310
--- alıntı ---
bizi bu fotoğraftan silemezler
eskilere yapılanlardan dolayı kulübümüzün vefasız olarak adlandırılması bizleri üzüyor. camiamıza tavrımız olamaz. beklentimiz, g.saray’a yakışanın zamanında yapılması.
kulübümüz galatasaray’a üye olduktan sonra üye tanıtım törenine gitmememiz bir kısım taraftar arasında hoş karşılanmamış olabilir. aslında taraftar gözüyle bakınca gitmemek “yanlış” diye düşünülebilir. fakat bir de herkesin kendini bizim yerimize koymasını tavsiye ediyorum.
üyeliği biz istemedik
bizim endişemiz bu davranışı galatasaray kulübü’ne karşı yaptığımızın düşünülmesi. galatasaray çatısı altında herkes ama herkes gelip geçicidir. yönetiminden futbolcusuna, taraftarından basınına kadar kimse kalıcı olamaz. 20 yıl önce ali sami yen’in tribününde ve çim zemininde kimler vardı, şimdi kimler var. 20 yıl sonra kimler olacak. ama galatasaray daima yaşayacak.
kulübümüze karşı düşünce içinde olduğumuzu savunanlara şunu söylerim; bizlere, “kulübe üye olun” dediler de biz istemedik mi? ya da “fedakarlık yapın” dediler de yapmadık mı? galatasaray’ın bize çok şeyler kazandırdığı aşikar. bundan gurur da duyuyoruz. ne kadar en büyük sıkıntıları yaşasak da maddi anlamda ve manevi olarak kazandıklarımız inkar edilemez. bu bakış açısı taraftarın bir bölümünün düşüncesiyle paraleldir. iyi de biz bir şey vermedik mi? oynadığımız sürece neler yaşadık, nelerden feragat ettik, sıralamaya kalkıp, yazsam bütün sezon bitmez.
açar olmasaydı?
farklı düşünen taraftarlar şunu unutmasın. bu törene gitmeyenler ve diğer isimler galatasaray taraftarının o dönemde ve hala göğsünü gere gere dolaşmasını sağlayan oyunculardı. birçok kupa ve en önemlisi uefa kupası’nı havaya kaldırmış futbolculardı. bizim için en büyük mutluluk inanın taraftarın mutluluğudur. futbol niye oynanır? yöneticiler ve futbolcular kendi zevklerini tatmin etsin diye değil. amaç sana inanan, arkandan gelen kitleleri, camiaları tatmin etmek ve beklentilere cevap vermektir. biz oynadığımız sürece bizden beklenenlere hem de daha üstüne çıkarak cevap verdik. galatasaray seyircisinin hala o takımı konuşması ve özlemesinin tek bir sebebi var. 5 yıl boyunca yaşadığı ve belki de bir daha yaşayamayacağı o muhteşem günleri arıyorlar.
herşey bir yana sicil kurulu başkanı celal açar ağabeyimiz olmasa kimsenin bizi üye yapacağı da yoktu. celal ağabey g.saray’ın ruhuna, duruşuna ve geleneklerine uygun davranarak bizim üyeliğimizde başrolü oynamıştır. aslında çok kolay olabilecek bir işi uzatmak ve tartışmaya açmak; bu yüzden kulübün hak etmediği tabirlerle ismini yan yana zikrettirmek yönetimin g.saray’ı ne kadar düşündüğünün göstergesi. bence celal ağabeyden birşeyler öğrensinler.
vefasızlığın faturası futbolculara kesilemez
istenen ne anlamış değilim. ortada yapılan bir yanlış varsa bunu konuşmak daha mı yanlış? peki şunu da düşünün. yöneticilerin yaptıkları yanlışlar yüzünden “galatasaray vefasız” damgası yerken bunun suçlusu futbolcular mı olmalı? asıl zararı bu davranışlar vermiyor mu? bu durumun ortaya çıkmasına sebep olan yönetimler haklı, futbolcular haksız. bizim, “haklı olalım” diye bir beklentimiz de yok. yöneticileri, bu isimlerin hiçbirinin kulübün içinde veya çevresinde olmaması memnun eder. zaten kimse de yok.
