fatih terim’e yapılan bu saldırılara katılmıyor ve maksatlı buluyorum. oyundan değil, şahsından hareketle eleştiri yapıldığını düşünüyor ve bunlara gerek yok diyorum. bu tutum sonuç olarak galatasaray’a zarar veriyor. oyunla ilgili eleştirirlerinizi yapmanız ve gerekçelendirmeniz halinde sizi ciddiye alır tartışırım. aksi halde üzgünüm...
18 şubat 2018 galatasaray kasımpaşa maçında benim de iki eleştirim var. önce onları izah edeyim ama yenilginin asıl nedeni kesinlikle bu yanlışlıklar değil. onu daha sonra izah edeceğim.
ilk eleştirim, sırf forma adaleti kriterine takılarak mariano yerine linnes’i oynatması çok yanlıştı. hadi ilk onbir başlattı bari 60-65’de değiştirmeliydi. çünkü mariano kapalı defansları aşmada çok daha yetenekli ve tecrübeli. maç sırasında yazdım bunu ama aceleyle yazdığım ve formata uygun olmadığından anında! silindi. (maç esnasında 20 saniyede silinmesi de ilginç)
aslında linnes kötü sayılmazdı ama yaptığı o kadar ortaya rağmen tek bir isabet kaydedemedi. sadece onun için daha tecrübeli mariano 60’tan sonra girse maçı alabilirdik.
ikinci eleştirim ise fatih terim’in çift santrafor takıntısı. günümüz futbolu, özellikle rakip zayıf değilse çift santraforu asla kaldırmıyor. hele deplasmanlarda iyice sırıtıyor bu durum. o nedenle serdar aziz’in yerine eren’i alması ve de orta sahanın en iyisi donk’u stopere çekmesi bence yanlıştı. çünkü maçı izleyin, eren girdikten sonra oyun üstünlüğü kasımpaşa’ya geçtiği gibi, eren’in de çok bir etkisi olmadı.
gerçi terim maç sonu konuşmasında kısmen bu eleştiriyi kendi kendine yaptı ama bunun çift santrafor oynatma fikrinden kaynaklandığını itiraf etmedi ve zaten edemezdi de.
şimdi gelelim maçı kaybetmemizin asıl nedenine. maç öncesi yazdığım (bkz:
#2353205) entrymde belirttiğim gibi kasımpaşa bu maça farklı çıktı. 2013/2014 sezonunun ikinci devresinde kasımpaşa bizi asy’de dörtlemişti. eğer fatih terim yerine örneğin tudor ile çıksak bu maça kasımpaşa bizi yine dörtleyecekti. bundan hiç şüphem yok. çünkü olağanüstü diriydiler ve pusuda bekleyen tetikçi bir hakem vardı. beşiktaşlı turgay ciner’in beşiktaş’ın puan kaybettiği haftada bunu yapması zaten beklenirdi ama her şeye rağmen ilk yarıdaki oyun anlayışımızla kasımpaşa’yı yenebilirdik.
serdar aziz ve tolga ciğerci’nin ayaklı bomba oldukları ve her an hata yapmaya müsait oldukları artık iyice anlaşılmıştır. ancak buna rağmen maicon’un yanına koyacak ikinci bir stoperimiz yok. denayer diyoruz ama sık sık sakatlanan cinsinden o da. başka çare yok, donk’u oraya çekmek zorundayız. fernando geldiğinde de yanına çaresiz selçuk ya da tolga ile devam etmeliyiz diye düşünüyorum. ndiaye’nin orta sahaya direnç kattığı ve topu ileri taşıdığı için bizim için kritik öneme sahip olduğu son iki deplasman maçında çok net olarak ortaya çıktı. ama dursun’un saçmalıkları yüzünden içine düştüğümüz borç sarmalı nedeniyle sattık adamı. o zaman fatih terim’e iki şey yapmak düşüyor. birincisi, serdar aziz ya da denayer’in (sakatlıktan dönebilirlerse) formunu yükseltmek ve yine orta sahada fernando donk ikilisini kullanarak rakiplere üstünlük sağlamak. donk’u stoperde kullanacaksa da tolga ya da selçuk inan’ı oynayacak seviyeye çıkarmak. çünkü önümüzde gerçekten zorlu maçlar var ve bunları geçersek şampiyonluk şansımız çok artacaktır.
bendeniz donk-maicon ikilisi ve marian-nagatomo bekleriyle oynanması gerektiği kanaatindeyim. çünkü yüksek toplardan çok gol yiyoruz ve donk buna ilaç olabilir. diğer bir nedeni ise serdar ve denayer’in sakatlık risklerinin yüksek olması. orta sahada ise fernando’nun yanında oynayacak oyuncunun formunun çok yüksek olması gerekir. ilk tercihim her şeye rağmen tolga, ikincisi selçuk. çünkü selçuk savunmada sıfır ama daha iyi top kullanıyorken, tolga savunmada iyi lakin top kullanırken zayıf. bir de tolga gereksiz yere hatalı paslar yapıyor. ancak selçuk’un aşırı savunma zaafı, güçlü takımlara karşı bizim için daha büyük handikap olduğundan tolga diyorum. (burdan hareketle nispeten zayıf takımlara karşı selçuk da kullanılabilir.)
(bkz:
18 şubat 2018 galatasaray kasımpaşa maçı)