resim
Hakan Ünsal
Takım:Kariyer Sonu
Mevki:Sol Bek
Yaş:51
Boy:1.78
Uyruk:Türkiye
  • 302
    hem içimizdeki irlandalı hem kulübümüzün üyesidir. ne yaman çelişkidir yarabbim. duyduğum dakikadan itibaren ensemdeki ağrı, mideme oturan taş ve kan sıçrayan beynimdeki dalgalanma devam ediyor.

    nasıl oluyor da; galatasaray'ı aşağılayarak, yabancı-yerli ayrımı yaparak, kulübümün içine nifak tohumları atmak için her kelimesini özenle(!) bu doğrultuda kullanarak ekmek kazanan şahsiyet kulübüme üye olabiliyor?

    futbolcuma olmadı başkanıma o da olmadı herhangi bir yöneticime seviyesizce hitap eden, yetinmeyip hakaret eden, arkadaşlarının menfaati doğrultusunda yorumlar yapan yani kişilere göre yorumculuk yapan, tek amacı galatasaray'ın iyi giden her durumuna çomak sokmak olan, ağzından galatasaray için iyi şeyi geçtim objektif hiçbir yorum çıkmayan kişi ne zamandır ''galatasaraylı'' sıfatı alır oldu? ha bu sıfatla değil de belli bir süre futbol oynadığı için üye yapıldıysa da farklı şeyler söylemeyeceğim. böyle biri galatasaray'ın eski futbolcusu sıfatını ve o sıfattan gelecek hakları da elde edemez. zira bu arkadaşın tek bir sıfatı var. daha fazlası hiçbir zaman olmadı, olamayacak.

    ''küçük''.

    ve bu küçüklükle hakettiği şey bu değil ya. bu nasıl bir skandal, nasıl bir iştir. yok mu buna karşı çıkacak galatasaraylı?

    üyelik törenine gitmeye bile tenezzül etmeyek kadar bir zamanlar ekmek yediği yere gram saygısı olmayan birisinin hangi tüzük gereğince, hangi saçma işgüzarlık neticesinde olursa olsun üye yapılmasını hazmedemiyorum. galatasaray adının yanından kilometrelerce uzakta ikamet etmesi gerektiği bu kadar aleni iken bu uzaklığın oluşması için daha hangi düşmanlığı yapması bekleniyor bu kişinin?

    kurtulamayacağız bu ve bunun zihniyetindeki irlandalılardan; anladım ben artık. yazık benim galatasaray'ıma ve taraftarıma. yapmayın bize bunu. yapmayın allah aşkına.

    not: çok ama çok sinirliyim. ne desem eksik kalıyor. bu sebeple hislerimi daha iyi anlatması ve katkı yapması için bkz; http://mayislar.blogspot.com/...esi-hakan-unsal.html
  • 303
    galatasaray'ın tarih yazmış kadrosundaki oyuncuları göndermesi beni de üzmüştü. daha doğrusu hemen hepsinin sessiz sedasız, ilgilenilmeden gönderilmesi desek daha doğru olur. bunlar içinde beni en çok üzen ise hakan şükür olmuştu. çok tartışılsa da, tarihimizin en büyük iki golcüsünden bir tanesiydi, keşke jübile teklifini kabul etmiş olsaydı.

    diğer taraftan, futbolun değişmez kuralına uygun olarak; (aslına bakarsanız sporun) klüpler kalıcıdır, oyuncular ise geçici gerekçesiyle gönderildi hepsi. hepsine üzüldüm, ergün penbe'yi, hasan şaş'ı devler liginde gördüğümde içim kötü oldu. okan buruk'un hala ibb'de bir şeyler yapma arzusunu görünce onun için dua eder görüyorum kendimi..

    ama hakan ünsal.... 2000 yılında fırtınalar estiren kadronun değişmez ismi, yakın tarihimizin en iyi sol kanat oyuncusu.. bu takıma çok şeyler veren, ama karşılığını maddi ve manevi alan bir oyuncuydu. kaldı ki, kendisine de jübile teklif edilmiş, ancak ben daha bitmedim inadıyla kabul etmemiştir. o da devler liginde ter dökmüş ve bizlere nostalji yaşatmıştır. peki şimdi ne yapıyor. bir gazete köşesinde, geçen yıllardan içinde kalan ne kadar kin, ne kadar eziklik varsa hepsini döküyor. yapıcı hiç bir eleştiri yapmadan sadece eleştiriyor. ve bunları oyunu iyi okuyup, analiz edip de yapmıyor. bol keseden atmaktan başka bir şey değil yaptığı.. tekrar söylüyorum; eziklik...

    neler mi sallıyor? birkaç örnek size;

    1- sabri'nin sinirli olmasına laf ediyor.. bunu hem bulunduğu mevkiyi kaldıramamasına, hem de galatasaray teknik heyetinin basiretsizliğine bağlıyor. ey hakan, bir saysana bu kutsal formayı giyerken kaç kez itirazdan sarı kart gördün? kasti fauller yaptın? hakeme, rakibe küfür ettin? o zaman başında fatih terim vardı.. o da mı basiretsizdi? o disiplinsizlikle mi aldınız uefa kupasını, süper kupayı? şimdi aldın eline kalemi, baktın ki seni hatırlayan yok.. salla bakalım nereye kadar sallayacaksın...

    2- arda'nın kaptanlığı kaldıramadığını iddia ediyorsun.. bir de utanmadan özel hayatının futbolunu etkilediğini öne sürerek.. ey hakan, hangi futbol bilginle? hangi istatistiklere bakarak? magazin programı izleyerek futbol mu okunur? sen bu klübün ekmeğini yedin. tüm basın arda'yı yok etmeye çalışırken senin sahip çıkman gerekmez mi? en çok asist yaptığı sene bu sene arda'nın. en çok koştuğu da.. elbette hata yapacak.. ama sen hakan abisi olacağın yerde, arda böyle giderse biter diyorsun.. seni mi örnek alsın da ekmek yediği tasa sı***n..

    3- bunak hıncal uluç'a özenip rijkaard'a dil uzatıyorsun.. hakan sen hangi teknik direktörlük okulunu bitirdin? dil uzattığın adamın cv'sini okudun mu hiç? sen spor yazdığını iddia ediyorsun ama komediye soyunmuşsun be güzel kardeşim.. yapma.. komik olma...

    4- elano'ya söylemediğini bırakmadın.. yazılarında bu adam mı brezilya milli takımında oynuyor diye yazıyorsun.. buna yorum bile yapılmaz aslında ama bir gazete spor yazarı olabilmek için yeterli spor bilgi ve birikiminin ne kadar asgarilerde olduğunu göstermek için bile bu sayfalarca yazılabilir. hala diyorsun ki alex gibi lider özellikleri yok. sen lig tv'de canlı yayında maçta yorum yaparken alex kaliteli futbolcu ama lider özellikleri yok dememiş miydin? bu kadar çabuk unutulur mu? dersin ki, elano çok yetenekli ama uyum sağlayamadı. biz de deriz ki, haklısın hakan.. ama şimdi ben diyorum ki; saçmalama hakan...

    sen galatasaraylı hakan ünsal'dın bir süre öncesine kadar. ama sen aslında hep küçük hakan'mışsın.. bunu bugün çok net gösterdin bize.. küçüksün hakan.. küçük kalacaksın...
  • 310
    --- alıntı ---
    bizi bu fotoğraftan silemezler

    eskilere yapılanlardan dolayı kulübümüzün vefasız olarak adlandırılması bizleri üzüyor. camiamıza tavrımız olamaz. beklentimiz, g.saray’a yakışanın zamanında yapılması.

    kulübümüz galatasaray’a üye olduktan sonra üye tanıtım törenine gitmememiz bir kısım taraftar arasında hoş karşılanmamış olabilir. aslında taraftar gözüyle bakınca gitmemek “yanlış” diye düşünülebilir. fakat bir de herkesin kendini bizim yerimize koymasını tavsiye ediyorum.

