• 6226
    taraftarı tarafından yerden yere vurulmak yerine sahip çıkılması gereken takım. eleştirmekle siktir çekmek arasındaki inci çizgiyi birçoğumuz bilmiyoruz, buna bende dahilim. bu takım toparlayacak ve yine tozu dumana katacak bir şekilde. öyle veya böyle bu iş olacak. sistem mi? denenecek ve yine oturacak. bu takımın geçen seneki iskeleti saha da, yalnızca nazar değdi diyelim. çünkü rüya takım kolpasına birden kendimizi inandırdık ve sonuç ortada. hala lig de şampiyonuz, iki gol kralımız mevcut, tamam eyvallah geçen seneki halimizin biraz olsun gerisindeyiz ama ultraslana fatih hoca arasında bir gerginlikten bile bahsediliyor durumda. yok arkadaş böyle birşey, bu saatten sonra takımın başına morinho gelse bile umrumda değil, fatih hoca ile devam edecek, eldekini oynatıyor, yanında hasan ve ümitte var, onlarla beraber değişiklikler yapılıyor, sabretmek lazım biraz. eeboue geçen sene sol açık bile gördü de sonra yerine geçti. maç seçtiğine inanmıyorum. dany-semih ikilisi içinde daha çok oynamalı ve dany'ye kademe bilgisini çok daha fazla vermeli teknik ekibimiz. çünkü antebin dan dun oyun anlayışı maalesef biz de yok. hamit her ne kadar kurtarıcı olarak gelmese de, hamitin yüzü gülmüyor. suratı sürekli asık ve düşük, bunun nedeni umarım kendi kendini eleştirmesinden kaynaklanıyordur. aydın için birşey demiyorum, eğer antrenmanda farklı birşeyler yapıyor da oyuna giriyorsa bunu bilemem ama yektanın da devreye girmesi gerekli artık böyle zamanlarda, bakalım o kumaşıyla nasıl bir elbise dikecek. umut-elmander ikilisi ise hızlı ve top tutan bir yapıya sahip, daha çok denenmeli. bu takım ujfa-engin'in de katılımıyla çok daha üst seviyeye çıkacaktır. engin'in kilit açan yapısını gerçekten mumla arar olduk, belki de bu nazarın sahibi kendisiydi, bir an önce dönmeli ve böylesine sıkışan oyunları geçen sezon 2-1'lik bursa maçında attırdığı golle veya karabüğün defansını hallaç pamuğuna dönderdiği maç gibi geri dönüş yapmalı. ve bir zahmet burağı kurda kuşa, ite kopuğa yem etmeyelim. insanları kaybetmek gerçekten çok kolay.
  • 6228
    2008-2009 ve 2009-2010 sezonunda attığı gollerin bazılarında kayıt hataları yapılmış olan takımdır.

    örneğin 30 mayıs 2009 galatasaray sivasspor maçındaki ikinci golde arda turan'ın vurduğu şut shabani nonda'ya çarpıp yön değiştirmiş ve sonrasında ağlarla buluşmuştur. ilginç bir şekilde bu gol arda turan'a yazıldı ve uzunca süre bu şekilde kaldı fakat sonradan bazı kaynaklarda doğru bir şekilde nonda lehine değiştirildi. ikinci golün sahibi halen kimi kaynaklarda arda turan, kimi yerlerde ise nonda şeklinde gözükmekte.

    lig tv: http://f1210.hizliresim.com/12/n/f35rf.jpg

    tff: http://f1210.hizliresim.com/12/n/f35r2.jpg

    6 mart 2009 galatasaray bursaspor maçında milan baros'un kafayla attığı şeklinde kayıtlara geçen gol dikkatli bakılırsa net bir şekilde volkan bekiroğlu'na çarpıp ağlarla buluşmaktadır. nedense bu gol ilgili oyuncuya kendi kalesine değil de baros'a yazıldı. baros topa kafasıyla bir müdahalede bulunsa da top son olarak volkan'ın karnından sekiyor. hatta fotomaç'ın bir gün sonraki sayısında golle ilişkili tüm haberler bir bakıma doğru olarak kendi kalesine atılmış olduğu şeklindeydi.

    http://www.youtube.com/...;v=htqFzAUU2oQ#t=39s

    http://f1210.hizliresim.com/12/n/f35nl.jpg

    15 ağustos 2009 galatasaray denizlispor maçında arda turan'ın harry kewell'in kullandığı kornerden gelen topa kafa vurarak attığı golde de top milan baros'un göğsüne, hatta ondan sonra da çizgi üzerinde rakip defansa çarpıp ağlarla buluşuyor. lakin arda turan coşkulu bir şekilde tribünlere doğru koşup anne ve babasına o meşhur el öpüp alna koyma hareketi yaptığı için muhtemelen gol ona kalıyor. zira baros da golden sonra önce kendi atmış gibi sevinecek oluyor, ellerini falan kaldırıyor ama arda'nın tepkisi ve bunun sonucu etrafında toplanan kalabalığı fark edince bozuntuya vermiyor. profesyonelce bir davranış ama sonuç olarak yine kayıtlarda bana göre bir hata söz konusu.

    http://www.youtube.com/...;v=X_QsULVw4gQ#t=52s

    paylaşmak istedim.
  • 6229
    bu takımın bütün maçlarını kazanmasını ligde rakiplerine ilk yarıdan 9-10 puan fark atmasını ben de istiyorum lakin yaşadığı puan kayıplarına da o kadar çok üzülmüyorum. bu takımın bu yıl da şampiyon olacağına inancım tam çünkü. gerideki rakiplerle puan farkını tam anlamıyla açmayınca da fikstüre bakıp sondan bir önceki haftada kadıköy deplasmanını görünce pis bir ifadeyle sırıtıyorum. ceza almayan şikeci takıma stadlarında ikinci kez kupa kaldırarak kendi adaletini sağlayacağına inanıyorum bu takımın. tıpkı geçen yıl süpsüper finalde son maça kadar saçma sapan puan kayıpları yaptığımız gibi bu sezon da yapalım. yeter ki o kadıköy deplasmanına rakipten 1 puan önde girelim. o gün karşımızda ayakları titreyen bir takım olacak ve unutulmamalı ki galatasaray istediğini istediği yerden alacak güçtedir.
  • 6233
    oyun anlayışından, sahadaki konuşlanmasından yaptığı ya da yapamadığı takım savunmasından daha önce çözmesi ya da düzeltmesi gereken daha basit eksikleri olan takımdır. öncelikle taç atışları, takımda bütün taç atışlarını bek oyuncuları atmak zorunda diye bi kural var sanırım. hamit eline topu alıyo atışı kullanacak, rakip daha savunmasına tam olarak oturmamış. eboue ordan bağırıyo bana bırak diye, hoooop 10-15 saniye geçiyo rakip hemen savunmaya yerleşiyo, paylaşacakları adamlara daha da yaklaşıyolar, karşı kanatta amrabat eline alıyo topu tam atacak yine aynı şey. hakan kahraman edasıyla gelip topu oturmuş rakibin arasında takım arkadaşını arayarak kullanıyor. antalya deplasmanında amrabat'ın elmander'e yaptığı bi asist vardı hani, bildiniz di mi, amrabat orda topu eline alıp belki de sol bekteki arkadaşının bana bırak demesine fırsat vermeden kullanıyo rakip defansın hatasıyla da beraber elmander topu ağlara gönderiyor. zor deplasmanda hoop 1-0 öndesin. rakibin aklındaki kapanma fikrine ya da gol yemeyelim atamasak da olur belki arada bi tane sıkıştırırız hayallerine darbeyi vuruyosun.
    hızlı kullanın şu taç atışlarını, topu kim eline aldıysa bekteki arkadaşının gelmesini beklemesin, taç atışına yakın kim varsa o koşsun. gerekirse elmander ya da umut kullansın ama hızlı kullansın. rakibe taç atışına hazırlanma şansı/vakti verilmesin.

    2.sorun kornerler. şu kornerleri paslaşarak kullanmadan da acilen vazgeçmesi lazım takımın. ya da paslaşarak kullanma konusunda çok ısrar edilecekse de antrenmanlarda iyi çalışsınlar. kim ne yapacak nerde duracak topu kime çıkaracak iyi bilsin atışı kullanacak adam. öyle kornerler kullanıyoruz ki takımı rakip kalede tehlike yaratmaktan daha çok kalesinde tehlike görmeye götürüyo. korner atışında bi kişinin zamanlama hatası ya da rakibinden habersiz oluşu rakipe kontratak şansı veriyo. 2011-2012 sezonunda en çok korner kullanan takım değildik belki ama en etkili kullanan en çok verim alan takımdık. kabus gibi geçen 2010-2011 sezonunda en çok korner atan 2.takımdık yanlış hatırlamıyorsam, sezonu 8.bitirdiğimizi hatırlatmak istemesem de bu kötü sonuçta kullanılan salak kornerlerin kalemize pozisyon olarak dönmesinden de kaynaklı olduğunu belirtmek lazım.

    son olarak kaleci atışları. 2011-2012 sezonunda muslera'nın adrese teslim degajları takımı aniden atağa geçirip, rakip kalede pozisyona sokuyordu. ilk anda hatırladığım antep deplasmanında muslera'nın elmander'e gönderdiği degaj sonucu golü necatiyle atmış, beraberliği yakalamış, sonrasında da maçı kazanmıştık. gençlerbirliği maçı özelinde muslera'nın kullandığı vuruşların orta sahadan taca çıkması veya rakibe gitmesi çok can sıkıcıydı. muslera'nın milli takım sonrası uzun yolculuğu, dinlenemeden sahaya çıkmış olması da etkilidir muhtemelen ama, bu sene diğer maçlarda da yaşadık aynı şeyleri, gençler maçında bu hataların sayısı daha fazlaydı.

    şu 3 şeyde daha iyi olabilsek çok daha farklı sonuçlar elde ederdik. düzeltilmesi en kolay olan şey taç atışları takım o noktada daha dikkatli olur umarım.
  • 6235
    2012-2013 sezonunda hala formunu yakalayamamış takımım. bunun psikolojik ve fiziksel nedenleri var. psikolojik nedenleri sıralarsam ilki rüya takım yakıştırılması ve futbolcuların ve camianın buna inanması.. burada basını tek başına suçlayamayız. ünal aysal'ın pasta bitti sıra çilekte söylemininde etkisi oldu. ligin ikinci haftasında beşiktaşla yapılan bu maçta takımın ve taraftarların beşiktaşı çok küçümsedikleri ortadaydı. kendini büyük görmek ve kendine dönüp eleştirmemek çok büyük sorunlara neden olabilir. ikinci neden futbolcularımızın tek tek hedef alınarak yıpratılmaya çalışılması. buda basın tarafından bilinçli olarak yapılıyor. engin, selçuk, hamit , burak bunlar ilk akla gelen isimler. bu yazılanlar sadece haber ve reyting için yapılmıyor. bu tür haberler fenerbahçe için yıpratmaktan ziyade reyting için yapılırken (zaten kaos fenerbahçeyi motive eden bir durum) bizim için yıpratmak ve konsantrasyonu bozmak için yapılıyor. bunun için ermenike, galatasaray ve tahir kum haberini bakmak yeterli.yeni nesil futbolcular sosyal medya ile çok işli dışlı. bu tür haberler sosyal medyada olumsuz olarak çok yer alıyor. sosyal medya ile ilşkisi olan futbolcular bundan çok olumsuz etkilenebilir.
    üçüncü olarak milli takım süreci. bu süreçte ne yazıkki milli takıma giden bütün oyuncularımız hem milli takım içerisinde hem de dışarda yıpratıldı. fiziksel olarak sakat gelmelerini yanısıra mental olarakta daha yıpratıldı ve mental yıpratılma fiziksel yorgunluktan daha tehlikeli. futbol bir takım oyunu. iyi oynamak için sadece fizilsel olarak iyi olmak yetmiyor. takım oyunu ve uyumu için mental rahatlık, motive olmak ve konsantrasyonda gerekli.
    4. olarak galatasarayın ekonomik açılımları. basında çok yer alıyor ve haber değerinden ziyade galatasarayı aşağı çekmek için kullanılıyor. ne yazıkki bu süreçte bize karşı olumsuz düşüncelerde yükseldi. beşiktaşla stad yüzünden, trabzonsporun oyuncuların bizi tercih etmeleri ile ve fenerbahçe'in bize karşı duyduğu komplekslerin şike davası ile tavan yapması ile olumsuz düşünceler ,her fırsatta galatasarayı aşağı çekme davranışında bulundular. ben evrendeki olumlu ve olumsuz enerjiye inanan biriyim.
    fiziksel nedenlere gelecek olursam hamit, melo(kiralık), ambarat 'ın transferleri uzun sürdü ve olaylı oldu. bu durumun takıma hem fiziksel hemde mental olarak olumsuz yansıdı. oyuncularımız sakatlıklardan ve bazı futbolcuların form durumlarından dolayı hızlı tempoyu yakalayamadı. galatasarayın oyun planı belli. bütün teknik direktörler galatasarayı durdurmak için aynı planı uygulanıyor. galatasaray önde basıyor. karşı takım kapalı savunma uyguluyor. arkada kalan büyük boşluklara top atarak kontraatak yapıyorlar. savunmamız tam oturmadığı için de gol yiyiyoruz. savunma oyuncularımız iyi. eksik olan yönlerinide teknik heyetin tamamlaması gerekir. savunmada asıl sorun liderliğin eksik olması. geçen seneki savunmadaki uyum ujfalusi'in savunmada liderlik yapmasıdır. bazı arkadaşlar ujfalusi'i eleştiriyorlardı hep semih oynuyor diye. ujfalusi beyni, semih ayakları ile oynuyordu. önemli olan maç içinde doğru pozisyonda yer almak. semih ,ujfalusi sayesinde bunu daha doğru yapıyordu. bu duruma bir çözüm üretilmeli.
    karşı kalede girdiğimiz posizyonla ,attığımız gol arasında ters bir orantı var. bu orantıyı geliştirmeliyiz. bunun için futbolcular bireysel anlamda çalışmalılar. geçen sezon selçuk'un sarı adamlarla çalışması gibi. özellikle son maçlarda kapalı savyunma oynamamıza ve girdiğimiz posizyonlarda yeteri kadar yararlanmamıza rağmen ligde en çok gol atan takımımız. sahada tek lider olmalı bu kişi de selçuk olmalı. frikikleride selçuk kullanmalı. bu onun maça daha konsantre olmasını ve daha fazla sorumluluk almasını sağlar. ilk onbirimiz belli olmalı.aynı oyuncuların beraber oynama ve birbirine alışma durumu artırılmalı. benim on birimde
    muslera
    eboue semih dany hakan
    xxxx melo selçuk xxxx
    elmander xxxx

    ilk sekiz oyuncu belli. diğer üç oyuncu kim olacaksa aynı kişiler olmalı. onlarında yedekleri belli olmalı. hamit ve ambarat'ın 4 4 2 değilde 4 3 3'ün oyuncuları olduğunu buradaki yorumlarda okuyorum. o zaman fatih terim buna göre oyun kurmalı. elmander'in yanına umut'u daha uyumlu buluyorum. enerjileri daha fazla tutuyor gibi. bazı arkadaşlar burak için trabzonsporda bütün toplar burak'a onun için bu kadar çok gol attı diyorlar. tek oyun planı bu olan trabzon'u durdurmak daha kolay değil mi?.bize karşı takımlar kapalı savunma yapıyorlar. bunu aşmak için hafta içi idmanlarda bu yöndeki taktik çalışmalara daha önem verilmeli. benden bir öneri belki okuyorlardır burayı. idman sahasının ortasını bir tahta perde ile kapatıp yarı saha içerisinde idman maçı yapmaları.
    galatasarayda oynayan tüm oyuncularımız kaliteli , iyi ve değerli oyuncular. oynayan oyuncularımızı taraftarlarımız desteklemeli ve onları maçlarda motive etmeli. maçlara gitmediğim için bilmiyorum. örneklersem melo'ya maçtan önce yapılacak tazahüratın çok etkili olacağını düşünüyorum. geçen sezonki euroligdeki galatasaray taraftarları gibi taraftarlar olmalı.(belki böyledir ben bilmiyorum). galatasarayın şimdiye kadar oynadığı takımlar genelde iyi takımlardı. önümüzdeki maç fikstüründe bana göre daha rahat maçlar vamış gibi geldi. bu süreçte takımın daha oturacağını düşünüyorum. takımda oturmayan birşeyler olduğunu ama bunun tek tıkla düzeleceğini düşünüyorum. takıma salı günkü ( 23 ekim 2012galatasaray cluj ) maçında başarılar dilerim. haydi aslanım bastır... (yazının uzun olması ,hem düşünüp hem de aynı zamanda yazdığım için konu biraz dağıldı. kusura bakmayın)
  • 6236
    formsuz haldedir, tek sıkıntısı da, her insan evladı takımın sezon içinde yaşadığı bu periyodun, kritik bir zamana gelmesi. lig için telafi etmesi kolay fakat şampiyonlar liginde geri dönüşü olmayan problemlere neden olabilir. fatih terim'in takımları lig sonunu iyi oynar, bu daha önceleri de böyle oldu, geçen sezonki şampiyonluğumuzda da. o yüzden yaşanan üstüste puan kayıpları sinir bozsa da, şu an için sıkıntımız olduğunu düşünmüyorum. takım savunmamızın oturması halinde tekrar bir çıkış yakalarız.

    beni asıl üzen nokta, taraftar olarak bizim beklentilerimiz, hedeflerimizle takımımızınkilerin uyuşuyor gibi gözükmemesi. açıkçası hem ligin, hem ülke futbolunun hem de rakiplerimizin durumuna bakıldığında, kağıt üstünde hem oyuncular, hem de idari açıdan hiç bir sıkıntısı, kavgası olmayan takımımızın ligi domine etmesini, eski günlere dönmesini, düşmana korku salmasını bekliyorduk. geçtiğimiz 3 hafta içinde de bunun için çok iyi bir şans elimizdeydi, ama 3 maç puan kaybı ve braga yenilgisiyle bir anda biz de bir kaosun içine düştük, kendi ellerimizle. 'avrupayı tekrar fethetmeye geliyoruz' düşüncesindeki taraftarı, malesef kendi takımı yanılttı, başkanı çıkıp 'gruptan çıkamazsak çok da üzülmem' dedi, teknik direktörü çıktı 'braga ve cluj zaten iyi takım, kamuoyu bizden fazla beklentiler yarattı' dedi. halbuki kimse yarı final, final beklemedi sizden. sadece san marino takımı olmadığımıza göre, sıfırdan başlamıyoruz herhalde diye düşünüp, en azından braga ve cluj gibi, normal şartlarda bize rakip olamayacak takımları geçmenizi bekledik. bu mu baskı oluşturdu, anlamadım. bate borisov'ların bayern'i 3 lediği bir zamanda, bu paralar harcanır, size bu sevgi saygı gösterilir, stad-tesis şartları bu denli gelişmişken, bu takımların altında kalıyorsak, bir zahmet de üzülün..

    23 ekim 2012 galatasaray cluj maçı şu an sezonun en kritik maçlarından biri haline geldi, ya problemleri kesip atacak bir maç olacak, ya da sezonun geri kalanı için büyük bir kuyuya düşürecek bizi. çünkü taraftarların futbola olan ilgisi yavaştan da azalacaktır, milli takım ve kulüp takımlarımızın hali yüzünden futbolseverler olarak ciddi durumda gerginiz. yine de tutunacak tek dal olan fatih terim, hedef maçları seven ve bunlarda başarılı olabilen bir teknik direktör. umarım gerekeni yapacak bir takım çıkarır o gün.
  • 6239
    tek bir eksikliği olan takımdır.

    o da takım olmaktır. skor taraftarı değilim, yensek de yenilsek de önemli değil ama şuan biz bir takım değiliz. kaliteli oyunculardan kurulu bir ekibiz.

    takım olarak futbol oynamıyoruz. artık savunma hücumda başlamıyor, orta sahanın gerisinden başlıyor.

    geçen sene takım olarak ileri çıkar, takım olarak geri dönerdik. top rakip alandayken hücum oyuncularımızın baskılı presinin hemen arkasında orta saha oyuncularımız, hemen arkasında savunma oyuncularımız vardı.

    bu sene hücumda az çok bir pres var, rakip takım baslaşarak bu presten kurtuluyor, yaklaşık 20 metre pres yok. orta sahayı geçtiklerinde tekrar bir pres fakat orta saha ile savunma arası çok açık, orta oyuncular ile kanat oyuncularının arası çok açık. toplamda umut oynadığında 6 kişiyle pres yapıyoruz, burak oynadığında 5.

    ileride elmander ve umut, burak yoksa elmander tek başına. orta sahada selçuk ve melo, bazen emre. savunmada ise semih ve dany adam markajı ile eboue ve hakan balta ise kademede bekliyorlar.

    geçen sene ise toplu olarak 10 kişi pres vardı, rakip takıma nefes aldırmazdık.

    bence bu takımın tek eksiği takım olmaktır. takım halinde futbol oynaraksak zaten yetenekli ayaklarımız ile her türlü gol bulabiliyoruz.
  • 6243
    konsantrasyon ve motivasyon sorunu yaşamaktadır. onca puan kaybına rağmen 8. haftada mucizevi bir şekilde hala lider fakat takipçilerine bakıyoruz; gençlerbirliği, orduspor, kasımpaşa vs. bence bu durumun verdiği bir rehavet ve odaklanma eksikliği de olabilir. şikeciler ensemizde olsa kamçılardı bu belki bizi, daha gaz bir şekilde çıkardık maçlara... misal yani.

    fenerbahçe tekliyor ve içten içe kaynıyor, beşiktaş çoktan ölmüş, trabzonspor ise ligin en az gol atan takımlarından, sömürdük zaten adamları...

    maçlar kendi içinde heyecanlı belki ama zirvede bir rekabet olmayınca mevcut problemler olduğundan daha fazla etkiliyor bence takımımızı. sonuçta futbol çok faktörlü bir oyun, sadece önündeki maçlara bakarak yol alamıyorsun, çevresel etkenler de daima göz önünde oluyor, hatta baya da etkiliyor form durumunu...

    orduspor ile şampiyonluk yarışı mı verilir lan, ciddiye alamıyor insan :(
  • 6244
    oyuncularının , teknik ekibinin , yöneticilerinin 13 mayıs 2012 günü , gecesi ne düşündüklerini merak ettiğim takımım. geçen sene açılan puan farkının gözlerinin önüne perde çekmiş olacak ki şu an formayı koysak 10 puan farkla şampiyon olacağını sanıyor gibiler. ne lig ne avrupa da keyif veren bir takım izletmekte şuan umarım geçen sezon ki takımı , arzuyu , isteği mumla aramayız.
  • 6246
    ligin zirvesine bakınca, kendinden sonraki beş takımın dördüyle maç yapmış. bunların üçü deplasman. bir diğer deplasmanı da derbi. bizim taraftar olarak sıkıntımız, bu sene ligi erken koparma arzusu. ha takımda sorun yok mu? elbette var. şu ana kadar cepten yedik. 19 ekim 2012 gençlerbirliği maçının ikinci yarısı da ilk yarısı gibi olsaydı, bugün farklı şeyler konuşabilirdik ama sanki takımdaki olması engellenemeyecek bir düşüş devresi yaşanıyor gibi. bu kadar karamsar olmamıza sebep olan ise şampiyonlar ligi'ndeki, daha doğrusu braga maçındaki hayal kırıklığı...

    geçen seneyle bu takımı kıyasladığımızda takım savunmasından eser yok. geçtiğimiz sezon ilk yarı deplasmanda sadece iki gol yemiştik demek kafi olacaktır. buna nazaran hücumda daha etkiliyiz. takım savunmasını etkileyen geçen sene emre ve engin faktörüdür bana kalırsa. bu manada bir sistem değişikliğine gittik. hamit'in formunu bir türlü yakalayamaması, doğrusu bu eksilikte ne kadar önemli kestiremiyorum.

    sözün özü, galatasaray'ın bu sene tek rakibi kendisidir. bundan sonra için de 23 ekim cluj maçı çok ama çok önemlidir.
  • 6247
    bu sezonki transfer politikası tamamen yerel bazdaydı. transfer edilen oyuncuların tamamı türkiye'de oynayan veya türk pasaportu taşıyan oyuncular. şimdi bunun getirdiği temel sorun şu: herkesin oyuncular hakkında önceden edinilmiş bir fikri var. bir önceki sezonu düşünelim, pek çoğu kaliteli ancak farklı farklı yerlerden gelen oyunculardan oluşturulan bir takım vardı. herkes izledi ve izleyerek fikir edindi oyuncular hakkında.

    bu sezona bakıyorum. burak yılmaz'dan tiksinen tonla galatasaraylı var. aynı şekilde seveni de fazla. ve bunların pek çoğu bu fikri galatasaray'a gelmeden önce edinmiş. aynı şekilde amrabat'ı beğenmeyen, hamit yıllardır top oynamıyor diyen, hatta tek başına galatasaray'a şimdiden puanlar kazandıran umut bulut'a bile trabzon zamanlarından beğenmediği için laf edenler var. insanlar ön yargıları yüzünden kendi takımının formasını giyen oyuncular için bölünmüş durumda. kendi takımımızın üzerinde spekülasyonlar döndürüyoruz. taraftarın böyle aktif rol oynadığı bi sezon pek hatırlamıyorum gerçekten.

    geçen sezonu hatırlayalım yine. eboue geldi, yıllarca arsenal'de oynamış, çok tecrübeli bir oyuncu. ligin 9. haftasında oynanan kayseri maçına kadar sahada ruh gibi gezinen, futbolcu olduğundan şüphelenilecek bi adam vardı. insanlar beğenmiyordu, ama kimsenin ön yargısı yoktu elin arsenal'inden gelen adama, topunu oynayınca herkes sevdi. muslera da benzer şekilde, ilk haftalar istikrarsızdı, güven vermiyordu. 10. hafta bir mersin maçı oynadı, tamam dedik kalecimiz var. hatta kendi içimizden, kimsenin adamdan saymadığı semih'ler, emre'ler, aydın'lar çıktı şampiyon takımın birer parçaları oldular bir şekilde. biri mevkisinde oynayan adamların sakatlanmasıyla çıktı ortaya, biri fener maçında hayatının topunu oynadı, biri gitti inönü'nün örümcek ağlarını temizledi. nihayetinde hepsinin birer kırılma noktasına ihtiyacı vardı. sonra herkese kendilerini kabul ettirdiler.

    olacak, zamanla her şey, herkes yerine oturacak ve biz yine, yeniden benimseyeceğiz eskisi gibi. ama bunun tek bir şartı var; sahaya bakınca 5 tanesini sevdiğin, 4 tanesine ana avrat küfür ettiğin, 2 tanesinden emin olamadığın 11 tane adam değil, 1 tane takım görmek. kadronun her bir parçası ve başlarındaki adam aynı amaç için sahada, bunu kabul et yada siksik edip negatif enerji oluşturup durma n'olur.
  • 6249
    düzelsin artık canını yediğim. ne olur geçen seneki gibi ol artık :( o kadar transferi yapmaz olaydık bi umut'u almış olaydık keşke. yeminle takımın dengesi bozuldu.
    defansımızı ujfa toparlıyormuş bunu gördük. pozisyon alma bilgisiyle artı savunmayı özellikle semih'i yönlendirmesiyle defansımız=ujfa'ymış. ne yazık ki dany'de de semih'te de pozisyon alma olayı sıfıra yakın. her an gol olacakmış gibi bomboş gibi ceza sahamız. fatih hocanın bu işe gerçekten bir çözüm bulması gerekiyor. stoperlerimizin birinin mutlaka çakılı tecrübeli biri olması gerekiyor. dany-semih'te artık bu kadar ısrar edilmemeli, zira defansımız yol geçen hanı oldu geçen sene 34 maçta 20 gol yiyen takım şimdiden 12 yi gördü. bu iş düzelmezse sıkıntılı günler bekliyor bizi. ayrıca bir de hamit var.. fatih terim kendisinde artık bu kadar ısrar etmemeli bu kadar süre aldı takıma faydadan çok zarar verdi hamit'i ilk eleştiren yazımdır bu geldiğinden beri. hep düzelir kaliteli adamdır diye bekledim ama olmadı. hamit o kadar ama o kadar yavaş ki hiç hızlanacak gibi durmuyor artık. bir de muslera sanki topları eskisi kadar oyuna sokamıyor. çoğu degajı ya rakipte ya dışarda. son olarak burak yılmaz.. olum hiç mi top kontrol edemezsin lan sen nasıl 33 gol attın :( sinir ettin beni lan artık patladım yemin ediyorum. 19 ekim 2012 gençlerbirliği galatasaray maçı'nda yerine umut girince anladım ikinizin arasındaki farkı bundan sonra forvet ikilimiz umut-elmander olmalı burak yorgun defanslara ikinci yarılarda girmeli. hadi oğlum üzmeyin artık bizi, kendinize gelin ne olur..
  • 6250
    kötü futbolu ve son haftalardaki düşüşüne rağmen hala 2012-2013 sezonunun lideri olan takım. şimdi lütfen sabırsızlığınızı, can yakan eleştirilerinizi bir kenara bırakın ve henüz hiç bir şey kaybetmemişken ve hatta 12 ağustos'ta kazandığımız bir süper kupa ve hal-i hazırda zirvesinde olduğumuz lig varken takıma destek olalım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın