayısıyla yaşadığı yerde her türlü basın ve yayın organında kenan sofuoğlu haberleri yapmıyorlar. eğer yurtdışında yaşıyor olsanız ve motor sporlarına da ilgini yoksa siz de bilmezdiniz sofuoğlunu. o da bilmiyordur, ilgilenmiyordur. anlamak lazım. kendisine her mesaj atan adama da "ooo demek hayranımsın, gel görüşelim kardeş" diyecek değil sonuçta. hakan çalhanoğlu'nun dünyasında benim ile kenan sofuoğlu arasında hiç bir fark yok. ben mesaj attığımda ne yapacaksa aynısını uygulamış işte ki çok da kibar davranmış bence.
  • 14
    futbol dışında biz yokuz! sadece verilmesi gereken değeriyle bile kalkınabilecek birçok spor var ki... bu adı altında yazdığım çocuk var ya, evet o adamın normal şartlarda kendi ülkesinde pistlerde çalışma izninin olması gerekirdi. fakat olmadı. dünyada bu iş ile ugrasan her profesyonel sürücünün takımı adına ait tesisleri vardır. ya da ülkesinin önde gelen tesislerinde kendi formunu rahatlık ile bulabilir. çünkü bir yarış sadece bir yarıştır. motor yarışları futbol gibi değildir. yarışın olduğu hafta takımınla buluşursun ve yarışa mental olarak kendini hazırlarsın. futbol takımlarının günler önceden toplanıp toplu halde antreman yapmasına benzemez. büyük maçların öncesinde takım halinde kamp yapmaya hiç benzemez. yarış günü varsan varsındır. işte sadece bu kadar. senden başarı isterler. başarılıysan varsın! bunun dışında ailen ve sevdiklerin ile günlerce kalabilirsin. takım patronu sana karışamaz. fakat düşünsenize, siz özlem duyuyorsunuz ülkenize ve dışarıda kalmak istemiyorsunuz. şöyle bir durum var ki ülke dışında imkanlar sonsuz. takımın sana her türlü kolaylığı sağlayabiliyor. fakat sen ait olduğun toprakların havasını solumak hevesiyle sakarya'da yaşamaya devam ediyorsun. bunun karşılığında bu sevdiğin türkiyen sana gereken değeri vermiyor.

    peki ya bizim ülkemiz nasıl yardımcı oldu kenan'a ?
    bu arkadasımız doğduğu topraklarda, türkiye'de pist bulamadı. tek bir alternatifi oldu sürekli. onu da geçelim haydi. daha da vahim olanı şudur: pist kirası alındı saat başına. az buz değil, çok parası gitti kendi cebinden. ne kadar vahim bir durumdur bu yahu! daha avrupa arenasına yeni yeni bilenirken sponsoru bile yoktu. ailesinin ve birkaç tanıdığının yardımı ile katıldı yarışlara. kategorilerde birincilikler elde etti. geldi bu günlere...
    şimdi ise az çok kazandıkları ile, bir kenarda tutabildiği birikimiyle kendi sahasını çizmeye başladı. bu ülke ona tesis veremedi ama o yine de başardı. kendisi hazırlattı cross alanını. kondüsyonunu sağlam tutabiliyor artık bir nebze de olsa.

    çok fazla badireler de atlattı aynı zamanda. 17 ağustos depremi olsun, yaşca büyük kardeşlerinin vefatı ile sonuçlanan kazalar olsun...
    yılmadı bu kardeşimiz. yılmayacak yine! gönülden verdiğim destek ile arkasında olacağım hiçbir zaman aksatmadan. tek olsakta bu yolda değişmeyeceğiz güzel kardesim. sonunda tırnakların ile çıkacağın en üst mertebeden bir selam etmen kafi olacaktır şu bünyeme. benimkisi karıncanın su ile yoluna devam etme misali...

    54 knn !
  • 37
    kendisinin herkese selami var. tum dualari ile destek olanlara, gonlunu vererek iyi dileklerde bulunanlara tek tek tesekkur etti. sampiyon 5 ekim'de istanbul'a inecek. pist kenarlarindan (magny cours) cektigim fotograflari da istqnbul'a dondugumde secip ayiklayip linkleyecegim. herkesi opuyorum. boyle bi mutluluk yok. tarifi mumkun degil. sevgiler asygilar
App Store'dan indirin Google Play'den alın