1511
geçen sezon her maçtan sonra mustafa sarp ve ultraslan'a herkes yazar çizerdi, şimdi mustafa sarp gitti, ultraslan tek başına kaldı.
tamam kardeşim haklısınız tezahürat konusunda ben de çok hoşlanmıyorum zamanlama ve seçimlerinden dolayı. beleş bilet diye diye olduğuna inandırdık. bunun üzerinden gidiyorum, hangi tribün grubu almıyor? bu beleş bilet konusu türkiye'nin gerçeği. bir kaç sene önce yasaklanması için kanun değişikliği ya da o tarz bir şey yapılmadı mı? yapıldı. bu da ne demek türkiye'de vardı bu tip şeyler. ha yasa çıktı neden bitmedi? orda bir duracaksın arkadaş. bu bileti biletix basıp dağıtıyor mu? hayır. bu beleş biletleri bu adamlar nereden alıyor? kaynak ne? sol framedeki başlıkların içinde hiç bir zaman ultraslana bilet veren blabla diye bir entry görmedim ben.* ultraslan bileti kendi mi basıyor?
gelelim geçen sezondan başlamak üzere * bugünlere kadar yine eleştiri oklarına mağruz kalan ultraslan yazılı, galatasaray armalı büyük bayrağa. bu bayrak öncelikle tribün şovundan ibarettir, öncelikle bunu kavrayalım. koskoca stadın dışında hayvanlar gibi türk telekom yazarken göze çarpacak, ilgi çekecek bir galatasaray yazısı yoktur. stadın içine bakalım, her renk t-shirtlerle gelen insanlar, hadi forma alamadın ömrü hayatında, atkı dahi bulunmayan insanlar var. bayrak konusunda en çok eleştirlen nokta bayrağın üstünde galatasaray yazmaması, o zaman toplanıp yaptıralım bir bayrak yazalım üstüne galatsaray, tribünde açalım.
tanura'nın da söylediği gibi bugüne kadar yapılan en baba koreografiler ultraslan'a aittir. birtakım sosyal paylaşım siteleri de dahil olmak üzere, her yerde ya biz böyle koreografi yaparız ederiz diye herkes ayrı bir havada. bu koreografiler için pamuk ellerin cebe gitmesi gerekiyor. her zaman maddi kaynak bulunamıyor. bir organizasyon olmadan etkinlik yapmak çok zor iş. yanılmıyorsam gs-psv maçıydı, olimpiyat stadında sallanan o sarı kırmızı bayraklar var ya, onlar nasıl yapıldı? katkı vermek isteyenler 5tl verdi, onlar yapıldı. bu tip şeyler de birlik beraberliği gösterir.
oturulan yerden eleştirmek türk milletinin yapısında var, ama bu kadar eleştirinin yapıldığı bir ortamda 1 adet alternatif fikri okumadım ben.
yanlışları tabi ki var ama eleştir eleştir nereye kadar?
ultraslan olmadan emin olun deplasmana herkes formasını saklayarak gider, kadıköy'e kimse konvoy yapamaz.
eleştiri yaparken yapıcı, geliştirici, farklılık yaratacak somut şeyler de yapmayı unutmayalım.
ihtiyaçtan dolayı dipnot: ultraslan uni ile 4 yıl gidebildiğim kadar maçlara gittik, görüştük. okul bitti, arkadaşlığımız tabi ki devam ediyor.
tamam kardeşim haklısınız tezahürat konusunda ben de çok hoşlanmıyorum zamanlama ve seçimlerinden dolayı. beleş bilet diye diye olduğuna inandırdık. bunun üzerinden gidiyorum, hangi tribün grubu almıyor? bu beleş bilet konusu türkiye'nin gerçeği. bir kaç sene önce yasaklanması için kanun değişikliği ya da o tarz bir şey yapılmadı mı? yapıldı. bu da ne demek türkiye'de vardı bu tip şeyler. ha yasa çıktı neden bitmedi? orda bir duracaksın arkadaş. bu bileti biletix basıp dağıtıyor mu? hayır. bu beleş biletleri bu adamlar nereden alıyor? kaynak ne? sol framedeki başlıkların içinde hiç bir zaman ultraslana bilet veren blabla diye bir entry görmedim ben.* ultraslan bileti kendi mi basıyor?
gelelim geçen sezondan başlamak üzere * bugünlere kadar yine eleştiri oklarına mağruz kalan ultraslan yazılı, galatasaray armalı büyük bayrağa. bu bayrak öncelikle tribün şovundan ibarettir, öncelikle bunu kavrayalım. koskoca stadın dışında hayvanlar gibi türk telekom yazarken göze çarpacak, ilgi çekecek bir galatasaray yazısı yoktur. stadın içine bakalım, her renk t-shirtlerle gelen insanlar, hadi forma alamadın ömrü hayatında, atkı dahi bulunmayan insanlar var. bayrak konusunda en çok eleştirlen nokta bayrağın üstünde galatasaray yazmaması, o zaman toplanıp yaptıralım bir bayrak yazalım üstüne galatsaray, tribünde açalım.
tanura'nın da söylediği gibi bugüne kadar yapılan en baba koreografiler ultraslan'a aittir. birtakım sosyal paylaşım siteleri de dahil olmak üzere, her yerde ya biz böyle koreografi yaparız ederiz diye herkes ayrı bir havada. bu koreografiler için pamuk ellerin cebe gitmesi gerekiyor. her zaman maddi kaynak bulunamıyor. bir organizasyon olmadan etkinlik yapmak çok zor iş. yanılmıyorsam gs-psv maçıydı, olimpiyat stadında sallanan o sarı kırmızı bayraklar var ya, onlar nasıl yapıldı? katkı vermek isteyenler 5tl verdi, onlar yapıldı. bu tip şeyler de birlik beraberliği gösterir.
oturulan yerden eleştirmek türk milletinin yapısında var, ama bu kadar eleştirinin yapıldığı bir ortamda 1 adet alternatif fikri okumadım ben.
yanlışları tabi ki var ama eleştir eleştir nereye kadar?
ultraslan olmadan emin olun deplasmana herkes formasını saklayarak gider, kadıköy'e kimse konvoy yapamaz.
eleştiri yaparken yapıcı, geliştirici, farklılık yaratacak somut şeyler de yapmayı unutmayalım.
ihtiyaçtan dolayı dipnot: ultraslan uni ile 4 yıl gidebildiğim kadar maçlara gittik, görüştük. okul bitti, arkadaşlığımız tabi ki devam ediyor.