resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:70
Uyruk:Türkiye
  • 22076
    fatih terim bir galatasaray efsanesidir ve kredisi dönemsel bir formsuzluk yüzünden tükenmez. baktığınız zaman bir fatih hoca bilmiyor ama kalan herkes daha iyi biliyor kimin oynaması gerektiğini. elinde gerçek bir 10 numarası olmayan, bekleri varla yok arası gidip gelen bir takımın hocasıdır kendisi. bir kaç maç kötü oynayan herkesin biletinin kesilmesi gerektiğini söyleyen kişilere ise sadece gülüp geçiyorum. finansal fairplay yokmuş gibi her kötü oynayan adamı kapının önüne koyacaksak bu durumdan kurtulmamız imkansız. elinizdeki ne ise ona göre oynamak zorundasınız. dolayısıyla belhanda'yı bu kadar küçültmek, beklerimize bu denli destek çıkmamak bizim lehimize olan şeyler değil. böyle devam etmek zorundayız çünkü satmadan alamıyoruz ancak yaptıklarınız nedeniyle elimizdekilerin de değerini düşürüyorsunuz ki oyuncusunu savunan fatih terim'e de mesnetsizce yaptığınız eleştiriler haddini aşan cinsten!
  • 22077
    yıllardır barcelona’nın guardiola’yla oynadığı 4-3-3’ü oynamanın hayalini kuran lakin bunu dünya tarihinde bir tek o oyuncuların oynayabileceği gerçeğini görüp kabul edememiş galatasaray teknik direktörü. hatta bu oyunun hayaliyle bir keresinde türk milli takımı’nın başında izlanda deplasmanında tıpkı messi’nin barça’da oynadığı gibi emre mor’u sahte 9 oynatmıştı. sevgili fatih hocam, dediğim gibi o oyunu xavi yaşlandıktan sonra barça bile bir daha oynayamadı. o yüzden lütfen özüne dön, bizim dna’mızla barça’nınki arasında uçurumdan öte şeyler var. sen bizim dna’mıza dön. lütfen.
  • 22078
    fatih hoca galatasaray tarihindeki en önemli 3 figürden biridir. bi yıl başarısız oldu diye asmak kesmek dünyanın en mantıksız şeyi. bunun yanında fatih hoca her şeyi bilir her şeyin en iyisini yapar mantığıda bana göre bir o kadar yanlış.
    zeki uzundurukanı dinliyorum. diyor ki fatih hoca seri ve leminayı istemedi. bannegayı istedi. falcaoyu istemedi. şimdi bu tarz söylemlere gerek yok. banega dediğin adam seriden ya da leminadan aman aman üstün bi adam mı? bence değil. olay hocanın istediği ve alınmayan adamlar değil. önce şapkayı önümüze koymalıyız. kimse cadı avına çıkmadı. fatih terim'in arkasını kollayıp yönetime sallamaya gerek yok. 2 ay önce yönetim elinden gelenin en iyisini yaptı şimdi top hocada diyen adamlar bi anda dönmüş. bu haberler bu açıklamaları kim neden yapıyor. buna gerek var mı gerçekten? çıkıp ben başarısız oldum. takıma ve oyuna çalışmadım. başka işlerle uğraştım takımın fizik kondisyonuna bakmadım. bana şampiyonlar ligi başlarken form tutarız dendi bende inandım demek bu kadar zor mu? ocak gelsin haziran gelsin ahmet gelsin veli gitsinle hocalık mı yapılır. orta sahasında doğan erdoğan ve kamil ahmet oynayan takım senden fazla puan alıyorsa en önemlisi senden daha iyi futbol oynuyorsa suçlu yönetim mi taraftar mı? fatih hoca hayalim var dediğinde herkes şampiyonlar ligi kupası anladı ama artık çok açık ve net şunu görüyorum hayali galatasaray başkanlığı. başka bişey değil.
  • 22079
    kendisi her sene şampiyon olmak zorunda değil, varsın bu sene 2. 3. hatta 4. olsun, canı sağ olsun. zaten dünyada hiçbir takım yoktur ki her sene başarılı olabilsin. ama sorun bu değil. galatasaray 2 senedir kötü oynuyor, galatasaray 2 senedir avrupa'da yokları oynuyor. sorun bu. yoksa sen oynarsın, rakip senden iyidir o şampiyon olur.

    ama bence bu galatasaray'ı ayağa kaldıracak beş isim varsa ilk üçü yine fatih terim'dir.

    edit: bilsantuuyardı ki haklı; juventus var. 8 senedir şampiyonlar. keşke biz de juventus olsak, hocam bizi niye juventus yapmıyorsun, bizde niye yok!
  • 22080
    27 ekim 2019 beşiktaş galatasaray maçından sonraki basın toplantısında defalarca hata bende dedi hatta hatalı bizzat karşınızda dedi basın mensuplarına. kötü futbolun nedeni ve bu kadro ısrarı benim sorumluluğumdadır diye ekledi. oyunculardan beklediği performansı alamadığı ve oyun olarak belirli bi eşiği atlayamadığımız için bu ısrarından vazgeçip eskisi gibi 4-4-2’ye dönmesini bekliyorum hocanın. artık belirli futbolcuların yedek kulübesinde beklemeleri gerekiyor yoksa sezonu kaybedeceğiz. ocağı beklemeden de kadro içinde değişikliğe gidebiliriz. mariano ve nagatomo oynamasa bonservislerinden mi kaybedeceğiz? zaten ne kazandıracak ki bu oyuncular? yeter ki bu tarz oyuncuların yerini formayı hakeden alsın. puan farkı liderle henüz 5. hiçbir şey bitmiş değil. önlemimizi erken alırsak ve ocak ayında da takviye yaparsak şampiyonluğa doğru koşarız mayısta...
  • 22081
    türk futbol tarihinin açık ara en büyük teknik direktörü.

