• 1443
    yıl 1983. mevsim sonbahar yer izmir. 6 yaşındayım. almanyadan vatanımıza dönüş yapmışız. 1983-1984 sezonun başlamış daha futbolun ne olduğunu bile bilmezken trt1 de yayınlanan bir maç takıldı gözüme. benden sadece 1 yaş büyük ablamla izliyoruz maçı. takımların adlarını dahi bilmiyoruz. anneme soruyorum ben "anne hangisi yener" diye. annem mutfakta bulaşık yıkıyor. odanın kapısından televizyona bir göz atıyor. almaya'ya gitmeden önce genç kızlığında sülalemizde fenerbahçeli olmadığı halde sokaklardan kulağına aşina tekerleme çıkıyor ağzından. "fener fener dünyayı yener cimbom'a gelince mum gibi söner" fener ne cimbom ne diye düşünürken ablam ben fenerliyim dedi. çocuğuz ablam benden sadece 1 yaş büyük olmasına rağmen annem çalıştığından yarı annemdir. hemen ben de fenerliyim cümlesi ağzımdan çıktı ama tekerlemeyi tekrar düşünüp çocuk aklımca süzgeçten geçirdikten sonra "hayır abla sen annemin dediğini yanlış anladın ben cimbom luyum cimbom daha güçlü daha büyük" dememle galatasaraylılığı seçtiğim andır benim için. tarih 2 kasım 1983 fb 1-2 gs maç bu şeklide sonuçlandı. türkiye de hiç arkadaşım yoktu. sokakta tanıştığım ve yıllar boyu sürecek arkadaşlığa adım attığımız o zamanlarda bizim sokakta ne kadar arkadaşım varsa hepsine galatasaray'ın büyüklüğünü aşıladım. 5 yıl oturduk aynı sokakta sonra oradan taşındık. büyüdükçe ordaki arkadaşlardan uzaklaştım. yıllar sonra can dostum ilk arkadaşım umut la facebook aracılığı ile görüştük. hayat ikimizinde yolunu istanbul'a atmış. ilk buluşmamızda benden 2 yaş küçük olan dostum abi sen benim kahramanımdım küçükken, sen beni galatasaray'lı yaptın ve iyiki de yaptın. cümlesini duymak ayrı bir gurur. işte böyle galatasarayım o zamandan bu yana neler gördü bu gözler. neler yaşadı bu yürek. zirvede de olsan dibe de vursan bizim aşkımız hiç bitmez.
App Store'dan indirin Google Play'den alın