galatasaray camiasının anlamasını istediğim konu şudur. ne benim, ne de arkadaşlarımın kulübümüze kırılma, gönül koyma, darılma gibi lüksümüz yoktur. bizler artık fotoğraflarda ve anılarda kaldık. oralardan da kimseler silemez.
galatasaray bir yana yöneticiler bir yana
ben galatasaray ile yönetimleri ayrı değerlendiririm. o yüzden galatasaray’ı temsil edenler, bu ister futbolcu, ister yönetici olsun davranışlarını galatasaray’a göre ayarlamak ve ona göre yaşamak zorundadır.
bireysel algılanmaz
bu kulüpte oynayan veya yöneten kim olursa olsun içinde olduğu sürece yapacaklarının direkt galatasaray’a yarar veya zarar vereceğini bilmesi lazım. yapılanlar bireysel bir düşünce olarak algılanmayacaktır.
galatasaray’ın bize yapılanlardan dolayı vefasız olarak adlandırılması en çok bizi üzüyor. neden, kulübün tarihine geçmiş oyuncular ile kulüp karşı karşıya getirilsin. kaldı ki bizim ne o dönemde ne de şimdi bir beklentimiz yok.
tek yanlışımız...
biz sadece galatasaray’a yakışanın zamanında yapılması gerektiğini düşünüyoruz. bizim tek yanlışımız ise galatasaray’a yakışmayanlardan bunu beklememiz...
--- alıntı ---
düşün artık şu klübün yakasından be kardeşim. o nası bi son paragraftır. almaz olaydınız o kupaları be. arada da galatasaray'ı çok seviyoruz, klüp bi yana falan ayarını da veriyor küçük.
link falan vermiyorum. hürriyet'teki yazısıymış mail ile geldi bana. sizden de rica ediyorum girmeyin şunların sitesine, almayın şu tuvalet kağıdını.
bizi bu fotoğraftan silemezler
eskilere yapılanlardan dolayı kulübümüzün vefasız olarak adlandırılması bizleri üzüyor. camiamıza tavrımız olamaz. beklentimiz, g.saray’a yakışanın zamanında yapılması.
kulübümüz galatasaray’a üye olduktan sonra üye tanıtım törenine gitmememiz bir kısım taraftar arasında hoş karşılanmamış olabilir. aslında taraftar gözüyle bakınca gitmemek “yanlış” diye düşünülebilir. fakat bir de herkesin kendini bizim yerimize koymasını tavsiye ediyorum.
üyeliği biz istemedik
bizim endişemiz bu davranışı galatasaray kulübü’ne karşı yaptığımızın düşünülmesi. galatasaray çatısı altında herkes ama herkes gelip geçicidir. yönetiminden futbolcusuna, taraftarından basınına kadar kimse kalıcı olamaz. 20 yıl önce ali sami yen’in tribününde ve çim zemininde kimler vardı, şimdi kimler var. 20 yıl sonra kimler olacak. ama galatasaray daima yaşayacak.
kulübümüze karşı düşünce içinde olduğumuzu savunanlara şunu söylerim; bizlere, “kulübe üye olun” dediler de biz istemedik mi? ya da “fedakarlık yapın” dediler de yapmadık mı? galatasaray’ın bize çok şeyler kazandırdığı aşikar. bundan gurur da duyuyoruz. ne kadar en büyük sıkıntıları yaşasak da maddi anlamda ve manevi olarak kazandıklarımız inkar edilemez. bu bakış açısı taraftarın bir bölümünün düşüncesiyle paraleldir. iyi de biz bir şey vermedik mi? oynadığımız sürece neler yaşadık, nelerden feragat ettik, sıralamaya kalkıp, yazsam bütün sezon bitmez.
açar olmasaydı?
farklı düşünen taraftarlar şunu unutmasın. bu törene gitmeyenler ve diğer isimler galatasaray taraftarının o dönemde ve hala göğsünü gere gere dolaşmasını sağlayan oyunculardı. birçok kupa ve en önemlisi uefa kupası’nı havaya kaldırmış futbolculardı. bizim için en büyük mutluluk inanın taraftarın mutluluğudur. futbol niye oynanır? yöneticiler ve futbolcular kendi zevklerini tatmin etsin diye değil. amaç sana inanan, arkandan gelen kitleleri, camiaları tatmin etmek ve beklentilere cevap vermektir. biz oynadığımız sürece bizden beklenenlere hem de daha üstüne çıkarak cevap verdik. galatasaray seyircisinin hala o takımı konuşması ve özlemesinin tek bir sebebi var. 5 yıl boyunca yaşadığı ve belki de bir daha yaşayamayacağı o muhteşem günleri arıyorlar.
herşey bir yana sicil kurulu başkanı celal açar ağabeyimiz olmasa kimsenin bizi üye yapacağı da yoktu. celal ağabey g.saray’ın ruhuna, duruşuna ve geleneklerine uygun davranarak bizim üyeliğimizde başrolü oynamıştır. aslında çok kolay olabilecek bir işi uzatmak ve tartışmaya açmak; bu yüzden kulübün hak etmediği tabirlerle ismini yan yana zikrettirmek yönetimin g.saray’ı ne kadar düşündüğünün göstergesi. bence celal ağabeyden birşeyler öğrensinler.
vefasızlığın faturası futbolculara kesilemez
istenen ne anlamış değilim. ortada yapılan bir yanlış varsa bunu konuşmak daha mı yanlış? peki şunu da düşünün. yöneticilerin yaptıkları yanlışlar yüzünden “galatasaray vefasız” damgası yerken bunun suçlusu futbolcular mı olmalı? asıl zararı bu davranışlar vermiyor mu? bu durumun ortaya çıkmasına sebep olan yönetimler haklı, futbolcular haksız. bizim, “haklı olalım” diye bir beklentimiz de yok. yöneticileri, bu isimlerin hiçbirinin kulübün içinde veya çevresinde olmaması memnun eder. zaten kimse de yok.
galatasaray camiasının anlamasını istediğim konu şudur. ne benim, ne de arkadaşlarımın kulübümüze kırılma, gönül koyma, darılma gibi lüksümüz yoktur. bizler artık fotoğraflarda ve anılarda kaldık. oralardan da kimseler silemez.
galatasaray bir yana yöneticiler bir yana
ben galatasaray ile yönetimleri ayrı değerlendiririm. o yüzden galatasaray’ı temsil edenler, bu ister futbolcu, ister yönetici olsun davranışlarını galatasaray’a göre ayarlamak ve ona göre yaşamak zorundadır.
bireysel algılanmaz
bu kulüpte oynayan veya yöneten kim olursa olsun içinde olduğu sürece yapacaklarının direkt galatasaray’a yarar veya zarar vereceğini bilmesi lazım. yapılanlar bireysel bir düşünce olarak algılanmayacaktır.
galatasaray’ın bize yapılanlardan dolayı vefasız olarak adlandırılması en çok bizi üzüyor. neden, kulübün tarihine geçmiş oyuncular ile kulüp karşı karşıya getirilsin. kaldı ki bizim ne o dönemde ne de şimdi bir beklentimiz yok.
tek yanlışımız...
biz sadece galatasaray’a yakışanın zamanında yapılması gerektiğini düşünüyoruz. bizim tek yanlışımız ise galatasaray’a yakışmayanlardan bunu beklememiz...
--- alıntı ---
düşün artık şu klübün yakasından be kardeşim. o nası bi son paragraftır. almaz olaydınız o kupaları be. arada da galatasaray'ı çok seviyoruz, klüp bi yana falan ayarını da veriyor küçük.
link falan vermiyorum. hürriyet'teki yazısıymış mail ile geldi bana. sizden de rica ediyorum girmeyin şunların sitesine, almayın şu tuvalet kağıdını.