• 13361
    sabri sarıoğlu, hakan balta, selçuk inan, umut bulut, burak yılmaz, olcan adın bu 30+ lı yaşlardaki oyuncular hiç olmadıkları kadar as ve alternatifsizse, bu oyuncuların toplamda bu kadar çok süre alacağı bir kadro rotasyonumuz varsa bu sene kimse başarı beklemesin.

    ben selçuk ve burak'tan nefret eden tayfadan da değilim. ama bu oyuncular allah sakatlık vermedikçe ilk 11 in vazgeçilmezi olacak yaşı, formu ve fizik gücünü geride bıraktılar artık. hamza hoca bunu görmeli
  • 13366
    podolski'nin tek forvet olarak oynaması gerektiği takım. poldi'nin arkasında ise yasin-sneijder-emre çolak üçlüsü oynatılmalı. yasin-sneijder ikilisinin etkisini geçen seneden hatırlıyoruz zaten. sneijder'le poldi de iyi anlaşıyor, iyi pas yapıyorlar. sneijder emre'yi de saha içinde yönlendirebiliyor. mevcut kadrodan çıkacak en iyi forvet hattı bence budur. sneijder'in lider pozisyonunda olduğu bu forvet organizasyonu bence çok iyi iş yapar.

    burak ve umut'tan nasıl kurtuluruz bilmiyorum ama bu arkadaşların artık galatasay'da işi yok diye düşünüyorum. forvet rotasyonu artık sinan gümüş'le, olcan adın'la yapılmalı.

    orta sahada ise grosskreutz aktif olana kadar selçuk-chedjou ikilisi denenmeli. jose rodriguez ve bilal kısa da rotasyonda ve yedekte takıma katkı verebilir. jem karacan'ın olayını hala çözebilmiş değilim.

    denayer'i düşünmeden sabri evladımızın yerine, sağ beke koymalıyız. defansta eksiklik olduğunda, denayer oynayamayacak durumdayken sabri oynar artık sağ bekte ama öncelik denayer olmalı.

    sol bek kesinlikle carole olmalı. stoperde ise hakan-semih ikilisi oynamalı. yerine göre orta sahada jose rodriguez'i oynatıp chedjou'yu stopere de koyabiliriz.

    muslera, carole-hakan-semih-denayer, selçuk-chedjou, yasin-sneijder-emre, podolski on biri şu şartlar altında sahaya sürülebilecek en doğru kadrodur bence.
  • 13368
    2013: http://gss.gs/1316509

    yıl 2015. oynanan maç sayısı 6. galibiyet bir, mağlubiyet 2, beraberlik 3. iç sahada galatasaray daha bir maç bile kazanamadı. evet, koca galatasaray'ın, 3 kupalı takımın sezon açılış performansı bu. hayatımda bu kadar kötü, sistemsiz, plansız bir galatasaray izlememiştim. emeği olanların eline sağlık. kalite eksiği olan takımın kalitesinin daha da amına koydunuz. bu büyük bir başarıdır. tebrikler.
  • 13370
    ulan hala şu şurada oynamalı, bu burada oynamalı diyen var. yahu bu takımın belli bir pyun planı yok, önceden belirlenmiş ve çalışılmış hücum atraksiyonları yok, vs.. yabancı birisine galatasaray nasıl bir takım deseniz bir şey söyleyemez. ne hızlı hücum yapan bir takımız, ne kanatları kullanıyoruz, ne ortadan etkili oluyoruz, ne pas futbolu oynuyoruz. hiçbir şey yok. takımın başında hoca var ama takımı çalıştırmıyor. bir takım olarak oyun oynamayı öğretememiş. işte sorun bu. tamamen spontane hücum edip tamamen spontane savunma yapıyoruz. stoperler topu alıyor en az 15 saniye topu çıkarmak için boş adam arıyor. ufacık bir boşluk gördüm mü 30 metrelik pas atmaya çalışıyor. o topu tutacak olan da burak olunca doğruca bizim kaleye atak oluyor. 20'şer 30'ar metrelik paslarla hücum ediyoruz. böyle bir futbol anlayışı mı var? sneijder'in sahadaki tek görevi kaleyi gördüğü anda şut çekmek. onu da kendi insiyatifiyle yapıyor. yoksa oyun planımız bu olduğundan değil. bakıyor adam kimse boşa kaçmıyor, herkes donmuş vaziyette yerinde duruyor vuruyor nerden bulursa.

    selçuk mesela pası veriyor sonra hooop rakibin arkasına geçiyor. bir daha ona pas vermesinler diye. sabri desen adamın içinden top geçirmeye çalışıyor. top rakibe çarparsa taca çıkacağını hesap edecek kadar akıllı ama o tacı doğru kullanamayacak kadar futboldan bihaber. herkes semih'e filan kızıyor da bir maçta 20 defa 30 metrelik düzgün pas atan stoper var mı? semih buna mecbur kalıyor. çünkü en yakınındaki adam 30 metre uzakta.

    burada yazan bütün senaryolar denenmiştir. podolski'nin tek forvet oynadığı, sağda oynadığı, solda oynadığı, sneijder'in ortada oynadığı, solda oynadığı vs.. sonuç hep kötü futbol. nedeni bu. oyun planı yok.

    ortada kötü senaryo varsa ve kurgu hiç yoksa güdük necmi'yi halit akçatepe oynasa ne olur oynamasa ne olur? inek şaban'ı kemal sunal oynasa ne olur oynamasa ne olur? sonuç hep kötü olur.
  • 13371
    bu aralar gece çalışıyorum,saat gece 11 - sabah 7 mesaim var.evden de akşam 9.40 gibi çıkıyorum,haliyle 15 eylül 2015 galatasaray - atletico madrid maçının ilk yarısını izleme fırsatım olmadı.9.20 gibi beni alıcak servis şöförünün yanına gittim;
    ben: abi maç kaç kaç ?
    servis: valla 2-0 olması lazım öyle diyorlardı.
    ben: hassiktir ya sokucam böyle işe.

    bu diyalog dün gece harfi harfine yaşandı,ben burda kim yeniyor diye sormadan direk o cevabı verdiğimi sonradan farkettim.eğer ben böyle bir cevap veriyorsam birilerinin artık rahat rahat mevkilerinde ki koltuklarında oturmaması gerekiyor.istifa da bir hizmettir.
  • 13373
    takımda çok para kazananlar oynayamazken, onların neredeyse yarısı kadar para alanlar daha iyi oynuyor. yani carole, hakan balta, denayer, jose, sinan gümüş, yasin sahada etkili performans göstermeye çalışırken, bir ton para alan selçuk, burak, umut, olcan, sabri gibileri onların yarısı kadar performans gösteremiyor. bu dengesizlik bir an önce çözülmeli.*

    not: tabiki sneijder, muslera ve chedjou'yu saymadım. podolski ise şimdilik bir soru işareti.
  • 13374
    son zamanlarda beni gittikçe rahatsız etmeye başlamış iki problemi var.

    birincisi takım savunması. tek kelime ile berbat. zaten son maçlarda oyuncuların mimiklerinden de bu konunun onları da rahatsız ettiğini anlayabiliyorsunuz. hele dün 15 eylül 2015 galatasaray atletico madrid maçında bir pozisyonda burak ile sneijder rakiplerin üstüne koştular, yine şuursuzca, tek top ile ikisi de oyundan düştü. sonra birbirlerine bakıp el açtılar. şuursuz bir pres söz konusu. özellikle burak yılmaz ve umut bulut bunu çok yapıyor. rakibin üstüne deli danalar gibi koşmak evet rakibi rahatsız eder ama takımı rahatsız etmez. sadece üstüne koştuğu futbolcuyu rahatsız eder. çeker topu, atar pası yanındaki birine. koştuğu ile kalır, kalıyor da. sürekli yapıyor burak bunları mesela, ondan sonra 80'de çektiği şut bir işe yaramıyor, nasıl yarasın ki, gücünü saçma sapan harcamışsın o zamana kadar. ben bunda hamza hoca'nın "burak koşmuyor" demeçlerinin payı olduğunu düşünüyorum hatta bence direkt sebebi bu. ilginç kafalar.

    takım kısmına geçecek olursak, kaymaları yapamıyoruz. yapamıyoruz diyorum ama, yapmıyorlar ya da yaptırılmıyorlar demek daha doğrusu sanırım çünkü bu kadar bariz ve sık gerçekleşmemeli bu seviyede bir takımda. yine şuursuz koşulardan gidecek olursak. forvet koşuyor rakibin üstüne, sonra en yakın arkadaşı da koşmaya başlıyor gaza gelip, bazen bir üçüncü kişi daha katılıyor. ama bu baskı esnasında kaymalar gerçekleşmediği için rakip topu o alandan çıkardığı zaman üç kişi zaten oyundan düşüyor saçma sapan baskı yaptıkları için, takımın gerisi de kaymaları yapmadığı için büyük boşluklar veriliyor. taraftar da buna zemin hazırlıyor aslında çünkü bu koşular başladığı zaman onaylayan bir şekilde gürültü yükseliyor. olmasa keşke. kısacası galatasaray kompakt bir takım değil ve toplu hareket etmesini bilmiyor. takımda gerçek bir "dmc" yok bir defa. top rakipteyken hücum kanallarını kapatacak vesaire, yok böyle biri takımda, yaşasın içimizden halledebiliriz kafası. yaşasın 32 yaşındaki hakan balta'yı oraya koyan kafa.

    ikinci mevzu. kornerler. sübhanallah kardeş demek istiyorum. şimdi bakıyorum istatistiklere, süper ligde maç başına 3.5 isabetli ve 4.8 isabetsiz olmak üzere ortalama 8 korner kullanmışız. düz hesap, sezon başından beri 32 tane korner kullanmışız. şimdi bakıyorsun takıma, yaldır yaldır top zaten oynamıyor. maç başına girdiği pozisyonlar az, o pozisyonları skora çevirme yüzdesi de sıkıntılı. ne yapsak? voila! kornerler. çalıştırsana korner organizasyonu be hoca. maç başına 8 tane korner diyor!!! bir tanesi gol olsa belki kaderin değişecek. yok, yok, yok.
App Store'dan indirin Google Play'den alın