• 19927
    futbolun yazısız kuralları var ve en tepedeki kurallardan birisi de çift forvet oynuyorsan 4 tane, tek forvet oynuyorsan 3 tane forvete sahip olmalısın. biz geçen sezona 2 forvetle başladık, neyse ki gomis insan üstü bir performans gösterdi de sezonu şampiyon olarak tamamladık. 3 kulvarda yarışacağımız sezona ise ki bunlardan birisi şampiyonlar ligi, tek forvetle başlayarak yine deli cesareti gösteriyoruz.

    hakkımızda hayırlısı, fatih hoca'nın işi hiç kolay değil.
  • 19930
    dünkü maçtan * hemen hemen tüm oyuncuları çöp olarak ilan edilen takımdır. maicon ağır, ahmet futbolu bırakmalı, belhanda forma yüzü göremez , sinan her aldığını topu ezer, eren üçüncü santrafor, muslera bir topu da düzgün uzaklaştır, onyekuru mental sorunları var, emre top kontrolü problemli, feghouli zaten kuzey afrikalı. ya hu renktaşlar biraz sakin olsak mı acaba? bir maç kaybettik epi topu. her oyuncunun ve her hocanın formsuz, kötü maçları olur. kaldıki bu her yıl kaybettiğimiz deplasman. ben de sinir oldum tribün tepkilerinden, oleylerden ama ligin henüz başı. dört maçın da üçünü bir şekilde kazandık. hepimiz biliyorki, belhanda'nın saçmalığı olmasa böyle bitmezdi bu maç. ha yine kaybedebilirdik ama böyle top göremeden ve farklı bitmezdi. stoper ve forvet mevkinde eksiklerimiz var kabul ediyorum ancak dünkü maçtaki sorunlar bunlar değildi, takım olarak kötü oynadık bu kadar. 4 yediğimiz trabzon'un stoperi mustafa akbaş, sağ açığı olcay şahan'dı, isterseniz hatırlayalım. karamsarlığa lüzum yok, milli aradan sonra inşallah bomba gibi dönecektir takımımız.
  • 19931
    kendi oyuncu bünyesinden azami verimi alacak fatih terim ve onun fırçası ile silkelenecek oyuncularla ritmini bulacak takımdır.
    malesef forvet durumu ocak ayına kadar sabit - eren hacimsel olarak bir yer kaplayamıyor rakip sahada, caydırıcı olamıyor - sebebiyle artık shotgun taktiği - amerikan futbolunda olan - tarzı bir taktikle hücum edip rakiplerini ısırması gereken takım.

    deplasmanlarda olan tutukluğu da bir şekilde farklı oyuncu tercihleriyle aşmak gerekiyor. sinan hamle oyuncusu kalmalı, ortada fernando - ndiaye - emre - yunus/celil veya donk deneyebilir, farklı kombinasyonlarda deneyebilir.
    fakat tüm hepimizin istediği ısıran, sindiren bir ortasaha , bu olmadığında pamuk şekeri gibi kalıyoruz deplasmanlarda. son 4-5 senedir böyle, caydırıcı forvet ve klass topçu ile mental üstünlüğü ele geçirene kadar hep beraber dişleri sıkacağız gözüken o.

    her şerde bir hayır vardır derler, umarım sağlıklı şablonlara daha kısa sürede erişerek takım ritm tutmaya başlar ve geçen sene damağızda kalan o pres futbolundan pasajlar sunmaya başlar.

    ek bir not: tepkilerinizin ana odağı olan yönetimdir bu işi düzeltecek olan o yüzden biraz sabredeceğiz, hatalarını düzeltmeleri için fırsat vereceğiz. (hepimizi hayalkırıklığına uğrattılar forvet konusunda bunu belirtir ve parantezi kaparım)

    hatalar tekrarlandığında bizim camia da kral arthur olsa tutunamayacağından olaylar gelişir ... ^^
  • 19934
    takımın belirgin sorunu topu oyuna sokamama ve ileride top tutamama .

    - oyuna sokamama sebebi stoperlerimizin tekniğinin rezalat olması . o yüzden serdar bir şekilde kademeye girerek durumu kotarıyor fakat yanındaki adamın görevi çok önemli o yüzden nispeten ayağı düzgün olan gamsız donkla veya ozanla bu bölge denenmeli. maicon en fazla türkiye kupasında veya iç saha maçlarında rotasyon olarak oynar bu takımda.( serdar banko yazılır yanına performansa göre donk/ozan/maicon şeklinde yazılabilir. ahmeti saymıyorum bile.

    -top tutamamamızın sebebi net olarak eren , adamı izlerken ruhum daralıyor top kontrolü yok sırtı dönük oynama yok servis yok işin kötüsü alternatifi yok bu sorun nasıl çözülür bilmem ama topu ayağımızda tutamadığımız her dakika fazladan efor harcıyoruz tempomuz düşüyor. 3 kulvarda bu tempoya nasıl ayak uyduracağımız muamma o yüzden erenle olmayacağı aşikar top tutma olayının boy ve fizikte olmadığını düşünüyorum yoksa her hava topuna zıplayan eren bir iki top indirir sırtı dönük kanatlara oyun açardı. ya yunusu takıma monte edip onyekuru/muğdatı ileride deneyeceğiz ya da alt yapıda bulunan arkadaşlara şans vereceğiz.
  • 19935
    bizi şu antipatik trabzonspor camiasına madara ettiler, taşak konusu ettiler ya, çok kırıldığım takımım. fatih hocasından maicon'una, sinan gümüş'ünden emre akbaba'sina, onyekuru'sundan eren'ine, hepinize yazıklar olsun. forma alacaktım para biriktirip, arma sevdalısıyız alırız da, çok kırıldım. 112 tl para var cebimde ay başındayım, ne yapıp ne edip alırdım da borçtur kredi kartıdır, ayaklarım gitmiyor store'a.
  • 19937
    dün* ki maçta ilerideki sorunlardan çok gerideki sorunlarla yüzleşen takım. ha gün gelecek hücumdaki elemanlarla da sorun yaşayacağız ama dün geriden top çıkaramadık bir türlü, sebebi de emre-belhanda orta sahası, maicon-ahmet dengesizliği ve muslera'nın topu oyuna sokma konusundaki eksikliği. bunları nasıl halledeceğiz artık buna kafa yormak lazım.

    malum transfer dönemi bitti yapacak bir şey yok mecbur kendi içimizde halletmemiz lazım sorunları. emre'yi ileri atmamız lazım, belhanda'dan bir yol olmaz artık. n'diaye'nin de takıma adaptasyonu şart pres yediğimizde bunu n'diaye ile bozabiliriz belki.

    geride mecbur maicon-serdar veya donk-serdar tandemine muhtacız. muslera'ya da gerekirse her maçtan önce söylenmeli baskı yediğimizde topu beklerden birine yolluyor yani kendi yarı sahamıza ne gerek var. beceremiyorsun abi işte vur gitsin ya. 1 senedir kaç defa baskı yedik sırf bu yüzden.

    hücum kısmında sinan ve eren 11 çıkmamalı artık eren var ile yok arası bir şey o boyda olup da kafa toplarında bu kadar etkisizlik muazzam gerçekten, sinan maç içinde kayboluyor bekine yardım etmez, al-ver yapmaz ee sağ kanatta cafu mu var ki idare edeceğiz sinan'ı ?

    kesinlikle ama kesinlikle feghouli'yi hocanın takıma sokması lazım şu an santraforumuz yok acaba ali yavuz, ahmet, malik ne durumda, kullansak ne kaybederiz eren ve sinan'dan kötü olabilir mi ? denemek lazım. yoksa bu cendereden çıkılmaz başka türlü.
  • 19938
    güçlü bir orta saha, kanat ve bek rotasyonu olan takımdır. takımımızın herkesin görebildiği bariz eksikleri mevcuttur. bunların en başında stoper ve santrafor mevkileridir.

    stoper için yatıp kalkıp serdar aziz' e bir şey olmaması için dua etmemiz gerekecek. ha serdar düşük bir ihtimal olsa da sakatlık yaşamadan bir sezonun geçirse de tek başına yetemez. onun yanında maicon/ahmet/donk/ozan gibi futbolcular mevcut. hepsinin çeşitli handikapları var. maicon aşırı ağır, ahmet pozisyon bilgisi çok zayıf, ozan tecrübesiz, donk laubali bir oyuncu. yani her nereden tutulsa elde kalacak bir stoper rotasyonu mevcut. en az handikaplı ise sanırım serdar - donk olacaktır. serdar rakip santrafor ile oynayıp donk ise denge stoperi olarak oynamalı ve topla çıkışları onun kontrolünde bırakılmalı.

    forvet mevkisinde esasında nicelik olarak bir eksikliğimiz yok ancak nitelik olarak ciddi eksiklerimiz mevcut. takımımızda bolca kanat forveti var ama merkez santrafor eksikliği ise göze çarpıyor. eren uzun boyu ile merkez santrafor adayı olmaya en yakın ama ne hava topu hakimiyeti var ne de ikili mücadelede ayakta kalabilmek için özelliği var. diğer alternatifler ise muğdat, onyekuru ve sinan gözüküyor. bu üçü içinde ise gole en yakın olan onyekuru gözüküyor ancak onun da fiziki kapasitesi nedeniyle stoperlerin arasında kaybolması oldukça olası gözüküyor. muğdat ve sinan ise en son durumlarda düşünülecek oyuncular, onyekuru yahut diğerlerinin santrafor oynayacağı maçlar için alternatif bir oyuna ihtiyacımız olacak. 4 - 6 - 0 olur, hareketli 4 - 3 - 3 olur değişik varyasyonlara ihtiyacımız olacak. hepsini denesek bile başarılı olabilir miyiz? orası da ayrı bir soru işareti.

    sezonun geri kalanında başarılı olmak istiyorsak. emre, henry, garry ve sinan' ın çift haneli skorlara yakın hatta bazılarının çift hanelileri geçmesi gerekiyor ve stoper tandeminde bir an önce istikrar yakalamalıyız.

    not: bu sezonun başarılı geçmesini istiyorsak, orta sahamızın defans ve ofansa yapacağı katkı ve yapmayacağı katkılar ile belli olacak.
  • 19940
    sahte 9'lu kontra takımından başka çıkarı olmayan futbol takımı. galatasaray eldeki kadrosuyla ligin en iyi kontra takımı olmaya aday ancak hiçbir şekilde paslı çıkıp oyunu rakip sahaya yıkan, geri düşünce 10 tane pozisyon bulan takım olamaz. bu takımın ana mottosu ilk golü yememek ve mümkün mertebe topu ileri vurup onyekuru, rodrigues, n'diaye ve fiziken güçlenmiş emre akbaba gibi oyuncularıyla ani atak fırsatı bulmak olmalı. bana göre dünden sonra -esasında dün de öyleydi- eren, gomis tarzı topu ayağına bekleyen pivot santraforların 11 başladığı her galatasaray kadrosu baştan hatalıdır. emin olun dün üstte söylediğim tarzda diri ve baskılı, santraforsuz 11'le çıksaydık ilk 5 dakikada trabzon'un bulduğu golü biz atardık. rakibin zayıf stoperlerinin tutabileceği tarzdaki tek adamını en ileri uçta başlatmak galatasaray'ı sahada kafadan kaleci hariç 9 kişi oynatmaktır. bilhassa bizim bu yılki şampiyonlar ligi tavanımızı tamamen bu oyun sisteminin ve kadro yapısının belirleyeceğini düşünüyorum. eren'in 11 başladığı her maç bizim adımıza hatalı başlangıçtır. onyekuru, o olmazsa muğdat, o da olmazsa sinan'ın en uçta başlayacağı ve ilk planı topu rakibe verip yavurlar gegenpressing dediği, halbuki gordon milne'in 90'da, terim'in 98'de uyguladığı hücum presini atletik ileri uç oyuncularıyla oynayan galatasaray potansiyeli çok daha yüksek ve tehlikesi çok daha belirgin bir takımdır. bu gomis de olsa farklı olmayacaktı benim gözümde. bu tarz bir elzem değişiklikle emin olun rodrigues'in de, onyekuru'nun da, emre akbaba'nın da, n'diaye'nin de ve hatta feghouli'nin de verimi çok daha artar. artık şu büyük takım olmaktan uzaklaşıp ligin en iyi 3 kadrosunda olmadığımızı ve hiçbir zaman 11-12'deki gibi herkesin topa dokunurken sanat yaptığı bir kadro rotasyonumuzun olmadığını kabul etmemiz gerek. dünya futbolu da pivot santrafordan bu kadar uzaklaşmışken bizim ezberden çıkmayıp halen eren'de 9 numara diye ısrar etmemiz benim görüşüme göre bu takımın potansiyel tavanını çok aşağı çeken bir sistemdir. ki geçen sene gomis varken dahi en değerli galibiyetleri aldığımız beşiktaş ve başakşehir maçlarında, karşılaşmaların genelinde topu rakibe bırakıp hızlı ataklarla sonuca gittiğimiz düşünülürse geleceği parlak görünmeyen bu takım en kısa vadeden reçetesinin de tüm planını o 2 maçtaki gibi bir oyun anlayışına dökmesinden geçtiğini daha iyi idrak edebiliriz.

    bu anlamda ilk olarak 16'sındaki kasımpaşa maçını ciddi bir dikkatle takip edeceğim. eren'in 11'de başladığı, önüne 3 metre verimli top atmaktan aciz maicon, serdar, ahmet üçlüsünün ısrarla kısa pas oynama gayesinde olduğu bir galatasaray görürsem açıkcası bu sezonun geneline dair pek çok umudumdan da feragat etmek durumunda kalacağım. yukarıda bahsettiğim liverpool tarzı oyunun bu takımın selameti ve takımın tavan performansı açısından tek çare olarak görüyorum. bu neşteri vurmayıp halen 90'ların mantelitesiyle galatasaray topa hakim olur, herkese karşı ev sahibi gibi oynarsak bu yıl hiç yoktan 3-4 tane daha trabzon deplasmanı gibi hezimetler yaşayacağımızı düşünüyorum. biliyorum ki benim kıt futbol bilgimle dün gördüğüm galatasaray'ı fatih hoca ve ekibi de gayet iyi bir şekilde analiz edecektir. inşallah sistem içindeki bu devrimi de her zaman yaptıkları gibi ivedilikle yerine getirirler. trabzon maçındaki gibi gücümüz, yeteneğimiz yetmemesine rağmen dünkü maçın ilk 5 dakikasındaki gibi 20 yan pasla rakip sahaya geçmeye çalışırsak pek tabii ki trabzon'dan çok daha ciddi kadrolar bilhassa avrupa arenasında bize çok daha acı 90 dakikalar yaşatırlar. kırılmadan, bozulmadan ve en önemlisi utanmadan bu sistem değişimi yerine getirilmeli. ve son olarak maç içinde kalesindeki en büyük tehlikeleri top kendi ayağındayken yaşayan takım bu verimsiz, anlamsız pas oyununda ısrar ederse ben de dünkü trabzon maçındakinden farklı olarak bu sefer sahadaki 5-6 ruhsuz adamdan çok daha fazlasını suçlamaya başlarım.
  • 19941
    oyun olarak bu şekilde gitmeyecek, götüremeyecek götürmemesi gereken, buna da hiç hakkı olmayan takım. stoper lazımdı, forvet lazımdı, evet lazımdı ama çok daha iyi oynamak için lazımdı bu kadronun dahi hakkı bu oyun değil. oyun demeye dilim de varmıyor, sanki 11 tane adam sahaya önde oynayın denip salınmış gibi bir görüntüsü var. takım önde kuruyor kendini ama yine oynamıyor. henüz daha ilk kaliteli takım, ki ne kadar kaliteli?, darma duman etti bizi. bu seneden birşeyler çıkarmak istiyorsak eğer sahada oyun olarak çok fazla seviye atlamamız lazım. kusura bakmayın ama bu takımın yeni malatya gibi oynamaya hakkı yok. o kötü bu kötü, şu rezalet ötürü ondan da beter, diğeri zaten çöp. hayır değil. bu takım bu değil ve daha iyi olmak zorunda.
  • 19942
    geçen seneki deplasman fobisi devam edecek gibi gözüken takımımız.
    1 eylül 2018 trabzonspor galatasaray maçında da görüldüğü üzere deplasmanda dizlerinin bağı çözülüp kafası kesik tavuklar gibi oradan oraya savrulan oyuncular izlemeye devam ediyoruz.
    içeride aslan kesilen fernando, mariano, maicon, belhanda gibi ana omurgamızı oluşturan oyuncular, geçen sene olduğu gibi deplasmanda amatör futbolculara dönüşüyor.
    bu duruma bir çözüm bulunmazsa işimiz gerçekten çok zor.
  • 19943
    pas futbolu oynayamayacak takım. fatih terim bunu acilen görmeli. 1 eylül 2018 trabzonspor galatasaray maçı'nda madara olmamızda bu oyunu oynama çabamızın etkisi büyük.

    bir defa galatasaray orta sahası yaratıcı fakat çok iyi pas tekniğine sahip olmayan bir orta saha. sürekli dikine deneyen oyuncular var. ama sık sık da top kaptırıyorlar.

    defansımız ise asla ama asla rakibi ilerde karşılayabilecek bir defans değil. maicon, serdar ve donk. bu üçü de yavaş oyuncu. üstelik pozisyon alma becerileri de öyle çok yüksek değil.

    dolayısıyla bu kadar top kaptıran bir orta saha ile becerikli ayakları olan her takım bizi sürklase edecektir.

    fatih terim 2018 dünya kupasını kazanan fransa'ya, klopp'a, tuchel'e, simione'ye bakmalı. direkt futbola yönelmeli.

    biz defans çizgimizi kendi yarı sahamızın ortalarında kurup, rakibi de rakibin yarı sahasının ortalarında ama agresif bir presle karşılamalıyız. bölgesel anı ve sert baskılarla kazanılan topları bölgesel kontra ataklara dönüştürmeliyiz.

    bu rakibi külliyen ileride yakalamak değil. topu kaldığınız bölgenin dengesi bozulmuşken o bölgeyi zorlamak.

    elimizde ndiaye, rodrigues, emre, fernando, onyekuru, belhanda, linnes, nagatomo gibi direkt futbola çok uygun isimler var. stratejimizi buna göre planlamalıyız.
  • 19944
    hakkında türlü kombinasyonlarla çıkarımlar yapılan takım.

    'serdar - donk' diyor biri diğeri 'donk kasımpaşa'da bile stoper oynayamadı serdar - fernando en iyisi' diyor mesela.

    'onyekuru ilerde tek olmalı' diyen de var 'sinan'dan yeni bir burak yaratabiliriz' diyen de. hatta o bölge için muğdat'ın cuk diye oturacağını düşünen de.

    peki şimdi bunların hepsi hatta daha fazlası teker teker denendi diyelim. ama olmadı, tutmadı. ne olacak? ne halt yiyeceğiz?
  • 19945
    taraftarının diğer takım taraftarlarına göre şu günlerde umutsuz olmasının nedeni; takımın oyununu 1-2 tık yukarı taşımasına neden olabilecek bir değişim ihtimalinin düşük olması bence. rakipler gibi direk 11'e girebilecek transferimiz olmadığı için(olan da girdi zaten) bu kötü oyun x gelince düzelir ya da dur daha oyuncular birbirine ısınsın vs gibi bir olayımız yok. elimizdeki malzeme bu, yapabileceklerini de az çok biliyoruz. boka sardığı zaman ne olduğunu da biliyoruz. o yüzden en azından ligin ilk yarısı cl ile birlikte bu şekilde bi ileri bi geri şeklinde gidecek galiba. tabi terim bir sihirbazlık yapmazsa.
  • 19946
    ben bu takım hakkında yapılan bu kadar büyük yangını gerçekten anlamıyorum. ligde rakiplerden fenerbahçe takım olana kadar ligi kaybeder yazdım. hala puan kaybediyorlar. ikinci yarı açılacaklar ama şampiyonluk gidecek.

    beşiktaş ise medel'de ısrarcı olduğu için oyunu tamamen orta-kafa-gol'e çevirdiler. ortadan hiç gidemiyorlar. atiba gelene kadar ligde 2-3 maçta bir takılacaklar çünkü beşiktaş'ın bariz futbolunu kilitlemek çok kolay. kaldı ki atiba o yaşta %kaç gelecek o bile belli değil. talisca kilit açamayınca kral çıplak oldu. geçen seneden beri böyleler ama hala aynı yanlışta ısrar edip oğuzhan'ı ıslıklamaları bizim açımızdan harikulade. pitbul medel sen çok yaşa!*

    bizde ise ndiaye 1 aya hazır olur. trabzon maçında hiç hazır görmedim. ondan sonra bizim lig santrafora falan bakmaz. anadolu'ya üst üste koyar geçeriz. bizim takım 3-4 sene önceki uyuz takım değil. santrafora kalas koysan atacak. trabzon'da yapılan yanlışları zaten yazdım daha önce. sezon başı orta sahada top kullanma problemi çözülmemişken bize her maç ilk 30dk deli gibi galatasaray presiyle bastıran trabzon'a topu bırakmamak büyük hataydı. hele mariano'nun önüne sinanı atıp kolay çalım yiyen maicon-mariano ikilisini yalnız bırakmak intihar oldu. taktiksel bir sıkıntı oldu orada. bu kadar yangına gerek yok.

    en büyük sıkıntı yine başakşehir olacak. sırf lig şampiyonluğu için avrupa'dan elenen*, 2 kulvarda gidecek ve kadrosu çok kaliteli bir takım var.

    yangın yapılacak tek yer şampiyonlar ligidir. ligde şampiyonluğun en büyük adayıyız arkadaşlar. ama şampiyonlar liginde 21 kişilik kadro ve santrafor eksikliği kendini belli eder. kura kolaydı falan geçiniz. orada bulduğunu atmalı takım, ligdeki gibi oyunu kabul ettirmek kolay olmaz. yönetimin fiyaskosuna bu açıdan çok kızıyorum.
  • 19948
    en büyük rakibi beşiktaş berabere kalarak, fenerbahçe ise yenilerek bizim gibi puan kayıplarıyla haftayı kapatmışlardır. spor toto süper ligi'nin 4. haftasını olabildiğince en az hasarla atlattık. nazarlık diyelim. bundan sonrası milli takım arasında dersimize iyi çalışıp zorlu kasımpaşa maçına çok iyi bir performans koyarak reaksiyon göstermek. pozitif düşünmeye davet ediyorum. birkaç hafta içerisinde geleceğimize dair tabloyu daha net görebileceğiz. soğuk kanlı olmakta fayda var.

    edit: iyimserlikle bakmayıp ne yapmamız gerektiğini anlamadığım takım. bizim iyimserliğimiz de desteklemek dışında elimizden bir şey gelmemesinden dolayıdır. taraftar olarak elimiz kolumuz bağlı ve fatih terim'in bir şeyler yapmasını bekliyoruz ve yapacağı konusunda bir beklentimiz var. bizi yanıltmamasını umuyoruz.
  • 19950
    beşiktaş ve fenerbahçe** maçları sonuçlarından dolayı iyimserlikle bakılan takım.

    beşiktaş talisca'yı kaybetti o adam takımın yarısıydı normal böyle oynamaları, talisca varken ahım şahımlar mıydı değillerdi. keza fenerbahçe yeni kuruluyor ama o da umut vaat etmiyor bu da normal.

    gelelim bize. biz yeni takım mıyız ? değiliz. şampiyon olmuş, oturmuş takım geçen senelerde deplasmanlarda ne oynuyorsa yine aynısını oynuyor. kupa finali dahil 5 maçta top namına bir şey oynamadık. tüm bunların üstüne 29 gol atan santraforu ve stoperi kaybettik takviye bile yapılmadı.

    fatih terim'in bir şeyler bulması lazım yoksa şaka maka umut yok. n'diaye ve emre'nin adaptasyonu, feghouli'nin takıma girmesiyle yeni şeyler söyleyebiliriz belki.
App Store'dan indirin Google Play'den alın