• 51
    kendi degerlerine guvenmedigin surece sadece transferle yapilamayacak organizasyon.
    ılk once alt yapi ile a takimda yillarca ayni sistemin pratik edilmesi ile cozulecek problem.
    yillardir cift forvet oynatan bir takima birden bire gecis oyunu ile 4-1-4-1 oynatmaya calismak ve ona uygun alt yapidan oyuncu cikarmamak ornektir.
    yunus gibi okan gibi eldeki degerler yerine sadece transfer ile gunu kurtarabiliriz.
    ustelik cebimizden milyonlar cikar.
    muhendislik salt transferle olmaz.
  • 104
    kadro kalitesi ve oyun planıyla beraber iyi oyun, iyi skor ve başarı gelmesi deki önemli bileşenlerden birisi. bana göre kadro kalitesinden sonra bir futbol takımı için başarı kazanmada en önemli etkendir. 2023-24 sezonu ortasına kadar gözlemlediğimiz kadarıyla bu sene kadro mühendisliğinde başarılı olamadık. üstelik geçen sene en azından son 20 senenin en iyi kadro mühendisliği yapılmış takımının ardından gelen sene olması sebebiyle bu durum iyice rahatsız edici oluyor. şimdi geçen seneki futbol takımımız üzerinden bir kadro mühendisliği incelemesi yapacağım.

    formasyon 4-2-3-1
    https://images.app.goo.gl/i8WY6XaiwYoCt1Ck7

    bu kadro en güçlü oyunumuzu oynadığımız kadroydu.
    pozisyon pozisyon incelemek gerekirse;

    kaleci: fernando muslera
    her zaman belli bir standardı olan, süper lig tarihine en çok etki etmiş kaleci apoleti bulunan bir isim. oyun ve kadro mühendisliği anlamında pek beklenti olan bir pozisyon olmadığı için eş geçiyorum.

    sağ bek: sacha boey
    sezon başı torrent isimli futbol dahisi yüzünden gönderilmesi gündeme gelmiş, okan hoca görmek istediği için rakımda tutulmuştu.
    sağ kanadı koridor yapan bir oyuncu. önündeki rashica'yla beraber hücumda çok aktif rol almasa da yardımlaşarak çok güçlü bir sağ kanat savunması oluşturmuştu. bunun haricinde ayağı iyi olmayan sağ stoperimiz victor nelsson geride sıkıştığında sağ tarafından kullandığı ayağıyla rahatça boey'e pas verebiliyor ve boey'in topla iyi ilişkisi ve atletizmiyle tehlikeli bölgeden dan dun vurmadan çıkabiliyorduk.

    sağ stoper: victor nelsson
    uzun boylu, güçlü ve süpürücü. tam bir kuzeyli stoper. atletizmiyle hamleli oynayan abdülkerim'in yanında arkaya sarkan topları alan son adam. arkaya atılan uzun toplarda başarılı. bir hafta önce rakip fenerbahçe samet'in uzun topta hatasıyla gol yemiş ve puan kaybetmişken nelsson'un icardi'nin attığı gol öncesi müdahaleyi hatırlayalım:
    https://beinsports.com.tr/...por/riad-bajic-31057
    https://beinsports.com.tr/...y/mauro-icardi-31104

    nelsson'un topla ilişkisi çok iyi değil. ama iyi tespit yapılıp sağına ve soluna topu çıkarabilecek ya da uzun pas atabilecek boey ve abdülkerim yerleştirilmiş.

    sol stoper: abdülkerim bardakçı
    atletik, rakibin forvetini sindiren bir tarza sahip oyuncu. hızlı rakip kanat oyuncularıyla bire bir koşularda bile nadiren geçilen iyi bir hamleli stoper. bunun yanında sağındaki nelsson ve önündeki torreira'nın atamadığı pasları atabilen bir oyuncu. oyun kurmada geçen seneki kilit oyuncularımızda biri.
    https://www.mackolik.com/...1n431a779vuuzhcvkr9w burada ortalama pozisyonumuzu incelediğimizde torreia göbekteyken abdülkerim aynı seviyede solda. bu da sol bekin ileri açılmasını, boş kalıp abdülkerim'in sağa vurup attığı toplarla buluşmasını ve hatta kerem-icardi ikilisi için alan açmasını sağlıyordu.

    sol bek: kazımcan karataş
    kadronun en zayıf ismi olmasına rağmen genç ve dinamik olmasıyla ileri-geri mekik dokuyarak boş alanlar yarattı. aldığı toplarda başarılı sonuçlara ulaşamadı ama işin savunma kısmını iyi götürdüğü maçlar oldu. bir fenerbahçe maçında arda güler'i sahadan sildi. iyi ya da kötü fubolcu demeden geçen senenin kadro mühendisliği anlamında en uyumsuz, en zayıf halkasıydı.

    6 numara: lucas torreira
    kadronun dinamizmi. yanında orta sahanın en yumuşak karnı olan segio oliviera'nın açıklarını kapattı. hücumdayken kaybedilen toplarda şok pres yaparak atak yememizi engelledi. ayağı çok iyi değil. bu yüzden orta sahada partneri gelen topu hızlıca dağıtabilen sergio ve defanstan çıkarken sol stoper abdülkerim'den destek alıyordu.

    8 numara: sergio oliveira
    oyun kurucumuz. özellikle hızlı çıkılırken yerden isabetli toplar dağıttı. her zaman için şut tehditi olan ve kupa kazanan bir oyuncu. dışarıdaki fenerbahçe maçında gelişine vurduğu topla kilidi açan oyuncu olmuştu. defansif ve fiziksel zaafiyeti oldukça fazla olsa da yanında asker torreira ile bu durum tolere edilebiliyordu.

    10 numara: dries mertens
    futbol zekası en yüksek oyuncumuz. yaş itibariyle fiziksel zaafiyeti olsa da gerektiği yerde enerjisini kullanarak 13 kilometre koşan oyuncudan etkili pres yapabilen bir tilki. tabiki mertens'i tanıdığımız özellik öncelikle bu değil. ileride sihirli işleri yapabilen bir oyuncu mertens. napoli tarihinin en golcü oyuncusu. şut, çalım, pas, oyun görüşü hepsi belli bir seviyenin üzerinde olan bir oyuncu. bana kalırsa torreira ile birlikte topun ileride kalmasının en büyük sebebi kendisiydi. bunun dışında asistin asisti olayında da belhanda ile kıyaslanamayacak derecede iyiydi. kerem'in gol ve asistleri de pozisyonu hazırlayan oyuncu genelde mertens oldu.

    sol kanat: muhammed kerem aktürkoğlu
    2021-22 sezonunun en büyük değeri kendisiydi. buna rağmen icardi gelir gelmez ileride hedefin artık kendisi olmadığını benimsedi. solo koşular ve goller atan bir oyuncudan avrupa'daki liglerde en çok asist yapan oyunculardan biri olmaya evrildi. en çok hafızada kalan pozisyon üretme şekli rakip yarı sahanın ortasında en soldan sağına çekip icardi'ye gönderdiği toplar oldu.

    sağ kanat: milot rashica
    hücumda gol ve asist sayıları pek iyi değil. ama aslında ayağına top geldiğinde ve boş olduğunda ceza sahasınin içine hep tehlikeli toplar gönderdi. iyi bir takım oyuncusu oldu. kendisini bir asker oyuncu olarak görüyorum. beşiktaş'taki performansı oldukça verimsiz. çünkü yıldız olması, gol ve asist üretmesi beklentisiyle alındı. oysaki kendisinin profili bir takım oyuncusu olmaya daha müsait. defansif katkısı ortalamanın çok üzerindeydi ve boey'le beraber lig için geçilemez bir dinamizm yarattılar sağ kanatta.

    forvet: mauro icardi
    kendisiyle ilgili pek fazla şey anlatmaya gerek yok. aklı futboldayken dünyanın en iyi 3-5 santrforundan birine dönüşebilen bir oyuncudan bahsediyoruz. tam bir derbi canavarı. kerem ve mertens ile inanılmaz bir uyum yakaladı. her derbiye imza attı. kariyerindeki görüntüsünün aksine bizde oyun kurmaya, yönlendirmeye de yüksek etki etti. bu yönüyle ronaldo ve mesut'un gidişi sonrası benzema'nın ballon dor senesindeki değişimine benzetiyorum. gerektiğinde her şeyi yapabilen bir oyuncu çünkü. gördüğü eksiği yeteneği ve içgüdüsüyle tamamlayabiliyor.

    yedek oyuncular
    barış alper yılmaz : istenilen her şeyi yapmak için uğraşan bir oyuncu. sacha boey ile birlikte takımımızda şu anki form itibariyle premier ligte oynayabilecek fiziksel özelliklere sahip iki oyuncudan biri. yedekten giren oyuncudan fiziksel olarak takımı yukarı çekmesini ya da oyunu değiştiren özellikte olmasını beklersiniz. barış inanılmaz pas, şut veya oyun aklı olan bir oyuncu olmamasına rağmen fiziksel olarak o kadar üstün ki 50-60 metreden atılan topu iyi kontrol etmese bile ligteki en iyi defans oyuncularına karşı kazanıp ileri gidebiliyor. bu özellikle öne geçtiğimiz maçlarda veya kadıköy deplasmanı gibi biraz daha geride bekleyerek başladığımız maçlarda üst düzey katkı sağladı.

    berkan kutlu: fiziksel olarak yağını bile çıkardığımız torreira'nın tek alternatifi. bunun yanında yerli statüsünde oynayan dinamik bir oyuncu. yine yedekten gelen dinamizmi sahaya fazlasıyla yansitabilen bir isim. bunun yanında topun arkasında beklediğimiz maçlarda torreira ile beraber çok boğucu bir orta sahaya sahip olmamızı sağladığı maçlar oldu.

    bafetimbi gomis (ligin başındaki kurtarıcı oyuncu), kaan ayhan(geçen seneki hali), midtsjö (yanılmıyorsam ads maçını getiren oyuncu) ve yunus akgün (beklediğimiz katkıyı vermemesine rağmen leicester'ın 9 milyon euro ödemeyi göze aldığı bir oyuncu) ve altın çocuk nicolo zaniolo için uzun uzun bir şeyler yazmayacağım. bir çırpıda yapabildiklerini ya da potansiyellerini hatırlayabiliyoruz.

    peki biz 2023-2024 senesinde kadro mühendisliği konusunda nasılız?

    takımda geçen sene bana kalırsa 3 önemli mevkide sorun vardı.
    1.si sol bek; takımımızın en zayıf karnıydı. zaten ofansif bir katkı alamıyorduk ancak ileride bu kadar sihirli iş yapan oyuncu varken zaten çok da gerekmiyordu. iyi bir savunmacı ya da boey gibi çok hücum katkısı olmasa da dinamik bir bek işimizi görürdü. biz ise acayip defansif zaafiyeti olan bir sol bekin şimdiki değil de geçmiş performansına 6 milyon euro ödemeyi düşündük.