    kendisi eleştirilmez değildir ama artık herkesi kum torbasına çevirmekten vazgeçelim arkadaşlar. bu adamı ortalama bir antrenörle kıyaslayıp, hatta üstüne daha kötü bir yere koymak vicdansızlıktır.

    çok kötü oynuyoruz. olabilir. hocanın kredisi bitmez. değiştiricem diyor. değiştiremezse de sorun değil. önümüzdeki sezon değiştir. galatasaray kulübünün genlerinde kazanmak vardır; kabul. ama o genler 14 sene şampiyon olmamayı da yaşadı.

    mental olarak yıpranmış mıdır? evet hafız yıpranmıştır.

    ülkenin en güçlü ailesi rakibin başkanı. topuyla tüfeğiyle direkt hocayı hedef alıyor.

    federasyon başkanı, fanatik.

    ülkenin devlet başkanının tavrı belli. referandum konusu zaten herkesin malumu.

    ve siz hala hoca mental olarak yıprandı mı diyorsunuz?

    ben, çoktan bırakıp kaçmıştım. evimde ayaklarımı uzatıp devranın dönmesini bekliyordum.

    özetle, insaf diyorum. eleştirelim ama neyiz ne değiliz neler oluyor bunları da unutmayalım. bilhassa genç arkadaşlarım. onların devri tüketim devri. fatih terim tüketilecek bir adam değil.
  • 22082
    öyle bir yeteneğe sahiptir ki, top oynatmadan tüm kupaları toplar. 3. döneminde de böyleydi 4. döneminde de aynı. kepaze futbol oynattı ama ligde harika ötesi futbol oynayan takımlar varken hepsini geçip nasıl bu kadar çok şampiyon olduk anlayamıyorum. galatasaray, müthiş bir altyapı takımıdır. yıllardan gelen bir sistemimiz var. fatih terim istifa etse eski mükemmel günlerimize döneriz. birçok genç futbolcu çıkarırız. her zaman olduğu gibi yıllarca ligde ve avrupa'da oyunu domine ede ede, eze eze tüm kupaları toplarız (!)
  • 22083
    9'da 8 şampiyonluğu hoca ne zaman yaptı hatılamak mümkün değil. esasında geçen yıl başakşehir bir önceki yıl beşiktaş şampiyon oldu. leş takım ile hocanın son iki yıl şampiyon olmasının kredisini hocaya yazamayanları anlayabilmek mümkün değil.

    taçsız kralı genç yaşında emekli edenler hocayı da genç yaşında emekli etmeye çalışıyor hoca tekerli sandalye ile dahi olsa alzheimer olmadığı sürece takımın başında olmalı.

    son 7 yılda avrupa'dan gelen ortalamanın çok üstünde iki yabancı, ortalama iki yabancı toplam 4 yabancı fatih terim'in yaptıklarının yanına yaklaşamadı. fatih hoca hayatta ve hasta olmadığı sürece takımın başında olmalı.

    14 seneyi yaşayan her taraftar hocanın yanındadır. namağlup ligi averajla ikinci bitiren dünyadaki tek takımdır galatasaray. winnerlık kodları fatih hoca ve taraftar birleşmesi ile oluşmakta.

    "hem biz hem terim açısından en doğrusu bu işi daha fazla uzayıp tatsızlaşmadan sonlandırmak" burası galatasaray taraftar portalı. ali koç'un, başakşehir'in, nihat özdemir'in değirmenine su taşıyan her söylem çok üzücü. hocanın son beşiktaş maçı röportajını 15 dakika zaman verip lütfen izleyelim. sorumluluğu üstüne aldığını 3 veya 4 kere söyledi. ezbere hoca sorumluluğu sürekli başkalarına atıyor söylemlerini terk edelim.

    takım yaşlı, yavaş, mücadele etmiyor, boşa kaçmıyor ve fatih terim döneminde görülmedik bir şekilde pozisyona giremiyor. en az 5 oyuncu kadro dışı kalmalı ve ocak ayında satılabilecek bir veya iki genç oyuncu kadroya eklenebilmeli (ffp). hoca hatasını kabul etti ve devrim sürecine başlayacağını söyledi. aralık ayında hocanın takımı kendine gelecektir. ffp varken tek şansımız fatih hoca. şampiyon yapamasa dahi hükümet, devlet ve para baronlarına karşı hocaya tam destek bizim şu dönemde ana ilkemiz olmalı. hocaya destek olmayan her taraftar ali sami yen bey'in ve taçsız kralın ilkelerine ve galatasaray sevgisine kanımca zarar vermektedir.
  • 22085
    https://twitter.com/...117155633258496?s=21

    bunu görmemesine imkan yok.

    dolayisi ile 1.11. gs-rize maçi ve bundan sonraki maçlara $öyle bir kadro ile çikarsa $a$irmam ve hakli bulurum.

    muslera, süleyman lu$, gökay güney, luyindama, $ener, adem büyük, mustafa kapi, atalay, emre mor, erencan, andone

    afedersiniz ama bu ne aq!!!! haram zikkim olsun aldiginiz milyonlar!!!
  • 22086
    takım içi otorite ve disiplini büyük ölçüde kaybettiğini düşündüğüm teknik direktör.
    yönettiği takım, 27 ekim 2019 beşiktaş galatasaray maçının 13. dakikasında resmen tarih yazmıştır(!) bu sahneyi görüp de çileden çıkmayan hiç kimse "ben galatasaraylıyım" diye ortalıkta gezmesin. biz futbol diye bunu seyretmek zorunda mıyız?
    buyrun videosu: https://twitter.com/...117155633258496?s=21

    yine bu maçta belhanda oyundan alınıp saha kenarında geldiğinde, yardımcıları belhanda'yı karşılarken takımın hocası ortalıkta yoktu. tesadüfi gelişmiş de olabilir ama eğer olası bir belhanda tepkisi nedeniyle bu olduysa takımı kapatın da gidelim arkadaş.
    kadro planlamasına değinmiyorum bile eğer bu oyuncuları kendisi istediyse bu oynanan oyun ne? yok eğer kendisi bu adamları istemediyse bulunduğu makamda işi ne?

    hala geçmişle övünen, geçmişi yad eden insanlar görüyorum, geçmişe takılı kalıp da bir tane mutlu olan insan veya başarılı olan kurum gördünüz mü? osmanlı'ya ecdad diye diye kendini yücelten ama icraatta sıfır olan yurdum insanı gibisiniz. kimsenin geçmiş başarılarına laf ettiği yok uefa kupasını aldığımız geceyi daha gün gibi hatırlıyorum ama geçmişe takılıp kalmanın sonu hüsrandır. kendimden biliyorum, bu yol yol değil bilesiniz.
  • 22087
    galatasaray efsanesidir. imparator denince galatasaray aurasının hissedildiği her mecrada akla gelen kişidir. ancak fatih hoca da dahil kimse galatasaray'dan büyük veya galatasaray'a eşit değildir.

    biraz uzun bir entry olduğu için, ilk olarak, vaktini aldığım tüm renkdaşlardan özür dileyerek başlamak istiyorum. entry boyunca "hoca" öznesi ile kastedilen kişi imparator fatih terim'dir.

    yaşadığı ve teknik direktörlük yapmak istediği sürece; armaya gönlünü vermiş bir taraftar olarak kulübede ve takımın başında olmasını tüm kalbimle istediğim kişidir. türk futbolunda olmayan ve olması futbol ortamımızdan kaynaklı bazı sebeplerle**** zor olan istikrarlı teknik kadro ve kulüp planlaması anlayışı için futbol takımımız adına bulunmaz bir nimettir. bu sebeple kendisi emekli olmadan futbol takımımız için uzun vadeli ve sürdürülebilir en büyük faydanın ortaya koyulabilmesi amacıyla yönetim ve taraftar olarak bir hedef* uğrunda kenetlenebilirsek, kendisi de denetimli ve sistematik bir yol haritası izleyerek o hedefe koşmamızda bizim için en uygun ortamı sağlayabilecek teknik direktördür.

    ayrıca türkiye'de bazı rant çevreleri ve siyasete fazla bulaşmış futbol çevreleri ile, tabiri caizse akbabalarla en iyi baş edip oyuncu grubunu dış etkenlerden etkilenmeden başarıya koşturabilecek yetenekte en uygun isim olduğunu düşünüyorum. yönetimlerle ilişkisinin sağlıklı olması sağlanarak, kendisinin aklını futbola verebilmesini sağlayacak yönetimlerin taraftar ve kamuoyu desteği almasının önemli olduğunu düşünüyorum.

    27 ekim 2019 beşiktaş galatasaray maçı ve bu sezon daha önce oynanan maçlar göz önüne alındığında kendisini yapıcı eleştirmenin, bu eleştirilerin kendisine iletilmesinin bir yolunun bulunması, gerekiyorsa bu sözlükte kendisine yakın olanların vasıtasıyla iletilmesi ve kendisinin de bu yapıcı eleştiriler için olumlu aksiyonlar göstermesinin elzem olduğunu düşünmekteyim. zira alınan izlenimler, etrafında kendisini eleştiren ve sözünü veya tavsiyelerini hocaya dinletebilen birilerinin olmadığı yönünde.

    kendisinin yerine bu takımın başına kimsenin isminin geçmesi teklif bile edilmeden, hocanın eski hırslı ve çözüm bulmadaki iştahlı halini geri getirmek şiarımız olmalıdır taraftar olarak.

    üstte belirttiğim düşüncelerim, kulübün kimyasının ve karakterinin fatih hoca'ya aşırı derecede bağlı bir durumda olduğunu düşündüğüm içindir. bugün hocanın yerine kim gelse; takımın ligde üst üste puan kaybı, bir iki derbide puan kaybı veya avrupa'da dengimiz kulüplerden birinden alınan yenilgi gibi durumlardan sonra yine hocanın adı, tıpkı demoklesin kılıcı gibi, anılmaya başlanacak, taraftar olarak bizler de içip içip eski sevgiliyi arayan arabesk modlu aşıklar gibi yine çıkılmaz bir döngüye gireceğiz. bu adam bu kulüpte gerekiyorsa 1-2 sezon şampiyon olmayacağız, geleceği kuracağız desin yine kabul edilir, edilmelidir, kendisinin buna hayli hayli kredisi vardır.

    yeri gelmişken burada bir parantez de taraftarın gözünde kulübün futbol takımından beklentilerine ve perspektifine açmak istiyorum. laf sırası derbide fener'i yenmek mi cl'de psg'yi yenmek mi bahsine gelince biz taraftarlar, genel olarak cl'de başarı diyoruz. bu çok güzel ve galatasaray taraftarının odağını kaybetmeden kendini konumlandırması gereken noktanın burası olduğu bir gerçek. taraftarın vizyonu bu seviyede olunca da; forumlardaki, antudaki, ekşideki diğer kulüp taraftarlarının seviyesi ve vizyonsuzluğuna kapılıp tinerci, 4 yıldız, kadıköyde galibiyet gibi sonu gelmez laf dalaşlarına, sosyal medyadaki kısır tartışmalara girmenin galatasaray taraftarına yakışmadığı fikrindeyim. mevzubahis konularda bu takımların taraftarlarına cevap vermek kendilerini nimetten sayıp bize rakip sanmalarına sebep olmakta. eğer bu yanlışlarda devam edersek taraftarın türkiye'nin bayern'i olalım, montla şampiyonluk kutlayalım gibi beklentilerinin çok mümkün olmayacağı kanaatindeyim. zira bu şekilde davranışlar üstte belirttiğim odak noktasında taraftarın yeterli konsantrasyonu sağlayamadığını ve tahriklere kapıldığını, odağıyla çeliştiği anlamına geliyor. şayet bu kulübün hedefi avrupa'da başarı ise bunun gerektirdiği yapıda topyekün bir yapılanma olmalı ve taraftar olarak bizlerin de sığ tartışmalardan ziyade bu hedef uğrunda konsantrasyonu yükselten bir unsur olmamız gerektiği fikrindeyim.

    kulübün sürdürülebilir bir başarıya ulaşması için hocaya da "sen veya başkası bu takımın bir gün avrupada kupa kaldırmasını istiyoruz gerekli yapıyı kur hocam" diyecek bir ciddiyet, bu mantıkla hareket edecek yöneticiler gerekiyor. hocanın da "galatasaray avrupa'da kafaya oynayacaksa ya benle oynasın ya da ben olmazsam bu uğurda çalışmam" diyeceğini düşünmüyorum. kendisi de galatasaray isminin, kendi de dahil tüm kişilerden üstün olduğunu hissetmektedir kanaatimce.

    hocayı eleştirebileceğimiz başlıca noktaların ise şunlar olduğunu düşünüyorum;

    1. hocanın dördüncü dönemini yaşıyoruz. bununla birlikte ilk dönemi biraz istisna olarak tutarsak, üç ayrılışının hiç birinde sürdürülebilir bir takım bırakmadı. hatta tabiri caizse ilk ayrılışı hariç her seferinde enkaz bıraktı.

    2. hoca yanında kuvvetli bir yardımcı istemiyor, veya şahsen aldığım izlenim o yönde. hocanın mevcut yardımcılarının bireysel olarak, "bir gün hoca emekli olunca ben bu takımın başında devam ederim" motivasyonunda olmadığını hissediyorum. kendisi için sağlık, sıhhat ve uzun ömürler dilemekle beraber, bir gün gelecek ve hocanın da ömür vadesi dolacak, galatasaray'ın başına tekrar geçmemek üzere ayrılacak veya bu kulübün başkanı olacak. bu ayrılıştan sonra taraftar olarak "fatih terim olsaydı" demektense, "iyi ki fatih terim x hocayı yetiştirdi ve yerine varisi olarak bıraktı" demeyi isterim. bu misyonda bir ikinci hoca*, bu ikinci hocaya da hücum, defans, ortasaha idmanlarında destek olacak uzman ve tecrübeli yardımcı hocalar gerekli. yani üç kademeli bir hiyerarşi ile fatih hoca'ya bir yardımcı ve o yardımcıya birkaç teknik yardımcı şeklinde. bu ikinci hoca rolü için en iyi aday görünüşe göre hamza hamzaoğlu. takımın teknik direktörü olduğu dönemde dursun özbek yönetiminin arkasını toplamak için mecburen idare etmek zorunda olduğu minimal şartlar vardı. kol kırılır yen içinde kalır anlayışıyla basına verdiği gereksiz demeçler, taraftarla inatlaşması, bir de taraftar olarak bizim sabırsızlığımızla o dönem kısa sürmüş, üç kupalı o başarılı sezona gölge düşmüştü. şahsen, taraftar nezdinde felaket olarak tabir edilebilecek demeçlerle o dönemi bizlere zehir etmesi sebebiyle aslında kendisine o dönemde içimde çok tepki büyütmüştüm. ancak hem kaprissiz bir yapısı olduğu izlenimi vermesi, hem "galatasaray'ın winner karakterine uygunluk" adına üç kupalı sezon geçirmesi, hem de geçtiğimiz günlerde basında yer alan, muslera, sneijder, ve kendisiyle o dönemde çalışan bir kaç oyuncumuzun daha taktik konusunda kendisini epey övgüyle anması bu görev için ismini güçlendiriyor. taktik konusunda söylenenleri desteklemek adına, o dönemde burak yılmaz'ın ofsayt sorununu minimum düzeye indiren hamleyi yapmasını hatırlıyoruz. hamza hoca haricinde bülent kaptan, okan buruk veya tugay hoca da ikinci hocalıkta düşünülebilir fikrindeyim.

    3. aslında bu madde hoca-yönetim ilişkisinde taraftar olarak ne beklememiz gerektiği üzerin. mevcut yönetimi transfer noktasında ve mali konularda takdir ediyorum, hoca ile de iyi ilişkiler sürdürdükleri kanaatindeyim. fakat hocanın otoritesini güçlendirmek adına pek çok konuda yönetimi saf dışı bırakıp galatasaray eşittir fatih terim anlayışını kendi içinde fazlaca hissetmesi ve bunu medyaya, futbol kamuoyuna, federasyona çok fazla yansıtması; bu saydıklarımın içinde hocaya kişisel husumeti olanların direk galatasaray spor kulübüne cephe almasına sebep oluyor. bu da hocanın yıpranmasına ve yönetimin eleştrilmesine, tepkisizlikle itham edilmesine sebep oluyor. bu işin aslını da dışarıdan bakan taraftarlar olarak çok net analiz edemiyoruz. ancak bu durum * taraftar gözünde hocanın, yönetimin yetki alanına girdiği veya yönetimin belirli konularda tepkisinin yetersiz olduğu izlenimi doğuruyor. şahsen her ikisinin de şu anda yaşandığı fikrindeyim ve bu da malesef komplo teorilerinin artmasına sebep oluyor, galatasaray camiası olarak biz de bundan olumsuz etkileniyoruz. hoca 60'lı yaşlarında ve farklı yönetimlerle çalıştı. bir taraftar olarak yönetimden beklentim, hocaya kendisi dahil kimsenin kulüpten değerli olmadığını ve sahadaki her konuda tek yetkilnin hoca olduğunu hissettirmeleri, hocanın dışarıdakilerle demeç trafiğini devreye kendileri girerek engellemeleridir. hocadan beklentim ise sahada oynanan futbolla ilgili tüm kararlarda ve stratejik konularda kulüpteki ilk ve tek yetkili olduğunun farkında olması, asla masa işleriyle enerjisini harcamaması ve sahadaki futbol, altyapıların kontrolü ve idaresi, futbolcuların antrene edilmesi, taktik-teknik-kondisyon vb konuları hiç bir koşulda ihmal etmemesidir.

    4. hocanın bu döneminde altyapıya gereken önemi vermediğini düşünüyorum. önceki dönemlerde; bugün için konuşmak gerekirse bazılarının kişilik problemleri olduğunu, bazılarının da beklentilerin altında kaldığını düşünmekle beraber; kulübe belli dönemlerde fayda sağlamış, o dönemlerde genç yaşına bakmadan hocanın gözü kapalı onbire yazdığı veya yetişmesinde pay sahibi olduğunu bildiğimiz emre b., sabri sarıoğlu, arda turan, aydın yılmaz, emre çolak, semih kaya ve burada yazmadığım birkaç tane daha oyuncu vardı. son döneminde ise bu konuda belirtilebilecek yegane isim ozan muhammed kabak. şu dönemler sıkça konuşulan atalay babacan, süleyman luş vb. isimlerin kadroda yer alamaması, hatta kontrat sorunları dahi hocanın altyapıya yeterince eğilmediğini, kendilerinin şans bulması konusunda bu çocuklara ümit vermediğini düşündürüyor. üstteki altyapıdan çıkma başarılı örnekleri yazarken bile, "koskoca galatasaray yaklaşık yirmi yılda bu kadar az sayıda başarılı altyapı oyuncusu çıkarıyor, yazık" diye içimden geçiriyorum. hoca her sene takıma 1-2 oyuncunun banko çıkarılması üzerine altyapı kurgusu oluşturmalı. u-14'den itibaren tüm yaş grupları, bunların antrenörleri, la masia misali a takımda hocanın oynattığı veya oynatmak istediği futbol tarzının genç oyunculara benimsetilmesi, diyetleri, antrenmanları, mental durumları, tesislerin yapısı, galatasaray kültürüne özendirilmeleri vb. konularda hocanın profesyonel olarak denetim sağlaması veya güvendiği profesyonellere bu konuları delege ederek destek alması gerekiyor düşüncesindeyim. eğer böyle profesyoneller yoksa bunları da hoca yetiştirmeli, gerekiyorsa bireysel olarak antrenörlük kursu vermeli.

    5. hocanın duygusal ve ön planda olmayı seven, aldığı övgülerle kendi misyonunu kaybetmeye meyilli bir yapısı var. örnek olarak üçüncü dönemindeki ayrılışı da bu durumun bir sonucuydu. üçüncü maddede de belirttiğim üzere zaman zaman bu tarz konuların hem kendisine hem de camiamıza zarar verdiği fikrindeyim. oyuncu tercihlerinde taraftarın gözünde bile bile lades olarak nitelendirilen gereksiz ısrarları, medyaya verdiği üst perdeden demeçler, zaman zaman taraftara verdiği mesajlar bu yapısı ile alakalı. huy değişmez ama, hocanın da bunun farkında olduğunu ama zaman zaman kontrol edebildiği bir özelliği olduğunu düşünüyorum. geçen sene gayet güzel yönettiği süreç düşünülünce kendisinin artık olgunlaşmış bir yapıya kavuçtuğunu hissetmiştim. bu sene başında ise fenerli federasyon ve vizyonlu olduğu iddia edilen çömez fb başkanının çomak sokması ile yaşanan gerginlik sürecinde hocanın iyi bir mental kontrol sağlayamaması bu sene takıma büyük zarar verdi, tabiri caizse hoca tongaya düştü ve yönetimden kimse de kendini koruyucu bir pozisyon almayınca sezonu ceza ile açtı. dilerim ki ilerleyen süreçte bu yapısını dizginleyebilir. bir düşünür diyor ki "en büyük öğreticim son yapığım hatamdır".

    6. hocanın değişen dünya futboluna adapte olmakta sorunlar yaşadığını düşünüyorum. buna ilaveten bu durumun kendisi tarafından farkına varılamayan bir hale geldiği ve hatada ısrar etme özelliğinin camiamıza zarar verdiğini düşünüyorum. bu da profesyonel antrenör kadrosu ile çalışarak aşılabilecek bir sorun.

    7. hocanın basın toplantılarında kurduğu cümlelerin taraftarda infial yarattığını düşünüyorum. ocak ayı vurgusu, neşter iması, öznesi belirsiz cümleleri ile hedef şaşırtma ve taraftarın önüne birilerini atma geleneğinin camiya zarar verdiği fikrindeyim.

    tüm bunlarla birlikte futbolda başarının istikrar ve sistemden geçtiğini, bunu türk futbolunun istisnai ortamı ve galatasaray'a geçmişte verdikleriyle başarabilecek tek ismin kendisi olduğunu düşünüyorum. taraftar olarak nasıl biz maç gününü iple çekiyorsak onun da taraftar ruhuyla maçlara hazırlandığını hissediyorum. umarım kişisel görüşüm olan yukarıdaki yedi maddelik yapıcı eleştiri ve teşhislerin, ileriki dönemde kendisi tarafından düzeltilmeye çalışılacağı günler görürüz.

    düzeltme: noktalamalar.
  • 22089
    27 ekim 2019 beşiktaş galatasaray maçı sonrası bazılarına son şansı verdim, ocakta yollar ayrılacak mesajı ile yine elimizdeki oyuncuların piyasasını taban fiyatlarının bile altına çekmiştir, tebrik ederim. müthiş bir pazarlama dehası. hocanın dengesi iyice bozuldu. her şeyi yanlış yapıyor.

    işin kötüsü fatih terim'in başarılı olması lazım. zira kulübün içindeki çakal sürüsü mustafa cengiz yönetimini devirip tekrar bir rant kapısı yaratmak için fırsat kolluyor. galatasaray fakirleşirken onlar zenginleşecek kısacası.

    bu saatten sonra terim toparlayabilir mi? 2 senedir takıma tek bir maç akıcı futbol oynatamayan adam bence bundan sonra da bu işi beceremeyecek. oysa mevcut şartlar altında türkiye'de ocak veya haziran, elimizdekinden iyi bir kadro kurulması imkansız.

    hiç bir oyuncumuza kızmıyorum. bana gore tüm sorunların altında yatan sıkıntı taktik yetersizlik.

    bilemiyorum hocaya sihirli değnek değer mi? 2 sezon sonra özüne dönüp bu takıma düzgün top oynatır mı... şu kadroya kendisinden başka hangi teknik adam mevcut oyunu oynatıp tabeladaki puanı toplasa kovulmuştu.

    fatih terim artık şikayet etmemeli. talep de etmemeli. sadece kendi kariyeri için değil, galatasaray'ı cakallara yem etmemek için egosundan sıyrılıp adam gibi teknik adamlık yapmalı. elde un var, şeker var, yağ var. bize tek gereken aşçı.
  • 22090
    https://twitter.com/...117155633258496?s=20

    eğer yukarıdaki görüntüyü 5-0 önde olmadığımız herhangi bir maç daha verirsek bilin ki kendisinin hükmü tamamen sıfır. kendisi özelinde de değil. başında teknik adam olan bir takım bu görüntüyü veremez. ilk maçına çıkan teknik direktörsüz bir bal takımı böyle bir sahne yaşatabilir ama o kadar. bu seviye üzeri herhangi bir takımın buna hakkı yok.

    açın asporda 3 lig ekiplerinin kupa maçını izleyin. böyle bir an yok kardeşim. yoook. şu görüntüden o kadar utanıyorum ki vallahi yasal olarak bir geri dönüş sağlayabileceğimi bilsem kişi ve kurumsal itibarı zedeleme gerekçesiyle başvurup internetten toplattıracağım. yediremiyorum.

    bu video üzerinden iki gündür askerdeki bonzaici gencolar gibi onyekuru nöbeti geçiren renktaşlarıma da şaşıyorum. takımda kimse koşmuyor, hiç bir organizasyon yok. zerresi yok. kırşehir belediyespor'un yarısı kadar futbol oynamıyor. futbolun en temel kuralı olan koşuyu yapmıyor takım. bu oyuncuların kariyerlerini koşmadan yapmış olması mümkün değil herhalde. her maç eleştirilen (ki ben son pas tercihi harici çok faydalı buluyorum) babel'i hollanda milli takımında bir izleyin. oyuncularımız herhalde koşmayı unutacak kadar futbolu unutmadı. bu sistemsizlikte onyekuru değil salah, mane gelse ne olur!

    iki sene öncesinin beşiktaş'ı gibi yüksek maliyetli ve yaşlı kadro ile çöküş yaşamak istemiyorsak bu sene şampiyonluk şart. çözümün çok zor olduğunu düşünmüyorum ama antrenman fotoğraflarındaki gibi uzaktan dertli bakışlarla ve beylik laflarla çözüleceğine de ihtimal vermiyorum.

    bu saatten sonra belhanda'yı, feghouli'yi kesip çift forvet çıkmasının da benim için bir önemi yok. bunu daha sezon başlamadan öneren, şart koşan yazarlar var. hiç bir profesyonel futbol deneyimi olmayan sadece sempati besleyen insanlarla aynı yere hoca 20 puan kaybedip 3 ay sonra geliyorsa ne anladım bu işten.
  • 22092
    kendisinden şampiyonluk gibi bir beklenti içerisinde asla değilim. 8 kere şampiyon yapmış. son 2 sezonda şampiyonluk gitti galatasaray, bu sefer kesin battı dendiği anlarda bizi dipten yine terim çıkardı. sadece koşan, mücadele eden bir takım görmek istiyorum. gerçi bu iki şeyi yaptığında zaten terim yönetimindeki takım otomatikman şampiyon olur orası da ayrı bir mesele.*

    sahada kafası kesilmiş tavuk gibi yürüyen oyuncular değil, sadece diri ve belirli bir oyun sistematiği istiyoruz. çok bir şey değil. ayrıca bu aralar sürekli belirtme ihtiyacı duyuyorum. yine belirteyim: hocayı yedirmeyiz. gözlerinden ateş püsküren arkadaşlar yaşayan en büyük efsanenizi bu şekilde yedirirseniz ileride yedirecek dahi bir şey bulamazsınız.
  • 22093
    dere geçerken at değiştiren hocamız.

    rakibi ısıran boğan bir takım olma yolunda giderken, bir anda pas oyununa geçmeye çalıştık. 1.5 yıllık takım iş bilgisi bir anda değişti. şimdi de yeni sistemi deniyoruz.

    halbuki orta sahadaki oyuncular arasına hırslı, tempolu, dikine gidecek 2 tane adam yerleştirmiş, sağ açığa da basıp giden siyahi bir kardeşimizi getirmiş olsak, sağ ve sol bekleri de 1995-2000 model arası yeni kasalarla değiştirsek, bu sene namağlup şampiyonluk işten bile değildi.

    hocam bu at bize göre değil. binmeyelim buna, zaten ayağımız ıslandı derede, boşver. biz yapıştıralım melo gibi bir adam devre arası, iki üç takviyeyle de sahada basmadık yer bırakmadan rakipleri boğmaya devam edelim.
  • 22094
    burada kendisinin euro 2016da futbol görüşü olarak değiştiğini ve daha pasa dayalı temposu düşük bir oyun oynatmaya döndüğünü iddia eden bir yazı okumuştum, sahibini hatırlayamadım ancak ben bu görüşe katılıyorum ve hatta arttırıyorum. terim 3. döneminde drogba ve senijder takıma katıldığında oyununu büyük oranda değiştirmişti. hatırlayın içerideki schalke maçında yine benzer tatsız bir oyun, zar zor alınmış beraberlik ile gidiyorduk deplasmana.

    o dönem ligde oynadığımız özellikle deplasman maçları stoperlerin arasında paslasmalari, özellikle beklerin ciddi aksamaya baslamasina bağlı kanat kullanıminin düşüşü* selçuk yanına gelen drogba ve sneijderin takım temposunu iki tik aşağıya çekmesi derken oynadığımız oyun bir önceki mütevazi kadrodan çok daha kötü olmaya başlamıştı. ancak gerek drogba sneijder'in ekstra kalitesi gerek burak'in form grafiği gerek muslera selçuk melo gibi isimlerin istikrarı ile yine şampiyonluk almıştık.

    terim'in ayrıldığı sezon ilk 5 6 maçta savunma anlamında takım çok daha iyi olsa da gol atma konusunda günümüzü aratmayacak kadar kötü bir performans gösteriyordu. feda beşiktaş'ini drogba' nin iki goluyle yenmemiz dışında dişe dokunur bir 90 dakika oynamamıştik, ki real madridden 6 yediğimiz macin ilk devresi muhtemelen en son 'hakkını vererek' oynadığımiz 45 dakikaydi. eboue'nin gevsekligi dışında pozisyon vermemiş, birçok da gol pozisyonu üretip yararlanamamistik.

    neyse uzatmiyorum, benim aktif futbol takip ettiğim dönemler arasında euro 2008 macerası dahil terim sürekli olarak pozisyon futboluna dönmeyi deniyor. milli takımı çalıştırdığı dönemlerde hiç buna uygun bir oyuncu havuzu yoktu, keza 3. döneminde de bek ve stoperlerinin aşırı kötülüğü üstüne oyuncu tipi olarak hiç uymayan burak'in (u' özellikle 2013te hiç oynayamiyordu bu oyunu burak) oynaması pozisyon futbolunda başarılı bir deneme görmemizi önluyorudu.

    terim son milli takım macerası ardından kredisinin yüksek olduğunu farketti ve bu sistemin sağlıklı şekilde yürümesi için ne gerekiyorsa onu yapmaya başladı. yabancı sınırını esnetti, yerli teşvik sistemi getirdi*.
    birçok oyuncuyu ilk kez milli takıma çağırdı ve milli takımın günümüzdeki halini almasına öncülük etti. siyasi baskılar sonucunda euro 2016ya adam tayfayı götürmek durumunda kaldı ve tabiki arda'nin sabote ettiği takımda kendisi günah keçisi ilan edildi.

    günümüze gelirsek, kebapçı olayları sonrası milli takımdan ayrıldı ve 6 aydan kısa bir süre sonra tekrar galatasaray başına geçti.
    4. galatasaray döneminde de savunma öncelikli bir pas oyun oynatmaya başladı. bu oyun planında önce rodrigues, sonra onyekuru on plana çıktılar. 2. bölgede topla oynayan ancak 3. bölgeye hızlı giren bir takım hayal ettiğini görüyorum hocanın. ama as kadroyla değil, rotasyon yapılan maçlarda. ömerle, adem ile, emre ile andone ile oynadığı maçlarda bu planı görüyorum. nasıl ineceğini hala net bir taktikle cizmedigi belli olsa da, son bjk maçında 13. dakikada müthiş kontra atagimiz takımın, terim dahil, bilinçli olarak bir şeyler yapmadığını düşünmeme sebep oluyor.

    içeride büyük bir kriz var, ve bu bize yansıtılmiyor gibi hissediyorum. umarım yanılıyorumdur ve bu sadece terim'in formsuzlugudur.
  • 22095
    https://twitter.com/...522562071617538?s=19

    her mağlup olunan maç ardından günlerce üzülen, bu kulubün menfaatlerini her şeyin üstünde gören, kulube maddi manevi destek olanseyircilerin üzerinde en ufak bir hakkı varsa 1 kasım 2019 galatasaray çaykur rizespor maçında malum dansözcüleri kadro dışı bırakır. donk'muş, babel'miş, lemina'ymış zerre umurumda değil. bu seyirciler bu kulube maddi manevi her türlü destek oluyorsa bu eğlence meraklısı, alemlerin kralı futbolcular da biraz papucun pahalı olduğunu anlamak zorunda.

    madem adaletten bahsediyorsun, çık ve kılıcını çek hoca.
  • 22096
    galatasaray tarihinin en iyi kadrolarından birini beğenmeyip ocak'ta yenilemek isteyen teknik direktör. başarılı olmak için nasıl bir kadro istiyor bilmiyorum. muslerayla nzonziyi sivas'a ver onlar bile şampiyonluğa oynar. takımda oynayan oyunculara bak: muslera, nzonzi, seri, feghouli, lemina, babel, luyindama, falcao, marcao…. daha kimi almamız lazım?
  • 22097
    kağıt üzerinde tarihteki en iyi kadrolardan birisi olan takımı yöneten hoca. ancak kadro gerçekten sadece kağıt üzerinde iyi. pratikte ise birbiriyle bir o kadar uyumsuz parçalardan oluşuyor bu takım. he kadro mühendisliği konusunda ise şunu çok rahat söyleriz; kadro kurulurken fatih hoca neredeydi? bu kadar statik bir takım kurmak hangi akılların hizmeti? günümüzde futbolun en önemli parçaları, bekler ve kanatlar. göze hoş gelen futbol oynayan, kafaya oynayan takımlara bir bakın, kanatları ve bekleri uçuyor resmen. bizimkiler bırak uçmayı ne hücuma çıkıyor ne koşu yapıyor. bu kanat varyasyonları ile şampiyonluk bu sezon mümkün değil. umarım ocak ayında 2 kanat 2 bek olmak üzere 4 tane hareketli ve hızlı oyuncu alınır. fatih hoca’nın ocak ayı derken bunu işaret ettiğini umuyorum.
  • 22100
    1 kasım 2019 galatasaray çaykur rizespor maçına ilk 11'de belhanda ile çıkmayacağını düşündüğüm hocamız. eğer böyle bir hamle yaparsa bilin ki taraftar ile arasında sorun çıkartarak mağduriyet yaratıp en kısa zamanda istifa etmeyi planlıyordur.

    ben bu haberlerin tamamen taraftar ile hoca arasındaki gerilimi tırmandırmak amacıyla yapıldığını düşünüyorum. hoca bu kadar körü körüne bir oyuncuyu savunmaz. hele hele "bazılarına son şanslarını verdik" dedikten sonra.
App Store'dan indirin Google Play'den alın