• 3027
    utanç abidesi falan değildir. gün geçtikçe de daha iyi takım oluyordur. gaziantepspor'u da, bursaspor'u da ceza sahamıza sokmadan maçı bitirdik. oyunu rakip yarı alanda oynuyoruz. bir maç, iki maç kaybetmek bir şey değil. irtifa kaybı durdu. uçağın burnu da yukarı doğru kalkacaktır yavaş yavaş. hafta sonu oynanacak bucaspor maçı başlangıç için iyi bir fırsat. özellikle ayhan akman'ın dönmesini önemli buluyorum bu aşamada. baros'un form tutması ya da kewell'ın takıma tekrar dönmesini de... arda, pino ve barış özbek de bu isimlere dahildir tabii. telaşa mahal yok. 2011 yılının başından beri takım gün geçtikçe daha bir toparlanıyor. bir iki deplasmanda yenilmek önemli değil. özellikle de yenildiğimiz deplasmanlardan biri geçen yılın şampiyonu, öteki ligin en komple takımlarından biriyken.
  • 3028
    kendisinden utanma meraklısı taraftarlarını da gördüğümüz takım. insan huyu çok sabit. özellikle kendi hayatında elle tutulur başarısı olmayan adamlar, takım azcık kötü gitti mi kişisel hayatındaki negatif enerjiyi takım üzerinden dışarı atmaya çalışıyor. ama takım iyi gitse sanki kendi becermiş gibi en önde seviniyor.

    ha bu arada takım yavaş yavaş toparlanma yolunda. son 2-3 maçtır verdiği pozitif sinyalleri almayan futboldan anlamıyordur. tabii ki eksikleri vardır; zamanla onları da giderecektir. bu takımın aklı selim taraftara ve yönetime ihtiyacı vardır. sen sevgiyi, birliği aşıladıktan sonra mustafa sarp'la, barış özbek'le bile şampiyonluk görürsün.
  • 3030
    bana göre yine federasyonun oyununa gelmiş takımdır. çarşamba günü 10'dan fazla futbolcusunu a ve ümit milli takımlara göndermiş bir takıma hangi akla hizmet cumartesi günü maç veriliyor.bu futbolcular perşembe günü takımın geri kalanıyla belki 1 veya en fazla 2 antreman yapmış ve cuma günü gaziantep'e gitmiştir. yoğun bir maç programı yokken pazar veya pazartesi gününe neden bu maç verilmemiştir. sakın yanlış anlaşılmasın, yenildik diye değil bu yorumum, maç öncesi de aynen böyle düşünüyordum. trabzondan ve yabancı futbolcularımızın maç yaptıkları ülkelerden uçakla dönmeleri ve hemen 1 gün sonra tekrar uçağa binmeleri çok yorucudur. bu yorgunluğa rağmen ben yine de takımımızın iyi mücadele ettiği kanaatindeyim.
  • 3033
    yeniden yapılanarak türkiye'nin en büyüğü olma iddiasını bırakmıştır. kendisini başarılı göstermek isteyen ve istifa etmeyi bilmeyen başkanı bunu taraftarına söyleyemiyor; fakat yavaş yavaş bazı "mantıklı" taraftar bunu görmeye başladı.

    çünkü yabancı kotasını dolduran bir kalecinin saçma sapan bir şekilde yediği gol, "henüz dil bilmiyor, defans o topu nasıl kaçırdı, kaleciye sabredelim, diğer kovalarımızdan daha iyi çıkacak, mondragon vs. de böyle goller yerdi..." şeklinde savunuluyor.

    çünkü hedef küçülten adnan sezgin, "görev adamı, para savurmuyor, galatasaray'ın menfaatlerini koruyor..." şeklinde savunuluyor.

    çünkü hedef küçülten adnan polat, "maddi durumu düzeltti, şerefimizi kurtardı..." şeklinde savunuluyor.

    çünkü hagi, "bam'ı bir şekilde kesti, diğer kazmaları da kesecek, kupalar geliyor..." şeklinde savunuluyor. (barış sakat, ayhan cezalı, yenik giderken mustafa'yı da oyuna alamazdı hagi. cezalar ve sakatlıklar bitince, hepsi bir şekilde sahada olacaktır.)

    ama gerçeklere gelecek olursak:

    zapata transfer edilecek kaliteli bir yabancı kaleci mi? değil.
    servet hocasına ihanet ettikten sonra kaptan yapılmalı mı? hayır.
    sürekli sakatlanan gökhan zan niye bu takımdan para kazanıyor? belli değil.
    kenardaki insua, yabancı kısıtlaması da yokken neden hakan balta'yı kesemiyor? belli değil.
    keita şerefsiz, misimovic umursamaz, elano ruhsuzsa barış ve mustafa galatasaray'a yakışıyor mu? hayır.

    bırakın şampiyonlar ligini, avrupa ligine bile katılamayacak olan takım benim gözümde dibe batmıştır. ama benim gibiler mantıksız düşünüyorsa, sabır yemini edenler de "bu hafta antepe kaybettik ama haftaya bucayı yenerek çıkışa başlarız." diyerek bucayı dişimize göre bir rakip olarak göstermeye çalışıyor. adını koyalım o zaman hagi'nin dediği gibi: "antep karşısında bir puan güzel olurdu, fakat haftaya buca karşısında daha güzel bir futbol ortaya koyacağız."
  • 3035
    bu takım madem bu sezon elini eteğini çekti ligden, o halde takıma alternatif futbolcuların kazandırılması lazım gelir, en azından kalan haftaları heba etmeyiz. bi şeyleri kazanmak için uğraşırız. bazı bölgelere alt yapıdan 2-3 futbolcu kazandırılması bu sezonun kara lekesini az da olsa temizler. peki nasıl olacak? öncelikle stopere altyapının en yetenekli oyuncusu getirilicek. servetle ikili oluşturulacak. sağ beke neill çekilecek. cana da orta sahaya. bana kalsa serveti hemen postalardım ama stoper gibi mevkide altyapıdan gelen bi genci oynatmak kolay değildir. neill'in sağ kanatta, servetin de ortada göstereceği tecrübe sayesinde altyapıdan gelen gencin çok fazla hata yapması önlenerek kendisine güven gelmesi sağlanabilir. önümüzdeki sezon nasıl olsa sabri yada serkan sağ bekte oynar, onların kendini ispatlamasına gerek yok (en azından sabrinin). sol beke de insua yada gene altyapıdan bir genç geçmeli. *
    orta sahada da cumhur, culio veya cana'dan biri oynamadığında direkt sahaya sürülmeli. kanatlarda da anıl yada başka bir futbolcu daha fazla rekabete sokulmalı.
    kalan haftalarda 13'te 13 yapmak avrupa kupalarına gitmekten başka bir işe yaramayacağına göre ve hali hazırda inat edilen futolcularla 1 gram ilerleme sağlayamadığımıza göre, bence bu şekilde altyapıdan 2-3 futbolcu en azından gelecek sezon için 18 kişilik kadroda hazır hale getirilmeli. bam ve hakan da hemen şutlanmalı. şampiyonluklar gider çok önemli değil ama mustafa ve hakan gibi adamlar için bu günleri heba etmek gerçekten çok acı.
  • 3039
    baştan sona kadar ne yazık ki niteliksiz, düz ve kolaylıkla sakatlanan isimleri kadrosunda bulundurmaktadır.

    teknik direktörü ne yazık ki sahada oynanan oyunu okuyamamaktadır. saçma sapan inadı, saplantıları yüzünden her geçen gün takımı sıradanlaştırıp, futbolcuyken yarattığı isime ve imaja ihanet etmektedir.

    kalecileri başlı başına trajedidir. bir tanesinin zerre kadar hırsı yoktur. 6 senedir takımın yedeği olup eline gelen hiç bir şansı değerlendirememiş ama oynayabileceği bir takım bulmak yerine müzmin yedek olmayı tercih etmiştir. diğer kalecisi genç bir kaleci olarak ortalama 10 yıl boyunca aralıksız koruyabileceği, önüne altın tepsi ile sunulan galatasaray kalesini elinin tersiyle itmiş, verilen şansların hiç birini kullanamamıştır. diğer bir kalecisi ise canlı bomba gibidir.

    savunması evlere şenliktir. sanırım içtiği sigaralardan ve kendisine zerre kadar bakmamasından dolayı, sol beki rakip takım için otobana çevirmiş bir sol beki vardır ki düşman başına. bir stoperi vardır hocasını alenen satmış, kendisini savunmacılar üstünde görmektedir. başka bir stoperi vardır ki yatakta sağdan sola dönerken sakatlanma potansiyeline sahiptir. bir de lucas neill diye ülke futbolunun üstünde, savunma yapmanın bilincinde, ayaklarına hakim, yaşından dolayı hızını kaybetmiş ama o kaybi zekası ile kapatan komple bir savunma oyuncusu vardır. sağ bekte sabri sarıoğlu adındna alt yapıdan çıkmış, tiribündeki birisi gibi takıma bağlı, yetenekleri sınırlı ama hırsı ve hızı üst düzeyde işini yapan bir sağ beki vardır. emiliano insua isimli bir sol beki vardır az süre almıştır takımda ama ondada kendisini pek göstericek bir şey yapmamıştır. bir de serkan kurtuluş diye genç bir çocuk vardır sağ bekte. sağolsun 3 senedir galatasaray'da forma gimesine karşın bir milim kendisini geliştirememiş, hangi camiyada oynadığının farkında dahi değildir.

    orta sahası evlere, köylere, mahallelere şenliktir. bir tanesi sahada durması gereken yeri bilmez, top kontrolü yapmaktan aciz, ayağındaki topu çok teknikmiş gibi ayak içiyle pas yapmaya çalışırken geçirdiği zaman kaybından dolayı topu kaptırır, formasını parçalar. bir tanesi ise almanya'nın balta girmemiş liginden koskoca galatasaray'a transfer olmuş halen 4 sene evelki seviyesini korumuş, üstüne hiç bir şey koymamış, topu ayağına alır almaz boş adam varmış yokmuş demeden şut çeker, dağları taşları vurur. bir de ayhan akman vardır bu orta sahada. defansa gelip top alıp, ileriye doğru top taşıyan ender isimlerden biridir orta sahada. istikrarlı şekilde oynadığı zaman takıma en fazla katkı veren oyuncudur. ama ne yazık ki yaşının getirdiği gerileme nedeniyle artık galatasaray seviyesinde futbol oynayamamktadır. culio diye bir adamı vardır bu takımın mevcut oyuncular içerisinde canını dişine takıp oyayan, oyunu her iki yönlü oynamaya çalışan bir adamdır. galatasaray'ın oyuncusu mudur bilmem onu, ama ligi baz alırsak gerçekten de kaliteli bir oyuncudur. yeni transfer yekta kurtuluş diye bir delikanlı vardır bu takımda henüz sahada yeteneğini göremedik ama tweeterda yazıkları nedeniyle taraftarı kendisini ilah gibi görmüştür. bunların yanında bu takımın orta sahasında loric cana diye bir adam vardır. tekniği ve hucum yeteneği sınırlıdır ama hırsı, kazanma azmi, savunma yönü çok kuvvetlidir. her şeyden önce sahadaki kötü gidişe karşı baş kaldıran, isyan eden bir adamdır.

    hucum hattı ise çok bilinmeyenli denklem gibidir. arda turan diye tirbündeki bizler kadar fanatik galatasaray'lı, ülke futbolunun çok çok üstünde yeteneğe sahip, zekası çok kuvetli ve azimli bir çocuktur. genç yaşta kaptan yapıldığı için rakip takımların medyası tarafından hedef haline getirilmiş, ne yazık ki o medyaya çanak tutmuş kendi taraftarlı tarafındna üstüne çok gelinmiş, milli takımın her maçında posası çıkana kadar sömürülmüştür. her insan gibi onun da vucudu sinyal vermiş ve cerrahi bir operasyon geçirmek zorunda kalmıştır. harry kewell isimli topun ayağına çok yakıştığı, mevcut takım arkadaşlarının üstümde zeki bir oyuncusu vardır; ama ne yazık ki 2 maç üst üste kaldıramayacak fizik gücüne sahiptir. iki maç oynar 3 maç tedavi olur. milan baros diye bir golcüsü vardır ki tam bir gol canavarıdır. bir maçta 3 tane gol atsa dahi gole doymayan, hucum hattının, tek başına yarısını oluşturan bir futbolcudur. ama ne yazık ki kendisine mi bakmıyordur, şansız mıdır bilemiyorum ama 2 sezondur adam akıllı, sapa sağlam takımda yer alamamış, takımı çok eksik bırakmıştır. bu takımda pino diye bir adam vardır. tek başına elinden geleni yapar hucumda. şut çeker, çalım atar, ara sırada golünü atar ama ne yazık ki kimseye kendisini beğendiremez. o da sakattır şuan. colin kaızm diye bir adam alınmıştır bu takıma ki taraftarı tarafından utanç duyulmuş bir transferdir. hoş o utanç duyan taraftar hocasını satan stoperinin ismini, gol attığında haykırarak bağırır. bu kazım denen adam geldiğinden beri takımın hucum etmesini sağlayan yegane unsur olmuş, goller atmış, goller attırmıştır. son olarakta stancu diye bir adam alınmıştır forvete. futbolu bilen, sert ve isabetli şutları vardır. ne yazık ki kendisi golcü oyuncudan çok destekleyici hucum oyuncusudur. benzetmek gibi olursak kendisi arif erdem'in tipi bir oyuncudur.

