• 26
    dördüncü yıldızı takarız, şl çeyrek final oynarız, en çok kupa bizdedir, falan filan ama ben bu duyguyu üstümden atamıyorum. mesela daha çok yakın geçmişte iki sene üst üste şampiyon olduk, o zamanlar bile her galibiyetten sonra "galatasaray şimdi sevindiriyor ama, bakalım ne zaman sıçacak ağzımıza" diye hep bir vesvese olurdu ki boşa değil yani, görüyoruz. havaya girdin mı galatasaray çakar sana deyişi taraftar için de söylenebilir bu açıdan, ne zaman havaya girsek hep çaktı bize.
  • 31
    öncelikle bu iddia doğru değildir. (bkz: yemin ettik gelecek güzel günler)

    uzun vadede kulübün belini doğrultması mümkündür. bu da ancak ve ancak idari reformlarla gerçekleşebilir. sadece üyelik yapısının değişmesi değil kulübün kurumsal bir şekilde yönetilmesi bizim için artık elzem.

    ünal aysal bir çok yanlışı da olsa en azından kurumsallaşma adına bir iki adım atmıştı. belki de sıra üyelik yapısına gelecekti. aysal eliyle olmasa da inanıyorum o günler de gelecek. ok yaydan çıktı artık bir kere. en düz taraftar bile mevcut idari sistemin sürdürülebilir olmadığının farkında. tekrar ve tekrar yemin ettik gelecek güzel günler.
  • 33
    şu sıralar kafamdan çıkmayan tespit mi desem, kehanet mi desem...

    en son kaybettiğimiz 20 kasım 2016 fenerbahçe galatasaray maçı sonrası resmen bunalıma girdim.
    çok ciddiyim; galatasaray'ın benim için ifade ettiği anlam, hayatıma kattığı değer çok fazla.
    (bkz: #2033820)

    fenerbahçe'ye kaybettiğimiz günün ertesi poliklinikteyim, hasta bakıyorum.
    muayene olmak için gelen hastalardan birkaçında fenerbahçe forması vardı, sanki bilerek beni kızdırmak için böyle giyinip gelmiş yavşaklar.**
    hattâ gençten bir çocuğa takıldım, "git formanı çıkar, yoksa sana bakmam falan" öyle komiklikler, benim salak triplerim :(

    neyse konu dağılmasın, şu mağlubiyet ve kötü oyun yüzünden bu haftayı berbat geçiriyorum.

    yani galatasaray futbol takımını düşünüyorum, içimde en ufak bir umut ışığı yok abicim.
    ne futbolu keyif veriyor, ne oyuncuları*, ne teknik direktörü, ne yönetimi...

    en son ne zaman şöyle eze eze bir takımı yendik?
    ne zaman 5-6 gol attık?
    ne zaman güzel, kolektif futbol oynadık?

    şu son 2 şampiyonluğumuz bile içime sinmiyor, resmen kötünün iyisi durumundaydık.
    2011-12 sezonunda allah var iyi futbol oynuyorduk. o sezon ve ertesi yıl şampiyonlar ligi'nde güzel maçlar çıkarmıştık.

    ya sonrası???
    o gün bugündür, pis, iğrenç, rezalet, bok gibi top oynuyoruz.

    ya yemin ediyorum 1 hafta boyunca maçın gelmesini heyecanla bekliyorum ama maç günü kanser oluyorum hep amk.
    lan küfür etmekten dilim kuruyor, sinirden kendimi s...cek duruma geliyorum, beraber maç izlediğimiz yanımdaki galatasaraylı arkadaşlarım bile acıyarak bakıyorlar bana.

    dert amk dert bu galatasaray sevgisi.
    babamın bana en güzel armağanı...
    babamın bana yaptığı en büyük kötülük...
    bırakılmıyor, atılmıyor, satılmıyor, onsuz da olmuyor, illet amk illet, kanser!!!

    nolacak bu takımın hali hacılar, ne zaman içimize sinen bir kadro, hoca, yönetim, futbol göreceğiz?
    ne zaman :'(
  • 36
    görünen o ki bazı arkadaşlarımız çabuk umutsuzluğa düşüyorlar. burada bahsettiğiniz kulüp galatasaray arkadaşlar, hani 1481 yılında galata sarayı enderûn-u hümayûnu adı ile kurulan, sayısız milletler arası savaş, 2 tane dünya savaşı, osmanlı'nın yıkılışını ve daha bir çok badireyi görmüş ama yıkılmamış olan bir kültürün spor şubesi. ne demek galatasaray'ın bir türlü düzelemeyecek olması? küme mi düştük, şike mi yaptık? yahu arkadaş; bu takım 14 sene şampiyon olamadı, kulubün kapısına kiliti vurup gitselerdi o zaman.
    ama galatasaraylılar işlerin bir gün düzelecek olduğu inandı. sonuç mu?

    https://www.youtube.com/watch?v=GhvDv-B9PMs

    günümüzün en tahrip edici hastalığı aslında bu: hızlı tüketim. günlük hayat ve teknolojideki değişimler o kadar çabuk gerçekleşiyor ki, insanlar talep ettikleri olguların bir an önce gerçekleşmesini bekliyorlar, aksi bir durumu ise başarısızlık olarak adlandırıyorlar. ana maddesi insan olan bir yeniden yapılanmanın, 6 ay - 1 sene içerisinde başarıya ulaşacağını düşünmek, en hafif tabirle saflıktır. bir futbolcunun a takımda oynayabilmesi için bile (üstün yetenekli olduğunu ve 16 yaşında çıktığını düşünelim) en az 6 yıllık bir eğitime ihtiyaç duyduğu göz önüne alındığında, 1 senede gerçekleşecek reformal bir başarı ancak football manager'da olur, o da add manager seçeneği ile.

    not: bu yazıdan jor'a sabır gösterelim anlamı çıkmasın lütfen. bu konudaki görüşlerimi şurada belirttim (bkz: #2066606)
  • 38
    yakın zamanda gerçekleşmeyecek olan. hangi taktiği, dizilişi denersek deneyelim, kimi getirirsek getirelim, mevcut kadroda çoğu ilk 11 rotasyonunda olan ya da doğrudan oynayan 30 yaş ve üzeri 9 oyuncu var:

    -muslera (30) (muslera'yı haric tutabiliriz)
    -hamit (33) - (hamit'i saymasak da olur)
    -hakan (33)
    -sneijder (32)
    -sabri (32)
    -nigel de jong (31)
    -selçuk (31)
    -podolski (31)
    -chedjou (31)

    muslera'yı bir kenara koyalım, bunların hemen hepsi yüksek ücret alan, kolay kolay yedek bırakamayacağınız oyuncular. çoğu hem kariyer anlamında hem fiziksel anlamda düşüşte. haliyle tempoları düşük. yaş ve kariyer itibari ile de belirli bir doygunluğa ulaştıklarından bu oyuncuların sahada olduğu bir takımın iştahlı ve dinamik bir oyun ortaya koyması neredeyse imkansız. gereken kadro yenilemesini planlı şekilde gerçekleştiremediğimizden bu sancılı sürecin devam etmesi muhtemel gözüküyor. maalesef ki şu an için ilk 11 rotasyonunda tolga, bruma ve sinan haricinde 25 yaş altı oyuncumuz yok. belki şu kadroda ısrar edebiliriz:

    http://galatasaray11.com/kadro/basliksiz-20461

    *
    (u: linnes yerine sinan da yazılabilir. çok formsuz olduğu için elim gitmedi yazmaya.)

    (yaş ort. 25)

    dinamik bir kadro oluşturmadıkça genelde yana ve geriye oynayan, topu yürüyerek, dürterek süren, pas verdikten sonra olduğu yerde bekleyen, günü kurtarmaya çalışan bir gs izlemeye devam edeceğiz gibi. *
  • 39
    benim de uzun bir süredir aklıma takılan durumdur.

    bi kere düzelmesi için "futbol aklı"na ihtiyacı var. her gelen günü kurtarma amaçlı çalışmalar yapıyo. 2-3 yıldır bu takım kademeli olarak gençleştirilseydi bugün daha iyi durumda olurduk. ama her gelen hazır oyuncuya ya da elde kalmış çöplere sarıldı. 2015 - 2016 sezonu boyunca bu takımın bir tane gerçek ön liberosunun bulunmadığı; 2016 - 2017 transfer sezonunda buraya adam alınması gerektiği aşikardı.

    tam 1 yıl boyunca, koskoca galatasaray kulübü, buraya adam bakamadı mı? hep aynı isimler dolaştı medyada. delaney, diarra, tiote vs sonuç olarak de jong geldi. bu kadar zor mu bir takımın oyuncu bulup çıkarması? aynı durum sağ bek için, stoper için, forvet için de geçerli.

    hep yakınımızda bulunun oyuncuları transfer ettik, ya hiç araştırma yapılmıyo, ya da yapılan araştırmaları ipleyen dikkate alan yok.

    işte o yüzden mantık çerçevesinde hareket edebilecek, gelişime ve yeniliğe açık bir futbol aklına ihtiyacımız var.

    bugün riekerink gitse yerine fatih terim'in getirilmesi konuşuluyo. neden? çünkü 2-3 transferle (27-30 yas arası muhtemelen) ve takıma vereceği coşkuyla/gazla takımı yukarı çekmesi bekleniyo. peki ya sonra? sonrasında yeni hoca enkaz edebiyatı yapacak, kısır döngü devam edecek.

    bize kendi başarısını değil, galatasaray'ın başarısını ve geleceğini düşünen futbol adamları lazım. bu işler fm'ye benzemez evet, ama önümüzde beşiktaş örneği var. doğruları tespit edince uygulamak o kadar da zor değil.

    her geçen gün, galatasaray'ın aleyhine işlemeye devam ediyor. takım göz göre göre eriyor.

    ve kimse bişey yapmıyor sanki.
  • 40
    takımın düze çıkması için en az 6 oyuncu gelmeli ve 8-9 oyuncu gitmelidir. her zaman oyun içinde olan, takımı ileriye taşıyabilecek bir forvet ,çift yönlü iki adet orta saha , iyi bir sağ bek ve sağ kanat , ayağı düzgün ve sert bir stoper. josue, podolski, de jong, semih, chedjou, selçuk, cavanda, sabri ilk önce , yerine adam bulunursa en son sneijder gitmeli. sighortsson kiralık zaten gidecek, yasin, sinan, linnes, hakan, koray şu anda sadece yedek olur. bu büyüklükte bir operasyon para , iyi bir scout , iyi bir yönetim ve teknik ekip gerektirdiğinden yakın zamanda düzelmemizin zor olduğu doğrudur.
  • 41
    2011 şampiyonluğu büyük bir lükstü bizim için. devamını getiremeyip kendi topuğumuza sıktık. sportif başarısızlığın üzerine yönetimsel hatalar da eklenince yandı gülüm keten helva.

    türk milletinin ve türk futbolunun geleceği ne kadar aydınlıksa galatasaray'ın geleceği de o kadar aydınlık.

    yine de olumlu bakmak lazım. karamsar olduğunuz gün pes etmeniz yakındır.
  • 42
    2 sezon iyi oynayan adama ömürlük sözleşme yaptığımız sürece düzelmemizi beklemesin kimse. bizim en büyük yanlışımız bu. felipe melo dışındaki neredeyse hiç bir oyuncumuza doğru zamanda veda edemedik. adam 30 yaşına yaklaştıysa sözleşme yaparken 2 kere düşüneceksin, hele hele ömürlük sözleşmelerden direkt uzak duracaksın yaşlı adam söz konusuysa. çünkü robot değil bunlar insan. her insanın fiziksel özellikleri, genetik özellikleri farklı. herkes 35 yaşına kadar gümbür gümbür oynayamıyor. adam 31 yaşına bir giriyor 2 sene önceki performansından eser kalmıyor çünkü vücudu bitiyor ve bu vücudun kaç yaşında biteceğini ön görmek mümkün değil. ama biz sözleşme yapmışız adamla 35 ine kadar. ondan sonra galatasaray düzelmiyor. düzelmez tabi. sen 28 yaşındaki adamla sözleşme yapıyorsun 5 yıllık. sözleşmesindeki parayı da 5 yıl boyunca 28 yaşındaki gibi oynayacağını varsayarak yapıyorsun üstelik. ondan sonra kadronda en az 6 7 tane oyuncudan fiyat/performans anlamında verim alamıyorsun.

    bu zihniyetten vazgeçmediğimiz sürece her 3-5 yılda bir buhran dönemine girmemiz kaçınılmaz. ne zaman benfica gibi, porto gibi ederinin fazlasını bulan yada misyonunu tamamlayan herkesi göndermeye başlarız o zaman işler düzelir.

    sabri, selçuk, sneijder, burak, umut, olcan, melo, hamit gibi oyuncular 4. yıldızı taktığımız sezonda galatasaray'daki misyonlarını tamamlamışlardı ve o yaz yeni yapılanmaya gitmeliydik mesela. ama biz bunu yapamadık. çünkü başarılı olunca eldekilerin yaşlarına fiziksel durumuna bakmaksızın hep başarılı olacakmışız gibi bir düşünceye kapılıyoruz. geleceği fazla öngöremiyoruz.
  • 43
    10-15 senede bir gelen üst üste şampiyonluklar ve avrupa'da yaşanan başarılar sonucu efsane olarak anılan 1-2 sezon (bu efsane sezondan kasıt ise en fazla kupa 2 şampiyonluğu veya kupa 1'de çeyrek finaldir, kupa 1 şampiyonluğunu falan düşünmeyin), sonrasında maddi sorunlar ve istikrarsızlıklarla geçen 10-12 sezon (bu arada 2-3 senede bir zorluklarla kazanılmış şampiyonluklar), sonrasında gelen toparlanma ile gelen 1-2 sezonluk bir efsane dönem, sonrasında tekrar istikrarsız bir 10 sene.. şeklinde devam eden döngü sonucu ayyuka çıkan durum tespiti. maalesef ben de artık "bir gün cl şampiyonluğu göreceğiz" durumundan umudu kesmeye başlayanlardanım. bu mentalite değişmediği sürece olacak en büyük başarı 10-15 senede bir elde edilen çeyrek final oluyor.

    ha mentalite değişirse bir gün belki... ama yaşadığımız ülkenin gerçeklerini düşününce o da çok zor.
  • 45
    oğlum ağzınızı hayıra açın be. her yükselişin bir düşüşü her düşüşün bir yükselişi vardır. allahın ezik beşiktaş'ı bile tarihinin en şaşalı günlerini yaşıyor (şampiyonlar liginde 8 puan toplamak ligde hala nağmalup olmak vs..)
    bu ezikler bile böyle günler görüyorsa genlerinde kazanmak ve başarı olan galatasaray'ımızda illa düzelecektir yakın zamanda. inşallah. amin.

    edit: mocuishlebeni uyarıyor 7 puanı varmış beşiktaşın.
  • 47
    başarıların gelir geçer olduğu, asaletinin bize yettiği için ne olursa olsun destekleyeceğimiz, mahalle maçı oynayacak seviyeye gelse de kaldırımda izleyeceğimiz takımımızın şu an taraftarlarını içine soktuğu düşünsel durum. böyle gördük babadan dededen böyle de gider destekleriz aşkla, ve fakat en önemli durum uefa kupasını aldığı dönem yaşattıkları da unutulur türden değildir, asaletinin bize yetişinin gücünü de bu ve bunun gibi olaylardan alır. bunları yaşamazsa taraftar, takım yaşatmazsa , bu olayların primleriyle bir kaç yıl sefasını çeker ama cefa kaçınılmazdır. görünen köy ise takımımızda köklü değişiklik olmadığı sürece ( malzemecisinden futbolcusuna, teknik heyetinden yönetim kuruluna, ekonomik çalışmalarından futbolcu kontratlarına ve bu futbolcuların transfer edilmeden önceki takip kriterlerinin değişimine) mehter takımı gibi bir ileri iki geri gidip, istikrardan yoksun, günden güne daha başarısız ve sonunda başarıya hasret bir camiaya dönüşecek olmasıdır. vizyon sahibi ve galatasaray aşkı taşıyan başkan ve yöneticilerin bir an önce dümeni devralması gerekiyor sanırım.
  • 48
    böyle bir hava en son 2010-2011 sezonunda vardı. o zaman tarihin en kötü istatistiklerini görmüştük.

    şimdi kadro iyi ama coşku yok, tempo yok, hırs, azim, mücadele yok, bir boşvermişlik var. takım bir havaya girse, aslında toparlanmayacak gibi değil de, devre arasına kadar kopmasak belki toparlarız diye düşünüyorum.

    bu seneyi en kötü şampiyonlar ligi postasında bitirebilirsek, kadrodaki chedjou, sneijder, selçuk, poldi gibi maaş yükü yüksek oyuncularla da yolları ayırıp 10-15 m euroluk bonservis yakalayabilirsek, genç ve arzulu bir takımın temellerini atabiliriz.
  • 49
    gecici bir durumdur.

    galatasaray'in tipki ülkemiz gibi bugün eylemlerinden ziyade fikren degismesi gerekiyor.

    (bkz: #2068363)

    cok dogru bir bakis acisi ama oyuncu yetistirmenin yaninda öncelikle yetistirdigimiz oyuncular adina tutarli olmak lazim.

    biz aslinda bölgedeki en iyi fabrikalardan birisiyiz. belki de en iyisiyiz, ne kendi ülkemizde ne cevre ülkelerde bizim kadar alttan oyuncu yetistireni yok.

    bizim olayimiz aslinda su;

    fabrikada üretmiyoruz mali, kücük isletmeyiz bunu kabul etmek lazim. tipik türk insaniyiz biz, ne avrupali kadar ticareti biliyoruz (bkz: portekiz takimlari) ne de onlar kadar seri üretim yapabiliyoruz (bkz: barcelona) biz kücük atölyede yavas üretim yapiyoruz, kalitemiz düsük ama arada cok saglam ürünler de yetistiriyoruz.

    ama söyle bir sikintimiz daha var. biz atiyorum mum üretiyoruz ama vitrinde corap satmaya calisiyoruz. vitrinimiz, pazarlamacilarimiz bizim üretimimizle paralel degil. bizim bir satis politikamiz yok, yani bizim bir sistemimiz yok. bir antrenör geliyor 3 sene calisiyor kulüpte, o antrenörün sistemine göre yetisiyor 2-3 jenerasyon, ama o antrenör takimdan gidince o yetisen oyuncularin bir kismi ise yaramaz oluyor.

    bugün barcelona yetistirdigi oyunculari 10 sene disarida oynatsin, 11. sene yeniden satin alip sistemine yerlestirebiliyor. bizim de böyle bir sistemimiz olmasi lazim.

    peki neden böyle bir sisteme ihtiyacimiz var? cevap cok basit, cünkü paramiz yok. biz manchester kulüpleri, psg, real madrid gibi para sacamayacagiz hicbir zaman cünkü ülkenin realitesi buna uygun degil bir kere. sen ne kadar zengin olursan ol ülkenin ekonomisi kadar zenginsin. ispanya'da da isler iyi gitmiyor ama oradaki acik pazar real madrid'in boyle har vurup harman savurabilmesine imkan taniyor.

    senin galatasaray spor kulübü olarak yapacagin seyler aslinda asagida siraladiklarim.

    1- yerini bilecek, imkanlarini taniyacak ona göre hareket edeceksin
    2- kulübün gelecegini insa etmek icin verilen kararlar her yönetimi baglayacak yasa olacak, bir sonrak yönetim öncekinin projesini yarida birakamayacak
    3- genc ve maliyeti düsük oyuncuya yöneleceksin, altyapina oyuncu tarayacaksin, altyapi sistemini düzenleyeceksin. su ben büyük kulübüm geyiginden kurtulacaksin bir kere. biz ne yazik ki sadece sözde büyügüz.
    4- istikrar saglayacaksin**

    5- ve bu en önemlisi galatasaray spor kulübü halka acilmali bu kulüp kesinlikle ve kesinlikle lisenin elinde olmamali. cünkü lisenin elinde olmasi demek kücük olsun, bizim olsun demek oluyor ve bu bizim ilerlememiz önündeki en büyük ve en cetin engel. bunu adnan polat'in yikabilecegini düsünüyordum ama beceremedi, bilmiyorum nasil olur, nasil yapilir ama bu kulübün liselilerin rant kapisi ve oyuncagi olmaktan cikmasi gerekiyor.
  • 50
    başlığın açılma tarihi: 13 mart 2011

    ondan sonra olanlar...
    4 senede 3 şampiyonluk. 1 şampiyonlar ligi çeyrek finali. 1 şampiyonlar ligi ikinci tur. ve türkiye kupası şampiyonlukları...
    basketbol erkeklerde; 23 yıl sonra gelen lig şampiyonluğu, bir kere euroleague top 8 ve iki kere de top 16, eurocup şampiyonluğu...
    kadınlarda; 2 lig şampiyonluğu (art arda), euroleague women şampiyonluğu...

    daha sayamadığım diğer başarılar, başka branşlar vs...

    peki şimdi? neden bir ileri bir geri?
    birçok nedeni var muhakkak. yönetilememe sorunu, ülkedeki spor iklimi vs...

    ama;
    galatasaray'ın olduğu yerde umut bitmez. mutlu da etse, kızdırsa da, üzse de... umut hep olacaktır.

    bu durum "bir türlü düzelemeyecek olması" değil, bir türlü (aslında her türlü) düzelecek olmasıdır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın