• 151
    hiç kusura bakmayın. burak yılmaz, sabri sarıoğlu ve umut bulut özelinde dibine kadar haklı olan taraftardır.

    bu taraftarın yıllardır biriken kahırları bunlar. bir değil iki değil. bir yerde illaki patlayacaktı bu enerji.

    not: ıslıkların takıma olumsuz yansımasının farkında olarak yazıyorum bunu. takıma olumsuz yansıyan esas büyük tabloyu görmeyi unutmadığım için.
  • 152
    ben de bu konuda bir iki kelam etmek istiyorum.

    birincisi niye maç içinde yapılıyor da maç sonu beklenmiyor deniliyor. maç bitince istisna-i kaideler dışında herkes soyunma odasının yolunu tutuyor. maç sonunda ıslıklama durumunda tepkiyi yönelttiğiniz oyuncu belli olmuyor, en azından oyuncu özelinde olmuyor. misal burak yılmaz bu maçta felaket işler yaptı, taraftar kendini tuttu, hiçbir şey söylemedi ve maçın ardından bir ıslık tufanı koptu diyelim; o maçta alkışlanacak kadar iyi oynamayan ama vasatı da aşamayan adam "yahu galip geldik, iyi de oynadık sayılır, bu neyin nesi?" demez mi, bu tutum takımın motivasyonu üzerinde daha kötü bir etkide bulunmaz mı? pozisyonlara anlık tepki verdiğin zaman hedef, neden tamamen belli.

    ikincisi takımda belirli bir süredir yer alan oyuncular da bu tepkinin nedenini gayet iyi biliyor. siz sanıyorsunuz ki burak penaltıdan gol atınca sneijder gitti ona sarıldı diye tepkinin nedensiz olduğunu düşünüyor ve bundan cesareti kırılıyor. inanın hiç ilgisi yok. bakın bir ekip olmak demek her koşulda beraber yürüdüğün insana sahip çıkmak demektir. ama bu onun yeterliliği hususunda sorgulama yapmıyor demek değildir. sneijder mesela takım olmanın anlamını kavramış bir adam; burak'ın aksine. burak gol atan sinan'in golüne sevinmiyor, ya da selçuk'un attığı gole sevindiği kadar sevinmiyor diyelim ama sneijder bu takımda işi olmadığını bildiğini tahmin ettiğim burak'in attığı penaltı golüne seviniyor çünkü arada profesyonellik, takımdaşlık anlayışı farkı var. misal quiz programında muslera "en iyi golcü" sorusuna cevap olarak burak demişti. gerçekten öyle düşündüğüne inanıyor musunuz; luis suarez'le beraber oynamış adam bu. amaç tamamen kötü zamanlar geçiren arkadaşına bir nebze olsun destek verebilmek. yani "beni de mi ıslıklar?", "motivasyonumuz bozuluyor" soru işaretleri sadece burak gibi bu profesyonellik anlayışına haiz olmayan isimler için geçerli; muslera, sneijder gibileri için değil.

    ama şu konuda bence de yanlış yapıyoruz. tepkiyi anlık olarak vermeliyiz. burak bir pozisyonda hata yaptı diyelim. onu devam ettiriyoruz, maç içinde kan davasına çeviriyoruz tabir-i caizse, işte o hakikaten olmuyor.
  • 153
    son derece medeni tepki veren taraftardır. ne yani içinde küfür yok, hakaret yok ıslıklamak da mı sorun? ben bunu anlamıyorum yani, teknik direktör kötü gidince ''istaifa'' diye bağırıyoruz, yönetimi protesto etmek istediğimizde ''istifa'' diye bağırıyoruz, o zaman bu ''burakçı'' hatta ''yerli'' aşığı, kayırmacı zihniyettekiler aynı tepkiyi veriyor mu? nasıl istemediğimiz bir teknik direktöre ''istifa'' diye bağırıyorsak, futbolcu da aynı...

