resim
Eric Maria Lambertus Gerets
Görev:Teknik Direktör
Takım:Kariyer Sonu
Yaş:70
Uyruk:Belçika
  • 680
    neredeyse takımın kalecisini ofansif oynatacaktı. kendisiyle ilgili bir yöneticimizin zamanında yaptığı açıklama hatrıma geliyor. "ilk haftasıydı, tesislere geldi altyapı hocalarını yanına çağırdı ve bundan sonra bu dizilişte oynayacaksınız çünkü a takım böyle bir sistemi kullanacak. ihtiyacım olduğunda yüzümü altyapıya döndüğümde alacağım oyuncu ne oynayacağını çoktan öğrenmiş olacak" demiş. saha içerisinde ne fizik ne kondisyon noktasında eleştiri yapmıyorduk. çok atıyor yerine göre haddinden fazla yiyorduk. eğlendiğimiz zamanlar arasında hafızalara kazındınız hocam.
  • 681
    cihan haspolatlı, orhan ak, saidou gibi vasat isimlerden iyi performans alıp galatasaray’ı şampiyon yapmış hocadır. kendisini çok severim.

    (bkz: alnındaki kan alnımızın akıdır)

    edit: ayrıca 20 yaşındaki sabri'den verim alıp ligde 21 maç oynatmış. elindeki kadroyu aşırı verimli kullanmış. o dönem başka bir hocamız olsaydı başarısızlık gayet normal sayılırdı, büyük iş başarmış.
  • 677
    1996-2020 arasındaki periyotta galatasaray tarihinin en bahtsız teknik adamı. bu adama cidden eli yüzü düzgün 1 tane transfer yapılmadı. öyle skibbe'lere, tudor'lara alınan adamların yanında esamesi bile okunmaz kendisine yapılan göstermelik transferler ve ona rağmen, lucescu, hamzaoğlu ve feldkamp'la birlikte terim dışında galatasaray'ı şampiyon yapabilmiş bir teknik adamdır kendisi.

    2005-2006 sezonunda geldiği galatasaray'a hemen hemen hagi'nin eksiğimiz çok diye nitelendirdiği 2004-2005 sezonundaki kadrosu ile mücadele etmek zorunda kalmıştır.

    2005-2006 sezonu yaz transfer dönemi

    gelenler
    sasa ilic*
    marek heinz*
    altan aksoy*
    yalçın ayhan(*

    gidenler
    franck ribery *
    flavio conceiçao*

    2005-2006 sezonu ara transfer dönemi

    gelenler
    emre aşık

    gidenler
    suat usta
    altan aksoy

    görüldüğü gibi hagi'nin 100. yıl için bizzat kendisinin yetersiz dediği kadrosundan bir de ribery ve conceiçao'yu kaybettiği halde pratikte sadece ilic'den katkı alarak 83 puan toplattı. o dönem ki kadro kalitesiyle tromsö'ya elenilmesi çok da anormal değil demek ki. bir de tabii hagi'nin beğenmeyerek ankaraspor'a kiralattığı ümit karan'ı geri çağırıp iyi de katkı aldı.

    2006-2007 sezonu daha da vahim. adamcağıza "sen geçen sene müthiş iş başardın aynı kadroyla devam et yine 83 puan toplarız" gibisinden sözler söylendi. şampiyonlar ligi için carrusca ve inamoto alındı. fıkra değil, gülmeyin. şampiyonlar ligi'ne inamoto, carrusca, cihan haspolatlı ve orhan ak'larla gönderdiler takımı. sonra bir de gruplarda ancak 4 puan toplattı diye gerets suçlandı. sıfır çekebilirdik biz, tarihimizin en kötü kadrosuyla gittik şampiyonlar ligine.

    2006-2007 sezonu yaz transfer dönemi

    gelenler
    junichi inamoto*
    marcelo adrian carrusca*
    okan buruk*
    mehmet topal
    tolga seyhan

    gidenler
    alioum saidou
    marek heinz
    yalçın ayhan
    volkan arslan

    2006-2007 sezonu ara transfer dönemi

    gelenler
    yok

    gidenler
    yok

    ikinci sezonunda hiçbir transferden fayda göremeyen gerets, kiralıktan dönen altyapı oyuncusu arda turan'ı kazandırdı o sezon türk futboluna. ve tabii 2005-2006 sezonundaki mucizevi olaylar yaşanmayınca o kadronun gerçekte toplayabileceği puan olan 57 puan toplayarak üçüncü olabildi galatasaray. sonra da takımı üçüncü yaptı diye gerets başarısız bulunup gönderildi.

    skibbe'ye kewell, baros, meira de sanctis'i veren,
    rijkaard'a keita, elano, neill, dos santos'u alan,
    prandelli'ye melo'lu sneijder'li muslera'lı takımı emanet eden,
    tudor'a gomis, feghouli, fernando, mariano, denayer alan yönetimler sana insua'yı, pires'i çok gördüler, inamoto, heinz, carrusca ile idare et dediler.

    sen ona rağmen gittin 83 puan topladın yüzümüzü kara çıkarmadın. galatasaray tarihinde en kötü transfer sezonlarına denk gelen ona rağmen şampiyonluk elde eden büyük teknik direktör.
  • 659
    topçuların galibiyeti soyunma odasında "param yok pulum yok" şarkısını söyleyerek kutladığı günlerin büyük adamıydı. 2 sene üst üste şampiyon olmuş, o dönem türkiye standartlarının üstünde bir kadro kalitesini yakalamış fenerbahçe'nin üst üste 3. şampiyonluğunu engelleyerek 1996-2000 arasında bizim yaptığımıza benzer bir dominasyonu engellediğimiz sezonun en büyük kahramanlarından biriydi.

    ve fakat kendisine yardımcı olan yan unsurlar da mevcuttu. fatih hoca'nın 2. döneminden sonra kalan dağınık tabloyu toparlama işi, kısıtlı bütçeyle ve darmadağınık bir camiayla canımız ciğerimiz hagi'ye kalmıştı. song-tomas tandemi ile savunmanın göbeği oluşturulmuş, 2003-04 sezonunun ikinci devresinden itibaren çıkış yakalayan necati hakan şükür'ün yanına ikinci forvet olarak monte edilmiş, 2002 dünya kupası'ndan sonra bir türlü kendine gelemeyen hasan şaş, lüle lüle saçlarına taç taktığı o sezonda yavaştan kendine getirilmiş, ayhan 4-4-2'nin solunda orta sahayı destekleyen bir göreve alıştırılmış, bir türlü yer bulamadığımız cihan'a "oğlum sen geç şöyle savunmanın sağına" denmiş, ribery'nin geldiği devre arası takıma katılan hasan kabze yedek forvet olarak kulübede konuşlandırılmıştı. hagi o sezon, mühendisliğini yaptığı kadroyla 76 puan topladı. bu puan birçok sezonda şampiyon olacak bir puandı.

    evet, gerets gül bahçesine gelmedi ama bir enkaz da devralmadı. eli ayağı düzeltilmiş, bir önceki sezon ligde 76 puan toplamış ve türkiye kupası'nı finalde fenerbahçe'yi 5-1 yenerek kazanmış bir kadro ile yola çıktı. hagi'nin yalvar yakar transfer ettiremediği 10 numara pozisyonuna iliç, her ne kadar merhum başkan "ribery yoksa sabri var" demiş olsa da ribery'nin yerine kanat oyuncusu olarak da 2 milyon 750 bin euroluk transfer için mesut yılmaz'ın devreye girmesini gerektiren marek heinz transferi yapılmıştı. bir önceki sezondan conceiçao takımda tutulamamış, hagi'nin kiralık gönderdiği saidou ve ümit karan takıma geri dönmüştü.

    gerets, saidou'dan inanılmaz verim aldı, hayata dönmüş hasan şaş'a ikinci baharını yaşattı, necati ateş-hakan şükür-ümit karan-hasan kabze dörtlüsünü çok dozunda bir rotasyonla hep oyunun içinde tuttu. ve rakip savunma oyuncusunun* plonjon yapmak suretiyle güzel bir şekilde eliyle dışarı çeldiği topa "korner" kararı veren hakemlerin olduğu, aziz yıldırım'ın saha dışında, 2010-11'de olduğu kadar olmasa da, en formda dönemlerinden birini yaşadığı ve kadro kalitesi ve istikrarı bakımından altın günlerini yaşayan fenerbahçe'nin at koşturduğu bir dönemde çok kritik bir şampiyonlukta önemli rol oynadı. bize kazandırdıklarından çok fenerbahçe'ye kazandırmadıklarıyla önemli şampiyonluktu 2005-06 şampiyonluğu.

    ertesi sezon ise ekstra motivasyonla ve kenetlenmeyle kapatılan defolar iyiden iyiye gün yüzüne çıkmış, artan yaşlarla da birikte son 2 sezonda 76 ve 83 puan toplayan takım 56 puan toplayabilmişti. sonra o enkazı süpürüp yerine yine çok kısıtlı imkanlarla yeni bir çatı inşa etme sırası kalli'ye kalacaktı.
  • 658
    son derece kötü şartlarda girdiği 2005-2006 sezonunu, rüya gibi bir finalle noktalamış teknik direktör.

    galatasaray'daki teknik direktörlük kariyerine, "mevcut kadrodan kimsenin ayrılmasını istemiyorum" diyerek başlamıştı. fakat burası galatasaray'dı. öyle her şey istediği gibi olmayacaktı. önce, takımın yıldızı frank ribery'nin kaçtığı haberini aldı, sonrasında yine kalmalarını istediği flavio conçeicao ve hakan yakın'ın ayrıldığını öğrendi. yine de, spor yorumcularının ortaya attığı "gerets'in takımları birkaç hafta sonra düşüşe geçiyor" analizlerine aldırış etmeden yolumuza doludizgin devam ediyorduk. ta ki tromsö il faciasına kadar. norveç takımı'na elenince hepimiz korkmuştuk ama neyse ki korktuğumuz başımıza gelmedi.

    diğer taraftan da kadroda bir gençleştirme operasyonu söz konusuydu. fatih terim ve gheorghe hagi'den sonra, tıpkı onlar gibi altyapıya önem veren bir başka teknik direktör olan gerets'le mehmet güven, aydın yılmaz, ferhat öztorun, uğur uçar gibi gençlerimiz takım içerisine yerleştirilmişti. hepimiz bu durumdan çok memnunduk ama bu durumun farklı boyutları olduğunu da biliyorduk. rakibin kadrosu daha dengeli ve daha güçlü bir kadroydu. onlar appiah ve aurellio'dan oluşan sağlam bir orta sahaya sahipken, biz afrika kupası'na giden saidou'nun yerini mehmet güven'le mi yoksa volkan arslan'la mı doldurabiliriz diye düşünüyorduk ama hakkını verelim, forvet rotasyonumuz mükemmeldi.

    yukarıda saydığım problemlere maddi sıkıntılarımız, futbolcuların ödenmeyen alacakları vs eklense de gerets hiçbir zaman bahane üretmeden kendi takımını kurdu, kendi oyununu oynattı ve rekor puanla şampiyon olduk. hem de muhteşem bir bitişle.

    her şey için teşekkürler hocam. bir gün arena'da seni tekrar görebilmek dileğiyle.
  • 702
    öyle leş bir kadrodan resim yapmıştır ki, 5 lira maliyeti olan, italyan sanatçı maurizio cattelan’ın 'duvara bantlanmış muz' resmi gibi milyonlarca paraya satmıştır.
    önemli olanın; resim değil, inanış olduğunu suyun karşı tarafındaki devasa kadrolu zengin züppelerine göstermiştir.

    fatih terim kadar severim kendisini.
    ve içimde yaradır hala kendisi.
    herşey için teşekkürler.

    (bkz: 14 mayıs 2006 denizlispor fenerbahçe maçı )
    (bkz: tarihte bugün)
  • 607
    galatasaray'i çaliştirdiği dönemde fenerbahçe açik ara ligin en iyi kadrosuna sahipti. forvet anelka, nobre, yedekler; girdiği her maçta oyuna katki veren semih şentürk, gol krali zafer biryol, sağ kanatta gene girdiği maçlarda oyuna katki veren mehmet yozgatli, daha alex'e yeni geliyorum.arkasinda juventus'dan transfer appiah ve lign kalburüstü oyuncusu aurelio var.

    bizim kadro ise tarihin en kötü top kullanan 2 beki cihan (aslen bek bile değildi) orhan ak. saidou filan vardi. şl oynayacağimiz sezon, zaten yetersiz olan takima sezon başi inamoto eklenmişti. geldiği sezon ribery'i kaybettik. hasan bitmişti katki aldi, 4 tane 9 numara vardi vs.

    bunlara rağmen fener hariç derbi kaybettiğini hatirlamiyorum. (belki beşiktaş'a 1-2 maç olabilir ama şampiyon olduğumuz sezonda değil) şl'de ise bu kadroya rağmen resmen onur mücadelesi vermiştik. liverpool'a 3-0'dan 3-2'ye getirdik kaça goller hala gözümün önünde ve maça hakan iğneyle çikmişti. psv'ye burada ki maçta mondragon'un hatasiyla yenildik. orada ki maçta tomas atildi.

    durum buyken nasil gruptan çikacaktik merak ediyorum.
  • 712
    2005-2006 sezonu öncesi hazırlık kampının bilmem kaçıncı ayağı olan bir hazırlık maçında zaten güçsüz olan rakip takım kalecisi bir de kırmızı kart görüp oyundan atılınca sahaya girip maçın hakeminden ricacı olmuştur.

    isteği ise şuydu: zaten hazırlık maçındayız, gereksiz bir sertlik üzerine değil, pozisyon gereği bir kart oldu. rakip takım 11 kişi devam etsin, burada herkes kendini test ediyor.

    hakem de her iki tarafın razı olması üzerine bu makul isteği kabul eder. maçı da galatasaray bilmem kaç sıfır kazanmıştır.

    galatasaray dergisi 2005 ağustos sayısından.
  • 713
    karakterine hayran olduğum, adını galatasaray tarihine altın harflerle kazıyan çok sevdiğim eski teknik direktörümüz.

    her türlü medya ve federasyon destekli; alex, appiah, aurelio, anelka, tuncay, nobre'li tarihin en güçlü fenerbahçe'lerinden birine karşı aylarca beş kuruş para dahi ödenmemiş ve forvet hattı dışında alternatifi dahi olmayan takımıyla söke söke, alnındaki kanla duruşunu bozmadan şampiyonluk yaşatmıştır bize.

    ben allah'ın belçika'sından geldim banane demeden 2 yıllık galatasaray kariyerinde arda turan, aydın yılmaz, uğur uçar, ferhat öztorun, mehmet güven gibi isimlere gözünü kırpmadan forma vermiştir. bugün koca kulüpte alttan bi ozan kabak'ı çıkardık onu da çok penaltı yaptırıyor falan diye gömerken çocuk 20 yaşında liverpool seviyelerine çıktı. bu futbol uleması yeni bitme taraftarlar mehmet güven'i bugün izlese neler yaparlardı tahmin edemiyorum. :)

    eyvallah hocam.
  • 784
    buradaki bircok yazarin belirttigi gibi sagligi elveriyorsa buraya davet edilerek onore edilmeli, yok sagligi elvermiyorsa da bulundugu yer ziyaret edilerek odulu orda verilmelidir. bu hareket bizi kucultmez, aksine buyutur.
    basardigi isi belki genc arkadaslarimiz farketmeyebilir. ama yaptigi is gunumuzde sununla kiyaslanabilir: lyon'un mbappe'li neymar'li messi'li psg'nin elinde. sampiyonluk almasi gibidir.
    kadrolar bazinda bariz fark vardi, ve makas daha da cok acilabilirdi. kendisi buna izin vermemistir. bizim yas grubunda yeri ayridir. alnindaki kan, alnimizin akidir.
  • 764
    belçikalı eski predatörümüz.

    galatasaray'da en zor şartlarda çalışan hocaydı kendisi. öyle ki orta sahasında alioum saidou ile şampiyon olması istenecek kadar.

    2011-2014 arası fatih terim futbolundan sonra izlediğimiz en iyi galatasaray'ı izletti bizlere. hem de binbir zorluklara rağmen. o dönem kulüpte şaka değil gerçek manada para yoktu. futbolcuların maaşı dahi ödenemiyordu.

    efsanevi 2005-2006 şampiyonluğunun en güçlü mihenk taşıydı. kulüp puan toplama rekorunu kırıp 83 puanla takımını şampiyonluğa taşımıştı. her futbolcudan maksimum verim almıştı. çirkefspor'a* ömürleri boyunca unutamayacakları bir travma miras bırakmıştı giderken.

    saha kenarında olmasına rağmen bu arma için, bu forma için kanını akıttı. muhabirin "kafanıza kadiköy'de taş atıldı" demesine cevaben "uzatmaya gerek yok, iyi nişancıymış" diyecek kadar da aslan gibi yüreği vardı.

    https://gss.gs/CfN.jpeg

    yeri geldi bizim gibi heyecanla maçın sonucunu bekledi. bizden birisi oldu. karizmanın saf haliydi.

    https://gss.gs/HVq.jpg

    sonraki sezon ise buruk bir şekilde bizden ayrılması çok üzücüydü. eğer, ortada bir imkansızlık varsa bunu iliklerine kadar hisseden yine gerets'di. bize yaşattıkları için sonsuz teşekkür ediyorum aslan hocama.

    (bkz: sarıyla kırmızıyla alnımızın akıyla)
    (bkz: alnındaki kan alnımızın akıdır)
  • 825
    2005/06 sezonu şampiyonluğu kuşaklara ders olarak okutulacak seviyede bir galatasaray ruhu şampiyonluğudur. bu adam o dönemin en baş mimarıdır.

    galatasaray'ın ruhuna en çok uyan yabancı hocalardandır. şampiyon yaptığı sene fenerbahçe'nin o pahalı ve ihtişamlı kadrosuna karşı sezon boyu atıp yatarak da değil sağlı sollu hücum yaparak, yeri geldiğinde elindeki tüm forvetleri sahaya sürerek takır takır oynayıp kazanmıştır. fatih terim'in son yıllardaki geriden pasla çıkış muhabbeti öncesi hücum ve hücum presle dolu gegenpress'ine izleme zevki olarak en çok yaklaşan hocadır gözüme. lincoln, kewell, baros, nonda vs. bir arada oynarken michael skibbe de arada benzer maçlar çıkarsa da istikrarsız ve deplasmanda sıkıntılı olması handikapları yüzünden gerets'e asla yaklaşamadı, zaten sezon sonunu da göremedi. aslında skibbe'yi göreve getiren adnan polat'ın başkanlığında da 20:45 doğrudan etkilidir.

    galatasaray'ın çok ciddi ödemeler dengesi krizi yaşadığı dönemdi o yıllar. özhan canaydın kulübe maddi yardım talebinde bulunmuştu konuşmalarında. o dönem eski asbaşkan adnan polat star tv'de ''her galatasaraylı iş adamı 100 bin dolar verirse galatasaray ayağa kalkar'' diyerek kampanya başlattı. ilk 100 bin doları da kendisi verdi hatta. kampanyaya ünal aysal'dan selahattin beyazıt'a tanıdık bir çok galatasaraylı katıldı.
    http://gss.gs/MCN
    http://gss.gs/44A

    kriz o denli büyüktü ki futbolcular florya'da kazan kaldırıp idmanları boykot etmeye başlamıştı artık.
    http://gss.gs/NuJ
    (bkz: 12 şubat 2006 galatasaray gaziantepspor maçı)

    adnan polat bu yardım kampanyasıyla önemli katkı sağladı galatasaray'a. zaten o rüzgarla mart 2006 seçimlerinde özhan canaydın'ın listesine girdi. hatta canaydın'ın girmek istemeyen polat'ı özel ikna ettiği yazılıp çizildi.
    http://gss.gs/O3A

    hocalık yaptığı dönemi kısaca irdeledikten sonra dönelim tekrar gerets'e. 20:45 senesini mevzu gençleştirmeyse o sıkıntılı dönemde takır takır sol beke ferhat sağ beke uğur’u atıp derbiye* çıktı. buyrun ilk 11;

    https://www.mackolik.com/...297nvz296yglgmfhjyz9

    dört yedi geldi; ama asla pes etmedi. geldiği sene hagi - ergün gürsoy kavgasına sebep olan saidou’dan öyle bir katkı aldı ki fransa’ya gitti saidou. hasan şaş’ı yeniden futbola döndürdü. mondi’yi yeniden kazandı. uğur uçar, aydın yılmaz, ferhat öztorun gibi gençlere sahip çıktı elinden geldiğince.

    ve sonuç;

    http://gss.gs/tFV

    gençlere şaka gibi gelebilir; ama o dönem fenerbahçe türk futbolunu domine etmek üzereydi. maddi ve kadrosal olarak. biz felaket haldeydik. en basitinden rams park bile yoktu elimizde. fenerbahçe her seneye bilet geliriyle fark atarak başlıyordu. biz her sene “sami yen yıkıldı, yıkılacak, tadilat, hadi bir sene daha” muhabbetiyle yazı geçirirdik. taraftar boşa izlemedi yeni stadın inşasını adım adım. ribery’i bile bu sebeple kaptırdık işte. para gerçekten yoktu galatasaray’da. fenerabahçe ise altın çağını yaşıyordu ekonomide adeta.

    işte gerets bu zor ortamdan 20:45 gibi bir mucize çıkarmasa belki de fenerbahçe minimum 4 sene üst üste şampiyon olacak ve bugün bile türk futbolu farklı bir seyirde olacaktı. fener’in ayarlarını bozan adamdır gerets. o 16 dakikada sonraki 16 yılların kurtuluşuna, galatasaray’ın yeniden ayaklanışına vesile olan adamdır. bunu da mıymıy kapanan futbolla değil “galatasaray saldırır” felsefesiyle yapmıştır.

    yaş olmuş 70. sağlık durumu da zorluymuş. umarım hızlıca düzelirsin hocam. en kısa zamanda gelip tribünleri selamlamalısın. keşke yarın gelse.*

    bu arada bizim belçikalılarla değişik bir uyumumuz var sanırım. mertens ve gerets. kevin de bruyne’yi ara sıra bir şey etsek mi? neyse konu dağılmasın.

    var ol eric gerets.
  • 715
    14 mayıs 2006 denizlispor fenerbahçe maçını izlerken son saniyelerde artık heyecandan ne yapacağını bilememiş, sağ elinin tüm parmaklarını sırasıyla tribünleri ayıran tel örgünün taşıyıcılarından biri olan 20x20x2mm kutu profilin içine sokup sokup çıkarmıştır. gerçi o sene* sokup sokup çıkarttığı sadece parmakları olmamıştır. sağlıcakla kal sevgili hocam.

    https://gss.gs/r1O.jpg
  • 769
    https://twitter.com/...UM7BxeeYHcA&s=19

    daha önceden söylediği gibi ayakta durmakta zorlanan 68 yaşındaki eski hocamız. galatasaray'dan ayrıldıktan sonra maalesef kendisiyle pek etkileşime geçemedik. 2.sezonu fecaatti ama ilk sezonunda unutulmaz bir şampiyonluk yaşadık. gerets'i bundan 20-30 yıl sonra da o şampiyonlukla hatırlayacağız. kendisi hala hayattayken bir şekilde istanbul'a getirilse ve 50.000 kişinin önünde bir plaketle onurlandırılsa galatasaray'a yakışan güzel bir tavır olurdu.
  • 806
    sağlığı el veriyorsa şampiyonluk kutlamalarına davet edilip moral verilmesi gereken eski hocamız, canımız. el vermiyorsa da canlı bağlantıyla 2 dakika da olsa ekranlara getirilip alkışlatılmalıdır.

    fenerbahçe'nin ambargo koyabileceği bir dönemde elinde rakibinin neredeyse yarı gücünde bir kadroyla mucize bir şampiyonluk almıştır. o seneyi almasa fb 4 sene üst üste yapıyordu.
  • 750
    hocam öncelikle allah şifa versin, dilerim bir an evvel sağlığına kavuşursun.

    şöyle bir düşünüyorum da; fatih terim'den sonra en sevdiğim teknik adam kendisiydi. ne güzel hücum futbolu oynatırdı.

    eric gerets denince aklıma hep iki şey geliyor: birincisi; alnındaki kanın alnımızın akı olduğu gerçeği, ikincisi de; denizli maçının son 16 dakikasındaki içinde fırtınalar, hortumlar, kasırgalar kopmasına rağmen pokerface yüz ifadesi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın