• 5069
    geçen 19mayıs cuma gününün resmi tatil olması ile hanım ile bastık ege sahillerinde bi otele gittik. otel 3 basamaklı yaşlara ulaşmak için azimle yaşayan amca ve teyzelerle dolu idi. halbuki gördüğüm güzel atmosferlerden birine sahipti. deniz çarşaf gibi, yeşillikler, ağaçlar, çiçekler, sakinlik, durgunluk, kararların geldiği gök filan. efsaneeee...

    derken plajdakiiskelede bir türk bayrağı bir de enlemesine sarı kırmızı bir bayrak gördüm. aha dedim, işte be, cimbomlu adam gibi bi adam buranın işletmecisi, iyi ki buraya gelmişiz. eşime dedim, "aşkım sen oyalan ben buranın sahibini bulacam". tamam dedi, viskisine buz atıp denizin tadını çıkarmaya başladı ama ben 16. yüzyılda papaya suikast için gönderilen bir osmanlı casusu edası ile önce otel görevlilerinin yanından geçtim, sonra resepsiyona gidip otel sahibinin odasından çıkmasını bekledim. ben odayı gözledikçe adam çıkmadı, o çıkmadıkça ben bekledim. telefondan prison break izlerken adamlar hapishaneden 2 kere kaçtı ama müdür bi türlü odadan çıkmadı. tam ana karakterlerden biri aşk olaylarına girecekken müdürü gördüm. telefon elimden düştü, o bıyıklarına baktım, boya endama baktım, "yavaş yürü yiğidim, ölümü korkutuyorsun" dedim içimden. derken adam bana doğru yaklaştı, "aha" dedim, "iki cimbomluyu kan çekti". adam bana doğru yaklaşırken "welcomeeee welcomeeee" dedi ve arkadan gelen turistlere doğru el uzattı. olsun dedim, adam harbi cimbomlu, yerliye değil, yüzünü batıya, batının ahlaksızlığına çeviriyor. uzağa gidip bir bira aldım, onların da pool barda kokteyllerini içmelerini bekledim.

    abe sokam, yazarken sıkıldım.
    oteli gezerken mavi bayrak panosunu gördüm, meğer o bayrak cankurtaran bayrağıymış. içimden drogbanın golünden sonra bayrağını kaldıran yan hakeme ettiğim küfür geldi
    "o bayrak senin g.tüne girsin"

    o bayrak: https://www.onlinecankurtaran.com/...n31032017010223.jpeg
App Store'dan indirin Google Play'den alın