662
4 yıl üstüste ve arada şimdilerin bunağı luce ile gelen şampiyonluk sonrası, gençliğin ve lise çağlarının getirdiği heyecanla kutlanan ilk şampiyonluğun mimarı..
16 dakika uzatma ile gelen 16. şampiyonluğun bendeki yeri apayrı. lisedeyiz, suyun karşısı iki sene üst üste şampiyon olmuş, o sene de efsane olmuş bir kadro kurmuş, bizde hagi yollanmış, ribery kaçmış, takım kendini unutmuş neredeyse.
oyuncuların olağanüstü mücadelesi, hakemlerin rakibe efsane desteği ile çekişiyordu resmen. 'el değmemiş temiz bir lig istiyoruz' pankartı halen gözlerimin önünde, her takım kendi renkleriyle çıkmıştı o haftalarda.
ümit karan'ın efsane ama sakatlıkla biten sezonu mu desem, hasan'ın yeniden kendini bulduğu sezon mu desem, şimdi takıma gelmesin diye dualar ettiğimiz ama o sezon vestel manisa forması altında az daha bizi şampiyonluktan eden bizim oğlan dediğimiz arda'nın parladığı sezon mu desem, geriden gelip gelip (birkaç kere de öne geçtikten sonra rakibin beraberliği yakaladığı, son dakikalarda gelen gol/gollerle) kazandığımız asla pes etmediğimiz sezon mu desem( ankaraspor, beşiktaş, manisa, konya, ankaragücü, samsun, erciyes), son maçta çiçek gibi sami yen'i görünce bizim hakkımız, biz olmalıyız diye düşünüp ağladığım sezon mu desem, ders çalıştığım için maçı kaçırıp, sonucunu bilmeden trt'den özeti izlerken canlı maç izliyormuş gibi heyecanlanıp üzüldüğüm sezon mu desem (1-1 trabzon), 2006 yılında bile teknoloji olarak 2010'dan daha ilerde olduğumuz sezon mu desem, hiç sevmediğim yusuf'un tek işe yaradığı sezon mu desem :)
böyle hikayelerle dolu belki 4-5 sayfa yazabileceğim bir sezonu yaşatan teknik direktördür gerets.
en güzeli de, annem atmadıysa halen benim arşiv gazetelerinin arasında duran, o sezon gol olunca lig tv de çıkan oyakbank reklamının sloganını manşet yapan gazete başsayfasıydı, herkes sezonun özeti demişti resmen..
''iyiler mutlaka kazanır''
16 dakika uzatma ile gelen 16. şampiyonluğun bendeki yeri apayrı. lisedeyiz, suyun karşısı iki sene üst üste şampiyon olmuş, o sene de efsane olmuş bir kadro kurmuş, bizde hagi yollanmış, ribery kaçmış, takım kendini unutmuş neredeyse.
oyuncuların olağanüstü mücadelesi, hakemlerin rakibe efsane desteği ile çekişiyordu resmen. 'el değmemiş temiz bir lig istiyoruz' pankartı halen gözlerimin önünde, her takım kendi renkleriyle çıkmıştı o haftalarda.
ümit karan'ın efsane ama sakatlıkla biten sezonu mu desem, hasan'ın yeniden kendini bulduğu sezon mu desem, şimdi takıma gelmesin diye dualar ettiğimiz ama o sezon vestel manisa forması altında az daha bizi şampiyonluktan eden bizim oğlan dediğimiz arda'nın parladığı sezon mu desem, geriden gelip gelip (birkaç kere de öne geçtikten sonra rakibin beraberliği yakaladığı, son dakikalarda gelen gol/gollerle) kazandığımız asla pes etmediğimiz sezon mu desem( ankaraspor, beşiktaş, manisa, konya, ankaragücü, samsun, erciyes), son maçta çiçek gibi sami yen'i görünce bizim hakkımız, biz olmalıyız diye düşünüp ağladığım sezon mu desem, ders çalıştığım için maçı kaçırıp, sonucunu bilmeden trt'den özeti izlerken canlı maç izliyormuş gibi heyecanlanıp üzüldüğüm sezon mu desem (1-1 trabzon), 2006 yılında bile teknoloji olarak 2010'dan daha ilerde olduğumuz sezon mu desem, hiç sevmediğim yusuf'un tek işe yaradığı sezon mu desem :)
böyle hikayelerle dolu belki 4-5 sayfa yazabileceğim bir sezonu yaşatan teknik direktördür gerets.
en güzeli de, annem atmadıysa halen benim arşiv gazetelerinin arasında duran, o sezon gol olunca lig tv de çıkan oyakbank reklamının sloganını manşet yapan gazete başsayfasıydı, herkes sezonun özeti demişti resmen..
''iyiler mutlaka kazanır''