6247
bu sezonki transfer politikası tamamen yerel bazdaydı. transfer edilen oyuncuların tamamı türkiye'de oynayan veya türk pasaportu taşıyan oyuncular. şimdi bunun getirdiği temel sorun şu: herkesin oyuncular hakkında önceden edinilmiş bir fikri var. bir önceki sezonu düşünelim, pek çoğu kaliteli ancak farklı farklı yerlerden gelen oyunculardan oluşturulan bir takım vardı. herkes izledi ve izleyerek fikir edindi oyuncular hakkında.
bu sezona bakıyorum. burak yılmaz'dan tiksinen tonla galatasaraylı var. aynı şekilde seveni de fazla. ve bunların pek çoğu bu fikri galatasaray'a gelmeden önce edinmiş. aynı şekilde amrabat'ı beğenmeyen, hamit yıllardır top oynamıyor diyen, hatta tek başına galatasaray'a şimdiden puanlar kazandıran umut bulut'a bile trabzon zamanlarından beğenmediği için laf edenler var. insanlar ön yargıları yüzünden kendi takımının formasını giyen oyuncular için bölünmüş durumda. kendi takımımızın üzerinde spekülasyonlar döndürüyoruz. taraftarın böyle aktif rol oynadığı bi sezon pek hatırlamıyorum gerçekten.
geçen sezonu hatırlayalım yine. eboue geldi, yıllarca arsenal'de oynamış, çok tecrübeli bir oyuncu. ligin 9. haftasında oynanan kayseri maçına kadar sahada ruh gibi gezinen, futbolcu olduğundan şüphelenilecek bi adam vardı. insanlar beğenmiyordu, ama kimsenin ön yargısı yoktu elin arsenal'inden gelen adama, topunu oynayınca herkes sevdi. muslera da benzer şekilde, ilk haftalar istikrarsızdı, güven vermiyordu. 10. hafta bir mersin maçı oynadı, tamam dedik kalecimiz var. hatta kendi içimizden, kimsenin adamdan saymadığı semih'ler, emre'ler, aydın'lar çıktı şampiyon takımın birer parçaları oldular bir şekilde. biri mevkisinde oynayan adamların sakatlanmasıyla çıktı ortaya, biri fener maçında hayatının topunu oynadı, biri gitti inönü'nün örümcek ağlarını temizledi. nihayetinde hepsinin birer kırılma noktasına ihtiyacı vardı. sonra herkese kendilerini kabul ettirdiler.
olacak, zamanla her şey, herkes yerine oturacak ve biz yine, yeniden benimseyeceğiz eskisi gibi. ama bunun tek bir şartı var; sahaya bakınca 5 tanesini sevdiğin, 4 tanesine ana avrat küfür ettiğin, 2 tanesinden emin olamadığın 11 tane adam değil, 1 tane takım görmek. kadronun her bir parçası ve başlarındaki adam aynı amaç için sahada, bunu kabul et yada siksik edip negatif enerji oluşturup durma n'olur.
bu sezona bakıyorum. burak yılmaz'dan tiksinen tonla galatasaraylı var. aynı şekilde seveni de fazla. ve bunların pek çoğu bu fikri galatasaray'a gelmeden önce edinmiş. aynı şekilde amrabat'ı beğenmeyen, hamit yıllardır top oynamıyor diyen, hatta tek başına galatasaray'a şimdiden puanlar kazandıran umut bulut'a bile trabzon zamanlarından beğenmediği için laf edenler var. insanlar ön yargıları yüzünden kendi takımının formasını giyen oyuncular için bölünmüş durumda. kendi takımımızın üzerinde spekülasyonlar döndürüyoruz. taraftarın böyle aktif rol oynadığı bi sezon pek hatırlamıyorum gerçekten.
geçen sezonu hatırlayalım yine. eboue geldi, yıllarca arsenal'de oynamış, çok tecrübeli bir oyuncu. ligin 9. haftasında oynanan kayseri maçına kadar sahada ruh gibi gezinen, futbolcu olduğundan şüphelenilecek bi adam vardı. insanlar beğenmiyordu, ama kimsenin ön yargısı yoktu elin arsenal'inden gelen adama, topunu oynayınca herkes sevdi. muslera da benzer şekilde, ilk haftalar istikrarsızdı, güven vermiyordu. 10. hafta bir mersin maçı oynadı, tamam dedik kalecimiz var. hatta kendi içimizden, kimsenin adamdan saymadığı semih'ler, emre'ler, aydın'lar çıktı şampiyon takımın birer parçaları oldular bir şekilde. biri mevkisinde oynayan adamların sakatlanmasıyla çıktı ortaya, biri fener maçında hayatının topunu oynadı, biri gitti inönü'nün örümcek ağlarını temizledi. nihayetinde hepsinin birer kırılma noktasına ihtiyacı vardı. sonra herkese kendilerini kabul ettirdiler.
olacak, zamanla her şey, herkes yerine oturacak ve biz yine, yeniden benimseyeceğiz eskisi gibi. ama bunun tek bir şartı var; sahaya bakınca 5 tanesini sevdiğin, 4 tanesine ana avrat küfür ettiğin, 2 tanesinden emin olamadığın 11 tane adam değil, 1 tane takım görmek. kadronun her bir parçası ve başlarındaki adam aynı amaç için sahada, bunu kabul et yada siksik edip negatif enerji oluşturup durma n'olur.