• 36401
    orta sahası uzay boşluğu gibi ve teknik adamı orayı problem olarak görmüyor. bu alanı telafi etmek için beklerinin defansif meziyetleri, kademe becerileri yüksek ve orta saha özellikli ve defans hattının da sürekli oyun içine giren, üst düzeyde isimlerden kurulu olması gerekir. şimdi bize bakalım, kader maçımız olan young boys mücadelesinde sağ bekte sağ bek olmayan barış, solda sol bek olduğu tartışmalı olan köhn, geride topla ilişkisi kötü ve ağır bir nelsson yanında yine orijin bölgesi defans olmayan ve ağır bir oyuncu olan kaan var. bu tür dizilimle ve oyuncu profillerinde istersen ön tarafa mbappe'yi at, sonuç değişmez. ha biz bu noktalara bugün gelmedik. onu da koca yaz "takım çok iyi" diye gezinen yönetim ve teknik ekip düşünsün. buyursunlar buradan toparlasınlar takımı. gerçi bu kafayla zor zira hala "takım geç ritim tutuyor", "geçen sene bu oyuncular manchester'ı yendi" masalı söyleniyor.
  • 36402
    ikili mücadele kazanabilen futbolcu sayısını arttırmazsa kayıp bir sezon yaşayacak olan takımdır. ziyech gibi çelimsiz, kuvvetsiz bir adamın ancak son 15 dakika süre bulması, köhn'ün ancak yedek olabilmesi gerekir. kalan günlerde yeni transfer yapılmadığı bir denklemde orta sahada kaan veya berkan'ın aldığı süreler arttırılmalı. kanatları barış ve kerem olmalıdır.
  • 36403
    okan hocayı takımı yeterince eleştirdik. hepimiz eleştirilerimizde haklıyız. ama bu saatten sonra artık takımı da hocayı da desteklemeliyiz. okan hocayla 3. senemiz ilk geldiği sene ekim ayında 2. senemizde manchester maçlarıyla ritmimiz bulmuştuk. yine aynısının olacağını düşünüyorum. o yüzden sürekli negatif basmakta çok mantıklı değil. ligin başında ve avrupa ligindeyiz ve hedeflerimizden kopmadık. ayrıca alınan 3 transferi de şuan oynatabilmemiz herhalde galatasaray tarihi için çok önemli bir olay. son olarak yönetim konusuna hiç girmek istemiyorum çünkü onlar seçildikleri günden beri ne iletişimi, ne takımın haklarını korumayı ne de süreci yönetmeyi becerebildiler. bugün istifa etselerde birşey farketmez çünkü yok hükmündeler.
  • 36404
    sezon bittiğinde inşallah zaniolo geri döner.
    bir tane fizikle sağ bek ve 6 numara alırız demiştim.
    zani geri dönmedi, üstüne sağ bek ve orta saha da fizikli değil.
    bir hoca oynatmak istediği oyunun zıttı oyuncular alır mı?
    davinson ve barış’ın yanına en az 3-4 tane daha fizikli adam koymamız gerekiyordu.
    bu kadar akıl tutulmasını ben anlamıyorum.
  • 36406
    mayıs-ağustos ayları arasında taraftarına iki büyük travma yaşatmış takımdır.

    bunlardan birincisi (bkz: 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı), bir diğeri ise (bkz: 27 ağustos 2024 galatasaray young boys maçı). bu maçlar hem prestij, hem manevi hem de maddi olarak zarar verici nitelikteydi. tüm bunların ötesinde ise galatasaray'ın inşa etmeye çalıştığı ''winner'' kültürüne zarar verici sonuçları da oldu.

    galatasaray tarihinde bu denli yıkıcı ve aradan yıllar geçse de unutulmayan maçlar olmuştur. bu sonuçları kimi zaman güçlü teknik direktörler zamanında almıış, kimi zamansa bir türlü istikrar sağlayamadığımız kadrolarla yaşamıştık. güçlü teknik direktörler döneminde alınan bu hasar verici sonuçlar bir şekilde telafi edildiği için ilk başlarda duyulan acı zaman içerisinde yerini ''başarıya giden yolda çekilen çileye'' bıraktı. örnek (bkz: 12 mayıs 2012 fenerbahçe galatasaray maçı) alınan sonuçla hepimizi sevinçten havaya uçururken, (bkz: 22 nisan 2012 galatasaray fenerbahçe maçı) bizleri derin üzüntülerin içerisine sevk etmişti. diyorum ya; bir ay bile olmadan bu maç telafi edilmişti çünkü hatalarımızdan ders çıkarmıştık ve oynadığımız bir final maçıydı, bu minvalde herkes üzerine düşeni yapmıştı.

    tekrar dönelim ilk kırılma maçımıza. bütün bir sezon kafa kafaya yarıştığın rakibinle, ligin bitimine bir hafta kala kendi sahanda maça çıkıyor, beraberliğin seni şampiyon yaptığı ortamda güç ve gövde gösterisi yapman gereken yerde istediğini alamıyor ve tüm kutlama planlarını boşa çıkartıyorsan bu durum müthiş bir itibar kaybını da beraberinde getirir. belki bu sonuç sezonun ortasında alınsa ve sezon sonu şampiyon olunsa üzerinde durulmayan, yalnızca üzüntü veren bir mağlubiyet olarak anılacaktı lakin durum pek de öyle olmadı ve kazanma kültürleri, başardıkları ve ''yıldız'' olmaları ön plana çıkartılarak kurulan bu takım gerekli reaksiyonu veremediği için; belki de yalnızca bir hafta kutlayıp sonrasında yeni sezon planlamasına odaklanılacak yerde tüm yazı paraşütlerde şampiyonluk kupasını gezdirerek bu mağlubiyetten daha çok şampiyonluğa önem verdiğimizi kanıtlama ihtiyacıyla geçirdik.

    bunlar tüm sezon saha içinde güçlü bir oyuna sahip olamamanın, sezon içerisindeki tatminkar maç sayısının az olmasının ve kuvvetli bir reaksiyon verememenin sonucuydu. ''galatasaray final niteliğinde maça çıkıyorsa mutlaka kazanır'' düşüncesine vurulan müthiş bir darbe olarak görmek lazım bunu. zaten rakibin ve rakip taraftarların bu beklenmeyen galibiyetin büyüsüne girmesi de biraz bundandı. kendi emeğimiz ve çabamızla inşa ettiğimiz bir kazanımı bu şekilde, basit bir biçimde zayıflatmak bize hiç yakışmadı. aslında gereken dersler çıkarılıp doğru bir kadro planlamasıyla ''sadeleşmeye'' gidilseydi yukarıda örnekleri verilen karşılaşmalardan sonra yola devam eden galatasaray'ı tekrar görebilirdik lakin biz bununla yetinmedik ve hata üstüne hata yapmaya devam ettik. süper kupa finali, yerini şampiyonlar ligi'nden elenmeye bıraktı ve bu da az önce söylemiş olduğum ''kazanan'' kimliğine vurulan müthiş bir darbe oldu. kendi sahamızda, bizden çok net daha zayıf bir rakibe karşı o veya bu nedenle reaksiyon veremeden alınan sonuç geçmişten günümüze getirmek için uğraştığımız, bugünden geleceğe de aktarmak istediğimiz bu manifestoya zarar veriyor.

    kadrolar güçlendirilir, teknik direktörler gider, başkanlar değişir ancak asıl önemli olan şey kurumsal bazda oluşturulan kültürü devam ettirebilmek ve kuşaktan kuşağa aktarabilmektir. en kötü dönemlerden birinde, teknik direktörlük tecrübesi sınırlı bir yabancı antrenörle ezeli rakibini kupa finalinde yenmeyi sağlayan yegane şey bu düsturdur (bkz: 26 mayıs 2016 galatasaray fenerbahçe maçı). korkum ve kaygım o dur ki; yapılan yanlış hamleler ve her şeyi sıradanlaştırma, normalleştirme çabalarıyla bu kimliğimize hasar vermeyelim. zira her şeyi toparlarız, her şeyin üstesinden geliriz ancak bunu kaybedersek bizi güçlü kılan en önemli hazinemizi kaybetmiş oluruz.
  • 36407
    hiç futboldan anlamayan biri olarak haftasonu oturup rastgele 3 tane 90 dakika maç izleseniz, toplam 270 dakika sonunda şu an dünyada oynanan futbola dair kafanıza oluşan ilk fikir şu olacaktır; fiziksel mücadele. sağ bekinden, forvetine kadar fiziksel olarak mücadele edemeyecek oyuncularla başarı gelmez. bu takımın da en büyük sorunu fiziksel olarak zayıf oyunculardan kurulu olmasıdır. bu oyuncular zaman zaman motivasyonla, zaman zaman ekstra efor sarfederek başarılı olmuştur. geçen sene yapmış olmaları bu sene de yapacakları anlamına gelmiyor. öyle olsa zaten şampiyon olan takımlar kadrosunu bozmaz her sene şampiyon olur. yok mu öyle her sene şampiyon olanlar? var 1-2 tane, onlar da zaten bizim gibi değil, hali hazırda fiziksel olarak güçlü oyunculardan kurulduğu için o şekilde de devam ediyorlar. 1-2 ekleme yapıp yollarına bakıyorlar.

    şimdi okan buruk istifa etmeli mi? yüzde yüz. edecek de. ama bugün ama bu hafta ama 1 ay sonra. bu takımla ilerleme şansı yok çünkü. okan buruk gidince her şey düzelecek mi? yüzde yüz hayır çünkü kurduğu kadro yetersiz. düzelmeyecek ama en azından günümüz futbolunda neyin başarı getirdiğini bilen birini getirme şansımız olacak. ona göre transfer yapmasını umacağız ve önümüzdeki seneye bakacağız. gelen de yapamıyorsa onu yollayacağız. bu sene bitti zaten artık, bu takımın artık başarılı olma şansı yok. fiziksel olarak zaten bitik durumdaydık, mental olarak da 27 ağustos 2024 galatasaray young boys maçıyla bittik.

    bugün ülkede korkunç bir ekonomik darboğaz var. herkes şikayetçi. iktidar partisine oy veren de şikayetçi. adama soruyorsun e oy verme o zaman niye veriyorsun diyorsun; bunlar gitse sanki her şey düzelecek mi diyor. okan buruk mevzusu da böyle bir şey. evet mevcut iktidar bugün bıraksa, her şey güllük gülistanlık olacak mı? hayır ama yeniden güçlenmenin yolu açılacak. belki 1 sene sürecek belki 5 sene sürecek. belki bunların yerine gelenler de yapamayacak, başkaları gelsin denilecek. bu iş böyledir, böyle olmalıdır. yapamayan gitmelidir, yapanı bulana kadar da denemeye devam edilmelidir.
  • 36408
    mevcut taktik anlayıșı ile kadıköy deplasmanında da rezil olacak takımdır. bize bunları yașatanlar ise hata benim diyip gezecek. kimse önlem almayacak. biz de hala tartıșırız oyuncu grubu kötü diye.

    bakın buraya yazıyorum adana demir maçından sonra 3-4 gün izin verecekler yine takıma. aklım almıyor. bir anda teknik adamın anlayıșı büyük maçlarda 180 derece nasıl değișir anlamıyorum.
  • 36409
    sir ancelotti: kompakt bir takıma sahip olmamız gerekiyor ve bunun için forvet ve defans oyuncularının çalışması önemli. forvet baskı yapar ve savunma çıkmazsa kompakt bir takım olmaz. aynı şey savunmanın düşmesi ve forvetin düşmemesi durumunda da olur. bu bireysel bir sorun değil, takımın genel sorunu.
    bu kadar basit işte. galatasaray'ın futbol takımının takım boyu çok uzadı maalesef. ayrıca önde oynayan ziyech ve kerem aktürkoğlu'nun baskısı sahte. hele aktürkoğlu bazı sekanslarda takımdan çok kopuk. defans hattımızdaki merkez oyuncularımızın da atletizmi düşük olunca kendilerine güvenemiyor, orta saha çizgisine kadar çıkamıyorlar. bu kopukluk topu kazanma süremizi uzattığı gibi, zaten az temaslı oyunumuzu daha da zorlaştırıyor. bu açıklık fiziken yetersiz olan torreira ve sara'ya daha çok yük bindiriyor. bunlar sadece savunmadaki sorunlarımız. hücumdaki sorunlarımız çok daha büyük tabi. ama ilk çözülmesi gereken takım savunması.
  • 36410
    hayvan gibi kadrosu olan takım.

    hiç transfer mransfer demeyin. kadro korundu, üstüne takıma 3 tane transfer yapıldı. geçen yılki seviyenin üstüne çıkmayı geçtim, geçen yılki seviye dahi korunamadı.

    bireysel olarak değerlendirirsek her bir oyuncu önceki sezonundan daha kötü. yaz kampı bomboş geçirildi. teknik taktik olarak oyununda zerre iyileştirme yapılmadı. ezbere ilk 11 ve 4-2-3-1'le devam ediyoruz.

    galatasaray'ın önemli yatırımlar yaptığı oyuncuların üzeri tek kalemde çiziliyor. zaha, oliveira, yusuf demir, köhn. bu kervana muhtemelen bir kaç ay içinde jelert ve sara da katılır.

    takımın ne transfere, ne oyuncu göndermeye ihtiyacı var. takımın tek ihtiyacı var o da yaz kampını çöpe atacak, şampiyonlar ligi elemelerine hazırlanmak yerine partilemeyecek adam gibi teknik ekip. okan hocayı başından beri çok savundum ama artık hoca güç ve ego zehirlenmesi yaşıyor. takıma katacak bir şeyi yok.

    yönetimin ise değinmeye dahi layık olmadığını düşünüyorum.
  • 36411
    29 ağustos itibariyle jaouen hadjam dedikoduları çıkan takımım.

    rakipte bir oyuncuyu beğenmek, etkilenmek çok doğal. ki bu da bir nevi scoutingdir, her sene 40 maça çıksanız, 20 farklı takımla oynadınız diyelim, 220 oyuncu izliyorsunuz. iki kere oynadığınız takımlardaki futbolcular karşınıza iki kere çıkıyor. yedekleri v.s. derken bir sürü futbolcu izleyebiliyorsunuz.

    mesela dönelim geçtiğimiz seneye, ladislav krejci bence etkileyici bir futbolcuydu, girona ile beş büyük lige giriş yaptı. girona da geçtiğimiz sezonun flaş ekibiydi. krejci'yi tabii ki profesyonel seviyede bilmek için size karşı oynamasına gerek yok da krejci'yi görüp etkilenmek normal. hadjam'ı görüp etkilenmek normal. zalgiris maçında bize karşı fena oynamayan mathias oyewusi vardı misal. etkilenirsin, okey. ama bakıyoruz saçma sapan bir örüntü var, ya bize rakip olan oyuncuların ismi çıkıyor ya da bir menajerlik şirketinin/menajerin önerilerini alıyoruz.

    gabriel sara'nın bile menajeri talisca'nın menajeriyle aynı. ben sara'nın izlenip beğenildiği ihtimalindense, talisca'nın tanıdık menajerine veya onu tanıyan samimi olduğumuz içli dışlı bir menajere alo dendiğine daha çok inanıyorum. dahası, bizim çok gerçeklikten kopuk bir oyunumuz var. biz 50 metre eni, yetmiş metre boyu olan kocaman bir bölgeyi iki adama emanet etmek istiyoruz. yok, olmaz. süper lig'de hıttırıspor'a karşı evet boey'in insanüstü çabasıyla, torreira ile v.s. yaparsın bunu ama orada da sayısız geçiş yersin, rakip atamaz. avrupa'da maaşı düşük, parlamak isteyen, ısıran, becerikli adamlar seni paramparça eder, gönderir.

    hadjam'mış. ne yapacak hadjam? hoca beki içeri kırmıyor. hoca bekine geride dur demiyor toplu çıkışta 3. oyuncu ol demiyor. hadjam gitti ileri 10 tane orta kesti, hadi oldu ya onu da isabetli oldu, üçünden de gol çıkarttık. sen yine sürüyle geçiş yiyip rezil olacaksın. becerikli takım atıp gönderecek.

    ileride pres istiyormuşuz. ileride presi üç tane basan, iki tane pas arasını bekleyen ve top geçerse basacak, iki tane de alan tutan adamla öyle güzel yaparsın ki aklın şaşar. hayır bir de presi ziyech ile yapacağına seni ikna eden şeyi çok merak ediyorum. tutmuyor, istenenler, söylenenler, yapılanlar tutmuyor.

    yönetime kızıyorum, çünkü beceriksizler.
    hocaya kızıyorum, elinde sürüyle üçlü orta saha oyuncusu var eyüp aydın'dan kerem demirbay'a kadar. kusura bakmayın eyüp aydın sandro lauper kadar hazırlanabilirdi bu maça. hocaya yine kızıyorum, iki şampiyonluğu varken beceriksizleri yakmıyor. hocaya bir de saha içi için kızıyorum çünkü kocaman alanı iki kişiyle tutabileceğine inanıyor. bayern münih'e sahayı dar etmişiz. kim çıktı gruptan? bayern mi, galatasaray mı? kopenhag kimin üzerinde bitirdi grubu?

    hadjam'ı geçin, 45 dakika gvardiol ile oynamamız gerekiyordu dün bizim o geçişleri yemememiz için. bakın theo hernandez ile çıksaydık da o geçişleri yiyip koskoca merkezi iki kişiyle savunduğumuz için perişan olacaktık.

    şu futbolu oynamak istiyorsak, jelert'in kariyerini bitirip yatırımı çöp etmek istemiyorsak öncelikle o sol beke bir tane gvardiol, lucas hernandez, kiwior profili bulunacak. hermoso deniyor, 3 milyona ikna edilip birkaç tane yüksek maaşlı adam gönderiliyorsa avrupa liginde de işimizi görür. o top iki kişinin önünde tek merkezle veya 1.5 merkezle çık-ma-ya-cak. çıkamaz. sağ beki gönderip, sol beki tutacaksın. sağ bekin tutulacak nitelikte değil, o ileri gidecek. bir de elinde sara gibi koşturan adamın varsa kaan-torreira-sara, berkan-torreira-sara, eyüp-torreira-sara, kerem-torreira-sara, taylan-torreira-sara bir tanesini seçip maça çıkacaksın.

    ben dahi değilim, ben sadece 15 senedir maç izliyorum, düzenli olarak top oynuyorum. aşağıdaki 11'e ben mertens yazmazdım ancak hadi hocanın 4-2-3-1 tutkusunu gözeterek bir kadro yazıyorum. ben çok iyi bir teknik direktör olamayabilirim çünkü futbolcuların saygı duyacağı bir arkaplanım yok, iletişim becerilerimi ve ego yönetimimi hiç test etmedim. bilmiyorum. ama futbolu bildiğimi düşünüyorum. hocayı da anlamaya çalışarak mertens'i yazıyorum. hermoso profili bir sol bek bulamadık diyelim, oraya apo yazıp merkeze nelsson yazabilirsiniz.

    https://gss.gs/YDK.png
    şu on birin avrupa'da kafa kafaya dövüşemeyeceği az takım olacağına inanıyorum. profillere bakalım. savunmada atlet var, ayağı düzgün geçiş savunmacısı var, sigortam diyebileceğiniz cesur savunmacı var. merkezde presçi var, alan kapatan var, pas arası yapabilecek çabuk adam var, ileride presi başlatacak forvet var, ona yardımcı olacak iki presçi var. iki kenardan bir kanatla, bir bekle oyun genişletebiliyorsunuz. demiyorum ki bu on bir mükemmel ve kusursuz. ancak allah aşkına soruyorum, futbolun doğrularına bu on bir mi daha çok yanıt veriyor, 27 ağustos 2024 galatasaray young boys maçına çıkan takımımız mı?

    bakın eldekilerle o maça muslera - berkan - metehan - nelsson - jelert - torreira - kaan - sara - barış - mertens - icardi ile çıkmak bile futbolun doğrularına daha çok yanıt verirdi. eldekilerle iyi kötü bir şey oynamaya çalışırdık. anlam veremiyorum olanlara.

    ziyech çözsün bu maçı. pres yapmayacak. yapmayacak yani. olmayacak.
    icardi istediği kadar derine gelip faydalı olsun. tüm maç bunu yaparsa hangi güçle ileride iş bitirecek?
    iki hücumcu bekle nereye gidip, nereye döneceksin?
  • 36412
    young boys maçından önce de, hazırlık maçlarından beri de gördüğüm eksikleri ve gelişim noktalarını yazdığımdan dolayı içim rahat. maçtan sonra da sinir ve hışımla pişman olabileceğim şeyler yazmamak adına keskin entryler girmemeye çalıştım. bu sayede açıkçası sinirim azaldı ve tekrar takımla ilgili bir şeyler karalamaya hazır duruma geldim.

    öncelikle taraftarda oyuna dair heyecan kalmadı. transfer döneminde yönetimin berbat iletişimi ve kimsenin takım adına yararlı işler yapılacağına dair inancının ve güveninin olmaması bu olumsuz durumu oluşturdu. taraftarı tekrar heyecanlandıracak oyuncu illa süperstar olmalıymış gibi bir hava esmesine de gerek yok. ama artık genç oyunculara süre verilmesi gerekiyor. takımda dinamizm yok. altyapıdaki yetenekli oyuncuları söndürüp süründürmekten vazgeçmek lazım. şampiyonlar ligi zaten gitti. artık mevkisi olmasa bile garanti ve tecrübeli oyuncu oynatma hevesinden vazgeçilmesi gerekiyor.

    -metehan, ali turap bülbül, efe akman, eyüp aydın, yusuf demir şans verilmesi gereken oyuncular.
    -takımdaki bütün orta sahalar gençler dahil 4-3-3 orta sahası. kesinlikle üçlü orta sahaya dönülmeli.
    -fizik olarak illa uzun boya ve kalıba gerek yok ancak dayanıklı, yere sağlam basan, ikili mücadelede rakiple mücadeleden vazgeçmeyen, dinamik adamlar oynamalı.
    -son yaptığı utanç verici hareketi düşünmeden söylüyorum, şu anki futbol oyun kuralları kalecinin kaptan olmasına izin vermemekte. takımın hakkını yedirmeyecek, ağırlığı olan bir kaptan lazım takıma. muslera her çıktığında hakem sarıyı verip gönderiyor. zorlamanın manası yok.

    bana kalsa şu anki form durumlarını düşünerek ve puan kaybını da göze alarak adana demir maçına şu 11'le çıkarım. yedekten sokacağım oyuncular da oyunun durumuna göre parantezdekiler olur.

    ---------------------------muslera---------------------------
    ali turap---------nelsson--------metehan------jelert(köhn)
    -------------------(c)kaan ayhan (efe akman)--------------
    ------g.sara(kerem demirbay)-----torreira(berkan)-------
    b.alper(yusuf demir)----------------kerem a. (batshuayi)
    --------------------------icardi-------------------------------

    ben açıkçası böyle bir kadroyla heyecanlanıyorum. şöyle hareketli bir kadroda herkesten verim alınır. izlemesi zevkli olur. ziyech, zaha, abdülkerim, davinson, mertens, eyüp aydın, gökdeniz hatta kalırsa oliveira ve bence kalması gereken taylan gibi oyuncular da sakatlık ve form durumlarına göre zamanla takıma girer çıkarlar.

    biraz cesaret, biraz heyecan, biraz kaos hepimizi tekrar harekete geçirecek, takımla bağımızı güçlendirecektir.
  • 36413
    sol stoper için çalışmalar var. belli ki sol bek de değişiyor. bunların hepsini anlarım. doğru karar.

    lâkin şu takıma bir tane fizikli orta saha alınmıyorsa vay hâlimize. böyle bir sorunu sadece taraftarlar mı görüyor.

    sara’yı ortada yalnız bırakıp sağa sola lucas’ı koşturmayı ne zaman bırakacağız? bunun sağlıklı olmadığını ne zaman anlayacağız.

    on numara oynatmak istesek bile mertens nasıl her maçı çıkaracak? böyle bir şey mümkün olabilir mi?

    çözüm belli. ya lucas’ı ortada bırakıp sağında sara solunda fizikli bir 8 numara olacak ya da sara - lucas ikilisinin arkasına sağlam bir altı numara alacağız. bunun dışında yapılacak her transfer eksik bırakacaktır takımı.
  • 36414
    mevcut oyun planında iki kenar bekinin genetik olarak anormal olması gerekiyor.

    savunmanın kendi arasında yaptığı 5-10 saniyelik hazırlık pası sırasında olur da top kanat oyuncularına ulaşırsa diye, hücum genişliği sağlama açısından bekin konumlandığı yerden 20-30m ileriye çıkması gerekir, bu süre içerisinde genelde top genelde kaybedildiğinden bek oynayacak arkadaşların tam hızda geri dönüp(üç aşağı beş yukarı en iyi ihtimalle 50-60m depar) , sakin kalıp, rakibe yetişip, hatta fiziksel olarak ayakta kalması ve düello kazanması beklenmekte. üstüne hücumda top ayaklarına gelirse adam geçmesi bekleniyor. üstelik bir kere iki kere değil, 90dk boyunca.

    scout ekibine şimdiden geçmiş olsun, umarım sağlık ekibinden de yardım alırlar.
  • 36416
    young boys maçında okan hoca'nın büyük hataları oldu. bireysel çok büyük oyuncu hataları oldu. fakat bence elenmemizdeki 1. neden oyuncular arasındaki fiziksel uçurumdu. ben aynı takımla yine 2 maç yapsak yine elenen tarafın biz olacağımızı düşünüyorum.

    bu takım fiziksel olarak güçlü rakiplere karşı ve savunmada rahat oyun kurdurmayan rakiplere karşı tamamen savunmasız kalıyor. sorsak kalite farkının kendimizin lehine olduğunu söyleyebiliriz. ama ben bu duruma inanmıyorum açıkçası, kalite dediğimiz şeyin ne olduğuna göre değişir çünkü cevabı. teknikse değişir, fizikse değişir.

    evet takımımız bir oyun planı yokmuş gibi oynadı, rezaletti ama ben sorunun sadece bu olduğunu düşünmüyorum. geçtiğimiz sene 40 yaşındaki dzeko karşısında torreira yine çok etkisiz kalmıştı. orta sahada fiziksel olarak 0 olan bir takıma kaliteli diyebilmek gerçekten mümkün değil. nereye göre kaliteli, süper lig'e mi avrupa'ya mı önce onu konuşalım.

    okan hocam kusura bakmasın sene 1998 değil, bu takım baskıyı kusursuz bir şekilde kurabilecek bir orta sahaya zaten hakim değil. kaldı ki günümüz futbolunda fiziksel kapasitenin önemi iyice arttı. xavi-iniesta senelerce arkalarında kapı gibi bousquets ile oynadı. modric, kross yıllarca casemiro'yla oynadı. barcelona pedri-gavi'nin arkasına çıkardı yine dev gibi bir oğlan koydu. biz hala 7 cüceler anasını satayım.

    eldeki kadro türkiye ligi gibi fiziksel olarak herhangi bir tehdit içermeyen rakiplere karşı üstünlük kurar. ama maalesef boey'in de gitmesiyle avrupa'da fiziksel olarak ön plana çıkan tüm rakiplere karşı çok ama çok zorlanır.

    kusura bakmayın ama 1. hata kadro planlamasındadır, buna binaen 2. hata da transferdedir. daha sonra bana kalırsa önce fernando muslera, daha sonra okan buruk'un hatalı kararları gelir. son olarak da oyuncuların gösterdikleri bireysel performans gelir.

    (bkz: 27 ağustos 2024 galatasaray young boys maçı)
  • 36417
    son yıllarda kritik pozisyonlara kritik adamları alamayarak kadro mühendisliği ciddi şekilde bozuldu.

    ihtiyacımız olduğu dönemlerde forvete vedat muriç, orta sahaya gedson fernandes, fred, kanada rashica, oğuz aydın, hücuma da rafa silva alınamadı.

    bunlar bir kaç seneye yayılmış, yanlış politikaların sonucu. yerlerine çok daha yetersiz, verimsiz adamlar alındı. bu yüzden taraftar olarak biz aylarca çile çektik ve kulüp de dünyanın parasını çer çöp etti.

    çok para harcasa da bjk doğru adımlar atıyor. fener genel olarak benzer bir stratejide gidiyor ama biz geriye gidiyoruz. üstelik maaş bütçesi yine inanılmaz rakamlara çıkmışken bu gerçekleşiyor.

    sportif olarak başarıdan uzaklaşırsak hesabı çok ama çok tuzlu olacak. o yüzden acil müdahale şart gibi duruyor.
  • 36418
    evet her yükselişin bir düşüşü olur, kabul. ama bu düşüşler genelde kendisinden bağımsız olur bu her ne ise. ister bir devlet ister bir hükümdarlık ister bir ordu. ve isterse bir futbol takımı..

    galatasaray maalesef sürekli kendi yükselişinin önüne dış etkenler geçmeden kendisi el atıyor. bu kaçıncı oldu bilmiyorum. şu an feci bir düşüş içerisindeyiz önce bunu kabul etmek gerek. sonra oturup düşünmek lazım. neden galatasaray sürekli iç karmaşıklık yüzünden kendi gelecek başarısının önüne geçiyor. klinik bir vaka cidden! önce ali koç'un 6 yıldır yapamadığı şeyi 2 yılda yapan erden timur gibi bir figürü kendi kendimize kovuyoruz. yaptığı yanlışlar mutlaka vardır, herkesin olur. önemli olan vizyon. erden timur gerçekten vizyon sahibi biriydi. adamı kendi eliyle galatasaray yok etti. sonra hiç kimsenin ne işe yaradığını bilmediği adamlar! siz isimlerini biliyorsunuz, takımın bilimum görevlerine getirildiler. yapılması gereken net hamleler, kararlar geciktirildi, yanlış profillere gidildi. teşhis konulamadı. sonra hocamız çıktı her açıklamasında yönetimin yaptığı bariz hataları savundu, üstlendi. ilk darbeyi kupa maçında yemesine rağmen bana mısın demedi kulüp. galatasaray futbol takımı aksamaya devam etti. hocamız "saha çok kötü, alman hakem atanmış!, bizde azeri isteriz!" gibi bahanelere sığındı. taraftar haklı olarak eksik gördüğü yere transfer için isyan etti ve yine hocamız "12 kişi ile mi oynayacağız?" gibi enteresan bi açıklama yaptı. ardından her galatasaraylının hayali olan şampiyonlar ligi biletini feci bir futbol oynayarak kaybettik. taraftardaki tüm motivasyon düştü. nasıl düşmesin ki? biz galatasaraylılar her zaman avrupa'nın en üstünde mücadele etmesini isteriz takımımızın. sonucunda sonunculuk olsa bile. galatasaray denizde boğulmayı sever, o denizdeki hırçın dalgalarla mücadele etmeyi de.

    bizi şu an ne tatmin eder? uefa'da ciddi bir başarı. yarı final belki de final? ama bunun olmayacağını oynanan futboldan anlıyoruz. elenme şeklinden anlıyoruz. sıkıntımız taze, canımız sıkkın. okan hoca ligde tökezlerse ocak ayını göremeyeceği de belli. en iyisi hoca ve yönetim yol yakınken istifalarını vermeleridir. evet bunu 2 yıldır rekorlarla şampiyon olmuş hocamız için diyorum. fakat unutmayın beğenmediğimiz ismail kartal'ın sadece 2 puan önünde bitirdik. yani ligimiz çok da matah bir yer değil. bunu da unutmamak lazım. hatta şunu hiç unutmamak lazım; futbolda dün yoktur. hep istikrar hep devamlılık vardır.

    bu da benim galatasaray camiasına sözlük üzerinden sitemimdir!
  • 36420
    fiziğiyle oynayan veya 3 5 2 yi düzgün oynayan her takıma yeniliyoruz.

    tüm kadroyu yetenekli adamlardan oluşturmanın zamanı geldi. ara pas veya set takımı olmamız lazım. oliveira, ziyech, icardi, mertens, sara, davinson, dubois bu takımın vazgeçilmezleri olmalı. gerekirse torreira dan bile vazgeçeceksin maçına göre. belhanda feghouli fernando mariano ile yaptığını ziyech mertens sara icardi ile de yapabilirsin.
  • 36422
    dünyada hemen hemen her ligde hatta her takımda envai çeşidi bulunan adam yiyen 6 numara her nasıl oluyorsa bir tek bizde bulunmuyor.

    şu yalan dünyada en kolay bulunan oyuncu türü üstelik bu ya. 200k’ya da bulursun 20 milyona da. fiyatına göre de oyuna dair beklentilerin de yükselir; kimi enfes paslar atar, kimi skor yapar ama bunların ortak özelliği dönen topları kapmak, rakibin kontra fırsatını engellemek, hava toplarında üstünlük kurmak, orta sahada sertlik oluşturmak falan. çok basit ya. şu an bizim orta sahamızda eksiklik olarak nitelendirilen her özellik bu tür adamlarda bulunan temel ortak özellikler. dediğim gibi büyük paralar vermene gerek yok. her yerde bulunuyor.

    beni bilen bilir (kimse bilmiyor aq), geçen sezondan beridir 6 numara diye bas bas bağırıyorum. kimi mertens’in yerine adam bakıyordu o dönem, kimi pas bağlantısı olana yanlıyordu, kimisi de registaya dileniyordu. tamam bunlar da önemli ama oyunun temeli değil. senin binanın temeli yokken, dekorasyona, iç mimarisine özen gösteriyorsun. şarapçı kenan gibi olamaz olamaz diye bağırasım geliyor resmen ya. önce bi temelini kur, sonra hangi allahın cezası terimlere yöneliyorsan yönel. ilk almamız gereken oyuncu tipine yatırım yapmadık ve halen yapmıyoruz. ne diyim ki ben.

    bu takımın çok bi eksiği yok ya. bi 6 numara alınsın, oyun nasıl fark edecek hepimiz görürüz. hatta iddia ediyorum, sergio, zaha, ziyech, dubois gibi oyuncular ayrılsa, yerlerine hiç transfer yapılmasa bile tek bir 6 numarayla şampiyonsun, avrupa’da da hatrı sayılır şekilde ilerlersin. tek bir adam bütün çehresini değiştirir. 4-2-3-1 mi oynuyorsun, 4-6-0 mı kafana göre artık. doğru adamı bulduğun zaman dizilişin çok önemi kalmıyor. çok takıyoruz böyle şeylere. dediğim gibi binanın temeli olmadan biz ince işlere yöneliyoruz. o bina 5’lik depremle çöker, çöktü işte young boys maçında.

    alt tarafı 6 numara ya. alın getirin şunu.
  • 36423
    kişilere küsüp sinirlenip galatasaray’ı zarara uğratmayı istemenin alemi yok. bu takımın köhn giderse 2 sol bek, bir 6 numara, bir sol stoper ve bir sağ kanat oyuncusuna net ihtiyacı var.

    artık yeter sağda ziyech ile başlayıp hücumu çöpe attığımız kaçıncı maç oldu. ziyech bitik işte uzaktan belki sallar diye sahaya sürdükçe okan hoca taktik bilmiyora çıkıyor adı.

    mertens bu takımın 16. adamı olmalı artık. galatasaray’ın hücum presi yapamamasının bir kaç nedeni varsa bunlardan birinin mertens’in pres motorunun geçen senenin yarı kapasitesine inmiş olması. bu yaşlardaki oyuncularda düşüş ufak ufak olmaz.

    bu takımın as 10 numarası gabriel sara’dır. adam zaten hem tempolu hem skor katkısı yüksek ofansif orta saha. geriye gelip oyun kur denilince sadece çok iyi uzun paslarını izliyebiliyoruz.

    takıma çok uzun boylu ve ayağı çok temiz, omzu koydumu bayıltan bir 6 numara şart. rakipler bizim oyunumuzun defosunu buldu. takipler torreira yaklaşana kadar kısa oynuyor torreira bölgesini terk ettiği anda arkası boş kalıyor. takip o boşluğa uzun vuruyor. buraya bir alan tutucu uzun boylu poslu fizikli bir adam at kapat buradaki deliği.

    köhn giderse 2 tane sol beke ihtiyacımız var. hiç kimse dubois alternatif olur diye düşünmesin başta yönetim. azıcık mideniz olsaydı geçen sene kış transferde dönmek için zam isteyen bu adamı kampa dahi almazdınız. ben artık “iki kanatta da oynayabilen bek” görmek istemiyorum. iki kanatta da oynayabilen bek, bek değildir.

    jakobs’u izlemedim. istatistiklerine baktım, birebirleri ve kop kapmaları iyi görünüyor ama top kesme ve araya girme istatistikleri korkunç. bu demek oluyor ki ikinci preslerde pozisyon almakta başarısız.

    stoper hermoso iyi bir ayağa sahip olmakla birlikte apokerimdeki stoper caydırıcılığına sahip değil gibi. ama o maaşı nasıl karşılayacağız belli değil. yolun sonu bir çok oyuncu ile fifalık olmaya doğru gidiyor.

    yıllardır isimsiz bir sürü stoper alıp yetiştirdik. marcao, nelsson, abdülkerim. 2019’dan beri oturmuş bir alışkanlıktı bu. bozulmasından hiç memnun değilim. hermoso alacağıma portekiz ligi sonuncusundan stoper alırım bir senelik maaşına denk gelir.

    4’ü ilk 11’e olmak üzere 5 tane net çivi gibi transfer lazım.
  • 36425
    bir mucize olmazsa bu sene çöküşe geçecek yaralı aslanımız. rakip takımlar yaptıkları transferlerle 3 gömlek üste çıkarken biz geçen seneden 3 gömlek alta düştük. geçen sene takımın en iyileri bu sene en kötüleri şimdilik(muslera, abdulkerim, torerira, mertens ve maalesef icardi). okan buruk sampiyonluk maçı olan konyaspor maçı hariç stresli maçların hiçbirini kaldıramadı. favori olarak çıktığı kritik maçların hepsinde kaybetti ama bayerne manchestera karşı iyi oynadı. bu da maalesef bunu gösteriyor. takım oyun olarak umut vermese de transferle bunu çözeriz mantığı vardi ama bu sene bu düşünce de yok. adı geçen oyuncular tam tersi ismi iyi olmadığı gibi maliyetleri de korkutuyor. çünkü transferin başında sihirbaz cenk ergün var. mucize olacak gibi de durmuyor. ha mucize ne olabilir? erden timur olabilir, yönetimin seçime gitmesi olabilir, fatih hocanin başkan olması olabilir. ama bu yönetim floryadan gelecek rantı bırakıp hiç bir sekilde gitmez. hepimize geçmiş olsun göz göre göre kulüp elden gidiyor...
App Store'dan indirin Google Play'den alın