• 7451
    eyleme geçmeyi sürekli başkasından bekleyen taraftar grubu.

    yönetim, hakeme düdüğü astırsınmış. eyvallah. ama nasıl? as deyince asıyorlar mı?

    sezon başından beri doğruyorlar. tff'si, tahkim'i, vb. hepsi fenerbahçe ve belediyeden nasıl alındığı belli olmayan takımın adamları. fatih terim'e ağzını açtırmıyorlar.

    21 haziran 2020 galatasaray gazişehir fk maçındaki hakem performansını izledik hep birlikte. geçen haftaki rize deplasmanındakini de... ince ince kalın kalın her türlü doğradılar.

    peki bizim taraftarlarımız, ultra süper hiper aslanlarımız ne yapıyor? sosyal medyada esip gürlemekten başka somut ne eylemimiz var? taraftarlar, bu kurulları, onların tetikçilerini gür bir sesle açıkça protesto etmedikten sonra daha çok hakkımızı yerler.

    düzeltme: rakiplerle ilgili hakaretvari ifadeler kaldırıldı.
  • 7452
    salgın sonrası ben de dahil büyük bir bölümü konsantrasyon sorunu yaşayan üzerine ölü toprağı serilmiş taraftar.

    geçen seneki formumuz olsa son 2 haftada yaşananlardan sonra bu hakemler bir daha bu ülkede düdük çalamazdı.

    çok fazla kalleş ile karşı karşıya olan ama her daim camiasının hakkını en güçlü şekilde savunması elzem olan taraftar.

    hüseyin göçek, halis özkahya, alper ulusoy ve yaşar kemal uğurlu'ya gücünü kullanarak acilen öyle ya böyle hakemliği bıraktırması gereken türkiye'nin en büyük sivil toplum örgütü.
  • 7453
    hepimiz algılara kurban gittik. 2 senedir ali koç ve avaneleri, yeni görgüsüz destekli trabzonspor, fakirlikten yere basamayan ama çenesi kapanmayan beşiktaş ve bunların anadolu yalakları haklı şampiyonluklarımıza leke çalma çabaları, galatasaray korunuyor algıları, kendi camialarında yokmuş gibi fetö imaları ile bütün kamuoyunu bu deli saçmaladına inandırdı, biz de engelleyemedik.

    terim şöyle,başkan böyle, arda gelsin arda gitsin derken gerçek düşmanı unuttuk. bu kulubün başkanı kanser, hocası covid'ken onlara bile kansızlık yapacak iğrençlikte bir düşman ile karşı karşıyayken, nasıl olsa yime eskisi gibi olur dedik. oldurmadılar, izin vermediler. sahada oynayanı saha dışında yendiler.
  • 7456
    kimse kusura bakmasın, burada çok aklı başında renktaşların olduğunu da bilerek yazıyorum bunu ama; kaybettiği her maç sonrası hadsizlik yapan kişileri de içinde barındıran gruptur.

    hemen her alanda, işinin ehli kişiler, kendi sorumluluk alanlarıyla ilgilenirler. bu futbolda da böyledir. ama türkiye'de, ya da bir şeyin tarafı olmanın ne demek olduğu anlaşılamayan başka ülkelerde de, taraftarlar hem yönetici, hem teknik direktör, hem futbolcu olabileceklerini zannediyorlar.

    yunus oynamıyordu, neden oynamıyor deniyordu mesela. sonra yunus oynuyor, becerileri kısıtlı bir oyuncu olduğu anlaşılıyor, sanki bu taraftar değilmiş gibi yunus oynasın diyen, başka bir genç parlatılıyor, çünkü her haftasonu u19 maçı izleyen insanlar ya bunlar, bu haddi kendisinde buluyor. ya da taktik beğenilmiyor, her haftaiçi antrenmana katılan insanlar ya bunlar, taktik üretip duruyorlar fm oynar gibi.

    fatih terim, pek çoğunuzun entry başına paragraf ortalamasından çok kupası olan bir teknik adam. başkanımız, pek çoğunuzun kültür seviyesinden yüksek kültüre, pek çoğunuzun yöneticilik deneyiminden fazla deneyime sahip bir insan. taraftar ise, pek çok kişiden daha yaratıcı besteler üreten, boğazı kısılana kadar bağıran kişilerden oluşan bir grup. bizim işimiz, lig sürerken desteklemek. takımı yarı yolda bırakmak değil, yenilsek de avazımız çıktığı kadar bağırırsak biz, gerçek taraftar oluruz.

    ama, takımı şampiyon biz yaptık, şimdi takım başarısız, yönetim hemen değişsin, fatih hoca gitsin demek, en hafif tabirle hadsizliktir.

    lig biter, karne ortaya çıkar, o zaman taraftar da görüşünü söyler, yine saygısızca değil ama, zekice, kendine yakışır şekilde ve haddini bilerek.

    teknik direktör de haddini bilecek, yönetim de... taraftar da.
  • 7457
    gittikçe bozulmaya başlayan taraftar. bunu yeni nesilin gümbür gümbür gelmesi ve sosyal medya kullanımının artmasına bağlıyorum. bugün ile yarın arasında o kadar fikir ayrılığı, o kadar tutarsızlık var ki şaşırmaktan başka bir şey yapamıyorum.

    bu yazacaklarımı sadece sözlük için değil genel olarak galatasaray taraftarını hedef göstererek yazıyorum.

    1- çok erken yargılıyoruz.

    - bir oyuncuyu* sezon performansı ile değil maç maç iyi ya da kötü oyuncu olduğunu söylüyoruz, böyle saçma bir şey olabilir mi.

    donk gönderilsin diye ortalığı ayağa kaldırıyoruz, kaldırıyoruz diyorum çünkü zamanında bende bazı futbolculara veryansın ettim, şimdi bakıyoruz donk oynamayınca kötü hissediyoruz.

    ömer bayram konusunu herkes biliyor zaten sol bek performansı rezaletti çok kötü oynuyordu, orta sahada adını görünce ne yapmaya çalışıyorsunuz falan filan dendi bilindik taze hikaye devamını biliyor ve izliyoruz.

    marcao ilk geldi harika scout transferi helal size diyoruz 2 maç kötü oynuyor adamı postalayın diyoruz sonraki 2 maç iyi oynayınca 20 milyon euro' ya okuturuz diyoruz bırakalım bu işleri beyler bayanlar.

    ozan kabak oynasın oynasın diye çıldırdık, hoca aldı oyuna penaltı yaptırdı diye yerden yere vuruldu avrupaya gitti puyol ilan edildi.

    aynısı şuan okan için yapılıyor. bana göre yetenek olarak bizim seviyemizde tek eksiği tecrübe. yanılırım yanılmam bilemem tabi.

    2- saldıracak yer aramak

    kulüp içinde yaşanan en ufak bir olumsuz olayda birilerine saldırıp hıncımı çıkartmam lazım kafasındayız. oyuncu sakatlanıyor başlıyoruz hikayeler uydurmaya yok efendim ok atarken sakatlandı, yok efendim kendine iyi bakmıyor vay efendim sağlık heyeti neden izin verdi oynamasına, teknik direktör oyuna neden sokuyor falan filan...

    iki elini ovuşturmuş kafayı hafif aşağı doğru eğmiş iğrenç bir sırıtış ile avını bekleyen akbabalar ile dolduk.

    3- altyapı takıntısı

    herkes istiyor ki altyapıdan oyuncular çıkartalım ilk 11 monte edelim emin oynasın ahmet oynasın mehmet oynasın. oynasın ki saldıracak yer bulalım hata yapsınlar teknik direktörü eleştirelim yönetimi eleştirelim oyuncuya sövelim. bu madde geneli kapsamıyor ama içimizde var malesef.
  • 7461
    daha önce bir başka konuda da belirtmiştim. tatminsiz insanlardan oluşan bir kitledir genel itibariyle. takım 8 maç üst üste kazanır. yirmi sene sonra feneri kadıköy'de yener. istim üstünde iken pandemi olur, en kritik beşiktaş maçını seyircisiz oynar. futbola ara verilir. sakat oyuncularından başa oynayacak takım kurarsın adeta. yöneticisi, teknik direktörü covid olur. başkanı beyin ameliyatı geçirir. bir yandan hakemler doğrar. lig lideri karşısında bu kadar eksikle deplasmanda çok iyi futbol oynar ama berabere kalır. taraftar 9 sezonda 8 şampiyonluk yaşamış teknik direktörden başlar eleştirmeye. galatasaray sevgisinden, heyecandan kalp krizi geçirme ihtimali en yüksek adamlardan birini, takımın sıkıştığı her anda elini cebine atan yöneticiyi eleştirir. kulübü daö zulmünden kurtaran, mide kanseri, beyin tümörü vs ne kadar illet varsa onlarla uğraşıp bir hafta sonra kamera karşısında galatasaray'ın menfaatini savunan başkanı eleştirir. çok sakatlanıyor diye futbolcusunu eleştirir. ligin gol kralı olan futbolcusunu eleştirir. oyuncunun sözleşmesinin altı ay dondurulmasını eleştirir. altı ay sözleşmesi dondurulan oyuncusunu hemen iyi oynamıyor diye eleştirir. kazansa da fark etmez takım neden 4-4-2 oynamıyor diye eleştirir. genç oyuncular neden oynatılmıyor diye eleştirir. genç yaşlı demeden oyuncuyu üst üste ikinci üçüncü hatasında hemen eleştirir.

    bunları kötü anlamda yazmadım. daha önce de belirtmiştim. bu durumun galatasaray'ı diğer takımlardan ayıran çok önemli bir özellik olduğunu düşünüyorum. fenerbahçe taraftarına bakın böyle bir şey göremezsiniz. ellerinde kalan tek teselliyi kaybettikleri sezon on kişi kalmış takımı hileyle hurdayla son dakikada yendiklerinde tatmin olur fener taraftarı. ya da bir futbolcuyu rakip takımın elinden aldıklarında. hiçbir hedefleri kalmamıştır ligde ama fark etmez. bu yüzden üzerlerindeki ölü toprağını silkeleyemezler.
  • 7462
    kendi figürlerini çok kolay silip atabilen taraftardır. bunun yanlış olduğunu düşünüyorum. neymiş okan 2000 yılında gitmişmiş de, yok efendim o futbolcu fazla para istemiş de, yok bunun karakteri kötüymüş de, yok selçuk yeniçeriymiş de, yok efendim arda şunu yapmış da. biraz abartmıyor muyuz? galatasaraylıyız ve futbol ana branşımız değil mi? allah aşkına futbol gibi bir spor dalında neden herkesten mükemmellik ve sonsuz aidiyet bekliyoruz? benim için tek bir kriter vardır. o da galatasarayın menfaatidir. okan galatasaray’da başarılı olacaksa elbet bir gün gelecek takımın başına. ama bazı taraftarlarımız hala okan 2000’de kaçtı diyecek ya buna sinir oluyorum işte. her şeye herkese kulp buluyoruz. bu şekilde olmaz. yerel futbol camiasında bu sebepten ötürü çoğu kişi bizi sevmiyor. ilişkilerimiz zayıf ve iyi yerli oyuncu transfer edemiyoruz. yerli konusunda manevra alanımız çok kısıtlı. bu durumun oluşmasında kulüp, yönetim, taraftar hepimizin sorumluluğu var maalesef.
  • 7463
    "okan kaçtı" demezse ya da okan'ın ihanetini unutursa; burak'a galatasaray'da oynadığı dönemde "emek hırsızı" derken siyah beyazlı formayı giydiğinde kendisine tapan beşiktaş taraftarından ya da "katil emre" diye bağırdığı emre belözoğlu'nu efsane yapan fenerbahçe taraftarından farkı kalmayacak topluluktur.

    son dönemde, bir iki istisna hariç gerekli tepkileri, yerinde verdiğimizi düşünüyorum. biz tepki vermezsek fatih akyel bile getirilir, sağ beke koyulur. ne olduğunu anlamayız. zamanında denendi.
  • 7464
    (bkz: şımarık galatasaray taraftarı)

    sosyal medya çıktı, şımarıklık moda oldu. sosyal medyada taraftarın tepkileriyle karar alırsanız, sonunuz fenerbahçe gibi olur. adamlar fenerbahçe efsanesi* olarak ersun yanal'ı getirip 1 sene sonra aynı noktada kovdular. stadyuma giden taraftar bile bütün galatasaraylıları temsil etmezken, anlık sosyal medya tepkisine göre, desteğine göre hareket eden kulüpleri hayretle izliyorum. o yüzden taraftar şunu demişi bunu demiş, geçiniz. bugün okan buruk'u istemez, yarın çıkar boynuma dola der. dün fatih terim'e sallayanlar iki şampiyonluk sonrası zafer sarhoşlğuna kapılıp beşiktaşlılar gibi kibirli kibirli sağa sola çatar. sonra da ilk başarısızlıkta auuwww. hak ediyor abi bu taraftar. nice mide bulandırıcı futbolcu, hoca geçti bu kulüpten ama neymiş, arda turan mide bulandırıyormuş.

    https://pbs.twimg.com/media/DhaI73IXUAAAX6O.jpg
  • 7468
    birine aptalsın deyince kızıyorlar. o zaman demeyelim çünkü genelleme yaparsan üstüne alınan olur.

    gitgide fenerbahçe taraftarına benzemeye başlamıştır. bir kısım güldüğü ve dalga geçtiği fenerbahçe taraftarından bile aptaldır. corona yüzünden maçların seyircisiz oynanmaya başladığı dönemde 2019-2020 sezonunun son virajina girildiğinde herkes o hafta oynanacak besiktaş maçında "fark atacağız" diye zirvalamaya başladı ve galip gelemedik. ligler ertelenip temmuz ayında biteceği ortaya çıktığında ise "19 temmuz dünya fenerbahceliler gününde şampiyon olacagiz" diye zirvalamaya başladılar. normalde galatasaray taraftarının böyle bir karakteri yoktur ama günümüz düşük zekalı, tiktok düşkünü, matematikte 1 net yapan, martı scooterina 2 kişi binen, pandemi döneminde sokakta 80 yaşındaki amcayı küçük düşüren nesilden dolayi bir kısmı aklı yok fikri var kafalı bir hale dönüştüler.

    bu sene daha da net anladım ki; galatasaray sahipsizdir. ayrıca galatasaray geçmişten bu güne kadar ne çektiyse şımarık taraftarından çekmiştir. gomis gol krali olduktan birkaç mac sonra 2 penaltı kaçırdı diye hunharca kendi taraftarı tarafından gömülmüş ve yollanmıştır. galatasaray tarihinin en büyük başkanı ünal aysal a sahip çıkmamıştır.

    ve günümüzde dilim dilim doğranan ve bu sezonun en taşaksız takımı olarak tarihe geçen galatasaray. sebebi ise taraftar ve yönetimdir.

    bu sitede ultraslan yüzünden birçok kişinin kalbini kırmışımdır. çünkü geçmişte yaşanmışlıklar ve saygı duyduğum birçok kişi vardır. yıllardır yeri geldiğinde birlikte santiago barnebeu nun kapısında polis şiddeti gördüğüm, kadıköyde kafama tuğla yediğim, inönüye giderken beşiktaşlılar ile taksim meydanında birbirimize girdiğimizde arkamızı kollayan birçok büyüğümüz vardi. gördüğüm kadarıyla artık onların devride kapanmış gözüküyor. sahipsiz galatasarayın taraftarıda, ultraslanida artık havluyu atmış galatasaray için ayağa kalkacak hali yoktur.

    2019-2020 sezonunda, tıpkı 2000-2001 ve 2002-2003 sezonlarında olduğu gibi lime lime doğranmıştır. üstüne üstlük bir kısım maaşlı, adı sanı belli, adresi belli troller ile iftira üstüne iftira atılmaktadır. bunlara cevap veremeyen ve objektif olma hastalığına yakalanmış bir taraftar topluluğuna sahip olduğumuz için bunu yapanlar rahat rahat, yalan yanlış yazmaya devam etmektedir.

    bu kulübün başında dost canlısı bir frankafon görmek istemiyorum. ihale kaygısı olmayan, siyasete boyun eymeyen gerçek bir lider olması şart. bunu bu başlığa yazmamın yegane nedeni galatasaray taraftari bir başkana olan özlemimdir.

    mustafa cengiz benim gözümde büyük bir başkandır hatta iyi bir taraftardır, ama sağlığı herşeyden önemlidir ve bu pis düzenin içinde, bu kapkaranlık mafyavari ortamda daha fazla yıpranması yanlıştır.
  • 7470
    https://twitter.com/...206743465865217?s=19

    şımarıklıkta çığır açmış, beşiktaş taraftarını geçmeye başlamıştır. futbolda başarısızlık da var. futbolcumuza bir gazeteci ırkçılık yapıyor, futbolcumuz cevap veriyor; koruyacağımıza daha beterini yapıyoruz. son 3 yılda, marcao'ya instagram kapattırdık, sneijder'in numarası verildi diye belhanda daha oynamadan instagram kapattı, diagne'yi sirf davranış şeklimizden dolayı satamadık ve son olarak feghouli olayı.

    twitter ve instagram kapansa galatasaray bayern gibi dominasyon yapar. galatasaray taraftarı, oyuncularını ittirmiyor, hata yapıcam diye korkusundan tir tir titretiyor.

    feghouli'in yaptıgı korkunç bir hataydı. fakat feghouli bu lafları hak edecek topçu değil. tek başına şampiyonluk alan topçu.

    (bkz: 5 temmuz 2020 galatasaray trabzonspor maçı)
  • 7471
    2019-2020 türkiye süper lig sezonu göstermiştir ki, galatasaray'ın winnerlığı da, itici gücü de, isyanı da, sesi de taraftarından geliyor. pandemi nedenli kısıtlama olmasaydı, ne beşiktaş ne trabzonspor o stattan çıkabilir, ne de antep maçının tamamında hakem saçmalayabilirdi. taraftarın olduğu bir sezonda galatasaray takımı hep 1 oyuncu daha fazla olur çünkü çoğu zaman doğru reaksiyon vermeyi bilir.

    ne sakatlıklar, ne cezalar, ne formsuzluklar... bu takımın taraftarı olsaydı, bu sene de şampiyonduk. parasız, başkansız, teknik direktörsüz, oyuncusuz şampiyon olmadık mı sanki... ama taraftarsız olamıyoruz işte.
  • 7472
    gerek burada gerek diğer sosyal medya platformlarında yazdıklarıyla inanılmaz şaşırtan, şahsi kanaatimce ekseriyeti ayarsız derecede eleştiri yetisine sahip olan gurup.

    seri başlığına yazılanlara bakıyorum inanılmaz şaşırıyorum. ya şöyle bir maçtan sonra bile adamın hakkında denmeyen kalmamış. keza seri nezdinde bütün futbolcular için geçerli olan bir durum bu sert ve ayarsız eleştiri.

    en bariz ve güzel örnek fernando reges işte yahu. adamın son senesinde adam için yazılanlara girin bakın. götüne teneke bağlanan adam la liga dördüncüsü sevilla da orta sahanın beyni, +30 maça çıktı bu sezon.

    seri'yi tekrar kiralama veya uygun fiyata alma ihtimalin varsa bu ekonomik buhranda seri yerine seri'den daha iyi kimi tercih edeceksin. kendisine sallayan arkadaşlar bunu da yazarsa çok iyi olur. facia bir maçtan sonra dahi yaptığı tek bir bireysel hatadan sonra yerden yere vuruluyor.

    galatasaray taraftarı pozisyon pozisyon değerlendirmeyi bırakıp ne zaman futbolcuların overall'ına bakacak hiç bilmiyorum. ilk geldiğinde tek bir pozisyon hatası yapmış luyindama için yazılanlara açıp herkes bakabilir. keza sezon başında marcao için yazılanlara herkes açıp bakabilir.

    ne kadar çabuk adam harcıyoruz. bu sene her futbolcumuz sezon başından beri 10'nar kez satılmalıydı bu taraftara kalsa. almanya ingiltere, italya, ispanya'da ağzımızın suyu akarak izlediğimiz topçular bireysel hata yapmıyor mu yapıyor. ama o göze batmıyor. çünkü futbolcunun genel performansını dışarıdan bir gözle daha sağlıklı değerlendirebiliyorsun. ama bunu kendi futbolcumuz için yapamıyoruz.

    muslera dışında bütün takımın satıldığı, 20 milyon euro maaş bütçesiyle, scout transferleriyle kurulan takım ligde iki sene üst üste 5. olsun, en başta şuan bu futbolcuları kötüleyen ekip o takıma da demediğini bırakmayacak. ama şimdi laf olsun diye bol keseden yazılıyor işte.
  • 7473
    kafası son zamanlarda fazlaca karışık taraftar.

    pas oyununda uzun süre kaliteli şekilde topu dolaştırıp, rakibin presinden kurtulup tam ileri akacakken hoop birisi yanında 2 metredeki arkadaşına pası atamayıp kaptırınca kalemizde tehlike görüyoruz. rakipte sıkı kontracı ve bitiriciler varsa üçlük, dörtlük oluyoruz. o kadar pas, çaba heba oluyor. tıpkı 1,5 saat boyunca özenle hazırladığınız iskambil kağıdından evinizin pencereden gelen rüzgarla yıkılması gibi. bu durumda topu kaptıran belhanda ise vurun abalıya oluyor. seri kaptırırsa yok ya bu adam iyi topçu değil diyenler oluyor. ligin en iyi santrforu sörloth değil 90. dakika, 120. dakikada olsa o koşuyu yapabilecekken emin bayram’a kızanlar oluyor. okan kocuk günah keçisi oluyor. evet özgüven problemi var ama top da sürekli oraya o şekilde gelince adamın gol yeme olasılığı artıyor. ondan sonra alın size gençler diye bir akım başlıyor. taylan bu oyuna uygun bir arkadaş mı? adam sezonun ilk yarısında doğru pozisyonunda ve oyun anlayışını bulduğunda neler yaptı gördük. yabancı sınırı geldi yine. gidip 5 para etmez oyunculara milyonlar bayılacağımıza taylan’ı, emin’i verimli kullanamaz mıyız? neden iskambil kağıdından ev yapmaya çalışıp bir rüzgara risk alıyoruz? neden çimentoyu doğru karıp aslanlar gibi ev yapmıyoruz? 3-5-2 kanatlarını transfer etmek, pas oyunu inşa etmekten daha mı zordur? 4-4-2 için harcanacak çaba ve maliyet bu meşhur 4-1-4-1, 4-3-3 vb dizilimi ve ayrıca pas oyunu düzenini oluşturmak için gerekenden fazla mıdır? kolay olan emin’e, seri’ye, taylan’a laf etmek. galatasaray taraftarı bu futbolcuları bu hale getiren futbol düzeni (hayır düzensizliği) ve pas oyunu ısrarını, yani bunlara sebep kişinin fatih terim olduğunu bal gibi biliyor. ama fatih terim’i eleştirmek ve daha analitik düşünmek (sistemsel analizler ve eleştiriler üretmek) zor olan. tek tek futbolcu eleştirmek kolay. doğru saha içi kurgularda taylan’ın, seri’nin neler yaptığı, yapacağı ortada. fatih terim’e yüklenmekten kaçan bilinç altını iyi anlıyorum. hocanın bu kirli futbol ortamda bizimle olmasını ben de istiyorum. sanki o yokken dayak yemiş gibi oluyoruz. ben de istifasını istemiyorum. ne var ki şu an direttiği oyun düzeninde yine bu kez de saha içinde dayak yemiyor muyuz? bazı şeyleri düzeltmek için eleştirmek gerekmez mi? hocanın kulüpte kredisi olduğunu ben de düşünüyorum ama krediyi bu kadar rahat rahat kullanmak sizce doğru mudur? şu çıtası yerlerde ligi bu kadroyla domine edemez miydi? paraya bu kadar ihtiyaç duyulan ortamda şampiyonlar ligine kalamazsak bu oyun düzeninde ısrar etmeye değer mi? hocanın bu kadar inadı nedendir? etrafında hocam ne yapmaya çalışıyorsun vazgeç şu sevdadan diyecek yok mudur? yoksa vardır ama hoca mı dinlemiyor? size 2020-2021 sezonu için aşağıda iki farklı kadro yazacağım. hangisi daha güven veriyor? hangisi kaybetse de yanında omuz omuza olursunuz?

    —sörloth tarzı santrfor—elmander tarzı santrfor—
    trezeguet—mehmet özcan—taylan——emre kılınç
    süleyman luş—marcao—-emin———kaan ayhan
    ———————————berk———————————-

    ———————-falcao(diagne) vb.—————-
    arda turan—belhanda—taylan———-emre kılınç
    ——————————seri————————————
    caner erkin———marcao—-donk————-mariano
    ——————————-okan———————————

    hangi takım daha egolu, hangi takım daha eforlu olur? hangi takım daha pahalı, hangisi daha düşük maliyetli olur? hangisi daha başarıya aç ve hırslı olur? hangisi f/p açısından daha verimli olur? hangisi daha başarılı olur? isimler sadece örmek, çok çeşitlendirilebilir. lütfen makul olalım, doğru planlama ve oyun stiline odaklanalım. hangisi daha gurur duyulası bir takım olur?
App Store'dan indirin Google Play'den alın