    ''futbolcu ıslıklanmaz'' diye bir kural mı var?.. çıkmış bir iki tane yorumcu da ''burak gibi bir oyuncuya bu kadar çabuk tepki verilir mi?'' falan diyor. şaka mı bu insanlar? burak yılmaz'a taraftar haftalardır, aylardır susuyor. gol attığında bile herkesin kafasında bir ''acaba'' oluyordu. bence ''burakçı'' takılanlar, yerlileri her ne olursa olsun ''bizim oğlumuz'' diye savunanlar otursun düşünsünler;

    bu taraftar neden istatistikleri tavan yapmış! 21621561261526351831 tane gol atmış! burak yılmaz yerine hala johan elmander'i arıyor?
  • 154
    futbolcusunu performansına bakarak, gol kaçırdı diye yada vb. sebeplerden dolayı ıslıklayan taraftar bizden değildir bu kadar net.

    bu da yeni adet oldu adam orta açamadı ıslıkla, top kaptırdı ıslıkla, gol kaçırdı ıslıkla. hiç mi baskı altında bir iş yapmadınız, biraz empati kurun ya zaten normal sartlar altında oluşacak bir baskı var üzerinde bir de ekstra tepki yiyorsun top bana gelmesin diye dua eder insan.
    bu tepkiyi gösterenlerin çoğunun bilincaltinda yatan sebep`forvet alın kardeşim bu takıma adam atamıyor isteden geliyor orası açık ortada umut burakla olucak iş değil, ama elindekiler bunlar yarın transfer yapılmasa yine burakla, umutla oynayacak bu takım.
    sen taraftarsın bu takımın asıl sahibi sensin. yeri geldi mi sen kucak açacaksın, eğer oyuncun haksızlık yapıyorsa kendini yere atıyorsa sen yericeksin ama performansı kötü diye eleştirmek sana yakışmaz, atan da biziz kaciranda biziz.
  • 155
    takıma zararlıdır ama bu davranışın galatasaray'a verdiği zarar burak yılmaz'ın ve hak etmediği paraları kazanan diğer futbolcuların verdiği zarardan yüzlerce defa küçüktür.

    nasıl ki kangren olan kolu kesip vücudu kurtarıyoruz, nasıl ki kanserli hücreyi öldürmek için bütün vücuda kemoterapi uyguluyoruz, burak yılmaz'ı göndermek için gerekirse bir iki maçta puan kaybedeceğiz ama geleceğimizi kazanacağız. bundan sonra hiçbir futbolcunun yan gelip yatarak, rezil bir performans ortaya koyarak galatasaray'da keyfine bakamayacağı herkesçe anlaşılacak. teknik direktör ses etmese bile, yönetim ses etmese bile taraftar onların yakasını bırakmayacak. galatasaray kimsenin babasının çiftliği olmayacak.

    ulan bu adam çin'e gitmeyi kabul etmediği için hem 5 milyon euro'luk bonservis bedelinden, hem de kasamızda kalacak olan 1.5 milyon euro'dan olduk. şimdi burak ve umut hiçbir işe yaramadığı için, bu ikili eşek yüküyle para alırken üstüne üçüncü bir forvet almak zorundayız. onu da alınca avrupa'dan men mi edileceğiz, transfer cezası mı alacağız belli değil. yüz küsür yıllık kulübün iki tane futbolcu yüzünden düştüğü hallere bak.

    bu adamların bu takıma verdiği zarar bu kadar büyük ve hayatiyken hala "ama takım olumsuz etkileniyor, kötü oynasa bile neticede armamızı taşıyor ıslıklamamak lazım" diyenleri hakikaten anlamıyorum. tamam reis ıslıklamayalım, peki bu adamları göndermek için ne yapalım sen söyle. arabalarını mı yakalım, gazeteye "gidin lan bu takımdan" diye ilan mı verelim? tribünden burak ve umut'un gözüne lazer tutup kör mü edelim?

    ne yapalım sen söyle kanka?
  • 158
    7 kere ölüp dirilse kazanamayacağı parayı 2-3 ayda kazanan birini işini "sürekli" yapmadığı için ıslıklayan bir taraftır.

    bak sen, ayıp ayıp!! maç sırasında değil, sonra ıslıkla. psikolojileri falan bozulur sonra, paralarını çekemezler mazallah. galatasaray'ı değil, oyuncuyu düşün.

    hıammına.

    ekleme: kötü patlayacağım artık. ben farklı bir şey mi izliyorum maçlarda? 1.5-2 yıl tolerans gösterilen kim var bu dünyada? savsak savsak oyna, gram gelişme, pozisyonları heç et, taraftara tirip at sonra "ıslıklanmasın etkileniyor". ulan etkilensin diye ıslıklıyoruz zaten. yahu anlayın, problemlerin üzerine gidilmedikçe çö-zül-mez. çözülmez!

    bu maç bitsin öyle ıslıklayın modası ne ara başladı? bundan önce sabri ıslıklandı, emre ıslıklandı ses yoktu? qralda mı değişiyor iş?
  • 159
    eğer galatasaray taraftarı burak'ı ıslıkladığı kadar sivas'ın bir atağını ıslıklasa eyvallah diyebilirim belki ama yok. bu maçta taraftar destekten çok köstek oldu ne yazık ki. sana ıslıklama, kimse diyemez. bu bizim tepki hakkımız. benim de kombinem var. yeri geldi benim de ıslıkladığım oyuncular oldu.* ama tam güzel bir sinerji yakalamışken, biz buradan geri döneriz demişken birliği bozacak, takımdaki olumlu havayı bozacak her hareket gereksizdir. ve burak yılmaz'ın ıslıklanması da gereksizdir. zaten daha sonra takımın ritmi de düştü, golü de yedik. *
  • 160
    kötü oynuyor, gol de kaçırmış sinirlenmiş o an ıslıklamışsın, kendince haklısındır da. ama orada bırakacaksın arkadaşım. bekle maç bitsin maç bitince ıslıkla. kimse bayılmıyor burak'a. herkes farkında takıma zararı olduğunun. burak'ın takıma zarar verdiğini görüyorum diye kendini futbol profesörü sanmanın bi alemi yok.

    bütün maç elinde telefon fotoğraf, video çek. sivas ataklarını ıslıklama, burak yılmaz kaleci ile karşı karşıya kaldığı an ıslık çal. ya adam kaleciyle karşı karşıya, belki de gol atacak neyini ıslıklıyorsun. sivas atağını ıslıklamayan sen burak yılmaz diye orada galatasaray'ın karşı karşıya pozisyonunu ıslıklayıp burak yılmaz'dan önce sen pozisyonun içine ediyorsun. burak yılmaz'a tepki göstereceğim diye galatasaray'a zarar vermenin açıklanabilir bir yanı yok.

    sen orda burak yılmaz'a her top gittiğinde onu ıslıkladığın zaman sahadaki 11 oyuncun da bundan olumsuz etkileniyor. rakip tribünler kendi oyuncusunu ıslıklıyor diye morallenip bi anda psikolojikman maça ortak oluyor. ne gerek var böyle şeylere.

    en komiği de orda sen ıslıklarken burak yılmaz'a tezavhürat yapanların bunu burak yılmaz'ı gerçekten çok sevdikleri için yapıldığını sanman. mevzuyu hiç anlayamamışsın bile.

    --- alıntı ---
    tepkini ya maçtan önce ya maç sonu koy. unutma ,90 dakika sahada 11 parçadan oluşan galatasaray var.

    alpaslan dikmen.
    --- alıntı ---
  • 162
    halen 11 puan farktan sonra sinerjiden geri dönmeden bahseden arkadaşlarımız tarafından eleştirilen başlık.

    yahu arkadaş biz bu kadar kötü bir sezonda bu egoist takımdan çok kendini düşünen, taraftardan çok alacağı paraya önem veren insanlardan kurtulmadıkça bir daha sittin sene kurtulamayız.

    yahu ıslıklanan bu egoiste 10 milyon euro bonservis verildi de gönderemedik, 2019 yılına kadar seneliği 3 milyon euro + maç başından sözleşmesi var, siz neyin sinerjisinden söz ediyorsunuz ?
  • 165
    hakedene hakettiği değeri veren taraftardır. bu ülkede cebindeki son parayı takımı için harcayan taraftarlar var,işinden gücünden vazgeçip maça gelen taraftarlar var....kusura bakmayın ama bu oyuncular milyon euroları ceplerine indirmeden önce bir düşünmeli "ben gerçekten sahada kendimi verebiliyor muyum ?" "bu taraftara layık olabılecek bır oyun sergıleyebılıyor muyum?" dıye düşünmeli ve taraftara bu cefakar insanlara atarlı giderli hareketler yapmadan saygı göstermeyi bilmeli...bu klüp bir yerlere geldiyse bunda emeği en çok olanlar taraftarlardır,bu klüp taraftarları sayesinde ayaktadır tabi bu taraftar grubunun içine futbolculara yalakalanan grubu katmıyorum çünkü o grup çıkmadan önce her şey daha güzeldi bence.
  • 167
    tribüncülüğün ne olduğunu ''sosyal medya''dan öğrenen taraftardır. bir de tribünde büyümüş, tribüncülüğün içinde gelmiş adamlar maç esnasında kendilerine tepki gösterince onlara da saçma sapan ithamlarla saldırırlar.

    kendilerine hasan, ali, mehmet vs isim önemli değil maç devam ederken oyuncu ıslıklamak doğru değil denir ama yağ gibi üste çıkabilmek için o kişilerin o futbolcuyu savunduğunu iddia eder, kendisini ise o oyuncunun yararsız olduğunu gören bir futbol profesörü olduğunu iddia ederler.

    sevgili futbol profesörü sosyal medya taraftarı kardeşim. o oyuncu karşı karşıya kaldı daha topa vurmadan ıslıkladın. ne geçti eline anlat. samimi söylüyorum anlatın ne geçti. gerçekten bilmek öğrenmek istiyorum. yazın gerekirse özelden birbirimizi kırmadan üzmeden enine boyuna tartışalım bu konuyu.
  • 168
    burak'ın karşı karşıya kaldığı pozisyondan bahsediyorsak eğer; adamın ayağına top kırk yılda bir geliyor zaten başka ne ara ıslıklanabilir ki? herkes şapkasını çıkarıp önüne koyacak, sen on milyon al senede. sonra sahada gezin. oldu arkadaşım, gerçekten...

    önceden de şahsın başlığında bahsettiğim gibi, kaybedecek bir şeyi kalmamış taraftardır. o futbolcuyu, tavırlarını, triplerini, yersiz saçma sapan egosunu, çabasız olmasını, 10 milyon lira alıp sahada gezinmesini görmek istemeyen taraftardır. bu kadar basit.
  • 169
    evvela taraftardan önce müşteridir.

    bir formaya 150, bir bilete 50, bir atkıya 20, bir eldivene 15, bir monta ıvır zıvır vs. vs.

    yani endüstriyel futbol ve kapitalist düzenin sikinde değilsin sen taraftar olarak. sen müşterisin. ve en doğal hakkın olarak da, sahada iyi futbol görmek istiyorsun. ve unutmadan, iyi futbol iyi futbolcularla oynanır. sahada sana hiçbir şey vermeyen ve senin paranı karşılıksız bırakan adamı da protesto etmek en doğal hakkın.

    ha diyorsan ki, ben müşteri değil taraftarım, o zaman da senin uğruna can vereceğin takımını sikine takmayan adamı ıslıklamak yine en doğal hakkın.

    ne uzattınız lan. lafa gelince alayınız anarşist tc çapulcu ayyaş gezici yazın sağa sola. o zaman tayyibi de görev süresi bitince eleştirin.
  • 170
    neymiş futbolcuyu ıslıklayan taraftarlar iyi gün taraftarıymış. gençler geçen sene takım tepetaklak giderken hiç birinizi göremiyorduk arena'da ? ben ve ıslıklayan 4-5 arkadaşım ise hiç maç kaçırmıyorduk. açın bakın şu 7-8 bin kişinin gittiği kasımpaşa maçını. ilk yarı sonunda ıslıklandı mı ıslıklanmadı mı takım. çoğunuz evde üşümeyeyim diye otururken biz o maçlarda takıma destek olmaya gidiyorduk. keza 8.olduğumuz sezon da . bir avuç taraftarız belki ama bizim verdiğimiz emeğin onda birini vermeyen bir adamı ıslıklarım arkadaş. neymiş maçın sonunu beklemeliymişiz. maçın sonunu bekle de o tripcan göbeğini kaşıya kaşıya çıksın rahat rahat evine gitsin değil mi. ben istemiyorum arkadaş. belki sen bedavacılık yapıp takımın oyun düzeninin içine edip her topu bok edip arada bir tane sallaması ile adamı qral yaparsın ama ben yapmam. ıslıklarım. defolsun gitsin.
  • 171
    yeni nesil taraftarlardır. vicdansızdırlar ve vefa nedir bilmezler. eskiden golleriyle havalara uçtukları ve şampiyonluklar yaşadıkları futbolcuları anında satarlar. herkes malum oyunculara kızıyor ama mantıklı düşünen taraftarlar esas o futbolcuları oynatan teknik direktörlere ve takımda tutan başkanlara daha çok kızıyor. artık galatasaray taraftarı da futbolcusunu döven fener taraftarının karakterine sahip. fener'in yıllardır travmalar yaşamasının ve rezil olmasının nedeni de işte bu kafadaki taraftar grubuna sahip olmasıdır. bu antu kafalı taraftar yapısıyla galatasaray'ın avrupa'da kupa alacağına dair umudum da artık çok az.
  • 172
    eğer ıslıklayanlardan sözlükte olanımız varsa mutlaka yaşamıştır ki, ciddi ciddi özenli bir halısaha mücadelesi sırasında üzerine düşeni yapamadıktan sonra üzerinizde hissettiğiniz baskının ve üstüne arkadaşlarınızdan duyduğunuz bağrınmaların size ne kadar engel olduğunu hatırlayın. 11 adetten herhangi bir x oyuncusunun bu hissiyatı lehine çevirebilecek kapasitesi olmayan, dargın olmayı seven, pışpışlanmayı beklemeyi huy edinmiş, motivasyon futbolcusu olan, "nası attım ama ha"cı zihniyette bir oyuncu olduğunu da önümüze koyalım. islıklanmak onun neyine? yararına mı zararına mı? gördüğümüz üzere zararına oldu olmaya da devam edecek. peki ıslıklayan galatasaray taraftarının bu oyuncunun iyiliği için daha fazla sabredecek güce sahip mi? burak bunu onlara göre haketmiyor. bu formayı da haketmiyor yine onlara göre.

    burak'ı ben de beğenmiyorum. kötünün iyisi olarak gördüm yıllarca ve iş(işi gol atmak, ama kritik ama boş gol) yaptı. ama ıslıklayarak bir yere getirilebilecek ya da bir yerden gönderilebilecek oyuncuları artık bizim tanımamız gerektiğini düşünüyorum. galatasaray'da hiçbir oyuncu ıslıklayarak gönderilmez. iş florya'da biter. sosyal medya aydın yılmaz'ı gönderdi diyecekseniz de sosyal medya çıkalı 5 yıl oldu. 5 yılda bir aydın yılmaz. başarı oranını siz kestirin.

    tekrar söylüyorum. bu takımın galibiyet serisine ihtiyacı var. islıklayanın da islığa maruz kalanın da ıslıklayanı eleştirenin de galibiyet serisine ihtiyacı var. devşirin aklınızı başına...
  • 173
    sahada iyi futbol gormek isteyen musteriler gidip barcelona maci izleyebilir arladaslar. madem musterisin alacagin urunu kendin belirle. galatasaray'in sundugu budur. kimse sizi zorla goturmuyor stada. bjk, fb macina da gidebilirsin bak hem onlarda daha buyuk yildizlar var forvette. madem musterisin urun bu. alip almamak senin elinde.
    ama ben taraftarim kardes o formayi tasiyan adam sahada mucadele ediyorsa desteklerim. isterse yuz milyon gol kacirsin umrumda degil her sene sampiyon olacagiz diye bir sey yok. kritik etmek ayri galatasaray formali armali topcuyu herhangi bir saygisizlik yapmamisken isliklamak ayri. musteri olanlar da basip gidebilir bize taraftarlar yeter.
  • 175
    endüstriyel futbol düzenine göre her şekilde haklı olan taraftardır. (müşteridir)

    endüstriyel olmayan düzene göre de haklıdır çünkü parası dışında hiç bir şekilde değil ilerlemek mücadele etmekten bile kaçınan bir adamı kimse takımda istemez.

    haklı mıdır? haksız mıdır? maç sonu ıslıklansa daha iyi olmaz mı? gibi sorular çokça mevcut.

    bence doğrudur, ıslıklanmalıdır. her boyutuyla inceleyelim. önce takımı koparıyor, moral bozuyor kısmına bakalım. geçen yıl ile farkımız farkın baya bir fazla olması yani geçen yıl prandelli bırakırken puan farkı gaziantep galibiyeti ile birlikte de sadece 1'di. hal böyle olunca matematiksel olarak hala yarışın içinde ancak oyun olarak baya bir geride galatasaray vardı. hal böyle olunca oyun düzelirse biz bu işi yaparız diyenler çoktu ben de dahilim bu gruba. yani orada ıslıklansa bile oynayın lan artık yıl kaçıyor 4. yıldız kaçıyor serzenişiydi. ancak şimdi ise burak yılmaz gitsin serzenişidir bu.

    bunların bir çok bileşen sebebi var. öncelikle 4. yıldız ve şampiyonluğa rağmen istenilen transferlerin yapılması (özellikle forvet ve sağ bek için) bu iki mevkideki adamın da kulüpte karışmaması gereken işlere karışmaya yeltenmesi. aslında çok iyi bir duyumcu olmasına rağmen artık ''muhabir''likten yorumculuğa terfi etmiş mehmet demirkol'un dediği gibi ''siz kulübün sahibi olamazsınız.'' olmaya çalıştılar ve başarı kazandığı için kredisi olan isim (hamza) buna çanak tuttu.

    bunların hepsi herkesi doldurdu sürekli ki benim duyduğum mancini döneminden beri gelen bir çetecilikti ancak artık baya baya ayyuka çıkmıştı melo'nun gönderilmesiyle melo'nun boğazına sarıldıktan sonra zamlı sözleşme yapan yeteneksiz ve akıl fukarası arkadaşı da unutmayalım.

    taraftarın bana kalırsa düşünmeyi bırakmayan kesimi de zaten tepkiliydi daha sezon başlamadan tepkiler son sürat başladı. işte ayrışma burada başladı düşünen ve düşünmeyen. düşünmeyenler için söylüyorum bu maç sonu ıslıkayalım ya da ıslıklamayalım kafası yüzünden bugün bu kulüp bu haldedir bu zamana kadar taraftar baskısını bu kadar hissetmediği için bu kadar kötü durumdadır. eğer bu kadar vasat sevici olacaksak beşiktaş gibi olur çıkarız.

    ben de isterim üst düzey bir yönetim ve oyuncu profilimiz olsun ve maç sonu yapılan protestoda mesajı alsınlar ve kendilerini düzeltmek için çabalasınlar ama olmuyor yok. bakın umut bulut'a bu kadar tepki olmasa umut bulut için bu sezon sonu için kesin ayrılır diyebilir miydik? kesinlikle hayır. çünkü adama tepki yok maaşı güzel (kimse ona o parayı veremez) neden ayrılsın ki? öyle değil mi lütfen düşünün. bu adamlar profesyonel para için yapıyorlar bu işi. aynı şekilde sabri'ye tepki olmasa o sözleşme değişir miydi? sabri artık bu yıl gidiyor diyebilir miydik? yine hayır yine hayır. sabri'nin sözleşmesi otomatikman uzar, biz de napalım sözleşme bitene kadar bekleyelim gaasssaarayımız için destek olalım lalalalay lay saldır gaaaaasssaaaray derken orda orta sınıf anadolu topçusu sabri'den kurtulur ve asisti yaparken biz hala saçma sapan besteler söylerdik. şu an umut ve sabri gidecekse sezon sonu kesinlikle ve kesinlikle taraftar sayesindedir artık eminim umut ve sabri o kadar da güvenle çıkamıyor arenaya korkuyorlar taraftardan. ben her iç saha maçına gidiyorum ve özellikle beni deli eden sinir krizlerine sokan bir durum vardı. umut ve sabri'nin her isabetsiz pas her ters bir durumda topu alan özellikle yabancı oyuncuya el kol hareketleri yapması bir şeyler söylemesi. bakın son haftalarda görüyor musunuz bu türden hareketleri sabri ileri geri demeç verebiliyor mu artık? bu el kol yapma işini görenler beni anlayacaktır ben deliriyordum resmen.

    bir de şöyle bir kesim var sabri ve umut kötü biliyoruz ama destekleyelim. bunun için söyleyebileceğim şey birine kötü olduğunu söylemezseniz hiç bir zaman o kötü olduğunu anlamaz. böyle profesyonel ve astronomik paralar dönen bir yerde anlasa bile bırakamaz yukarıda ben paramı alırım abi kafası oluşur.

    yönetici profili desen o zaten rezalet hatır gönül işleriyle iş yapılan hala profesyonelleşme seviyesi yüzde 30'larda kalmış bir yapı. soruyorum size kim müdahale edecek bu saçma düzene? kim edecek tabi ki taraftar! taraftar baskısı denilen şey budur zaten. evet taraftara güveneceksin ama ters bir iş yaptığında da korkacaksın. korkutmadan hep güven verirsen bugünkü durum olur. kendilerini kulübün sahibi sanırlar. aslında onlara oraya koyan başarılı oyuncu olmalıdır, artık başarılı olamıyorlarsa da gitmeleridir. onları gönderecek bir yönetim iradesi yoksa da burada iş taraftara düşer. yoksa bu yaz da frangmanını gördüğümüz şekilde kulüp dingo'nun ahırı olur.

    bir sorun problem gündeme gelmezse hiç zaman çözüm bulamaz. bunu aklınızdan çıkarmayın.
App Store'dan indirin Google Play'den alın