    üyeliği biz istemedik

    bizim endişemiz bu davranışı galatasaray kulübü’ne karşı yaptığımızın düşünülmesi. galatasaray çatısı altında herkes ama herkes gelip geçicidir. yönetiminden futbolcusuna, taraftarından basınına kadar kimse kalıcı olamaz. 20 yıl önce ali sami yen’in tribününde ve çim zemininde kimler vardı, şimdi kimler var. 20 yıl sonra kimler olacak. ama galatasaray daima yaşayacak.

    kulübümüze karşı düşünce içinde olduğumuzu savunanlara şunu söylerim; bizlere, “kulübe üye olun” dediler de biz istemedik mi? ya da “fedakarlık yapın” dediler de yapmadık mı? galatasaray’ın bize çok şeyler kazandırdığı aşikar. bundan gurur da duyuyoruz. ne kadar en büyük sıkıntıları yaşasak da maddi anlamda ve manevi olarak kazandıklarımız inkar edilemez. bu bakış açısı taraftarın bir bölümünün düşüncesiyle paraleldir. iyi de biz bir şey vermedik mi? oynadığımız sürece neler yaşadık, nelerden feragat ettik, sıralamaya kalkıp, yazsam bütün sezon bitmez.

    açar olmasaydı?

    farklı düşünen taraftarlar şunu unutmasın. bu törene gitmeyenler ve diğer isimler galatasaray taraftarının o dönemde ve hala göğsünü gere gere dolaşmasını sağlayan oyunculardı. birçok kupa ve en önemlisi uefa kupası’nı havaya kaldırmış futbolculardı. bizim için en büyük mutluluk inanın taraftarın mutluluğudur. futbol niye oynanır? yöneticiler ve futbolcular kendi zevklerini tatmin etsin diye değil. amaç sana inanan, arkandan gelen kitleleri, camiaları tatmin etmek ve beklentilere cevap vermektir. biz oynadığımız sürece bizden beklenenlere hem de daha üstüne çıkarak cevap verdik. galatasaray seyircisinin hala o takımı konuşması ve özlemesinin tek bir sebebi var. 5 yıl boyunca yaşadığı ve belki de bir daha yaşayamayacağı o muhteşem günleri arıyorlar.

    herşey bir yana sicil kurulu başkanı celal açar ağabeyimiz olmasa kimsenin bizi üye yapacağı da yoktu. celal ağabey g.saray’ın ruhuna, duruşuna ve geleneklerine uygun davranarak bizim üyeliğimizde başrolü oynamıştır. aslında çok kolay olabilecek bir işi uzatmak ve tartışmaya açmak; bu yüzden kulübün hak etmediği tabirlerle ismini yan yana zikrettirmek yönetimin g.saray’ı ne kadar düşündüğünün göstergesi. bence celal ağabeyden birşeyler öğrensinler.

    vefasızlığın faturası futbolculara kesilemez

    istenen ne anlamış değilim. ortada yapılan bir yanlış varsa bunu konuşmak daha mı yanlış? peki şunu da düşünün. yöneticilerin yaptıkları yanlışlar yüzünden “galatasaray vefasız” damgası yerken bunun suçlusu futbolcular mı olmalı? asıl zararı bu davranışlar vermiyor mu? bu durumun ortaya çıkmasına sebep olan yönetimler haklı, futbolcular haksız. bizim, “haklı olalım” diye bir beklentimiz de yok. yöneticileri, bu isimlerin hiçbirinin kulübün içinde veya çevresinde olmaması memnun eder. zaten kimse de yok.

    galatasaray camiasının anlamasını istediğim konu şudur. ne benim, ne de arkadaşlarımın kulübümüze kırılma, gönül koyma, darılma gibi lüksümüz yoktur. bizler artık fotoğraflarda ve anılarda kaldık. oralardan da kimseler silemez.

    galatasaray bir yana yöneticiler bir yana

    ben galatasaray ile yönetimleri ayrı değerlendiririm. o yüzden galatasaray’ı temsil edenler, bu ister futbolcu, ister yönetici olsun davranışlarını galatasaray’a göre ayarlamak ve ona göre yaşamak zorundadır.

    bireysel algılanmaz

    bu kulüpte oynayan veya yöneten kim olursa olsun içinde olduğu sürece yapacaklarının direkt galatasaray’a yarar veya zarar vereceğini bilmesi lazım. yapılanlar bireysel bir düşünce olarak algılanmayacaktır.

    galatasaray’ın bize yapılanlardan dolayı vefasız olarak adlandırılması en çok bizi üzüyor. neden, kulübün tarihine geçmiş oyuncular ile kulüp karşı karşıya getirilsin. kaldı ki bizim ne o dönemde ne de şimdi bir beklentimiz yok.

    tek yanlışımız...

    biz sadece galatasaray’a yakışanın zamanında yapılması gerektiğini düşünüyoruz. bizim tek yanlışımız ise galatasaray’a yakışmayanlardan bunu beklememiz...

    --- alıntı ---

    düşün artık şu klübün yakasından be kardeşim. o nası bi son paragraftır. almaz olaydınız o kupaları be. arada da galatasaray'ı çok seviyoruz, klüp bi yana falan ayarını da veriyor küçük.

    link falan vermiyorum. hürriyet'teki yazısıymış mail ile geldi bana. sizden de rica ediyorum girmeyin şunların sitesine, almayın şu tuvalet kağıdını.
  • 315
    yorumculuğa başladığı günden beri galatasaray yönetimleri için yaptığı açıklamaların, taraftar gözünde kendisini bitirdiğini anlamış, yeni bir yazı yazmış eskiden küçük şimdi minnacık eski futbolcumuz.

    anlaşılan yeni uyandı arkadaş, taraftarın kendisine nasıl baktığına. çok hızlıymış, tebrik ediyorum.

    galatasarayla kulüp yönetiminin ayrı şeyler olduğunu anlatıyor yazısında, yersen.

    kendilerine vefasızlık yapılmış, nasıl bir vefasızlık olduğunu da anlatsa, rica etsem.

    bu arkadaşların hiç biri, zamanım doldu, ben futbolu bırakıyorum, bana jübile yapacak mısınız diye sormadı kulübe. ille de oynayacaklar galatasarayda. bildiğim kadarıyla çaykur rizespor'a gidip orada bıraktı futbolu küçük. ergün penbe, gaziantepspor'a gitti orada bıraktı. ümit davala, milan ve werder bremen formaları giydi, sonra nerede bıraktı futbolu bilmiyorum, kayahan abiye sormak gerekir belki de.
    hakan şükür'ün futbolu bırakma olayı malum. önce ille galatasaray, sonra katar falan derken bir de baktık trt'de yorumcu olmuş, devre arası kampında bülent uygun'la çift kalede sivasspor idmanında.

    küçük diyor ki, biz galatasaray taraftarının hala göğsünü gere gere dolaşmasını sağladık. yok canım ! ben 14 sene beklerken ezilip büzülüyor muydum sanıyorsun abicim sen.

    arada sırada hatırlatıyorum, yine sırası geldi. profesyonel futbolcular galatasaraylıyım, fenerbahçeliyim falan gibi absürd açıklamalar yapmasınlar.
    küçük efendi tabii ki galatasaraylısın. artık senin etiketin o. bir futbolcu oynadığı en kariyerli takımla anılır, sen galatasaray taraftarı olmasan bile.
    geçen sene 3.ligde oynayan kaleci fevzi elmas haberi vardı gazetelerde, ne diyordu orada : beşiktaşlı fevzi. oysa 3.lige gidene kadar futbol hayatında bir çok takım değiştirmişti fevzi.

    hala yorumcu olarak iş bulabiliyorsa, galatasaray sayesindedir. yorumculuğunun başarısıyla ilgisi yok. önce bunu anlaması gerekir.
    hala galatasaray sayesinde para kazanıp hiç utanmadan ve haksız şekilde bok atıyor, ayıp oluyor.

    ve yine utanmadan, adına yakışır şekilde küçük hesaplar içinde olduğu görülüyor. galatasaray yönetimiyle taraftarı karşı karşıya getirmeye çalışıyor. durmak yok yola devam.

    ama yemezler.
  • 317
    son yazdığı çirkin yazıdan sonra, medyada galatasaray'a yakınlıklarıyla tanınan yazarların hepsinden ağız birliği edilmişçesine ayarı yemiş futbolcu eskisidir..

    (bkz: ümit aktan)

    --- alıntı ---

    galatasaray’ın tarihi başarısının altında ter damlaları hâlâ duran oyuncular bir hata yaptı.
    bazı galatasaraylılara “kızmış ve gönül koymuş” olabilirler...
    ama onları efsane yapan “galatasaray’a” sitem etme hakları yoktur.
    orası insanın “hooop bi dakkaaa” noktasıdır...

    --- alıntı ---

    ayrıca;
    http://www.sporyazarlari.com/...ak--mad-/180420.aspx
    http://www.sporyazarlari.com/...silmeyin/180459.aspx
  • 318
    lan bi gidin hayatımızdan dedikçe daha da içinde bulduğumuz zerzevatların baş kahramanı. klüp üyeliği için sporcunun kendisinin üyelik için başvurması gerekirken, klüp tarafından çok gereksiz bir ince düşünceyle işgüzarlık yapılarak bu detay gözardı edilmiş ve sporculara böyle bir hak verilmiştir. şu adamlara karşı bu kadar ince davranılmamalıydı yahu ki en çok canımı sıkan konu bu. klüp büyüklük gösterip el uzatıyor ama sen o eli itiyorsan çek git ulan. bir de kalkıp biz bu taraftarın göğsünü kabarttık falan demiyorlarmı inanılmaz ayar oluyorum. ulan dingil biz tarihin belki de en kötü galatasarayının peşinde olimpiyat stadlarına yolculuk yaparken de gurur duyuyorduk. tüm çocukluğum, ergen yıllarım boyunca ne bir şampiyonluk ne birşey görmediğimde de gurur duyuyordum bu takımla ben. şu iki renge hayat demiş insanlara ne anlatıyorsun ne zırvalıyorsun ulan?

    odunla girişsem dövmelere doyamam seni be "küçük". ulan hakikaten yatacak yerin yok be.
  • 320
    1998 yilinda bir araba almistim . o zamanki fiyatlara gore uygun bir alisveris oldu , hersey istedigimi gibi degildi ama fiyat kazanc oraniyla kendimi avutuyordum. 90 beygirlik bu araba hemen hizlanamiyor ancak uzun yolda 120 yi gectikten sonra yavas yavas 180 e kadar hizlaniyordu . bu arabaya hakan unsal ismini koymustum . o da sol kanattan kopar agir agir da olsa fizigiyle cizgiye kadar inerdi ya da caprazdan sutunu cekerdi .

    eskiden de elestirirdi kulubu ve takimi ... ozellikle lincolnu ... ses etmedim hic ... ancaak ne zaman ercan saatcinin usakligini yapmaya basladi , benim icin hakan unsal bitmistir. sen kimsin de koskoca galatasaray klubune dil uzatirsin , gerizekali ... 2-3 kere caprazlarin koptugunda bu klup senin yerine adam almayi birak kimseye bakmadi bile , oyle guvendi sana ey karabuksporun muhtesem yetenegi . bu klup olmasa acaba hangi takimlarda oynardin ? acaba su anda nerde oturuyor olurdun ? gerizekali oldugun icin anlamazsin bunlari . git ercan anlatsin sana vefayi ...

    tum gs sozluk camiasinin onunde kendisini hakan unsala benzettigim 1998-2005 yillari arasinda bindigim, lacivert ford escort marka otmobilimden ozur diliyorum ... kucuk(!!!!) hakana da ercanin yaninda basarilar diliyorum ...
App Store'dan indirin Google Play'den alın