• 401
    hala daha kendisine istinaden alınan transfer gelir - gider dengesi cezasının transfer dönemleri arasında paylaştırılabileceğini zannedenlerin bulunduğu uygulama. paylaştırılamıyor arkadaşlar. her transfer dönemi kendi içinde değerlendiriliyor. yani 18/19 transfer dönemindeki dengenizdeki artıyı 19/20 transfer dönemine aktaramazsınız. eğer yönetim bunu bilmiyorsa zaten kalkıp gitsinler o koltuktan. ama bilmiyor değiller.
  • 402
    fair olmayan kurallardır. fakat bizim için bu konu sonraki meseledir. şu anda bizim mevzumuz psg ile, dortmund ile yarışmak değil, hayatta kalmak, sağlıklı bir şekilde varlığımızı sürdürebilmek olduğu için varlığına şükrettiğim, pamuklara sarmak istediğim kurallar bütünüdür. zira bu kurallar olmasa idi tüm türk kulüpleri gibi galatasaray da yirmi yıldır olduğu gibi "kaçınılmaz" sona, yani çöküşe doğru "coşkuyla" koşmaya devam edecekti.

    dinsizin hakkından gelen imansız kurallar sistemi.
  • 403
    fair olan kurallardır. evet uygulayanlar fair değildir. avrupa'nın büyük kulüplerine veya arkasında büyük sermaye olan kulüplere (rus takımları gibi) uygulanmamaktadır. ama sorun kurallarda değil uygulayanlardadır. galatasaray'ın şu anda bu gücü olmadığı için bize takır takır uygulanmaktadır. ama bu, dezavantajımız değil aksine kurtuluş reçetemizdir. ben şişirilmiş sponsorluklar ile büyüyeceğimize akılla büyümeyi tercih ederim. çünkü biri bugün var yarın yoktur. diğeri ise bizi her zaman yarışın içinde tutar.

    ayrıca sanıldığının aksine büyümeyi engellemez. senin ürettiğin değer arttıkça harcayabileceğin miktar da artar. ve bütçen sağlıklı bir yapıya dönüşünce yeni bir anlaşmaya gerek olmadığı için sınırlamalar da kalkar.
  • 404
    galatasaray yönetiminin elini kolunu bağlayan sistemdir. yönetimin bu kadar suçlanmasının da asıl sebebi bu kuraldır.

    uefa'nın tüm kulüplere aynı oranda ffp uygulamadığı da yadsınamaz bir gerçektir. bugün psg'nin parayı basıp alamadığı oyuncu yok. peki gelir/gider tablosu kontrol ediliyor mu? tartışılır.

    şahsi fikrim bu kuralın türk futbolu açısından gayet olumlu olabileceği yönünde. fakat uefa'nin ülkemizin kur farkından kaynaklı yaşadığı mağduriyeti de göz önünde bulundurması gerekiyor. süper lig, kupa gelirleri tl bazında. biletler tl. yayın gelirleri tl. avrupa'ya gidemeyen kulüplerimizin euro bazında geliri yok.

    iş maaş ödemesine geldiği zaman tüm işlemler euro ile yapılıyor. zaten biz maaşı düşürüp tl ile ödemeyi istesek bu sefer de oyuncu gelmiyor. bu noktada uefa'dan önce tff'nin devreye girip, kulüplere tek çıkar yolun altyapı olduğunu hatırlatması gerekiyor.

    galatasaray, ozan kabak gibi bir potansiyeli yetiştirdiği için bu dar boğazda forvet transferi yapabilecek. sonuç olarak, ffp sayesinde hem transferlerde daha tutumlu olunacak hem de daha seçici davranılacak. belki de ince elenip sık dokunulan bu forvet transferi bize şampiyonluk kapısını aralayacak. ileride gelir-gider tablomuza baktığımızda mustafa cengiz sonrasını yeşil görmek dileğiyle...
  • 405
    aşşağıdaki iki tablo neden bu zıkkım çok önemli onu gösteriyo. başarılı geçen bi sezondan sora uefa gelirlerinden bile isteye olmak aptallık. ayağımızı yorganımıza göre uzatip, bi kaç yıl şampiyonlar liginde aralıksız katılım gösterirsek hakikaten klüp düzlüğe çıkmayı başaracak.

    şampiyonlar liginde biz gruptan çıkamadık, 180 milyon gelir yazmışız. beşiktaş uefa liginde gruplardan çıkamadı, 50 milyon gelir yazmış özetle.

    https://twitter.com/.../1087667530754347008

    https://twitter.com/.../1087663965243654144
  • 407
    herkesin atladığı mevzudur.

    allahım allahım delireceğim aklıma mukayit ol. olm bu sene -20 seneye -10 sonra 0 sonra +10 sonra da +20 milyon euro kar bekleniyor. doğru mu ? doğru.
    bu seneyi +25 ile kapatırsan madalya takmayacaklar. hatta bu seneyi +25 ile kapattın diye seneye -10 kuralından bir değişiklikte yapmayacaklar.
    yani özetle bu sene ne sattıysan onun paralelinde harcadın harcadın. harcamadın seneye yeni adamlar satıp yeni kaynaklar yaratman lazım.
    bu senenin yaklaşık 16 milyon euro fazlasıyla ki bunu bir son dakika maicon satışıyla 20-21 lere taşır her şey dahil 13'e diagne 3-4 milyon'a da luyindama'yı alırsan var ya. bak hayal edemeyeceğin kadar güzel bir iş olur. almazsan ne mi olur ? hiç. seneye tekrar sıfırlıyorsun hesabı çünkü. aptal olma. al.

    ingilizler '' ucuz mal alacak kadar zengin değilim'' der. al. kaliteli, pahalı, az ama öz oyuncu al.
  • 409
    transfer döneminin son gününde gelecek transferlerle birlikte herkes hesap yapmaya başlayacak, ffp açısından bonservis hesabının nasıl yapıldığı hakkında kesin olmamakla birlikte ffp'yi takip eden birçok farklı kişiden edindiğim ve doğruluğuna güvendiğim bilgileri veriyorum:

    bonservisler, kiralama bedelleri, tazminatlar, bonuslar ve satıştan payların hepsi hesaplamaya dahil ediliyor. ayrıca sattığımızın %10 üzerine çıkabilme marjımız var. şu anda net 5,108,000 € artıdayız. ayrıca maicon ve eren'in de takımdan ayrılma ihtimali var. sanırım maicon'un satışından gelen para, luyindama'nın satın alınmasında kalan bonservis için (6m €) kullanılacak.

    sorular üzerine ek:
    %10 marj: mustafa cengiz'in açıklamasından öğrendim, birkaç kişiye daha sordum onlar da teyit etti. anlamı şu, eğer 100 € geliriniz varsa, uefa 110 €'ya kadar harcamaya yani 10 € eksiye düşmeye müsaade ediyormuş. bilginin doğruluğuna güvensem de eğer bu marj yoksa şu anda net 1,963,000 € artıdayız.
    bonuslar: daha önce yapılan transferlerde konulan bonus maddelerinin, gerçekleştiği döneme yansıtıldığı söylendi. aşağıdaki şampiyonluk bonusları, bu sezonun şampiyonluk bonusları, henüz şampiyon değilsek bile bu sezon için karşılık ayrılıyormuş.
    satıştan paylar: bonuslarla aynı şekilde, satışın gerçekleştiği sezonun hesabına katılıyor. rodrigues'in payı bu sezon düşüldüğü gibi telles ne zaman satılırsa da o sezona bonservis geliri eklenecekmiş.

    gelirler:
    gomis: 6,000,000 € (bonservis)
    cavanda: 2,400,000 € (bonservis)
    carole: 750,000 € (bonservis)
    ozan: 11,000,000 € (bonservis)
    rodrigues: 9,000,000 € (bonservis)
    serdar: 2,300,000 € (tazminat)
    toplam: 31,450,000 €
    + %10 marj: 34,595,000 €

    giderler:
    emre: 4,000,000 € (bonservis)
    nagatomo: 2,500,000 € (bonservis)
    ömer: 400,000 € (bonservis)
    henry: 800,000 € (kiralama bedeli)
    ndiaye: 750,000 € (kiralama bedeli)
    belhanda: 1,000,000 € (bonus**)
    maicon: 500,000 € (bonus**)
    mariano: 500,000 € (bonus**)
    fernando: 150,000 € (bonus)
    birhan: 87,000 € (tazminat)
    diagne: 10,000,000 € (bonservis)
    marcos: 4,000,000 € (bonservis)
    luyindama: 3,000,000 € (kiralama bedeli)
    rodrigues: 1,800,000 € (satıştan pay)
    toplam: 29,487,000 €

    edit: luyindama transferi.
  • 410
    ''sattığın kadar al'' yaptırımı kapsamında taksitli alış-satışların nasıl muhasebeleştirildiğini merak ettiğim, buna ilişkin bir bilgi edinemediğim uygulama.

    şöyle ki; diagne'yi ilk ödemesi 31 ocak 2019, ikinci ödemesi 1 haziran 2019 olacak şekilde iki eşit taksitle aldık diyelim. transferin gerçekleştiği dönem 2018-2019 sezonu ve ilk taksiti de yine bu dönemde ödemiş olduğumuz için buraya kadar sorun yok. peki, ikinci taksit hangi bütçeden düşülecek; transferin yapıldığı 2018-2019 sezonu bütçesinden mi, ikinci ödemenin yapılacağı 2019-2020 sezonu bütçesinden mi?

    mantık gereği, her bir taksitin kendi ödendiği dönem bütçesi çerçevesinde ele alınması gerekir gibi bir çıkarım yapmak mümkün görünüyor; fakat bu durumda da şöyle bir sorunla karşılaşıyoruz... diyelim ki uefa ile dört yıllık bir yapılandırma anlaşması yaptın ve piyasası aslında 5 milyon avro olan ve ileride de bundan daha fazla para etmeyecek 30 yaşında bir futbolcu için kulübüne 10 milyon avro teklif ediyorsun; ama ödemeyi her yıl bir taksit olmak üzere beş taksitle yapabileceğini, ilk dört taksitin 1000'er avrodan 4000 avro olacağını, beşinci taksitte ise kalan 9.996.000 avroyu ödeyeceğini söylüyorsun ve kulüp de bunu kabul ediyor. bu durumda da uefa ile yaptığın anlaşmanın arkasından dolanmış oluyorsun. hâlbuki o alış işleminin 10 milyon avroluk bir işlem olduğu başından beri belli ve böyle bir ihtimâlde uefa'nın bunu nazara almaması da mantık dışı olur.

    çıkarımlardan ziyâde gerçekten bilgi sâhibi olan renktaşlar varsa aydınlatmalarını bekliyorum.
  • 412
    besiktas spor klubunun , anlasmayi basariyla tamamlamasi haberi uzerine bir kisim arastirma yaptim . sonucta sadece bu donem itibariyle 9 ayda 200 milyon zarar eden klup nasi bu anlasmayi sagladi diye.

    uefa, finansal fair play kapsaminda, gelir ve giderleri futbol faliyeti ici gelir ve gider olarak iki basliga ayirmis durumda.
    yayin geliri, uefa katki payi, urun satisi , mac gunu gelirleri, futbolcu satisi gibi kalemleri gelir kalemi degerlendirirken, futbolcu ve teknik heyet maasi, kiralama bedelleri, menejer ucretlerini, futbolcu amortisman bedellerini de gider kapsaminda degerlendiriyor. bu kalemler icinde, genc akademisi yatirimlari, stadyum gelistirmeleri gibi harcamalari da bu kapsam disinda tutuyor.

    bu noktada , yuksek borc miktarina sahip kluplerimizin en buyuk gideri olan borcun finansmani kalemi bizde gider olarak kaydedilmedigi gibi, para kazanan kluplerin de mali operasyonlarindan kazandigini da gelir olarak degerlendirmiyor. bu sekilde olmasa zaten, herhangi 4 buyuk takim finansman gideri yuzunden avrupa yuzu goremez.

    bu sartlar altinda, besiktas son iki sene ozellikle sampiyonlar ligi gelirleriyle kurtarmis kendini aslinda. bu sezon icinde de , sampiyonlar ligi geliri olmadigi icin, elindeki yuksek maliyetli oyunculardan kurtulup, sozlesmesinin son senesinde anlasmayi tamamlamis.

    bu noktadan sonra gelecek sene sinirlama olmamasina ragmen eli siki davranmak zorundalar. sportif gelir gider konusunda bu sene ucu ucuna yakalayacaklar gibi. seneye isteseler bile simdikinin uzerinde maas butcesine cikamazlar. gidecek oyunculardan actiklari kadar belki biraz daha fazlasi kadar izinleri var.bonservis yukunde olay biraz daha farkli. toplam odenen bonservis, yapilan anlasma suresine bulunup ilerki yillara da bolunuyo hesaplamada. soyle ornekleyim, 4 milyon euro bonservis, 1 milyon euro maas alacak yeni bi oyuncu, gelecek 4 sene boyunca butceye 2 milyon euro gider olusturuyo.amortisman hesabi.

    bir diger nokta da , bundan sonra senelik maksimum 10 milyon avro zarar edebilir. bundan fazlasini ettigi sezonun arkasinda , yeniden anlasma yoluna mi gidilir, yoksa direk men cezasi mi o kismi bilmiyorum.

    bizim cikaracagimiz ders ise, ozellikle kadro maliyetlerinin azaltilabilmesi. maas konusunda daha tutarli davranmak. onune gelene 3 ,4 milyon avro maas vermemek. alt yapidan satilabilecek oyuncu yetistirmek. yabanci para cinsinsinden sponsorluklari arttirmak. bonservis odedigin topcudan , en kotu ihtimalle o kadar bonservisle vedalasmak. sampiyonlar ligi geliri olmadigi sezon, yangindan mal kacirir oyuncularla vedalasiriz yoksa.

    edit: fenerbahce fenerol kampanyasini nasil kabul ettirecek bi muamma su sartlar altinda. atilan sms , yapilan bagis gelir kabul edilmiyo. ama sattiklari formayi gayet gelir diye gosterebiliyolar. bekleyelim gorelim
  • 415
    eğer medyada vedat için bahsi geçen rakamlar gerçekse fenerbahçe tarafından bırakın arkasından dolanmayı, göstere göstere ırzına geçilen uygulamadır. ve tepemizde cellat gibi dolaşan uefa bu adamlara dair bir yaptırımda hala bulunamamıştır.
    2 senedir şampiyon olmamıza rağmen biz hala kılı kırk yararken, hiçbir sportif başarısı olmadığı gibi bir de 3,5 milyar tl borcu olan adamların ortalıkta en çok sesi çıkanların olması çok normal değil.
    kap'a yapılan açıklamalarda biz neredeyse oyuncunun kullanacağı tuvalet kağıdına kadar kamuoyuna bilgilendirme yaparken, fener'in aldığı oyuncuların yıllık rakamları nedir mesela? max kruse babasının hayrına gelmemiştir herhalde ligin son 3 haftasında ligde kalan bir kulübe.
    bu vesile ile buradan tekrar etmekte fayda var; hasan dalkartal isimli şahsın başkanı olduğu kulübün kasasına ne vedat ne de başka bir oyuncu için galatasaray'ın tek kuruşu girmemelidir.
  • 416
    allah bir daha yaşatmasın, göz ardı edilemeyecek bir süreçten geçtik. 3 haziran 2018'de uefa'yla belirli kriterler kapsamında anlaşma sağlanmıştı. bunun sonunda para ve avrupa kupalarındaki futbolcu kısıtlamalarıyla ilgili tarafımızı sıkıntıya sokacak kararlar alındı. şuan 2021-2022 tarihlerine kadar hala bir mali denetim içindeyiz. sattığın kadar al maddesi kesinlikle transfer politikamızın en baş maddesi olmalıdır. çünkü kulübümüz bir dünya kulübüdür ve futbolcudan önemli olan tek bir şey varsa o da avrupa'da boy gösterip ülkemizi temsil etmektir. devam eden bu süreç içinde gerekli mali değerlendirmeyi mustafa cengiz ve yönetiminin sağladığını düşünüyor ve 2022 yılında bu baskılardan kurtulacağımızı umuyorum.
  • 417
    aldığını düşük (bkz: vedat, deniz, garry), sattığını ve/veya kiraladığını ise yüksek (bkz: eljif, kaleci ertuğrul, joseph, giuliano) göstermek, aralara ufak tefek sponsorluklar (bkz: hasan kartal) serpiştirmek (tabi yersen) suretiyle fenerbahçe tarafından insanların ve kamuoyunun aklıyla dalga geçercesine yeniden yorumlanan!!! uefa'nın "sözde" gelir-gider dengesini gözeten kuralıdır.
    ama bu, kendini akıllı alemi aptal zanneden güruh bilmezki "keser döner sap döner, gün gelir hesap döner, en sonunda cimbom gömer".
    zira herşey şaşar, allah'ın adaleti şaşmaz.
    (bkz: mayıs ayları)
  • 420
    zengin yöneticilerin varsa her türlü üstesinden geliniyor, şikecilerin dışında stad isim hakkı diyip kulübe 500 milyon sterlin ateşleyen arapların takımlarıyla bizi yarıştıran, rüşvetçi uefa ve fifanın rezil sistemidir. aslında bizim için kötü değil çünkü bizde pamuk eller cebe diyince 1 mio euro bile verecek yönetici hiç olmadı, olacak gibi de değil. ama insanla alay eder gibi yalandan gider gelir araştırması soruşturması yapıp bir de racon kesmeleri insanı delirtiyor.
  • 421
    bizim gibi bilmem ne holding sahibi yöneticisi olmayan, torpilsiz kulüpleri etkileyen, cart curt holding sahibi vizyoncuların bin bir çeşit katakulli ile altından girip üstünden çıkabildiği kurallar silsilesidir. mesela, fantezi bu ya, acaba diyorum şöyle bir senaryo olabilir mi:
    vasat altı orta saha oyuncuna 10 milyonluk teklif geldi. kendi holdinginin kasasından da çık bir 7-8 milyon, bunu el altından transfer yapacak firmaya ya da kulüp ortaklarından ve kendi şirketinin iş yaptığı bir firmaya ulaştır, onlar kulüp olarak toplamında 18 m euro’yu geri senin hesabına bonservis olarak ödesin. oldu mu kağıt üstünde 10’luk adamın 18 milyon? ffp nerede? dağa kaçtı. dağ nerede? yandı bitti kül oldu.
  • 422
    aslında bir cezadan daha fazlasıdır.

    hadi diyelim ki uefa güya takım satın alan zengin iş adamlarının birden deli para harcayıp kupalar almasını engellemek istemiyor da sadece kulüpler adam akıllı yönetilsin diye onlar ile ekonomik anlaşmalar yapıyor. bu sattığın kadar al kuralı yine de kulübü finansal açıdan daha da dibe götürecek bir anlaşma.

    birincisi; bu kural kulüplerden yatırım yapmadan kar etmelerini istiyor. onyekuru, emre mor, seri gibi futbolcuları satın almana izin vermiyor, yalnızca deneyimli scout ekibin sayesinde marcao'yu alabiliyorsun. kural 33'ünden sonra bonservisi elinde olan ama bir daha satması çok zor futbolculara yönlendiriyor kulüpleri.

    ikincisi; bu konuda kimsenin değinmediği bir şey var. sezon sonunda kulübün çok sayıda futbolcu ile sözleşmesi bitiyor ve kulüp bu futbolcuların bazılarıyla sözleşme yenileme gereği hissetmiyor. bu durumda 28 kişilik kadro 20-22 kişiye kadar düşebiliyor yani elindeki sermaye her sene azalıyor ama uefa yine de satacaksın para kazanacaksın diye diretiyor.

    yani bu finansal fair play ne finansal ne de adil. sadece oyun. nereden tutsan elinde kalıyor. benim aklım almıyor bu şahsen.
  • 424
    transfer bağımlılarının gıcık olduğu sistem. hiç boşa ağlanmasın. adaletsiz işleyen bir sistem olabilir. onlarca açığı olabilir. fakat bu eksik gedik haliyle galatasaray'a mis gibi gelir gelmiştir.

    bu sistem olmasa belki de şimdi bonservissiz jimmy ve emre mor yerine deniz türüç'e bonservis ödemiştik.

    ozan kabak'ı, ndiaye'yi ve rodrigues'i satıp kaynak yaratmak zorunda kalmamıştık. kulüp 3 ayda bir zarar açıklamaya devam edecekti. bizi mali olarak bir tık daha yola soktu bu sistem. umarım eksikleri giderilerek daha adil bir hal alır.
  • 425
    sattığın kadar al gibi saçma uygulamalar barındırmamalı bu sistem. evet mantık olarak doğru ama bir esneklik olmalı sistemde. koca galatasaray 2 milyonluk açık yüzünden sezona forvetsiz başlayıp 60 milyonu tehlikeye atmak zorunda kalmamalı.

    tümden karşı değilim. hele türk kulüplerine kırbacı vurmak illaki şarttı. ama takımları çaresiz duruma düşürmemeli uygulamalar. demek istediğim şey bu.
App Store'dan indirin Google Play'den alın