• 15351
    bazı bölgelerde rotasyonu olmayan takım. özellikle günümüz futbolunun en önemli bölgesi olan ön liberoda şu an sadece 2 oyuncumuz var. tolga yaşı gereği idare ediyor ama sadece lig kulvarında bile olsak da o bölgede sağlam 4 oyuncumuz olmalı. selçuk 60'dan sonra oyundan inanılmaz düşüyor, tüm yük tolga'ya biniyor. de jong 3 haftadır yok, akıbetini de henüz bilmiyoruz. yaşı da az değil 32. devre arasına kendimizi nasıl atarız bilmiyorum ama ara transferde en az 1 sağlam ön libero takviyesi yapmamız gerekiyor. beşiktaş'ta süre almayan tolgay arslan iyi galatasaraylıdır, süre alamadığı için de mutsuzdur, yoklayabiliriz. veya hoffenheim'a yeni giden kerim demirbay'ı yoklayabiliriz. levin öztunalı, kaan ayhan veya dortmund'ta hiç süre almayan nuri şahin bile olabilir. dikkat ederseniz sadece türk kökenli oyuncuları sayıyorum zira bu adamların çoğunluğu türkiye'de galatasaray'ı tuttukları için avantajlı olabiliyoruz. he iyi bir yabancı bulabilirsek ona da amenna, başımızın üstünde yeri var ama devre arasında o tür bir oyuncu almak çok zor. ve bence transfer yapmazsak şampiyon olma şansımız çok az. zira 2 ön liberoyla tek kulvarda da oynasak sezon bitmez. en az 4 ön libero gerekiyor.

    bunun haricinde gönül ister ki stoper bölgemize de sağlam bir adam alalım ama rotasyonunda 4 oyuncusu olan ve sene başı en yüksek bonservis bedelini kıytırık bir stopere veren bir yönetimin devre arasında stoper alacağını hiç sanmam.
  • 15352
    simetrik olarak ikiye boldugumuzde sag taraf, sol tarafa gore cok geride. teknik ve uretkenlik acisindan cok zayif kaliyor orasi. carole, bruma ve sneijder 3'lusu her mac tonla tehlike uretip fiziken ayakta kalirken, sabri, selcuk ve yasin'den olusan 3'luye top gittiginde her an kontra yiyecekmis gibi duruyoruz.

    bir an once cavanda, podolski ve de jong 3'lusunu kullanmaya baslamaliyiz. her hafta gelisen bir oyunumuz var. futbol mentalitesi yuksek oyuncularla cok daha yuksek bir tempo ve uretkenlik kazanacagiz.

    24.09.2016 bjk-gs maci gosterdi ki bu ligin abisi biziz. ve biz sacmalamadikca favori de biziz sampiyon da biziz.
  • 15353
    24 eylül beşiktaş galatasaray maçinda beğenerek izlediğim takımımız. ünal aysal "kurumsallık, kurumsallık" diye bağırıyordu ya işte saha içinde ancak bu kadar kurumsal olunur.

    öncelikle gayet mantıklı oynuyoruz, rakibin zayıf noktalarını gayet iyi tespit edilmiş, ağzımızda salyalarla sürekli rakibe saldırmıyoruz.

    kendi artı ve eksilerimizi biliyoruz ona göre eksikliklerimizi kapatmaya çalışıyoruz.

    anladığım kadarıyla takıma siz herkesi yenersiniz gidip parçalayın, aslanlar, kaplanlardan daha fazlasını söyleyen birisi var artık.

    (bkz: jor) (bkz: #1962803)
  • 15354
    ligin ilk 5 haftasında 3 deplasman maçına, 1 de seyircisiz maça çıkan takımdır.

    ilk 5 haftada taraftarının önüne sadece 1 kere çıktı ve toplamda 11 puan kazandı.

