resim
Igor Tudor
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:46
Uyruk:Hırvatistan
  • 4727
    bu adam buyuk mac oynamayi bilmeyen dolayisiyla da o maclari kaybeden bir adam. bunu oynadigi tum buyuk maclardaki taktik dizilisi, oyuncu tercihleri, oyuna mudaheleleri ile birden cok kez gorduk. bu yuzden bu maclari kaybetmeyeyim de yeter mantigiyla oynuyor. sonuc olarak da buyuk bir kismini kaybediyor.

    sadece kucuk maclari kazanarak sampiyon olabilirsin dogrudur ancak bazi buyuk maclari kazanarak cok buyuk moral kazanip, havaya girdigin gibi rakibini ekarte etme imkanina da kavusuyorsun. iste bu yuzden buyuk bir mac kazanamasi ve bunu surdurmesini istiyoruz. yoksa sampiyon olsa dahi gitmesi gerektigi konusundaki fikrim degismeyecektir. hamza yi da gonderdik onu da gondeririz.

    son olarak basin toplantisindaki buyuk maclar ve puan konusu haric diger konularda serefsiz basin icin gerektigi gibi konusmustur. bu serefsiz basin sadece bu adama boyle davranbiliyor, soru almak istemiyorum diyen hasortmanliya ya da cakma filozofa boyle davranamiyor. onlar bu ikiyuzlulugu surdurdukce tudor da boyle davranmalidir.
    ben bu klubun bir taraftari olarak elestirebilirim ama turk basini bu kadar acik bel alti vuramaz. o kadar uzun boylu degil !
  • 4729
    derbi kralı olmasına gerek olmayan teknik direktör. geçen sene beşiktaş sadece evimizde bizi yendi, o da talisca'nın baraja çarparak attığı frikik.

    bu amk basınında kimse şenol büyük maçları yapamıyor demedi. fatih terim' de derbi kralı değildir. onu da belirtelim terimcilere. süper final muhabbetinde kazandığımız şampiyonluğu verecektik neredeyse. 1996-2000 i gören adamlar bunu da görsünler ki o dönemde de pek derbi kazanmazdık. 6-0'ı da görsünler bı ara. görmezler ama onların gözü kördür taraflı baktıklarında.
  • 4730
    1996-2017 arası galatasaray teknik direktörlerinin görev süreleri (25 ekim 2017):
    fatih terim (i. dönem).............136 maç......
    fatih terim (iii. dönem)...........78 maç........
    mircea lucescu.......................68 maç.......
    eric gerets.............................68 maç.......
    fatih terim (ii. dönem)............60 maç.......
    gheorghe hagi (i. dönem)........42 maç.......
    frank rijkaard.........................42 maç.......
    hamza hamzaoğlu...................34 maç......
    jan olde riekerink....................29 maç......
    roberto mancini......................28 maç.......
    karl-heinz feldkamp................28 maç.......
    igor tudor..............................27 maç.......
    michael skibbe.......................21 maç........
    gheorghe hagi (ii. dönem).......18 maç.......
    bülent korkmaz......................13 maç........
    mustafa denizli.......................11 maç.......
    cesare prandelli......................10 maç.......

    kariyer:
    frank rijkaard, şampiyonlar ligi şampiyonu barcelona’dan geldi, ilk sezonunda üçüncü olmasına rağmen ikinci sezona başlamak için yeterli kredisi vardı. roberto mancini, premier league şampiyonu manchester city’den geldi, ligde başarısız olmasına rağmen onun da sezonu bitirecek kadar kredisi vardı. hamza hamzaoğlu, akhisar’dan geldi. ilk sezonunda üç kupa almasına rağmen, ikinci sezonda ligde 5 puan geriye düştüğünde kovuldu. jan olde riekerink, teknik direktörlük kariyeri olmayan altyapı hocası olarak geldi, o da ikinci sezonunda ligde 5 puan geriye düştüğünde kovuldu.

    lig başarısı:
    türkiye'deki büyük takımların ''şampiyon olamayan teknik direktör başarısızdır, kovulur'' felsefesi, şampiyonun direkt olarak şampiyonlar ligi'ne katılıyor olmasının da etkisiyle devam ediyor ancak bir galatasaray teknik direktöründen zaten şampiyonluk yarışında olması beklendiği için lig başarısı görevde kalmak için yeterli değil. şampiyonluğa giden ya da bir önceki sezon şampiyon olan karl-heinz feldkamp, mircea lucescu ve hamza hamzaoğlu başka sebepler nedeniyle kovuldu. bu dönemde yalnızca fatih terim, mircea lucescu ve frank rijkaard ise onlara duyulan güven sayesinde ilk sezonda şampiyon olamasalar da bir sonraki sezonda da devam etme şansı buldu.

    avrupa başarısı:
    mircea lucescu, ilk sezonunda şampiyon olamamasına rağmen, uefa süper kupası’nı kazanması ve şampiyonlar ligi’nde çeyrek final oynaması sayesinde ikinci sezon için de taraftarın desteğini kazandı ve ligde şampiyon oldu. frank rijkaard, ilk sezonunda uefa kupası 2. turu'nda o yılın şampiyonu atletico madrid'e şanssız bir şekilde elenince avrupa'da başarılı olma umutları devam etti. ancak bir sonraki sezon uefa kupası play-off turu’nda karpaty lviv’e elenince kendisine olan güveni yitirdi ve ardından ligde de başarılı olamayacağı belli olduğu an kovuldu. cesare prandelli, şampiyonlar ligi gruplarında başarısız olduğu için taraftarın desteğini kazanamadı ve ligde 1 puan farkla üçüncü olmasına rağmen başka nedenlerle kovuldu. bülent korkmaz, tarihi bordeaux zaferini yaşasa da, hemen sonrasında uefa kupası 4. turu’nda hamburg’a evinde yenilerek elenince yeterliliği konusunda gerekli güveni sağlayamadı ve sezon sonunda ayrıldı. eric gerets ise galatasaray’a geldikten hemen sonra uefa kupası 1. ön eleme turunda trömsö’ye elendi ama kalan son şansını ligde iyi kullanarak o sezon ligde 83 puanla şampiyon oldu.

    derbi başarısı:
    galatasaray’da en uzun süre sabredilen teknik direktörler, taraftarın gözündeki kredilerini derbi kazanarak elde etmediler. fatih terim kariyerindeki 17 fenerbahçe derbisinden yalnızca 20 puan toplayabildi, kadıköy’de 6-0 yenildi, ilk iki sezonunda ise yalnızca bir derbi kazanabildi. mircea lucescu, 4 fenerbahçe derbisinden 4 puan toplayabildi. eric gerets, 4 fenerbahçe derbisini de kaybetti. frank rijkaard, 2 fenerbahçe derbisini de kaybetti. ancak kredisi tükenen teknik direktörler için evimizde kaybedilen derbiler kovulmalarına sebep oldu. cesare prandelli, arena’da trabzonspor’a 3-0 yenildikten sonra kovuldu. bir önceki sezon türkiye kupası finali’nde fenerbahçe’yi 5-1 yenen gheorghe hagi ise, ali sami yen’de fenerbahçe’ye 2-1 yenildikten sonra kovuldu.

    transfer ve kadro seçimi:
    eric gerets, bir önceki sezon yalnızca emre aşık transferi ile birlikte kısıtlı bir kadroyla şampiyon olunca, taraftarın da desteği sayesinde ikinci sezonunda 14 puan geriye düşmesine rağmen sezonu tamamlama şansı buldu. bülent korkmaz, taraftarlar tarafından formayı adaletsiz dağıttığı ve eski arkadaşı hasan şaş'ı oynattığı için tepki gördü, galatasaray kariyeri caretaker teknik direktör olmanın ötesine geçemedi. gheorghe hagi'nin kovulmasında yaptığı kötü transferlerin etkisi büyüktü. frank rijkaard, barcelona'daki total futbolu mustafa sarp ve barış özbek gibi futbolcularla uygulamaya calıştığı için başarısız oldu. hamza hamzaoğlu, ismi bilinen ve yetenekli futbolcuları istemeyip vasat türk futbolcuları transfer etti, umut bulut ve sabri sarıoğlu'nun sözleşmelerinin uzatılmasını savundu ve bu yüzden herkesin güvenini kaybetti.

    yönetim, taraftar ve medyayla ilişki:
    mircea lucescu, çok başarılı olmasına rağmen kendisi yerine taraftarın gözünde en yukarıda olan fatih terim'in gelmesi için kovuldu. eric gerets, yöneticiler ile iyi ilişkileri, son dakikada gelen efsane şampiyonluk, karizması ve liderliği sayesinde ikinci sezonunda şampiyon olmasa da galatasaray'da her zaman iyi anılan bir teknik direktör oldu. karl-heinz feldkamp, taraftarlarla iyi bir iletişim kuramadığı için sahip çıkılmadı ve yönetimle de arası kötü olunca sezonun bitmesine altı hafta kala ligde 2 puan farkla ikinci sıradayken kovuldu, galatasaray o sezon teknik direktörsüz şampiyon oldu. gheorghe hagi, bir galatasaray efsanesi olmasına rağmen, taraftarlarla inatlaşması ve medyada kötü gözükmesi nedeniyle yöneticiler tarafından ağır eleştirilere maruz kalarak kovuldu. hamza hamzaoğlu ise, sürekli olarak anlamsız açıklamalar yaptığı ve taraftarın ne istediğine önem vermediği için tepki görünce yönetim arkasında durmadı ve kovuldu.

    sonuç:
    igor tudor, ligde 5 puan geriye düşerse kovulur. (hamza, riekerink)
    sezonun ikinci yarısında evimizde oynayacağımız derbileri kaybederse kovulur. (hagi, prandelli)
    devre arasında transfer yapmaz ya da yanlış transferler yaparsa kovulur. (hamza)
    galatasaray seviyesinde olduğuna ikna edemezse kovulur. (hagi, hamza, skibbe)
    fatih terim galatasaray’a gelmek isterse kovulur. (lucescu)
    taraftar ve yönetim ile iyi anlaşamazsa kovulur. (feldkamp, bülent, hagi, hamza)
    eski dost/evlat futbolcu latovlevici’de ısrar ederse kovulur. (bülent, hagi, hamza)
    sezon sonu şampiyon olamazsa kovulur (gerets, bülent, mancini)
  • 4732
    uzun zaman sonra çıkıp göte göt diyebilmiş teknik direktörümüz. basın tarafından oldukça sıkıştırılıyor son zamanlarda. hatta programlarda sanki tudor ayrılmış görev yeri boşmuşcasına yorumcular galatasaray'ın yeni hocasını tartışıyorlar. doğal olarak tudor böyle bir ortamın medya tarafından yaratıldığının farkında ve tudor'un vurguladığı gibi en önemli nokta "zero respect" kısmı. görevinin başında ki bir insanı yok saymak yerine başka adayları koymak hem camiaya hem taraftara hem de hocaya saygısızlıktır. tabi bir takım taraftar hocayı sevmediği için yapılan bu saygısızlığı büyük bir memnuniyetle karşılıyor,yapılan saygısızlığın takıma ve kendilerinede olduğunu hesaba katmayarak.

    peki bu basının bize ve hocalarımıza karşı olan ilk saygısızlığımı.elbette hayır. skibbe'ye hocam neden günlerdir aynı kravatı giyiyorsunuz sorusunu soranda ,skibb bıraktı diye manşet atan da, riekerink'e kızlarınız ne iş yapıyor diye soranda, abdülrahim albayrak'a bilerek mikrofon uzatıp hagi'ye bağırıp çağırmalarını reyting ve makara malzemesi uğruna yayınlayanda aynı medya. ve bügün tudor beğenin beğenmeyin bu basına uzun zaman sonra ayar veren ilk teknik direktörümüz. fatih terim'i pek katmıyorum çünkü kendisinin korkusundan insanlar pek bir şey yazamıyordu bir olay olduğu zaman da uzun uzun cümlelerle genelde konudan koparak bir şeyler anlatıyordu hoca. onu çekmeyin bunu çekin tamamen bir istisna zaten onunda basın ile pek ilgisi yoktu.

    hoca bu atarı ile üzerinde ki riski daha da arttırmış oldu. beşiktaş maçına kadar kendisini pek eleştiren olmayacaktır sert çıkışı ve aldığı galibiyet sebebiyle. ama şunu unutmamak gerekir ki tüm basın pusuya yatmış 2 aralık 2017 beşiktaş maçını beklemekte. hoca şu an tüm dikkatleri üzerine çekmiş durumda işi gerçekten kolay değil. taraftarın basın ve twitter'ın gazına gelmeden hocasına sahip çıkması gerekiyor.

    aklımda yaptığı basın toplantısından sonra iki senaryo var beşiktaş maçı ile alakalı.artık göbek oyunu ve çift forvet gibi hataları yapacağını sanmıyorum eğer öyle bir şey yaparsa bu sefer gerçekten tüm kredisini kaybedecek. gelelim olacağını düşündüğüm şeylere. 1.si tudor hatalarından ders alıp kanatlı oyun anlayışı ile sahaya çıkıp güzel bir oyunla galibiyet alacak. 2.si yine aynı sistemle sahaya çıkıp oyuna ortak olacak ama maçı beşiktaş kazanacak. bu iki senaryodan mağlubiyet olan gerçekleşirse ne olacak peki. sahada istediğimiz bir oyun ama futbolun gerçeklerinden biri olan mağlubiyet halinde hocayı takımımızın başarılarına karşı olanlara yem mi edeceğiz yoksa hoca hatalarından ders çıkarmış bir umut ışığı var diyip ön yargılarımızı kıracak mıyız. hem tudor'u hem de taraftar olarak bizleri kritik günler bizi bekliyor.
  • 4734
    selçuk, yasin ve sinan ıslıklanınca hepsini kulübeye çekip ihtiyaç duymadıkça kullanmadı. yasin ve selçuk'u doğru zamanda oyuna aldı ve bir miktar katkı aldı. ama lato konusunda böyle davranmıyor. inatla oyuna sürüp taraftarın önüne atıyor. hatta 25 kasım 2017 galatasaray alanyaspor maçı'nda ikinci yarı lato ıslıklanırken tribüne tepki gösterdi.
  • 4735
    kendisine hakaret ettiğim için bir hafta ceza aldığım zat. bilmiyorum ama ağır değildi sarf ettiğim cümle.

    hala inat etmeye devam etmesi beni üzüyor. 18 kasım 2017 başakşehir galatasaray maçı sonrası çok sinirlensem de kendisine takımda kalması taraftarıyım. çok büyük ihtimalle 2 aralık 2017 beşiktaş galatasaray maçında da galip gelemeyeceğiz ve belki de mağlup olacağız. bu ihtimaller gerçekleşse bile kendisinin kalmasını isteyeceğim.

    artık yazarlarımız dursun özbek'in başkan olduğunu akıllarına yazmalı. ayrıca son yıllarda sezon devam ederken hoca değiştirmeyi moda haline getirdik ve son iki sezon rezil olduk adeta. ekşi'de bir yazar entrysinde 49 senede 33 teknik direktör değiştirirken son 9 senede ise 13 teknik direktör değiştirdiğimizi yazmış. onu da geçelim fatih terim gittikten sonra bir sürü teknik direktör geldi takımın başına. olan hep takımımıza oldu. bir de şu nokta var ki yazarların istedikleri teknik adam gelsin inanıyorum ki geldiğinin üçüncü haftalarında homurdanmalar başlar, altıncı yedinci haftalar ise milliyetine göre lakaplar takılarak yerin dibine sokulmaya başlanır.

    tudor'un inat etmesi kısmına gelirsek latovlevici konusunda nedensiz bir takıntısı var. bu gibi takıntılarının başını yakmasından korkuyorum. şimdi bu konuya gelmişken iki yüzlülüğümüzden de bahsetmeliyim ki o da şurası; lato oynarken hepimiz sövüp sayıyoruz ve linnes oynasın diyoruz. gel gör ki eğlence bundan sonra başlıyor. lato'dan sonra linnes oynuyor ve biz bu kez aslında lato fena değildi, baya da yakışıklıymış bizim eski damat demeye başlıyoruz. bir hafta hatta bir gün önce dediklerimiz yapıldıktan sonra bunu hiç dememişiz givi başlıyoruz bağırmaya çağırmaya. bunu ikinci kez yazıyorum ama ne yazık ki durum böyle.

    bir husus daha var. medya resmen haysiyetsizlik yapıyor ve taraftarımız da bir yerden kıvılcım arıyor ki tutuşsun. bu şenol güneş denen filozof ve usta teknik adam* kaç haftadır galibiyet alamıyor ama medyada gram eleştiri yok ama tudor kazandığı maçtan sonra bile mağlup olmuş gibi lanse ediliyor. bu karaktersizliktir, onursuzluktur.

    25 kasım 2017 galatasaray alanyaspor maçı ardından kendisi yaptığı basın toplantısıyla bu leş medyaya hak ettiğini söylemiştir. belki biraz daha düzgünce söyleyebilirdi. ancak beşiktaş maçındaki olması muhtemel bir kötü sonucun ardından bu medya tarafından linç yiyecek diye tahmin ediyorum. taraftar tudor'un arkasında değil ne yazık ki.

    velhasılı kelam tudor'un yerinde olmak istemezdim. şu an ne yapsa zor duruma düşecektir. eğer çıkıp bjk maçını kazanırsa önünde kimse duramaz. çoğu kişinin ağzı kapanır. umarım bu olur da kazanan galatasaray olur, benim umudum yok beşiktaş maçı için de belki bir ihtimal diyorum.
  • 4736
    "...sonra da burası türkiye diyorsunuz, burada böyle. hayır, türkiye bu değil. siz türkiye'yi böyle yapıyorsunuz."

    takımının, oyuncuların, yardımcılarının, başkanının yanında tetikçi basının karşısında dimdik durmuş hoca. sadece şu basın toplantısı ve katıldığı maraton programı bile döne döne izlenmeli. türkiye'deki futbolu 2 senede 40 yıllık yorumculardan daha iyi analiz edip tüm vasatlığını yüzüne vurdu ülkenin.

    tudor büyük hoca olacak ilerde. umarım pes etmez de bu galatasaray'dayken olur. tek şanssızlığı karabük'ten gelmesi ve terim'in boşta olması.
  • 4738
    çok üzgünüm ama galatasaray'daki ömrünü tamamlamasına altı gün kalmış teknik direktör.

    tudor bir derbi kazan be artık , yoksa gönderileceksin korkusu ve telaşı ile beşiktaş maçında çok yanlış kadro tercihleri ile eli ayağına dolanma ihtimali çok yüksek. şuanki mevcut taraftarımızın haftasonundaki deplasman derbisinden beklentisi oldukça düşük. bu hafta kimse arkasına yaslanıp rahat yorum yapamayacak.

    olası bir hoca değişikliğinde ise basında geçen alternatifler gözümü daha da korkutuyor. hele ki quakerboy'un bir cihat arslan iddiası var ki evlerden ırak.
  • 4739
    sorunu büyük maç kazanamaması değil, büyük maç kazanma mantalitesine sahip olmamasıdır. fatih terim, 2011'de galatasaray'a dönüp o kadroya en uygun oyunu 3 ay sonra buldu ve bir daha arkasına bakmadı. 12 mayıs 2012'de yenilse şampiyonluğu bırakacağı maça yine 4-4-2'yle çıktı ve başardı. o gücü ve o zihniyeti vardı çünkü. şimdi o şartlarda tudor'u düşünün. serdar - denayer - maicon - ahmet çalık hepsi birden sahada olurdu muhtemelen. tabi yine kanat oyuncusu olmazdı. çıkacak sonuç hepimizin malumu. hüsran.

    türkiye'de büyük maç kazanmak öncelikle mentaliteden geçer. fenerbahçe josico - selçuk orta sahasıyla baros - lincoln - kewell'li takıma nasıl 4 attı? gökhan gönül'ün stoper oynadığı maçta o sene şampiyon olan beşiktaş'ı inönü'de nasıl yendi? biz 11 yerliyle kadıköy'de 0-0 berabere kalıp galibiyeti kaçırdık diye nasıl üzüldük? yine 2011 sezonunda fenerbahçe'nin handikaplı galibiyetine 1.50 verilen maçta toplar çizgiden çıktı da kaçırmadık mı galibiyeti? o yüzden önce inanacaksın, takımını inandıracaksın, sonrasında da onları rakibi yeneceğine ikna eden bir planla sahaya süreceksin. tudor'da işte bu meziyet yok, yakın vadede bunu geliştireceğine dair bir işaret de yok.

    edit: terim'i 4-4-2 çıkardı övdün, tudor'a 4-4-2 çıkardı diye sövdün diyenler oldu. ben güçlü yanını ön plana çıkardı diyorum, ayrıca eleştiriyi sövme olarak alıyorsanız yapacak bişey yok.
  • 4740
    takımımızın 2017-2018 sezonunda lider olmasının en büyük nedenlerinden kendisi.

    yukarıda derbiler ile ilgili mantalite falan denmiş, geçen sene ondan önceki sene sneijder, podolski, selçuk eli belinde sahada gezerken, sadece selçuk'a laf eden aveller, tudor mantalitesini eleştiriyor. deli gibi pres yapan, takımın eksiği ne ise teşhis edip tedavi eden, etmeye çalışan bir adam tudor. gayet iyi niyetli de çalışıyor takımı önemsediği sahiplendiği belli. beşiktaş'ın fener'in 6 puan önünde ligi götürüyor. nolmuş büyük maç kazanamıyormuş. yahu bu adamın kendi kurduğu takımla başakşehir'i de sayarsan 3 büyüm maçı var. kazanamadı yenildi, olabilir.

    ben galatasaray taraftarıyım, fenerli gibi ehu ehu nasıl koyduk diye eğlenemem. benim amacım şampiyonluktur. mevcut tabloda şampiyon oluyor muyuz? oluyoruz. büyük maç yenme şansımız var mı? var. fenerle berabere kaldı başakşehir trabzona yenildi diye lider hoca gönderilmez.

    taş gibi takım var. düşüyor ama pat diye kalkmasını biliyor, bu motivasyon, bu karakter var. hocada da bu karakter var. haklı çıkma gayretinizi bırakıp takımı sahiplenin arkasında durun biraz. bu takım oynuyor, bu takım istiyor, hocanın tecrübe eksikliğinden kaynaklı zorluklar yaşıyor ama top class hoca getirebiliyorsanız nagelsmann falan getirin izleyelim. kendi oyuncunu da hocanı da yetiştirmek zorundasın. karakter olarak galatasaray ile bu kadar uyuşan başka hoca bulabilir miyiz bilmiyorum.

    lider takımı saçma sapan karıştırmayın. karıştırmaya çalışan medyaya çanak tutmayın. çok rica ediyorum.
  • 4741
    igor tudor juventus takımında lippi, capello, ranieri, conte gibi hocalarla çalışmış bir adam. ileride teknik direktörlük düşünen bir futbolcu için çalışılabilecek en doğru isimlerle çalışmış.

    tabi bunların tedrisatından geçmek tek başına birşey ifade etmiyor, doğuştan gelen insan yönetimi, liderlik kabiliyeti, soğukkanlılık gibi meziyetler de lazım.

    şimdiye kadar büyük ümit verdi diyemem, basına kestiği racondan sonra rüzgar kendi tarafına geçti sanki biraz. akıbetini zaman gösterecek. gönül ister bizi şampiyon yapsın ama maalesef çok ümitkar değilim bu konuda.
  • 4742
    geniş alanda dripling ile adam geçerek oynama özelliği yüksek ancak pas kalitesi pek iyi olmayan oyunculardan kurulu bir kadroyu göbekten hızlı ve isabetli paslarla atak yapmaya çalıştıran teknik direktör.

    kimlerle çalışmış olursa olsun dersine iyi çalışmadığı kesin.

    bu takımın kondisyonu sadece oyunu kanatlara yayarak alan boşaltırsak ortaya çıkar. yoksa göbekten gitmeye çalıştıkça başarısız olacağız. oyunu kanatlara açarsak hem rakibi geniş alan bırakmaya zorlarız hem de topu kaptırdığımızda hızlıca topu arkasına geçebileceğimizden dolayı kondisyon farkımız da ortaya çıkar.

    çok tiki-taka pas istiyorsa bunu kanatlarda yaptırmalı. yoksa eldeki oyunculardan asla yararlanamayacağız.
  • 4744
    tespitlerle dolu bir yazı olacak.

    hırslı, genç, hırvat teknik adam.

    simdi öncelikle eldekileri bi ortaya koymak lazım. takıma 10 tane yeni oyuncu monte edildi, bu oyuncuların yarısı sezon başı hazırlık kampını kaçırdı. n'diaye ve fernando ayağının tozuyla hertha berlin maçında 45 dakika süre aldılar ve (yanlışım varsa düzeltilsin) son hazırlık maçımızdı. feghouli ise herhangi bir sezon öncesi hazırlık maçında forma giymedi. arada bir de östersunds depremi oldu ve takım psikolojik olarak geriye gitti.

    bugün geldiğimiz noktada ise takım lider, pozitif bir futbol oynuyor, geleceğe dair ümit veriyor ve bütün bunları rakiplerine nazaran kısıtlı bir kadro ile veriyor. ayrıca eldeki verilerle şampiyonluğun en büyük adayı konumunda. farklı formasyonlarla sonuç alabiliyor. takım önceki dönemlerdeki gibi bir oyuncuya veya sisteme muhtaç konumda değil.

    görüşümü belirtiyorum, insan faktörünün son derece ön planda olduğu futbol platformunda olabileceğin en iyisi budur. hatta daha iddialı bir fikir belirtmek gerekirse bundan iyisi mucize gibi bir şeydir.

    igor tudor içinde bulunduğumuz şartlar dahilinde son derece başarılıdır. bu denli eleştirilmesini son derece anlamsız buluyorum. lider takımın genç ve hırslı hocası olarak taraftarın kimliğine de son derece uymaktadır.

    17 ekim 1996 galatasaray paris saint germain maçından bu yana bu takımın bütün dönemlerine, inişlerine çıkışlarına şahidim. geçen 20 yıl boyunca en büyük bağımlılığımız ise fatih terim'dir. fatih terim isminin takımdan ayrıldığı her dönemin akabinde futbol takımımız tepetaklak oldu. bu sene igor tudor ile ilk kez hem oyuncu seçimleri, hem duruşu, hem de vizyonu ile gelecek adına çok şey vaadeden bir takım görüyorum ve bu ışığa cevap veriyorum. tudor ve tudor gibi güçlü kimlikli, doğru karakterli insanlarla galatasaray adı büyüyecektir.

    lider takımın hocasıdır. sonuna kadar arkasındayım ve büyük galatasaray taraftarından da, en azından istikrar ile başarının geleceğine inanmış ve pozitif düşünen taraftarlardan da, aynı eğilimi bekliyorum.

    takımımızla yürüyedursun.
  • 4745
    2017-2018 sezonundaki teknik direktörümüz.. baştan söyleyeyim kendisinden çok memnun değilim. lakin;

    öncelikle ne demiş bakalım: (bkz: #2288894)

    sözlerinde doğruluk payı var mı? evet hem de epey var. peki şimdi nedir bu agresiflik?

    şöyle bu agresiflik, kimse bu ya da benzeri lafları etmediği için kendini böyle savunmaya çalışıyor, herkes kulağının üstüne yattığı, herkes kendisini acımasızca eleştirirken, cenk ergün "başkan benim rapor hazırlamamı ve ilgililerin uyarılmasını istedi" cümlesini televizyonlara söylerken siz istediğiniz kadar "hocamızın yanındayız" diye atıp tutabilirsiniz.. de, yiyen çıkar mı acaba?

    dursun aydın özbek yönetimi 2-3 mağlubiyet sonra kendisini gönderip biraz daha zaman kazanma hesapları yapıyorsa çok fena yanılıyor; hocayı sezon ortası gönderirseniz takımın bu yıl şampiyon olma olasılığı uçar gider..

    varlığınız tudor'un varlığına bağlı, görmezden geleceğinize koruyun şu adamı, o da böyle bilmediği sularda yüzme öğrenmek zorunda kalmasın..
  • 4746
    maç kaybetti diye değil kaleye dahi gidemediği için gönderilmesi gereken td. benim aklım almıyor mbfkdan 5 yiyip kaleye dahi gidememeyi. keza o leş trabzon'a karşı ezipmeyi yine keza fener'e karşı kaleye bile gidememeyi. bana büyük maç gerekiyor. burada kazanması önemli değil oynasın yeter ki. rakibi yıldıralim yenilemek bile olsun lan bu takım oynuyor diyelim.

    ben kendisinin bu takımı şampiyon yapacağına inanmıyorum. nasıl bjk biz ve fb yoktu şampiyon oldu aynı durum var şu an. saçma puan kaybeden rakipleri var. ama kazansaydi vs denilebilir ama bu realite degil. şu anda rakipleri ile yapılan maçlarda ezilmiş bir td var karşımızda. bana güven vermiyor.

    bazı arkadaşlar büyük maç kazanmasını nolur diyor ama şampiyon olmak için mecbur. önümüzde bjk maçı var kaybederse liderlik de gidiyor.

    sonuç olarak büyük maç oynamayi öğrenmeli yoksa başarısız olacaktır. ayni biliç gibi.
  • 4747
    sezon başı nispeten kolay ve hazır olmayan takımlarla oynamak kendisi için hem şans, hem şanssızlık oldu. şans oldu zira ilk başlarda yapılacak puan kayıpları uefadan elenmenin üstüne kelle götürürdü.

    peki neden şanssızlık oldu. işte asıl sorunların cıktıgı yer burası diye düsünüyorum ben. zira o kolay rakiplere karşı öyle eze eze, presli futbol oynattı ki (hem de daha yeni kurulmuş takımla) sonra herkes kadro süper, bu takım hep böyle oynamalı moduna girdi. halbuki kadro süper falan degildi. bikere sol kanadı olmayan bir kadro vardı adamın elinde. asamoah transferi yatınca eksik kaldı kadromuz. üstüne o da yetmedi, feghouli gibi bir yıldızdan hic faydalanamadık sezon boyu nerdeyse. önce sakatlık, sonra ceza. kaldı ki yedek kulubesi hic iyi durumda degil.

    bütün bu olumsuzluklara ragmen tudor sezon başı itibari ile harika bir takım cıkardı ortaya. cidden o büyük basarıydı. yani fatih terim'in 3. gelişindeki ilk yıldan beri ben öyle bir galatasaray izlememistim. hem de 10 oyuncusu yeni gelmiş takım ya. hem de sol kanadı yok daha falan. off. orgazm etti herif resmen bizi o haftalarda.

    sonra o basarı adamın başına bela oldu. lig ilerledikce zor maclar geldi, bir de üstüne bu dar kadroda önce tolga'nın sakatlıgı, sonra feghouli'nin, serdar'ın, ndiaye'nin, fernando'nun cezaları gelince iş karıştı biraz. ee zaten kendisinin tecrübesizligi nedeniyle büyük maçlarda sıkıntı yaşayacagını biliyorduk. allah için özellikle 18 kasım 2017 başakşehir galatasaray maçı'nda da fena sıçtı. kabul ediyorum.

