resim
Eric Maria Lambertus Gerets
Görev:Teknik Direktör
Takım:Kariyer Sonu
Yaş:69
Uyruk:Belçika
  • 652
    2-3 sene önce "çok ağrılarım var, hastalığım hayatımı olumsuz etkiliyor" diye bir açıklama yapmıştı. kendisinin kanser hastalığı vardı bu yüzden teknik direktörlüğüde bırakmıştı. hastalığı şu an hangi evrededir bilemiyorum muhtemelen ileri durumdadır bu sebeple büyük ihtimal kendisi davetimizi geri çevirmek zorunda kalmıştır. çünkü eric gerets gibi bir ismin sami yen' e çağırılmamış olması mümkün değildir. gönül ister ki tekrardan sağlığına kavuşsun ve onu bir kez daha sami yen'in çimlerine ayak basarken görelim.
  • 653
    ismini ne zaman görsem denizlispor- fb maçının son dakikalarını ali sami yen'deki tüplü tv'den izleyişi aklıma geliyor. o sıkıntılı dönemde bizi şampiyonluk yaparak baya bir nefes aldırttı. daha sonraki sezon saçma transferler yüzünden başarısız oldu ve gitti. fatih terim'in olmadığını bir galatasaray'da her zaman tercih edeceğim biri.
    19 mayıs 2019 galatasaray-başakşehir maçında kendisini görürsek çok manidar ve güzel olur.
  • 654
    kadro kalitesi-performans bakımından 2001-2002 lucescu' dan sonra 2005-2006 sezonunda galatasarayımıza en iyi futbolu oynatan eski teknik direktörümüz.

    2005-2006 sezonunda alex, anelka, appiah, aurelio, luciano, nobre gibi yabancıları bulunan fenerbahçe' ye, saidou, iliç, song, tomas gibi oyuncularla kafa tutmuş, kadrosundaki tüm oyuncuları maksimum verim alabilecek şekildeki taktik ve oyun anlayışıyla sahaya sürmüş, yeri geldiğinde kazanmak için necati, ümit, hakan, hasan, kabze ve iliç gibi hücum gücü yüksek oyuncuları aynı anda sahada tutarak, efsanevi şampiyonluklarımızdan birine imza atmıştır. gelen bu mucizevi şampiyonluktan sonra lucescu gibi kovularak ödüllendirilmemiş, bir çok eksiği bulunan kadroya yetersiz carrusca, futbolu unutmuş inomoto ve ortada kalmış 32 yaşındaki okan buruk eklenerek bir sonraki sene veda etmesine sebep olunmuştur. eminim ki kendisine geniş ve istediği oyunculardan kurulu bir kadro kurulsaydı türkiye' de ve avrupa' da daha büyük başarılara imza atabilirdi.
  • 656
    kendisi 1954 doğumlu, yani 65 yaşındadır.
    kendisinin teknik direktörlüğünü ve oynattığı futbolu kenara koyarak konuşacak olursam...

    galatasaray'a gelmiş en şık teknik direktör, en jön teknik direktör kendisi olabilir. ayrıca galatasaray'ın organize ettiği etkinliklierin ve istanbul'da balo ve sanat sergilerinin değişilmez simasıydı. tabiri caizse ''james bond'' gibi giderdi. karizmanın vucut bulmuş şekliydi kendisi. hele bir fenerbahçe maçı sonrası kafası yarıldıktan sonra yardım istemeden o dik duruşunu hala düşününce tüylerim diken diken olur.

    fenerbahçe maçında kafası yarıldıktan sonra muhabirin '' kafanız yarıldı neler söylemek istersiniz?'' sorusuna ''uzatmaya gerek yok, iyi nişancıymış'' diyecek kadar sağ duyu sahibi birisidir.
  • 657
    galatasaray tarihinin en kıymetli ve anlamlı şampiyonluklarından birini almış olan belçikalı futbol adamı.

    futbolculuğunu izlediğim için şanslıyım. hayatımda ilk kez o denli uzun taç atışları kullanan bir futbolcu görmüştüm. psv eindhoven'ın avrupa'yı salladığı yıllarda, sağ bekte inanılmaz bir enerji ile oynardı. sağ kanadı neredeyse tek başına domine ederdi. hücum yönü, savunmadan her zaman daha iyiydi ama çok da sert bir oyuncuydu.

