• 6326
    her zaman her daim sahada güçlü olmak zorunda. masa başında bir şeyler kazanacak adamlar yok bizde. içimizde şuan ki hükümete tek yakın bir adam var onun dışında kimseye bulamazsın. çünkü zaten temelden çatışan bir yapımız var ve bu maalesef türkiye'nin problemi.

    başkaları birilerine yalakalık yaparak işlerini hallediyor ama bizde sahada güçlü olmadığında sana çok daha rahat kıyım yapabiliyorlar.
  • 6329
    sezonu şampiyon tamamlamayacaksak * 2020/2021 sezonunu öze dönüş sezonu yapması gereken takımımız. bunu yapacak en doğru zaman ve en doğru teknik adam sanırım şu an bizimle. belhanda, feghouli gibi yüksek kontratlardan kurtulup marcao, luyindama gibi potansiyelli adamları doğru fiyata satıp 1 sezonu altyapımızdaki isimlerin neler yapabileceklerini görmeye adayabiliriz.

    doğru bir yapılanma içinde yunus, atalay, süleyman, emin, abdussamed gibi futbolcularımızı bir sezon izleyip hem maddi anlamda hem manevi anlamda sağlam bir adım atabiliriz.
  • 6330
    istikrarlı bir politikası olmayan hatta herhangi bir politikası olmayan spor kulübüdür.

    ne demek istediğimi biraz daha açıklayayım: şimdi avrupa’da iyi yönetilen kulüplere baktığında hepsinin bir misyonu olduğunu ve bütün aksiyonlarını o misyon çerçevesinde aldıklarını görüyorsun. biri diyor ki ben hem anamın liginde şampiyonluğa oynayacağım hem de potansiyelli oyunculara yatırım yapıp onların üzerine koyup (eksiklerini geliştirip potansiyellerini tamamlamak) bunlarda gelir elde edeceğim. arada bir jenerasyon yakalarsam avrupada da başarı sağlarım.

    diğeri de ben altyapıma ciddi yatırım yapayım, buradan kendi kültürüme ve futboluma uygun gençler yetiştireyim, her sene bunlardan bir kaçını adapte etmeye çalışayım ve bir ekosistem oluşturayım sürdürülebilir finansal yapım olur önümü görebilirim. yine iyi bir jenerasyonla başarı gelir.

    kimisi de salt scouting uygular, ne oynadığını bilen bir takım, çok iyi bir antrenör, iyi bir gözlemci ağı ve ortalamanın üzerinde bir bütçe. ama salt bu üçünden birini uygulayan bir takım zor bulunurken çoğunluğu karma sistem uygular; biraz altyapı, biraz scouting biraz al-parlat-sat.

    peki biz bunlardan hangisini yapıyoruz? altyapıdan son 15 yılda arda turan ve ozan kabak dışında kariyeri parlak kaç topçumuz var? bir sürü yıldız adayı söndü gitti; evet hepsi onların suçuydu hiç altyapı hocalarının, oyunculara yeterli tecrübe imkanı sunamayan yönetimin falan hiç suçu yok. ayrıca bizim futbol kültürümüz de altyapıdan çıkacak çocuğa çok fazla sabretmeye müsait değil. biraz sabrederiz ama onun için o çocuğun ptt’de hollanda 2’de falan bir 30-40 maç
    oynaması lazım. peki bizim böyle bir organizasyonumuz var mı? yok!

    peki bugüne kadar aldığımız hangi oyuncunum üzerine koyabildik? bize gelmeden önce şutları çok zayıftı geldikten sonra ciddi aşama katetti yada a bak şu çocuk pozisyon bilgisini çok geliştirdi falan diyebileceğiniz kim var? tabi oyuncuya hiçbişey katmıyoruz demiyorum ama gerçekten sınıf atlatabildiğimiz bir futbolcumuz var mı?

    peki ciddi anlamda scouting yapıyor muyuz? tartışılır. marcao ve luyindama dışında (ona da çok ciddi bonservis ödedik) başarılı bir scouting çalışmamız yok. belki öneriliyordur ekip tarafından yönetim kabul etmiyordur, belki yeterince ısrarcı olamıyorlardır falan bilemiyorum ama sonuç ortada; bunu da yapamıyoruz! halandlar sissokolar ndombeleler falan alma ihtimalimiz olan oyunculardı ama bir şekilde direkten döndü olmadı; olabilirdi üzerinden kimseyi övemem kusura bakmayın.

    peki biz ne yapıyoruz? posası çıkmış yıldızları, potansiyelini doldurmuş kalburüstü oyuncuları alıp onlara astronomik yıllık ücretler ödeyip başarı bekliyoruz. alıyoruz da bu başarıları ama bunun sebebi ligimizin düşük seviyesi olmasın? öyle olmasa avrupada son bilmem kaç maçımızda bilmem kaç mağlubiyet almazdık. bakın şunu da söyliyeyim, sneijder, melo, drogba gibi transferler fırsat transferleridir bunları eleştirmem ama sistemin tamamen bunun üzerine kuruluysa sadece saman alevi olursun. anlık başarılar elde edersin uzun vadeli sonuç alamazsın.

    ben diyorum ki artık oturup akıllıca 5 yıllık 10 yıllık plan yapalım. çocukları yetiştirelim, tecrübelendirelim. aldığımız oyuncuların eksiklerini bilelim ve o eksiklerini gidererek katma değer yaratalım. gerekirse 26-27 yaşında ama takımımızın eksiklerini kapatacak scouting transferleri yapalım. yoksa maalesef işimiz çok zor.

    edit: futbol kulübü, spor kulübü olarak değiştirildi.
  • 6331
    bu entry'i bu gece giriyorum. çünkü yarın 28 haziran 2020 istanbul başakşehir galatasaray maçında hakem ali palabıyıknasıl bir yönetim sergileyecek biliyorum. maçın öncesinde son 2 yılda yaşadığımız, geçen sene şampiyonluk gelmesiyle gözden kaçan süreci de değerlendirerek yazmak istedim.

    öncelikle şunu belirteyim galatasaray sahip olduğu gücün farkına varması gereken bir camiadır.
    ve basiret sahibi yöneticilerimiz bu gücü konsolide etmeyi bilmeli.
    bireysel olarak yayıncı kuruluşa para ödeyip, evine maç yayınlarını alan kişilerin yüzde 40 ila 45'inin evinde en az 1 galatasaraylı var. yani galatasaray camiası bu ülke futbolunu döndüren yegane çark olan yayıncı kuruluştan alınan paradaki en önemli unsur. bunu cebe attık.

    ortada bir düzen var. bu düzen kırılmadan, bu düzene alenen savaş açmadan yapılacak transferlerin, harcanan paraların, alınan kombinelerin, verilen emeğin hiçbir anlamı kalmıyor. hem kulüp açısından hem taraftar açısından. çünkü futbolda hakemi de yenmek diye bir şey yok değerli renktaşlar. sen zaman zaman hakemi de yendiğini zannedersin ama bu düzen sana 3 maç üst üsteyaşar kemal uğurlu, alper ulusoy, ali palabıyık verir.. o hakemi de yendiğin maçın hiçbir anlamı kalmaz.

    mesele şu ; eğer ortada kritik bir anda galatasarayın menfaatiyle sonuçlanan bir olay olmuşsa olay yerinde bulunan hakem ötekileştiriliyor, büyük maçlara verilmiyor, hatta zaman zaman emekli edilip, düdük astırılıyor.
    eğer aksi bir durum yaşanmışsa hakem en fazla 1 hafta maç alamıyor. o kadar.

    eğer ben hakem olsaydım ve bu düzene birinci gözden şahit olsaydım, doğru karar bile olsagalatasaraylehine olan bir kararda düdüğü ağzıma götürürken 2 kez düşünürdüm.

    hemen süper lig 2018-2019 sezonuna ufak bir dönüş yapalım ;

    23 kasım 2018 galatasaray konyaspor maçı ; hakemlik mesleğinden para kazanan kimsenin vermeyeceği bir penaltı veriyor hüseyin göçek son saniye. ==> https://gss.gs/Izw.jpg
    üstüne var hakemi halis özkahya bu pozisyonu ekranında görmesine rağmen izlemesi içinvar'a dahi çağırmıyor maçın hakemini. galatasarayson saniye uydurulan bir penaltıyla 2 puan bırakıyor. olaydan sonra halis özkahya'nın üstlerine yaptığı açıklama ; "basiretim bağlandı."

    sonuç : yapılan hatanın fahişliğinden dolayı hüseyin göçek ve halis özkahya süresiz olarak hakemlikten alınıyor. sonra göksel gümüşdağın önderliğinde diğer kulüplerle birlikte hakemler de hata yapar şeklinde korsan bir bildiri yayınlanıyor ve görevlerine geri geliyorlar. bu bildiriden sonra geçen zaman içerisinde hüseyin göçek 9 kere başakşehir maçına atanıyor. maç detaylarına girmeyeceğim ama kendisi bu maçlarda verdiği kritik kararlarla göksel gümüşdağa olan minnet borcunu fazlasıyla ödüyor.

    10 şubat 2019 galatasaray trabzonspor maçı ; hatırlarsanız marcao trabzonlusporlu bir vatandaşın ayağına basmıştı. pozisyon bence de penaltıydı ama hakem ümit öztürk var'da pozisyonu izleyip penaltıyı vermemişti. bir nevi galatasaray lehine bir hata yapmıştı.

    sonuç : ümit öztürk aylarca maç alamadı, fifa kokartı elinden alındı, kariyeri bitirilme noktasına getirildi. o günden beri aldığı tek tük maçlar içerisinde herhangi bir galatasaray veya trabzonspor maçı yok.

    14 nisan 2019 fenerbahçe galatasaray maçı ; galatasaray 11'e 10 oynarken dünyanın her yerinde direk kırmızı kart olacak bir pozsiyon ali palabıyıkdenilen hakemin 2 metre yanında oldu. mehmet topal zamanlama hatası yaparaklinnesin göğüsüne tekmeyi bastı. ==> https://gss.gs/6Sr.jpg
    direk kırmızı kartı geçtim, pozisyondan önce hali hazırda sarı kartı olan mehmet topal sarı kart görüp oyundan dahi atılmadı. 9-11 devam etmesi gereken maç 10-11 devam etti.
    10 dakika sonrada gene dünyada futbol kurallarının uygulandığı her yerde faul olacak bir pozisyonla fenerbahçe golü bulup eşitliği sağladı.
    ==> https://gss.gs/Py8.jpg
    hakemali palabıyıkgolden sonra defalarca var'dan çağırılmasına rağmen golü iptal etmek zorunda kalacağı için gidip izlemedi. 3-4 dakika var ile telsizden konuşup golü verdi.

    sonuç :ali palabıyık bir kaç hafta dinlendirildikten sonra tekrar maç almaya devam etti. ve işin daha dramatik noktası o sezon 33. hafta galatasarayın şampiyonluk maçı olan başakşehir maçına var hakemi olarak atandı.

    5 mayıs 2019 galatasaray beşiktaş maçı ; bariz tek hatalı kararı orta sahada girilen bir ikili mücadelede aslında faul yokken galatasaray lehine çalınan bir faul. beşiktaş kalesine 80 metre uzakta, canerin baldırına sıyırıp giden bir topta taç galatasaraya verildi, dönüşünde gol oldu diye ortalık yangın yerine çevrildi.

    sonuç : kalemize ilk isabetli şutunu 85. dakika civarında çekebilmiş beşiktaş sanki maçı bülent yıldırım yüzünden kaybetti algısı yaratıldı. bülent yıldırımın düdüğü astırıldı.

    11 mayıs 2019 çaykur rizespor galatasaray maçı ; emre akbaba'nın ayağının kırıldığı pozisyonda kontrolsüz hareketinden dolayı rakibe kırmızı kart verildi. 14 haziran 2020 çaykur rizespor galatasaray maçında oynadığımız maçta rizeye verilen penaltıdan daha bariz bir penaltı galatasaray lehine verildi.

    sonuç : maçın hakemi serkan çınar görevini kaybetti. düdük astırıldı.

    eveeeet gelelimsüper lig 2019-2020 sezonuna

    sezon başı yapılan skandal atamalara, bariz hakem hatalarına, hakeme şerefsiz mi diyeyim diyen adama (bkz: ersun yanal) tek bir maç ceza vermeyip, fatih terime galatasaraya karşı organize bir kötülük seziyorum dediği için 3 maç ceza veren kurumlara, bu cezanın koca bir camia ile dalga geçercesine 19:05 de tweetlenmesine falan hiç girmiyorum.

    pandemi öncesi fenerbahçemaçı ile başlıyorum.

    23 şubat 2020 fenerbahçe galatasaray maçı ; galatasarayın sahada eze eze yendiği, tek bir kişinin çıkıp galatasaray lehine yapılmış tek bir hata gösteremeyeceği bir maç. maçın hakemihalil umut meler kusursuza yakın bir performans sergiledi her iki taraf için. fanatik fenerbahçeli yorumcular dahi hakemle ilgili tek bir şey söyleyemedi.

    sonuç : hakem halil umut meler aradan geçen 6 haftada hiçbir büyük takımın tek bir maçına verilmedi.
    ufak bir hatırlatma : 14 haziran 2020 çaykur rizespor galatasaray maçının hakemi yaşar kemal uğurlu o maçtan 1 hafta sonra fenerbahçe maçına var hakemi olarak atandı.
    kusursuz işleyen bir ödül ceza sistemi.

    pandemi dolayısıyla lige verilen ara bitti. pandemiden önce son 10 maç lig için kusursuza yakın bir oyun sergileyen galatasarayın ilk maçı :

    14 haziran 2020 çaykur rizespor galatasaray maçı ; maçın hakemi maç boyunca bütün takdir haklarını rizespordan yana kullanıyor. rizespora çalınabilecek en kolay penaltılardan birini çalan hakem ( ki bence doğru bir karar, sarrachiçok ufakta olsa temas ediyor rakibe) galatasarayın penaltısını es geçiyor. var'da izlemesine rağmen es geçiyor.
    zamanlama hatası yapan rize kalecisi, topa temas edemeden andone'nin bacağının üstüne atlıyor. ==>https://gss.gs/FxP.jpg
    ceza sahasında yapılan bu tür müdahalede "yanlışlık" diye bir şey yok futbolda. ama hakemin kafasında ne varsa vermiyor bu penaltıyı.

    sonuç : yukarıda yazdığımız gibi yaşar kemal uğurlu tek bir maç dahi dinlendirilmeden ertesi hafta fenerbahçe kasımpaşa maçına veriliyor. ee bu hakem tekrar galatasaray maçı yönettiğinde galatasarayın canını yakmaktan neden çekinsin ki ???

    21 haziran 2020 galatasaray gaziantep fk maçı ; zaten maç geçen hafta olan bir maç. herkesin malumu. hakem alper ulusoy. bu ligde son 10 yılda kalecilere 10.000 kere top gelmişse bunun 9990 tanesinde o kalecinin topu elinden çıkarma süresi 6 saniyenin üstündedir. ama bu kuraldan dolayı galatasaraya son saniye en direk vuruş çalındı. sonucunda gol oldu ve 2 puan bıraktık. ofsayt kuralı çok açık olmasına rağmen aynı maçta ofsayttan bir gol yedik. antepin attığı 2. golde okan'ın görüş alanında bariz olarak bir antepli futbolcu vardı. ama var verdi golü.

    sonuç : antepin ofsayt golünü verencüneyt çakıra tabi ki bir yaptırım olmadı. ve eminim alper ulusoy da birkaç haftaya tekrar maç almaya başlayacak.

    28 haziran 2020 istanbul başakşehir galatasaray maçı ; galatasaray kazanırsa tekrar potaya girme şansı var.

    maçın hakemi : ali palabıyık

    loading.....
  • 6333
    son dönemlerde galatasaray olarak ne zaman hakemlerden veryansın etsek (köküne kadar haklı olduğumuz durumlar dahil) sürekli gözümüze sokulan bir durum var; "ee siz bu hakemlerle şampiyon olmadınız mı, şimdi şikayet ediyorsanız şampiyon olduğunuzda da sizin tarafa doğru mu alavere dalavere vardı yani" diyerek akılları sıra bizi susturma çabasına girişiyorlar.
    iki oyuncumuz sakatlanır "allah'ın sopası yok" derler,
    aleyhimize hakem kararı olur, daha ağzımızı açmadan "ilahi adalet, kul hakkı" derler..
    bu kesimin kafalarına vura vura şunu demek lazım "galatasaray'ın büyüklüğü tüm başarılarını, kupalarını bu kumpaslara, bu kirli düzene karşı almasından gelmektedir" diye.
    bugün 32 değil de 22 şampiyonlukta kaldıysak, bunun nedeni bu kirli düzendir.
    o yüzden "ilahi adalet" sözcüklerini kullanacak bir camia varsa o da galatasaray olabilir anca...
  • 6336
    bu şekilde hiçbir atraksiyon almadığı müddetçe, " vur kafasına al ekmeğini" mottosuna sık sık maruz kalmaya devam edecek takım. hiçbir şey söyleyemiyorum artık çok iyi oluyor, yönetim bir şeyler yapana kadar bu böyle devam edecek.

    alper ulusoy bu takımı şampiyonluktan ettikten sonra bugün önümüzde ki hafta oynanacak fenerbahçe maçına atanmış.*

    ali palabıyık hali hazırda oynanmakta olan 5 temmuz 2020 galatasaray trabzonspor maçına var hakemi olarak atanmış.

    son 2 yıldır kurulan düzeni, ceza ödül sistemini kalem kalem geçen hafta buraya yazmıştım.

    (bkz: #2917574) zerre şaşma olmadan devam ediyor.
  • 6337
    bu sene 2019-2020 sezonunun ikinci yarısı dolu dizgin giderken yarasa yiyen bazı embesiller tarafından dünyaya yayılan virüs sonucu arkasına aldığı rüzgarı kaybetmiş seyircisiz oynadığı maçlarda oyuncularının da sorumsuz hareketleri ile nerdeyse her macı eksik tamamlayarak hakemlerin de arsızlığı namussuzlugu ile yarıştan kopan takımımızdır.

    her şeyimizdir. hayatımızın anlamıdır. seneye de fatih hocamla bütün bu olanlar fitil fitil burnunuzdan getirecektir.

    aha da buraya yazıyorum. hakkımız yenerek acı çektiğimiz her sene sonrasında ananızı laciverte boyadık. hazır olun.
  • 6338
    zorlu başladığımız sezon daha da zorlaşmıştır. umarım kendimi frenleyebilirim ama şu saatten sonra ne belhanda'dan ne feghouli'den gelecek para umrumda. aynı şeyi diagne içinde düşünüyorum. kendisine, takımına, takım arkadaşına ve taraftara 1 gram saygısı olmayan şu adamları elimizden çıkaralım yeter. futbol ucuza alınan futbolcularla da oynanır ama galatasaray karaktersiz kenidini bilmezler sahadayken gerçekten çekilmiyor. fatih hocam bu saatten sonra bırak piyasaları düşsün vallaha şu duruma düşüceğimize iki genç oynasın uefa avrupa ligi ön elemesi oynayalım. yazık
  • 6339
    naçizane razı olduğum kulüp. son 10 senede yaşattıkları olağanüstü, sürekli mutlu edemez. iyi gün kötü gün romantizmi de yapmıyorum, revizyon şart ve epey radikal olmalı. birincil olarak yönetim değişikliği olmalı, bir önceki yönetim çok kötüydü vs. diye tolere edilmemeli bir yönetim, varsayımlarla da kötü başkan gelir vs. diyerek de savunulamaz çünkü galatasaray lisesi bu ülkenin en köklü okulu, ünal aysal ve faruk sürenler çıkarmış bir okul, kulünün iki dönüm noktasında liseli başkanlar var. "galatasaray halkındır lisenin değil" bir slogan ve norma dönüştü maalesef, biraz kurcalayan yanıyor. lise eleştirilmeli çünkü ileri düzey toplumlarda olması gereken budur fakat sırf bir önceki başkanın konumu ve liseden ayrı olmak bir yönetimi bu kadar el üstünde tutmamalı. en azından biraz sesimi çıkabilsin; basketbol final maçından çekilebilen bir camia galatasaray, galatasaray türkiye'nin en büyük markası biraz bunu kullanılabilirliği olması gerekiyor. reste rest, fatih terim bel ameliyatı ve covid vakası atlattı yine de koşturuyor, hak arıyor. hak aranmalı, iyi de oynasak kötü de oynasak hakkımız yenemez, bağlam kopukluğu "burada biz ne oynadık" demek. hakem yenmek vs. de safsata bu arada ne yapabillirsin maksimum? bir mersin maçı üzerinden göz yumuyoruz çoğu hak yenmelerine.

    ikincil olarak oyuncu grubumuz bayağı değişmeli, bu kontratlardan nasıl çıkarız bilmiyorum ama bu olmalı.galatasaray'ın iki şampiyonluğunda yer etmiş oyuncu gurubunun bu kadar kötü anılacak olması da onlara yazar, bundan evvel ki son 2 sezondur bir şekilde 2 ay top oynayıp şampiyon olduk ama bu kez olmadı çünkü neden 1 ve 2 zıpladık 3 olmadı, olmaması da doğal sen bayrak adam gibi bakıyorsun o topçu gidip tekme atıyor rakibe, böyle birçok maç söz konusu, bu arada bu ekibin birçok vukuatı var saha içinde. isim isim anmayalım da lütfen siz de efor sarfedin ve bir kulüp arayın kendinize azıcık sevdiyseniz galatasaray'ı yardımcı olun konfor alanını açmasına kulübün.

    taraftarda da yapısal olarak değişiklikler söz konusu ben anlayamıyorum artık, tahammül sıfır, dinlemek yok kimseyi herkes en doğrusu, bir tartışalım diyorsun ondan da verim alman namümkün çünkü herkes kendini en büyük galatasaraylı sanıyor. tribünlere bakıyorsun ya da bakıyorduk ve 11-12, 12-13'ün eseri yok, reaksiyon veremiyoruz, yersiz bir arabesk tavır, yönetim neden eleştirmiyor dediğimizde "elitizim" vs. gibi birçok sap ve saman bağlantısı kurduğum şeyler duyuyorum ama şampşyonluk kutlamalarında arabesk çalıyor 1 saat. grup var artık "galatasaray taraftarı" ve tribünü göremiyorum maalesef.

    son olarak da fatih hocam sizin canınız sağolsun fakat bu yaz kampından iyi dönelim, başarı varsa sizinle var ve sizinle olacak. siz ismi sizinle birlikte anılanlarla rakip bile değilsiniz, sizi eleştirmek de haddime değil ama ne yapacaksanız siz yapacaksanız, her şeyin kaderi ellerinizde.

    iyiyle kötüyle varol gassaray.
  • 6341
    futbolda 2019 2020 sezonunu maalesef şampiyon olarak tamamlayamayacak olan kulüp.

    her yıl yeniden başlatmaktan, yeniden tâkim kurmaktan, ne zaman secim olacak derdinden bıktık usandık.

    kendi iç kavgalarımız rakiplerimiz ile mücadeleye konsantre olmamızı engelliyor. hem saha içerisinde, hem saha dışarısında.

    biri başkana dirsek atar, diğeri monacospor'u kardeş kulüp ilan eder.

    gecin kardeşim bunları. başarıda nasıl kendinize pay çıkarıyorsanız başarısızliginda ceremesini çekmek zorundasınız.

    herseyde hoca. sizin hiç mi hatanız yok beyler. koca galatasaray yönetiminde 4 kişi piyasada.

    kadın baskette kulübün efsanelerinden biri kulüpten ayrılıyor haberiniz yok.

    kriz yönetemiyorsunuz. dünya değişiyor, gelişiyor ancak bizde hala monacospor.

    futbol tarihinim em pahalı fotorafı sebebi ile transfer yapıldı ve bugün de sahada yok.

    4 1 4 1, 3 5 2 , 4 4 2 bunları olur. bugün olmazsa yarın olur. bizim dizilişi değil yönetim şeklimizi, yönetim vizyonunu değiştirmemiz gerekiyor artık.

    futbolcuya sarılıp öpmek ile şampiyon olunmuyor. futbolcu da yerini bilecek.

    başkanımıza da acil şifalar diliyorum. en kısa zamanda da tüm vaktini sağlığı ile ilgilenmesi için kendisine zaman yaratacak kararlar almasını temenni ediyorum.
  • 6342
    şu saatten sonra ufak çaplı bir mucize olmazsa başakşehir şampiyon trabzonspor ligi 2. tamamlayacak. galatasarayın yapması gereken şey elinde imkan varken, derbi maçı falan kalmamışken tertemiz şekilde 3. olup şampiyonlar ligi ön elemesine kendisini atmaktır.

    (bkz: süper lig 2019-2020 sezonu)

    yönetimin gecesini gündüzüne katıp şu transfer işini şampiyonlar ligi ön elemelerine kadar bitirmesi gerekiyor. eskisi gibi çok üst segmentten takımlar gelmiyor artık ön elemelerde. dahası ön elemeyi geçip şu dar boğazda cebe 20 milyon euro'yu koymak rakiplerle aramıza muazzam bir fark koymak demek.

    beşiktaş bırakmam seni kampanyasından bugüne kadar 1 milyon euro bile toplayamadı. fenerbahçe desen transferde bonservise verecek 5 milyon euro'su dahi yok. fellik fellik bonservisi elinde futbolcu arıyorlar. evet şampiyon olamadık ama şu dar boğazda gelecek 20 milyon euro bu sezonun kurtulması, rakiplerle son 2 senede açtığımız makasın korunması anlamına geliyor.
  • 6343
    suçu bir tarafa yığıp şeytan taşlar gibi üzerine gitmenin yanlış olduğunu düşündüğüm ve bu sene dökülen futbol takımına sahip spor kulübü.

    yönetim yetersizdi çünkü hakemler ve tff göz göre göre haksız kararlar verip bizi doğrarken sessiz kaldılar.
    hoca yetersizdi çünkü ilk yarı takım tel tel döküldü, şampiyonlar liginde yokları oynadık ligde ise sadece 27 puan toplayabildik.
    futbolcular yetersizdi çünkü bu sene sahaya ruhunu koyup mücadele eden bir takım görmedik üstüne lakayt ve tembel futbolcularımız pandemi dönüşü bize kabus yaşattı.
    taraftara gelirsek yetersiz demek istemiyorum zira seyircisiz maçlar gösterdi ki galatasaray futbol takımı onlarsız bir hiçe dönüşüyor. belki bu sene bir kaç şampiyonlar ligi maçı dışında tribünlerin genelde uyuması ve maçın en kritik anlarında arabesk şarkılar söylenmesi taraftarın eksisine yazılır ancak yine de bu takımın en büyük parçasıyız bence.

    seneye yabancı sınırı, siyasi savaşlar, hakemler vs derken korkunç bir lig bizi bekliyor şüphesiz.
    şampiyonlar ligi ön elemesi oynayıp en kötü ihtimal avrupa ligine gitmemiz şart oğlu şart.
    bakalım hoca ve yönetim umarım doğru düzgün bir planlamayla sezona başlar ve keyifli bir sezon geçer ancak kendi adıma bu kısıtlamaların ve yasakların olduğu, açıkça müdahele edilen bir ligi, futbol seven bir birey olarak ne kadar izlemek isteriz o da herkesin kendine soracağı sorudur.
  • 6344
    galatasaray, her 4-5 senede bir dibi görüp tekrar zirveye çıkıyor. bunu özellikle 2000'lerin ortalarından itibaren gördük sıkça. normal bir takımın 4-5 senede göreceği absürd olayları bir seneye sıkıştırıyor, sıralamada da, oyuncu performansı anlamında da, hatta ekonomik tabloda da dibi boyluyor. ertesi sezondan itibaren tekrar zirveye yerleşip hem ligde, hem oyuncu performansı anlamında en iyi pozisyona yerleşiyor. açıkçası çok mutluyum bu durumdan. 5 senede bir 6.lık, 7.lik elbette savunulacak şeyler değil, ancak bunu ekstrem şampiyonluklara ve başarılara bir diyet gibi görürsek mantıklı bir açıklama getirebiliyorum şahsen. tam tersi, iki sene öncesine kadarki fenerbahçe gibi yüzüp yüzüp kuyruğuna gelip son bir iki haftada kaçan şampiyonluğun yıkımı daha büyük olurdu. galatasaray'ın da huyu bu, cins işte. yarışa girdi mi bal porsuğu gibi rakip tanımadan, sonunu düşünmeden saldırıyor, gücünün son damlasını da gerekirse kullanıyor ve bir şekilde neticeye ulaşıyor. yok şampiyonluk gelmeyecekse haftalar öncesinden pes diyip hiç beklentileri yükseltmiyor. elbette bunun savunulacak bir tarafı yok. her sene şampiyon olamayabilirsiniz, kupasız geçen sezonlarınız dahi olabilir. ancak birinci olamıyorsanız ikinci, ikinci olamıyorsanız üçüncü olmalısınız. işin lig sıralamasına göre maddi getirisi bir yana, avrupa kupalarına gidilecek tur ve turnuva önemi bir yana, prestiji de hesaba katmak lazım. ben 2014 mayıs ayı dışında galatasaray'ın 2. sırada ligi tamamladığı bir sezon hatırlayamıyorum kolay kolay. bir tek 2002-2003 sezonu var işte. daha öncelerini hatırlamaya yaşım yetmiyor.

    bu 'şampiyon olmayacaksan yarışa dahil bile olmama' muhabbeti açıkçası hoşuma gidiyor, ancak iyi bir şey olmadığı da aşikar. zira bir yerde patlar bu. evet, galatasaray girdiği her yarışta finişi birinci sırada gördü son birkaç senedir, ancak her zaman bu kadar şanslı ve becerikli, tabiri caizse winner olamayız. papaz her zaman pilav yemez.
  • 6345
    2019-2020 sezonunda pandeminin vurduğu tek spor kulübü sanırım. bir tek bizim sporcularımızı etkilemiş.

    bizim dışımızda lig liderinden lig sonuncusuna kadar tüm takımlar top oynuyor. gol atıyor. 9 kişi 10 kişi kalsa dahi maçı bırakmıyor. yense de yenilse de hücum edebiliyor.

    gerçekten yazıklar olsun. yenilmek, şampiyon olamamak hiç önemli değil ama kulübün şu rezil, boş vermiş halini görmek insanı yanlış olanın ne olduğu konusunda sorgulatıyor.

    milyonlarca euro maaş alan sporcular, teknik heyet, mustafa cengizi tenzih ederek yönetici sıfatıyla koltuklarında galatasarayın adını kullanarak oturan kim varsa bu süreçte büyük ayıp ettiler bu camiaya.
  • 6346
    15 temmuz 2020 itibari ile yönetilmeyen spor kulübü. x yönetimi iyi , y yönetici kötüdür demiyorum. yaklaşık 5 aydır yönetilmiyor. kulüp adeta kaderine teslim edilmiş durumda.

    kadın basketbolda en önemli simgen, kaptanın, ne olduğu belirsiz şekilde kulüpten ayrılıyor. ışıl'a ne söz veren var ne de irtibata geçen. ışıl gidince de her zaman ki taktik yapılıyor ve karalama kampanyası yapılıyor.

    erkek basketbolda aylarca koçun kim olacağı belli değil. daha doğrusu her yerde ertuğrul hoca'yla devam edileceği konuşuluyor fakat ertuğrul hoca önce fenerbahçe'den sonra sonra da zalgiris'ten teklif bekliyor. bu teklifler olmayınca bizde kalmayı kabul ediyor. bunu da kendisi açıklıyor. yani yine kendi kendine çözüme bırakılmış bir süreç. koç gitse muhtemelen akşam haberlerinde duyacak bizim sorumlu kişiler. işte kim sorumlu o da belli değil zaten.

    en kötüsü de futbol. tamamen fatih hoca'ya bırakılmış durumda. ligde pandemiden önce başlayan aleyhine hakem hataları pandemi sonrası tamamen kör göze parmak sokar şeklini almış, bile bile, istene istene puanlarımız çalınmış fakat kimseden ses soluk çıkmıyor. ne maç sonrası bir açıklama var ne de bununla alakalı söylem.

    monaco takımının bir sürü oyuncusu kiralık takımlarında devam ediyor fakat bir tek onyekuru'yu geri çağırıyorlar. 2020-2021 sezonunda bunlardan sadece onyekuru'yu takımda tutacaklarını düşünmek bana pek doğru gelmiyor. zaten onyekuru daha fransa'ya varmadan bonservis bedelinin ne kadar olduğu * basında yazılmaya başlıyor.

    diagne gibi senin takımında sözleşmesi olan oyuncuların nerede olduğu belli değil. geçen sene araplara satarız diye aldıkları adamı 7 aydır gezmesine mani olamadılar. luyindama'nın katıldığı antrenmanlara diagne niye katılmıyor?

    maicon'u sözleşmesinin bitip bize katılacağını ve temmuz ayı maaşını istediğini arap gazetecilerden öğreniyoruz. yani nasıl oluyor da orada oynayan ve sevilen bir oyuncuyu bile satamayıp kendimize dert haline getirebiliyoruz.

    lemina ve falcao öldü mü kaldı mı haberimiz yok. 2 hafta önce sahada çalışmalara başlayan falcao evinde mi yatıyor? lemina'nın sözleşmesi bittiği için ingiltere'ye mi gönderdik ne yaptık belli değil. hayır sakatlıkları devam ediyorsa niye bir haber, bir ses, bir seda yok. kadro dışı falan kalmış bile olabilirler.

    oyuncu alımı ve satımını zaten menajerler yapıyor.

    galatasaray bu kadar sahipsiz kalmamalıdır. galatasaray türkiye'nin en demokratik ve şeffaf kulübüdür. bu unutulmamalı ve kendi çıkarları için kullanılmamalıdır. bu kulüpte yönetici olan kişiler sorumluluklarını bilmeli ve ona göre hareket etmelidirler.
  • 6347
    geçenlerde tarkan’ın “kır zincilerini” şarkısının klibini izliyordum. zamanına göre çok iyi bir şarkı ve kliptir.
    eşime dönüp “23 yıl önce bu şarkıyı yapan ve klibi çeken adam bugün yolla diye bir şarkı yapıyor, çektiği klip de malum” dedim.
    aynı şey maalesef kulübümüz için de geçerli.
    1984 yılında derwall’i ikna eden kulüp, bugün belhanda sorununu çözemiyor.
    böyle bir serbest düşüş yok:(
    bu kadar yüksek statüde insan kaynağı olan bir kulübün futbol şube yöneticisi abdurrahim albayrak olmasın.
    bak florya’da bulunsun, oyuncularla ilgilensin, hocaya yakın dursun ama münkünse transfer işlerine daha yetkin ve akıllı birisi baksın.
    ne olur artık daha fazla geri gitmeyelim:(
  • 6349
    yavaştan bataklığa emin adımlarla yürüyen takım.
    hocamız takımın nerede olduğunu görmeden şl hayali kuruyor.
    yönetim halen bir önceki yönetimin yaptıkları ile kıyaslanıp susuluyor.
    üzerine tff saçma sapan kararlar alıyor.
    takım korkunç bir bütçe de ve ortada bir iskelet yok.
    taraftar ise halen anlık transfer haberlerinde dolaşıyor.

    saçma sapan durumlar böyle devam ederse ne fatih hoca kalacak ne yönetim. ondan sonra ne zaman toparlanırız toparlandığımızda ne kadar yeter bu bize bilinmiyor.
  • 6350
    galatasaray hakkinda en cok tekrarlanip en cok inanilan konulardan biri demokratik bir kurum oldugudur. galatasaray sadece mulk sahibi beyaz erkeklerin oy hakkina sahip oldugu 19. yuzyil amerikasi kadar demokratiktir. galatasaray patricianlarin, pleblerin ve kolelerin oldugu roma kadar demokratiktir. bugunun kriterlerinde buna demokrasi denmez. galatasaray kohnemis adetlere koru korune bagliligi gelenek, batinin iki yuz yil oncesinde kalmis kapali orgutlenmeyi batiya acilan pencere, gerontokratik aristokrasiyi demokrasi sanan bir kurumdur.

    galatasarayda gorev alinmaz, verilir derler ya, iste demokraside tam tersi olur normalde. kimse kimseye ilim geregidir diye gorev vermez, gorev vermek kimsenin haddine de degildir, yetkisi de degildir. isteyenler aday olur, halk secer.
App Store'dan indirin Google Play'den alın