    neyse işte o sezon başındaki harika performans (dedigim gibi kolay rakiplerle oynamanın da etkisi büyük) insanları öyle bir beklentiye soktu ki hiçbir şeyi begenmez oldular. öyle ki her ne kadar rakip eksik olsa da bizim de bolca eksigimizin oldugu 25 kasım 2017 galatasaray alanyaspor maçı'nda kücük bir bölüm dışında tek kale top oynayan takımı begenmez oldu taraftar. halbuki baya sezon basındaki gibi arzulu, ısıran, full presli oyun oynadık o macta da. gomis biraz sakar günündeydi o kadar. ama yok, sezon başını gören taraftarı artık memnun etmek cok zor oldu.

    yani adamın kendi şapkadan tavşan cıkararak yarattıgı basarı (evet abicim, 2 sezonluk yıkımın üstüne 10 oyuncu alıp lige öyle baslamak şapkadan tavsan cıkarmaktır) kendi başına bela oldu şimdi.

    insanlar öyle bir havaya girdi ki bu kadronun başına kimi koysak ucar kacar falan. halbuki yine aynı insanlar başlık başlık dolaşıp belhanda, tolga, ndiaye, lato, linnes, denayer, muslera, eren, garry falan elestiriyorlar. ee abim nerde o zaman bu mükemmel kadro yahu? yani 3-4 senedir kadro ve hoca istikrarı yakalamıs 2 takım var karsında. basaksehir ve besiktas. senin sol kanadın komple bosken bu takımların eksik tek noktaları yok. hele besiktasın kadrosu. 11 oyuncudan heralde 3 bilemedin 4 oyuncuda sen üstünsündür, yedeklere girersek zaten yandık. senin kadron nasıl bu ligin üstünde oluyor yahu cıldırtma adamı.

    şimdi devre arası takviye yapacak bir takımımız var. bu acayip büyük avantaj, bu avantaj besiktasta, basaksehirde yok (cünkü kadroları tam zaten, fenerbahce ile bizim kadro eksik). biz eksik kadro ile adamların önündeyiz, daha kadroyu tamamlayacagız. bir de ikinci yarı 4 büyük macın 3ü içerde. taktınız büyük maçlara. ok karne kötü şu an da hep böyle gidecegini nerden biliyorsunuz yahu? zaten bir de şu sorunu cözerse adam ligin tozunu attıracak, anadolu takımlarını döve döve yeniyor herif. ikinci yarı içerde 3 büyük maç var, taraftar az bir el atsa, tudor da hatalarından ders cıkarsa azcık (ki cıkarır heralde, en azından bu maçlarda cift forvet oynayamacagını falan görmüstür) vurur gecersin.

    ben seviyorum abi bu adamı. ayhan akman'ı yedirmemesini de cok takdir ettim. muhtemelen yönetim ayhan'ı günah kecisi secip yollayacaktı, evren göz bile öyle haber girdi ama kendisi izin vermedi belli ki. helal olsun.

    daha fazla saygıyı hakediyor kendisi. sezon sonuna kadar takımın basında kalır ve devre arası 2 takviye yapar isek sampiyon olacagına inancım tam.
  • 4748
    alteratifi olmayan hoca olduğu için sebebi her ne olursa olsun gönderildiği takdirde sezonu kaybederiz.
    ft'nin birçok açıdan alternatif olmadığı apaçık, o yüzden beklenti içine girmenin anlamı yok. siyaseten sıkıntılı, yönetim yetkilerini ve gücünü paylaşmak istemiyor, hoca da hem sezon ortasın da gelmez hem de gelirse bu yönetimle uyumlu çalışamaz.
    dolayısıyla tudor kalmalı. ama ona yardım edilmeli. medya yönetimi, oyuncu yönetimi vs.. birçok konuda desteğe ihtiyacı var. tezcanlı, sinirli, agresif ve hırslı biri. hedefleri idealleri var ve aç bir oyuncu. bunlar bence iyi tarafları. ama teknik olarak yaptığı büyük hataların arka planında kendi içinde umarım analizini ve öz eleştrilerini yapıyordur. kendi iki direk/önemli oyuncusu da açıkça taktik olarak onu eleştirdi ki haklıydılar.
    büyük/zor maçlardaki kadro tercihi, oyun felsefesi tercihi yani başlangıç planları hiç doğru olmadığı gibi, oyunun devamında ise asla müdaheleleri de doğru olmadı veya geç oldu. bunlar bence öğrenilebilecek ve geliştirilecebilecek şeyler. belki de puan avantajının verdiği rahatlıkla bir takım denemeler yapma imkanını kendinde görüyor olabilir. ama hepsi ters tepti. mesele bu maçlar kaybetmek değil aslında. insanların ve herkesin kızdığı nokta bu maçlarda takımın silik, ezik ve yetersiz oyunu. üstelik kendi iyi bildiği oyundan neden vazgeçtiğinin cevabını da hiçbir yerde söylemedi. esas hepimizi şüpheye veya umutsuzluğa düşüren bu oldu. galatasaray'ın üstüne bina edebileceği güzel bir a planı ve güçlü oyunu var. en azından daha tam mükemmel seviyede değil ama zaman içinde yapılacak kaliteli 4-5 futbolcu ilavesi ile ve takımın sürekli birlikte oynaması sonucu bu plan şampiyonlar ligi seviyesine gelebilir. bence hoca bunun üzerine gitmeli.
    beşiktaş maçı iyi bir test olacaktır. sanırım önceki mağlubiyetleri ve gelen tepkiler üzerine daha doğru bir 11 ile ve düzgün bir oyun planı ile çıkacağız. ben maçı kaybetmeyeceğimizi ve gol atacağımızı düşünüyorum. kazanıp kazanamayacağımız todor'un maça yapacağı müdahelelere ve oyuncuların göstereceklere oyuna bağlı. serdar aziz'le birlikte defansta daha sağlam duracağız. orta sahda fernando ve nidyae olması gerektiği gibi oynarlarsa ben akan oyunda defansif olarak problem yaşamayacağımızı düşünüyorum. eğer kanatları efektif kullanırsak beşiktaşın bekleri ciddi sıkıntıya uğratırız. çünkü onların açıkları da defansa destek vermiyorlar. fegholi'nin nasıl döneceği çok kritik bu aşamada. sonradan bile oyuna girse etkisi çok yüksek olacaktır bence.
    eğer yenersek bu galibiyetin hem takıma, hem tudora, hem camiaya 3 puandan çok daha fazla etkisi olacağını düşünüyorum.
  • 4749
    sonuna kadar arkasında durulması gereken, teknik direktörümüz.

    13. haftanın sonunda, alınabilecek 39 puanın 29'unu toplamış ve liderlik koltuğunu 1 hafta olsun bırakmamış takımın baş adamıdır. iç sahada yalnızca bir maçta rakiplerine puan vermiş, kalan maçları ezercesine kazanmıştır. deplasmanda trabzon'da kendi elleriyle bir facia yaratmış, ardından gelen saçmasapan 5-1'lik başakşehir mağlubiyetiyle bugün kafası alınmak istenen adam haline gelmiştir.

    çok rahat bir şekilde şampiyon olacağımız bu sezonda, olur da şampiyon olamazsak suçlusu kesinlikle ve kesinlikle kendisi değildir. yönetim kurulu 3. senesini doldurmaya yaklaşırken belki de tek doğrusunu bu sezon arkasında durarak yapmış, olabildiğince güven ortamı sağlamış ve sağlamalıdır.

    her mağlubiyetten sonra teknik direktör asalım, futbolcu keselimci mantaliteden ne zaman uzaklaşırsak o zaman önümüzde kimse duramayacak. tudor'u beğenmemek çok başkadır ve saygı duyulması gereken bir görüştür. ama o görüş ne zaman belirli sınırları aşıp, koskoca galatasaray'ın hocasını yemeye yönelirse işte o zaman galatasaray'a yapılmış bir hainliktir.

    tudor'u gönderelimci arkadaşlar nasıl anlar bunu bilmiyorum ama, 13 haftadır aralıksız lider galatasaray. tekrar yazıyorum, lider biziz! dünyanın hangi yerinde bizim çapımızda bir kulübün hocası böylesi bir lig karnesinden sonra yollanmak istenmiştir, tribünlerden ıslık yemiştir bilmiyorum.

    ben sene içerisinde 3 hoca değişen sisteme karşıyım arkadaş! lider takımımın lider hocasının sonuna kadar arkasında duracağım. hatalar yapacak tabii, o da insan. genç bir hoca. hatalarından destek gördüğü ölçüde bir şeyler çıkaracak, sene sonunda ipi göğüslediğimizde en çok o sevinecek, sevilecek.

    şampiyon olacağız ya! bugün tudor'u ellerimizle satılmış medya ve gözü dönmüş galatasaray düşmanlarının önüne atıyoruz. sahip çıkıp şampiyon hoca yapacağız! hesaplaşmalarımızı, kızgınlıklarımızı, öfkemizi sezon sonuna bırakıp sahip çıkmalıyız. eleştiri tabii ki olmalı ama dozunda. hakaret ve küfre varan eleştiri galatasaraylılık değil, galatasaray düşmanlığıdır. tudor yanılacak, hata da yapacak ama tekrar söylüyorum, biz şampiyon olacağız.

    bu camia hocasıyla, başkanıyla, taraftarıyla bir bütün olduğu zaman şampiyon olmamızı ne hakemler ne federasyon ne de rakipler önleyebilir. hocaya da oyunculara da inanalım, destek olalım!
  • 4750
    iyi ya da kötü yaptıklarıyla, yap(a)madıklarıyla şu an için taraftar gözündeki igor tudor profilini tamamen kendisi oluşturdu. son basın toplantısında haklı olduğu noktalar kesinlikle var. ama haklı olduğunun bir o kadarı da haksız olduğu yer var. hala gençlerbirliği'ne 5 attığından hala östersunds'un avrupa liginde aldığı sonuçlardan dem vuruyor. 1.5 puan 3 puan muhabbeti ise tamamıyla fiyasko.

    2 aralık 2017 beşiktaş galatasaray maçı konusunda beni karamsarlıktan biraz olsun çıkaran yegane şey derbi canavarı olarak bildiğimiz fatih terim'in galatasaray'ın başındaki ilk iki senesindeki derbi karnesi. bu ortamı birazda bunun için seviyorum. hiç olmadık bir anda paylaşılan küçük bir anektod ile bile sinerjiyi tekrar sağlayabiliyoruz. neyse. hiç ümidim olmamasına rağmen şu adamın bile beni ve çoğu kişiyi göt etmesini o kadar çok istiyorum ki anlatamam. yanılan biz oluruz belki ama kazanan galatasaray olur. önemli olan da bu zaten. belki tudor için de önümüzdeki beşiktaş noktası dönüm noktası olur. hayat bu neden olmasın? :)

    edit: imla
App Store'dan indirin Google Play'den alın