• 880
    5 eylül 2017 günü aslantepe'de düzenlenen basın toplantısı ile resmen açtığı sezonu 28 nisan 2018 galatasaray yakın doğu üniversitesi kadın basketbol maçı ile tamamlayan dünyanın en güzel takımı. çok uzun, zor, kötü ama sonu güzel biten acayip bir sezon yaşadık. geçen sezonun referansıyla belki olması gerekenden fazla beklentiler vardı sezon öncesinde. euroleague'de kağıt üzerindeki 4 favorinin 3'ünün karşı grupta toplanması, geçen sezon taraflı-tarafsız herkese zevk veren maljkovic'in adam bayıltan tempolu oyunu, son dakikada gelen quigley transferi gibi bir dolu iyimser done vardı.

    sezona damga vuran gigi-jelena ortaklığının beklenenden iyi randıman vermesi ve quigley faktörü ile sezona iyi başladık aslında. ligde 3 ve avrupa'da 2 maç oynadığımız ekim ayını 5'te 5 ile geçmiştik. taa ki 29 ekim'de akatlar'da oynanan ve son topun allie'nin elinden 2 defa kaçıverdiği maçta alınan tek sayılık beşiktaş mağlubiyetine kadar. o maçta menisküsünde yırtık meydana gelen kaptan o hafta oynanan iki maçta kendini zorlasa da milli maç arasında gerçek durumu ortaya çıktı ve yaklaşık 1 ay süren bir tedavi sürecine girmiş oldu. tam bu süreçte allie quigley de uzun süredir ertelediği ameliyatını yapınca zaten kadro planlamasının yapıldığı dönemdeki önemli opsiyonlarından olan moriah ve ayşegül'ü kullanamayan takımımız kaptanı ve en önemli skorerinden de mahrum kalmış oldu.

    kaptan ve allie'nin yokluğunda kasım ayı epey zorlu geçti. zorlu gidişin kabusa dönüşü ise modern zamanlardaki tarihimizin en ağır yenilgisi olan 29 kasım 2017 dynamo kursk galatasaray kadın basketbol maçı oldu. 102-45'lik mağlubiyet hem bizim hem de euroleague tarihinin sayfalarındaki yerini aldı. o maçın ertesinde oynanan ve sakatlıktan dönen kaptanın 20 küsur sayı attığı çukurova deplasmanında 79-78'le alınan galibiyet sonrası yaklaşık 2 ay boyunca galibiyete hasret kaldık.

    kabus gibi geçen aralık ve ocak ayları boyunca onlarca belki yüzlerce söylenti yayıldı zaten kısıtlı olan kadın basketbol camiası arasında. koç ve kaptan başta olmak üzere herkesin zarar vermemek(!) adına susmayı tercih etmesi dedikodu ve iddiaların boyutunu daha da arttırdı. özellikle allie quigley'in durumu konusunda bir türlü gelmeyen açıklamalar uzunca bir süre sakat mı yoksa maddi konulardan dolayı mı gelmiyor ikileminin kurcalanmasına sebep oldu. bu söylentiler süregelip mağlubiyetler de birbirini kovalarken tam da kamuoyunun tagar sports-özge alev-nevriye yılmaz ilişkisine yoğunlaştığı, komisyon iddialarının yüksek sesle dillendirildiği dönemde tuğba taşçı transferi geldi. 34 yaşında, sezonun ilk yarısı boyunca toplam 15 dakika forma giyebilmiş bir oyuncuya bu sezonki bütçe içinde önemli denebilecek olan bir para ödenerek yapılan transfer ciddi anlamda bir skandaldı. üzerine bir de kadro şişkinliği sebebiyle lisans çıkarılamadığı için birkaç maçı kaçırması da eklenince rezaletin boyutları büyümüştü...

    ocak ayının sonlarında önce quigley'in nihayet takıma dönüşü, birkaç yeni transfer, biraz da fikstürün cilvesiyle hem lig hem avrupada formalite icabı sahaya çıkan rakiplerin ardı ardına sıralanmasıyla alınan birkaç galibiyet takımı biraz olsun kendine getirdi. üzerine dursun özbek-mustafa cengiz değişikliği sonrası idari anlamda yaşanan pozitif gelişmeler ve kulüpte yaşanan olumlu hava, en azından eurocup gibi görece gerçekçi ve ihtimal dahilinde bir hedefin belirmesiyle takım yavaş yavaş toparlanmaya sonra da gaza basmaya başladı. sezon başından beri son topta sayısız maç kaybetmiş takımın makus talihine nanik yaparcasına son hücumda epoupa'nın unutulmaz drive'ı sonrası jelena ile bulduğu basketle kazandığı 7 mart 2018 girona galatasaray kadın basketbol maçı ise sezonun gerçek anlamda kırılma noktası oldu. o maçtan sonra soyunma odasında çekilen ve sosyal medyaya düşen, ilerleyen dönemde bir nevi totem haline gelen şu fotoğraf ise gerçekten birşeylerin değiştiğine işaret edip herkese kocaman bir umut aşılamaya yetmişti aslında...

    http://gss.gs/KKG.jpg

    bir sonraki turda rakip yine ispanya'dan artık avrupa kadın basketbolunda başaltı seviyede bir ekol olmuş olan avenida idi. ispanyol takımı özellikle kendi sahasında aldığı flaş skorlarla dikkat çekiyordu. ahmet cömert'te oynanan ilk maçta taraftarın da desteğiyle 7 sayılık bir galibiyetle küçük bir avantajı cebine koyarak yeniden ispanya yollarına düştü takım. sezon boyunca kırılganlığından ödün vermeyen takım avrupa'nın en sert deplasmanında aslanlar gibi mücadele edip 2 farklı mağlubiyetle dönerek adını finale yazdırmayı başardı. bu arada aradan 2 ay geçmiş olsa da unutmak mümkün değil, o siren ananın amına girsin be birader...

    avenida sonrası rakip italya'nın venezia takımı oldu. avenia maçının keyfile rakibimizi beklemek için ekran başına oturduğumuz maçta, venedik'e 20 sayılık avantajla giden hatay bir ara 37 sayıya çıkan farkı 19'a indirmeyi başaramayarak kupaya veda etti. bir önceki turda da mersin'i dramatik bir şekilde son saniyede 4 sayı çıkararak eleyen venezia takımına karşı kupanın statüsü gereği euroleague'den geldiğimiz için yine ilk maçı iç sahada oynamak durumunda kaldık.

    futbol takımımızın fatih terim ve mustafa cengiz sonrası yaşadığı ivmenin yarattığı pozitif havaya maçın isminin final olmasının yarattığı talep de eklenince takımımızın adresi bir blok aşağıya, ahmet cömert spor salonu'ndan sinan erdem'e kaydı. dolar mı dolmaz mı, ters teper mi tepmez mi ikilemleri arasında maç günü geldi. korkutucu şut yüzdesi, asla oyundan düşmeyişi ve son iki turu geçiş şekliyle bir nebze tedirgin eden bir rakipti.

    10 bin civarı coşkulu taraftarın yarattığı müthiş atmosfere takım da ayak uydurunca 11 nisan 2018 galatasaray venezia kadın basketbol maçını 90-68'lik skorla kazanarak önemli bir avantajı cebimize koyduk. ahmet cömert'te 150 kişiye oynayan takımı bağrına basan 10 bin civarı taraftar hem maçı kazandıran etken oldu, hem de koca bir sezon maddi-idari sorunlarla boğuşan takıma güzel bir teşekkür etmiş oldu. allie'nin 37 sayısı ise gecenin bir diğer unutulmaz detayıydı...

    her ne kadar 22 sayılık fark çok önemli olsa da hala taze olan bir hatay örneği vardı. taraftar gün sayarken kutlamaları o akşam salon kapısında bırakan takım kaela davis'in herkesi şaşırtan ve babasının* salonda olmasına bağlanan performansıyla yine bir şekilde krizi aşmayı başardı ve 18 nisan 2018 venezia galatasaray kadın basketbol maçı'nda rakibini neredeyse doğru dürüst heyecanlanmasına bile imkan vermeden 40 dakikayı tamamladı ve kupaya ulaşmayı başardı. tribünün ağır abilerinin bile sesi kısılana kadar bağırdığı 150 kişilik deplasman tribününün performansı da gecenin illa ki anılması gereken notlarından biri oldu...

    bu güzel galibiyet sonrası lig çeyrek finalinde yakın doğu üniversitesi'ne iki maçta da "normal olarak" kaybederek sezonu tamamlamış olduk. özellikle ilk maçta quigley'in oynamaması ise böyle sezona yakışan bir final oldu. her ne kadar maljkovic inatla benim kararım dese ve tepkiler üzerine ikinci maçta sahaya sürse de hem ydü takımının sicili hem de sezon içinde quigley'in keyfi maça çıkma kararları göz önüne alınınca haliyle "taktik bir karar" lafı boş bir uydurmadan öteye gidemedi ne yazık ki...

    sezon başında yaptığım gibi * isim isim değerlendirmek gerekirse...

    olivia epoupa: sezonun açık ara farkla en büyük emek veren, en güzel hikayelerinden birini oluşturan ismi. namı diğer kafa bandajı. hot prospect for future olarak başladığı sezonun ilk bölümünde heyecanı ve tecrübesizliğiyle epey bir soru işareti oluştursa da yeni takvim yılında takımla birlikte uçuşa geçti. top çalma konusunda her maç yeni rekorlar denedi, özellikle eurocup yolunda rakiplerine illallah çektirdi, kafası gözü patlasa da geri adım atmadı. sezonun son bölümünde kafasından çıkarmasına fırsat kalmayan kafa bandajı onu bu güzel sezonunun lakabı olarak kaldı. girona deplasmanında fişi çeken son saniye driplingi, avenida'nın yarmalarına karşı göğüs göğüse çarpışması ve tabi venezia serisinde riquna williams denen manyağa nefes aldırmayışı... ne kadar anlatılsa hep eksik kalacak güzel hatıralar.... kalması yönünde kamuoyu oluşmuş olsa da gitse bile unutulmayacaklar arasında yerini çoktan aldı...

    özge kavurmacıoğlu: sezonun ilk yarısında şöyle bir sahada göründü. özellikle kobryn ve davis transferleri sonrası alabileceği süre iyice azalmıştı ki resmi bir açıklama olmadan kadro dışı kalmaya başladı. koç maljkovic ile bir problem yaşadığı ve bu yüzden isminin üzerinin çizildiği konuşuldu. ancak yine de sezon sonuna doğru bir iki lig maçında tekrardan süre alldı. her ne kadar maljkovic tarafından sistemine uygun hızlı ve yerli bir uzun olarak kadroya katılmış olsa da neredeyse doğru dürüst süre ve katkı veremeden sezonu geçirmiş oldu...

    kaela davis: devre arasındaki tartışmalı transferlerden. anthony davis'in kızı olması ve wnba'de %47 ile üçlük atması gibi iki referans/istatistik ile ayak bastığı istanbul'da sezon boyu en tartışılan isimlerden oldu. kötü şut yüzdesinin yanı sıra birçok maçta göz göre göre yaptığı fahiş hatalar, hakemin gözüne baka baka faul almalar ve de isteksiz halleri "maç satıyor" gibi yakışıksız bir ifadenin çok yüksek perdeden seslendirilmesine sebep oldu ki yalan olmasın zaman zaman benim tarafımdan da dillendirilmiştir. bu hali de kulübün içinden geçtiği çalkantılı sürece bağlandı sık sık. gel gelelim eurocup finalinin ikinci ayağı olan 18 mart'taki venezia deplasmanında attığı 21 sayıyla takımın girdiği krizden çıkıp kupaya uzanmasını sağladı. bu performansı da maçı babasının salonda izliyor olmasına bağlansa da gizemi hala çözülebilmiş değil...

    meltem yıldızhan: son yıllarda altyapının umut vaadeden isimlerinden biri. geçtiğimiz sezonu komple sakatlıklarla geçirdikten sonra bu sezonu geri dönüş sancılarıyla geçirmesi zaten beklenen bir durumdu. özellikle ışıl ve quigley'in ikisinin birden olmadığı dönemde süreler aldı. onun dışında bölgesel lige yükselen galatasaray gelişim takımının da önemli parçalarından biri olarak geri dönüşünü tamamladı. hala önünde bir gelecek ve taraftar olarak büyük beklentilerimiz var...

    irem naz topuz: geçtiğimiz sezonun üzerine sezon öncesi hazırlık dönemi ve ligin ilk haftalarındaki performansıyla taraftarı iyice heyecanlandırarak başladı sezona. ancak fena başlamadığı sezonda kadro yapısı gereği maça ilk 5 başlayıp 5-6 dakika sonra yerini quigley'e bırakması gibi bir rol biçildi. tam hevesi kesilmişken quigley'in sakatlığıyla tekrar süre almaya başladıysa da bu defa beklenen katkıyı ve de etkiyi bir türlü yapamadı. dış görüntüsü sebebiye de özel bir hayran kitlesi oluşturmaya başladıysa da sosyal medyada da yansıtmaktan geri kalmadığı gece hayatıyla eleştirilerin hedefi oldu dönem dönem. hatta ocak-şubat döneminde kadro dışı kaldığı dedikodusu yayılsa da asılsız olduğu kısa sürede ortaya çıktı... önümüzdeki sezon ne olacağı merak konusu...

    ışıl alben: kaptan... bu çalkantılı sezonun sonunda hem kulüp tarihinin hem de kendi kariyerinin üçüncü avrupa kupasını kaldırmanın gururunu yaşadı. beşiktaş deplasmanında yaşadığı diz sakatlığı biraz korkutsa da ameliyata gerek kalmadan kısa bir tedavi sonrası sahalara döndü. maljkovic'in sahadaki en büyük yardımcısı oldu, koç ile sürekli konuşup onun direktiflerini sahaya aktarmasını sağladı. neredeyse her pozisyonda takım arkadaşlarına seti anlatmak zorunda olmasına, özellikle screen için takımın uzunlarına neredeyse yalvarmak durumunda kalmasına rağmen hiç yerinmeden mücadelesini terinin son damlasına kadar devam ettirdi. gerek kulüpte, gerek sahada gerekse kamuoyunda yaşanan tüm negatif havaya rağmen sahiplenmeye devam etti. ne takımına, ne arkadaşlarına ne de idari heyete laf söyletmedi. 3. kupa ile hem galatasaray hem de türk kadın basketbol tarihindeki yerine yeni bir ekleme daha yapmış oldu...

    jelena dubljevic: koca yürekli dubamız**... ikinci galatasaray döneminde de elinden geldiğince mücadele etti. hemen her düdüğe saha içinde, benchte hatta kadroya giremediği maçlarda courtside'da delicesine itiraz etti. sırf bu sebepten bol bol arif erdem muamelesi gördü gerek türkiye liginde gerekse avrupa kupalarında. onu üst düzey bir oyuncu olmaktan alıkoyan heyecanı ve istikrarsılığı devam etse de özellikle gintare ile yakaladıkları uyum ile takımın önemli dinamiklerinden biri oldular. hiçbir maçta one-man show yapmasa da hemen her maçta belli bir istatistiğin altına düşmeyerek görevini yaptı. girona deplasmanında son saniyede attığı basket ve avenida deplasmanında son ribaundu alıp topu havaya dikmesi unutulmaz... sezonun son bölümünde kaptanın saçlarını kesmesine müsade etmeyerek yaptığı totemle şampiyonluğa nörotoksik bir katkısı olduğu da söyleniyor...

    gyntare petronyte: her ne kadar epoupa ve quigley kadar adı anılmasa da sezonun bence asıl yıldızı. tıpkı dubljevic gibi ikinci galatasaray dönemini yaşadı. yanındaki uzun değişse de her maçta elinden gelenin fazlasını yaptı. birçok maçta takımın birinci hücum opsiyonu oldu, mücadele etmekten hatta rakiple görüşmekten hiçbir zaman çekinmedi. özellikle dubljevic'in erken faul problemine girmesi; kobryn ve davis'in de beklenen katkıyı bir türlü yapamaması sebebiyle çoğu maçta 30+ dakika sahada kaldı. yine de performansında hiç düşüş olmadı. özellikle nefes nefese kenara gelip daha soluğu yerine gelmeden tekrar benche geldiği sahnelerle taraftarı gözünde bir damla yaş akıttı çoğu zaman...

    allie quigley: sezon başında gerek ezeli rakip fenerbahçe'den transferi oluşu gerek de yetenekleri ile taraftara çılgın attıran amerikalı. ayağının tozuyla çıktığı ilk lig maçındaki 26 sayısı ile açılışını yaptığı sezonda ilk 5 resmi maçta alınan 5 galibiyetteki aslan payına sahipti. kasım ayındaki milli aradan sonra sakatlık bahanesi ile formasından uzak kaldı. koç maljkovic dahil yapılan çelişkili açıklamalarla dönüş tarihi hep ötelendi. asıl olayın bir süredir ertelediği ancak artık ertelenemeyecek hale gelen belindeki problem için bıçak altına yatışı olduğu çok sonraları ortaya çıktı. avenida deplasmanındaki oyunu ve sinan erdem'de 37 sayı salladığı venezia maçında resitali ile damaklarda unutulmaz bir tad bıraktı. çeyrek final ilk maçı dahil sezon boyunca oynanan 4 ydü maçından 3 tanesinde sahaya çıkmadı, gelecek sezon için anlaştığı hatta takımını sattığı ydü'nün aniden faaliyetlerini durdurması ile taraftarda toplu bir iç yağları erimesine sebep oldu. sezonun bir bölümünde keyfi olarak deplasmanlara gitmeyişiyle ilgili sözleşmesinde bir madde olduğu bile söylendi. bir galatasaray klasiği olarak çok kötü yönetilen büyük bir yıldız olarak umarım anılardaki yerini almıştır ve önümüzdeki sezon rahat rahat maç seçebileceği başka bir kulüpte forma giyecektir...

    gizem başaran: sezon başında ydü'den takıma katıldı. rotasyonda her daim süre bulsa da ne yazık ki istenen ve planlanan katkıyı veremedi. özellikle gigi'nin yediği olarak her maçta az da olsa soluklanmasına imkan sağladı. hücumda görece idare eder bir peformansı olsa da savunmada yumuşak kaldığı için maljkovic rotasyonunda gerilerde kaldı....

    merve uygül: sezonun açık ara farkla en çok tepki alan isimlerinden biri. ikinci ligden gelip avrupa kupası kaldırarak, 15 yıldır düzenli olarak bu işe para akıtan fenerbahçe'ye avrupa kupası sayısında üstünlük sağlayarak kendi çapında bir tarih yazdı. nevriye yılmaz-özge alev-tagar sports üçlüsü etrafında dönen iddiaların çıkışı noktası oldu sıkça. ne epoupa'nın enerjisine, ne de kaptan'ın tecrübesine ve katkısına alternatif olamadı. ikinci lig topçusu olarak kendisine biçilen rol büyük geldi. sosyal medyadaki melankolik paylaşımları sebebiyle şahsi olarak ayrıca bir sempatimi toplasa da fuzuli bir transfer olarak tarihteki yerini aldı.

    tuğba taşçı: sezonun en büyük bombası. 33 yaşına ve sezonun ilk yarısı boyunca mersin takımında sadece 15 dakika süre alabilmiş olmasına rağmen 350k gibi absürd bir ücretle devre arasında transfer edildi. yetmezmiş gibi takım bulundurabileceği yerli oyuncu sayısını doldurduğu için bir süre forma giyemedi. ayşegül günay'ın nükseden sakatlığından sonra sözleşmesini feshetmesi sonrası forma giyebildi. girona deplasmanındaki eh işte katkısı haricinde kocaman bir hiç verdi takıma. venezia deplasmanında artistik yapıp sinir bozacam derken uyuyan rakibi ve salonu ayaklandırması ise neredeyse tüy dikecekti tüm bunların üzerine. bir türlü dağılmayan fondöten ve allığıyla hafızalara kazındı.

    ewelina kobryn: devre arasında piyasada bulunabilen nadir oyunculardan biri olarak kadroya katıldı. gözlerimi kaparım vazifemi yaparım parolasına bağımlı olarak yarım sezon boyunca ter döktü. özellikle ilk dönemlerinde el ayak koordinasyonsuzluğu sebebiyle erken faul problemine girmesinden sebep çok süre alamadı. tecrübesiyle takıma az da olsa katkı verdi, son dönemde takımın kırılganlığının azalmasında pek öne çıkmasa da etkisi olduğu aşikar...

    inci güçlü: bir gün basketbolcu olacak diye her gün beklediğimiz 2.05'lik dev pivotumuz. okul-gelişim ligi-a takım benchi üçgeninde bir sezonunu daha ziyan etti, sezon sonunda da menisküs ameliyatı için bıçak altına yattı. amerika ya da ispanya'da falan olsa çoktan yardırmaya başlayacakken biz türklere özgü bir savurganlıkla yine yerinde saymaya devam etti....

    (bkz: miray balotu): gerek sezon öncesi hazırlık kampında, gerekse kadro sıkıntısının yaşandığı bir maçta yıllar önce bir çocukken açtığı ve kısa bir süre kullandığı sosyal medya hesabında beraber çekildiği fotoğrafını paylaştığı kaptan ile aynı sahaya çıkarak sezonun en büyük peri masalına imza attı. onun dışında gelişim liginde öne çıkan istatistiklere imza attı. henüz 17 yaşında, takipteyiz...
    (bkz: 25 kasım 2017 galatasaray botaş kadın basketbol maçı)

    ayşegül günay: sezonun en şanssız ismi. sezonun ilk yarısını sakatlığı ve yılan hikayesine dönen tedavi süreci ile geçirdi. yılbaşına 2 gün kala ahmet cömert'te oynanan fenerbahçe derbisinde daha çıktı ve bu sefer bağlarını tamamen kopararak sezonun geri kalanını da kapatmış oldu. özellikle şutör özellikleriyle katkı alabileceğimiz bir isimdi ancak sahaya sürmek bile kısmet olmadı. kısmet demişken güzel bir anketodla bitirelim. kabus gibi giden sezonun sonunda evlenme teklifi aldı. kendisine ve müstakbel eşine ömür boyu mutluluklar...

    eda şahin: yazarın şahsi sempatisi ve kanaat notu ile sezon değerlendirmesinde yer alan ponçik reis.
    seni yıldız yaptıracağız be...*

    yardımcı antrenör nevriye yılmaz - menejer özge alev: sezonun en çok tartışılan ikilisi. kankaları ceyda ateş'in tagar sports menejerlik şirketi üzerinden özellikle merve uygül ve yabancı oyuncu transferlerine atıfta bulunularak kamoyunda komisyonculuk başta olmak üzere çok ağır ithamlara maruz kaldılar. galatasaray basketbol şubesinin geleneği sayesinde ne kendilerini izah etme, ne de adam akıllı hesap sorulma imkanı oldu. ikisi de sezon sonunu göremedi. bu konuda da adam akıllı bir açıklama yapılmadı, önümüzdeki sezon ikisinin de geleceği muamma...

    milos paden: marina maljkovic'in teknik heyetinde 1. yardımcı gibi bir konumda bulunan abimiz. gerek fiziği gerekse sakin tavırlarıyla dosta güven verdi. özellikle heyecanın yükseldiği bazı anlarda frene basmasıyla dikkat çekti.

    efe güven: akademi takımındaki görevi ile yarı zamanlı olarak a takımdaki görevine devam etti. akademi takımı ile lig şampiyonluğu, a takımla da avrupa şampiyonluğu yaşadı ve kartvizitine birkaç satır daha ekledi. sağlam adımlarla geliyor, belki 5, belki 10 sene sonra hem galatasaray hem de türk kadın basketbolunun önemli hocalarından biri olması muhtemel. güveniyoruz...

    marina maljkovic: geçen sezonun özgüveni ve kredisiyle başladığı sezonda uzunca bir süre tartışılan koç. az zamanda çok ve büyük işler başardığı kariyerine idari ve maddi anlamda felaket geçen 9 ayda 1 sezondan fazla tecrübe ekledi. özellikle transfer tercihlerinde çok fena çuvalladı. moriah jefferson ve ayşegül günay'ı hiç kullanamaması, quigley'in ise sezonun çoğunluğunda sahada olmaması hücum anlamında elini çok çok zorladı. eldeki kadro kendi oyun tarzı olan o yüksek tempoya da elverişlli olmayınca ortaya karışık bir sonuç ortaya çıkarabildi. her ne kadar sezon sonunda bazı şeyler toz pembe olsa da sezonun önemli bir bölümünde "elimdeki oyuncular bu" ya da "bunlarla bu kadar oluyor" gibilerinden açıklamalarıyla taraftarı sık sık sinir krizlerine soktu. argo tabirle konuşursak futbol takımının başında falan olsaydı muhtemelen taraftarın kovalayarak ülkesine kaçırtacağı bir konumdaydı sezon boyunca aslında. yine de idari-maddi pek çok şey karşısında susarak, kötü anılmayı göze alma pahasına oyuncularını elindn geldiğince bazı şeylerden korumasını bildi...

    toparlamak gerekirse acısıyla tatlısıyla bir sezon daha bitti... statü değiştiğinden beri ilk defa ligin ilk yarısını ilk 8 dışında bitirip türkiye kupasına katılamadık. kursk deplasmanında 102-45'lik mağubiyetle modern zamanlardaki en ağır yenilgimizi aldık. normal sezondaki 8.'lik ile bölgesel ligden geri geldiğimiz 2006-2007 sezonundan beri en kötü lig derecemizi yaptık, normal sezonda aldığımız 13 mağlubiyet küme düştüğümüz sezon hariç yine modern zamanların hatta belki de tüm zamanların bizim adımıza en kötü istatistiği oldu. idari ve maddi skandallar biribirini kovaladı, dursun özbek takımı hüviyeti ve realitesini dibine kadar yaşadık. yine de mustafa cengiz dönemiyle yaşanan bahar havasını galatasaray'ın winner kimliğiyle birleştirip bir avrupa kupası daha kaldırmayı başardık...

    son olarak şahsi anlamda bize bu sezondan geriye kalan, en azından bir resime sığdırılabilecek ve anlatılabilecek olan şunlar oldu... seneye daha iyisini yapabilmenin boyun borcu olduğunu ekleyerek:

    http://gss.gs/qOI.jpg

    yeni bir sezonda yeni umutlar, yeni hayaller, yeni hikayeler ve yeni maceralarla buluşmak üzere...
  • 910
    takım finale çıkamayıp eurolegue vizesi alamadı diye oh, 4 dakika kala ve binbir hakem kollamasıyla kaybedilen bir maçtan sonra üstelik salonda çalınan müzik eşliğinde tribünler küfrederken yavşak yavşak gülüp daha dün akşam kulübüne dil uzatmış rakip başkanla sarmaş dolaş olan haysiyet yoksunu yöneticilerin insafına bırakılmış olan takım.

    böyle orospu çocukluğu olmaz derdim ama malesef galatasaray sözlükte küfürlü entry girmek yasak...
  • 903
    --- alıntı ---

    #eurocupwomen'da b grubunu lider tamamlıyoruz!

    maç sonucu | #galatasaray 59 - 45 mba moskova

    tebrikler #sarayınsultanları!
    --- alıntı ---

    takım kötüyken özellikle sosyal medyada yoğun eleştiriler geliyordu. yanlış bilmiyorsam kadın basketbol takımımız 8 maçtır üst üste kazanıyor. ama bakıyorum da galibiyetler gelince kimse tebrik dahi etmiyor. bu başarıları da 1 milyon dolar gibi bir bütçe ile yapıyorlar. helal olsun kızlara...
  • 915
    1 euroleague women, 2 eurocup women, 13 türkiye ligi, 11 türkiye kupası, 8 cumhurbaşkanlığı kupası ile branşın ülkedeki en başarılı iki takımından biri. yerel kupalarda 37-32 fenerbahçe üstünlüğü olsa da 3 avrupa kupası ile farkı ortaya koymuştur ki akıl almaz bütçesi ile ortaya bir anda çıkıp bir sezonda eurocup-lig-kupa yapan yakın doğu hariç şu an için hiçbir türk takımının elde etmediği bir başarıdır bu...

    bütün bu başarılarına rağmen her sene sistemli olarak üvey evlat muamelesi görmektedir. mütemadiyen her sezon hatta bazen sezon içinde falan küçülmeye götürülür idareci abilerimiz tarafından... son 2 sezonda düzenli bir forma reklamı bile yoktur. 2018'de eurocup şampiyonu olurken sadece final maçlarında göğüs reklamı alabilmiştir. özellikle avrupa kupalarında aşina olduğumuz, biz aralarda gidip gelirken hep aynı seviyelerde ya da bir öncekinden daha yukarda gördüğümz rakip takımlar her seferinde farklı bir isimde ve yeni sponsorlarla karşımıza gelirken 2015-2016 sezonu başında sona eren odeabank döneminden beri 4 senedir böyle bir sponsorluk sağlanamamıştır bir türlü.

    daha da geriye gidildiği vakit 2010-2012 arası medical park ve 2013-2015 arası odeabank dönemi haricinde ciddi bir sponsorluk olmadığını görüyoruz. galatasaray kadın basketbol takımı doksanlara tek başına ambargo koyup kadın basketbolun bu ülkedeki sınırlarını belirlerken maddi konular bu derece belirleyici değildi. elbette yine şubenin masrafları oluyordu, sponsorlar oluyordu ancak

    doksanların sonlarına doğru türk sporu birçok branşta makus talihini kırarken gelen başarıların yanı sıra kabuğunu kırıp dışarıda bu işlerin nasıl olduğunu da öğrenmeye başlamıştı. o yıllarda aziz yıldırım başta olmak üzere bu işe gerek maddi gerek manevi yatırımların olması gibi yapılmaya başlamasına hep uzaktan baktı galatasaray amatör şubeleri. 1999'da euroleague'de f4 yapan bu takım 6 sene sonra küme düşerken, maçta giydiği yırtılsa sporcusuna giydirebileceği ikinci bir yedek forması bile yoktu.

    bir sezonluk zoraki bölgesel lig ziyaretinden sonra başlayan ve şube tarihinde modern zamanlar olarak adlandırılan dönemin startında biraz o rezaletin verdiğ mahcubiyet çokça da cafe crown etkisi vardı. nitekim ilk sezonu kurtardıktan sonra ikinci sezon rotasyon dar olsa da çok ciddi bir kadro kuruldu. son 4 sezonda 3 şampiyonluğu olan fenerbahçe ile son maçın son periyoduna kadar şampiyonluk mücadelesi verdi takım. ertesi sezon da yapılan takviyeler sonrası eurocup women'de şampiyonluğa ulaştı.

    bu kupanın ertesinde erkek şubesinde patlayan cemal nalga skandalının özellikle idari etkileri, kaptanın sakatlığı ve 2 sezonun iskeletinin dağılmasıyla bir geçiş süreci yaşandı. derken 2010'da medical park ismini alan takım tekrardan iddialı bir hale geldi. özellikle 2011-2012 sezonu için kurulan kadro muhtemelen galatasaray kadın basketbol tarihinin en üst seviye kadrosu idi. tarihin en büyük looserlarından ceyhun yıldızoğlu'nun üstün gayretleriyle bu sezonun kupasız tamamlanması galatasaraylılar için kahır dolu olsa da diana taurasi-sylvia fowles-tina charles-epiphanny prince-alba torrens ayarında beş oyuncunun aynı anda galatasaray forması giyebilmesini sağlayan medical park sponsorluk konusunda çıtayı aşmıştı.

    2012 yazında ceyhun yıldızoğlu'nun yerine ekrem memnun'un göreve gelmesiyle bir yeniden yapılanma sürecine girildi. o sezon sancho'nun son saniyede attığı unutulmaz buzzerla gelen türkiye kupası, özlem yalman'ın yıldızlaştığı ve futbolda bir şampiyonluk gününe gelen 5. maçta kaybedilen lig şampiyonluğu bir şeylerin habercisiydi belki de... tam da bu dönemde odeabank ile 5 yıllık bir anlaşma yapıldı. nitekim o sezon galatasaray kadın basketbol tarihine altın harflerle yazıldı. türk kadın basketbol tarihinde eşi benzeri olmayan euroleague women-türkiye ligi-türkiye kupası üçlemesi geldi, üstelik üçünde de son 10 yılı domine ede ezeli rakip fenerbahçe'yi yenerek... euroleague women zaten türkiye'de ilkti ama 14 yıl aradan sonra lig şampiyonluğu gelmişti...

    tabi galatasaray'da hiçbir başarı cezasız kalmazdı, kalmadı da... daha euroleague finali sabahı televizyonlara "şube zararda. küçülmeye gideceğiz" diye beyanat veren abilerimiz boş durmadı. kaptan'ın kursk'a sezon ortasında imza attığı haberi tüm o havayı dağıtmaya yetti. tarihi sezonun aslında idari anlamda ne büyük boşluklar altında oynandığı ortaya çıktı. kim bilir belki de sponsorun desteğiyle takım o sezonu dağılmadan tamamlayabilmişti.

    ertesi sezon herşeye rağmen yine lig şampiyonluğu gelirken euroleague woman'a çeyrek finalde veda edildi. jelena'nın kayseri'de şampiyonluk sonrası verdiği unutulmaz röportajdaki "bu şampiyonluğu bizden daha fazla kimse hakedemezdi" haykırışı yine sezonun özeti gibiydi.

    sürüncemeler, kadro sıkıntıları ve idari yeterislizklerle boğuşulan 2015-2016 sezonunda takım mücadele etse de euroleague çeyrek finalinde şampiyon olacak ekaterinburg'a denk geldi. takımın skor yükünü çeken jewell loyd'un normal sezon bitiminde ödenmeyen parasını bahane ederek elden kaçırılmasıyla ligde de çeyrek finalden öteye gidemedi takım. nitekim 5 yıllık olarak açıklanan sponsorluk 3. yılını göremeden sona erdi, ekrem memnun ile yollar ayrıldı, takımdaki yabancılar yine ayrıldı falan filan...

    o tarihten bugüne geçen 4 yıllık süreçte herhangi bir sponsor bulun(a)madı. her daim küçülmeden bahsedildi, 100 tane bilet satamıyoruz neyi nereye yatıracağız dendi. şube menejerlik şirketlerinin, komisyoncuların eline bırakıldı. 2017'de 15 kat bütçeli yakın doğu üniversitesi dışında takıma mağlup olmadı neredeyse. 2018'de özellikle ocak ayına kadar 2005'teki gibi mi olacak acaba diye ciddi ciddi düşündüren kriz sezonun sonunda bile bir avrupa kupası çıkarmayı başardı. geçen sezon, modern tarihin en düşük bütçeli sezonuydu. eurocup'ta çeyrek finalden bir önceki tura kadar gidildi, ligde ise çok çok uzun yıllardan sonra bir çeyrek final eşleşmesinde alt sıradan gelen takımın üst sıradan gelen takımı elemesi olayına imza attı takım...

    bütün maddi ve idari imkansızlıklara rağmen, değişen kadrolara rağmen bir şekilde aktarılan galatasaray geleneğiyle yapabileceğinden fazlasını yapmaya devam ediyor takım. peki rakiplerimiz nasıl yapıyor bu işleri?

    eurocup women 2019 şampiyonu nadezha orenburg örneğin. sadece internet sitelerinde 14 tane firmanın amblemine rastlıyorsunuz. finalin diğer ekibi, bizi de eleme turlarında geçmiş olan "blma" montpellier. 30 tane sponsoru var adamların. yerel bir pizzacısından tut aviva, interspor gibi dünya çapına yayılmış markalara kadar gidiyor...

    bizim de 2018'de çeyrek finalde elediğimiz girona. santa eugènia ve vedruna takımlarının 2005'te birleşmesiyle kurulmuş. spar citylift girona olarak geçiyor. spar hollanda menşeyli avrupa çapında bir süpermarket zinciri. citylift ise 13 ülkeye yayılmış bir firma.

    2008'de yarı finalde elendiğimiz, euroleague'de de uzun bir dönem kafaya oynayan italyan schio takımı örneğin. beretta famila schio olarak biliniyor. beretta malum italyan'ın ünlü silah üreticisi. famila da yine bir süpermarket zinciri. 2018'de finalde elediğimiz venezia da umana venezia adını kullanıyor, arkalarında 20 yıllk bir insan kaynakları firması umana var. geçen sezon yarı finalde büyük bir süprizle elediğimiz avenida bu yolda 3 kere isim değiştirmiş. ligi yıllardır domine ediyorlar, avrupa'da her daim söz sahibiler.

    ve bu işin zirvesi, ummc ekaterinburg. ural mining and metallurgical company, ural madencilik ve metalurji şirketi. 2001 yılındaki kuruluşundan beri takımın sponsoru bu firma. sınırsız kaynaklarından akıttığı parayla her sene bir all star kadrosu kurabiliyorlar. o takımlar da kıtada kadın basketbolun çıtasını belirliyor.

    bu takımların hepsi yıllardır oyndığımız takımlar. tüm kıtada işler böyle yürüyor. biz dönem dönem fedakarlıklarla, üstün performanslarla falanlarla filanlarla onlara yaklaşabiliyorken bu takımlar her daim oralardalar. bizim süpriz olarak elde ettiğimiz başarılı ama kupa almayan bir sezon performansı onlar için sıradan hatta başarısız kabul edilebiliyor.

    dünyayı yeniden keşfetmeye çalışmanın bir esprisi yok. bizi batırır bu iş, altyapıdan sporcu yetiştirelim saçmalığında takılmanın alemi yok. bu kadar firma bu işlere paralar yatırabiliyorsa bizim için de yatıracak birileri illa ki vardır. arabayla giden rakiplerini koşarak yakalamak zorunda kalan bu takımın o halde bile yapabildikleri, kazanma geleneği ortada. gereksiz kuruntuların, tepeden bakmaların falanın alemi yok. "batıya açılan pencere" galatasaray, ve idareci abilerimiz, ve adından sanından çok gölgesi bilinen büyüklerimiz bu inatlarından ve şahsi kazançlarından vazgeçsinler.

    bu formayı ve armayı, ona en iyisini verebilecek profesyonellere emanet edelim. her sene bizi bir şekilde gururlandıran bu takımı rakiplerle yarışında "yalın ayak başı kabak" bırakmayalım...
  • 923
    covid-19 salgını sebebiyle önce yarıda kalan, sonra da iptal edilen 2019-2020 sezonunu 19 maçta 16 galibiyet 3 mağlubiyet ile tamamlayan takım. federasyonun avrupa kupalarına katıım konusunda aldığı kararlar doğrultusunda 2020-2021 sezonunda euroleague women'e katılım hakkı kazanmıştı 2 sezonluk aranın ardından...

    hal böyle iken 2020 yazında var olan ışıl alben - bria hartley - victoria macaulay - tilbe şenyürek dörtlüsünü benzer ayarda bir isimle beşe tamamlayıp 1-2 de yedek oyuncuyu mevcut rotasyonuna ekleyip potansiyelini daha da kuvvetlendirmesi bekleniyordu...

    daha doğrusu galatasaray basketbolunu tanımayan, aklı başında ve mantık sahibi insanlar bunu bekliyordu...

    peki gerçekte ne oldu?

    efsane kaptanı ışıl alben ve tilbe şenyürek aylarca eski sözleşmelerindeki opsiyonu kullanıp yeni sözleşme imzalanacağı vaadiyle bekletildiler. defalarca indirim talebi yapılan kaptan her seferinde kabul etmesine rağmen bir türlü sözleşme imzalanmadı. ikisi de ne bir muhatap ne de bir cevap bulamayınca gelecek sezon için güçlü hamleler yapan botaş'a gittiler göz göre göre...

    hartley'in ve macaulay'ın sözleşmeleri zaten birer yıllıktı. macaulay'la ilgili bir haber yok. hartley de fransa'da bir takımla imza aşamasına gelmiş durumda.

    ve haftalardır kendisine "ışıl-tilbe-hartley ile devam edeceğiz. sen diğer mevkiler için oyuncu izle, değerlendirme yap" denilen takım koçu işin böyle olmadığını haberler patlayınca öğreniyor.

    var olan pandemi, futbol takımı ve başkanın rahatsızlığı gündemi arasında kamuoyunun çoğu "ışıl nasıl galatasaray'dan gider" reaksiyonuyla olaya müdahil olmaya çalışıyor. herkes kıt kanaat bilgisiyle bir suçlu aramaya çalışıyor. ancak işin aslını çok az insan biliyor...

    ortada görülenden çok daha büyük bir ihanet ve hesaplaşma var aslında...

    filmi 2017-2018 sezonuna sarmak lazım. marina maljkovic baş antrenör. efe güven ve nevriye yılmaz yardımcı antrenör. özge alev de idari menajer. o sezon fenerbahçe'den ayrılan ama sevdiceği vandersloot'tan ayrı kalmak istemediği için galatasaray'a menajeri vasıtasıyla teklif eden quigley hariç transferlerin tamamı tagar spor menajerlik firmasının oyuncuları. peki bu detayın önemi ne? tagar spor ceren ateş'in menajerlik firması. ceren ateş de hem nevriye yılmaz hem de özge alev ile sıkı dost.

    o sezon ortası takımın durumu çok kötü. 14 takımlı ligde 10. sıraya kadar düşülmüş. ocak-şubat dönemi gibi komisyon iddiaları patlıyor. yalçınkaya'nın bu şirketten yapılan transferlerden komisyon aldığı söyleniyor. ancak kadın basketbol kamuoyunun dar olması ve de belgelenmesi pek kolay olmayan bir durum olması sebebiyle söylentiler belli bir yerde kesiliyor.

    tam o dönemde yapılan baskın seçimde mustafa cengiz dursun özbek'i geçerek yeni başkan oluyor. bu yönetim değişikliği sonrası, ekimdeki sezon açılışından beri ilk defa bir ödeme yapılması imkanı doğuyor. ancak ortaya çıkan kaynak tüm alacakların ödenmesi için yeterli değil. bu noktada ışıl alben devreye giriyor, yeni seçilen yönetime "kızların ödemelerini tam yapın, ben paramın galatasaray'da kalmayacağını biliyorum ama onları mağdur etmeyelim" diyor. o şekilde takımın kalanının tüm alacakları ödenebiliyor. zaten ligde 10. sırada olan, euroleague'de 2. olması gereken grubu güç bela 6. tamamlayıp eurocup'a geçen takm oralardan toparlanıp eurocup'ı bir kez daha kaldırıyor.

    yine tam da o dönemde ışıl alben ve nevriye yılmaz arasında bir olay oluyor. bu olaydan da detay sızmıyor. ancak biri fenerbahçe diğeri galatasaray'da oynarken bile çok samimi olan ikilinin arası bozuluyor. kısa bir süre sonra, üstelik tam da kötü başlayan sezonda işler yoluna girmek üzereyken özge alev ve nevriye yılmaz görevden ayrılıyor ya da ayrılmaları isteniyor. mustafa cengiz yönetimi o dönem pek çok şubede benzer değişiklikler yaptığı için dışardan çok göze batmıyor...

    ancak bu son 3 paragraftaki olayların arasında en fazla 1 aylık bir süre var. bu olayların birbiriyle bağlantılı olduğunu anlamak için kahin olmaya gerek yok...

    2018 yazı geliyor. eurocup zaferi sonrası kulüp televizyonunda programa çıkıp yeni sezon planları anlattırılan marina maljkovic ile var olan sözleşmenin feshedildiği haberi geliyor aniden. daha sonra ışıl alben ile ilgili, milli takım formalı profil resmi yapınca "galatasaray'dan ayrılacağı için değiştirdi" temalı haberler bir anda gündemi sallıyor. 2015'te dinamo kursk dönüşü imzaladığı 2+1 yıllık sözleşme o sezon sonu bitmişti. defalarca haber göndermesine rağmen kendisine 3 aya yakın süre boyunca dönüş yapılmadığı, bu sebepten ayrılma noktasına geldiği haberleri gündemi sallıyor. kamuoyu ayaklanınca mustafa cengiz devreye giriyor ve yeni bir sözleşme imzalanıyor.

    2018-2019 sezonunda takımın başına efe güven getiriliyor. nevriye yılmaz ve özge alev bir şekilde sezona başlasalar da yanılmıyorsam kasım-aralık aylarını göremiyorlar. o sezon takım çoğu maçı 10-11 kişiyle oynuyan takım 6. sıradan girdiği playofflarda 3. sıradan gelen hatay'ı yeniyor. bu son 7 yılda ligde playoff çeyrek finalinde ilk dört dışından bir takımın tur atladığı ilk eşleşme oluyor. metro enerji'de ilk maçı kazanarak başladığı seride alperi ve eda'yı da kaybetmesine rağmen 5. maçı görmeyi başarıyor takım. ama son dakikalarda hem yorgunuk hem kalite farkı seriyi fenerbahçe'ye getiriyor.

    bu arada takım takviyelere rağmen eksik kurulmuş bir kadroyla başlıyor. beklentilerin üstüne çıkınca, takım da sahada "1-2 takviyeyle daha da yol alırım" diye bağırınca transfer beklentisi doğuyor. koç bunu basın toplantılarında falan dillendiriyor. ömer yalçınkaya vasıtasıyla başkana da iletiyor, ya da ilettiğini sanıyor. oysa bu talepler ömer yalçınkaya tarafından "transfere gerek yok" şeklinde başkana iletiliyor...

    2019 yazında nevriye yılmaz erkek genç takımına yardımcı koç yapılıp tekraran şubeye sokuluyor bir şekilde. bu yaz dönen muhabbetlerden sonra 200 bin lira gibi o seviye için uçuk bir maaş bağlandığı ortaya çıkıyor. "düşmese bari" diye başladığı sezonda finalin kapısından dönen kadroya bria hartley, tilbe şenyürek, dragana stankovic ve monica cuic takviyesi yapılıyor. hartley fenerbahçe'den ayrıldığı ama istanbul'da kalmak istediği için geliyor. tilbe doğuştan fenerli gibi takılmasına rağmen sezon sonu günah keçisi ilan edilip kadro dışı bırakılınca alperi'nin varlığıyla, kaptanın telkinleriyle ve taraftarın zaten daha önceden de yaptığı baskıya daha fazla dayanamayıp geliyor. cuic de zaten yolu türkiye'den geçtiği için bir şekilde bağlantı kurulup ikna ediliyor.

    ışıl alben - bria hartley- monica cuic - victoria macaulay -tilbe şenyürek beşi sezona başlıyor. ama 23 ekim 2019 acs sepsi sic galatasaray kadın basketbol maçında cuic sakatlanıyor. ertesi gün yapılan kontrollerde çapraz bağlarının koptuğu görülüyor ve doğal olarak sezonu kapatıyor. cuic'in yokluğunda hoca sürekli yeni bir şeyler denemek zorunda kalıyor. gerek sakatlık sonrası, gerek devre arasında iki kere daha yönetime transfer için haber gönderiyor. daha doğrusu gönderdiğini sanıyor. ömer yalçınkaya bu talebi yine "transfer istemiyoruz gerek yok" şeklinde iletiyor.

    eurocup'ta 3 galibiyet 3 mağlubiyetle grupta kalıyor takım. ligde ise ışıl-bria-macaulay üçlüsünün her maç 35+ dakika oynaması, tilbe'nin kendi kariyerinin en iyi sezonunu yaşaması, dragana stankovic'in çoğu maçta kenardan gelip yaptığı 10+ sayılık katkı ve genç oyuncuların da rotasyona verdiği destekle ligi 2. sırada götürüyor. seyircisiz oynanan 14 mart 2020 galatasaray fenerbahçe kadın basketbol maçını da kazanan takım 19 maçta 16 galibiyet 3 mağlubiyete yükseliyor. sonra da covid-19 arası sebebiyle önce maçlara ara veriliyor, sonra da federasyon sezonu sona erdiriyor...

    efe güven yaş gruplarında geçmiş kariyerinin ilk a takım deneyiminde çok iyi bir iş çıkarıyor, aynı şekilde saygıyı hakeden bir takım yaratmayı başarıyor. pek çok maçta rakip hocaları "coaching" olarak dövmeyi biliyor. ligde oynayan, kenarda izleyen, staff/yönetici olan, habercilik yapan taraflı tarafsız herkesin takdirini kazanıyor.

    ömer yalçınkaya hariç...

    ligin en başarılı koçu genel menajerine ne yaparsa yapsın yaranamıyor. talepleri yönetime iletilmiyor, kulislerde aleyhinde konuşmalar yapılıp nevriye yılmaz'ın daha iyi bir iş çıkarabileceği dillendiriliyor. bunların bir kısmı koçun da kulağına gidiyor ama koç galatasaraylılık ve işine olan saygısı sebebiyle görevini yapmaya devam ediyor. layığıyla da yapıyor işin aslı...

    covid-19 arasında fenerbahçe yeni kadrosunu oluşturuyor. botaş, çukurova, hatay gibi takımlar aynı şekilde transferler yapıp kadrolarını şekilendiriyor. galatasaray ise klasik ölü sessizliği ile başlıyor. kulislerde ışıl-tilbe-hartley ile devam edileceği konuşuluyor. koç efe güven'e de genel menajer tarafından aynı şekilde iletilip kadronun geri kalanına takviye için fikir üretmesi söyleniyor. 15 haziran'da kaptan ışıl bir veda mesajı yayınlayarak botaş'a imza attığını duyuruyor. tilbe de ertesi günü aynısını yapıyor. koç efe güven de tüm camia gibi olayı evinde haberlerden öğreniyor.

    sonradan ortaya çıkıyor ki aslında hartley'e hiç teklif götürülmemiş. ışıl'a 5-6 kere indirim talebiyle sözleşme tekrar gönderilmiş, ışıl da her seferinde kabul etmiş. en son %37 oranında, 520 bin liralık bir indirimi dahi kabul etmiş. ancak bir türlü o sözleşme geri gelmeyince muhatabın kim olduğu da bulunamayınca canına tak etmiş, botaş'a imzayı atmış. tilbe de indirim yapılması içi 1+1 şeklinde olan sözleşmesinin +1'inden feragat etmiş ancak yeni sözleşme bir türlü gönderilmeyince o da çareyi botaş'a gitmekte görmüş. sporculara başkan mustafa cengiz'in sağlık durumu bahane edilmiş, başkan'a da sporcularla görüşmelerin yolunda gittiği söylenmiş.

    oysa ki içten içe bir bezdirme politikası uygulatmış sayın şube genel menajerimiz. günün sonunda da kazanan tarafta olmuş. kamuoyu galatasaray ilk 5'i kimle tamamlayacak diye düşünürken aslında o 4 oyuncunun kaybettiği ortaya çıktı.

    yönetim kurulu acilen toplandı. şubeden sorumlu yöneticiler ömer yalçınkaya'nın görevden alınmasını istediler. yeğeni tarık günay'a havadan a takım sözleşmesi imzalanmış yusuf günay ve "ekonomist" kaan kançal karşı çıktılar. şubeden sorumlu iki yönetici görevlerinden istifa etti. yerlerine bir başkan yardımcısı, bir muhasip üye, bir de sportif a.ş. yönetim kurulu üyesinden oluşan bir ekip tayin edildi...

    galatasaray taraftarı sevgilisini, takım kaptanını kaybetti.

    ama hepsinden önemlisi bu takım emniyet sübabını kaybetti...

    artık galatasaray üzerinden rant peşinde koşanlara arıza çıkaracak biri yok...

    artık sırf sporcuları bezdirmek için maaşla eksik ödeneceğinde "beni boşverin kızları ödeyin" diyecek biri yok...

    artık 2 kere bağlarını koparmış meltem'i "çapraz bağ kardeşim" diye oda arkadaşı yapacak, 15 yaş küçük eda'yı yaz boyu yanından bir gün bile ayırmayıp sahalara dönmesini sağlayacak biri yok...

    artık galatasaray'ın menfaati uğruna herkesi karşısına alacak, kamuoyunu bu uğurda kullanıp şube yönetimine baskı yapacak biri de yok...

    galatasaray kaybetti, galatasaraylılar kaybetti, komisyoncular kazandı...

    herkesin gözü aydın...
  • 788
    2016-17 sezonuna fırtına gibi girmiş, şubemizin gözbebeği. keşke bu sene eurocup'ta değil de euroleague'de olsaydı, çünkü gerek oynadığı maçlar gerekse de ortaya koyduğu mücadele orayı hakediyor. daha geçen hafta euroleague takımını ipekçi'de 32'ye yatırdı bu takım. euroleague'de de en azından top 8 ya da f4 yapamaz mıydı? gayet de yapabilirdi.

    geçen sene hem ekrem hocayı hem şubeyi yalnız bırakan herkesi allah bildiği gibi yapsın.

    (bkz: in maljkovic we trust)
  • 929
    ömer yalçınkaya'nın koltuğunu da alıp gitmesiyle yeni bir sezona yeni oyuncular, yeni bir iskelet, yeni bir kaptan ama en önemlisi yeni umutlarla başlayacak olan canım takım.

    koltukla beraber gitti diyorum, çünkü yerine yeni bir kişi görevlendirilmiş değil...

    bir aksilik çıkmaması durumunda kadınlar basketbol süper ligi 3 ekim 2020 tarihinde başlayacak. bu da entry tarihi ile iki aydan çok az daha kısa bir zaman demek. resmi olarak açıklanmasa da takım yavaş yavaş toparlanıp yeni sezon hazırlıklarına başlamış durumda. ancak hazırlık turnuvası benzeri programların henüz yapılabilirliği bile tartışma konusu.

    geçen sezonki ışıl-hartley-tilbe-vickie dörtlüsünden geriye hartley kaldı sadece. hartley'in yanında pelin ve asena rotasyonu olacak gibi kağıt üzerinde. ek olarak sakatlıktan tamamen dönen eda şahin de süre alacaktır.

    tilbe'nin kaybedilmesi, bahar'ın da botaş'a gitmesi sonrası cansu köksal biraz da zorunda olunan bir transferdi. hartley ile birlikte ilk 5'te yeri en garanti isim gibi görünüyor. ancak geçen sezon farklı bir seviyeye çıkan tilbe'nin ikamesi olabilir mi, çok ciddi soru işareti...

    yabancı transferleri ise son yıllarda müptela olduğumuz vasat uzun ekolünden mercedes russell, ya tutarsa bella alarie ve olduğu kadar katkı verecek olan anete steinberga'dan oluşuyor.

    tamamen yeni bir sistem, yeni görevler, yeni bir oyun planı, yeni rotasyonlarla yepyeni bir takım olarak başlayacağız sezona.

    daha pek çok konu var ama, onların da pek çoğu takım bir araya gelince maçlar başlayınca falan çözüme kavuşacak konular...

    tek bildiğim şey, bir umudumuzun olduğu...
  • 913
    geçen seneye göre daha iyi bir oyun seyretmemizin muhtemel olduğu takım. ışıl alben, şerife alperi onar, sinem ataş, inci güçlü, meltem yıldızhan yola devam ettiğimiz oyuncular. yanlarına tilbe şenyürek ve funda nakkaşoğlu gibi 2 iyi yerli ismi kadromuza kattık. cansu köksal da gündemde ki gelirse yerli rotasyonumuz gayet iyi seviyeye çıkacak. basında bizimle anlaştığı yazıldı ama menejeri yalanladı.

    victoria macaulay geçen sene en iyi yabancımızdı ve takımda kalmasına karar verildi. pivot için zayıf kalsa da skorer özelliği elimizi rahatlatan bir oyuncu. yanına claudia monica cuic eklemesi yapıldı. cuic de skorer bir oyuncu ve dış şutu da fena değil. farhiya abdi yerine takıma katıldı ve ondan daha fazla katkı verecektir muhtemelen.

    bria hartley ve kelsey mitchell da gündemimizde olan oyuncular. ikisi de gelir mi, emin değilim. hartley gelecek gibi duruyor. ama ikisi de gelirse skor potansiyelimiz çok yükselir. fenerbahçe çok iyi takım kurdu yine her zamanki gibi. bizde gelecek transferlerle şampiyonluğun 2 adayından biri olabiliriz.
  • 779
    işi gücü olmayan, futbol maçını bekleyen kardeşlerim lütfen açsın trt spordaki maçı izlesin. yemin ediyorum şu dünyada izlemekten en sıkıldığım spor kadın basketbol ve erkek voleybol maçlarıdır ama öyle bir oynuyor ki bizim kızlar nba finali izler gibi izliyorum. hele dün görmeyi beklediğim pota altı sertliğini, bugün kızlardan görmek paha biçilemez.
  • 961
    rus takımlarının elenmesi sonrası dahil olduğu eurocup women'in dörtlü finali için gün itibarı ile fransa yollarına düşmüş olan takım. yarı finalde ev sahibi ile finale çıkma mücadelesi verecek. yarı finalin diğer ayağında ise favori gösterilen çukurova ile 2018'de kupayı elinden aldığımız venezia kozlarını paylaşacak. bu iki maçın kazananı da 7 nisan akşamı kupa için sahaya çıkacak.

    açıkçası bu tarz finallerde yüzdemiz çok yüksek olsa da enteresan bir ruh hali içinde gidiyoruz. takımın en büyük silahı konumundaki kelsey plum sadece bu iki maç için amerika'daki milli takım kampından fransa'ya geçti, oradan tekrar ülkesine geri dönecek. kalitesi ve takım içindeki rolü tartışılmaz olsa da maaş alamadığı için takımdan ayrılmış durumda iken ne katkı vereceği tabi merak konusu.

    yönetimin ibra edilememesi sorası şube yönetiminin önümüzdeki sezon olmayacağı kesinleşti. hal böyle olunca da eurocup finaline yetiştirilmesi hedeflenen transfer "bütçe kullanamama" bahanesiyle iptal edildi. bahane, çünkü aynı bütçe kullanamama durumuna sahip olan erkek basketbol takımına transfer yapıldı. koç da kazanılan beşiktaş deplasmanı sonrası yayıncı kuruluşa "çok şey söylemek de istiyorum, söylememek de istiyorum" gibilerinden bir mesaj verdi, hatta bu mesajı resmi sitede sansüre uğradı.

    bir avrupa kupası dörtlü finaline takımı kafası rahat götürmekten bile aciz bir kulübüz aslında. bu detaylar da kimsenin umrunda değil. transfer komsiyonlarından büyüttüğü sermayesiyle var olan çukurova bile bizden daha hazır ve daha favori olarak gidiyor fransa'ya. kazanırsak takımı övüp caka satmak, kaybedersek koç başta olmak üzere herkesi asmak için bekleyen kitle nedense sessiz kalıyor tüm yaşananlar karşısında.

    insan hakikaten isyan ediyor, soğuyor tüm bu durumlar karşısında. kazansak çok sevinemeyeceğim, kaybetsek üzülemeyeceğim. insan sevmekten vazgeçmese de bıkıyor bir yerde. bu sahipsizlikten, adaletsizlikten, ilgisizlikten. kamuoyu diye uğraştığımız zırdeli sürüsünden bile bıkıyor.

    yazık günah gerçekten...
  • 388
    bugün final serisi maç programı açıklandı. bilindiği üzere ev sahibi avantajı fenerbahçe'de ve 5 maç üzerinden oynanacak serinin 3 maçı caferağa'da olacak. sırayla 2 maç caferağa'da, 2 maç ipekçi'de, 4. maç gibi yine gerekirse 5. ve son maç caferağa'da oynanacak. tarihler sırasıyla şöyle; 12 nisan(perşembe)-14 nisan(cumartesi)-17 nisan(salı)-19 nisan(perşembe)-22 nisan(pazar). yani orada oynanması muhtemel 3 maçın 2'si hafta sonu. bizim sahamızda oynanması muhtemel 2 maçın 2'si de hafta içi.

    öyle denk gelmiş diyebilirsiniz. peki, sadece 1 sene önceye bakıyoruz. geçen sene normal sezonu lider bitiriyoruz ve ev sahibi avantajını alıyoruz. durum şu, bizim 3 iç saha maçının 1'i hafta sonu, 2'si hafta içi, oradaki 2 maçınsa 1'i hafta sonu, 1'i hafta içi. hala e tamam abi ne var bunda, öyle denk gelmiş diyebilirsiniz tabi ki. ama şu var ki, geçen sene yarı final serileri 6 nisan'da biterken final serisi 10 nisan'da başlıyor. bu sene 9 nisan'da biten yarı finallerden sonra finallerin başlangıcı 12 nisan. neden? çünkü geçen seneki gibi başlasa her şey kayıyor ve tıpkı geçen seneki gibi hem galatasaray hem de fenerbahçe 1 hafta sonu maçı oynayabiliyor. ama o iş birilerine uymuyor tabi ki.

    gelelim maç saatlerine. geçen sene oynanan hafta içi maçlarına bakalım önce. 12 nisan salı günü ipekçi'de oynanan serinin 2. maçının başlama saati 20:00. 15 nisan cuma, caferağa'da oynanan serinin 3. maçının başlangıç saati ise 20:30. neden öyle, onu biz bilemiyoruz işte. ama tesadüf mü hayır. çünkü bu sene fenerbahçe'nin oynayacağı tek hafta içi maçının başlama saati 20:00. ipekçi'deki 2 maçınsa 19:30. neden? öyle işte.

    bu sene biz hafta sonu maçı oynayamayacağımız için bu seneyi karşılaştıramıyoruz ama geçen seneki hafta sonu maçlarının başlangıç saatlerine gelelim. biri 14:00, biri 15:30. hangisi, hangisi söylemeye gerek yok heralde. ipekçi'deki maçın akşamı futbolda trabzon maçı vardı. o yüzden denebilir. ama o maç seyircisizdi. ayrıca buna dikkat edeceksek ver ikisini de 15:00'e. kafanız rahat olsun. ama olur mu, olmaz tabi. maçtan 1 gün önce 3 kere değişen hakem triosundan, murat biricik'ten, şike iddianamesindeki recep ankaralı tapelerinden falan bahsetmiyorum hiç.

    kızmıyorum federasyona falan. hakkım yok çünkü. senin, elindeki euroleague f8'inin organizasyonunu devrettiğin kurum sonuçta o. sana iç sahada, deplasmanı yaşatan da o. aslında o değil, bunu yapan sensin arkadaşım. yukarda ne güzel söylenmiş, 'kulübün en kötü idare edilen şubesi.' evet bunun farkındayız. ama sizin bunu sürekli ispat etmenize gerek yok.
  • 920
    2019-2020 sezonunda, monica cuic sezonu kapattığından beri 3 yabancı ile yoluna devam eden, 2.5 aydır maaş alamayan, tribünleri her zaman boş olan, 50 bin dolar için transfer yapılmayan, ligde sponsoru olmayan tek takım. buna rağmen euroleague'de final 4 yapacak, türkiye kupasının sahibi ve ligin lideri olan fenerbahçe'yi deplasmanda hakem saçmalıkları ile elinden kaçırdı ve kendi evinde de yenmeyi başardı.

    bu sezon eurocup'ta, tarihimizde ilk kez ilk turdan elendik. türkiye kupasında da ilk maçta elendik. halbuki sadece 1 transferle bütün kupaları kazanabilirdik. ki bu transferden de sadece 50 bin dolar için vazgeçtik. bütün bunları düşününce hala daha koltuklarında nasıl oturuyor o yöneticiler anlayamıyorum. her sene ayrı rezalet ile karşımıza çıkıyorlar. ve bu yöneticilere rağmen takımımız da her sene çok iyi mücadele ediyor. bundan fazlasını da yapamazlar zaten. ki her sene de daha düşük bütçe ile kuruluyor bu takım. bu takım kadar üvey evlat muamelesi yapılan başka bir takım olamaz.
  • 940
    euroleague womenda çeyrek finale yükselen takımımızı tebrik ederim. çeyrek finalde fenerbahçe ile eşleştik. yanlış bilmiyorsam çeyrek final maçları mart ortasında oynanacak. o zamana kadar şartlar zorlanıp skorer bir oyuncu daha takıma katılırsa eğer söz sahibi oluruz. ayrıca mart ortasına kadar prince ve angel'in iyice forma girmesi lazım. ben yarı final için umutluyum. başarılar diliyorum takımımıza, ayağınıza taş değmesin kızlar.
  • 974
    git gide bir avuç galatasaray elitinin birbirine ünvan/maaş ısmarladığı, maddi/manevi pek çok avantayı paylaştığı, bir aile mandırası kadar kurumsallaşabilmiş bir yapı haline dönüşen takım.

    galatasaray'ın "amatör branş" geleneği bu olduğu için utanan kimse pek kalmamıştır ama, şirketlerarası turnuvalardan yukarısını görmemesi gereken bu organizasyonun ulusal basketbolun en üst liginde yer alması hatta avrupa kupası temsiliyeti tutması bu federasyonun ayıbıdır artık...
  • 975
    geçtiğimiz haftalarda istifa eden başarısız yönetici levent yaz'ın okul arkadaşı alper durur'un yönettiği takım. bu arada levent bey başarısız olduğu için istifa ettiği düşüncesine kapılmayın kendisi erden timur'u çekemediği için istifa etmiştir. okul arkadaşı alper durur'da istifa etme gibi bir erdem olduğunu da sanmıyorum. umarım bir an önce görevden alınır da bir kan değişikliği yaşanır. çünkü bütün takımı teaira mccowan üzerine kurup o da gidince ortada başarılı olma ihtimali kalmamıştır.
  • 782
    bu projeyi kim planladıysa, bu ucuz yabancılarla bu gençlerimizi kim aynı pota içinde harmanladıysa, efsane ekrem memnun'dan sonra bu antrenörü kim bulup getirdiyse hepsine helal olsun.
    şu anda karşılaştıkları takım euroleague de türkiye'yi temsil eden ve bütçesi bizim iki katımız olan mersin bşb. eğer maçı seyretmeseydim 'ne var yani euroleague takımı yenilmez diye bir şey mi var' diye düşünebilirdim. ancak verilen mücadele, gençlerin cesareti, 22 yaşındaki amerikalı guard'ın oyunu hakikaten izlenmeye değer.
    5000 kombine alan basketbolsever bence bu takımı zaman zaman da olsa izleyip moral vermeli, çünkü bu antrenörle 3-4 yıl çalışıp kadroyu da korurlarsa çok büyük bir ekip yaratılmış olacak.
    bu yazıyı yazarken 3. period 72-47 olarak tamamlandı.
  • 918
    kadınlar basketbol süper ligi 2019-2020 sezonunun ilk yarısını 10 galibiyet 2 mağlubiyetle 2. sırada tamamlamış olan takım. ilk devreyi tek mağlubiyetle kapattığımız 2014-2015 sezonundan bu yana en başarılı ilk yarı performansı olarak kayıtlara geçti. haftasonu ormanspor'a tek sayıyla, deplasman da fenerbahçe'ye 3 sayıyla kaybetti sadece. fenerbahçe deplasmanında da özellikle haftasonu ormanspor maçındaki hakemlerin karar anlarında yaptıkları hatalar tek faktör olmasa da galibi belirleyen faktörlerden biri oldu ne yazık ki...

    ışıl-bria-vickie-tilbe ilk dördü oturdu gibi. ancak beşinci isim her maç farklı oluyor. bazen sinem, bazen sude, nadiren funda... bria-vickie-tilbe her maç yirmili sayıları bulmak zorunda. dragana kenardan gelip her maç 15-16 sayı sokmak zorunda. kaptan her maç 10 asist yapmak zorunda. ışıl-bria her maç 35+ dakika çıkarmak zorunda, vickie ve tilbe her maç 30 dakikaları zorlamak zorunda ki uzun hatta kalıplı oyuncu olmalarına rağmen.

    diğer oyuncuların emeğini elbette hor görmek olmaz. ama işte yukardaki paragraftan herhangi biri olmadığı zaman bizim için kolay maç yok. ikisi falan birden olmazsa kazanma ihtimalimiz neredeyse yok. son ormanspor maçında rakip 6 oyuncudan 20+ dakika katkı almış, biz 4'te kalmışız. tilbe 7 sayı atıp kendi ortalamasının altında kalınca, dragana da 10 sayı atabilince kaybettik.

    keza fenerbahçe maçında da benzer bir tablo oldu. fenerbahçe'yi 69 sayıda tutmamıza rağmen gücümüz baskete yetmedi bu sefer. fenerbahçe 10 oyuncusuna süre verirken biz 7 kişiyi sahaya sürebilmişiz. buna rağmen 3 sayıyla güç bela kazandılar maçı.

    ilk 5'in 5. oyuncusu cuic'in sezonu kapatmasına rağmen bu takım buralara kadar bu işi getirmeyi başardı. yönetim erkek basketbolda hala para saçmaya devam ederken kadın basketbolu görmezden gelmeye devam ediyor. son 4-5 maçtır her hakem galatasaray aleyhine şov yapmaya parkeye çıkıyor. izmit'te çekirge sıçradı, hatay maçında sıçradı, kayseri'de zaten maç erken koptu ama ormanspor maçında sıçrayamadı işte. son dakikada çalınan 3 ucuz faul rakibin hücumlardan boş dönmesini engelledi...

    yıllar önce ahmet cömert'te bir erkek takım fenerbahçe derbisinde açılan pankart vardı kocaman, herşeye rağmen diye...

    aynen o hesap yoluna devam ediyor takım...
  • 826
    çarşamba akşamı prag deplasmanındayken cumartesi adana deplasmanına çıkacak olan takım.

    ligde pazar günü maç yapan tek takım hangisi mi? çarşamba günü kendi sahasında maç yapıp yine kendi sahasında maça çıkacak olan fenerbahçe... kursk'tan zor yetişip çukurova deplasmanına cumartesi günü çıkmaya zorlanırken yine iki maçı istanbul'da olan fenerbahçe pazar maçı oynamıştı.

    bu takımı sahipsiz bırakanların alayını epoupa kovalasın...
  • 215
    "fenere koyunca" ya da kupa kazanınca övmekten bir hal olduğumuz, "fenere kaybedince" itin götüne soka soka bitiremediğimiz; onun dışında pek de aklımıza gelmeyen onlarca takımımızdan biri. futbol dışında, hatta futbol programları ve muhabbetleri dışında bir sporun adam yerine konmadığı bu ülkede çokcasına göre bir hiç uğruna kendi kendini paralayan yüzlerce, binlerce insanın sarı-kırmızılı ve kadın olup basketbol oynayanları.
App Store'dan indirin Google Play'den alın