• 7481
    kafası son zamanlarda fazlaca karışık taraftar.

    pas oyununda uzun süre kaliteli şekilde topu dolaştırıp, rakibin presinden kurtulup tam ileri akacakken hoop birisi yanında 2 metredeki arkadaşına pası atamayıp kaptırınca kalemizde tehlike görüyoruz. rakipte sıkı kontracı ve bitiriciler varsa üçlük, dörtlük oluyoruz. o kadar pas, çaba heba oluyor. tıpkı 1,5 saat boyunca özenle hazırladığınız iskambil kağıdından evinizin pencereden gelen rüzgarla yıkılması gibi. bu durumda topu kaptıran belhanda ise vurun abalıya oluyor. seri kaptırırsa yok ya bu adam iyi topçu değil diyenler oluyor. ligin en iyi santrforu sörloth değil 90. dakika, 120. dakikada olsa o koşuyu yapabilecekken emin bayram’a kızanlar oluyor. okan kocuk günah keçisi oluyor. evet özgüven problemi var ama top da sürekli oraya o şekilde gelince adamın gol yeme olasılığı artıyor. ondan sonra alın size gençler diye bir akım başlıyor. taylan bu oyuna uygun bir arkadaş mı? adam sezonun ilk yarısında doğru pozisyonunda ve oyun anlayışını bulduğunda neler yaptı gördük. yabancı sınırı geldi yine. gidip 5 para etmez oyunculara milyonlar bayılacağımıza taylan’ı, emin’i verimli kullanamaz mıyız? neden iskambil kağıdından ev yapmaya çalışıp bir rüzgara risk alıyoruz? neden çimentoyu doğru karıp aslanlar gibi ev yapmıyoruz? 3-5-2 kanatlarını transfer etmek, pas oyunu inşa etmekten daha mı zordur? 4-4-2 için harcanacak çaba ve maliyet bu meşhur 4-1-4-1, 4-3-3 vb dizilimi ve ayrıca pas oyunu düzenini oluşturmak için gerekenden fazla mıdır? kolay olan emin’e, seri’ye, taylan’a laf etmek. galatasaray taraftarı bu futbolcuları bu hale getiren futbol düzeni (hayır düzensizliği) ve pas oyunu ısrarını, yani bunlara sebep kişinin fatih terim olduğunu bal gibi biliyor. ama fatih terim’i eleştirmek ve daha analitik düşünmek (sistemsel analizler ve eleştiriler üretmek) zor olan. tek tek futbolcu eleştirmek kolay. doğru saha içi kurgularda taylan’ın, seri’nin neler yaptığı, yapacağı ortada. fatih terim’e yüklenmekten kaçan bilinç altını iyi anlıyorum. hocanın bu kirli futbol ortamda bizimle olmasını ben de istiyorum. sanki o yokken dayak yemiş gibi oluyoruz. ben de istifasını istemiyorum. ne var ki şu an direttiği oyun düzeninde yine bu kez de saha içinde dayak yemiyor muyuz? bazı şeyleri düzeltmek için eleştirmek gerekmez mi? hocanın kulüpte kredisi olduğunu ben de düşünüyorum ama krediyi bu kadar rahat rahat kullanmak sizce doğru mudur? şu çıtası yerlerde ligi bu kadroyla domine edemez miydi? paraya bu kadar ihtiyaç duyulan ortamda şampiyonlar ligine kalamazsak bu oyun düzeninde ısrar etmeye değer mi? hocanın bu kadar inadı nedendir? etrafında hocam ne yapmaya çalışıyorsun vazgeç şu sevdadan diyecek yok mudur? yoksa vardır ama hoca mı dinlemiyor? size 2020-2021 sezonu için aşağıda iki farklı kadro yazacağım. hangisi daha güven veriyor? hangisi kaybetse de yanında omuz omuza olursunuz?

    —sörloth tarzı santrfor—elmander tarzı santrfor—
    trezeguet—mehmet özcan—taylan——emre kılınç
    süleyman luş—marcao—-emin———kaan ayhan
    ———————————berk———————————-

    ———————-falcao(diagne) vb.—————-
    arda turan—belhanda—taylan———-emre kılınç
    ——————————seri————————————
    caner erkin———marcao—-donk————-mariano
    ——————————-okan———————————

    hangi takım daha egolu, hangi takım daha eforlu olur? hangi takım daha pahalı, hangisi daha düşük maliyetli olur? hangisi daha başarıya aç ve hırslı olur? hangisi f/p açısından daha verimli olur? hangisi daha başarılı olur? isimler sadece örmek, çok çeşitlendirilebilir. lütfen makul olalım, doğru planlama ve oyun stiline odaklanalım. hangisi daha gurur duyulası bir takım olur?
App Store'dan indirin Google Play'den alın