• 22702
    mevcut oyun yapısıyla trabzonspor'un bu akşam* attığı dördüncü golü atma ihtimali sıfırdır. http://tr.beinsports.com/...akaeme-golle-tanisti

    maçın 88. dakikası olmuş, trabzonspor 3-1 önde. yapılan ortada kaleci uğurcan topu tutuyor ve hiç vakit kaybetmeden nwakaeme'nin önüne atıyor. nwakeme 88 dakikadır oyunda olmasına rağmen topu ayağına alır almaz rakip kaleye koşuyor, galatasaray'daki mevkidaşları gibi "topu geri çekeyim, sağa sola bakınayım" demiyor. sörloth da onunla beraber deparı atıp defansın kafasını karıştırıyor, diğer kanattan avdijaj da hücuma katılıyor. demarke kalan nwakeme ceza sahasına girerken köşeye plaseyi bırakıp skoru 4-1 yapıyor.

    nwakeme eğer galatasaray'da oynasaydı muslera'dan asla öyle bir pas alamazdı. hadi diyelim ki aldı, kaleye doğru koşuya başladığı anda hiçbir oyuncudan destek koşusu gelmediğini görür ve "bu takımın enayisi ben miyim" deyip geriye dönerdi. hadi diyelim ki dönmedi, gol atacağım diye ısrar etti, hiçbir arkadaşından destek gelmediği için rakip savunma şutunu bloke ederdi ve neticede topu kaptırdığı için taraftardan küfür yerdi. "beyinsiz" olurdu, "oyun zekası sıfır" olurdu (onyekuru'ya söylenen lafları hatırlayın), "bencil" olurdu, olurdu da olurdu. trabzonspor'da ise "vay amk adam nasıl gol atmış" oluyor. niye acaba?

    kanatlarında babel ve feghouli aynı anda oynadıkça galatasaray bir arpa boyu yol alamaz, iki tane oyun kurucu kanatla oynuyorsan insanüstü koşan beklere ihtiyacın vardır ki bizim beklerimizin hali zaten ortada. ya emre mor'u ilk 11'e adapte etmek, bunda başarısız olursak da sol kanada belhanda'yı koyup tempomuzu artırmak zorundayız. kontrol oyunu oynayacağız sevdasına haftalardır saçma sapan puanlar kaybettik. takım bu sezon oynadığı 8 resmi maçta yalnız 7 gol atabildi. hücum kısırlığında aykut kocaman'ın konyaspor'uyla yarışıyoruz.

    geçen sezon bu dönemlerde forvette bidon denen eren derdiyok oynamasına rağmen alanyaspor'a altı gol*, kasımpaşa'ya dört gol* atmıştık. çünkü aldığı her topu yana geriye oynayan, tempo düşmanı kanat oyuncularımız yoktu, topu alan oyuncu direk rakip kaleye gitmeyi düşünüyordu. şimdi ise çok daha şaşaalı isimler var ama ortada hücum yok. çünkü kimse gol atmak için gereken çabayı göstermiyor, on tane general var ama er kalmamış.

    beklerin yetersizliği konusunda çok konuştuk ama transfer sezonu kapandığı için bu saatten sonra yapacak bir şey yok. artık ister 4-4-2, ister 4-3-3 oynayalım, emre mor'un veya belhanda'nın kanat oynadığı bir düzene geçmek zorundayız.
  • 22703
    bu sezonki* rakibi fenerbahçedir ve 6. hafta itibariyle aradaki puan farkında ikidir. önümüzdeki hafta gençlerbirliği ve daha sonraki hafta da sivasspor’u yenersek rüzgarı arkamıza alırız. sezon başında kolay bir şampiyonluk hayal ediyorduk ama artık biliyoruz ki biraz mücadele etmemiz gerekecek. ben inanıyorum bu takım bu sene de şampiyon olacak.
  • 22704
    takımdaki eksiğin hızlı, sprinter bir oyuncu olduğunu düşünmüyorum. bence takımdaki en büyük eksiklik rakibi şaşırtacak, adam eksiltecek oyuncu eksikliğidir. transfer sezonunun sonunda da yazmıştım belhanda yerine manuel fernandes veya ben arfa gibi dar alanda rakip eksiltebilen bir oyuncumuz olsaydı şuan çok farklı şeyler konuşuyor olurduk. pas oyunu evet güzel ama sen 1000 pas da yapsan rakip eksiltemedikten sonra türkiye liginde yine karşında 11 tane savunma yapan adamla karşı karşıya kalırsın. ama belhanda yerine yukarıda saydığım tarz bir isim olsaydı rakip savunmanın dengesi bozulur ve açık alanlar yakalardık. umarım bu hatadan en geç ocak ayında dönülür.
  • 22706
    türkiye'nin en çok şampiyon olan, ilk 3. yıldızı alan ( kocaelispor maçıydı ve ben tribündeydim.) ve sonrasında ilk 4. yıldızı alan takımımız. bu yıl 23. şampiyonluk için zor bir yola çıkan ve en çok bu zorlu yolu seven türkiye'nin en büyüğü. kadrosunda önemli futbolcuları barındıran şampiyonluğun en büyük adayı. kadrosunda daha önce defalarca gol kralı çıkarmış, avrupa'da en başarılı olan türk takımıdır. ayrıca müzesinde 1 uefa ve 1 süper kupası olan ve türkiye denince akla gelen ilk futbol kulübüdür.
  • 22707
    yaklasik bir ay icinde bambaska bir cehreye burunecegini dusundugum takim.

    oncelikle tribune cikacak yabancilari babel ve mariona olarak dusunuyorum.
    kafamdaki dizilis ise baklava 4-4-2.
    muslera,sener dama marcao japon, nzonzi, seri lemina, fegu, andone falcao seklinde bir 11 bekliyorum. omer, belhanda, donk ve emre mor ise her mac yedekten girecek yada sakat ve cezalilara gore 11 girecek oyuncular.

    kadro kalitesi olarak ligdeki her takimi ezecek gucteyiz. bu kadroya gore bir oyun plani bulmamiz sart. kadroyla ters olarak ligdeki en kotu futbolu oynayan takim da biziz. ligin son sirasindaki genclerbirligi bile bizden daha derli toplu oyun oynuyor.
    2019 eylul itibariyle ligden dusecek kadar kotu oynayan takimin 2019 kasim itibariyle herkese bu takim sampiyon olacak dedirtecegini dusunuyorum cunku kadromuz ve hocamiz ligin bariz ustunde.
  • 22708
    onca şey yazılıyor çiziliyor, çözüm önerileri, fikirler vs. vs. içten içe hiçbirinin olmayacağını biliyoruz ama yapacak bir şey yok.

    az önce 28 eylül 2019 rb leipzig schalke 04 maçını izledim. leipzig 3-1 yenildi evinde. ama adamlar öyle planlı oynuyor ki 3-1 yenilirken bile saygı duyuyosun hayran kalıyorsun.

    nagelsmann leipzig’in alışılagelmiş 4-4-2’siyle kendi 3-1-4-2’si harmanlıyor gibi. ilk bakışta 3-5-2 3-4-3 arasında gidip gelen bir diziliş vardı sahada, tamamen forsberg’in konumlandığı noktadan kaynaklı. daha sonra 4-4-2 olarak dizildikleri de oldu. ilginç geldi.

    şöyle ki, halstenberg solda bir kanat beki olarak oynuyor. savunmada 4’lünün soluna geçiyor. keza mukiele ise sağ stoper/bek olarak oynuyor. ileri çıkışları var ancak hücumda stoper, savunmada ise 4’lünün sağında. haidara/demme orta sahanın merkezinde ve sabitzer’e sağ kanat emanet edilmiş. ilerde ise forsberg, poulsen, werner üçlüsü sürekli bir varyasyon içinde. gayet de başarılılardı. gerçekten, oyun olarak gayet başarılı bir iş çıkardılar ama 4-4-2 schalke geldi 3 attı gitti. 4-4-2 babacım, durduramıyoruz.

    şimdi, olmayacağını bildiğim bir başka galatasaray kurtuluş reçetesiyle geliyorum.

    3-1-4-2. tam olarak nagelsmann özentiliği. birkaç radikal karar içeriyor. mesela, jimmy durmaz’ı sol kanatta oynatıyoruz tek başına. arkasında stoper/bek olarak marcao oynuyor. donk merkezde luyindama ise sağ stoper. sağ kanat beki olarak şener veya nagatomo. çok fark etmez kimin oynadığı yine zayıf karnımız orası olacak.

    savunma önünde tabi ki nzonzi. kaçarı yok. orta ikili ise seri-lemina. lemina biraz daha özgür olacak. götünü kaldırmayan belhanda’nın feghouli’nin arkasını toplamak zorunda kalmayacak. en önde de andone-falcao tabi ki.

    savunmadan hücuma ve hücumdan savunmaya geçişteki kaymaları becerebilirsek, bir de tabi ki durarak oynamaktan vazgeçersek çözüm olabilir.

    gerçi, durarak oynamaktan vazgeçsek hemen her dizilişte en azından edirne-kars arasında başarılı olacağız da, neyse.
  • 22709
    1905 yılında ali sami yen tarafından kurulan ve amacı ingilizler gibi toplu halde futbol oynamak, bir renge ve isme sahip olmak ve türk olmayan takımları yenmek olan türkiye'nin en çok taraftara sahip, en fazla şampiyonluğu olan, müzesinde en çok kupası olan, müzesinde 2 avrupa kupası olan, şampiyonlar ligi armasındaki yıldızlardan birini temsil eden, avrupa'da en başarılı olan, yurt dışında en çok tanınan, avrupa kupalarında 281. maçına çıkacak ve 100. galibiyeti almak için mücadele edecek takımdır. galatasaray avrupa kupası maçlarında dinamo bükreş, manchester unıted, real madrid, barcelona, milan, psg, arsenal, juvantus gibi önemli takımları yenmiştir. dinamo bükreş maçı bir türk takımının avrupa'daki ilk zaferidir.
  • 22710
    18-19 sezonu ile başlayan ve bugün artık zirveye çıkan birşey var ki, bu takım baskın iç saha oyununu kaybetti.

    bir şekilde hala 2 senedir iç sahada yenilmedik(muhtemelen o da yakındır) ama çok fazla beraberlik almaya başladık.. sonucu da geçtim, oyun olarak iç sahada bile ezildiğimiz maçlar izlemeye başladık.
    oysa tudor’un devamı olan sezonda iç saha maçlarında kabus gibi çöküyorduk, rakip nefes alamıyordu, onlarca pozisyona giriyorduk.

    geldiğimiz noktada ise herhangi bir deplasman maçından farksız olmaya başladı bu maçlar.
  • 22711
    en büyük sorunu tempo olan futbol takımı.zira takımdaki tüm oyuncular statik diye tabir edilen yaşlı oyunculardan kurulu.bekler yaşlı ve tempoları yok.n'zonzi,seri de statik diye tabir edilen rakibi ısıran orta saha değiller.leminanın alınış sebebinin ise tempolu olması,ceza sahalarına koşuları bulunması ve hatta sürpriz şutları da bulunan bir topçu olmasıydı bana göre.fatih hoca da orta sahada tempolu oynayan bir oyuncunun eksikliğini hissediyordu.ancak maalesef unutulan nokta leminanin henüz eski formuna ulaşamaması ve uzun süre de futbol oynamamış olmasıydı.hatta hatırlayın ömer bayram bile iyi gözüktü orta sahada.daha önce oynadığı bir yer de değildi.ama tempolu bir oyuncu ve koşuyor,pres yapıyor.bizim ihtiyacımız olanı bir nebze de yapabiliyor diğer orta sahalarımıza göre.

    beklerimiz yavaş evet ama kanat oyuncularımız da yavaş.bu sebeple ileride çoğalamıyoruz.herkes ayağına top bekliyor.kimse top almak için ekstra bir çaba sarf etmiyor.bence asıl sıkıntımız burada.defans arkasına koşu yapabilecek bir kanat forvet diye tabir edilen bir futbolcumuz yok.babel de bu tip bir oyuncu değil feghouli de bu tarzda değiller.

    falcao da hareketli değil.bu sebeple hantal ve temposuz bir takımız.3.bölgeye top taşıyacak ve sürpriz koşuları yapabilecek bir oyuncumuz yok.

    maalesef linnes,andone ve leminayı beklememiz gerekecek tempolu oyun için.2. yarıdan önce bu sebeple iyi bir futbol beklemiyorum takımdan.
  • 22712
    19/20 sezonunun ilk 6 haftasında 9 puan toplayarak tarihinin en kötü başlangıcını yapmış olan takımdır. daha önce 94/95'ten beri 6 haftada ulaştığı en düşük puan sayısı 10 idi.

    06/07 sezonunda 6 hafta sonra 10 puanda olan galatasaray sezonu 56 puanla bitirmişti. 6. haftada daha sonra şampiyon olacak fenerbahçe'nin 3 puan gerisindeydi. sezon sonu fark 14 puan.
    13/14 sezonunda 6 hafta sonra 10 puanda olan galatasaray sezonu 65 puanla bitirmişti. 6. haftada daha sonra şampiyon olacak fenerbahçe'nin 5 puan gerisindeydi. sezon sonu fark 9 puan.
  • 22714
    toplamaya bilgisayar gibi olan takım. en iyi parçaları da kullansak henüz uyumu yakalayamadık. takım bu haliyle, sahip olduğu isimlerle ligin en iyi takımıyız. ama gerçekten ne oynadığımızı çözemedim.
    oyuncular üzerinden eleştirmek yerine taktiksel olarak sorgulamanın daha doğru olacağını düşünüyorum. bence fatih terim de bu verimsizlikten hoşnut değil ve bir şeyleri değiştirecektir. geçmişte değişim gerektiğinde bunu ilk fırsatta yapan bir insan fazlaca beklemeyecektir.
    mesela bence eldeki kadro 4-4-2 için çok uygun. orta ikilide kimin oynayacağı ve beklerin fiziksel yetersizliği beni düşündürse de elimizde 4-4-2 için çok uygun forvetler ve yedekleri var. babel hariç takımda forvet sayılabilecek her oyuncu bu taktiğe oldukça uygun. son dominant oyunumuzu 2011-2012 sezonunda 4-4-2 ile oynamıştık. hatırlayınca düşüncesi bile güzel geliyor.
    sonuç olarak ne yönde olursa olsun bir takım şeyler değişecektir. önümüzdeki haftalarda hocadan çılgın kesikler ve farklı bir felsefe bekliyorum. bu bakımdan 28 eylül 2019 galatasaray fenerbahçe maçı bence ve umarım son uyarı oldu. artık uyanacağız, uyanmak zorundayız.
  • 22715
    takım mühendisliği iki yıldan beri kötü olan takımımız. geçen sezon kilit oyuncuların bireysel performansları ve rakiplerimizin bizden daha kötü olması, bizi bu durumu gözardı etmeye itti. fakat bu sezon başlangıcından itibaren bu konuda yapılan ya da yapılmayanlar kesinlikle eleştiriyi hakediyor.

    öncelikle takımın düzenli ilk 11 oynayacak seviyede bir delici oyuncu eksikliği malumunuz, geçen sezonun yarısını boş geçmiş, yeni yeni antreman yiyen mario leminanın yaptığı katkı -sonuca yansımasa bile- bunun canlı kanıtıdır.

    ilk 11 için düşünülen kanat oyuncularımızın içeride oynamayı sevmesi, orta saha oyuncularının da delici özelliklerinin yeterli olmaması bizi oldukça bozuyor. beklerimiz de yaşını almış ve kanat özellikleri düşük oyuncular olduğundan düzgün bir taktikle iyi bir blok oluşturmuş hiçbir takıma karşı üretken olamıyoruz. çünkü onların formasyonunu bozacak oyuncumuz yok. bu işi mevcut kadro içerisinde çözmek ise oldukça zor gözüküyor. ben fatih terimin geçen sezon sonuna doğru yaptığı açıklamalardan bu sorunu çözeceği, en azından üzerinde duracağını düşünmüştüm, fakat yanılmışım.

    eldeki oyuncu profiliyle bu vasat,pasif,tutucu futbolun değişeceğini de hiç sanmıyorum. baklava 4-4-2'ye dönüleceği şeklindeki haberler/temenniler de kısa vadede pek inandırıcı gelmiyor. çünkü olay formasyondan ziyade, farklı oyuncu eksikliğinden kaynaklanıyor. takımda herkes papaz olduğundan(topu ayağına istediğinden,kendi comfort zone'undan çikmadığından), maalesef yeni bek transferi(hangi parayla?) ya da babel-feghouli'den birinin ilk 11den kesilmesi harici bir çözüm gözükmüyor. burada da konu takımdaki tek farkli kanat oyuncusu olarak emre mor'a geliyor. fakat onun da topsuz oyunu kötü malesef. milli takım arası iyi olabilir ama takımın seviye atlaması,seyirciyi doyurabilmesi için transfer dönemini beklememiz gerekecek gibi görünüyor.
  • 22718
    ........................muslera
    ...........nzonzi - luyindama - marcao
    .........................lemina
    ....................seri - belhanda
    feghouli..........................................babel
    ....................falcao - andone

    belli ki bu beklerle olmayacak. yukaridaki gibi bir dizilis bizim icin kurtulus recetesi olabilir. elimizdeki rotasyon oyunculari acisindan bakinca jimmy, omer orta sahayi, adem ve emre mor kanatlari yedekleyebilir. tek sikinti, uc stoperle oynayinca yedekte stoper olmamasi gibi gorunuyor ancak o durumda da oraya girebilecek donk, yetersiz ahmet, ve hatta mariano var. sahsi gorusum iki tane etkisiz bekle ve hareketsiz kanatla oynamaya calistigimiz 4-1-4-1 yerine bu tarz bir 3-2-3-2 bizi cok daha tehlikeli bir takim kilar. yukaridaki diziliste lemina ve seri'nin savunmaya daha yakin oynamasi, belhanda'nin da savunma katkisini arttirmasi lazim. buna ragmen savunmada riskli bir oyun anlayisi olur ama en azindan hucumda baski kuran bir takim haline donusuruz.
  • 22719
    19 20 sezonu için kadro planlamasının başarısızlığı su yüzüne çıkmaya başlayan takımımız.

    malum ligde 12 yabancı kadroya girebiliyor, andone ve seri kadro dışı kalmaya başladı yani yedek forvetimiz olmadan çıktığımız maçta (ademi saymıyorum maalesef) ortasahada ilaç olmasını beklediğimiz seri tribünde oturuyor, üzerine linense tercih ettiğimiz bekler tempozuluktan öldürüyor takımı. bu planlamayı, yabancı sınırını bile bile yapan ve milyonlarca avronun tirbünde kalmasına neden olanları suçluyorum maalesef.
  • 22720
    bu güne kadar taptığım ve tapmaya devam edeceğim takımım. hazırlık maçları dahil her maçını izlemeye çalışırım, uzak şehirde yaşıyor olsam da her yıl stada maç izlemeye giderim.
    öyle bir takım ki galatasaray, yaptığı önce rakip takımlara dokunur. nasıl yapar bunu bilinmez ama en tepede kalır. hakemlerden bu kadar çekipte hakemler tarafından savunuluyor gösterilen tek kulüptür. pfdk'dan lehine olumlu karar çıkmaz. camiası da ismi kadar büyüktür galatasarayımızın.
    çocukluk aşkımsın
    sen ilk gözağrımsın
    kimseyi, kimseyi sevmedim senin gibi
    sevdanın uğruna terk ettim her şeyi
    hayatın anlamı galatasaray...
  • 22721
    radamel falcao, ryan babel ve sofiane feghouli. üçü de yüksek kalite ve takımı üstüne kurabileceğiniz oyuncular ama üçü birden aynı anda sahada olunca modern bir 4-3-3 oyununda dinamizm açısından geride kalıyorsunuz, üstüne bir de takımla çalışma pratiğiniz ve kondisyonunuz azsa bu sezon gördüğümüz gibi bireysel anlamda da formsuz oluyorsunuz.

    önde böyle bir üçlü oynatıyorsanız beklerin tüm kulvarı tek başına kullanabilmesi gerekiyor. (daniel alves, jordi alba, kyle walker, benjamin mendy gibi) ancak, bizde bir tane savunma yapamayan*, bir tane de hücum yapamayan* bek var. kaldı ki, eskisi kadar fit olmadığından savunmayı boş bırakmamak için fazla ileri de çıkamıyor artık mariano.

    beklerin ve hücum hattınız böyleyse en azından orta sahanızın emre-okan-suat üçlüsü gibi basmadık yer bırakmayan maç başına 2 kişilik koşan dinamik bir ekip olması gerekiyor. görüyoruz ki bu da yok.

    bunların dışında inanılmaz riskli hareketlerde bulunan veya en ufak baskıda sürekli kaleciye dönen bir savunma hattınız var ve kalecinizin ayağı da iyi değil, sürekli ileri şişiriyor ve top ya taça gidiyor ya da kalenize geri geliyor.

    tüm bu bilgiler ışığında hemen hemen ilk 11'inizin tamamı ve şartlar pas oyununa bu kadar uygun değilken, guardiola ve sarri'nin oyununu türkiye'de uygulamaya çalışmak tam fatih hocaya yakışan bir çılgınlık açıkçası. hala bu takımın bunu oynayabileceğini düşünüyorsa ve geç olsa da oynatmayı başarabilirse tam bir ustalık eseri olur ama çok zor.
  • 22722
    kimilerine göre doymuşluktan dolayı 2019-2020 sezonuna iyi başlayamadığı düşünülen takım. takımın iskeletinin baştan aşağı değiştiği düşünüldüğünde sorunun tam olarak bu olmadığı görülecektir. takımdaki temel sorununun hali hazırda oynayan oyuncuların yeterli hırs seviyesine sahip olmaması olduğunu düşünüyorum. ferdi olarak bakıldığında kötü diyebileceğimiz oyuncu neredeyse yok. ama mevcut oyuncular geçen seneki görüntülerinden oldukça uzak, yeniler ise bence hala hangi takımda oynadıklarının farkında değil. hücum oyununda tempoyu sağlayan şeylerden biri de oyuncunun kabullenmemesi, istemesi ve sürekli araması. mevcut kadroda şu ana kadar bu rekasiyonu gösteren oyuncu olmadı. geçen sene şu ya da bu şekilde her maç birileri bunu yaptı. orta sahamıza şöyle bir bakın; kalite olarak geçen senenin oldukça üzerinde ama netice geçen senenin oldukça gerisinde. falcaoya gelince; adam ayağına top geldiği zaman ne yapabileceğini 28 eylül 2019 galatasaray fenerbahçe maçında bence gösterdi. 1 kere adam akıllı top geldi onu da içeriye sokmayı başardı. umarım devam eden süreçte o 1 kere buluştuğunda ofsaytta yakalanmaz.
  • 22723
    son dönemde beklenen galatasaray kimliğinden oldukça uzakta, umursamaz, mücadele gücü zayıf, ruhsuz futbol oynayan takım.

    galatasaray deyince akla ofansif futbol gelir, güzel oyun gelir. şampiyon olamadığımız senelerde bile oldukça güzel oyunlar ortaya koymuşuzdur her zaman. ancak son 2 sezon ve bu sezonun başlangıcı ile birlikte sürekli olarak bireysel oyuncu kalitesiyle maç kazanan, düzenli olarak işleyen bir sistemi olmayan takım hüviyetine büründük. bunda her ne kadar bireysel olarak çok kötü oyuncular olmasa da, takım oyunu kavramından veya profesyonellikten uzak oyuncuların, takımda, olması gerekenden fazla sayıda olmasının da etkisi vardı. ek olarak ffp süreçlerinden dolayı sürekli olarak belli kısıtlar altında olmamız da diğer sebeplerden bir tanesi.

    peki bu süreçte neler oldu? 2 lig, 1 türkiye kupası, 1 süper kupa kazandık, bununla birlikte de mali anlamda artıya geçtik, ciddi gelir seviyesine ulaştık. bu noktada en kötüsü başarılı geçen sürecin ardından elimizdeki değerleri paraya çeviremedik. örneğin şampiyonluğumuzda başrol oynayan oyunculardan birisi kiralıktı, diğerleri ise gitmek istemedi veya göndermedik, dolayısıyla da takımı düşük transfer bütçesi ile kurmak zorunda kaldık ve bu noktada da maksimum kaliteli oyuncu transferini gerçekleştirebilmek için de kiralık formülüne yöneldik.

    galatasaray takımı herhalde 2000 yılından bu yana hiç bir zaman tam anlamıyla güven veren bir takım olmamıştır, buradaki kastım her mevki tam olsa bile kesinlikle bir mevkide eksiklik vardır, 2 yıl önce sol bek, 1 yıl önce santrafor olmaması gibi. ya da 2006 yılında yokluktan alt yapı bekleriyle oynamamız ya da 2008 yılında kaleci yokluğundan o bölgede rotasyon yapmamız gibi. bu seneye de tartışılan bek oyuncuları ve stoper tandemi ile girdik. gerçi bu bölgeler tam olsa bu kez kanatlarımız eksik diyecektik. onun dışında ise baktığımızda gerek orta saha gerek kanat bölgesi gerek santrafor hattı gerek de kalede çok güzel bir rotasyon oluşturduk hatta baktığımız zaman defans hattı da fena sayılmaz.

    gel gelelim sezona çok kötü başladık. her ne kadar konya ve malatya maçları çok ucuz hatalardan, denizli maçı da kaçan penaltı ve gereksiz kırmızı karttan dolayı olsa da bu sene muhtemel rakibimiz olacak suyun karşı yakası bu süreçte 3 önemli maçından 5 puan çıkartarak bizden daha zor bir fikstürde olmasına rağmen 2 puan daha fazla topladı. avrupa'da oynamıyor olmaları ve oyuncularının form durumlarının kötü olmamasından dolayı da bizden daha avantajlılar çünkü aynı koşullarda değiliz, sakatlıklar, cezalar ve maç temposu eksiklikleri varken bir taraftan şampiyonlar ligi'nde bir taraftan ligde maça çıkıyor diğer taraftan da federasyonun yaptığı ayak oyunlarıyla uğraşıyoruz. hocamızın da cezalı olması ve bu süreçte değil gol atmak, pozisyona zor giren bir görüntü vermemiz ise diğer olumsuz durumlar.

    takımın potansiyeli çok yüksek, maç içinde dahi 2-3 farklı formasyonu oynayabilecek ve bu konuda yeterliliğe sahip oyuncu profillerine sahibiz ancak bence şu bariz bir gerçektirki biz 4-3-3 dizilimini kullanarak, pas oyununu dengeli şekilde becerebilecek bir takım değiliz, olamayız da. bu takım bu oyunu oynamayı denedikçe nzonzi ile hücum hattı arasındaki geniş boşluklar devam edecek, takım kopuk olduğu için takımın bu şartlarda birbirine yakın oynamaya çalışması ise bu kez hücumda çoğalamama problemini doğuracak çünkü ilerde top alamayan oyuncular geri geldikçe kaleden uzaklaşacağız, dolayısıyla da rakip yarı sahada hızlı top döndüremiyor oluşumuzdan dolayı da amaçsız bir pas oyunu oynayan bir takıma dönüşeceğiz.

    fatih terim konusunda açık konuşayım, hocayı severim, saygı da duyarım, galatasaray tarihinin en önemli figürlerinden biridir ancak egosunun kendisine kattığı olumlu yönler olsa da onun daha yüksek seviyelere çıkmasını engelleyen bir parçası olduğunu da düşünüyorum. en basiti yardımcı konusu, ne hasan şaş ne ümit davala ne de levent şahin'e kimse güvenmiyor hatta onu da geçtim, bir çok galatasaray taraftarı, futbol takımına teknik/taktik anlamda katkılarının da olmadığını düşünüyor. bu noktaya nasıl gelindi, hoca ne zaman cezalı olsa takım sıkıntı yaşadı, yanlış oyuncu değişiklikleri yapıldı ve çok fazla puan kaybettik. özellikle levent şahin'in malatya ve fenerbahçe maçları sonrasında yaptığı açıklamalar gerçekten akıl alır gibi değildi. bir diğer konu oyuncu tercihleri ve formasyon. örneğin uzun süredir kendime şunu soruyorum : "belhanda galatasaray için gerçekten bu kadar önemli mi?" , daha doğrusu bu takım 4-3-3 oynamak zorunda mı? belhanda'yı yetenekli bir oyuncu olarak görsem de laubali olduğunu, bununla birlikte de takıma verdiği katkının düşünüldüğü kadar da olmadığını düşünüyorum. dolayısıyla eldeki kadroyu dikkate aldığımda takımın daha iyi performans gösterecek dizilişinin de şu şekilde olacağını düşünüyorum :

    ------------muslera------------------

    mariano---luyindama---marcao---nagatomo

    feghouli---nzonzi----lemina--------belhanda

    ----------------falcao +1------------------------

    buradaki +1 arayış olacak, o bölgeye belirli maçlarda seri gelebilir, belirli maçlarda babel, andone veya adem gelebilir zira bu gol bulma isteğimiz ve gerekliliğine göre de değişecektir zira tek değişiklikle farklı formasyona geçiş imkanı da tanıyacaktır hatta emre mor'un oyuna dahil olmasıyla asimetrik yapıda bir formasyona da dönüşebilecektir, defansa donk'un alınmasıyla 3-5-2 de olabilecektir dolayısıyla bir çok farklı formasyona geçişi de çok ufak dokunuşlarla sağlayacaktır. bu yapıda oynayabilirsek eğer defans ve hücum hattı arasındaki geniş boşlukların da azalacağını düşünüyorum, topu ileri taşımak daha doğrusu topu ilerde tutup skor üretmek adına farklı varyasyonlar deneyebilmek mümkün kılınacaktır. bu takımın en temel eksiği de tempolu, sürekli gidip gelen bir bek oyuncusu olacaktır, bu eksiklik de devre arası feghouli veya belhanda'nın satılmasıyla çözülebilir, ikisi de 30 yaşına geldi ve artık ikisi de ederlerinde gelen her teklifte gönderilmeliler. yerlerine de formasyona uygun bek ve kanat oyuncuları alınabilir, bu mümkün olacaktır.

    söylediğim gibi şu an oynanan daha doğrusu oynanmaya çalışılan oyunu görüyorum ve çok iyi anlıyorum ki oynayabilsek evet kimse önümüzde duramaz bunu da görüyorum ama bu oyun için aldığımız risk, bu sene şampiyon olamazsak seneye farklı sorunların doğmasına yol açabilir o yüzden bu kadar kiralık oyuncunun olduğu, tempo sorunu olan, yaşlı bir takımda her zamanki gibi kısa vadede başarıyı getirecek yapıda ısrarcı olunması gerektiği düşüncesindeyim.

    umarım dediğim gibi veya farklı bir şekilde takım toparlar ve yine şampiyon oluruz, hep diyoruz da bu sefer farklı, "bu şampiyonluk en önemlisi."
App Store'dan indirin Google Play'den alın