18 şubat 2018 kasımpaşa galatasaray maçıyla belli oldu ki biz fatih terim’den normal şartlarda şampiyon olması çok zor olan bir kadroyu şampiyon yapmasını bekliyoruz. takımda galatasaray seviyesinde olmayan birçok futbolcu var. bazı futbolcular mental olarak çökmüş, formları çok düşük. çoğu aylardır para alamamış. sezon ortasında ndiaye takımı bırakıp gitmiş, yerine takviye yapılamamış. takım, bu kısıtlı kadroyla hem ligde hem de kupada devam etmek zorunda. ayrıca rakiplerimiz her hafta ağlayarak hakem desteğini alırken, biz sürekli haksız kararlarla mücadele ediyoruz.
carrosso, eray, tarık, hakan, ahmet, koray, latovlevici, donk, yasin, sinan… zaten kupada kullandığımız bu oyuncuları, aklı başında hiçbir teknik direktör zorda kalmadığı sürece güvenip de oynatmak istemez. geriye de belli bir seviyede olan
15 oyuncu kalıyor: muslera, nagatomo, denayer, linnes, serdar, maicon, mariano, fernando, belhanda, tolga, selçuk, feghouli, rodrigues, eren, gomis.
bu maç öncesinde,
denayer sakat.
fernando sakat.
belhanda cezalı.
mariano sakatlıktan çıktı, hazır değil.
geriye kalan 11 oyuncudan böyle bir kadro ortaya çıkıyor:
.......................eren.........gomis.......................
rodrigues.........tolga..........selçuk...........feghouli
nagatomo........maicon.......serdar..............linnes
.............................muslera.............................
deplasmanda bu şekilde oynarsak, orta sahanın çok zayıf kalacağı açık. öyleyse eren’i yedeğe çekip, çöp kutusundaki tek orta saha olan donk’u kadroya almak gerekli. maça aşağıdaki kadroyla çıktık ve bundan daha iyi bir kadroyla maça çıkmak imkansızdı.
..............................gomis...............................
rodrigues.........tolga..........selçuk...........feghouli
...............................donk................................
nagatomo........maicon.......serdar..............linnes
.............................muslera.............................
maça gomis’in bayılmasıyla başladık. fatih terim’in en büyük hatası, gomis’i çıkartmayıp oyunda tutmasıydı. gomis oyunda kalmak isteyince ve doktorlar da ‘’oynamasında sorun yok, hatta ayıldıktan sonra daha iyi oynarmış’’ diyince ilk yarıda oyunda tutup şans vermek istedi ama aslında sahada on kişi kaldık. elimizdeki tek idare eder yedek olan eren, büyük ihtimalle devre arasında gomis’in yerine girecekti ve sistemde değişiklik olmayacaktı. kasımpaşa’nın penaltı kazanması, maçın kırılma anı oldu. devre arasında iyi futbol oynayarak ve 1-0 önde girecekken, hem serdar'ı kaybettik hem de skorun eşitlenmesiyle bir kez daha gol bulmak zorunda kaldığımız bir duruma düştük. fatih terim böylece maç sonunda anlattığı ikileme düşmüş oldu. ya serdar’ın yerine ahmet çalık’ı alacak, ya da eren’i oyuna alıp, donk’u stopere çekecek ve 4-4-2’ye dönecekti. fatih terim, maçın boyunca yaptığı tek hataya devam etti ve gomis’i oyunda tuttu, ahmet çalık’a güvenmedi ve yediğimiz gol nedeniyle de risk alıp, maçın başında tercih etmediği 4-4-2 sistemine geçmeyi tercih etti.
ilk yarı kendinde olmayan gomis’e rağmen iyi oynayıp birçok pozisyon bulan takım, aynı taktikle ikinci yarıda da golü bulabilirdi. eğer fatih terim hiç taktiğini bozmayıp maçın başında gomis-eren değişikliği, devre arasında da serdar-ahmet değişikliği yapsaydı ve feghouli’yi de yine altmışıncı dakikada sinan ya da yasin ile değiştirseydi bu maçı kaybetmeyebilirdik diye düşünüyorum. zaten eren’i maçın başında almış olsaydı, devre arasındaki ahmet/eren ikilemine de hiç düşmeyecekti. herşeye rağmen fatih terim’de çok fazla suç bulamıyorum çünkü deplasmandaki bir maçta, zaten sıkıntılı bir kadroyla ve 11-12 kişi ile kurduğu takımda, maç içerisinde gomis’in bayılması ve çıkmak istememesi, hakemin uydurma penaltısı, serdar’ın sakatlanması, tolga ve feghouli’nin çok kötü oynamaları üst üste gelince kazanmak hiç kolay değildi.