    2. 8 numara; sergio sezonun büyük bölümünde iş görse de fiziksel olarak yetersiz kaldığı noktalar oluyordu ve sezon ortasından sonra bu iyice ayyuka çıktı. en azından dönüşümlü oynayacağı biri alınabilirdi. biz kerem demirbay'ı aldık ve tutmadı. bence en faydalı transfer tutan bir demirbay olabilirdi. burada en azından doğru bir şeyler denendi ama başarılı olunamadı diye düşünüyorum.

    3. 10 numara; mertens oyunda kaldığı sürede en etkili oyunculardan biri. ancak performansı kendini ciddi şekilde ekonomik kullansa da yaş itibariyle 60 dakikalığına üst düzey kalabiliyordu. yedeği olmamasına rağmen ve mertens bir yaş daha almasına rağmen buraya oyuncu alınmadı. (ziyech'i sağ kanat olarak kabul ediyorum. çünkü her maç sağda oynadı.)

    sonuç olarak 3 defomuzdan 2'sini gidermek için uğraşmadık bile. 1'inde de denedik ama olmadı.

    bunun yanında diğer bölgelerde yapılan transferlere göz atalım. tesadüf olamayacak güzellikte yapılandırılmış bu kadroda yapılacak şey benzer tipte oyuncuların daha iyilerini almakla oyunu geliştirmek doğru hamle olabilirdi.

    wilfried zaha, hakim ziyech ve tete; takımda rotasyonds en güçlü olduğumuz yere (yunus, kerem, barış, zaniolo, rashica) işler tıkırında olmasına rağmen tam 3 oyuncu aldık. üstelik alınan oyuncular gidenlerden ya da yerinden olanlardan bambaşka tarzda oyuncular. işleyen çarka çomak soktuk diyebiliriz.
    örnek olarak wilfried zaha muhteşem bir hücum oyuncusu. bunu guardiola söylüyor, ben değil. takımca topun gerisindeyseniz ileride tek başına duran zaha manchester city'yi (dünyada oyun gücü en yüksek takım) yenmenizi sağlayabilir. fakat set hücumunda o kadar verimli değil. galatasaray ligte 38 maçın 35-37 tanesinde ileride set hücumuyla oynuyor. şampiyonlar ligi için alındı diyenlere tamam diyebilirim ancak formu nerede tutacak? nitekim o ritmi bulamadı da oyuncu. üstelik kendisinin orada oynaması hücumdaki en büyük üreticimizi 10 numara pozisyonuna, en büyük oyun aklımızı da yedek kulübesine gönderdi. yukarıda da bahsetmiştim. kerem'in 20-30 metre uzaklıktan sağına çekip icardi'yi karşı karşıya bıraktığı kaç top izledik bu sene?

    ziyech; bir fırsat transferi olarak geldi. oynadığı dönemde de takımda daha önce hiç olmayan uzaktan şut özelliğiyle katkı sağladı. bana göre oynadıkça daha iyi olacak. yine de takımı geçen senenin üzerine çıkardığını düşünmüyorum.

    tete: potansiyeli olan bir oyuncu ama bal yapmayan arı diyebiliriz. henüz beklenen katkıyı sağlamadı. üstelik formayı da ziyech'e kaptırmış görünüyor.

    bakambu bana göre en doğru transfer. maalesef henüz çok başarılı olamadı. ama yapılanma olarak bakıldığında yedek kalınca problem çıkarmayan (halefi gomis düşünülünce) ve belli bir seviyenin üzerinde işler yapabilen bir forvet. icardi için bir yedek olabilirdi. icardi'nin her maç sakat bile olsa 90 dakika oyunda kalmak istemesi ve okan hocanın çift forvet tercih etmemesi de katkı verememesinde etkili oldu.

    davinson sanchez: çoğumuzun transferine en sevindiği oyuncu değil. bunu kabul edelim. en çok katkıyı da davinson'un sağladığı konusunda herkes hemfikir diye düşünüyorum. bu da ben dahil olmak üzere taraftarların transfer konusunda bu kadar baskı oluşturmadan işin ehli teknik ekibe bırakılması gerektiğinin göstergesi.

    bu sene kötü kadro mühendisliğine rağmen yine şampiyonluğun birinci adayıyız. çünkü başarıda birinci etken olan kadro kalitemiz tüm rakiplerimizin üstünde. eğer erden abi a class futbolcular getirmiş olmasına rağmen hatalı olduğu noktalardan ders çıkarırsa devre arası ve yaz transfer dönemlerinde bambaşka noktalara gelebiliriz. bu konuda da mutlaka transfer planlama aşamasında teknik ekibin görüşleri yönetim isteklerinin ve çalım atma fantezilerinin önünde olması gerekir.
  • 20
    bir heyetin fmea yaparak gerçekleştirmesi gerekendir.

    fmea: failure mode and effects analysis. (hata türü ve etkileri analizi)

    transfer edilmesi planlanan oyuncularla ilgili standart/geliştirilebilir soru listesinin olduğu bir şablon üzerinden yapılmalı ve fmea değerlendirmesi şeklinde olmalıdır.

    oyuncunun etik anlayışı ve yetiştiği kültür,
    konuştuğu dil,
    çevresiyle iletişim ve uyum,
    sakatlık durumu-iyileşme ve tekrar süreci,
    paraya bakışı,
    kariyer planı,
    mental yapısı,
    gelişime yatkınlığı,
    istikrarı vb... bir çok madde listelenerek üzerinden tek tek gidilmelidir. mühendislikte her detay önemlidir.
  • 46
    türk oynatma ihtiyacı doğarsa kalede ne kadar beğenmesem de ismail, fatih, berk kim olursa ligde idare eder diye düşünüyorum. bjknin kalesinde ersin vardı şampiyon olurken. savunman sağlam olursa çok ihtiyacın olmayabilir.