    2005-2006 sezonu şampiyonluğunun da anahtarı aslında gerets'in futbola bakış açısından kaynaklıdır. elindeki bütün forvet oyuncularını sahaya sürecek kadar çılgın bir karaktere sahipti. hiçbir zaman büyük bir teknik direktör olamadı ama inanılmaz büyük bir karakterdi.

    1987'den itibaren izlediğim tüm şampiyonluklar içinde, en görkemli şampiyonluktur 2005-2006 sezonu. sadece bunun için bile, bende yeri başkadır.
  • 658
    aslan yüzlü, aslan yürekli şampiyon teknik direktörümüz. galatasaray’a çok yakışırdı. gerets ile galatasaray arasında adeta bir kan bağı vardı. alnından akan kana rağmen dik duruşu, ölümüne hücum anlayışı, her maça kazanmak için çıkışıyla hepimizi hayran bırakmıştı.
    tarihimizin en özel şampiyonluklarından birini gerets ile kazandık. denizlispor-fenerbahçe maçının bitmesini beklerken takındığı asil yüz ifadesi sanki bir anıt gibidir. son düdüğün gelmesiyle beraber yüzüne yansıtan coşku ise adaletin tecellisi ve galatasaray aşkının çok derin bir tezahürü olmuştur. galatasaray bir his takımıdır ve bu aslan hocamız galatasaray sevgisini yüreğinde hissetmiştir.
  • 659
    son derece kötü şartlarda girdiği 2005-2006 sezonunu, rüya gibi bir finalle noktalamış teknik direktör.

    galatasaray'daki teknik direktörlük kariyerine, "mevcut kadrodan kimsenin ayrılmasını istemiyorum" diyerek başlamıştı. fakat burası galatasaray'dı. öyle her şey istediği gibi olmayacaktı. önce, takımın yıldızı frank ribery'nin kaçtığı haberini aldı, sonrasında yine kalmalarını istediği flavio conçeicao ve hakan yakın'ın ayrıldığını öğrendi. yine de, spor yorumcularının ortaya attığı "gerets'in takımları birkaç hafta sonra düşüşe geçiyor" analizlerine aldırış etmeden yolumuza doludizgin devam ediyorduk. ta ki tromsö il faciasına kadar. norveç takımı'na elenince hepimiz korkmuştuk ama neyse ki korktuğumuz başımıza gelmedi.

    diğer taraftan da kadroda bir gençleştirme operasyonu söz konusuydu. fatih terim ve gheorghe hagi'den sonra, tıpkı onlar gibi altyapıya önem veren bir başka teknik direktör olan gerets'le mehmet güven, aydın yılmaz, ferhat öztorun, uğur uçar gibi gençlerimiz takım içerisine yerleştirilmişti. hepimiz bu durumdan çok memnunduk ama bu durumun farklı boyutları olduğunu da biliyorduk. rakibin kadrosu daha dengeli ve daha güçlü bir kadroydu. onlar appiah ve aurellio'dan oluşan sağlam bir orta sahaya sahipken, biz afrika kupası'na giden saidou'nun yerini mehmet güven'le mi yoksa volkan arslan'la mı doldurabiliriz diye düşünüyorduk ama hakkını verelim, forvet rotasyonumuz mükemmeldi.

    yukarıda saydığım problemlere maddi sıkıntılarımız, futbolcuların ödenmeyen alacakları vs eklense de gerets hiçbir zaman bahane üretmeden kendi takımını kurdu, kendi oyununu oynattı ve rekor puanla şampiyon olduk. hem de muhteşem bir bitişle.

    her şey için teşekkürler hocam. bir gün arena'da seni tekrar görebilmek dileğiyle.
  • 660
    topçuların galibiyeti soyunma odasında "param yok pulum yok" şarkısını söyleyerek kutladığı günlerin büyük adamıydı. 2 sene üst üste şampiyon olmuş, o dönem türkiye standartlarının üstünde bir kadro kalitesini yakalamış fenerbahçe'nin üst üste 3. şampiyonluğunu engelleyerek 1996-2000 arasında bizim yaptığımıza benzer bir dominasyonu engellediğimiz sezonun en büyük kahramanlarından biriydi.

    ve fakat kendisine yardımcı olan yan unsurlar da mevcuttu. fatih hoca'nın 2. döneminden sonra kalan dağınık tabloyu toparlama işi, kısıtlı bütçeyle ve darmadağınık bir camiayla canımız ciğerimiz hagi'ye kalmıştı. song-tomas tandemi ile savunmanın göbeği oluşturulmuş, 2003-04 sezonunun ikinci devresinden itibaren çıkış yakalayan necati hakan şükür'ün yanına ikinci forvet olarak monte edilmiş, 2002 dünya kupası'ndan sonra bir türlü kendine gelemeyen hasan şaş, lüle lüle saçlarına taç taktığı o sezonda yavaştan kendine getirilmiş, ayhan 4-4-2'nin solunda orta sahayı destekleyen bir göreve alıştırılmış, bir türlü yer bulamadığımız cihan'a "oğlum sen geç şöyle savunmanın sağına" denmiş, ribery'nin geldiği devre arası takıma katılan hasan kabze yedek forvet olarak kulübede konuşlandırılmıştı. hagi o sezon, mühendisliğini yaptığı kadroyla 76 puan topladı. bu puan birçok sezonda şampiyon olacak bir puandı.

    evet, gerets gül bahçesine gelmedi ama bir enkaz da devralmadı. eli ayağı düzeltilmiş, bir önceki sezon ligde 76 puan toplamış ve türkiye kupası'nı finalde fenerbahçe'yi 5-1 yenerek kazanmış bir kadro ile yola çıktı. hagi'nin yalvar yakar transfer ettiremediği 10 numara pozisyonuna iliç, her ne kadar merhum başkan "ribery yoksa sabri var" demiş olsa da ribery'nin yerine kanat oyuncusu olarak da 2 milyon 750 bin euroluk transfer için mesut yılmaz'ın devreye girmesini gerektiren marek heinz transferi yapılmıştı. bir önceki sezondan conceiçao takımda tutulamamış, hagi'nin kiralık gönderdiği saidou ve ümit karan takıma geri dönmüştü.

    gerets, saidou'dan inanılmaz verim aldı, hayata dönmüş hasan şaş'a ikinci baharını yaşattı, necati ateş-hakan şükür-ümit karan-hasan kabze dörtlüsünü çok dozunda bir rotasyonla hep oyunun içinde tuttu. ve rakip savunma oyuncusunun* plonjon yapmak suretiyle güzel bir şekilde eliyle dışarı çeldiği topa "korner" kararı veren hakemlerin olduğu, aziz yıldırım'ın saha dışında, 2010-11'de olduğu kadar olmasa da, en formda dönemlerinden birini yaşadığı ve kadro kalitesi ve istikrarı bakımından altın günlerini yaşayan fenerbahçe'nin at koşturduğu bir dönemde çok kritik bir şampiyonlukta önemli rol oynadı. bize kazandırdıklarından çok fenerbahçe'ye kazandırmadıklarıyla önemli şampiyonluktu 2005-06 şampiyonluğu.

    ertesi sezon ise ekstra motivasyonla ve kenetlenmeyle kapatılan defolar iyiden iyiye gün yüzüne çıkmış, artan yaşlarla da birikte son 2 sezonda 76 ve 83 puan toplayan takım 56 puan toplayabilmişti. sonra o enkazı süpürüp yerine yine çok kısıtlı imkanlarla yeni bir çatı inşa etme sırası kalli'ye kalacaktı.
  • 661
    şampiyonluk kazandığı 2005-06 sezonu 4-1-3-2 diziliminde tek defansif orta saha olarak bir önceki sezon hagi tarafından bileti kesilen kamerunlu saidou'yu kullanmış ve canla başla oynayan o takım muhteşem bir şampiyonluğa imza atmıştı. ertesi sezon elindeki tek alternatif saidou nantes'in yolunu tutunca bu bölgeye ısrarlar gravesen'in transfer edilmesini istemişti. ancak ne gravesen gelmiş ne de onun alternatifi maniche alınmıştı. hal böyle olunca gerets sistem üzerinde bir takım değişiklikler denemek zorunda kalmış, yuvaya dönen veteran okan buruk ve japon transfer inamoto ile buraya çift ön liberolu düzen uygulamak zorunda kalmıştı. öte yandan alt yapıdan çıkan genç mehmet güven ve dardanel'den gelen tecrübesiz mehmet topal'da yetersiz kalınca fatura maalesef belçikalı teknik adama çıkmıştı.
  • 663
    4 yıl üstüste ve arada şimdilerin bunağı luce ile gelen şampiyonluk sonrası, gençliğin ve lise çağlarının getirdiği heyecanla kutlanan ilk şampiyonluğun mimarı..

    16 dakika uzatma ile gelen 16. şampiyonluğun bendeki yeri apayrı. lisedeyiz, suyun karşısı iki sene üst üste şampiyon olmuş, o sene de efsane olmuş bir kadro kurmuş, bizde hagi yollanmış, ribery kaçmış, takım kendini unutmuş neredeyse.

    oyuncuların olağanüstü mücadelesi, hakemlerin rakibe efsane desteği ile çekişiyordu resmen. 'el değmemiş temiz bir lig istiyoruz' pankartı halen gözlerimin önünde, her takım kendi renkleriyle çıkmıştı o haftalarda.

    ümit karan'ın efsane ama sakatlıkla biten sezonu mu desem, hasan'ın yeniden kendini bulduğu sezon mu desem, şimdi takıma gelmesin diye dualar ettiğimiz ama o sezon vestel manisa forması altında az daha bizi şampiyonluktan eden bizim oğlan dediğimiz arda'nın parladığı sezon mu desem, geriden gelip gelip (birkaç kere de öne geçtikten sonra rakibin beraberliği yakaladığı, son dakikalarda gelen gol/gollerle) kazandığımız asla pes etmediğimiz sezon mu desem( ankaraspor, beşiktaş, manisa, konya, ankaragücü, samsun, erciyes), son maçta çiçek gibi sami yen'i görünce bizim hakkımız, biz olmalıyız diye düşünüp ağladığım sezon mu desem, ders çalıştığım için maçı kaçırıp, sonucunu bilmeden trt'den özeti izlerken canlı maç izliyormuş gibi heyecanlanıp üzüldüğüm sezon mu desem (1-1 trabzon), 2006 yılında bile teknoloji olarak 2010'dan daha ilerde olduğumuz sezon mu desem, hiç sevmediğim yusuf'un tek işe yaradığı sezon mu desem :)

    böyle hikayelerle dolu belki 4-5 sayfa yazabileceğim bir sezonu yaşatan teknik direktördür gerets.

    en güzeli de, annem atmadıysa halen benim arşiv gazetelerinin arasında duran, o sezon gol olunca lig tv de çıkan oyakbank reklamının sloganını manşet yapan gazete başsayfasıydı, herkes sezonun özeti demişti resmen..

    ''iyiler mutlaka kazanır''
  • 664
    derwall, kalli, terim, lucescu. bence bu dörtlü galatasarayın en iyi 4 hocası benim gördüğüm. ama geretsin yeri her zaman ayrıdır benim gözümde. insanlığı, adamlığı, oynattığı futbol, oyuncularla kurduğu iletişim. hepsi çok özeldi. kadıköyde alnı yarıldığında bile dimdik durması ile gerçek bir galatasaraylı olduğunu göstermişti. bu camiaya çok yakışan biriydi.

    kazandığı başarıları herkes zaten yazıyor. ne kadar önemli olduğunu herkes zaten biliyor. bütün bunların üstüne bir de kendisinin karakteri eklenince neden bu kadar sevdiğimin açıklaması oluyor aslında.

    alnındaki kan alnımızın akıdır!!!
  • 671
    doğum gününü kutladığım en zor zamanımızda bize katılmış türk futbol tarihinde bir kırılmaya imza atmış hocamızdır.
    100. yılda şampiyonluk kaçmış hatta tam şampiyon olacağız derken 2.lik bile elden gitmiş, ribery olayı patlak vermiş, maddi durumlar felaket, ligin ilk maçında tribünlerde "pires nerede?", "ribery nerede?", "sahip som nerede?" pankartları var ve tepki amaçlı sessizlik var iken daha ilk dakikada golü bulup tribünleri ateşleyen takımı ile birlikte ilk kıvılcımı kendisi yakmıştır.
    biz ribery, pires peşinde koşarken bize hasan şaş'ı unuttuğumuzu hatırlatmış ve hasan şaş,hakan şükür,necati ateş,ümit karan,sasa iliç'in aynı ilk 11'de olduğu hatta yanlarına hasan kabze'nin de eklendiği takımlarla bol gollü galibiyetler izletmiştir.
    ilk sezonunda aydın yılmaz,uğur uçar,ferhat öztorun gibi gençlerimizi fenerden 4 yemek pahasına bile korkmadan sahaya sürmüş ertesi sezon ise arda turan'a sorumluluk vererek yabancı sınırlaması ağlaklığı yapan kofti türk antrenörlerine ders olacak şekilde türk futboluna bir yıldız kazandırmıştır.
    iyiki doğmuş, iyiki yollarımız kesişmiş. sağolsun, varolsun...
  • 673
    fatih hocayla birlikte gördüğüm en karizmatik galatasaray teknik direktörüydü. 80 küsür puan topladı o defans hattıyla(mondi’nin hakkını yemeyelim). o parasızlıkta hayvan gibi kadrosu olan fenerbahçe’ nin önünde şampiyon bitirdi. ama sonra ne oldu 1 sezon işler kötü gidince hemen gönderildi. ben mustafa cengiz yönetimine bu yüzden destek çıkıyorum. hocamız ne kadar kötü günler geçirse bile yanında durdular. ya bu fatih terim çünkü demeyin. aysal dönemini hatırlayın. neyse konudan sapmayayım ve gerets hocamıza tekrardan minnetlerimi iletmiş olayım.
  • 675
    hep aklıma takılır. kendisi 2008 şampiyonluğu sonrasında takımın başında olsa ne olurdu? şimdi bakınca az buz para harcamamışız. kadronun belirli yerleri muazzam. belirli yerleri dökülüyor. buna rağmen neredeyse hamburg faciası ve atletico maçlarını atlatıp uefa'da ilerleme imkanımız olacaktı. o küçük farkları doldurup bizi şampiyon yapabilecek hocaydı. sevilen isimlerden biridir. gerets ve avrupa deyince ister istemez tromsö maçları geliyor akla. o maçlar kıstas mıdır bilemem. song tromsö'deki maçta çamurdan tam 360 derece döndü neredeyse. ayakta durmak bile işti. geçmişe dönüp denemek mümkün değil ama insanın aklını kurcalıyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın