• 1751
    gazetede haberi çıkan sözlük. hagi'ye bunun için ayrıca teşekkür ederim. beraber olursak, destek olursak nicelerini başaracağız. ben bağlantılarımı kullanarak atv gibi bir kanalda ya da sabah gazetesinde tam sayfa röportaj yayınlatmayı istiyorum aslında. tabi ortamın biraz daha gelişmesi ve müsait olması gerek. neyse böyle güzel yazarlar oldukça her şey olur. yavaş ve sağlam adımlarla...
  • 1752
    teorik olarak gazetelerde değil, sadece bir gazetede haberi çıkmıştır. maksimum 80-90 kişinin düzenli takıldığı bir ortamın "sarı-kırmızılı taraftarların sanal ortamda nabzının attığı" bir oluşum olarak nitelendirilmesi güzel bir ironi, aslında bir klişe. eğer galatasaray taraftarının nabzı bu kadar zayıf atıyorsa çoktan ex olmuşuz da haberimiz yokmuş. bir de burası galatasaray.sözlük değil, arada nokta olmaması lazım. sabah gazetesi'nin, hiçbir fiziki ve zihinsel çaba gerektirmeden yapılabilecek bu haberi bile bok etmesi oldukça komik, trajik, dolayısıyla trajikomik.

    http://www.sabah.com.tr/...in_donusu_kutlanacak
  • 1753
    eğlencesi hiç eksik olmayan sözlük. bir gün birisi çıkar elano gelirse taksim de soyunurum der. sözlüğe eğlence çıkar. 1 ay onla idare ederiz. sonra birisi* oturur ağlar. al sana bir aylık daha eğlence. sonra gelir birisi dünya nın en iyi 10 kalecisinden biriyim der al sana bir eğlence daha.*

    arada maçlardan, sakatlanmalardan bıkıyor insan. eğlenecek bir şeyler lazım.
  • 1755
    son günlerdeki agresif, hırlayan - gürleyen ve " bir dokun bin ah işit " modundan bir an önce kurtulması gereken sözlük...

    artık yazarlar hiç durmadan, bir kıvılcımda birbirlerine patlıyorlar. bunlardan kimileri haklı, kimileri haksız. kimi yazarlar stres atıp, ilgi çekmek için çeşitli girişimlerde bulunuyorlar. yanlış hareketler tabii... (gbkz: keşke olmasa lakin ne gelir elden?.. )

    en ufak bir " boşluk " bulunduğunda ota boka sallamalar, kendini bir bok sanıp, " küçük dağları ben yarattım lan yarram, benden iyi bilemezsiniz siiizz " şeklinde serzenişlerde bulunmalar, böbürlenmeler gırla gidiyor. (gbkz: keşke olmasa lakin ne gelir elden?.. )

    kendi fikrine uygun düşmeyen yazara hakaret etmeler, benim dediğim doğrudur, " yaalaaan başkası yaalaan " gibisinden düşünceler aldı başına gidiyor. ucuz ucuz laf dolambaçları cirit atıyor. (gbkz: keşke olmasa lakin ne gelir elden?.. )

    bir başka konu da sözlükteki bazı yazarların psikopatlık derecesinde kin gütmeleri. bir fikirleri uyuşmayagörsün, yazar bir başka entry girdiği anda ofsayt basmalar, hatta ve hatta " aslan ara " dan önceki entrylerini bulup, onlara ofsaytlamalar çok ama çok yanlış. (gbkz: keşke olmasa lakin ne gelir elden?.. )

    birisi ya da birileri takmış yine bana. girdiğim her entrye basıyor/lar ofsaytı. bas anasını satayım bas. rahatlarsın belki. egonu tatmin edersin. zevk alırsın. belki... (gbkz: keşke olmasa lakin ne gelir elden?... )

    kıssadan hisse; bir an önce etrafındaki düşüncelere saygı gösterip, son kararı yönetime bırakmayı öğrenmesi gereken sözlüktür.

    peşin not: 5 dakikaya kalmaz, karmam anakonda'dan dinamo'ya düşecektir. based on a true story...

    edit: demiştim değil mi?
  • 1756
    validenin kafasının tasını attırandır ayrıca. ama benim annem hep komik olur kızınca;

    valide : heh, dışarıdan geldin bil bakalım ne yapacaksın?
    toka : ne yapacağım annecim?
    valide: aa, nasıl unutursun oğlum galatasaray sözlük.
    toka : geçenlerde bunu yazmışlardı sözlüğe, aynı bunun gibi bir şey.
    valide : o yazanlara selamımı söyle seni benden çok tanıyorlar artık.
    toka: ya o değil de şöyle yemelik bir şeyler var mı? ağzımın tadına göre?
    valide : masanın üstünde.
    *
    valide : orada değil- bilgisayar masasının üstünde.
    toka: hatun, çözmüşsün sen beni be.
    valide : saat 1'e doğru yatarsın tahminimce.
    toka: ankaragücü maçı ne olur genç, söyle de iddia dan para koyalım, sana yepyeni gıcır gıcır plazma alayım mutfağa.
    valide : sen git sözlüğe al plazma. hadi içeri hadi.
    valideye kendini kabullendiren sözlük...
  • 1758
    skor yazarlarıyla doludur. 14 mart 2010 galatasaray ankaragücü maçından sonra anladım bunu. son üç haftadaki maçlar ve yaşananları şöyle bir hatırlayalım;

    28 şubat 2010 galatasaray kasımpaşaspor maçı: (#326200)

    son 15 dakikasına kadar 1 - 1 devam eden bir maç ve maçın sonunda gelen gollerle 4 - 1 kazanmışız. sözlük bayram yeri. herkes mutlu, şampiyonluk şarkıları söylenmeye başlamış. fenerbahçe ile puan farkı 5 olmuş ama kimse aradaki bursaspor'u görmüyor. eskişehir'e moralli gidiyoruz.

    8 mart 2010 eskişehirspor galatasaray maçı: (#332430)

    bir hafta önceki oyunun gazıyla farklı galibiyet beklenen ama hiçbirşey oynamadan 2 - 1 kaybedilen bir maç ve karışan sözlük. takımdaki oyunculardan frank rijkaard'a kadar herkese sallanıyor. her birey nasibini alıyor sözlükçülerden. fenerbahçe kazanmış, puan farkı tekrar 2...

    ve bugün;

    14 mart 2010 galatasaray ankaragücü maçı: (#337255)

    3 gollü bir galibiyet ve gülen yüzler. yine, arada bir trabzonspor maçı olmasına rağmen, 28 mart 2010 galatasaray fenerbahçe maçını konuşmalar. trabzon maçında olası puan kaybında sözlüğün ne halde olacağını artık hepimiz biliyoruz; (bkz: kaybedilen maç sonrası sözlüğün hali) ve bonus olarak; (bkz: berabere kalınan maç sonrası sözlüğün hali).

    ne yaparsak yapalım bu değişmeyecek. her ne kadar sistem oturtulsun, sabredelim desek de, akdeniz insanı olduğumuz için anlık başarılarla mutlu oluruz. maç kazanılmışsa her şey toz pembedir, puan kaybedilmişse bombok...

    işte bu yüzden insanlara skor yazarı diye bok atarken, bi dönüp, acaba biz ne yapmışız diye bakmakta fayda var.
  • 1760
    türkiye'de galatasaray dışında herangi bir takımda ki bir futbolcunun iyi bir futbolcu olduğunu ve galatasaray'da oynamasını kişi tarafından görüş olarak yazılmasının ofsayta boğulduğu sözlüktür.e hani asalet,hani diğer takımlarda olmayan açıkgörüşlülük.herangi bir dönemde x takım bizden daha iyi futbol oynuyor diyebilirsek ve diyebilene mani olmassak olur asalet.bunu diyebilene bazı dallamalar veya bazı gerizekalılar diye başlayan entry ler ile veya mesajlarla hakaretler yağdırırsak ne farkımız kaldı bunlardan;

    (bkz: antu com)
  • 1761
    mevzu bahis galatasaray oldu mu susmayan çene , tıkır tıkır çalışan klavye üye olup çaylak moduna girdikten sonra durmuştur.
    içi boş bankamatik şifremden daha zor garip şifresinide ezberledim.internet başındaki mesaim yazıp silmeler ve önizlemelerle geçmek dedir.son günlerde beni çaylaklık paranoyasından kurtarmasını beklediğim sarı kırmızı sözlük.
  • 1765
    6 gün olmuş entry giremiyorum sözlüğe. nedeni ise internete girememem değil entry girmek istememem. bu tabi ki kimsenin umrunda değil. aynı arifsadecekendiniatmazdi renkdaşımın söyledikleri gibi.

    14 mart galatasaray ankaragucu macindan sonar eve geldiğimde oturdum pc başına açtım sözlüğümü. maçın tek olayı tribünden düşen bir insandı. "insan"

    " o adamı kolundan tutup içeri tribüne almayan, eğimli küçük bir bölümde tekme tokat döven adamın allah bin bir türlü belasını versin " şeklinde yorumlar bekliyordum ama tam tesi ile karşılaşınca şok oldum. bütün suç o adama yüklenmiş, adam kendini ironman sanıp "ölmem lan ben" düşüncesiyle kendini attığı söylenmiş.

    görmediniz mi o adamın tekme tokat dayağından sonra affalladığını, adamdan kaçayım derken eğimli bir bölümde ayağının boşluğa düştüğünü ve kendisinin tamamen düştüğünü? nasıl burada asıl suçu galatasaray tribününden oraya giden adama yükleyemedik? nerden bulduk bu at gözlüğünü?

    alamıyor muydu o adamı tribünün içine orada öldüresiye dövsün isterse, ne bok yerse yesin. bilmiyor mu oraya çıkmanın takımına ceza getireceğini?

    ve sözlük niye bu adamı suçlamadı ?

    ben ikinci nesilim siz üçüncü nesilsiniz geyiklerini yapmayacağım. ama eskiden gerçekten daha aklı yerindeydi burasının. kimse çıkıp her konuda sallamıyordu birbirine.

    şuan gözle görmediğimiz bir antreman sakatlığında kendi canımız ciğerimiz oyuncumuz mehmet topal'a bile sallıyoruz. nedir bu kadar nefret ettiğiniz. başka sorunlarınız var buraya mı sallıyorsunuz? şahsım adına bıktım bunları okumaktan. herkes birbirine gider peşinde.

    herkes gergin herkes sorunlu herkes soruna kendi çözümünü buluyor, diğer görüşe saygı göstermiyor.

    sanki işler büyüdükçe, yapılanlar büyüyünce herkes bi rehavete uğradı.

    neyse ki 6 gün sonra girdiğim ilk entry oldu bu. bunca gündür sanki boğazımda birşey düğümlenmiş sözlüğü açtığımda parmaklarım tutuluyormuş gibi oluyordu. dayanamadım yazdım sözlük.

    eski halini çok özledim sözlük, gerçekten çok özledim.
  • 1766
    ayrıca öyle bir hale büründü ki sözlük demokrasi anlayışı bile kalmadı. neredeyse adnan öztürk'ü gidip öldürecek insanlar var aramızda. adamın ne hainliği kaldı ne fenerbahçeliliği.

    herşey yaptık adamı. adnan polat diktatör olsun isterseniz ha? iyi olur mu? 35 sene gideriz böyle. hiç aday çıkmasın başka

    edit: evet evet okudukça daha çok hoşuma gitti. bence gidip öldürelim adnan öztürk'ü ya hiç sıkmasın canımızı. baksana efsane futbolcumuzu bile bu adamı destekliyor diye yok sayacak duruma gelmişiz. sen neymişsin be abi? haaa?
  • 1769
    bazı yazarlarında insanı rahatsız eden bir düşüncenin güçlendiğini görmekten rahatsız olduğum oluşum. hani zaten çok yazan bir adam değilim ama okuma isteğini de yok ediyor böyle bir düşüncenin hakim olmaya başlaması. tabii ki herkesin aynı fikirde olması mümkün değil ancak yazılanların mantıksal bir tutarlığının da olması gerekmektedir.

    birincisi ''türk ün türk ten başka dostu yok'' mantığının ''galatasaray lının galatasaray lıdan başka dostu yok'' biçiminde sözlükte dile getirilmesi. türk spor basınının tek amacı herhangi bir yerde başlayan bir yangını herkesi yutacak biçime getirmektir. bu sebele sorgulanması gereken basının neden galatasaray a saldırdığı değil de neden böyle bir yapıya bürünmüş olduğudur.*

    ikincisi şu ''r'' harflerini ''v'' şekline getirerek girilen entryler çok kötü duruyor ve buraya hiç yakışmıyor.

    üçüncüsü ve en önemlisi tribünden atlayan taraftar konusu. bence genel anlamda bu konuda sözlük sınıfta kalmıştır. sanki adam durup dururken aşağı atlamış gibi bir tavır takındı sözlük. yav adam dayak yiyordu o esnada ne yaptığını bilmez şekilde attı kendini aşağı. şimdi adam sarhoştu, beşiktaş diye bağırıyordu diye olayı basitleştirmek yakışmıyor sözlüğe. biraz empati kuralım diyorum sadece. peki saha kapanmalı mı? tabii ki hayır çünkü bu durumun beşiktaş ve fenerbahçe stadlarında yaşanan olaylarla bir benzerliği yok zira herhangi bir suç aleti yok ortada.

    sonuç olarak sevgili sözlük biraz sağduyulu olsak, empati kursak sakin kalabilsek her şey daha güzel olacak. mesela trabzon maçında ki muhtemel bir yenilgi sonrası yine aynı şeyler yaşanmasın, birbirimize girmeyelim.

    not: mehmet topal ın arda yı sakatlaması konusunda #341942
  • 1770
    subjektivitenin dibine vuran tanım: yazmaya kıyamadığım sözlük.

    yıllardır çeşitli sözlüklerde, nacizane okur, yazar, silik statülerinde varlığımı sürdürmekteyim. onay bekleyen iki bin küsür çaylağın arasında, bir gün yazar olacağıma dair umudumu kesmiş, okuma amaçlı girmiş bulunduğum galatasaray sözlük'te, mesaj kutumda yazar olduğumu bildiren iletinin yüz ifademde yarattığı değişimi tarif edebilmek, o an yaşadığım tarifi mümkün olmayan mutluluğu anlatabilmek, sözcük öbeklerini bir araya getirip o anı anlaşılabilir biçimde dış dünyaya yanısıtabilmek, edebi yetersizliğimin yüzüme vurması şeklinde bir tezahürle uzun zamanlarda içimde bir ukte olarak kalacak gibi.

    yazmaya kıyamıyorum diyorum, şöyle ki; yazmak istediğim şeylerin çokluğu ile yazabildiklerim arasındaki korelasyon, inanamadığım bir şekilde negatiflerden negatiflere koşuyor. bir konuda iki kelam edeyim diyorum, elim klavyeye gidemiyor. hep bir korku, hep bir çekinme hali. burayı güzelleştirenin yüceliği mi, yoksa buranın salt güzelliğinden mi ürperiyorum bilemiyorum lakin, yazağım hiçbir şey buraya layık, buraya yakışacakmış gibi durmayacakmış gibi geliyor.

    sen tarih yaz, biz seni yazalım denilmiş ya, tarih yazan bir galatasaray'ı yazabilmek, sanki benim diyen yiğidin kalemin mürekkebini solduracak.

    diyeceğim o ki, duvağı açılmamış bir gelin gibi burası, açması zor, beklemesi zor...

    iki gün, on iki entry'lik yazar, aylardır da okur olan bir kardeşiniz olarak, gönülün, bazı kardeşlerimizin de bu konuda biraz özen göstermelerini istediğini belirtmek istiyorum. kimsenin galatasaray'dan çok diğerlerini konuşmasını, ti'ye almasını yadırgama hakkımız yok lakin, galatasaray'dan başka her şey, burada beyaz bir örtüye dökülen çikolata sosu kıvamında duruyor.
  • 1772
    mağlubiyet sonrası yazarların deşarj olduğu ortamlardan birisidir. an itibariyle barış özbek ve emre güngör idam edilmektedir. bir futbolcuyu sevmeyebilirsiniz, yeteneksiz bulabilirsiniz. ama sırf giydiği forma yüzünden saygı duymamız gerekebilir. benzer hataları ben de yaptım ama sağlam bir iki ayar yedikten sonra insan daha olumlu olabiliyor. umarım herkesin ayar yemesine gerek kalmaz.
  • 1774
    büyüyen her platform gibi kontrol edilmesi giderek güçleşen oluşumdur.

    bu sözlüğü farklı yapan şey sadece galatasaraylılardan oluşmasıydı ya hani?

    artık ben ciddi ciddi çok sayıda rakip takım taraftarının içeriye sızdığına inanmaya başladım.

    hani olay görüş farkılılığı, muhalif olma, konulara objektif yaklaşma, gerçekçi olma muhabbeti de değil. sivri bir şey söyleyeyim de ilgi çekeyim konusunu da aştık.

    resmen fenerli elemanlar var içeride. ama artık o kadar çok yazar var ki takip bile edemiyoruz kim ne zaman ne yazmış.

    çok iyi kamufle ediyorlar kendilerini ibnetorlar.

    beşiktaşlı olanları da bir hayli fazla.

    bu yüzden değil midir bucak beşiktaş derneğininsağ frame deki reklam panosuna ilan vermesi? katılın onlara gençler.
App Store'dan indirin Google Play'den alın