• 451
    (bkz: sussam olmuyor, susmazsam olmaz) zaten bu şarkı kötü, takım daha sevimsiz.

    nevriye yılmaz piyasada yok, fowles formsuz gitmeye bahane arıyor, whalen tam hasadı alacağımız ara kaçıyor, diana taurasi gibi süper yıldız cibiliyetine tükürdüğüm ceyhun yıldızoğlu yüzünden takımdan gidiyor. cem akdağ gibi galatasaray'ın içinden gelmiş adam ile iş imzaya kaldı deniliyor. tak bir bahane cem hocadan vazgeçiliyor. uzun zamandır erkek basketbolunda olan ekrem memnun takımın başına getiriliyor. adam bir şey yapacak kadroda skorer yok. her maçı savunmayla kazanmaya çalışıyor. savunma yetmiyor bazı maçlar. kayseri kaski'den 2, fener'den 2, mersin bb'den 1 yenilgi alınıyor. oyuncular ihtar çekiyor. kimin çiftiliği lan bu. saçma işler yapılıyor, lig kupası yok, avrupa yok. türkiye kupası alınıyor sadece.
  • 453
    bu sezon bircok macini izledim ve bugunku 19 mart 2013 galatasaray polkowice kadın basketbol maçından sonra iyice kannat getirdim ki bu takimin calisilmis hucum organizasyonlari yok. yerlesmis savunmalara karsi tek olayimiz ışıl alben'in topu elinde en az 14-15 saniye tuttuktan sonra demarke olmayan bir arkadasina topu vermesi ve spontane hucumlar yapmamiz. savunmamiz gayet iyi ama hucumda hic yokuz. sut isabetimiz de bir cok mac yerlerde olunca guclu rakiplere karsi kaybetmemiz kacinilmaz oluyor.
  • 455
    ışıl alben üzerinden benzetmeler, genellemeler yapacağımız takımımız.
    ülke içinde tek rakip fenerbahçe'dir ve sezonda maksimum 5 önemli maç yapar bu takım, o maçların tamamı da fenerbahçe iledir ve devamlı rakip bize üstünlük sağlar; diğer faso fiso maçları kazanırız ve basketbol bayan şubesi sözüm ona bu kulübün armasını temsil etmiş olur.
    ışıl alben de bu takımın kaptanıdır ve ülke içinde tek rakibi fenerbahçe maçlarında birsel vardarlı'dır ve her fenerbahçe maçında birsel ışıl'ı sahadan siler. ülke içinde diğer maçlarda o kadar kötü oyun kurucular vardır ki; ışıl alben bu ülkenin sözüm ona kalburüstü oyun kurucularındanmış gibi gösterilir.

    ama bu hikaye bence çok sıktı bu taraftarı... şampiyonluklar fenerbahçe'ye kaptırılsın, ışıl alben'in oyun kurucu olarak takıma katıldığı 2007 sezonundan 2013 sezonuna kadar tek şampiyonluk yaşanmasın ve ışıl uyduruk başarılardan sonra üçlü çektirsin ve en büyük galatasaraylı olsun. ne kadar sürecek peki bu kendimizi kandırma durumumuz? radikal kararların alınması lazım bence artık. şimdi tek sorun ışıl mı denebilir, elbette değil; ancak senelerden beri yatırımın hiç azaltılmadan yapıldığı bir şube, devamlı başarısız oluyor, kaptan takımın en zayıf halkası olarak takımın yumuşak karnı olmaya devam ediyorsa, gereken ne varsa yapılmalı...
  • 456
    bunu söylemek utanç verici aslında, fakat insan bir nevi borçlu hissediyor kendisini, galatasaray'ın cebinden çıkan ve hiçbir dönüşü olmayan devasa boyuttaki paraların hesabını yapmaya; sanki artık kadın takımımızda bazı şeylerin değişme vakti geldi..

    en iyi zamanlarında dahi, fenerbahçe derbileri haricinde 4 haneli seyirci topluluğunu yakalayamayan bir takımın durumunu sadece taraftarın arma peşinde yeterince koşmamasıyla açıklayamazsınız. idame ettirmesi gereken okul, iş ve hatta aile gibi sorumlulukları olan genişçe bir kitle zaten futbol ve erkek basketbol gibi daha lokomotif branşların takipçisi olmak için önemli bir mesai harcıyor.

    doğaldir ki, bu bir zorunluluk hali değil, aksine bir tercihtir. fakat kadın basketbolu gibi normal şartlarda ilginin daha arka planda kaldığı alanlarda, süreklilik arz eden bir aidiyet için o armayı taşıyan isimlere ayrı bir sorumluluk düşmektedir.

    fenerbahçe derbisi zamanı bu takımı aklına getirdiği için bazı dönemlerde yargılanan büyük bir kitlenin yaşadığı bu tercih ise benim gözümde bir hayli normaldir; çünkü önüne konulan kimliklerden tercih yaparken insanı güdüleyen en önemli ölçütlerden biri "öteki" kavramıdır; galatasaray'ın ötekisi de her daim fenerbahçe'dir.

    zaten yıllardır hiçbir dönüşü olmayan biçimde bu takıma para akıtılmasının sebebi de, kimse dillendiremese bile fenerbahçe rekabetidir. ancak benim artık sayamadığım üzere stafftan ve oyunculardan bazı demirbaşlar hariç yıllardan beri devam eden sirkülasyon hep aynı sonuca yol almıştır; galatasaray sanırım tarihinde hiçbir branşta fenerbahçe'nin istikrarlı bir şekilde böylesine arkasında kalmamıştır.

    bence artık sorulması gereken soru da, buna gerek olup olmadığıdır. harcanan paralarla beraber her sene yaşanan hayal kırıklığının da doğru orantılı bir şekilde arttığını göz önüne alırsak, belki de artık çanların birileri için çalma vakti gelmiştir.

    daha az bir harcamayla, gençlere yatırım yaparak, daha küçük isme sahip yabancı oyuncularla beraber yaşayabileceğimiz muhtemel en kötü senaryo bir süre türkiye kupasını alamamız olacaktır. sanırım hiç kimse de buna kısa dönemde ses çıkarmayacaktır.

    zaten bırakın geleceği, günümüze dair bile hiçbir akil planlamamız olmadığını düşünürsek, belki de adına üzülerek küçülme diyeceğimiz şey, bizi daha sağlıklı yarınlara taşıyacaktır; üstelik kabuk bağlamış cerahatlarımızdan da kurtularak.

    ben inanıyorum ki, kadın takımımızı her şartta takip eden 150-200 kişilik kemik kitle, takımın çok daha az bir harcamayla yapılacağı ve daha küçük hedeflere yöneleceği dönemlerde dahi, aynı arma aşkı ve şevkle salonlara koşmaya devam edecektir.

    sanki artık kadın takımımız için feda vakti;
    çünkü tünelin ucu artık oralarda kırmızı değil..
  • 457
    aynen kadın voleybol takımımızda olduğu gibi vizyon ve hedef fakiri takımdır.

    bu takımın hedefi nedir arkadaş? lig şampiyonu olmak mı, avrupa şampiyonu olmak mı? bunlarsa hedeflerin kurarsın ekaterinburg ya da fener gibi kadro, alırsın şampiyonluğu başlarında ekrem memnun varken. bunu yapamazsan idari kadro olarak başarısızsın.

    yok bu takımın hedefi gençleri bulup, yetiştirmek ve milli takıma hizmet etmek, yarışmacı değil yetiştirici kulüp olmak mı? o zaman wauters, fowles, sancho ve adını bile ezberleyemediğim iki siyahi transferi yapmazsın da gençlerine şans verir, iyi birer oyuncu olmalarını beklersin.

    ama sen idareci olarak iki seçeneği de yapmaz arada derede kalırsan o zaman iki elinle bir şeyi doğrultamadın derler ve sen de ağzını açıp gık diyemezsin, gerçi umrunuzda da değil ya yaslamışsınız sırtınızı birilerine gelsin paralar, sömürelim kulübü 2 yıl sömürebildiğimiz kadar. yazıklar olsun o koltuklarda rahat oturabilen alayınıza.
  • 459
    kesinlikle küçülmeye gitmesi gerekiyor. şayet transferler için bir sponsor bulunamıyorsa cepten yemenin faydası yok. taurasi geldiğinde de vizyon yoktu şimdi de yok. vizyondan kasıt yapılanmadır. zamanında çokça yazdık. takımın hüviyeti, barındırdığı oyuncular temel eksende değişmediği sürece bir yol alınamaz. galatasarayı f8de ne kadar kötü temsil edebilirlerdi bilmiyorum. bundan kötüsü olamazdı. galatasaray ismini bu şekilde temsil edecekse bu şubeler, faydası zararı daha ciddi şekilde düşünülmeli.
  • 460
    şunu da söylemek isterim. daikin tarzı bir sponsor kadın voleyboldaki gibi buralara getirilebilmeli. bugün kadın voleybol takımına başarız demek birz zor olur. zira ligde diğer 2 takım çok ama çok iyi noktada. yani eski senelere nazaran seviye çok bambaşka yerlerde olduğu için takım başarısız görünüyor ama geleceğe dair umut var kadın voleybolunda. aksine umut olmayan yer ne yaptıüını çözemediğimiz yer kadın basketboludur. amaç nedir. bilemiyorum.
  • 461
    fatih terim'in meşhur sözü aslı bildiğim kadarıyla che'ye ait olan "vazgeçtiğin zaman yenilirsin".

    galatasaray spor kulübü'dür.1987-1988, 1989-1990, 1990-1991, 1991-1992, 1992-1993, 1993-1994, 1994-1995, 1995-1996, 1996-1997, 1997-1998, 1999-2000 yıllarında şampiyon olmuş bir branş , galatasaray kadın basketbol takımı'dır.derya özyer'in kaptanlığında ligi süpüren avrupa'da başarılar yakalayan bir branştır.

    her sezon şampiyon olamayabiliriz ama mücadele senin renklerinde asaletinde var.her mağlubiyetten veya her başarısızlıktan sonra takıma yapılan yatırımların azaltılması gündeme gelecekse biz sadece futbol takımı olarak yolumuza bakalım.

    hani nerede sporun beşiği galatasaray mottası ? başarısız sonuçlardan sonra takımı çekin , amatör branşları kapatın , yatırımı azaltın düşüncesi senin kuruluş amaçlarınla ne kadar örtüşüyor ?

    hepimiz üzülüyoruz kaybedilen maçlara , elimizden kaçan kupalara . burada vazgeçmek veya çekilmek yerine seneye daha güçlü yapı ile doğru oluşturulmuş kadroya sahip çıkılmasıdır.armanın peşinde olduğumuzu sadece derbilerde göstermeyip normal maçlarda da kadın basketbol takımımızın yanında olalım.

    galatasaray'ın spor kulübü olduğunu unutmadan yolumuza daha güçlü devam edelim ve her zamankinden daha fazla inanarak takımı destekleyelim.
  • 462
    önümüzdeki yıl başarılı olmak için bütçeyi arttırmaya ya da kısmaya gerek olmayan takımdır.

    2013-2013 sezonunda transfer edilen lindsay whalen iyiydi ama geçen yıl onun yerine oynayan epiphanny prince de çok iyidi. üstelik maliyeti daha düşüktü. onunla devam edilseydi bugün durumumuz daha kötü olmazdı.

    2011-2012 sezonunda bizimle olan tina charles mükemmel işler yapmıştı. devam edebilirdi. bu sene isteksiz ve formsuz olan sylvia fowles yerine onunla devam etseydik aşağı yukarı aynı maliyetlerle daha iyi konumda olabilirdik. hadi fowles'in bu sene böyle verimsiz olacağını tahmin edemezdik diyelim, sancho lyttle yerine de kendisiyle devam edebilirdik.

    eski gözağrımız seimone augustus geçen yılı sakat, bu yılı verimsiz geçiren alba torrens'in yerine pekala oynayabilirdi. maliyetler gene yakın olurdu. bir tek alba'nın avrupa pasaportu avantaj gibi görünse de çok da farketmezdi.

    özetle bildiğimiz, tanıdığımız, taraftarın sevdiği, doku uyumu gösteren oyuncularla bu seneki takıma yakın maliyetlerle şampiyon kadrolar oluşturmak hiç de zor değil.

    :
  • 463
    elimizde öyle bir kadro var ki , ne yazık ki kuru kalabalık. yabancılardan lindsey harding , eshaya murphy mesela. bu arkadaşlar ne şutör ne pasör ne penetreci , ne savunmacı. sylvia fowles , dünyanın en iyi kadın pivotu olarak gelmişti , hala da o seviyelerde olabilir ama sanki galatasaray'ı kafada bitirmiş şekilde oynuyor. wnba'e kadar antrenman yapayım istanbul gibi bir şehirde paramı da alırım giderim havasında. türk oyuncular ellerinden geleni yapıyor ama çoğunluğu üst düzey maçlar için yetersiz. nevriye yılmaz'dan zaten sakatlık nedeniyle hiç faydalanamadık. takımın belki de en iyi oyuncusu olan takımı organize eden lindsay whalen'ı da kaybettik.
    onun önemini , onun yokluğunda takımın sıfır organizasyonla hücum etmesinden anlayabiliyoruz.

    takımda şutör yok deniliyor. takımda şutör yok da sanki içeri penetre edebilen oyuncu var mı?

    kadro mühendisliğinde çok ciddi bir sıkıntı var , yönetim problemleri de cabası.

    her sene sezon ortasında sakatlık vs ayrılan oyuncular yerine aceleyle alınan ve hiçbir işe yaramayan oyuncular var. (egle sulciute , ticha penicheiro , harding , murphy vs vs.) dökülen bir sürü para yani. fakat türkiye kupasıyla sınırlı bir başarı mevcut.
    bu problemlere bir de oyuncuların ücretlerini alamaması vs. gibi yönetimsel sorunlar eklenince , iş daha da kötü bir hal alıyor.

    şubeyi kapatma , küçülme bizim gibi birçok branşta yarışan ve yarıştığı her branşta mutlaka şampiyonluk hedefleyen bir spor kulübü için söz konusu olamaz.
    fakat galatasaray basketbol şubesi klasiği olan her sene değişen kadrolarla da bu işin olmadığı aşikar. ancak bir sistem , bir gelenek oluşturup , o sisteme uyan oyuncuları kadroya katacak bir yapı oluşturduğumuz zaman euroleague'de şampiyonluk hedefini gerçekleştirebiliriz.
  • 464
    şimdi öncelikle 2013 euroleague final8'te aldığı sonuçla sorgulanan takım diyerek tanımımızı yapalım. her şerde bir hayır varmış, zamanı gelen birkaç konuyu irdelemek de bu şerdeki hayırmış diyerek konuya girelim.

    farkındayım, final8'te alınan sonuçların mantıklı bir açıklaması yok. ben de çoğumuz gibi kızgınım. ancak burda kızdığım kişiler oyuncular veya teknik ekip değil yöneticiler.

    bizim için final8, ilk maçta good angels karşısında aldığımız mağlubiyetle bitti çünkü mental olarak tükendik o maçta. o maçı kazanamamamızın tek sebebi ise lindsay whalen'in eksikliği ve yerine gelen gereksizlerdir bana göre. sonuçta ilk yarıda 30 küsür sayı farkla mağlup durumda olan takımın ordan ikinci yarıda farkı 7-8'e indirdiğini görüyoruz.

    denenlere göre ekrem memnun, sylwia fowles'ın yerine bir avrupalı uzun ve şutör istemiş final8'ten önce. bu şutörün de seimone augustus olduğu konuşuldu bir ara, ne kadar doğru bilemiyorum. eğer bu hamleler gelseydi final oynamamız hiç de sürpriz olmazdı. whalenlı galatasaray iyi bir takımdı çünkü, üzerine gelecek takviyelerle daha da iyi olacaktı.

    gelelim önümüzdeki süreci konuşmaya.

    bana kalırsa kadın takımı için önümüzdeki üç sezon oluşturulabilecek maksimum bütçe oluşturulmalı ve üç sezon da euroleague'i kazanacak takım kurulmalı. bu üç sezonun ardından da tamamiyle genç oyunculara yönelmeli. galatasaray kadın basketbol takımı formasıyla maçlara çıksa kendi liginde final oynar çünkü. dışarıda da ikinci tura çıkar en azından, küme düşecek hali yok.

    benim istediğim kadro şu şekilde. oluştulabilir mi bilmem keza içinde çok fazla soru işaretli oyuncu var. soru işareti de yine bizden kaynaklanan idari problemlerden oluşuyor. ah ulan murat özyer...

    lindsay whalen, ışıl alben, ayşe cora, diana taurasi, şaziye ivegin, alba torrens, tuğçe canıtez, quanitra holingsworth, bahar çağlar, avrupalı iki uzun.

    rotasyon da whalen, dee, şaziye, quanitra, avrupalı uzun / ışıl, ayşe, alba, tuğçe, avrupalı diğer uzun şeklinde olur. bahar ve tuğçe bazen sf olarak kullanılıp alba ikiye kaydırılabilir. bu kadro çok rahat euroleague'de istenen hedeflere ulaşır.

    daha sonra da altyapıya 4-5 milyon euro civarı para ayırıp ligden iş yapabilecek birkaç oyuncu + wnba'den fazla ücret almayacak genç oyuncular getirilerek döngü sağlanır. böylece kısa vadede hedefler gerçekleştirilir, uzun vadede de şampiyonluklara oynayabilecek bir kadro yaratılır. ışıl, ayşe, tuğçe, bağar üçlüsünün üzerine takım kurmak zor olmaz.

    şöyle geçen zamana bakıyorum da, diana taurasi ve lindsay whalen'i çok küçük miktarlar için takımda tutamamak ve nevriye yılmaz'a boşuna verilen paralar, eshaya murphy ve lindsay harding geliyor aklıma. allah bunu bize layık görenleri bildiği gibi yapsın.

    yatacak yerin yok murat özyer, piç ettin kadın basketbol takımını.
  • 465
    sırf nevriye yılmazın tekrar bize geri getirilme olayı bile fenerbahçeyle aramızda rekabetin bittiğinin göstergesidir. şampiyonluk yok, galibiyet 5 maçta bir son saniye basketiyle, kupa yok denecek kadar az, ödenen ücretler hayli fazla.

    rekabetin bittiğine başka örnek vermek gerekirse, yasemin horasan. bu sezon fenerbahçe formasıyla 23 maça çıktı. bunların arasında hiç bir avrupa maçı yok. tkbldeki önemli maçlara bakarsak eğer, kaski maçında 8 ve 12 dakika, mersin maçında 16 dakika, galatasaray maçında 1 dakika. geri kalan tüm çerçöp maçta da ortalama 15 dakika kadar oynamış. yani sadece kenarda oturayım, büyük maçlarda oynamasam bile olur ama fenerbahçe forması giyerim diye düşünmüş.

    bu takımda bu yabancıları gördükten sonra seimone augusthus geri gelsin 45 yaşına kadar oynasın razıyım.

    murat özyere seslenmek istiyorum, tbf ye baskı yapmamızı istediğin herhangi bir konu olursa twitter üzerinden yazmayı ihmal etme sakın. bir yerlerini kaldırıp sen uğraşacağına biz ararız, fax çekeriz, mail atarız sen rahat ol paşam.

    yemin ediyorum soğuttunuz ya, bırakıp gidin artık.
  • 468
    sallantılı dönemini atlatmış ve daha iyi basketbol oynamaya başlamış takımımız. final serisi oynayacağız ve karşı taraf bizden daha dengeli bir takım durumunda. fakat fowles 2 sene öncesinin final serisinde olduğu gibi durdurulamaz bir şekilde oynarsa ve kısalarımız karşının kısalarını yavaşlatmayı başarabilirse şampiyon olmamamız için bir neden yok. fakat istenilen şey çok zor. her ne olursa olsun bu takım da galatasaray kulübünün bir takımı ve zor olan şeyleri başarmak genetiğine işlemiş durumda.

    o sebepten bu takıma gereken destek en azından final serisinde verilmeli. bütün sezon boş tribünlere oynamış olmalarının ayıbı bir şekilde örtülmeli.
  • 474
    galatasaray spor kulübünün ayrılan bütçelere cevap veremeyen takımıdır. son 3-4 yıldır en az fenerbahçe kadar bütçeyle yola çıkılmasına rağmen, -ki son iki senedir fenerbahçe'nin üzerinde bütçe ayrılıyor- ne yurt içinde, ne de yurt dışında başarı gelmiyor.

    geçen sezon harika bir kadro varken, coaching eksikliğiyle heba olan takım, bu sezon ise dengesiz kadro yapısıyla kritik anlarda sıkıntı yaşıyor.

    bu takımın hala üst düzey bir oyun kurucu eksiği var. yıllardır süren bu eksikliği gideremedikçe pota altına wnba'in bütün yıldızlarını getirsek de beyhude.

    bu sezon henüz şampiyonluk kaybedilmemiş olsada, ele geçirilen avantıjı kullanamayıp, en iyi ihtimalle son maçı fenerbahçe'nin sahasında oynayacak olmak işleri zorlaştırdı.
  • 475
    son yıllarda ilk defa final serisi bu kadar çekişmeli geçiyor, önceki yıllardaki hataların çoğunu artık yapmıyoruz, örneğin üçüncü çeyrekte dağılmıyoruz. alba sakatlık sonrası katkı veremedi, nevriye henüz hazır değil, bu yılki yabancılardan alba ve harding yerine çok daha iyilerini almış olsaydık bugün şampiyonduk. atılacak birkaç adım var. öncelikle federasyonu daha adil hale getirmek, diğeri de daha başarılı yabancılar almak. hemen karamsarlığa kapılmayın, bu yıl daha bitmedi. bu yıl da kaybetsek bile pes etmek yok.
App Store'dan indirin Google Play'den alın