resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:Al-Shabab
Yaş:71
Uyruk:Türkiye
  • 26676
    adı geçenlerle rakip bile değiliz sözü çok güzel bir slogan olarak kullanıldı ama bu bakış açısında bir yanlışlık var. yani adı geçenleri bile rakip olarak görmeyen bir teknik direktör, alanyaspor'u kasımpaşa'yı ne kadar ciddiye alabilir? ne kadar hazırlanır onlara karşı? hocam sen kimseyi rakibin olarak görmeyebilirsin ancak herkes seni rakibi olarak görüyor ve sana karşı köpek gibi hazırlanıyorlar. ve seni çözdüler de. bilhassa yeni nesil hocaların senden istediklerini alma konusunda pek zorluk yaşadıkları söylenemez. yani sana karşı herkes gelip oynuyor. istediğini de alıp gidiyor. artık yılmaz vurallar, hikmet karamanlar, mesut bakkallar pek kalmadı. hani daha avrupa'daki çaylaklara girmedim. * * * tr'deki genç hocalardayız henüz. hani böyle karşılaşmalarda insan biraz hoca faktörü gibi şeyler bekliyor ister istemez. o maçta bunun hatasından golü yemiştik, şunun kaptırdığı toptan gelişen ani atakla gol attılar, hakemin yanlış kararından sonra dönen top gol olmuştu, haftada iki maç yapıyorduk, takım yoruldu hoca ne yapsın :/ gibi bahanelere sığınarak bir yere varamıyoruz. ocakları temmuzları bekleyerek de bir yere varamıyoruz. hoca faktöründen de bir beklentimiz kalmayacaksa kapatıp gidelim zaten.
  • 26678
    hocayı seviyorum, kendisine büyük de saygı duyuyorum. bana kalırsa türk futbolunun yetiştirdiği en büyük futbol insanı. şenol güneş ya da mustafa denizli de hocalık becerileri açısından en az onun kadar yetkin teknik direktörler fakat hiçbirinin vizyonu, cesareti ve saha dışını da yönetme kabiliyeti fatih hoca kadar kuvvetli değil. bu açıdan, fatih terim türk futbolunun en ilginç ve kendina has figürlerinden de biri. bir başka şenol güneş gelir belki ama bir başka fatih terim gelmeyecek. zaaflarıyla, hatalarıyla, doğrularıyla fatih terim film kahramanı gibi bir adam.

    hiç kuşku yok ki yaşayan en büyük galatasaray efsanesi. galatasaray'a kattıkları açısından belki ondan daha büyüğü yok. heykelinin dikilmesi için geç bile kalındı.

    bununla beraber, her şeyin bir sonu var. bir gün geldi, metin oktay futbolu bıraktı. belki fatih terim'in de veda etmesinin günü gelmiştir. hoca hâlâ şampiyon olabilir, olamaz demiyorum fakat eskisi kadar heyecan duyduğunu sanmıyorum teknik adamlığa dair. ne erol bulut, ne çağdaş atan, ne okan buruk ondan iyi hocalar ve belki hiçbir zaman onun seviyesine bile yaklaşamayacaklar ama günümüz futbolunun doğrularını yapıyorlar. hoca ise günümüz futbolunun doğrularını, standartlarını gerçekleştirmeden yüksek yetenek, oyun zekâsı ve haliyle bütçe isteyen bir oyun kurmaya çalışıyor. fakak her ne oynayacaksan oyna, önce diri futbolculara ihityacın var. tekniğe o kadar yatırım yapıyor ki, elinde olsa hagi'ye yeniden forma giydirecek gibi... halbuki futbol artık arda turan için bile çok genç. hoca, pasta yapmadan çilek koymak istiyor.

    bunu söylediğim için çok üzgünüm fakat devre arasında ya da sene sonunda fatih terim'in artık ceketini asması gerektiğini düşünüyorum. umarım bu yönetimin yerine gelecek yönetimde yer alır, vizyonu ve tecrübeleriyle galatasaray'a katkı sunmyaı sürdürür. doğrusu, hocayı galatasaray'ın futbol şubesini idare ederken görmek isterim. tesisleşme, altyapının gelişimi gibi konulara çok kafa yorduğu belli. kulübü baştan dizayn edebilecek, yeniden avrupai bir hale sokacak ve bunu yaparken başarısızlık için kredisi olacak başka bir isim daha yok.
  • 26679
    yaşayan galatasaray efsanesi. şuan işler istediğimiz gibi gitmiyor. bu sebeple ben de bir çok konuda fatih hocayı eleştiriyorum kim bilir belki bu sezon da şampiyon olamayız... ama kocaman bir ama var bu adam galatasarayın yakın tarihinde ciddi rol almış, kendini defalarca kez kanıtlamış adeta bu işin kitabını yazmış bir efsane fatih terim. yani sezon içinde formsuz olma, hata yapma kredisi yok mudur? transferde hata kredisi yok mudur? benim fatih hocamıza güvenim tam. bu sezon şampiyonluktan kopsak bile bende kredisi bitmez.
  • 26680
    galatasaray efsanesidir, türk futboluna adını yazdırmıştır bunlara hiçbir itirazım yok fakat galatasaray taraftarını üzen nokta kaybetmek değil kaybederken ortaya hiç bir şey koyamamak örneğin süper finalde fenerbahçe’ye ali sami yende 2-1 kaybettiğimiz maç çok iyi oynamıştık kimse o maçta fatih hocaya kızmadı, yenilirken bile sahada kabullenemeyen bir oyun anlayışı vardı galatasaray’ı büyük takım yapanda budur zaten 10 kişi de kalsa sahada onu göstermesidir, yeri geldiğinde mersin idmanyurdu maçındaki gibi hakem hatası da olsa teknik direktörün tribünde de olsa o maçı çevirmektir. özellikle son 2 yıldır en büyük sorunumuz bu şampiyonlar liginde galatasaray gibi oynadığımız tek maç lokomotif moskova maçı üzerinden kaç avrupa maçı geçti, ligde özellikle evimizde çok iyi puanlar toplarken pandemi nedeniyle ondan bile mahrum kalıyoruz, son dakikalarda defansa gömülüp gol yemeyi bekliyoruz. geçen sezon ligin son haftalarında yediğimiz goller ders olmamış demekki yenilgilerden hiç ders almıyoruz. fatih terim deyince insanların aklına gelen ilk şey pres futboludur, rakibi boğmak ve hücum etmektir, son dönemde bunu göremiyoruz rakip elini kolunu sallayıp orta sahayı geçiyor atak sonuçlandırıyor, kalecin uzun vuruyor tekrar geliyor, pres yapan kimse yok, aksine rakipler bize ne zaman pres uygulasalar biz başarısız oluyoruz. üçüncü bölgeye geçmekte zorlanıyoruz, son bir buçuk senelik performansında kendisi yerine hamza hamzaoğlu, riekerink, tudor, rijkaard, skibbe gibi isimler olsaydı on defa kovulmuştu, gitmemesinin nedeni galatasaray efsanesi olmasından geçmişte yaptıklarından kaynaklı ama ben sahada bir takım göremiyorum. tamam orta sahamız berbatta kasımpaşa’nın orta sahası bize üstün gelmesin, alanyaspor’un orta sahası bize üstün gelmesin buna bir çözüm üretilsin. ligde defans hattı hem genç hem dinamik olan tek takımız beşiktaş, fenerbahçe, trabzonspor, başakşehir hepsine göre defansımız daha iyi, orta sahada eksiğimiz olsa da bam üçlüsünü gören bizler için lig için yeterli olduğunu düşünüyorum, forvet hattında falcao-diagne ikilisi mevcut, üçüncü bölgede oynayabilsek toplamda çok rahat 40-50 gol barajını geçerler. son üç lig maçında yani fenerbahçe, kasımpaşa ve alanyaspor maçında rakip ceza sahasında “ulan bu da kaçar mı?” dediğimiz pozisyon olmadı, bırakın pozisyonu rakip ceza sahasına toplasanız 10 defa girememişizdir. alanyaspor’a karşı iki defa kalabalık geldik rakip ceza sahasına girdik birisi penaltı oldu, diğerinde gol attık var iptali oldu. küme düşmemeye oynayan bir takım gibi oynuyoruz kısır futbol, denge oyunu ben bunu kabullenemiyorum. bu oyun anlayışını değiştirmeyecekse yollarımızı ayırmamız gerektiğini düşünüyorum.
  • 26682
    teknik direktörlükten tamamen emekli olana ve galatasaray'da ya da federasyonda üst düzey bir görev alana kadar galatasaray'ın teknik direktörü olarak kalması gereken hocamız. ben sıkıldım artık her yeni hocanın başının üstünde giyotin gibi sallanmasından. ne hoca rahat edebiliyor, ne futbolcu ne de taraftar. kendisi "artık tamam" deyip üst düzey bir görev aldığında, çünkü emekli olsa da o giyotin sallanır, yeni bir teknik direktör konuşabiliriz.
  • 26683
    galatasaray'ın efsanesi olan ve hep öyle kalacak olan teknik direktörümüz. ama realist olmak gerekirse eski hoca değil, bilhassa bu son dönemi incelendiğinde. kendini güncelleyemediği gibi, modern futbola ayak uyduracağım diye kafayı taktığı pas oyunu ile takımın 1 sezonunu hiç etti. üstene yönetimin başarısızlıkları da eklenince sonucun bu olması kaçınılmazdı. hoca artık 67 yaşında, önümüzdeki sezon 68 olacak. alex ferguson bile 72'sinde emekli olmuştu. demem o ki teknik direktörlük açısından pekte uzun bir gelecek kendini beklemiyor. yerinde olsam bu sezon bırakır ve camianın içinde başka görevler almaya odaklanırdım.
  • 26684
    entry itibarıyla son üç yıldır takıma oynattığı ne olduğu belirsiz bir sistem ve leş oyunuyla takımı ve oyuncuları enkaz haline getirmiştir.
    milletin teknik direktörü futbolcuları parlatırken hocamız sağ olsun bitirme üzerine odaklı bir sistem uyguluyor. yüzlerce futbolcu geldi geçti, hepsi mi kötü, hepsi mi kabahatli, yahu senin hiç suçun yok mu? aldığımız her futbolcu bu ne idiği belirsiz sistem içerisinde yok olup gidiyor, değerleri 5 iken 1'e düşüyor. kendi kendine "bu ne biçim leş futbol, belli ki bu sistem yürümüyor/yürümeyecek demiyor musun hiç?" bu neyin kibridir, 3 yıl oldu bu sistemin tutmadığını ve tutmayacağını hala anlamadın mı? sistem dedim ama lafın gelişi, hocanın ne oynatmaya çalıştığına dair hiçbir fikrim yok.
    gelmişsin 70 yaşına tecrübe kazanacağına gittikçe geriye gidiyorsun, her senen bir öncekinden daha kötü. 30 sene öncesindeki gibi ağır ağsak bir oyun izletiyorsun bize, günümüz futbolunda senin kafandaki bu oyuna yer yok. bireysel yeteneklerle maçı götüremezsin; 1 olur, 2 olur, dahası olmaz.
    yönetim suçlu, futbolcu suçlu, taraftar suçlu, hakem suçlu, medya suçlu, o suçlu, bu suçlu.
  • 26686
    (bkz: 19 ekim 2020 galatasaray alanyaspor maçı)

    bu maçtan sonra takımın halini ve mevcut yönetimin halini gördükten sonra hala istifa etmemen sana yazar hocam. galatasaray'da bazı şeylerin değişmesini istiyorsan, galatasaray'ın iyiliğini istiyorsan, ''büyük galatasaray taraftarı beni tekrar galatasaray'da görmek istedi ve galatasaray'a geldim. tüm taraftarlarımıza teşekkür ediyorum. ancak mevcut takım ve yönetim ile galatasaray'ı daha ileriye götürebileceğimi düşünmüyorum. bu saniyeden sonra galatasaray'da kaldığım her saniye galatasaray'a zarar vereceğinden, görevimden istifa ediyorum. herkese teşekkürler.'' deyip görevinden istifa etmen gerekiyordu. hala daha takımın başında durup devam ettiğin sürece, takımın bu durumunda, sende en az yönetim kadar suçlu konuma geçersin hoca kusura bakma.
  • 26687
    dördüncü döneminde, yani yaklaşık üç yıldır sahada oyun adına hiçbir şey vaat etmeyen bitik bir bir takım yaratan, artık yetersiz bir teknik direktör.

    kendisi geldiğinde şampiyon olduğumuz iki sezon dahil hiçbir sene sahada belirli bir oyun planı yoktu. yani şampiyon olmamız tamamen rakip takımların kalitesizliği ve aptallıklarıyla doğrudan alakalı. şu ligde birazcık dişli, birazcık ne oynadığını bilen istikrarlı bir takım olsun, fatih terim'li galatasaray'ın en ufak şansı kalmaz. görüldüğü üzere kalmıyor da zaten.

    şu 3 senede eline zaman zaman iyi zaman zaman ortalama kadrolar verildi. kötü kadro ise hiç verilmedi. bazen avrupa için yetersizdi veya yönetimin iş bilmezliğinden eksik bölgeler de oldu fakat şu gerçek hiçbir zaman değişmeyecek, türkiye süper lig takımlarının kadrolarından her zaman çok üstünde bir ekiple çıktı maçlara. ne yazık ki 10 kat fazla maaş bütçesine sahip kadrolarla türkiye liginin vasat altı takımlarına bile istikrarlı bir üstünlük kuramadı şu üç senede.

    yönetimi sabaha kadar eleştirelim. bana göre çok yetersiz ve amatör bir yönetim var başta. oyuncu alamıyorlar satamıyorlar. alt yapıdaki yetenekli gençleri düzenli oynayabilecekleri şekilde kiralayamıyorlar, adamları çürütüyorlar. kurumsal iletişim diye bir şey zaten yok. vs vs. bir çok şey yazılabilir. başkan tüm iyi niyeti ve galatasaraylılığıyla sağlığından olma pahasına çalışsa da ve kendisini çok sevsem de bu yönetimle bu iş olmaz. kurduğu ekip facia bir kere. balık baştan kokar.

    tamam yönetimi eleştirelim de, terim'in ne yaptığı belli olmayan oyun anlayışı her çuvalladığında yönetime vurması da tam bir yetersizliği gizleme çabası değil midir? eyvallah hadi avrupa için eleştirmeyelim. çok bariz bir fark var orasıyla aramızda. aslında avrupa'da bile ne kadar fark olursa olsun sahada ne yaptığı belli olan bir takım görmek istememiz de çok normal ama hadi girmeyelim oraya. şu berbat türkiye ligindeki 2-3 takım hariç hangisinin kadrosu seninle benzer düzeyde. normal şartlarda bir planı olan, taktik bilgisini sahaya yansıtma becerisine sahip bir hoca şu kadrolarla ligde her sene fark yaratıp tepeye oynar.

    her şeyi geçtim, 10 maç okan'a sabredemedin kasımpaşa'nın yedek kalecisine kaleyi emanet ettin. okan'ın yaptığı hataların 10 katını altay yaptı fenerde. şu an altay'ı görüyoruz. gençler gençler dedin, daha bir kere şans verdiğini görmedik 3 sene boyunca. ozan kabak bile zorunluluktan oynadı! emin bayram hakeza öyle.

    taraftarın gözünde maalesef sonsuz bir kredisinin olduğunu bildiğinden, tüm hatalarını ve buna bağlı gelişen olumsuz sonuçları bir şeyleri bahane ederek saklamaya çaışıyor. nereye kadar böyle devam edecek? her bahane ürettiğinde "vardır hocamın bir bildiği, hocam doğru söylüyor" diyen tipler ortaya çıkıyor. ne kadar acı.
  • 26690
    burada deli gibi eleştirdiğimiz ancak canımızdan çok sevdiğimiz efsanemiz.
    hoca bugünlere bir günde gelmedi. her önceki gelişinin kendinde bıraktığı izler oldu. son geldiğinde ise yine binbir söz söylendi, bir şekilde 2 şampiyonluk yaşadık ancak bazı durumlar bugünlerin habercisiydi. hoca çıktı konuştu, lafını söyledi, cezaları yedi, yine konuştu yine cezaları yedi, saha kenarında dayanamadı bağırdı cezaları yedi. kafasını sahaya vermesini engelleyecek çok olay yaşandı.
    maalesef hepsinin de etkisi oldu. transfer durumları zaten hepimizim malumu. eli kolu bağlı. artık elindekiyle sihir yapması bekleniyor, geçen sezon da aynılarını yaşadık.
    ancak hoca da çok şey yaşadı, babasını kaybetti, yaşı gereği daha duygusallaştı ve maalesef eski rijit hali yerine daha ılımlı bir hoca oldu.
    maç (bkz: 19 ekim 2020 galatasaray alanyaspor maçı) sonu röportajında babel'in pozisyonunu kabullenmesi, daha öncesinde 2 parça yayınlanan röportajı bile hocanın artık bazı şeyleri eskisi gibi hırs yerine sükunetle çözmeye çalıştığını gösteriyor.
    bilmiyorum nasıl olur ama çevresinde onu sevenler varsa acilen eski fatih terim'i göstermeleri gerekiyor.
  • 26691
    terime kızalım, eleştirelim ama gerçeklerin de farkında olalım.

    4. döneminde 3.senesi. şimdiye kadar hiç isteği doğrultusunda transfer yapamadı, elinde ne varsa bir kalıba uydurmaya çalıştı.

    forvetsiz oynadı, sinan gümüşle1 dönem geçirdik. sonra adam ilerde top tutan biri olsun diye yalvarırken, transferin son günü diagne alındı ki kendisi istemiyordu.

    sonra falcao alındı ki onu da istemiyordu. hasan şaşın açıklaması var istemediklerine dair.

    sonra, eline iyi kadro verildi diyoruz*, eline verilen kadronun yarısı kiralıktı, neredeyse yeni transferlerin tamamı son gün takıma katıldı. gelenlerin hiç biri hazır değildi, hazır olmaları aylar aldı.

    sonra orta saha istedi.* alınmadı. taylanı devşirdi. taylan elinden geleni yapıyor ancak toplu becerileri, özellikle oyun kurması çok iyi değil.

    hatta defans da istedi o da alınmadı. donk sezonu bitmiş ne yazık ki.

    kanat da istedi. kanatlarda feghouli babel arda ile sezona girdik. gençlerimizin ilk 11 seviyesinde olmadığını düşünüyorum, yani bu üçlüden daha kötü olamazlar değil, daha iyi durumda değiller düşüncesindeyim.

    keşke hocamıza sabit bir kadro verilse. mesela şu anki kadroya ek; net, iyi tartışmasız bir kanat, bir tane tartışmasız problemsiz orta saha olsa. üstüne de istediği pivot forvet. bir de öyle görsek gerçekten çağ dışı mı kalmış.
  • 26693
    artık aklını sahaya vermesi gereken kıymetlimiz.

    ben çok iyi anlıyorum kendisini; istediği adamlar alın(a)madı, istediği kadro kurulamadı, o oldu, bu oldu, şu oldu, 50 tane negatif şey sayabilir bizim bildiğimiz veya bilmediğimiz.
    ama artık tren kalktı perondan, artık yola çıktık geçmişe kilitlenip; ama o olmadı, bu olmadı, şu olmadı demenin hiçbir şeye çaresi yok, aksine mazeret yaratmak olur bu.

    hocanın artık kolları sıvayıp mutfağa girmesi lazım. ben de isterim unumuz olsun, italyan salamımız olsun, ithal mozzarella peynirimiz olsun, dalından taze koparılmış fesleğenimiz olsun, hakiki zeytinyağımız olsun, olsun da şöyle şahane bir pizza yapalım. ama maalesef yok; dolabın kapağını açıyoruz bakıyoruz 3 tane yumurta, azıcık bayatlamaya yüz tutmuş sucuk, biraz tereyağı biraz da dünden kalmış ekmek var, pizza yapamayız, sahanda sucuklu yumurta yapmamız lazım, iyi olur kötü olur o başka bir şey.

    hoca inatla mutfağındaki malzemeye uymayacak yemek pişirmeye çalışıyor, bu inadından vazgeçmesi lazım; hem kendine hem takıma, hem de (ve en çok da) taraftara zarar veriyor. artık elimizdeki kadroya ve oyuncu grubuna göre sahaya çıkmamız, ona göre dizilmemiz, ona göre bir taktikle oynamamız lazım, başka çaremiz yok.
  • 26694
    --- alıntı ---

    kral dondurucu bir kış mevsiminde gecenin soğuğunda nöbet tutan muhafıza sordu:
    – üşümüyor musun?
    muhafız:
    – "alışığım sayın kralım" dediğinde
    kral:
    – "olsun, sana sıcak tutacak elbise getirmelerini emredeceğim" dedi ve gitti.
    ancak bir süre sonra içeri girdiğinde emri vermeyi unuttu...
    ertesi gün duvarın yanında muhafızın soğuktan donmuş cesedini gördüler, duvarın üzerinde şöyle yazılıydı:
    "soğuğa alışkındım; fakat senin sıcak elbise vaadin beni öldürdü..."

    --- alıntı ---

    soğuğa alışkındık be hocam, senin sıcak elbise vaadin bizi öldürdü...
  • 26695
    başarılı olduğu dönemleri incelediğinizde yönetim ile sıkı sıkıya bağlı olduğunu göreceğiniz teknik adam.
    gelin görün ki sayın mustafa cengiz'in son açıklamalarına baktığımızda içeriden kötü kokular geliyor.
    https://twitter.com/...804059067981825?s=19

    fatih terim'i herkes tanır, gerek milli takımda, gerek galatasaray'da hatta milan'da.
    bu yönetim altında kafasını sahaya verip başarılı olması mümkün değil.
    maalesef her zaman ki gibi balık baştan kokuyor. yine dananın kuyruğunun kopacağı yere gelmiş durumdayız.
    ama bu sefer umarım fatih terim değil yönetim değişir.
  • 26696
    bize göre oldukça yaşlı olan fenerbahçe 90 dakika tempo yapıyorken biz neden sahada dökülüyoruz kendisine sorması gerek.

    bu arada 19 ekim 2020 galatasaray alanyaspor maçı için konuşmuyorum çünkü maçın 2. devresi 10 kişi olmamıza rağmen fiziken ezilmedik. hatta belki rakipten iyidik. 2. devreye 2 doğru değişiklikle başladı. ama maç sonunda dinamik ve hızlı adamları çıkarıp arda, donk ve diagne'yi alarak kendi elleriyle maç verdi.

    artık bahane değil ilk dönemindeki gibi iş üretme vakti.
  • 26697
    elindeki kadro ile bir şeyler yapmasını bekleyen daha çok bekler. bu kadro ile bir şeyler dahi yapamazsın. özellikle ön taraf ile. eleştirilecek nokta şuan ki oynanan oyun değil şuan ki kadro. nasıl bir kadro kurabilirsin diye saatlerce tartışılması gerekiyor. ancak kadro kurmakta da bir tek kendisi sorumlu olmadığı içinde içi boş bir tartışma olacak.

    bu adam geçen sene 10 yılın en iyi futbolunu oynatabiliyorken şimdi futbolu unutmadı. bir transfer döneminde ne erol bulut kadar, ne de tudor kadar para harcandı kendi döneminde.

    bugün alınamayan forvet transferlerini yazsam diagne+falcao nere onlar nere diyeceksiniz. bugün oynadığı oyunda pas futbolu elzem. hadi değiştir bunu desen ön tarafın yetersizliği seni değişimini engelliyor üzerine şuan ki pas oyunu da hem ön tarafın yetersizliği hemde ortasaha yetersizliği yüzünden de oynayamıyorsun.

    kısaca en başta ki duruma geliyoruz. olay oyun değil artık olay oyuncu grubu. oyuncu grubunu kökten değiştirmediğimiz sürece bir sonraki sene de aynısını göreceğiz.
  • 26698
    kadro kötü diye eleştirmekten imtina edilen hocamız.

    kadronun iyi olduğunu falan iddia etmiyorum.

    peki bu kadro vasat bir anadolu takımı kadar bile top oynayamazken hâlâ kadro kötü demek ne kadar doğru? kimse artık şl ya da al başarısı da beklemiyor ki. kıçı kırık kasımpaşa seni eziyorsa artık kadro falan demek hiç mantıklı değil.

    başarı nasıl hocanın ise başarısızlık da kendisinin. başarısızlıkta ek olarak yönetimin de payı var.

    iki taraf da artık istifa etmedikleri her an ile kulübe verdikleri zararı artırıyorlar.

    başımın üstünde yeri var ama artık olmuyor hocam. güzel 2 sene geçti, devamındaki bir sene de senin güzel canın sağ olsun, hatta bu sene de al batır hiçbir şey demem ama o ruhsuz takım ve senin kenarda somurtkan hâlin inan ki yoruyor beni. şu durumda başarı mümkün değil, gerek yok hani artık.
  • 26699
    düşünün, karnınız acıkmış, bir lokantaya gitmişsiniz. lokanta da türk lokantası, öyle afilli, başkalarının gidip sizi içeri almadıkları gıpta edilen uluslararası avrupa restoranlarından değil. bildiğimiz, annemizin yemeklerini yapan lokantalardan.

    eh paranız da o kadarına yettiğinden bir kuru fasulye pilav söylüyorsunuz. yemek bir geliyor, pilav pişmemiş, pirinçler takır takır. fasulye deseniz soğuk, ısıtmamışlar. "yav bu ne biçim iş?" diyorsunuz, aşcıbaşı diyor ki "e benim istediğim malzemeleri almadı lokanta sahibi, bu malzemeler ile bu kadar."

    "e zaten ben de şatobriyan ve mayonezli levrek istemedim ki? şu fasulyeyi bir ısıtsaydın bari bana vermeden" diyecek oluyorsunuz, aşcıbaşının etrafındaki insanlar "şefimin elinde biraz havyar ve ıstakoz olsa, o zaman gör sen ne yemekler yapardı ah" diye aşcıyı savunuyor hala.

    üç senedir tek istediğimiz şu, yemeği biraz ısıtın, pilavı bir on dakka daha pişirin bari karnımız doysun. yok, anlatamıyoruz.

    fatih terim efsanemizdir, diye bitireyim de fazla ofsayt almayayım.

    işin şakası bir yana, malesef kendisinin teknik direktörlükle bir alakası kalmamış, veya teknik direktörlüğün onunla bir alakası kalmamış. şu saatten sonra sadece kendi kredisi ve imajından yer, bu da en çok onu seven bizleri üzer. yarısı yaşında hocalar kendisine ders verir oldu, o almadığını iddia ediyor, ama o dersler şamar gibi bizim yüzümüze iniyor.

    kendisinin neden hiç yannda yardımcı hoca yetiştirmediği, iyi bir ikinci adam barındırmadığı sorusuna cevap da bu yaşadığımız günler. ne kadar başarısız olursa olsun, alternatifsiz kalsın diye.

    başkan mı olacak, yönetici mi olacak, karar versin, yoksa yakında olay çıkacak, o gemi de kaçacak.
App Store'dan indirin Google Play'den alın

Güvenlik hatası! (Ref)