• 18176
    şampiyonluğun iki formülü var.

    ya yol kazaların olur, atıyorum evinde malatya'ya yenilirsin ama gidip fenerbahçe'yi kadıköy'de yener bunu telafi ederek şampiyonluğa gidersin, ya da küçük maçları içeride dışarıda fark etmeden kazanır, derbilerden bağımsız şampiyon olursun.

    ha sen hem antalya deplasmanına takılayım, hem de büyük maçlarda galip gelmeyeyim dersen şampiyonluk hayal.
  • 18177
    fb, ts, bjk, b.şehir maçlarını kazanamasa bile kaybetmemeyi öğrenmeli. kaybedince rakibin de yaklaşıyor. oysa ki berabere bitirebilse şimdi hem birkaç puan fazlası olmasıyla hem de rakiplerine(b.şehir) ekstra puan vermediğinden puan farkı olacaktı.

    şu anda diğer takımlarla olan her maçını kazanması gerektiği gibi bir de 2 aralık 2017 beşiktaş galatasaray maçı gibi bir büyük maçı kazanması takımın kendine gelmesi açısından da çok önemli.
  • 18179
    wagner love tipi bir forvefe ihtiyaci olan takim. kendisini alalim demiyorum ama ihtiyacimiz olan forvet tipidir, iki forvet oynamak istiyorsan zaten elinde farkli oyun karakterinde adamlar olacak. eren ve gomis gibi benzer kuleleri dikmeyeceksin. zamaninda hakan sukur ve saffet sancakli ikilisi bile olmadi bu. ancak hakan ve arif ile beraber fazlasiyla verim verdi. hatta bana gore adrian illie-hakan ikilisi daha verimliydi. sonuc olaracak tek forvet oynamak istiyorsan bile her turlu adam lazim. eren'in su dakikadan sonra verimli olacagini sanmiyorum.
  • 18180
    hızlı, adam geçen, topu taşıyabilen hücum oyuncularına ihtiyacı olan takım. kanat veya forvet olabilir. ama özellikle kanatlarda hem tolga gibi takım oyununa katkı sağlayacak hem de oyunun sıkıştığı anlarda şapkadan tavşan çıkarabilecek oyuncular bulmamız lazım. zor ve maliyetli olacağını biliyorum ancak özellikle deplasmanlarda başarılı olmak istiyorsak böyle oyunculara ihtiyacımız var.

    takım oyununa katkı sağlayan bir bruma olsaydı mesela bu sezon kesin şampiyonduk diyebilirdim.
  • 18181
    önümüzdeki süreçte transfer politikasının takımın yaş ortalamasını düşürme üzerine olması gereken takım. bu illaha genç transfer yapılsın demek değil, 25-29 arası da bu kategoriye dahil.

    30 yaş üzeri futbolcu alınacaksa da ne olur sözleşmeler kısa vadeli yapılsın, isim ne olursa olsun. yoksa 2-3 seneye yine patlarız. şuan beğensek de mariano,fernando,gomis gibi isimleri 2 seneye beğenmemeye başlayacağız. he umarım kendilerine çok iyi bakarlar ama köy öyle görünüyor.
  • 18183
    2017 - 2018 sezonunda; jose sosa, burak yılmaz, juraj kucka ve hugo rodallega gibi önemli eksikleri olan trabzonspor'a 2-1 yenilmiş, emre belözoğlu ve mahmut tekdemir gibi önemli eksikleri olan başakşehir tarafından ise 5-1'lik ağır mağlubiyete uğratılmış takımdır. sıradaki rakibi ise alanyaspor'dur ve rakibin elit oyuncusu vagner love'ın yanı sıra etame mbilia ve junior fernandes gibi önemli oyuncuları sakattır. hatta emre akbaba'nın durumu ise belirsizdir. lafın özü bu sene eksiği olan takımlara yenilmiştir.

    sıradaki 25 kasım 2017 galatasaray alanyaspor maçı'nda da yenilmesinden korktuğum gözümüzün nuru takımımızdır. bir yenilgiyi daha* kaldıramam...
  • 18185
    devre arasında kesinlikle ve kesinlikle etkili bir kanat oyuncusu transferine ihtiyacı olan takım.

    bu sezon şampiyonluktaki en büyük rakiplerimize bakın. başakşehir ve beşiktaş'ta kadroya giremeyen oyuncular bile bizim takımda banko oynar ve fark yaratırdı. galatasaray gibi şampiyonluğa oynayan bir takımın en iyi kanadı ve umut bağladığı adam rodrigues olamaz. yanlış anlaşılmasın kendisini faydalı buluyor ve oynamasını istiyorum çünkü bireysel olarak kenarda birşeyler yapabilecek nadir adamlardan. ama o oynamadığında böyle tökezliyorsak vay halimize. kimse de iyi kadrodan falan bahsetmesin o zaman.

    senin rakiplerinde babel, quaresma, lens, elia vs. gibi kanatlar var. biz ise paok'tan 3 milyon'a aldığımız iyi niyetli ama yetersiz rodrigues'e bel bağlıyoruz. bruma gibi bir adam vardı satıldı. madem sattınız o ayarda bir futbolcu da almalıydınız yönetim olarak. bizim ligimizde kanatlar, çalımla sıfıra inen adamlar çok iş yapar. bakın ligin başında o övdüğümüz galatasaray'ın gollerinde rodrigues-gomis imzası vardı genelde. ki bunu yetersiz dediğimiz adam yapmıştı.

    basit bir futbol izleyicisi olarak benim gördüğüm bu. bizim takımın her iki kanadına da hızlı, çalım atabilen, sıfıra inip ortalarla gomis'i topla buluşturabilen adamlar lazım. tolga oynamamalı kanatta. yetenekli adamlar oynamalı. tolga'nın yeri orası değil. devre arasına kadar ise kesinlikle feghouli ile rodrigues oynamalı kanatlarda.

    galatasaray'ın geçmişine de bakarsanız bu tarz adamların fark yarattığını görürsünüz. zamanında ribery, keita gibi oyuncular çok sevilmiş ve etkili olmuştu. bruma da öyle. çünkü bu tip adamlar kapalı defansları açabilirler. seyirciyi ve takımı bir iki güzel hareketle coşturabilirler. ilerde rakibe her zaman bir tehdit unsuru oluşturur, kart çıkmasına faul yapılmasına neden olabilirler.
  • 18187
    burdaki renkdaşların 2017-2018 sezonunda büyük maçlarda oynanan kötü ve silik oyunu kabullenememesini gayet iyi anlıyorum. yalnız işin realitesine baktığımızda deplasmanda ts ve başakşehir'e 6 puan kaybedince dünyanın sonu gelmiş gibi davranılmasını anlamıyorum. kötü oyun yüzünden eleştirelim ama amaç şampiyon olmaksa yakıp yıkmaya gerek yok. bizim 7 puan kaybettiğimiz fb, başakşehir ve ts'a, bjk de 7 puan kaybetti. üstelik iki maçı da kendi sahasında oynadı. ve hala bizim 4 puan gerimizdeler. hep söylüyorum, yine söyleyeceğim. fb, bjk, ts ve başakşehir ile toplam 8 maç oynuyoruz, diğer takımlarla 26 maç... buda 78 puan eder. büyük maçları kazanmakla şampiyon olunsaydı, fb uzak ara yapardı. takımı büyük maçlardaki kötü oyun için sonuna kadar eleştirin, eleştirelim ama amacımızı unutmayalım. son olarak 22 ekim 2017 galatasaray fenerbahçe maçını bir kenara koyuyorum. o gün resmen hakem tarafından doğrandık. olay vermediği penaltı veya belhanda'ya gösterdiği kırmızı kart değil. herif ilk 15 dk'da bütün takımı ve tribünleri sindirdi. he sinmemek lazımdı ama işte orda da takımın tecrübesizliği ortaya çıkıyor. geçenlerde bir arkadaş yazmıştı. çok karakterli futbolcularımız var evet ama böyle maçlarda melo tarzı adamlar aranıyor. fb maçında onu çok aradık mesela...
  • 18188
    büyük maçları kazanamıyor olması, olası bir şampiyonluktan sonra katılma hakkı elde edilen şampiyonlar ligi'nde hiçbir halt yapamayacağına delalet eder, nitekim şl'de tüm takımlar büyük oluyor.

    açıkçası igor tudor'a olan güvencim bir hayli sarsılmış olsa da en azından ilk devreye kadar hatalarından ders çıkartacak mı diye sabretmeyi gerektiren kredisi olduğunu düşünüyorum.

    umuyorum ki beşiktaş derbisinde 4-2-3-1 dizilişi ile oynar ve önde baskı anlayışına geri döner.
    yoksa o maçta 1 puan alsa bile yönetim ipini keser, bundan en ufak bir şüphem yok.
  • 18190
    takım 3 senedir büyük maç kazanamıyor doğru düzgün. güvensizlik olması kadar normal bir şey yok.

    2011-2015 arası madara ettiğin beşiktaş'ı 2 senedir yenemiyorsun mesela, 1 hafta sonraki maç için de umutlu değilsin.

    keza fenerbahçe, başakşehir, trabzon yine öyle.

    büyük maç kazanmadan ne takım havaya girer ne taraftar.

    onun dışında lider oyuncu yok söylemine ben de katılıyorum. bu takımın hücumda lider ve soğukkanlı bir oyuncusu yok bana kalırsa. sneijder böyle bir adamdı mesela, drogba ve elmander yine öyle.
  • 18191
    büyük maçları kazanamıyor oluşu tarihine ve büyüklüğüne yakışmamaktadır. bu durum direkt başarısızlığa delalet etmez belki ama psikolojik olarak takımı ve taraftarı yıpratır. asıl misyonumuz olan avrupa kupaları için de bize iyi şeyler vaat etmez.

    eskiden en azından fener ikili istatistiklerde üstündü. şimdi trabzon bile bize üstünlük kuruyor. kaldı ki bu takım aysal döneminde fenerbahçe'ye bile ezici üstünlük kurmuştu.

    hayır yani kadro çok kalitesiz desek o da değil. maicon, fernando, mariano, gomis gibi oyunculara en son ne zaman sahip olduk?
    o zaman sorun başka yerde. en başta teknik direktör meselesi. tudor şu ana kadar büyük maçlarda bizi eleğe çevirdi. en azından riekerink denen adamın bizdeki kariyerinde beşiktaş ve fener galibiyetleri vardı. tudor'la inanın başarısızlık olarak kimseyi kıyaslıyamıyorum.

    ayrıca sneijder, podolski, bruma gibi şapkadan tavşan çıkaran oyuncularımız da yok. takım dediğim gibi çok kaliteli ama çok özel oyuncusu yok. büyük maçlar ise özel oyuncularla kazanılır. bir de çirkef oyuncu eksikliğimiz de bunda etken. şu takımda bir melo olsaydı inanın çok şey değişirdi. böyleleri rakibi sinirlendirir, hakemi baskı altına alır ve taraftara da güven verir. tamam iyi kadro kurduk ama şöyle teferruatları hiç düşünmedik.
  • 18192
    önceki senelerde büyük maç kazanamamamız tamamen kalite eksikliğinden kaynaklanıyordu. selçuk inan, sabri sarıoğlu, yasin öztekin gibi şu anki oyuncularımızın onda biri kalitede olmayan oyuncularla bile eski halleri daha formda olan beşiktaş ve fenerbahçe'yi zorlayabiliyorduk. çünkü takımda iyi kötü bir derbi kültürü ve sabri sarıoğlu gibi deli fişek isimler vardı. şimdi bu söylediklerimden sabri dönsün falanca kişi dönsün anlamı da çıkmasın lütfen bahsettiğim şey baskın karakterli oyuncular.

    bu kadar hakem katliamına kurban gidip yine bu denli sessiz ve pısırık kalabilen bir galatasaray kadrosu daha izlememiştim. tamam hepsi çok güzel insanlar hepsi on numara insanlar ama böylesi silik karakterli olmak da takıma zarar verir. tabi mevcut siliklikle de derbi kazanamamak çok anormal değil. derbi olayını teknik direktöre de fatura edebiliriz elbette ama bu konunun etkisini de küçük görmemek lazım. sonuçta kadro çok kaliteli, ee takım diğer maçlarda kötü oynasa teknik direktörde iş yok diyelim. o da yok.

    devre arasında asamoah- gaitan falan alalım diyen taraftarlarımızı sonuna kadar anlıyorum ancak bize artık yetenekli oyuncu değil derbi oyuncusu- lider oyuncu lazım. ujfa gibi, drogba gibi ilk geldiği günden sonuna kadar takımına sahip çıkan karakterler lazım. aksi taktirde bu yumuşak oyuncularla, 10 sene daha derbi kazanamayız. isterseniz guardiola'yı getirin yine sonuç değişmez.
  • 18193
    sene başından beridir yere göğe sığdıramadığımız takımımız her zamanki alışkanlıklarını devam ettiriyor: her maç rakip ceza sahası önünden nasıl en kısa sürede kendi kalecine dönersinin dersini görüyoruz. kabul ediyorum, çok kaliteli izlettiriyorlar bize. haklarını yiyemem. nasıl dikine oynanmazın dersini görüyoruz. aynı zamanda bu ders top bir oyuncunun ayağındayken nasıl geri kalan 10 oyuncu boşa kaçmaz, rakibin arkasına saklanır dersi ile de ilişkili. yani birinden kalırsak diğerini alamıyoruz. zincir gibi düşünün. durum böyle olduğundan biz her maç ikisini de layıkıyla yapıyoruz :) topu ayağına alan her oyuncu top benden gitti gerisini onlar düşünsün kafasını çok iyi yansıtıyor, bazı oyuncuları en azından maçın belli anlarında dışarıda tutuyorum ancak hemen hemen tüm oyuncular bu konuda özel ders verebilir. saati 200 dolar fena olmaz, ha? aaaa, en önemlisini unutmuşum: nasıl gol yenir. hiç açıklamıyorum, bir güzel yeriz, muhteşem yeriz. gol yemeden maç bitiremeyiz. peki ya taçlar? of be ağzımın suları aktı. gerçi bu türkiye'nin genel bir krizi. yani ülkecek taç atmayı bilmiyoruz. bu konuyu daha fazla 'taç'landırmıyorum ve herkesi bu yazımı okumaya davet ediyorum: http://abcspor.com/tac-atamayan-ulke/ bu linki ararken yazarkenki heyecanım kaçtı. neyse artık 96-00 arasına dönemeyeceğimizden bu ve buna benzer yazıları zaten yıllar boyunca yazıcam, kimse dertlenmesin. rahat olun ya muhteşem oynuyoruz.
  • 18195
    bu sezon üçüncü bölge özelinde takımda ne eksik buldum sanırım. takımda sezon başından beri iyi bir takım oyunu var, herkes birbirine yardım ediyor, üçüncü bölgede güzel boş koşular yapıp, güzel pas yapıyorlar. fakat bu bölgeye biraz da bencil bir futbolcu lazım bana sorarsanız. maç içerisinde bazen "fink, al topu biraz çıldır" diye pas atacak biri olmalı sanki. assist isteğinden şut çekmez oldu millet.
  • 18198
    ligin %40'ı bitmişken 2017 yazında yapılan transferleri iyiden kötüye doğru sıralarsak:

    gomis/31 yaşında/2.500.000 euro - tek kelimeyle muhteşem bir transfer. hem iyi bitiriciliği olan hem de genel futbolculuk özellikleri iyi olan (hareketli ve duvar olmayı bilen) bir forveti bu paraya almak büyük başarı. bu paraya gomis'ten daha iyi bir forvet almak neredeyse imkansız.

    fernando/30 yaşında/5.250.000 euro - bu seneki ikinci muhteşem transfer. oyun zekası yüksek, dinamizmi iyi, defansif müdahaleleri başarılı, ayağı düzgün bir önlibero. hücum katkısı vermemesi sebebinin stoperlerin arasına girerek oynaması olduğunu düşünüyorum, fernando'yu forvet arkasına koysan en az belhanda kadar oynar.

    maicon/28 yaşında/8.000.000 euro - muhteşem olmasa da gayet iyi bir transfer. ilk müdahale sertliği gayet iyi, konsantrasyonu yüksek, hava toplarında çok iyi, bu sayede skor katkısı da çok iyi bir stoper. tek kusuru yerden hızlı gelişen pozisyonlara geç tepki vermesi. fakat süper lig'te beklentileri fazlasıyla karşıladı.

    mariano/31 yaşında/4.000.000 euro - iyi bir transfer olduğu tartışılmaz ama 4 milyon euro veriyorsak parlatıp daha yüksek paralara satacağımız bir isim de alabilirdik. mariano tekniği ve oyun zekasıyla gayet iyi bir bek ama yaşı itibariyle kariyeri düşüşe geçmiş bir futbolcu. eğer 2-3 yaş genç olsaydı muhteşem bir transfer olurdu.

    belhanda/27 yaşında/8.000.000 euro - lafı uzatmaya gerek yok, forvet arkası mevkisinde 8 milyon euro etmeyecek bir oyuncu. 8 milyon euro'yu verdikten sonra belhanda'dan çok daha iyi oyuncular alınırdı. ama merkez ortasahaya kayar oğuzhan gibi 8 numara oynamaya başlarsa işler değişebilir. duran topları çok iyi kullanmasaydı taraftardan ciddi manada tepki çekerdi.

    ndiaye/26 yaşında/9.000.000 euro - kesin yorum yapmak için erken ama henüz beklentileri karşıladığını söylemek mümkün değil. 9 milyon euro verilen adamın hızlıca rakibe yetişip top çalmaktan başka bir numarası yoksa ortada bir sorun var demektir. ndiaye'nin top ayağındayken soğukkanlı oynamayı öğrenip hücum katkısını artırması şart, bunu da başarabilir ve çok iyi transferler arasına girebilir diye umuyorum.

    latovlevici/31 yaşında/550.000 euro - 6 ay idare etsin diye alınan düşük maliyetli bir oyuncu ama beklentileri karşılayamadı. yine de kötü bir transfer değil çünkü sadece bir sezonluk kontratı ve düşük bir maaşı var. latovlevici'ye kötü transfer dersek de jong transferine rezalet transfer dememiz, ryan donk transferinin türkçe sözlükte tanımı olmadığı için yeni bir kelime icat etmemiz gerekir.

    feghouli ve carrasso transferlerini şimdi yorumlamak doğru olmaz, en az 9-10 maçta izledikten sonra konuşmak lazım. ama cenk ergün ve tudor'un 2017 yazında gayet iyi bir iş çıkardığı su götürmez bir gerçek.
  • 18200
    25 kasım 2017 galatasaray alanyaspor maçı yine yanıltmasın bizi lütfen.

    abi bu takım çok kontrolsüz oynuyor. deli dana gibi koşan oyuncular, son dakikalarda bir farkla önde olmamıza rağmen yapılan fütursuzca hücumlar... taraftardan puan toplamak adına kendini boşa yoran arkalarında boşluk bırakan oyuncular var. niyetlerinden şüphem yok da çok amatör görünüyoruz. ve önde olmamıza rağmen yaptığımız fütursuzca ve aceleci hücumlar eksik yakalanmamıza neden oluyor. bir gol yesek 2 puana mal olacak.

    coşku ile amatörlüğü karıştırıyoruz. gerektiğinde sakin ve mantıklı kalmalıyız. takım o yüzden büyük maçlarda güven vermiyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın