175
endüstriyel futbol düzenine göre her şekilde haklı olan taraftardır. (müşteridir)
endüstriyel olmayan düzene göre de haklıdır çünkü parası dışında hiç bir şekilde değil ilerlemek mücadele etmekten bile kaçınan bir adamı kimse takımda istemez.
haklı mıdır? haksız mıdır? maç sonu ıslıklansa daha iyi olmaz mı? gibi sorular çokça mevcut.
bence doğrudur, ıslıklanmalıdır. her boyutuyla inceleyelim. önce takımı koparıyor, moral bozuyor kısmına bakalım. geçen yıl ile farkımız farkın baya bir fazla olması yani geçen yıl prandelli bırakırken puan farkı gaziantep galibiyeti ile birlikte de sadece 1'di. hal böyle olunca matematiksel olarak hala yarışın içinde ancak oyun olarak baya bir geride galatasaray vardı. hal böyle olunca oyun düzelirse biz bu işi yaparız diyenler çoktu ben de dahilim bu gruba. yani orada ıslıklansa bile oynayın lan artık yıl kaçıyor 4. yıldız kaçıyor serzenişiydi. ancak şimdi ise burak yılmaz gitsin serzenişidir bu.
bunların bir çok bileşen sebebi var. öncelikle 4. yıldız ve şampiyonluğa rağmen istenilen transferlerin yapılması (özellikle forvet ve sağ bek için) bu iki mevkideki adamın da kulüpte karışmaması gereken işlere karışmaya yeltenmesi. aslında çok iyi bir duyumcu olmasına rağmen artık ''muhabir''likten yorumculuğa terfi etmiş mehmet demirkol'un dediği gibi ''siz kulübün sahibi olamazsınız.'' olmaya çalıştılar ve başarı kazandığı için kredisi olan isim (hamza) buna çanak tuttu.
bunların hepsi herkesi doldurdu sürekli ki benim duyduğum mancini döneminden beri gelen bir çetecilikti ancak artık baya baya ayyuka çıkmıştı melo'nun gönderilmesiyle melo'nun boğazına sarıldıktan sonra zamlı sözleşme yapan yeteneksiz ve akıl fukarası arkadaşı da unutmayalım.
taraftarın bana kalırsa düşünmeyi bırakmayan kesimi de zaten tepkiliydi daha sezon başlamadan tepkiler son sürat başladı. işte ayrışma burada başladı düşünen ve düşünmeyen. düşünmeyenler için söylüyorum bu maç sonu ıslıkayalım ya da ıslıklamayalım kafası yüzünden bugün bu kulüp bu haldedir bu zamana kadar taraftar baskısını bu kadar hissetmediği için bu kadar kötü durumdadır. eğer bu kadar vasat sevici olacaksak beşiktaş gibi olur çıkarız.
ben de isterim üst düzey bir yönetim ve oyuncu profilimiz olsun ve maç sonu yapılan protestoda mesajı alsınlar ve kendilerini düzeltmek için çabalasınlar ama olmuyor yok. bakın umut bulut'a bu kadar tepki olmasa umut bulut için bu sezon sonu için kesin ayrılır diyebilir miydik? kesinlikle hayır. çünkü adama tepki yok maaşı güzel (kimse ona o parayı veremez) neden ayrılsın ki? öyle değil mi lütfen düşünün. bu adamlar profesyonel para için yapıyorlar bu işi. aynı şekilde sabri'ye tepki olmasa o sözleşme değişir miydi? sabri artık bu yıl gidiyor diyebilir miydik? yine hayır yine hayır. sabri'nin sözleşmesi otomatikman uzar, biz de napalım sözleşme bitene kadar bekleyelim gaasssaarayımız için destek olalım lalalalay lay saldır gaaaaasssaaaray derken orda orta sınıf anadolu topçusu sabri'den kurtulur ve asisti yaparken biz hala saçma sapan besteler söylerdik. şu an umut ve sabri gidecekse sezon sonu kesinlikle ve kesinlikle taraftar sayesindedir artık eminim umut ve sabri o kadar da güvenle çıkamıyor arenaya korkuyorlar taraftardan. ben her iç saha maçına gidiyorum ve özellikle beni deli eden sinir krizlerine sokan bir durum vardı. umut ve sabri'nin her isabetsiz pas her ters bir durumda topu alan özellikle yabancı oyuncuya el kol hareketleri yapması bir şeyler söylemesi. bakın son haftalarda görüyor musunuz bu türden hareketleri sabri ileri geri demeç verebiliyor mu artık? bu el kol yapma işini görenler beni anlayacaktır ben deliriyordum resmen.
bir de şöyle bir kesim var sabri ve umut kötü biliyoruz ama destekleyelim. bunun için söyleyebileceğim şey birine kötü olduğunu söylemezseniz hiç bir zaman o kötü olduğunu anlamaz. böyle profesyonel ve astronomik paralar dönen bir yerde anlasa bile bırakamaz yukarıda ben paramı alırım abi kafası oluşur.
yönetici profili desen o zaten rezalet hatır gönül işleriyle iş yapılan hala profesyonelleşme seviyesi yüzde 30'larda kalmış bir yapı. soruyorum size kim müdahale edecek bu saçma düzene? kim edecek tabi ki taraftar! taraftar baskısı denilen şey budur zaten. evet taraftara güveneceksin ama ters bir iş yaptığında da korkacaksın. korkutmadan hep güven verirsen bugünkü durum olur. kendilerini kulübün sahibi sanırlar. aslında onlara oraya koyan başarılı oyuncu olmalıdır, artık başarılı olamıyorlarsa da gitmeleridir. onları gönderecek bir yönetim iradesi yoksa da burada iş taraftara düşer. yoksa bu yaz da frangmanını gördüğümüz şekilde kulüp dingo'nun ahırı olur.
bir sorun problem gündeme gelmezse hiç zaman çözüm bulamaz. bunu aklınızdan çıkarmayın.
endüstriyel olmayan düzene göre de haklıdır çünkü parası dışında hiç bir şekilde değil ilerlemek mücadele etmekten bile kaçınan bir adamı kimse takımda istemez.
haklı mıdır? haksız mıdır? maç sonu ıslıklansa daha iyi olmaz mı? gibi sorular çokça mevcut.
bence doğrudur, ıslıklanmalıdır. her boyutuyla inceleyelim. önce takımı koparıyor, moral bozuyor kısmına bakalım. geçen yıl ile farkımız farkın baya bir fazla olması yani geçen yıl prandelli bırakırken puan farkı gaziantep galibiyeti ile birlikte de sadece 1'di. hal böyle olunca matematiksel olarak hala yarışın içinde ancak oyun olarak baya bir geride galatasaray vardı. hal böyle olunca oyun düzelirse biz bu işi yaparız diyenler çoktu ben de dahilim bu gruba. yani orada ıslıklansa bile oynayın lan artık yıl kaçıyor 4. yıldız kaçıyor serzenişiydi. ancak şimdi ise burak yılmaz gitsin serzenişidir bu.
bunların bir çok bileşen sebebi var. öncelikle 4. yıldız ve şampiyonluğa rağmen istenilen transferlerin yapılması (özellikle forvet ve sağ bek için) bu iki mevkideki adamın da kulüpte karışmaması gereken işlere karışmaya yeltenmesi. aslında çok iyi bir duyumcu olmasına rağmen artık ''muhabir''likten yorumculuğa terfi etmiş mehmet demirkol'un dediği gibi ''siz kulübün sahibi olamazsınız.'' olmaya çalıştılar ve başarı kazandığı için kredisi olan isim (hamza) buna çanak tuttu.
bunların hepsi herkesi doldurdu sürekli ki benim duyduğum mancini döneminden beri gelen bir çetecilikti ancak artık baya baya ayyuka çıkmıştı melo'nun gönderilmesiyle melo'nun boğazına sarıldıktan sonra zamlı sözleşme yapan yeteneksiz ve akıl fukarası arkadaşı da unutmayalım.
taraftarın bana kalırsa düşünmeyi bırakmayan kesimi de zaten tepkiliydi daha sezon başlamadan tepkiler son sürat başladı. işte ayrışma burada başladı düşünen ve düşünmeyen. düşünmeyenler için söylüyorum bu maç sonu ıslıkayalım ya da ıslıklamayalım kafası yüzünden bugün bu kulüp bu haldedir bu zamana kadar taraftar baskısını bu kadar hissetmediği için bu kadar kötü durumdadır. eğer bu kadar vasat sevici olacaksak beşiktaş gibi olur çıkarız.
ben de isterim üst düzey bir yönetim ve oyuncu profilimiz olsun ve maç sonu yapılan protestoda mesajı alsınlar ve kendilerini düzeltmek için çabalasınlar ama olmuyor yok. bakın umut bulut'a bu kadar tepki olmasa umut bulut için bu sezon sonu için kesin ayrılır diyebilir miydik? kesinlikle hayır. çünkü adama tepki yok maaşı güzel (kimse ona o parayı veremez) neden ayrılsın ki? öyle değil mi lütfen düşünün. bu adamlar profesyonel para için yapıyorlar bu işi. aynı şekilde sabri'ye tepki olmasa o sözleşme değişir miydi? sabri artık bu yıl gidiyor diyebilir miydik? yine hayır yine hayır. sabri'nin sözleşmesi otomatikman uzar, biz de napalım sözleşme bitene kadar bekleyelim gaasssaarayımız için destek olalım lalalalay lay saldır gaaaaasssaaaray derken orda orta sınıf anadolu topçusu sabri'den kurtulur ve asisti yaparken biz hala saçma sapan besteler söylerdik. şu an umut ve sabri gidecekse sezon sonu kesinlikle ve kesinlikle taraftar sayesindedir artık eminim umut ve sabri o kadar da güvenle çıkamıyor arenaya korkuyorlar taraftardan. ben her iç saha maçına gidiyorum ve özellikle beni deli eden sinir krizlerine sokan bir durum vardı. umut ve sabri'nin her isabetsiz pas her ters bir durumda topu alan özellikle yabancı oyuncuya el kol hareketleri yapması bir şeyler söylemesi. bakın son haftalarda görüyor musunuz bu türden hareketleri sabri ileri geri demeç verebiliyor mu artık? bu el kol yapma işini görenler beni anlayacaktır ben deliriyordum resmen.
bir de şöyle bir kesim var sabri ve umut kötü biliyoruz ama destekleyelim. bunun için söyleyebileceğim şey birine kötü olduğunu söylemezseniz hiç bir zaman o kötü olduğunu anlamaz. böyle profesyonel ve astronomik paralar dönen bir yerde anlasa bile bırakamaz yukarıda ben paramı alırım abi kafası oluşur.
yönetici profili desen o zaten rezalet hatır gönül işleriyle iş yapılan hala profesyonelleşme seviyesi yüzde 30'larda kalmış bir yapı. soruyorum size kim müdahale edecek bu saçma düzene? kim edecek tabi ki taraftar! taraftar baskısı denilen şey budur zaten. evet taraftara güveneceksin ama ters bir iş yaptığında da korkacaksın. korkutmadan hep güven verirsen bugünkü durum olur. kendilerini kulübün sahibi sanırlar. aslında onlara oraya koyan başarılı oyuncu olmalıdır, artık başarılı olamıyorlarsa da gitmeleridir. onları gönderecek bir yönetim iradesi yoksa da burada iş taraftara düşer. yoksa bu yaz da frangmanını gördüğümüz şekilde kulüp dingo'nun ahırı olur.
bir sorun problem gündeme gelmezse hiç zaman çözüm bulamaz. bunu aklınızdan çıkarmayın.