    önümüzdeki 5 haftalık süreçte 2 deplasmana gidecektir. ilki gençlerbirliği, ikincisi adanaspor.

    avrupa maclarında bir temiz hirpalanacak olan fenerbahçe ve beşiktaş'ın bu süreçte puanlar kaybetmesi pek muhtemel.

    ne yapıp edip önümüzdeki 5 haftada 15 puan alıp liderlik koltuğuna oturmamız lazım.

    sakatlar da iyileşsin artık amk!
  • 15355
    iyi takım ve daha iyi yerlere gelecek takım. 24 eylül 2016 beşiktaş galatasaray maçında iyi oynamıştır. büyük eksiklere rağmen maçı iyi götürmüştür. bir anlık uyuma güzel bir galibiyete mal oldu. bu takımda chedjou, sabri ve yasin'e yer yok. akıl yok, yetenek yok, refleks yok. sakatlar geldiğinde bence çok iyi yerlere geleceğiz. podolski ve de jong bize çok lazım.
  • 15356
    sezona bütün transferleri sakat olarak başlayan takım. buna ek olarak koray da sezonu kapattı ve denayer alınamadı. defansa beklediğimiz denayer, cavanda, serdar, koray hatta sezon başı itibariyle umutlu olduğumuz linnes takviyelerinden hiç bir tanesinden faydalanamadık ve varsayılan defans hattımız oynamaya devam ediyor.

    chedjou-hakan tandemi ve sabri sağ beki ile skor tutmak gerçekten çok ama çok zor.

    ne dediysek o :

    "* kanatları güçlü bir beşiktaş'a karşı yasin ve bruma'nın sürekli desteği olmaz ve geri dönmekte zorlanırlarsa özellikle hata yapmaya meyilli sabri kanadından aşırı zorlanabiliriz maç boyunca. defansta ise chedjou ne yazık ki bütün maç yapacağı 2 hatayla skoru değiştirebiliyor."

    (bkz: #2029055)
  • 15357
    24 eylül 2016 beşiktaş galatasaray maçı'nda ki mesafe istatistikleri şu şekilde.

    oyun mesafeleri
    maçın tamamında takım yerleşim mesafesi, beşiktaş için 58.2m., galatasaray için 53.9 m.
    maçın tamamında rakibi karşılama mesafesi, beşiktaş için 45.4m., galatasaray için 35.4 m.
    golsüz beraberlikte takım yerleşim mesafesi, beşiktaş için 53.4m., galatasaray için 49.5 m.
    golsüz beraberlikte rakibi karşılama mesafesi, beşiktaş için 43.8m., galatasaray için 33.9 m.

    buradan görülebileceği üzere henüz ligin 5. haftasında ve zor bir rakip karşısında olmamıza rağmen oyunu kısa mesafede oynamayı becerebiliyoruz. üstelik de son yarım saatinde hakem tarafından ciddi şekilde sabote edilmemize rağmen. sanıyorum işler yolunda giderse sezon içerisinde futbolumuzun top yaptığı anlarda 40 metrelere inecek bu istatistik.

    şu ana kadar oynadığı 40 küsür dakikada de jonk'ta gördüğüm aynı tahmin ettiğim gibi defans çizgisini sürekli öne çıkarmaya çalışması oldu. takıma katılmasının baya büyük fayda sağlayacağına inanıyorum bu bakımdan. çünkü defans oyuncularımız mental olarak kuvvetli değil. yani hiç biri defans çizgisini avrupa standardında ayarlayamıyor. bir lidere ihtiyaç var ve o lider rolünü de tecrebe ve futbol bilgisiyle bana göre de jonk üstlenir. işte bu uyumu yakaladığımız an çok daha hızlı ve etkili hücumlar yapmaya başlıcaz. beklerimizin performansı artacak.

    sonuç olarak jor'un takıma büyük katkı yaptığı ortada. önümüz açık.
    sezona hazırlık devresinde keşke dediğim iki konu var. birincisi kolbeinn transferini oyuncunun stili açısından doğru bulmuyorum. misal niasse tarzı bir oyuncu alabilseydik beşiktaş karşısında 3'ü 4'ü çok rahat yakalardık. maç sonu rakip savunmanın bu kadar rahat ileri çıkması bana göre mümkün olmazdı. ikincisi de serdar aziz yerine o paraya arka bölgeyi çekip çevirecek bir oyuncuyu alamamış olmamız... bu iki işi düzgün becersek ligi çok rahat götürürdük.
  • 15358
    haftalar geçtikçe takım olma yolunda girerek iyi bir çizgi yakalayan takımımız. öncelikle 5 tane eksiğimiz var şu anda. görünen o ki önemli ikisi de jong ve podolski. podolski bize hem hucum gücü katacak hem de rotasyonda + etki sağlayacak. yasin yedek olacak ki sonradan girdiğinde katkı verebilecek bir oyuncu. de jong ise takıma sertlik katacak ve pas yüzdemizi arttıracak. diğer yandan serdar aziz gelip formayı kapması lazım. chedjou artık kızağa çekilmeli. son yediğimiz golde % 50 payı var. ayrıca iyice ağırlaştı artık. sighortssoon ise özellikle sıkışan maçlarda hem hücum gücü katacak hemde eren yorulduğunda sahaya sürüp sahada eksik oynamayacağız. eren maç içerisinde hem stoperler ile mücadele ediyor hem de önde pres ile takıma ciddi katkı sağlıyor. öte yandan cavanda bu takımda olucak gibi durdu. 24 eylül 2016 beşiktaş galatasaray maçında izlediğim bölümde daha doğrusu oynadığım bölümde bize yeterli olacağını gördüm. atletik olması savunma açısından büyük avantaj.

    24 eylül 2016 beşiktaş galatasaray maçında değerlendirmek gerekirse.

    muslera: o kadar alışmışız ki harikalar yaratmasına normal oyununu oynasa bile göze batıyor. gayet yeterli oynadı maçta ve beşiktaş üstümüze gelirken oyunu son dakikalarda tecrübesiyle iyi soğuttu. cenk'in golünü yemezdi ki chedjou müdale edecek sandı ve o golü yedi. bence artık daha dikkat edecektir. çünkü güveneceği bir stoper tandemi yok önünde.

    sabri: hem diyorum iyi niyetli ancak çok yetersiz. önceden hızı vardı ama artık kaybetti ve pozisyon bilgisi sıfır. takımda olmamalı ancak linnes normal oyununun çok altında kalınca mecburen oynuyor. cavanda yerini alacaktır diye ümit etmekteyim.

    chedjou: yediğimiz iki golden birinde hata ona ait. son 6 maçtır takımın en kötüsü. sürekli hem adam kaçırıyor hem top sektiriyor. bence kafası çok karışık sözleşme konusunda. yerine ya serdar oynayacak ya da ara transfer döneminde adam alınacak.

    hakan: kendi standartını oynuyor. tecrübesi ve oyun bilgisiyle götürüyor ve lig için yeterli. ha daha hızlı bir stoper oynasa ki öylesi 7-8 milyon euro maliyeti olur bize daha iyi olur ancak şu anda bu takımda yerine oynayacak kimse yok. 24 eylül 2016 beşiktaş galatasaray maçında yeterli oynadı.

    tolga: eren ile birlikte takımın en iyi oyuncusu. müthiş alan kapattı maç boyunca. atiba ve oğuzhan'ı sahaya gömdü tek başına. yanında bir tolga daha olsa maç başka haller alırdı tahminimce. 12.5 km koşmuş ve takımın koşu mesafesine 2.5 km fazladan katkı yapmış. yürüyedursun.

    selçuk: artık gitmeli.

    yasin: 24 eylül 2016 beşiktaş galatasaray maçında beğendiğim adamlardan. öncelikle savunmaya yardım etti, koştu, mücadele etti. gönül ister ki daha fazla sahada etkili olsun ama en fazlası bu. şuan için podolski %100ünü bulana kadar oynamalı.

    sneijder: eski günlerini özletiyor. ama giderek daha da etkisini arttırıyor. bence zamanla rayına oturacak kendisi.

    bruma: çok etkili ve skor konusunda giderek kendisini geliştiriyor. ancak hala pas oyununda öğrenmesi gereken çok şey var. bir de sürekli geçip gitmeye çalışıyor ki bu bizi heyecanlandırıyor ancak biraz daha tercihleri konusunda dikkat etmeli. attığı golü bu ligde atacak oyuncu bence yok.

    eren: takımda yeri değişmemesi gereken 4 oyuncudan birisi (tolga, muslera, bruma)ve 5. maçında 5. golünü atan oyuncu. çok etkili oynuyor ve savunmaya pres ile ciddi katkı yapıyor.

    josue: kanat oynamaz bunu gördük. dün gece o golü yapsa kendine güveni artacaktı. olmadı ama kumaşı ile bize lazım. jor bey kendisini sneijer'in yerinde denemeli.

    sinan: bu çocuk ya oldum sanıyor ya da yeteneklerini çaldılar. savunmaya ve bekine yardıma gelmeyi öğrenmesi lazım. kanat oynamaması da lazım. ya kanat oynayacak bence oynamamalı ya da ikinci forvet tarzı oynayacak. eren ile birlikte bir kaç maç denenmesi lazım bence. gol vuruşları iyi, fizikli ve hızlı oyuncu ligimizde forvet ve forvet arkası daima iş yapar.
  • 15363
    ihtiyacımız olan karakterdeki futbolcuların takıma katılması ve doğru oyun planını oynatmak isteyen teknik direktör ile birlikte özlenen futbol oynanmaktadır. ihtiyacımız olan karakterdeki futbolcular aslında hepimizin malumu ve özlediği, orta sahada çok koşan, basan ve pas yapan bir box to box ile ileri uçta pres yaparak rakip takımın oyun kurmasını engelleyen ve bitiricilik konusunda kalbur üstü bir forvet. teknik direktör ve bu iki oyuncu ile birlikte çok da zorlayıcı bir lig olmayan ligimizde zaten ortalama üstü bir kadroya sahip olmanın da avantajı ile yine şampiyonluk potasına girdik. burada önemli olan oyun istikrarını sağlamak ve oyun karakterini hiç bozmadan devam ettirebilmek. sakat oyuncuların düzelmesi de bence sistemin daha verimli çalışmasında önemli rol oynayacaktır. örneğin; podolski, yasin'i kesecek ve oyun içerisinde içeri doğru kat edişlerle sıkıştığımız anlarda bitiricilik konusunda büyük katkı sağlarken savunmanın ona odaklandığı anlarda ise eren, sneijder, bruma, joseu ve hatta geriden gelen tolga, selçuk ve de jong için alan açacaktır. diğer bir örnek ise sigthorsson; onun da eklenmesi ile eren'i yedeklemekle beraber zaman zaman ikili oynamaları ile karşı takımın çıkmasını imkansızlaştırmak da bir plan olabilir. tabi arkasına yaratıcı özellikleri çok olan oyuncular koymak şart. özellikle de sağ ve sol bek mevkileri önem arz edecektir. tabi bu iki bölgede bize bu konuda yardımcı olabilecek bir oyuncumuz yok. hepsi birer yan parça olabilir ve yaratıcılıkta çok zayıf kalıyorlar. belki kolay maçlar için denenebilir bu tarz bir taktik. son sakatımız ise de jong. şu anki düzende ne kadar selçuk'u kesmesi muhtemel gibi dursa da bu da benim açımdan büyük bir soru işareti. çünkü orta sahada yaratıcılık açısından sıkıntı yaşadığımız çok açık ve de jong buna ilaç olmaz. selçuk'un son yıllarda bu konuda ne kadar yararlı olduğu tartışmalı olabilir. fakat yanında defansif anlamda başarılı bir oyuncu ile neler yaptığını yıllarca izledik. de jong'un takım savunmasına ve pas oyununa büyük katkı sağlaması zaten hepimizin beklentisi ki zaten bu yeteneklere sahip. acaba bu durumda üçlü orta saha denenebilir mi? çok kolay değil ama yine kolay maçlarda bu tarz bir deneme yapmamız iyi olabilir. sakatların dönmesi görüldüğü gibi taktiksel açıdan esneklik sağlayacağı kesin.

    bizim için diğer önemli bir konu da takımın hücumu ve topu bir an önce kapmayı kendine ilk hedef edinmesi. bu, oyunu izlenme açısından da daha güzel kılarken, sürekli kazanma fikrine sahip bir takım için çok önemli. burada en büyük payın reikering'e ait olduğu kesin. doğru transferleri istemesi ve doğru oyun planı bunda etkili. açıkçası antrenmanlarını çok merak ediyorum. oyunculara yaptığı taktiksel uyarılar, istenen oyunun oynanması için yaptırdığı antrenman metotları, belki teknik direktörlük dünyası için çok basit ama bir senede takımın 180 derece dönmesini sağlaması açısından merak uyandırıcı. sadece taktiksel değil, psikolojik olarak takıma yaklaşımının da bu değişimde etkili olduğu kesin. bu da diğer bir merak konusu benim için.

    tüm bunların ışığında benim beklentim bu sene oynadığımız oyunu geliştirerek şampiyonlar liginde bu tarz oyamaya devam etmek. zaten önemli olan dizilişler değil, nasıl bir tarz ile oynadığımız. bunu sağlamak için çalışan bir teknik direktörümüz de var. açıkçası bu beni çok umutlandırıyor ve mutlu ediyor. ama en büyük mutluluk sahada armanın hakkını vererek mücadele eden aslanlar görmek.
  • 15364
    2016-17 sezonunda hakemler tarafindan ince ince dogranan takim. bunu aleyhimize karar vermekten ziyade rakibe kart gostermeyerek yapiyorlar. yonetimin tepki vermesi sart. su ana kadar her macta en az rakipte 1 kisi atilmaliydi. atmayi gectim herkesin sari gormesi gerekirken kart bile gormuyorlar. boyle oyunca sertlikden oyuncular tedbirli hale gelip oynamiyorlar duzgun.
  • 15367
    2016-2017 sezonunu şampiyon bitirecek takımdır. ilk 5 hafta oynanan oyunun üzerine koya koya gidecek ve tahminen 20.haftadan sonra durdurulamayacak bir takıma dönüşecektir. uzun yılladır oynanan futbolun dünyada kabul gören futbola benzediği ilk sezonu yaşıyor bu takım. eksikleri fazlasıyla var ama güçlü yönleri de fazlasıyla güçlü olduğu için bir şekilde bu sezon o eksikleri kapatacaklar. önümüzdeki sezon kendi arenamız olan şampiyonlar ligine dönerken bu futbolu bir tık yukarıya atmayı başarabilrsek dünyadaki hiçbir takıma karşı ezilmeyen, eşit düzeyde oynamayı başaran o takımı yaratacağımıza inanıyorum. yolumuz umarım açık olur.
  • 15369
    şampiyonluğun net bir şekilde gözümde favorisidir. her maçta üzerine koymayı başaran bir takımımız var. ilk 5 maçta net bir şekilde hakem kıyımına da maruz kalıyor bu arada. buna rağmen 1 derbi deplasmanı, 2 anadolu deplasmanı, 1 seyircisiz maçın bulunduğu 5 maçlık seriden 11 puanla çıkmış olmamızı felaket senaryosu gibi yansıtan basına aldırış etmememiz gerekiyor. tahminimce devre arasını bir şekilde bulacağız ve ikinci devre en az 42 puan toplayarak şampiyon olacağız.
  • 15370
    dar alanda kısa paslaşmalar filmindeki unutulmaz repliği hatırlatandır. (bkz: hayat fena halde futbola benzer)
    hayatım boyunca yaşadıklarımı ve kariyer gelişimimi, aynı zamanlara denk gelecek şekilde, taraftarı olduğum camianın (bkz: galatasaray) futbol takımının yaşadıklarına benzetiyorum. şöyle ki;
    1996-2000 yılları arası, henüz yeni aklımın erdiği zamanlardı. herkesin “büyümüş de küçülmüş” dediği, kendimden çok büyüklerle oturup kalktığım, deli dolu ama tecrübesiz olduğum yıllardı. yaşıtlarım arasında yıldız olarak gösterilirdim. girdiğim her sınavdan başarıyla çıkardım.
    http://i.hizliresim.com/aX8yY2.jpg
    http://i.hizliresim.com/E3WzOB.jpg
    http://i.hizliresim.com/LQ8Y8a.gif)
    http://www.tff.org.tr/default.aspx?pageID=556
    http://www.tff.org.tr/default.aspx?pageID=555
    http://www.tff.org.tr/default.aspx?pageID=554
    http://www.tff.org.tr/default.aspx?pageID=553

    2000 yılı bittiğinde ailemin tayini sonucu başka bir şehre geldik. yeni bir çevre, yeni bir okul derken işler zorlaştı. ilk günler belki de hatırladığım en zor zamanlardı. ancak çabuk toparlandım ve çevremdeki insanlar da beni sevdi. yeniden başarıyı yakaladım. okulun en başarılı öğrencisi ve çevremdeki arkadaşlarımın da sevdiği biri haline gelmem fazla zamanımı almadı.
    http://i.hizliresim.com/2jWyYL.jpg
    http://i.hizliresim.com/QQ8JBA.jpg
    http://i.hizliresim.com/pEMjzN.jpg
    https://www.youtube.com/watch?v=Xr9eb_qZLpE
    http://www.tff.org.tr/default.aspx?pageID=552
    https://www.youtube.com/watch?v=ZiRNzKqf_nQ
    http://www.tff.org.tr/default.aspx?pageID=551

    2003 yılı ile birlikte lise dönemi başladı. cepten yeme dönemleri de diyebiliriz. sonuçta hazıra dağ dayanmaz. herkesin gözdesi o çocuk gitti, bir türlü kendini bulamayan bir ergen ortaya çıktı bu dönemde. zaman zaman hem sosyal hayatımda hem de okul hayatımda başarılı olsam da süreklilik arz etmeyen anlık zaferlerdi. devamlı geçmişe özlem duyan bir aileyle birlikte, bugüne kadar biriktirdiğim zaferlerimin ekmeğini yiyordum. geçmişimden kaynaklanan özgüvenim ve geçmişimin getirdikleri, çevremdekileri de geleceğe dair ümitlendiriyordu. ancak sosyal hayatımda çuvalladığım, derslerimde de bekleneni veremediğim yıllardı aslında. dedim ya başarılı olduğum anlar da oldu ancak geçmişimin gölgesi peşimi bırakmadığından “daha iyisini yapabilecek çocuk” olarak akıllarda kaldım.
    https://www.youtube.com/watch?v=OwG9QBaSFTI
    https://www.youtube.com/watch?v=XzKMF1S7VIM
    http://www.tff.org.tr/default.aspx?pageID=550
    http://www.tff.org.tr/default.aspx?pageID=549
    http://www.tff.org.tr/default.aspx?pageID=548
    http://i.hizliresim.com/jBr5bm.jpg
    https://www.youtube.com/watch?v=JWxyl4HnX6U
    http://www.tff.org.tr/default.aspx?pageID=546

    2007 yılında üniversiteye girdim. geçmişimin etkisi devam etmekte olduğundan, beklenen derece gerçekleşmese de artık bir matematikçi adayıydım. yeni bir sayfa açmak için önümde bir fırsat vardı. hazırlık güzel geçse de ondan sonraki birkaç yıl özellikle sosyal hayatım açısından felaket olmuştu. hayatımın en zor anlarını yaşadım. metaforda hata olmaz ama adeta ailem tarafından ibra edilmediğim zamanları yaşadım. maddi manevi bitik duruma gelmiştim.
    https://www.youtube.com/watch?v=WmY-U8z7fGo
    http://www.tff.org.tr/default.aspx?pageID=898
    http://www.tff.org/default.aspx?pageID=974
    http://www.tff.org/default.aspx?pageID=1059
    http://www.ligtv.com.tr/haber/gsarayda-ibra-soku
    https://www.youtube.com/watch?v=MnjkMYaZoxA

    2011 yılında kendime çeki düzen verme zamanı gelmişti. derslerim fena değildi ama istediğim şey en iyisiydi. bundan sonra yola başarı başarı başarı mottosuyla devam etme kararı aldım. geride kalan seneleri unutup, geçmişin ağır yükünü omuzlarıma almadan yeni bir gelecek yaratma kararım sonuçlarını verdi. öncelikle maddi durumumu düzeltmek için özel ders vermeye başladım. sonra da bölüm birincisi olarak mezun olup istediğim akademik kariyer yolunu açtım. daha sonra da kadromun gelmesiyle akademik camiaya adımımı atmış bulundum. artık sosyal hayatım da yoluna girmişti. herkesin gıpta ile baktığı “seksi” bir adam haline geldim.
    http://www.dailymotion.com/video/x38hl3f
    https://www.youtube.com/watch?v=zSFJqoaDVSQ
    https://www.youtube.com/watch?v=w2f_Zx9Yt8U
    https://www.youtube.com/watch?v=A1jePs9pVmY
    https://www.youtube.com/watch?v=HvTi9i6YFWA
    https://www.youtube.com/watch?v=I4yI-qFBVUk
    https://www.youtube.com/watch?v=Q8R-crHY798
    https://www.youtube.com/watch?v=5mptGyC4UA4
    https://www.youtube.com/watch?v=cBK-G6cvRg8
    https://www.youtube.com/watch?v=bY5y3TZK-yM

    şimdi geleceğe yatırım yapma zamanıdır! (bkz: jan olde riekerink)
    görüyor ve arttırıyorum. hayat fena halde galatasaray!
App Store'dan indirin Google Play'den alın