• 5051
    amatör bir aşkla, organik bir bağım olmadan sevdiğim takımımı, yüzyıllık kulübümü bu hale getirme ihtimalim olsa, şimdiye utancımdan seppuku yapmıştım.

    edit: çok sevgili okurlardan özür diliyorum. biz aşağı kesim taraftarlar seppuku yapamaz, harakiri yapar. aynı şeyler olsalar da, seppuku'yu ancak aristokrat kesimi liseliler yapabilir. canını yediklerim.
  • 5052
    son 10 sene.

    gerets, kalli, skibbe, bulent, rijkaard, hagi, terim, mancini, prandelli, hamzaoglu, denizli, riekerink, tudor. gecici gelen under, taffarel, orhan atik'i filan saymiyorum.

    13 teknik direktor.

    08/09'da skibbe'yle bol gol atsa da savunma problemlerini cozemeyen, disiplinsizligiyle elestirilen galatasaray, yaris devam ederken bulent korkmaz'i alelacele getirir. skibbe'yle tamamen zit anlayistaki korkmaz takimi mucadele odakli, pres isteyen bir duzene gecirmeye calisinca takim dibe vurur. lincoln kadro disi kalir, performans dususuyle galatasaray ligi 5. sirada bitirir.

    10/11'de rijkaard'a ikinci sezonunda serdar ozkan'li, ali turan'li felaket bir kadro sunulur, ve takim haliyle cok basarisiz olur. rijkaard'i gonderen yonetim takimin basina disiplin getirsin diye hagi'yi getirir, o da takimin yildizi misimovic'le takisir ve oyuncu kadro disi birakilir. galatasaray sezonun geri kalaninda belini dogrultamaz. lig 8. sirada bitirilir.

    15/16'da onceki sezonun sampiyonu hamzaoglu'yla topallamaya baslayan galatasaray'a yine futbol olarak zit kafada denizli getirilir. savunmayi toparlamaya calisirken hucumu unutan takim gol atamaz hale gelir, ve performans olarak dibe vurur. denizli sezon sonunu dahi goremez, sezon riekerink'le kapatilir ve 6. sirada bitirilir.

    ve 16/17'de riekerink'le liderin 4 puan gerisindeyken yollar ayrilir, tamamen zitti tudor getirilir, kosu mesafesi 3lu savunma derken galatasaray dibe vurur, bir cok oyuncu kadro disi kalir, geri gelir, tudor sezon sonunu goremeyecek gibi gorunuyor. galatasaray su an 4. sirada, yukari cikma sansi yok denecek kadar az, fakat daha da dusme sansi cok yuksek.

    bu 4 sezon galatasaray'in son 10 senesinin en kotu 4 sezonu, senaryo hep ayni.

    ders alan var mi sizce?
  • 5053
    içine düştüğü çıkmazdan kurtulması için;

    1- mevcut yönetimin acilen seçim kararı alıp en geç haziran ortası gibi def olup gitmesi,
    2- yerlerine vizyon sahibi bir başkan ve yönetimin gelmesi,
    3- yeni başkan ve yönetiminin futbolun başına matthias sammer'i getirmesi,
    4- onun da teknik direktör olarak roger schmidt'i getirmesi,
    5- schmidt'in de yerli çetenin alayının kıçına tekmeyi basması

    gerekiyor. diğer branşlarla ilgili de yapılacak çok şey var ama önce lokomotif olan futbol takımı kurtulmalı. sonrasına bakarız.
  • 5054
    tum sorumluluk galatasaray taraftarindadir. bu kadro yapisi ve hoca secimleriyle taa duygun yarsuvat zamanindan bugunlerin gelecegi belliydi. maxi perrera sabri karsilastirmalari, taraftari susturmak icin podolski almalar, patlayan grosskreutz transferleri, 4. yildizi alirken oynanan rezil futbol, melo'nun super kupa finalinde tribunlere anlatmaya calistigi ve cete ile hamza tarafindan kovulmasi, onlibero hakan balta ile atletico macina cikilmasi ve tarihin benim hatirladigim en kotu performansi ki ilk senesinde son macinda gol atan galatasaray taraftara daha fazla umut vermisti, hamza'nin kovulmasiyla yeseren umutlarin mustafa denizli ile suya dusmesi nitekim mustafa denizli'nin sezon sonunu bile gorememesi, koskoca lulubun baska caresi yokmus gibi hep bir iktidardan izin alamayan ft'nin agzinin icine bakmalar, hem cete hem de berbat futbolcularla devamli sozlesme yenilenmesi, taraftarin anlamsizca sampiyonluk icin vizyon bozdurmasi, ultraslan'in aysal'a gostermedigi sabri anlayisi ve krediyi ne hikmetse dursun'a gostermeleri, dahasi ergin ataman uzerinden taraftara saldirmalari ve adnan polat'a siyasi sebeplerden oturu ibra darbesini yaptiklarini iddia edenlerin ne hikmetse riva'yi florya'yi peskes cekenlere ayni darbeyi yapmamalari. adnan polat bu kulubun gercekten zencisiymis ve dursun'un ibrasina bakarak soyluyorum gercekten buyuk haksizliga ugramis.

    tum sorumluluk galatasaray taraftarindadir. sevgilisini rehin almis, yillardir devamli para isteyen ancak o parayi da sabri'ye yediren, galatasaray buyuk degil kendi tapularinda kalsin isteyen uc bes agzini yaya yaya konusan sozum ona elite biat etmis bunce sene o koltuklari isgal edip uzerlerinde tepinmemisler sadece forma alip mac seyredip dertlenmeyi tercih etmistir.
  • 5055
    göz göre göre bitirilen klübümüz ve biz bunda hiç bir şey yapamadık. aslında ülkemizin en büyük sorunu olan " birlik olamama " problemi de bizim bugünlere gelmemizdeki en büyük etkenlerden. bu klüp, dursun gibi çapsızlara bugün kalmadı ki uzun vadeli bir planın sonucunda gelindi bugüne. dünyanın en çok malvarlığı olan klüplerinden biriyken sistematik olarak batırılıp elimizdekiler " bazı " insanlar tarafından " bazı " insanlara peşkeş çekildi. romalıların bir lafı vardır : roma, bir günde kurulmadı, şeklinde. işte biz de bir günde bu hallere getirilmedik. şu dakikadan sonra ne yapabiliriz diye düşünsek de, içimizdeki ultraslan gibi oluşumların satın alınarak diğer taraftarlara baskı ve sindirme için kullanılması olsun, duygusal oluşumuz nedeni ile suistimale açık oluşumuz olsun, bir çok neden bizim orta vadeye uzanacak bir tepki koymamızın önüne geçecektir. oldukça kısır bi futbol takımı ideolojisine sokularak, terim-hagi-lucesucu-diğer teknik adamlar kabullendirildi zihnimize bu da ufuğumuzu kısıtladı. bir olup, tek olup tepkimizi göstermeliyiz. bu klüp lisenin malı ve onların peşkeş malzemesi değildir, eğer öyle ise bunu çıkıp açıkça ilan etmeleri gerekir. o güne kadar, mantıklı ve kararlı tepki koymalıyız, sinir harbini taraftar kazanmalı yoksa sadece birilerinin cebini dolduran piyonlar oluruz.
  • 5058
    çok sevdiğim bir söz vardır,

    ''ne aradığını bilmeyen, bulduğunu anlayamaz'' diye.

    galatasaray da aynı hesap işte, ne aradığını bilmiyor ki, planladığı/programladığı bir şey yok ki karşısına çıkan malzemelerin ne olduğunu anlayabilsin.
    igor tudor doğru teknik direktör mü değil mi? bilmiyoruz ki çünkü neyi aradığımız belli değil.
    hücum futbolu mu arıyoruz,
    doğru transferler mi önceliğimiz?

    alman sistemine mi geçmek istiyoruz, hollanda ekolü mü hedef, altyapıya mı önem vereceğiz? bilmiyoruz ki! onun için de hangi isim doğruydu hangi isim yanlıştı değerlendirmek saçma oluyor.

    basketbolda veya diğer branşlarda da bu durum geçerli. erkek basketbolunda bütçe daralmasına mı gideceğiz, yoksa bütçe artacak mı?
    ergin ataman gibi yarıştırcı bir koç mu lazım yoksa yetiştirici bir isim getirip uzun vadede başarı mı planlanıyor?
    kulübün planını neye göre yaptığı belli dahi değilken hangi koçun doğru isim olduğunu tartışabilir misiniz?

    onun için her şeyin başı plan-proje.

    canım derwall de mi bir şey öğretemedi size!
  • 5060
    en son gerçekleşen başkanlık seçiminde dursun özbek 2800, turgay kıran 534, ahmet özdoğan ise 442 oy almıştır. bu sonuçlar bile galatasaray genel kuruluna hakim olan zihniyeti açıkça ortaya koymaktadır. bu zihniyet devam ettikçe ne yazık ki kulübümüzün ayağa kalkması pek mümkün olamayacak ileride. bu sonuçlar gösteriyor ki galatasaray spor kulübü kongre üyelerinin teveccüh etmediği adamlara ayrı bir parantez açmak gerekiyor.
  • 5061
    2010-2011 sezonundaki kötü performansı nedeniyle bir ara düşme hattına bile yaklaşan takımımız. o dönem bize "cimbom kümeye" diye tezahüratta bulunan eskişehir, sivas, antep gibi takımlar bir bir düştü. sivas geri çıktı ama olsun. düştü mü düştü.

    bu da herkese ibret olsun. sırada bunların en büyükleri var. bakarsınız bir karar gelir uzaklardan bir yerden onlar da gider.
  • 5063
    inanılmaz potansiyeli olan bir camia ama durumu cidden çok sıkıntılı, öyle böyle değil.

    dursun özbek gibi bir şahsın elinde resmen kuruyor bu herkesin malumu ama işim gücüm yokmuş gibi oturdum bu herif gitse ve yerine kim gelse içimizde bir umut doğar ve yeniden toparlanırız diye düşündüm, sanırsın saf aklın eleştirisini yapıyorum düşün düşün o kadar zaman geçti ama aklıma hiç kimse gelmedi.
    misal fenerbahçe'de aziz'i sevmeyen tayfa diyor ki bu herif gitse ali gelecek ve adamlarda bir umut var, bjk'de fikret var öyle böyle gemiyi götürüyor şimdilik öyle bir dertleri yok ama bize bakıyorum elini taşın altına koyacak bir tane (komşular alışverişte görsün misali her seçimde aday olan figürleri saymazsak) hevesli ve potansiyelli adam yok o nedenle olmayacak duaya el açmışız ünal aysal dönsün diye amin deyip duruyoruz, koskoca camia mezunlar derneğine dönüşmüş.

    bjk'yi kınadık zamanında "koskoca kulübü demirören'e emenaet ettiniz bir tane adam yokmuydu lan içinizde" diyerek, insan kınadığını yaşamadan ölmüyormuş daha beteri bizim başımıza geldi ve orada da kalacak gibi duruyor.
  • 5066
    dursun özbek tarafından yönetildikçe marka değeri azalacak olan takımdır. bildiğin akhisar'a döneceğiz bir kaç yıla. çok samimi söylüyorum, gittiğimiz yol yol değil.

    bakın, mesele kupaydı, şampiyonluktu falan meselesini de geçti artık. ufuk meselesi olay. monaco prensiyle yemek yiyen başkandan reis lakaplı kişilere sucuk ısmarlayan başkana dönmenin bir karşılığı var. 2 yılda elde edilen sonuçlara bak. bir 6.lık, muhtemelen bir 4.lük. aynı kafayla seneye de ilk 5'e razı oluruz. sonraki sene yine ilk 4 ilk 5 derken bir bakmışsın 3.lüğe sevinir olmuşsun.

    bu iş böyledir. ancak iyice düştüğümüzde anlayacağız olayı. sadece futbolda değil diğer branşlarda da masraftan kısacağız ayağına orta sıra takımlarına döndük iyice. daha ilerisi bu branşların kapatılmasıdır. bu herif* atıyorum 1 dönem daha yönetsirse kulübü ki bu aşağı yukarı 4 yıl yapıyor, dağ gibi takım kuşa döner. araziler gitti bu arada. bunlar adayı da verirler, dımdızlak kalırız ortada. liseden çıktık diye kulübü sattırmıyorlar da, parma'dan beter oluruz benden söylemesi.
  • 5069
    geçen 19mayıs cuma gününün resmi tatil olması ile hanım ile bastık ege sahillerinde bi otele gittik. otel 3 basamaklı yaşlara ulaşmak için azimle yaşayan amca ve teyzelerle dolu idi. halbuki gördüğüm güzel atmosferlerden birine sahipti. deniz çarşaf gibi, yeşillikler, ağaçlar, çiçekler, sakinlik, durgunluk, kararların geldiği gök filan. efsaneeee...

    derken plajdakiiskelede bir türk bayrağı bir de enlemesine sarı kırmızı bir bayrak gördüm. aha dedim, işte be, cimbomlu adam gibi bi adam buranın işletmecisi, iyi ki buraya gelmişiz. eşime dedim, "aşkım sen oyalan ben buranın sahibini bulacam". tamam dedi, viskisine buz atıp denizin tadını çıkarmaya başladı ama ben 16. yüzyılda papaya suikast için gönderilen bir osmanlı casusu edası ile önce otel görevlilerinin yanından geçtim, sonra resepsiyona gidip otel sahibinin odasından çıkmasını bekledim. ben odayı gözledikçe adam çıkmadı, o çıkmadıkça ben bekledim. telefondan prison break izlerken adamlar hapishaneden 2 kere kaçtı ama müdür bi türlü odadan çıkmadı. tam ana karakterlerden biri aşk olaylarına girecekken müdürü gördüm. telefon elimden düştü, o bıyıklarına baktım, boya endama baktım, "yavaş yürü yiğidim, ölümü korkutuyorsun" dedim içimden. derken adam bana doğru yaklaştı, "aha" dedim, "iki cimbomluyu kan çekti". adam bana doğru yaklaşırken "welcomeeee welcomeeee" dedi ve arkadan gelen turistlere doğru el uzattı. olsun dedim, adam harbi cimbomlu, yerliye değil, yüzünü batıya, batının ahlaksızlığına çeviriyor. uzağa gidip bir bira aldım, onların da pool barda kokteyllerini içmelerini bekledim.

    abe sokam, yazarken sıkıldım.
    oteli gezerken mavi bayrak panosunu gördüm, meğer o bayrak cankurtaran bayrağıymış. içimden drogbanın golünden sonra bayrağını kaldıran yan hakeme ettiğim küfür geldi
    "o bayrak senin g.tüne girsin"

    o bayrak: https://www.onlinecankurtaran.com/...n31032017010223.jpeg
  • 5070
    acı ama gerçek, her şubesiyle beraber felakete doğru sürüklenmektedir. önümüzde transfer sezonu var ve görünen o ki spor kulüplerinin başına gelmiş geçmiş en kötü yönetimlerinden, en kötü başkanlarından biriyle giriyoruz bu sezona. sanıyorum olağanüstü genel kurul için de yeterli sayıda imza toplanamadı ve toplanamayacak. geçirdiğimiz 2 sene gösteriyor ki bu adamların herhangi bir konuda doğru karar alma şansı yok. şimdiye kadar yaptıkları en iyi hamle diyeceğimiz hamza hamzaoğlu'nun gönderilmesi bile zamanlama olarak son derece hatalı, durum o kadar vahim. bu adamların başarısızlıklarını anlatabilecek kelime türkçe veya başka bir dilde henüz yok. sadece başarısız bir yönetim demek kendilerini tanımlamıyor, çok başarısız da değiller. tanımlayamıyorum ama bambaşka bir boyut getirdiler başarısızlık kavramına. yani başarısızlık denilen olay alınan yanlış kararlardan doğar, bunlarınki sadece alınan yanlış kararlardan ibaret değil. doğru karar alsalar da sonucu yanlış bir yere varıyor en nihayetinde, ondan dolayı kelime bulamıyorum, tarihte kimse bu kadar mal olamaz diye böyle bir kelime üretmemişler, tüm zorluk ondan kaynaklanıyor. ama insanlığı böyle bir kelime üretmediler diye suçlayamam, bu kadar kazmayı ben de ilk kez görüyorum, 300 sene yaşasam yine göremezdim. galatasaray yönetimine geçirdikleri her gün galatasaray'a ayrı bir zarar katıyor, mesela bugün olcan adın'ın tazminatı patladı bir tarafımızda, yarın öbür gün 1.5 milyon euro verip aldıkları ryan donk'un yıllık maaşını düşünmeye başlayacağız, sonra cavanda'yı falan göndermeye çalışacaklar(elbette gönderemeyecekler) bu sefer cavanda'nın yıllık maaşı bela olacak başımıza, belki brumayı da podolski gibi bedavadan biraz pahalıya satacaklar, böyle uzayacak gidecek. bunlar yine ufak tefek zararlar birkaç sene sonra riva ve florya'nın kelepir fiyata satıldığı iyice gün yüzüne çıkacak, bela okunacak. bunlar yetti mi? yetmedi. daha önümüzde koca bir transfer sezonu var, tüm bu mevcut durum yetmezmiş gibi tutup getirecekleri abuk sabuk adamların kontratları da en az 3 senelik olacak, en az 2020'ye kadar kadromuzda göndermeye çalışacağımız futbolcular dolacak.

    fenerbahçeli arkadaşlarım aziz yıldırım'dan dert yanarken her zaman şunu savunmuştum, galatasaray'ın başına hem başarısız olup hem de gönderilmeyecek bir başkan asla gelmez. ne kadar sevmesem de benim için galatasaray lisesi bunun teminatıydı aslında. gördük ki çok büyük yalan dolanmış liseli aydınlarımız da. hep beraber yok oluşu seyrediyoruz, çıtları çıkmıyor. meğer galatasaray da bildiğin fenerbahçe gibi bir yapıya sahipmiş. hayır öylesine bir sessizlik var ki 3.senede de aynı felaketi yaşadıktan sonra gene çıtları çıkmayacak gibi. adnan polat'ın bir tarafına teneke bağlanarak ibra edilmemesi, ünal aysal'ın olağanüstü kongreye gitmek zorunda kalmasının üstünden çok da sene geçmedi halbuki. o zaman bu kadar hırgür çıkaran bu liseli aydınlardan şimdi 1600 tane imza çıkmıyor mesela. neden? tamam biz "fan"ların kulüp üzerinde hiçbir etkisi yok, onu anladık da galatasaray'ı ne uğruna sattınız, bu yönetimi göndermenizde engel olan sebep ne çıkın adam gibi onu söyleyin bari. hiçbir şey üzerinde hakkımız yok da bunu bilmeye de mi hakkımız yok en azından?

    önümüzdeki sezon için şunu transfer etsek iyi olur, stoperde serdar aziz döner yanına yabancı stoper alırız, bir dinamik orta saha alırız, bir süper forvet alırız diye heyecanlanan arkadaşları görüyorum. gerçekten sizin gelecek sezon sonunda çok üzülmemeniz için söylüyorum, bu yönetim gitmediği sürece sizin dediğiniz adamları alsalar da bu takım başarılı olamayacak, çok açık ortada. hatta yarın gitseler bile enkazı toparlamak 2011/2012 sezonundaki kadar kolay olmayacak. şike sürecinden dolayı zayıflayan bir fenerbahçe, yılların loserı beşiktaş da yok artık. yarın gitseler ancak gelecek yıllar için ümitli oluruz kaldı ki onu da yapmıyorlar. yahu adamlar yeni sezon formasını tanıtırken bile 14 sene şampiyon görmedik 2 seneden ne olacak falan diye tanıtımı yapıyorlar, hedefi baya büyük tutmuşlar yani, yeni bir rekor kırar mıyız diye hesap kitap yapıyorlar. ne bileyim, heyecanlanan arkadaşlar görüyorum onlar için üzülüyorum, ondan bunları dolayı yazmak istedim. yemin olsun şu kazmaların gitmediği her gün ayrı ayrı üzülüyorum, işin kötüsü alışıyorum da galatasaray'ın düştüğü bu saçma duruma. 2 sene sonra uefa'ya katılma hakkı kazandık diye sevineceğiz diye korkuyorum bir yandan da. inşallah ben manyağın tekiyimdir ve çok fazla paranoya yapıyorumdur bu konuda.
  • 5071
    ruhunu kaybetmiş olan camia. ben açıkçası taraftarda, sporcularda, yönetimde bir ruh göremiyorum. örneğin duygun yarsuvat döneminde veya ünal yasal döneminde yukarıda saymış olduğum unsurların tamamında bir ruh, inanmışlık vardı. ortak bir hedefe herkes inanıyor ve gücü ölçüsünde bir şeyler yapıyordu ama su an biz bunu kaybettik ve bana göre şampiyonluklardan, başarılardan daha önemli olan da bu inanctir. bunu tekrar inşa etmek de kolay olmayacaktır. ancak eninde sonunda bu ruh inşa olacak.

    ruhun tekrar inşası için atılması gereken ilk adım bu yönetimin gitmesidir. nasıl, ne şekilde olur bilmem ama bu yönetim gitmelidir ve gidecektir. su an açıkçası galatasaray ile ilgili tek ilgilendiğim nokta yönetimin gitmesi. transfer, forma, maçlar falan umurumda değil. bu yönetim gittikten sonra ben bunlarla tekrar ilgilenmeye başlarım.
  • 5073
    sadece kulüp ile taraftar arasındaki bağ değil, taraftar arası bağı da oldukça zayıflamış kulüp. kendi adıma, futbolcuların çoğundan sahada üstlerinde forma olduğu sırada desteklemekle beraber insan olarak hoşlanmıyorum.

    neden 2008'de lahm'ın golünden sonra tanıdığım herkes hayal kırıklığına uğramışken 2016'da irlandalı bir adamın italya'ya attığı gol sonrası içinde hiç irlandalı olmayan insanlarla beraber istemsizce kahkaha attıysak o yüzden.

    bu sezon galatasaraylıların sözlüğünde bursaspor'un galatasaray'ı yenmesini can-ı gönülden isteyen, troll falan olmayan insan gördüm ben.
  • 5074
    isterdim, fakat kürtçe bilmem.
    buna rağmen tınısını beğendiğim şarkı veya türküler olduğunda, çevirisini öğrenmeye çalışırım.

    geçtiğimiz günlerde aynur adlı bir şarkıcının şire isimli parçasında su mısraya denk geldim, çok kullanılan bir deyimmiş:
    "değerli bir kadın kötü bir erkeğin eline düşende, itin önüne atılmış mundara döner."

    benim aklıma direkt galatasaray'ı getirdi bu sözler, normal değil tabii, belki de armaya dair olan pesimist ruh halimden.
    ancak hem kötü, hem it, hem de mundar aynı simayı getirdi gözlerimin önüne, pek yazık.
App Store'dan indirin Google Play'den alın