    elimizde marcao ve luyindama varken nelsson'u almak biraz lüks oldu. fatih hocanın 3lü stoper oynamayacağını düşünerek marcao'nun tahmin edilemez durumu olmasa bu 3lüden 1i atıl duruma gelecekti. nelsson'u beğenmekle birlikte gereksiz oldu diye düşünüyorum.

    bek rotasyonları problemli. emre taşdemir'in maaşı düşük kiralanacağına kalmalıydı. emre akbaba gönderilebilirdi kiralık mesela. boey alındı yedlin elden çıkarılmaya çalıştı çıkarılamadı, omar'ın durumu ne bilmiyoruz.

    orta saha rotasyonu kalite olarak eksik kaldı. morutan, berkan ham oyuncular. orta sahaya olgun hücumda yaratıcılık sorununu çözecek bir general lazım. feghouli olabilir ama ben pek güvenemiyorum. ya da cicaldau, morutan ikilisinden birine bu sorumluluk verilmeli. taylan oynayacaksa fatih hocanın bahsettiği 3 tane 8 numaralı orta saha olmuyor. nelsson alınmayıp gedson'ı alabilirdik. bence hata yapıldı. ya da cicaldau alınmayıp gedson alınabilirdi yine. gedson fatih hoca için bu kadar önemliyse böyle yapılabilirdi. ortada bir plansızlık var gibi.

    kanat rotasyonları barış, kerem, babel, arda şeklinde oldu. morutan'da orada değerlendirilebilir tabii.

    hücumda ise diagne, mohamed, halil. mohamed'in ne durumda olduğunu bilmiyoruz. aklı burada mı emin değilim. halil yabancı sınırından dolayı tercih edilebilir.

    işin özü uzun zaman sonra 20 küsür milyon euro harcayıp orta sahadan memnun değiliz. orta saha bu oyunun kalbi. iyi orta sahan varsa varoluyorsun. umarım bu cica, berkan, morutan zamanla performanslarını yükseltir de sorun yaşamayız.

    altyapıdan bartuğ, ışık kaan, atalay, yunus, eren aydın a takıma dahil edilmeli. bu takımın kurtuluşu altyapıdan çıkarıp minimum 7-8 milyonlara satmak ya da boey gibi çok düşük bedellere alıp yükseltmek. 7-8e oyuncu alıp 15e satabilir miyiz bu soru işareti bende.

    fatih hocam umarım bahane üretmeden devam eder. teknik heyete ekleme yapmadı. 4-5 hafta iyi gidersek olumlu havayla yükseliriz ama puan kayıplarıyla devam edersek taraftarı susturmak zor olacak. sonu iyi olsun, kazanan galatasaray olsun.
  • 102
    kaleciler ve altyapı oyuncuları hariç, 10 pozisyon için 20 futbolcumuz var. bu seviyede, rotasyon için çok iyi bir sayı bu. kimin oynayacağından bağımsız, 3-4 günde bir ve toplamda 50+ maça çıkılacak bir sezonda, 5 oyuncu değişikliği hakkı varken herkes yeterince oynama fırsatı da bulacaktır.

    kimin oynayacağı konusunda, tek bir kriter olmalıdır. "daha iyi olan oynar"

    geçen sezonun başında, dubois'nın ilk 11 oynayacağı herkesçe ortak fikirdi; ama boey çıktı formayı aldı. sağ kanatta yunus bankoydu ama rachica geldi ve onu yedeğe gönderdi. mertens napoli tarihinin en çok gol atan futbolcusuydu. kanat forvet gibi başladığı sezonu 8,5 tan hallice bir 10 numara olarak tamamladı. icardi, tam bir ceza sahası gölcüsü olarak değerlendiriliyordu. koşmaz, pas vermez, bağlantı oyununa katılmaz deniliyordu. adam komple forvet çıktı.

    bütün transferler takıma katılıp, maçlar oynandıkça bu köprünün altından çok sular akar. "şu hayatta kesilmez, bu ilk 11'de olmayan kadrolar kurulmaz, falanca mutlaka her maç oynamalı" gibi yorumlar için çok erken ve sezon da, şimdiden bu kadar iddialı yorumlar için oldukça uzun.
  • 31
    2019-2020 sezonu başında sosyal medyada uğur karakullukçu, bizim sözlükte kaideyi taciz eden istisna bas bas bağırdı bu transferler bireysel olarak çok iyi ama birbirini tamamlamıyor diye. bu insanları taşla sopayla kovaladı millet. o kadar üstüne gidildi ki uğur karakullukçu artık her gün alttan alarak, özür dileyerek falan anlatmaya çalıştı bu durumu.

    peki uğur karakullukçu veya bizim kaide kim? birer sporseverler. hadi uğur yorumculuktan para kazanıyor ama bizim kaide de o da yok. sadede gelirsek uğur karakullukçu ile kaide'nin gördüğünü göremiyorsanız yazıklar olsun hepinize, defolun gidin.
  • 9
    fütursuz spor yazarlarının türettiği gereksiz ve uyduruk bir kavram. yılların kadro planlaması tabiri mevcutken bu kavramı mühendislik diye süsleyip satmak aklıma öncelikle mehmet demirkol örneği ile gelen sınırlı vizyonu allayıp pullayıp satanları getiriyor. -yanlış anlaşılmasın yine de demirkol berbat yorumcu ortamının içinde sivrilen bir kaç isimden biri.-

    bir de algı mühendisliği vs. var mesela benzer şekilde kullanılan. yönetimi-planlaması gibi halihazırda durumu tam olarak karşılayan kelimeler varken "kadro mühendisliği" son derece samimiyetsiz geliyor bana.
  • 8
    mühendislik bu kadar kolay değil, kadro kurmak da bu kadar zor değilken yapılmış yanlış yönlendirici bir tanım. aç bir sezon fm oyna zaten kadronun eksiklerinin farkına varırsın. kadro 3 yıldır doğru kurulamıyorsa o zaman kuranlar yetersizdir. takım iki yıldır orta sahada top kazanan, basan bir oyuncu lazım diye bağırırken, ben burada "veli kavlak lazım bize" diye kıçımı yırtarken hala balanta'ların peşinde koşanlar yüzünden bitik fenerbahçe'den 5 gol yemediğimize şükrediyoruz. kadro mühendisliği deyin de komplike bir iş yaptığınız algısı yaratılsın ha. takımda 4 sağ bek varken 5.sinin peşinde üç ay yitirdiniz. sonra kadro mühendisliği. küfür etmeyecem zorlamayın.
  • 109
    mükemmel yaptığımız için altyapı oyuncusu yok takımda. bu da bizi avrupa'da 21 kişiye düşürdü. yine çok şahane yaptığımızdan türkiye'de yetişmiş oyuncu sayısında da eksiğiz. bu da bizi 20 kişiye düşürdü. hakim ziyech, tanguy ndombele ve sergio aurier sakat olduğundan 17 kişiye düştük. victor nelsson da cezalı olduğundan 16 kişi ile prag'a gittik. oyuncular sakat ya da cezalı olabilir, bu önemli değil. önemli olan sakatlık problemleri aşikar olan topçulara milyonlar dökmemek, önemli olan altyapı oyuncuları dururken sırf transfer çalımı diye elin yabancılarını takıma doldurmamak, önemli olan senede birkaç maça çıkacak yedek kalecini altyapı veya türkiye'de yetişmiş oyuncu kontenjanından seçmek. ben bas bas bağırmaya devam edeceğim. altyapı ve türkiye'de yetişmiş toplam 8 oyuncunu önce belirleyeceksin. sonra hangi mevkide yabancıya ve gurbetçiye ihtiyacın varsa ona göre transfer yapacaksın. yoksa alternatifsiz kalmaya devam edeceğiz.

    (bkz: 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı)
  • 54
    şampiyonluğa oynayan futbol takımları için tek bir mevkide dahi vasatlığa yer verilmeden dikkatli yapılması şarttır.

    tabi ki kadro her şey değildir. uyum, arkadaşlık, istikrar, güven vs. hepsi harman olduğunda şampiyonluk geliyor. ancak bir mevki dahi aksadı mı diğer 10 kişiye ekstra yük biniyor. hele 2-3 tane futbolcu büyük takım kalibresinde değilse şampiyonluk imkansıza yakın. istisna örnekleri olsa da sezonu kurtarmak çok zor oluyor.

    bizim 2020-21 kadromuz fena değilken ve 2 gol daha atsa onca engellemelere rağmen şampiyon olacakken haddinden fazla değişime gidildi. yedek kaleci konusunun ise asla hafife alınmamasını bu sene acı olarak tekrar tecrübe ettik. her mevkide yedekleri en azından idare edecek seviyede oyuncu bulundurmak zorundayız.

    haftalarca bir ismail çipe, bir yedlin, bir emre taşdemir, bitik babel, feghouli, göbekli arda turan gibi isimlere muhtaç kalırsan o işin sonunu getiremezsin. 2 sene önceye kadar da selçuk inan vardı. adamın bırak ilk 11 başladığı maçları sonradan oyuna girdiği maçta bile öndeysek puan kaybediyorduk.

    kaliteli kadro kurmak kolay değil ama profesyonellerin işleri de bu. bir zahmet gereğini yapsınlar.
  • 45
    takımı gençleştirme, geriden pasla oyun kurma sistemine geçiş ve geleceğe yatırım doğrultusunda:

    22 yaşında potansiyelli danimarkalı stoperi 7.5 milyon euro'ya kapatmak,*
    24 yaşında rumen milli takımının orta sahasını 6.5 milyon euro'ya satın alarak orta sahaya dinamizim ve akıl katmak,*
    23 yaşında geleceği çok parlak bir türk'ü 4 milyon euro'ya alarak hem yerli kuralı için hem de gelecek için kendini sağlama almak,*
    22 yaşında pazarlıkların 12 milyon euro'dan başladığı ve her video'sunda ağızdan sular akıtan rumen wonderkid'i 3.5 milyon euro'ya takıma kazandırmak,*
    20 yaşında kimsenin ismini cismini bilmediği fransız sağbeki 1 milyon euro'ya takıma kazandırıp, geride kalan haftalarda cafu performansı almak,*
    30 yaşında haftalar önce euro 2020'de hollanda'nın as sol beki olarak sahada olan oyuncuyu bedelsiz takıma kazandırmak,*
    27 ve 28 yaşında rotasyonda kullanılacak iki milli takım seviyesindeki türk oyuncuyu bedelsiz kadroya katmak,**
    21 yaşında yine kimsenin farkında olmadığı ve belki de ikinci bir kerem aktürkoğlu katkısı alacağımız türk genci 1.5 milyon euro'ya katmak,*
    23 yaşında potansiyelli, 6 ay önce kadrona kiralık + gelecek opsiyonu ile 6 milyon euro civarında kazandırdığın oyuncunu, aklının ve bedeninin sahada ve galatasaray'da olmaması nedeniyle neredeyse 2 katına satabilecek olma ihtimalin,*

    kadro mühendisliği nedir ve nasıl yapılıra cevap olabilir.
  • 47
    galatasaray futbol takımında olmayan mühendisliktir. taze mezun ve işsiz bir mühendis olarak gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki, galatasaray futbol takımının kadro mühendisliğini yapan veya yapanların mühendislik diploması tez vakitte iptal edilmelidir. bu yazıyı alınan sonuçtan sonra yazıyor olmam daha önce böyle düşünmediğim algısını çıkarmasın zira epeydir aklımda olan bir yazıydı. öncelikle sene başında girişilen yapılanmayı yerinde bulan biriyim. tek kurtuluş yolumuzun bu tarz köklü bir yapılanma ile olacağını düşünüyorum ancak bu yapılanma (biz buna kadro mühendisliği diyelim) baştan sona eksik ve çok büyük hatalardan oluşuyor. mevki mevki gitmeyi düşünüyorum izninizle.

    kaleci pozisyonu için as değil yedek düşünmek zorundayız. her ne kadar sezona çok kötü başlamış olsa bile muslera as kalecimiz. yedek kaleci illaki türk olacak bu konuda ortak zeminde buluşalım. peki yedek kalecilerimize gözatalım; okan koçuk, fatih öztürk, ismail çipe. elde bulunan kalecilerimiz içinde 2.kaleci olarak okan koçuk gözüküyor ki geçen sene muslera yokken kendisi ile sentetikte olsa bir uyum yakalamıştık. öncelikle araya şunu eklemek istiyorum, senelerdir ısrarla savunduğum bir tez var, biz muslera gibi bir kaleci bulmuşken hatta yanına antrenör olarak taffareli koymuşken nasıl olurda musleranın altına potansiyel as kaleci koyamadık ? muhteşem bir eğitim potansiyeli muhteşem bir gelişim ortamını katlettik. muslera 35 yaşına geldi, taffarel ise gitti, çok yazık. gelelim konumuza mevcutta 2.kalecimiz olan adamı ki kendisi muslera sonrası kaleye geçebilecek biri asla değil ama biz elimizdeki kaleci rotasyonları içindeki en önemli aseti hangi akla hizmet kiraya verdik ? bu adam 17-18 yaşında biri olsa misal olarak chelseanin thibaut courtois’da uyguladığı yolu uygulayabilirdik. adamlar potansiyel bir kaleci bulmuşlar ve gelişim göstermesini istemişler ve adamı atletico madride göndermişler. evet bizim böyle bir seviyede kiralama imkanımız yok ama konu o değil zaten. biz okan koçuğu niye kiraya gönderdik adam 27 yaşında ve galatasaray as kalecisi olacak biri değil ve gönderdiğimiz kulüp doğrudan süper ligde mücadele eden bir rakibimiz. işte her mevki sonunda vurgulayacağım yanlış kadro mühendisliğinin bir örneği. adam zaten 27 yaşında futbol seviyesini zaten göstereceği kadar göstermiş 17 yaşında değil ki gönderelim pişsin gelsin diyelim. peki gönderdik okanı peki yedekte kimler var ? 34 yaşında, bu kulübe niye ve nasıl girdiğini anlamadığım fatih ile 1 sene önce kiraya yolladığımız ve toplamda 6 maçta 524 dakika süre alan 26 yaşında olan ismail var yedek rotasyonumuzda. ismail öyle kötü bir kaleci ki gönderdiğimiz anadolu takımında bile forma giyememiş ve biz bu adama yeni sözleşme verdik. biri bana çıkıp hem genel kaleci yapılanmasını anlatsın hem ismaile niye yeni sözleşme verdiğimizi. yanlış kadro mühendisliği.

    sağ bek rotasyonu için elimizde tam 3 (üç) adet yabancı futbolcu bulunuyor. bu mevki için elimizde türk sağ bek yok (lütfen alparslan sağ bek oynar demeyin, lütfen). boey, yedlin ve omar. omarın başına gelen üzücü hadise ve kulübün ona sahip çıkmasını takdirle karşılayıp bu bahisten kendisini çıkarıyorum. yedlin transferin son dakikasında takımdan gönderiliyordu ki adam kaç maçtır yedeksiz oynuyor. sakatlansa veya ceza görse sağ bekimiz yok. boey konusunda çok karışık hislere sahibim ancak bekleyip görelim diyorum ancak umarım yeni bir kronik topçuya sahip olmamışızdır. yedlin takımda düşünülmeyecek biri haline gelmişken as sağ açık konumuda geldiyse, arkadaşlar kusura bakmayın ama burada çok büyük bir hata vardır. omar geri dönebilecek mi, boey kronik mi gibi büyük soru işaretlerimiz var ve tek bek ise yedlin. yanlış kadro mühendisliği.

    stoper mevkisi için elimizde üç adet sağ stoper ve bir adet sol stoper var ve bunların üç tanesi yabancı sadece 1 tanesi yerli. kadro mühendisliği açısından altın madeni var bu mevki için. sol stoper için marcao tartışmasız birisi. sağ stoperlerimizden luyindamaya yapılan yüklü yatırıma rağmen istenileni alamadık ve yerine birini düşündük ki mantıklı, mantıklı ama luyindamadan çıkabilseydik. evet 8 milyon civarı bir bonservis bağladığımız adamdan bu kadar kolay çıkılmıyor ancak bu bile bir yanlış yapılanmanın göstergesidir. nelsson alındıktan sonra oh be luyindamadan çıktık demek ki dedim ama düşündüğüm gibi olmadı. satamadık luyindamayı ve satamadığımız gibi yeni sözleşme verdik. niye verdik çünkü sözleşmesi bitiyordu ve bedavaya göndermek olmazdı. kadro mühendisliğine bak oturup ağlamak istiyorum. alpaslan hamlesi çok mantıklı zira yerli kontejyanı için fena olmayan bir stoper. peki ufak bir soru, vakti zamanında 2,5 milyon euro verdiğimiz ve bedava gönderdiğimiz ahmet çalık, alpaslan kardeşimizden ne kadar kötü bir stoperdi de biz bu arkadaşımıza 2,5 milyon euro gömüp bedavaya gönderdik ? neyse efendim devam edelim. elde olan tabloda nelsson as sağ stoper yedeği 8 milyon gömdüğümüz luyindama ve alpaslan. biz luyindamadan bangır bangır çıkmak istiyoruz ama adam oynamıyor. biz bu adamı nasıl satacağız oynatmadan ve stoper mevkisinde yedek oturacak bir adam tiplemesinde mi bizim luyindama boss ? sol stoperde as mevki garanti, garantide 1 (bir) tanecik sol stoper yedeği olmaz mı koskoca takımın ? bu nasıl bir planlama bu nasıl bir mühendislik biri çıkıp açıklasın. üç sağ stoperimiz var ama bir tane sol stoperimiz var. rotasyonsuzluk oyuncuyu hamur gibi yapar sevgili dostlar. adam biliyor ben bok gibi oynasamda bana mecburlar bana muhtaçlar diye ki bu konuya ayrıca defalarca ve ısrarla geleceğiz, vurgulayacağız. yanlış kadro mühendisliği.

    sol bek mevkisinde hiçbir futbolcumuz bulunmuyor demek istiyorum ama transfermarkt verilerine göre iki adet sol bekimiz bulunuyor. pva hakkında görüşlerimi şurada (bkz: #3269724) ve (bkz: #3266880) belirtmiştim o yüzden tekrara düşmek istemiyorum. ömerin iyi niyetine şüphem yok ancak ömer joker futbolcudan ötesi olamaz, olmuyor. yani kısaca sol bek mevkimizde futbolcumuz yok. gerçekten ama gerçekten çok yazık. iyi-kötü umut meraş’ı alabilseydik hiç değilse pva kadar top oynardı ve yerli kontejyanında elimizi rahatlatırdı. yanlış kadro mühendisliği.

    orta saha mevkisi için üç yabancı ve dört yerli ile toplamda yedi futbolcumuz mevcut. bunların içinden gustavo, atalay ve aytaç kadroda neredeyse hiç süre alamayan oyuncular. takımın iskeleti geriye kalan 4 kişi üzerine kurulu. berkan, alex ve morutan bizim as oyuncularımız, taylan ise yedek konumunda. morutan bence asla bir kanat oyuncusu değil on numaradır o yüzden orta saha oyuncusu olarak yazıyorum. berkan özünde çok iyi bir takım oyuncusu. verilen görevi gayet iyi yapabilen bir futbolcu. aynı sözleri alex için söylüyorum. tam bir takım oyuncusu ve verilen görevi gayet başarılı şekilde yerine getiriyor. takımda memnun olduğum üç futbolcudan ikisi bu ikili ancak bu ikili bence eksik kalıyor ve tamamlayacak birine ihtiyaç duyuyorlar. yedek konumuna düşen taylan ise sezona o kadar kötü bir giriş yaptıki daha kötü nasıl başlayabilirdi diye düşününce yanıt bulamıyorum. fiziksel ve psikolojik olarak sezona giriş yapamadı. normal şartlarda yedek olarak düşünüldüğü zaman gayet yeterli bir yerli futbolcu olarak gözüken taylan, bu sene yedek bile olamayacak seviyede. yıllardır anadolu kulüplerinde oynayan, tabiri caiz ise “kaşar” topçu etiketiyle takıma alınan aytaç kara henüz ortalarda yok. skoru tutmak istediğimiz maçlarda oyuna atıp sertlik katıp oyunu almamıza yardımcı olur diye düşünürken kendisini izleyemedik. nasıl bir antreman performansı veriyor bilmiyorum ama demekki çok kötü bir durumda olmalıki dediğim türden maçlarda asla kendisini düşünmedik ve dediğim türdeki maçları tamda bu tür adam eksikliğimiz yüzünden defalarca kaybettik. gustavo ve atalay stajyer futbolcu olarak görüldüğü içine bu arkadaşları doğrudan es geçiyorum. genel toplamda takımın en önemli mevkisinden olan orta saha rotasyonumuz evlere şenlik durumda. alex ve berkan’ı pamuklara sarmak lazım yoksa kötü bir durumda rezil rüsva olmamız işten bile değil. bu ikilinin yanına as bir futbolcu lazımken yedekleri konusunda da büyük eksikliklerimiz mevcut. koskoca yaz transfer döneminde gedson peşinde koşulacağına olmayacağı anlaşıldığı an alternatiflerine yönelmemiz gerekirken bir olmayacak bir transfere tüm enerjimizi verdik ve sonuçta bu kısır orta saha rotasyonu ile kaldık. gedson çok sevdiğim bir futbolcu ancak tek bir oyuncu özelinde dönüp durmak yine büyük plansızlık örneğini gösteriyor. hiçbir avrupa külünde bu derece uzun süren transfer harekatı olmadığına eminim çünkü a planı dışında b,c,d,e planlarını hazır tutuyorlar ve a planının tutmayacağını anladıkları zaman hemen diğer planlara geçiyorlar. m.city belgeselinde sol bek sakatlanınca oluşturulan kriz masası bölümünü izlemenizi tavsiye ederim. bizim orta saha için alex-berkan ikilisinin dışında onbir için bir, yedek için (aytaçın gönderildiği, taylanın toparlandığı senaryo için) iki oyuncuya ihtiyacımız var. net bir 6 numara yedeği ve net bir 8 numara yedeği elzem. yanlış kadro mühendisliği.

    kanat rotasyonumuzda dört sol ve üç sağ taraf oyuncusu mevcut. sol kanat için kerem, barış, babel ve arda turan mevcut. oyuncu özellikleri olarak baktığımızda iki tanesi hızlı ve dripling özelliği bulunan, iki taneside teknik oyuncu olarak göze çarpıyor. sol açık mevkisinde kimsenin beklemediği bir yükselişte olan kerem, takımın hücum etkinliklerinin neredeyse tamamını çekiyor. at topu onyekuruya o yapar birşeyler felsefesinden, at topu kereme yapar birşeyler felsefesine geçtik. kerem topa dokununca gerçekten ya gol atıyoruz yada ciddi tehlike yaratıyoruz. onun dışında elle tutulur atak çeşitliliği takımda bulunmuyor. keremden iki yaş küçük ve potansiyeli olan barış bence iyi bir yedek alternatifi. oyun yapısı ve skora bağlı olarak iş yapabilecek bir babel var ki kendisinden zerre hazzetmem ancak şuan elimizde olan malzeme bu. sol kanat sanırım takımda en çok “tamam” olan mevki. keşke aynı şeyleri sağ için söyleyebilseydim. takımda asla düşünülmeyen, kendisinden nefret seviyesine getirilen obez dostumuz soso, geldiği günden beri gelişmeyi geçtim sürekli geri giden bir emre kılınç ve kendisi için savaşa girdiğimiz ama ortada olmayan oğulcan. sosoyu sene başında gönderebilseydik gönderecektik adam şuan maç alsın diye kurtarıcı olarak sahaya sürülüyor. yok ama eğer bir oyun planımız varsa bu mevki için ne tarz adam düşünüyoruz emin olamıyorum. bu mevkide ısrarla morutan deneniyor ama buranın adamı olmadığı bariz gözüküyor. bu mevki için hem eldeki topçuların rehabilitasyonuna hemde gideceklere ve oyun planımıza göre bir transfer şart gözüküyor. yine plansızlıklar mevcut ama yanlış kadro mühendisliği demeyeceğim.

    forvet mevkisi o kadar komedi bir durumdaki gerçekten transfer süreçlerindeyken keşke kuş olsamda uçup dinlesem diyorum. hepsinden öte biz adem büyük kardeşimizi niye bedavaya gönderdik ? oyuncu gitmek istedi haberlerini geçiniz çünkü her ben gitmek istiyorum diyene güle güle deniliyorsa kulübü kapatalım gidelim. yerliydi, aytaç için kullandığım “kaşar” topçu kategorisine giriyordu, skor buluyordu, çalışıyordu, koşuyordu. rotasyon için, skora göre maça göre oyuna alınacak veya oyuna onunla onbir başlayabileceğimiz çok iyi bir alternatifti ve biz bu adamı bedavaya gönderdik. dünya üzerinde forvet kalmamış gibi diagneye +10 milyon euro gömdük ve adamı göndermek için çırpındık. yerine mostafa geldi ve gayet güzel bir başlangıç yaptı. yetmedi gittik halil’i getirdik. halil kardeşimizi satın almış olsak hiç sorun değil gol atar kaçırır bunlar sorun değil çünkü 21 yaşında. büyük potansiyeli var bu sene atamaz seneye atar, formu düşünce çıkarıp başka adam atarız diyeceğim ama halil bizim oyuncumuz değil ve büyük ihtimalle ingiliz ekibine topçu yetiştiriyoruz. tekrar edeyim eğer %100 alabileceksek halil’i hiçbir sorun yok ama öyle bir ihtimalin olmadığını düşünüyorum. elimizde kendi asetimiz var +10 milyon gömdük adam bir oynuyor bir oynamıyor. mostafa aynı şekilde henüz bizim topçumuz değil ve alınıp alınmayacağı bilinmiyor ve oyuna aynı diagnede olduğu gibi bazen giriyor bazen girmiyor. çok büyük bir plansızlık var bu mevki için. eğer halil bizim topçumuz olacaksa sonuna kadar halil oynasın ama henüz bizim olmayan biri için kendi bonservisli topçumuzu oynatmıyoruz ve potansiyel piyasa yapma şansını kaçırıyoruz. diagne ve mostafa yedek kalacak adam tiplemelerinde değiller özellikle yapılan yatırımın büyüklüğü göze alınınca. bitiricilik konusunda ise %22 oranına sahibiz. çok ama çok kötü bir seviye. halil tek forvet oynayacak bir seviyede henüz değil. çift forvet pozisyonunda yardımcı rolünde etkili olabilir ama biz ısrarla tek oynatıyoruz. forvet mevkisinin geleceği çok belirsiz. diagne ile devam edilecek mi, mostafa alınacak mı, halil alınabilecek mi vs vs. yanlış kadro mühendisliği.

    çok uzattım biliyorum. sözlükte ve sosyal medyada futboldan anlayan ve çok güzel bir anlatım diline sahip insanlar mevcut ve maalesef ben onlardan biri değilim. kendi görüşmelerimi dilimin döndüğünce, kendi algıma göre yazmak istedim. hocayı çok seven biriyim. yazdığım tüm yazılardanda bu belli oluyor ancak gerçekten sadece takım yapılanması olarak baktığımızda bile facia işler mevcut. düzelmeyecek işler mi, asla. umarım bu eksiklerden, hatalardan kısa süre içinde dönülür ve sağlıklı bir kadro yapısına sahip oluruz ancak keşke tek sorunumuz yanlış kadro mühendisliği olsaydı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın