kudreti öyle devasadır, yüceliği öyle büyüktür ki en güçsüz, en çaresiz olduğu zamanda bile bize, 25 milyon taraftarına yeni dersler vermektedir.
yönetim kurulu'nda görev aldığı yıllarda başarıları ve duruşu ile taraftarların beğenisini kazanan
adnan polat'ın aslında çıkarcı ve menfaatçi bir insan olduğunu;
başarısız sonuçlar sonrasında ''galatasaraylılığını askıya alan'', maçları gitmeyi geçtim izlemeyi bile bırakan ''skor taraftarı olan sözde galatasaraylılar'' olduğunu;
düşene bir tekme daha vuracak karaktersizlerin her zaman olduğunu ve bu sene ise bu karaktersizlerin ''fenerbahçe medyası ve hakemler'' olduğunu, emeklerin çalındığı, boşa gittiği, siz ne yaparsanız yapın sonucun aslında çoooook önceden masada belirlendiğini;
bir zamanlar yayıncı kuruluşun maç yayınlarında gol olduktan sonra ekrana gelen ''
iyiler her zaman kazanır'' lafının aslında hiç de gerçeği yansıtmadığını;
zaferlerin, başarıların, şampiyonlukların yaşandığı dönemde kulüpte görev yapmış bir insan olan
bülent ünder'in aslında
galatasaraylı olmadığını, aslında bu zor zamanda kendisine verilen görevi, ''görev'' olarak algılamadığını, kişisel çıkarlarını gözeten bir şahsiyet olduğunu
göstermiştir.
az mı bu saydıklarım? şimdi geleceğe dair bazı şeyler daha net değil mi? bu karanlığın içinden doğacak güneşte göreceğimiz manzarayı az çok tahmin etmiyor muyuz? kimin bu kulüp kapısından içeri girip kimin giremeyeceğini bilmiyor muyuz artık?
demezler mi, her takımın inişli-çıkışlı zamanları olur diye. biz en tepeyi gördük, göremeyenler var. biz bu düştüğümüz çukurdan nasıl yukarıya çıkacağımızı biliyoruz. en tepeye daha önce ulaştık, oraya nasıl gidilir biliyoruz ve orada
nasıl tutunacağımızı da öğrendik, tecrübe ettik.
gönlünü senin asil renklerine vermiş insanlar var, olacak da. 106 yıllık geçmişin var senin zaferler ve başarılar ile dolu. itin köpeğin oyuncağı olmayacak kadar büyük tarihe sahipsin sen. kimileri ''beleş stadyum''a kondu diye çamur atar, kimileri maçlarda ''kümede kal galatasaray'' diye. biliyor musun, bunlar benim zerre umrumda değil. ne dedik işte, senin koskoca bir geçmişin var ve başarısızlık yaşanılan sezon sadece 1 sene, sadece birkaç ay. şimdi sana olan tutkumuzu, aşkımızı bu birkaç ayda bizi
mutlu etmediğin için silecek, vazgeçecek değiliz. sen ne büyüksün ki bize ak koyun kara koyun kimdir gösterdin.
en başta çaresiz dediğime bakma. sen çaresizlik içerisine düşmeyecek kadar büyüksün. seni bu duruma düşürenlerin nasıl çırpındığını da görüyoruz, izliyoruz.
bu olanları, yaşananları
tarih yazıyor. tarihi de her zaman
sen yazarsın.
bekliyoruz
galatasaray... zaferlere sahip olduğun ruhun, içine düştüğü karanlık yerden çıkacak, çıkmalı.