• 3352
    son oynanan antalya spor karşılasmasından sonra görülmüştür ki, bugün sahaya çıkan 11 oyuncudan sadece servet çetin'in seneye kadroda kalması gereken takımdır. nedenini açıklayayım sizlere

    ufuk ceylan : hiç bir zaman galatasaray kalecisi olamamıştır, olamayacaktır da. zamanlaması, yan toplardaki zaafı, önündeki defansı ile uyumu tamamen skandaldır. ayrıca bir galatasaray oyuncusunda görülmesi gereken özel hayat prensibini yerle yeksan etmiştir.

    serkan kurtuluş : ne defansif özellikleri ne de hücuma çıkışı üst düzey futbol oynayacak, hedefleri süper lig üstü olan takımların bir sağ beki değildir. hatta sabri sarıoğlu bile değildir fakat ehven-i şer durumu makbuldür. ( kötünün iyisi )

    lucas neill : çok şey beklenendir. fakat o 90 + da yaptığı hareketle artık bir daha ki sezon takımda kalmak istemediğini açıkca belli etmiştir. bizi istemeyeni biz hiç istemiyoruz kardeşim. çünkü o oynadığı mevkide kaptan bülent korkmaz, kolunu vücuduna sardırıp acılar içinde oynamıştır ve şimdi bel altı vuruyır diyen bu taraftar, o anlara tanıklık etmiştir.

    hakan kadir balta : herkes bu sezon oynadığı kötü futboldan bahsediyor fakat, geçen sezon ne yaptığı konusunda da kimsenin hiç bir fikri yok. çünkü geçen sezon iyi kötü önde bitirici futbolcular olduğundan, onun oynadığı kötü futbol göze batmamıştır. aslında hakan balta için bu sezon, oynanan karpaty lyiv maçından sonra bitmiştir. hala onun etkisindedir.

    lorik cana : iyidir, hoştur bir yokuştur ama harbiden baya bir boştur. mehmet topal'ın satışından elde edilen miktarın tamamı bu arkadaş için harcanmıştır. fakat topal'ın ortaya koyduğun futbolun çok altındadır. amerikaya gidip o güzel vucudunu orada sergileyebilir.

    yekta kurtuluş : en insaflı eleştiriyi hak eden futbolcudur aslında ama ilk 11 oyuncusu değildir. zaman verilirse olabilecek yeteneklere sahiptir. fakat despot bir teknik adama ihtiyacı vardır. yoksa hasan şaş olabilecek bu arkadaş mustafa sarp olma yolunda ilerleyebilir.

    pino : derhal gitmesi gerekendir. kollektif oyun zihniyetinden tamemen uzaktır. şut çekilmesi gereken yerde pas veren pas verilmesi gereken yerde şut çeken bir zihniyettedir. zaten oyunun % 70 i, pas verilmesi gereken bir andan ibaret olduğundan, bu çocuğun takıma katkısı sadece hızıdır. onun içinde takımda sabri sarıoğlu varlığı yeterlidir.

    bogdan stancu : harbiden bogdan'dır asıl sorgulanması gereken, 400.000 dolara alınabilecekken, 5 milyon dolar sayan zihniyettir fakat onlar zaten hesabı idari açıdan ibra olamayarak vermişlerdir. yeni gelecek bir teknik direktörün, bu arkadaşı kadroda düşünmeyecek olması muhtemel seçenekler içinde yer aldığından, klubün içine düşeceği mali problemi varın siz hesap edin. ayrıca ilk yarının ortalarına doğru görülmüştür ki, kaleciyle karşı karşıya kaldığı bir pozisyonda, orta doğu ve balkanların en odun topçusu olan deniz barış kendisine yetişmiş ve topu kornere gönderebilmiştir. bu ne demektir. odunun da odunu bu bogdan'dır vesselam.

    harry kewell : büyücü kewell'ımızın artık yürüyecek hali kalmamıştır. kafasıyla ayakları aynı senkronda çalışamamaktadır. zaten aldığı para fazla değildir fakat yedek klubede oturmak kendisi için sorun olmayacaksa, kendisinin takıma katacağı profesyonellik anlayışı yüzünden bir dahaki sezon için düşünülebilir.

    arda turan : kendisiyle ilgili fazla bişi yazmak istemiyorum. zaten daha önce yazmıştım. fakat hem kendisine hem klübe hem de onu seven taraftara artık zarar vermeye başlamıştır. o yüzden kendi iyiliği için gitsindir. bizde onu uzaktan sevelim.

    uzun lafın kısası budur kardeşlerim bakın yedekleri saymadım bile! önemli olan galatasaraydır unutulmaya o yüzden acil ve kesin önlemler alınmalıdır artık !!!!
  • 3359
    bu yıl deplasman galibiyeti aldığı takım sayısı 4'tür.

    bunlardan 3'ü (buca, kasımpaşa, konya) ligin son sırasındaki takımlardır. diğer takım ise eskişehirspor'dur.

    adnan polat, frank rijkaard, gheorge hagi ve milyonları cebe atan futbolcular; merak etmeyin... utanıyor musunuz diye sormayacağım. utanmazsınız biliyoruz. zira o yüzünüz bile kalmadı artık.

    derhal, hemde derhal çekip gidin. biriniz değil, hepiniz suçlusunuz. ve her kim olursanız olun; ben sizi affetmeyeceğim, kim olursanız olun, ben size saygı duymuyorum, duymayacağım. çünkü ben galatasaraylıyım. galatasaray'ı bu hale hepiniz birlikte getirdiniz, biriniz çok suçlu, biriniz az suçlu yok...

    hepiniz suçlusunuz.
  • 3361
    ben artık tek tek futbolcu yorumlama, şu kötü, bu idare eder, bunu direk yolla, bunun ne işi var hala takımda denilmesinden yana değilim. görünen köy kılavuz istemez çünkü. beyni olmayan birçok oyuncumuz var. artık tek tek saymanın anlamı yok. artık seneyi düşünmeli, daha doğrusu her adımımızı çok doğru atmalıyız. çünkü biz şampiyonluğu yada bir kupayı son anda kaybetmiş, en ufak bir umut ışığı veren bir takım değiliz. o adımı atarken onun önündeki adımları kesinlikle görmemiz lazım. günü kurtaracak ne futbolcu lazım bize, ne teknik direktör, ne de başkan! ben artık başkanımı bileceksem, bu sene bitmeden teknik direktörümü de görmeliyim. ilk önemli sorunu, bu kulübün çünkü. şimdi başkan gelip, bana dünyanın yıldızlarını da alsa, ondan sonra getirirse teknik direktörü olmayacak çünkü biliyoruz, artık ezberledik bu durumu. her teknik direktör çünkü kendine uygun adam ister, kendi sistemine oturtabileceği adam ister. ben bile kıçıkırık manager oynarken kendi oynadığım şablona uygun adam ararken, teknik direktörün en büyük hakkıdır bu. sen gidip otto rehhagel'e dünyanın en iyi hücumcularını da versen o takım iş yapmaz yani. adamın sistemi var, belli. o yüzden ben ne hagi'yi sorgulayabilirim, ne rijkaard'ı sorgularım, ne de yarın öbür gün bülent ünder'i sorgulayacağım. vakitsiz, habersiz alınan adamlar ortada; istediğini aldırıp, vakit verilmemesi ortada. belki dendiği gibi hagi dünyanın en kötü teknik adamı, hiçbirşey bilmiyor. ama ben göremedim ki onu. ne vakit verildi, ne de verilen bir söz tutuldu. verilseydi, görseydik emin olun bende sorgulardım onu her ne kadar bana en güzel günleri yaşattığını unutamayacak olsamda. ilk günden beri dedim ama, sorun en başta diye. ben de çok seviyordum adnan polat'i. gelmesini canı gönülden istedim, destekledim. ama verdiği sözlerin hiçbirini yerine getirmedi. bizlere dedi ki. ben, gün için çalışmıyorum, geleceğin takımını kurmaya çalışıyorum. bu süre de gayet ona verildi. ama ne görüntü olarak, ne puan tablosu olarak, ne başarı olarak, ne futbolcu olarak, ne teknik direktör olarak, ne ne... hiçbir yönden dediğini yapamadı. başarılı olabilecek süresini aldı, ama olamadı. yani bizim ilk olarak yapmamız gereken, belli bir sistemi olup, bu sistemi daha önce başarılı olmuş herhangi bir, yerli yada yabancı teknik direktörü bu sezonun sonuna kadar belirleyip, hemen ona her yetkinin verilmesi. ölçsün, biçsin, kendi sistemine göre adam alsın. ama o alsın. yönetimde buna o vakti, alışma vaktini her türlü tanısın. istekleri yerine getirmek için uğraşsın, sorgulamak yerine bazı şeyleri.

    ben bunu istiyorum ya, bi kere de herşey istenildiği gibi olsun. sırayla, herşey tam olarak oturmuş şekilde bir üst basamağa çıkılarak. ben seyirciyim. hep kazanmak isterim. ama ben bile, artık kendimi alıştırdım bazı şeylere. maçları çok farklı izliyorum artık bu sene için. skor falan umrumda değil. puan tablosuna haftalardır bakmıyorum. niye yırtınıyorum işte teknik direktör hemen alınsın diye. o da böyle bakabilsin diye. istemiyorum yazın o geldiğinde, işine yarayabilecek futbolcuların satılmış olmasını yada yaz kampına yetiştirilmeye çalışılıp, her sene yetiştirelemeyen futbolcuları. baksın ya bir alıcı gözüyle takımına. belki çok farklı, hayatta görmek istemediğimiz bir adamın çok farklı bir özelliğinden yararlanacak. kim bilebilir yani. ben de her maç bakıyorum, yok geliyor ama ben teknik direktör değilim ki. ama benim gördüğüm şu. tek tek bakmayı bir kenara bırakıyorum ama pas y-a-p-a-m-ı-y-o-r-u-z. kimse yapamıyor yahu. devrimizde pas yapmasını bilen, sahayı boylu boyunca görebilen kafaların sadece başarılı olduğu aşikar olan bu dönemde hem de! 5 haftadır sadece maçlarımızı izlerken pas atmayı bilen yada aklını kullanarak pas atmayı deneyen oyuncularımız varmı diye takip edip, not alıyorum. pas atabilmesi, pasın hatalı olup olmaması değil ha sadece denemesi bile yeterli benim için. çok nadir tek, tük. bir elimin parmağını belki biraz geçer. sonra kapsamı daralttım. direk atılabilmesi gereken paslarımıza baktım. yok abi ya takımda pasın en ufak zerresi yok. 2 yada 3 pasımız var. her maç yapabildiğimiz, kesin olan pas sayımız ise 2. bunların birincisi; kaleci ile stoperlerimiz arasında olan. ikincisi ise stoperlerden beklerimize verdiğimiz pas. bu ikisi daima var olan paslarımız, ne kadar komik olsa da bu yani. 3. olarak arada atabildiğimiz pasımız ise stoperlerimizin orta sahaya çıkıp, önce ellerini açarak ''nerdesiniz mnakoim?'' tarzı baktıktan sonra en yakındaki dm yada mc benzeri oyuncumuza verdiği pas. bu pas da, ordaki oyuncu markajdaysa stoperin özellikle servet'in kendini servetinho zannetmesiyle yada neill'in kendini xavi'nin sol taşağı zannetmesiyle atmaya çalıştığı uzun topla tekleyebiliyor. bana göre sahadaki en büyük eksiğimiz pas olayı, kişisel sorunlardan da öte benim için. acil şekilde benfica deplasmanında attığımız takır takır pasları, lig maçlarındaki sol kanattan bekle, açığın takır takır paslaşıp kalenin içine kadar gidebilmesini görmeyi diliyorum.

    uzun lafın kısası, artık bu seneyi çok çabuk şekilde unutturmaya çalışmaya başlamamız lazım. bana göre de, bu durumda atacağımız ilk adım teknik direktörümüzü hemen belirleyip, takımını görmeye başlamasıdır. akabinde sistemine uygun, istediği futbolcuları da yönetim olarak hemen kovalamamız gerekmektedir. emin olalım ki o zaman güzel günler yakındır, gelecektir!
  • 3363
    2010 - 2011 sezonunda kulübü rezil eden oyunculara sahip olan takımdır.. bunca rezaletten sonra hala daha kulübün maddi yapısı ortada bu yüzden bu seneki kadrodan 10 futbolcu gelecek sene de bizimle olacak diyebiliyorlar, bunca başarısızlıktan sonra o 10 tane futbolcu kulübe ne gibi bir yarar sağlayacaksa artık orası da meçhul. yıllardır alt yapının içine ettiler, arda'dan sonra futbolcu sıfatı verilebilecek bir tane futbolcu çıkaramadık, bu yetmezmiş gibi bonservisi elinde olan tüm kasapları da takıma topladık, takımın tüm kimyası bozuldu.. tüm bunlardan sonra da ölüm ölüm diye hırlamaya başladık... ölümse ölüm kardeşim, anlamayan ve burayı okuyan futbolcu ve yönetici topluluğu için bir daha söylüyorum: bu kulübün adı g a - l a - t a - s a - r a y. ya bunun bilincinde olarak sahaya çıkın topunuzu oynayın, ya da beceremedik diyip alacaklarınızın büyük kısmını almayıp defolun gidin bu takımdan, en azından onur ve gurur kavramlarından bihaber olmadığınızı anlamış oluruz..
  • 3364
    bu görüntüler bile galatasaray'ın nereden nereye geldiğini gösteriyor. şu 7 dakikalık videoda bile arkadaşlık duygusunun, takım olma duygusnun ne seviyelerde olduğu açıkça görülüyor. başarının ana kaynağı da böylece anlaşılmış oluyor. bu sezon bırak takım olma duygusunu, kol kola giren iki futbolcu bile göremedik...

    http://www.youtube.com/...&feature=related
  • 3365
    çok fazla teknik adam değiştirmenin sıkıntısını yaşayan futbol takımıdır. önce kalli geldi. geldiğinde hakan balta barış özbek servet çetin gibi yetenekleri sınırlı, doğru sistem içinde görevlerini iyi yapabilecek oyunculardan kurulu bir takım yarattı. biz o sene bu oyunculardan çok fazla verim aldık. sonra skibbe geldi. ap ayrı bir oyun karakteriyle hücum futbolunu iyi oynayan, ileride yetenekli oyuncularla skora giden bir takım yaratmaya çalıştık. ama oyuncu kadrolarının iskeleti değişmedi. dolayısıyla skibbe'nin hücum futboluna ve rijkaard'ın 4-3-3'üne uyum sağlayamayan bir kadro vardı. orta alanda pas yapıp hücumu organize edebilecek oyuncular alındı. misimovic, elano. derken gene ap ayrı bir ekolden hagi geldi takımın başına. çok koşan mücadele eden taktik disiplini yüksek oyuncular getirdi. stancu ve culio. e ama hagi'de gitti. sonuç olarak, bütün bu teknik adamlardan, elinde aynı futbol dilini konuşmayan bir kadro kaldı galatasaray'ın. o yüzdende şu an kimin ne yaptığı belli değil. bu tarz oyuncuları oynatacak, onlarla başarıya gidebilecek hoca sayısı çok azdır. en bildiğimiz örneği de lucescu'dur. dolayısıyla hoca değişiminin şu saatten sonra bize faydası dokunmayacak. aynı futbolu oynayan, sahada birbirlerinin ne yapmak istediğini bilen, kendine değil takıma oynayan oyunculara ihtiyaç var. bu da kolay değil. en azından uzun bir süreç. o yüzden derimki dostlar ben seneye de ümitli değilim.
  • 3367
    ne olacak bu galatasaray’ın hali :

    en son söyleyeceğimi en başta da söyleyeyim. bu sezonun sonu çok çok önemli hale geldi. bu işin şakası yok artık. aman dikkat !
    sezon başından beri hatta geçen seneden beri eziyet çekiyoruz tribünde, tv başında. benim takip ettiğim, yazar olduğum galatasaray sözlük ve twitter ile bir çok forumda takımın durumunu tartışıyor galatasaraylılar.

    tartışmalar takımın halinden, yönetime kadar uzuyor. başkan, yöneticiler, hocalar, futbolcular, ultraslan, hatta kaleci antrenörü bile, gönderilmesi ya da tavrını, tarzını, düşünce yapısını değiştirmesi istenenler listesinde. herkesin bu konularda söyleyecek şeyleri var, elbette olacak.
    kimisi uzun uzun analizler yapıyor, çözüm önerisi sunuyor, kimisi direkt küfür edip önündeki okey ıstakasına dönüyor. hepsi de aynı şekilde seviyordur takımını, buna şüphem yok. tarzlar başka.

    biz hep galatasaray’ın nasıl şampiyon olabileceğine kafa yorduk, istediğimiz hocalar, oyun şekli hep şampiyonluklar içindi hatta ne şampiyonluğu avrupa’da kupa içindi. durup dururken bu havaya girmemiştik ki. 2000’de zaten kupa almıştık avrupa’da. bütün yeni yapılanmalar hep bunun içindi. bütün galatasaray başkan’ları uefa kupası’nı geçmek derdindeydi. belki özhan canaydın hariç.

    geçen sezon başında rijkaard takımın başına getirilince “10 yıllık hasreti dindirmek için büyük bir adım atıldı” diye sevinmiştik. sezona da öyle başlamıştık. ama 16 ay süren rijkaard dönemi karanlık bir tabloyla bitti. bittiği günlerde ne yazık ki gelecekte umut ışığı da yoktu. bunun sebeplerini defalarca yazdığım için bir kez daha gerek görmüyorum, derdim de rijkaard değil zaten.

    rijkaard’la başlayan macera gösterdi ki, bu iş tek başına teknik heyetin yapacağı iş değil. arkasında çok sağlam bir yönetim ve yönetim becerisi gerekiyor. beceri beklenen adam adnan sezgin. belki çok dürüst, kulübün parasını son kuruşuna kadar kollayan biri olabilir. ama galatasaray gibi bir kulüpte yetmez. hem transferi hem takımın organizasyonunu hem hocaya desteği veremeyeceği çok açıkça belli oldu. hem de aylar önce belli olmuştu ama adnan polat, sezgin inadından vazgeçmedi. olan galatasaray’ın kaybettiği bir sezona oldu.

    rijkaard’dan sonra hagi, şimdiyse bülent ünder takımın başında. hiçbir şey değişmedi.

    takım freni patlamış bir kamyon gibi son sürat yokuş aşağı iniyor. seneye hoca kim olsun, hangi topçular gönderilsin, kimler alınsınla hiç ilgilenmiyorum. 13. sıradaki takım buradan nasıl kurtulur onu düşünmek lazım. bu işin şakası yok. bugüne kadar küme düşmekten bahsedenlere “yok daha neler” diyordum ancak dünkü takımı gördükten sonra çok ciddiye alıyorum.

    takımın kendine güveni sezon başından beri yoktu zaten. bu güven iyice yerlerde. takım kazanacağına inanmıyor, bu yüzden çaba da göstermiyor, herkeste bir bezginlik, umursamazlık var. hep mustafa sarp’a kızdığımız gölge savunma bütün takıma sirayet etmiş durumda. antalya maçında yenen ilk gol bunu net gösteriyor. ali turan’a baskı yapan ve erkan'ın topa vurmasına engel olmaya çalışanlara dikkat edin, ne kadar yalandan bir savunma yaptıklarını görürsünüz. herkeste topu götünü dönme alışkanlığı baş gösterdi. topa götünü dönmek “bu pozisyonda çaresizim, belki top bana çarpar” demektir.

    takımın ruh hali bu durumdayken buna bir çözüm şart. bir şeyler yapmak lazım. yönetim dağılmış durumda. işin başındaki adam cüneyt tanman. en çok cüneyt kaptan’a güveniyorum zaten. geçen sezondan beri kaptan işin başında olsaydı bunları yaşamazdık. neyse, cüneyt bir şekilde bu takımın psikolojisini düzeltmeli. başka yolu yok. bu gidişatın sonu iyi değil çünkü.

    sezonu hayırlısıyla bir bitirelim, gelecek sezonları konuşuruz.

    niye bu kadar önemli kalan maçlar biliyor musunuz? aynı durumda olmasak da önümüzde göztepe örneği var.
    aman dikkat !
    http://captano.files.wordpress.com/...11/04/gc3b6ztepe.jpg
  • 3371
    icine dustukleri durumun aciklamasi sadece psikolojiyle aciklanabilir. onumuzdeki donemlerde bu takimda kalacak insanlar takim ruhu ve kazanmak uzerine antremanlar kadar psikolojik kamplara da alinmalidir. sadece gostermelik bir aksam balikcida toplanmak degil profesyonel psikologlar spor konusunda uzmanlasmis insanlardan destek almaya ihtiyaclari var. anca o zaman hem kendilerine hem de tasidiklari terletmedikleri formaya saygilarini geri kazabilirler.
  • 3373
    şu anda çok kötü bir kadro'ya sahip olan takım. sadece kalite olarak değil ruh olarak çok aşşağılarda. tabi bunlara birkaç futbolcu (cana, culio, ne yazık ki servet vs.) dahil değil. ama ümitliyim ben yine de. seneye yeni bir yönetim, yeni bir teknik kadro, yeni bir futbolcu kadrosu, yeni bir anlayış ve yapı ile tekrar çıkışa geçip birkaç sene sonra tekrardan şampiyonluğa oynayabiliriz. biliyorum eksiğimiz çok ama başarılı bir yapılanmayla kapatılmayacak eksikler değil. bütün bunları yapması için ünal aysal'a da güvendiğimi belirtmeliyim.
    kısaca seneye takımda kalması ve gitmesi gerekenleri yazayım.

    aykut erçetin : gönderilmeli
    ufuk ceylan : seneye yedek kaleci olabilir ama iyi bir kaleci antrenörüne ihtiyacı var.
    robinson zapata : bilmiyorum kendisinden bahsetmeme gerek var mı!?

    lucas neill : kendisi kafamı çok karıştırdı doğrusu. son birkaç hafta'da böyle siklemez, "benim burada ne işim var" der gibi davranıp bir çok laubali hareket yaptı maçlarda. ama yine de kendisinden daha iyisi gelmeyecekse kalmalı.
    çağlar birinci : kendisinden ümitliydim ama sanırım bu adam da kronik sakat. eğer öyleyse gitmeli.
    gökhan zan : gitmeli. yedekte durup maç başı anlaşılırsa kalabilir.
    emiliano insua : yeteri kadar oynatılmadı ama sanırım kendisinden faydalanamayacağız. yabancı hakkı açılsın diye bonservisi alınmasa daha iyi olur sanırım.
    hakan balta : bu sezon "laf işitme" konusunda çığır açmıştır. artık daha çok küfrettirmeden gitmeli. lütfen git. bak küfretmiyorum da. sadece git!.
    serkan kurtuluş : etkisiz eleman. gitmeli!
    servet çetin : kendisi iyi bir defans oyuncusu olsa da rijkaard'ı sattığı ankaragücü maçından sonra bitmişti gözümde. ayrıca topu oyuna sokma konusunda çok kalas. iyi birt para ile taliplisi çıkarsa satılmalı.

    aydın yilmaz : kiralık olarak geri dönmemecesine gitsin de kulüp üç beş kuruş daha kazansın.
    barış özbek : futbolcu olmayan biri. yanlışlıkla alındı sanırım takımımıza. gitmeli. ayrıca 3-0 kaybedilen antalya maçında sen beni çok güldürdün. allah da seni güldürsün.
    arda turan : kendi iyiliği için de bizim iyiliğimiz için de gitmeli artık. tabi iyi bir teklif (10 milyon üstü) gelirse. yoksa kalsın!
    mustafa sarp : bilmiyorum kendisinden bahsetmeme gerek var mı!?
    ayhan akman : artık gönderilmeli.
    lorik cana : her takıma bir tane cengaver (kalas da olsa) lazım anlayışıyla seneye de kalabilir. ha daya iyisi alınabiliyorsa gönderilmeli. bu arada son haftalarda uzak mesafelerden çektiği güzel şutlar dikkatimden kaçmadı. ha bir de : http://fotocdncube.fanatik.com.tr/.../4/fft1mm1402391.jpg
    juan pablo pino : sene'ye kalması gereken adamlardan.
    yekta kurtuluş : sene'ye kalması gerekenlerden. ama alması gereken daha çok yol var.
    juan emmanuel culio: daha iyisi alınmazsa kalmalı. bence kalmalı.
    emre çolak : bence oynayabileceği bir kulübe gönderilmeli. kiralık olarak. olmazsa takımda kalmalı. bam'a bu kadar şans verildiyse kendisine de şansa verilmeli. ama hem mental hem de fiziki gelişime ihtiyacı var.
    sabri sarioğlu : tabiiki de kalmalı. aslansın zabri! kim tutar seni!
    kazım kazim: kalması gereken oyunculardandır. çünkü bir şansı hakediyor. ayrıca türk kontenjanından.
    harry kewell: seni seviyoruz oz büyücüsü ama senin süren doldu. sana da güle güle denmeli. ama yönetici (ya da o tarz birşey) falan olarak kalsan ne güzel olur.

    milan baros: tabiiki de kalmalı. ah seeye yanına drogba gelse. ne şahane olur. hayal işte!
    bogdan stancu: henüz bir artısını göremedim. ama 5 milyon etmeyeceği kesin.
    anıl dilaver: kalmalı.
  • 3375
    sevmediğim bir şey ama iki gündür kafamı meşgul ettiği için ben de yapmalıyım. gelecek sezon ciddi bir yapılanmaya girmesi gereken takımımızdır.

    kaleye süper bir isim alınmalı, yöntem çok basit, wikipedia'ya girip ülkesinin kalesini uzun yıllardan beri koruyan, yaşı da çok ilerlememiş kim varsa bulup bam diye alıyoruz. en azından böyle bir ön kriter belirlemeliyiz. zydrunas karcemarskas mesela, alalım demiyorum, ama çok iyi bir kaleci olması ile 2002'den beri litvanya milli futbol takımının kalesini koruması tesadüf olamaz. bir milletin 1 numarasını alacağız, kalemizi kitleyeceğiz, bu kadar basit. al sana al sana, tomasz kuszczak, stipe pletikosa, veya andreas isaksson... gelmez ama rus kaleci de alınabilir, ismini bilin bir zahmet...

    ufuk ceylan yedek kaleci olarak kalsın, bir süre maçlara çıkmasın, psikolojisi düzelsin, gerçekçi olmak lazım. teşekkürler aykut erçetin ve robinson zapata... üçüncü kalecimiz de emirhan ergün olsun. ne kadar berbat bir üçüncü kaleci olabilir ki? kalsın işte...

    gökhan zan: kesinlikle kalmalı. fakat düşük bir yıllık ücret ve makul bir maç başı ücret karşılığında. takımdaki en düzgün türk stoperimiz. fm oyanmıyoruz, bize yedek oyuncular da lazım.

    çağlar birinci: eğer iyileşecekse kalmalı. iyileşmeyecekse derhal gönderilmeli. iyi bir sol bek ama ancak yedek olabilir. senede 10 maç da oynasın yani, onu da yapamayacaksa gönderilmeli. doktorlara sormak lazım. onun dışında kapasitesi yeterli, psikolojisi de iyi gözüküyor.

    lucas neill: şu dakikadan sonra kendisinden hayır gelir mi bilmiyorum, neyini beğenmediysek artık bu adamı da harcadık. iyi bir stoper olması ile avustralya milli futbol takımının kaptanı olması tesadüf olamaz. kalacaksa bir şey demem, ama gidecekse de mesaj alınmıştır umarım.

    emiliano insua: liverpool'a dönecek muhtemelen. kendisini iyi hatırlayacağım, teşekkürler insua...

    hakan balta: kovulmalı. bu kadar. illa isim mi vermek lazım? hasan ali kaldırım, gökhan süzen, ismail köybaşı, hayrettin yerlikaya. takıma ilk on bir için adam gibi bir sol bek alınmalı. hayrettin'i hiç sevmem ama yürektendir, serttir, en azından ruh getirir.

    serkan kurtuluş: kötü bir futbolcu olduğunu düşünmüyorum. normal bir adam işte fakat o da psikolojisi alt üst olanlardan. işler yolundayken fazla sırıtmıyordu, bu aralar ise o da diplerde. yedek olarak kalacaksa kalsın, kendisini iyice bir toparlasın, her ne kadar kızsam da kendisine öyle büyük bir nefret duymuyorum. takıma bu tip isimler de lazım. kötü oynasa da en az suçu olanlardan.

    sabri sarıoğlu: kaptan yapılmalı. nasıl olsa kıçımızı yırtsak da cana kaptan olamayacak, en çok hak eden yerli isim sabri'dir. takımın ruhu, kötü maçı yok. gerçek bir emekçi.

    servet çetin: takımın ağa babası. kovulmalı. gönlünün istediği yere gitsin. yerine de direkt ilk on bir için yerli bir stoper alınsın. mesela serdar aziz, serdar kesimal, ersan gülüm.

    manisaspor'da iki tane yiğit var, yiğit gökoğlan* ile yiğit incedemir*, mutlaka alınmalı...

    ikisi de ters takımlardan yetişti ama olcan adın ve orhan gülle'yi de beğeniyorum. volkan şen ve sercan yıldırım da düşünülebilir.

    bir de en az iki tane kaliteli gurbetçi lazım, orta sahaya mehmet ekici ve forvete halil altıntop diyorum. bir diğer yedek forvet adayım da ariza makukula. dirençli bir kadro kurmalıyız.

    hamit altıntop'u da alabilirsek süper olur. yapacağımız en büyük transfer bu olsun yani...

    bir boka katılamayacağız, ancak bu tip oyuncular gelir diye düşünüyorum. milyonları basacak isek avrupa'dan yıldız gelsin ne diyeyim.

    aydın yılmaz: bank asya'ya gitsin ve mutlu olsun. set the "7" free!

    barış özbek: bundesliga'ya geri dönsün. set the "8" free!

    arda turan: kendi kendine iyice bir format atsın, talibi varsa avrupa'nın büyük bir takımına gitsin, mesut özil'i geçmezse en adiyim. işte biz o gün mastürbasyon yapıyor olacağız, 10 numaramızdı, kaptanımızdı diye... gitsin, ama bunu iyi anlamda diyorum.

    mustafa sarp: gönderilmeli.

    ayhan akman: bir sene daha kalmalı, isterse iki sene kalsın, jübilesini bizde yapsın. yeter ki kendisine o derece muhtaç olmayalım. arada sırada oynasın yani artık kötü kalpli olmak istemiyorum. ayhan emektar ve değerli bir oyuncumuz. kötü oynuyor, yaşlandı, ama kendisine nefret dolu değilim.

    lorik cana: kesinlikle kalmalı ve tek ön liberolu bir sistemde oynanmalı.

    yekta kurtuluş: kesinlikle kalmalı ve en verimli olduğu mevkide oynamalı. orta sahanın solu veya sol kanat. bu kadar hızlı ve teknik bir oyuncunun defansif oynamasını gerektirecek bir durum artık olmamalı.

    juan emmanuel culio: kalabilir. iyi ve gayretli bir oyuncu. orta sahamıza direnç getiriyor. en başlarda hiç ısınamadım ama artık hakkını teslim etmek gerek. tam bir görev adamı.

    emre çolak: kendisinden hiçbir beklentim yok, yerine daha yetenekli ve güçlü yerliler alınabilir. bir yıllığına kiralık da verilebilir ama düzenli oynayabileceği bir takıma. süper lig için yeterli değil.

    kazım kazım: türk statüsündeki en iyi sağ açık. onda olumsuzluğa rağmen bütün puanları topladı. ayı gibi güçlü, ayrıca kesinlikle çok teknik. kalmalı.

    milan baros: kalmalı. yanına da avrupa'dan, özellikle premier lig'den beygir gibi bir forvet alınmalı. beraber oynasınlar. tamam zaten başka transfer yok, bu son... isim vereyim, didier drogba, craig bellamy, robbie keane, darren bent, claudio pizarro, emmanuel adebayor*. bir tane yıldız transferi şart. bunca bokun içinden ucuza çıkamayız. bak adebayor dışındaki diğer isimler hiç de zor değil...

    anıl dilaver: kiralık verilmeli, kritik bir toparlanma sürecinde kendisini kazanmak için yer açamayız, ama paslanmasını da istemem. gelsin sonra takımın bir numarası olsun ses etmem.

    harry kewell: kalmasını gerçekten çok isterdim.

    juan pablo pino: kesinlikle kalmalı, quaresma yanında halt etmiş. abartıyorum tabii ki ama çok iyi bir isim.

    bogdan stancu: ulan adam steaua'nın neferiydi, bize geldi kenarlarda süründü... verdiğimiz paraya alan olursa satılmalı, sadece ve sadece forvette oynayacaksa kalabilir.

    kiralık isimlerden de çetin güngör ve musa çağıran kadroya dahil edilmeli, diğerlerini bilmiyorum. mehmet batdal'dan hala ümitliyim aslında...

    seç beğen al amk.

    nasıl olsa kimse okumayacak, kaç gündür bunları düşünüyorum, kaç saattir şunu yazıyorum... rahatladım...
App Store'dan indirin Google Play'den alın