    bu kadar laftan sonra özetlemek gerekirse adam gibi, duduğu yeri bilen, hırslı bir kaleciye ihtiyaç vardır.

    savunmada zekası kıt olmayan, kalastan bozma olmayan bir stoper ve yedek bir stopere ihtiyaç vardır. bulunduğu alanı boşaltmayan, seri, çabuk bir sol beke ihtiyaç vardır.

    orta sahada futbolu bilen, alanını kaybetmeyen, iki yönlü oyundan çok ekstra özellikleri olan mesela uzaktan şut atan değil gol atan, free kick ve kornerleri hasper kader değil, bilerek kullanan adamalr lazımdır.

    hucum hattında ise herşeyden önce yerli bir forvet ve kolay kolay sakatlanmayan, ekstra özellikleri bol hücüm oyuncularına ihtiyaç vardır.

    bir de inatçı olmayan, sahada oynanan futbolu okuyabilen, taktiğinde esnek olan ve elindeki oyuncuları kaybetmek yerine kazanmayı bilen otoriter bir hocaya ihtiyaç vardır.
  • 3042
    takımımızı incelemeye son şampiyon olduğumuz yıldan başlayalım. son şampiyonluğumuzu ilan ettiğimiz oftaş maçımızın ilk 11'i :

    aykut, sabri, servet, emre, hakan balta,barış, mehmet topal, ayhan, arda, hakan şükür, ümit karan

    kadroyu tek tek inceleyelim. kalede aykut var. şu an kime aslında aykut kötü değil standart kaleci desem ofsayt manyağı olurum. sağbek'te sabri var ki adamın eleştirilmediği gün yok. sol bekte ise artık belki haklıca belki biraz haksızca yemediği küfür kalmayan hakan balta var. aynı hakan balta bu oftaş maçından kısa bir süre sonra avrupa şampiyonasında ronaldo'ya adım attırmamıştı. o sene aralıksız bindiren nameler düzülen hakan baltaydı. savunmanın göbeğinde artık gaziantepte oynayan emre güngör ve yanında ne hainliği ne adamlığı kalan ve o maçta şampiyonluk kutlamalarına ayağı elinde takım arkadaşlarının yardımıyla çıkan servet var.

    orta sahada yine bam'ı görüyoruz. ama tek bir farkla. o zamanlarda takımın el freni olarak görülen ve gittiğinde kem küm edilen mehmet topal var m harfinde. diğer iki isim hakkında ise şu anda yazılanları hepiniz gayet iyi bliyorsunuz. anlaşılmayan kısım ise bizim ayhan ve barış orta sahası ile şampiyonluk yaşadığımız gerçeği.

    ileri ikilide hakan şükür ve ümit karan var. ümit karan hakkında bir şey yazmayacağım. bu takımın şu andaki takımımızdan en büyük fark ise tartışmasız hakan şükür'dür. böyle devamlılığı olan bir forvetin eksikliğini çok çektik.

    arda için söyleyeceğim bir şey yok çünkü bu sezon sakatlığı nedeni ile bize faydası olamadı.zaten sakatlanmasa bu durumda olmazdık.

    aykut,hakan balta,sabri, servet ayhan,barış,arda hala bu takımdalar. son şampiyonluğumuzdan 8 oyuncu var kadromuzda. üstüne üstlük lucas neill gibi ayağı bu kadar düzgün ender rastlanacak bir savunmacı mehmet topal'ın yerine ise lorik cana gibi bir isim var. baros pino stancu gibi isimleri şu aşamada saymıyorum bile.

    bu durumda olmamızın en büyük sebebi ise defalarca belirttiğim gibi ne orta sahasızlık ne de forvetsizliktir. mental sorun çektiğimiz gün gibi aşikardır. hagi'nin 18 şubat 2011 basın toplantısından küçük bir alıntı :

    ''futbolculara özgüven kazandırmaya çalıştırıyorum. tekrar futbol oynama zevkini geri kazanmalarını istiyorum. görüyorsunuz ki bir maç iyi oynayıp, bir maç kötü oynuyoruz. sonuçlar bazen iyi oluyor, bazen olmuyor, ama durum bu''

    3 sezon önce şampiyonluğa ulaşan kadromuz bu haldeyse yılların getirdiği ve artık futbolcuların zihinlerine yerleşmiş olan mental eksikliği giderecek birisine ihtiyacımız var. inanıyorum ki bu takım bir galibiyet serisi yakalaması halinde düzlüğe çıkacaktır. işte hagi ile olmaz diyenlerin bilmesi gereken nokta bu. adale sakatlığı iyileşir ama mental eksikliğin giderilmesi için sadece ve sadece zamana ihtiyaç vardır.

    edit : jardel'e teşekkürler emre'leri karıştırmışım.
  • 3048
    yetenek olarak 3 isimi çıkardığınızda ( misal baroş, arda, kewell ) değil 4-3-3 hiç bir futbol sistemini doğru olarak oynayamayacak takımdır. culio iyi bir futbolcu ama culio size, buca maçını zar zor kazandırır, hagi futbolcuyken hagi gibilerle avrupa devlerini yenersiniz, culio ile anca bucayı. fanatizm gözleri kör ettiği için çoğu şeyi görmekte zorlanıyor taraftar lakin, hocaların inadı olmaz, hocaların ısrarı olur. hagi hocalığın ilk temeli olan inad ile ısrar arasındaki farkı öğrenmemiş, hala futbolculuğundaki inadında, ama hagi'ye şunu söylemek gerekir, sen futbolcuyken eşin, benzerin yoktu, alternatifin yoktu, ama hocayken aynı şey geçerli değil. burdaki çok az bir grup yazar vizyon meselesine doğru yaklaşmış. açıkca söylemek gerekir, schurster kötü durumda ama tarafsız bakarsan, schurster'in vizyonu simao'yu istiyor takıma, hagi'nin vizyonu culio'yu. umarım simao'da kimmiş diyecek avanaklar yoktur.

    galatasaray, futbol takımı gibi yönetilmiyor, nedeni ateşin içine kimse girmek istemiyor, hagi enkaz devraldık, zamana ihtiyacımız var diyor, adnan sezgin ben üstüme düşeni yaptım diyor, adnan polat ben sportif başarı vaad etmedim diyor. sevsenizde sevmesenizde fatih terim böyle durumlarda biçilmiş kaftandır. mazaret, bahane bulmaz, ezdirmez hem kendini hem kulübü, çıkar kenarda kavga eder bağırır çağırır, şişe atar ama şunu anlatır bunları yaparken, beni yenebilirsiniz ama bu hiç kolay olmaz. sevsenizde sevmesenizde fatih terim anadolu'nun hala o 20 yaşındaki bıçkın delikanlısıdır, hala kendisine stad'da küfür edene, yüreği varsa dışar'da söyler diyebilecek bir adam, hala başarıya aç bir adam, ve ilk ihtiyacı o galatasaray futbol takımının. ve açıkca söylemek gerekirse, bence de bu saatten sonra ders almaz ders verir.
  • 3049
    oynadığı her maçta mücadeleci, kaos futbolundan beslenen kimliğini geri kazanmaya çalışmaktadır, türkiye ligi ve galatasaray için de en uygun olan budur zaten. takım bir yandan sahayı parsellemeyi de öğreniyor (bunda 4-3-3 oynamanın katkısı var), gün geçtikçe daha iyiye gidiyoruz. şu takım 3-4 maç üst üste kazansın, topçuların da özgüveni yerine gelsin, o çok özlediğimiz galatasaray'ı yine göreceğiz. 2 senelik çilenin bitmesine az kaldı, birazcık daha sabır.
  • 3050
    detay olarak takım incelemesi yapma gereği duydum.

    - mücadele ağırlıklı bir oyun düşüncesi olmasına rağmen, bucaspor'a rahat 5 net pozisyon vermiştir. sebebi'de şudur, mücadele etmeyi sadece koşmak sanmak, yani sabri'ye iniesta muamelesi yapmak.

    - üretken bir orta saha olmadan, pozisyonlar bulabileceğini sanmak hele hele 4-3-3'de saçma. zerre futboldan anlamayan bir yazar kaos futbolundan beslemek yazmış, 4-3-3 sistemini düşünen hiç bir takım kaos futbolundan yararlanmaz. kaos futbolundan sert, defans ağırlıklı oynayan orta direk takımlar yararlanır (bir zamanlar italya takımları). 4-3-3 oynayan takımlar kaos, içinde yaratıcılık değil, hazırlanmış şablonlar eşliğinde bilinçli futbol oynarlar. hagi'nin 4-3-3 deki eksik bu, hiç bir şablonu yok. önde basarken bile kurduğunuz üçlülerin nasıl hareket edeceğini çalışmış olmanız gerekir, kaosun tam aksine gayet bilinçli ve kasıtlı olarak. şu bilgiyide vermeden geçemeyeceğim galatasaray, kaos futbolundan hiç bir zaman beslenmemiştir. her zaman üstün futbolun getirdiği skorları almıştır. kaos futbolu maçların kafa kafaya gelmesi demektir, bugün buca maçında olduğu gibi, ama galatasaray hiç bir zaman bu futbol anlayışına sahip olmamıştır. aslı şudur çıkıp bucaya bariz üstün oynayıp kendi evinde, net bir skor alıp ve karşılığında maksimum bir iki kontra vermesi gerekirdi. ama işte siz bi haltan anlamazsanız bugünkü futbolu size total futbola giden yol olarak yuttururlar.

    - yanlış oyuncu tercihleri, gereksiz bir inad. sabri'nin sağ bekliği yoruma açıkken, alıp orta sahada oynatmak saçmalıktır. koşuyor evet kör değiliz görüyoruz peki onun dışanda ne yapıyor, orta sahadan oyun kuruyormu, defanstan gelip topu alıp ileri depara kalkıyormu, baskı kurulduğunda araya ya da ters kanada oynayarak atak şablonunu değiştiriyor mu ? hayır yapmıyor, ama koşuyor, buyurun yetinin o zaman buca maçıyla.

    - 90 dakika boyunca kanatlardan gelen orta sayısı düşük nedeni sağ bek ve sol bekin etkin katılamaması ataklara, neden etkin katılamıyorlar, sebebi çok açık, gerekli baskı kurulamadığı için, maçın geneli kör dövüşü şekli alıyor ve bekler arkasına adam kaçırmamak için öne çıkamıyor. dolaylı nedeni, oyunu rakip sahaya yıkması gereken orta sahanın oyunu geri ve yana paslara yıkması.

    - lorik cana ve neil dışında çekinmeden oynayan defans adamı yok servet yuhlanmamak için uzun paslar dikmiyor, cana'ya dönüyor ya da diğer tarafa o döndükce adım adım bizim yarı sahaya yıkılan bir oyun oluyor ve sonuç olarak servetin ve beklerin saçma yüreksizliği yüzünden, pres yiyor ve sistemli oyun kuruşlar yapılamıyor geriden.

    - yine bir yapılan yorum üzerinden yorum yapıcam, 'sahayı parsellemek ( 4-3-3 oynamının katkısı) gün geçtikce öğreniyor'. bunun benzeri bir yorum yapılmış, sahayı parselleyebilecek bir takım oyun sistemi yok galatasaray'ın bunu yazan yazar hagi'nin oyun mantığıdan da bir haber. hagi defansif oynayan belirli alanlarda etkili olup hızlı çıkışlarla gol arayan bir mantığı benimsemiş bir hoca. hangi sahayı parsellemeden bahsediyorsunuz. üstüne üstlük, sabri culio, ayhan, barış, mustafa sarp gibi oyuncularla sahayı parselleyemezsiniz bu oyuncularla parsellenmiş yerlerde sadece rakibin peşinde koşarsınız.
App Store'dan indirin Google Play'den alın