1448
sen zaferlerin takımısın galatasaray. zaferlerin takımısın da, biz seni aldığın kupalar için, başarıların için sevmedik biliyorsun değil mi? kızıyoruz bazen, kendimizce çözümler, taktikler falan üretiyoruz, sanki bizim yazdıklarımızla bir şeyler olacakmış gibi geceleri kafamızda çözümler üretiyoruz senin için. fakat ne bileyim, sana yardım etmek istiyoruz işte anla. bu halde görmek istemiyoruz seni, sen bu değilsin ki zaten.
bazen kızıyoruz dediğim gibi, formanı giyenlere, teknik direktörlerine, yönetimine kızıyoruz. ama senin formanı giyip maçları kaybettikleri için kızmıyoruz biliyor musun, o formanın hakkını vermedikleri, o formadaki armayı düşünmedikleri, o armanın değerini bilmedikleri için, canımız yandığı için kızıyoruz. ali sami yen stadyumu'na, cehenneme yakışır bir veda edemedikleri için kızıyoruz. yoksa sana olan sevgimizde en ufak bir azalma falan yok, her geçen gün daha yüksek sesle bağırıyoruz 'galatasaray!' diye hatta.
he bugünler de geçmeyecek mi, geçecek tabii ki. kara günlerin içinden doğacak elbet güneş, yine çıkacağız avrupa'nın, dünya'nın tepesine. belki bu sefer biraz sancılı olacak fakat bir tezahüratta diyorduk ya hani, yönetim - futbolcu - taraftar diye, işte onu yakaladığımız zaman bizim üzerimizde kimse duramaz, duramadı da zaten.
dayan galatasaray dayan, biraz daha dayan. sen değil ikinci lige, mahalle maçlarına da düşsen biz seni destekleriz, yine göğsümüzü gere gere gezeriz sokaklarda, fakat senin yerin en tepeler..
içimden gelenleri yazıyorum şu an sana, hiç düşünmüyorum bunları yazarken, taslağını falan oluşturduğum yok, sıralıyorum gidiyor sanki seninle konuşuyormuşcasına, beni dinliyormuşsun gibi. dön gel be galatasaray o eski ruhunla, dön gel bir an önce be. şampiyonluk falan umurumda değil de, galatasaray gibi galatasaray'ı görmek istiyorum ben sahada, başka bir şey değil.
öyle işte, kısa bi sohbet edeyim seninle. son olarak, sana olan aşkımız sonsuza dek sürecek, unutma.
tez zamanda dön o ruhunla galatasaray..
bazen kızıyoruz dediğim gibi, formanı giyenlere, teknik direktörlerine, yönetimine kızıyoruz. ama senin formanı giyip maçları kaybettikleri için kızmıyoruz biliyor musun, o formanın hakkını vermedikleri, o formadaki armayı düşünmedikleri, o armanın değerini bilmedikleri için, canımız yandığı için kızıyoruz. ali sami yen stadyumu'na, cehenneme yakışır bir veda edemedikleri için kızıyoruz. yoksa sana olan sevgimizde en ufak bir azalma falan yok, her geçen gün daha yüksek sesle bağırıyoruz 'galatasaray!' diye hatta.
he bugünler de geçmeyecek mi, geçecek tabii ki. kara günlerin içinden doğacak elbet güneş, yine çıkacağız avrupa'nın, dünya'nın tepesine. belki bu sefer biraz sancılı olacak fakat bir tezahüratta diyorduk ya hani, yönetim - futbolcu - taraftar diye, işte onu yakaladığımız zaman bizim üzerimizde kimse duramaz, duramadı da zaten.
dayan galatasaray dayan, biraz daha dayan. sen değil ikinci lige, mahalle maçlarına da düşsen biz seni destekleriz, yine göğsümüzü gere gere gezeriz sokaklarda, fakat senin yerin en tepeler..
içimden gelenleri yazıyorum şu an sana, hiç düşünmüyorum bunları yazarken, taslağını falan oluşturduğum yok, sıralıyorum gidiyor sanki seninle konuşuyormuşcasına, beni dinliyormuşsun gibi. dön gel be galatasaray o eski ruhunla, dön gel bir an önce be. şampiyonluk falan umurumda değil de, galatasaray gibi galatasaray'ı görmek istiyorum ben sahada, başka bir şey değil.
öyle işte, kısa bi sohbet edeyim seninle. son olarak, sana olan aşkımız sonsuza dek sürecek, unutma.
tez zamanda dön o ruhunla galatasaray..