igor tudor 16 nisan 1978'de hırvatistan'ın split kentinde dünyaya geldi. futbolculuk yıllarında hajduk split ve juventus formaları giyen hırvat futbol adamı. futbolu bıraktıktan sonra 2009 yılında yardımcı antrenör olarak işbaşı yaptığı hajduk split'te daha sonra teknik adamlığa yükseldi. ardından paok ve karabükspor takımlarını çalıştırdıktan sonra yolu galatasaray ile kesişti. öncelikle kendisinin çalıştırdığı takımların istatistiklerine genel bir bakış yapalım. daha sonra karabükspor kariyerinden önemli istatistikler verelim, en sonunda da karabükspor'un genel futbolunu ve hocadan beklentilerimizi yazıp bitirelim.
igor tudor'u hajduk'a bağlayan imza sonrası ağlarken görmemiz aslında o'nun hikayesinin özeti. futbolculuk yıllarında da sert ve disiplinli bir görüntü çizen tudor büyük bir tutku ve aidiyet hissettiği hajduk'a imza atarken kendisini tutamıyor.
https://www.youtube.com/watch?v=FAs80c8P8pc ilk imzasının ardından ilk sezonunda işler onun için fena gitmiyor. hajduk sezonu 3. bitirirken igor da görevine devam ediyor. ancak 2.sezonunun devre arasında, takım 3.sıradayken görevden ayrılıyor. 69 maçlık hajduk kariyerinde 32 galibiyet 18 beraberlik ve 19 mağlubiyeti var hırvat teknik adamın.
yaza kadar takım çalıştırmadıktan sonra, 2015 yazında paok'a imza atıyor hırvat teknik adam.nk lokomotiva, spartak trnava ve bröndby'ı eleyen paok avrupa arenasında boy gösteriyor. krasnodar, gabala ve dortmund'lu grubu 4 beraberlik 1 mağlubiyet 1 galibiyet ve 7 puan ile 3.kapatıyor paok. bu grupta gözler kuşkusuz dortmund maçlarının üzerinde. hırvat teknik adam dortmund'u almanya'da 1-0 yenip , yunanistandaki uzun süre önde götürdüğü maçı castro'nun golüne engel olamayarak 1-1 berabere bitiriyor. grubun geri kalanında gabala'yı ve krasnodar'ı yenememesi ise tabii ki hoca adına bir eksi. her şey böyle ilerlerken paok ligde 5.sıraya kadar düşüyor. lig 16.sı panthrakikos'a deplasmanda 2-1 yenilen paok'ta fatura tudor'a kesiliyor ve tudor yollanıyor. geriye 45 maçta kazandığı 17 galibiyet 17 beraberlik ve 11 mağlubiyet kalıyor. küçük de bir anektod; garry rodrigues'i paok'a transfer ettiren isim igor tudor :)
gelelim işin en cafcaflı kısmına. hırvat teknik adam 2016 yazında karabükspor'a imza atıyor. bundan sonrası ise bildiğimiz hikaye, evinde hem büyüklerin hem diğer takımların korkulu rüyası olan tudor'un karabükspor'u deplasmanlarda sadece adanaspor'u ligin başında(ki o zaman adanaspor çok büyük bir düşüş içerisinde idi) yeniyor. 9 maçlık deplasman karnesinde 1 galibiyet 1 beraberlik ve 7 mağlubiyet var tudor'un. 6 gol atıp 19 gol yemiş. iç sahada 7 galibiyet 2 beraberlik ve 2 mağlubiyet ile ilerleyen karabükspor 18 gol atıp 9 kez topu ağlarında görmüş. genel olarak karabükspor performansı böyle iken gelin hep beraber detaylara bakalım.
karabükspor'un bu sezonki maçlarına baktığımızda gözümüze çarpan ne önemli özellikler fizikli, koşan, alan bırakmayan bir takım olması. bunun sebebi igor hocanın takıma sezon başında iyi bir kamp yedirmiş olması. bu özellikler dışında takımın taktiksel esnekliği de göze çarpıyor. karabükspor bu sezon 13 maça 4-2-3-1, 4 maça 4-4-2, 1 maça 3-5-2 bir maça 3-4-3 çıkmış gibi gözükse de takım maç içinde çokca kez varyasyon değiştiriyor. takımın değişmez bir defansif iskeleti var;
kerim-dany-barış-latovlevici
ceyhun-poko
bu 6lı sakatlık ve ceza olmadığı sürece bozulmamış. çok koşan fiziksel üstünlük kuran bir 6lı olsa da teknik kapasiteleri sınırlı. kerim kariyerinin başından beri bekleneni verememiş bir futbolcu, barış başdaş ptt 1.lig takımlarının alternatifi, dany'nin sakarlığı artık bir efsane boyutuna ulaşmış durumda nitekim bu sene 2 defa kırmızı kart görmüş tam 1 saatli bomba, latovlevici gençlerbirliği'nde yedek kalmış bir isim, ceyhun galatasaray'da çok eleştirilmiş daha sonrasında hannover'de iyi süreler almış olsa da orda da gözden düşmüş bir futbolcu. bu 6lı arasında en potansiyelli görünen poko, hırvat hocanın yoğun isteği üzerine takıma katıldı. ileri 4lüsü sürekli varyasyonlar dahilinde değişen karabükspor özellikle ligin 2.yarısında seleznev'den çok verim aldı. fizikli, topu iyi saklayan ve mücadeleci olan seleznev yapısal olarak eren'e benziyor. bu bağlamda hırvat çalıştırıcının eren'den verim almasını beklemek doğru olur. karabükspor ligin en çok koşan takımı, yaklaşık 120 km koşu mesafesi var anadolu ekibinin. hücumda belirli şablonları olan karabükspor'un en çok kullandığı hücum stili ise kaleyi bombalamak. attığı şutların %43'ünü ceza sahası dışından yapan karabükspor, hücuma çıkarken ağırlıklı olarak sol tarafı kullanıyor. (%33 sağ kanat, %26 göbek, %41 sol kanat). ayrıca igor tudor rakiplerini iyi analiz eden bir teknik adam. rakiplerine göre 11 çıkarmaktan ve dizilişle oynamaktan çekinmiyor. 3lü savunmayla çıktığı 2 maçın da bjk'ye karşı olması da bunu kanıtlar nitelikte.
son olarak igor tudor gs'de neleri değiştirir, ne yapabilir?
igor hocadan şampiyonluk beklemenin biraz aşırı olacağı görüşündeyim. elindeki takım yaşlı, koşmayan, doymuş ve mentalite olarak dağılmaya yakın bir takım. üstelik fizik eksikliği çok üst düzeyde. göbekte de jong ve selçuk hiç koşmuyor. kanatlarda bruma ve yasin'in savunma yardımı kısıtlı. podolski'nin mevkiisine bile karar verilebilmiş değil. ayrıca savunmanın yan top sorunu herkesin malumu. igor hoca öncelikle takıma koşan bir ortasaha monte edecektir. ben bu ismin tolga olacağı görüşündeyim. de jong'un kesik yiyeceği, ya da en azından deplasmanlarda kullanılmayacağı görüşündeyim. deplasman maçlarında tolga-selçuk ikilisini izlememiz kuvvetle muhtemel. savunmada yapabileceği çok şey yok. büyük ihtimal ahmet-chedjou ikilisine görev verecektir. sağ bekte linnes'in yerini garanti gibi görüyorum. forvette de çok yüksek ihtimalle bruma-sneijder-podolski 3lüsünü elinden geldiğince koşturup ileride eren'i kullanmaya çalışacaktır. yasin'den hamle adamı olarak yararlanabilir. tabii ki şunu da belirtmek gerekiyor. karabükspor her maç galibiyet bekleyen, her maç hücum oynayan bir takım değil. seleznev'e top şişirmek oyunun sıkıştığı anlarda zaten üreticilik olarak kısıtlı olan karabükspor için iyi bir çıkış yolu. lakin galatasaray'dan beklenen bu değil, galatasaray rakibini boğarak puan kazanmalı ve hücum oynamalı, bu bağlamda hırvat hocanın yeni bir diziliş ve taktik düzen kurması da muhtemel. izleyelim görelim.