27739
kolej havası estiği söylenen fakat antrenmanlarda gevşeklik ve ciddiyetsizliğin hakim olduğunu düşündüğüm takımımız.
fatih hoca oyuncularına güvenen, serbest bırakmayı da seven bir hoca. "onlar ne yapacağını bilir" gibi cümlelerini çok duymuşuzdur. tahminim -hatta bu işin normali de budur sanırım- fatih terim çoğunlukla sadece taktik çalışmalarında takımın başında bulunuyor. geri kalan kondisyon, kuvvet vb. antrenmanların yardımcı hocalar tarafından yönetildiğini düşünüyorum. dediğim gibi dünya çapında da muhtemelen hiyerarşi gereği işin normali bu olabilir.
sözlükte de teknik heyet konusu oldukça gündemi işgal ediyor fakat arkadaşlar genelde yardımcı antrenörlerin "taktiksel bilgi birikimi" düzeyinde eleştiri getiriyor. bana göre durum farklı.
ben, halihazırda bulunan yardımcı hocalarımızın, kendilerini çok sevsek de ciddiyet ve disiplinden uzak olduğunu düşünüyorum. bana göre hocalıktan çok oyuncularla abi kardeş ilişkisi içindeler. hal böyleyken ve fatih hoca'da "benim oyuncu grubum ne yapması gerektiği bilir" gibi bir anlayışa sahip olunca ister istemez antrenmanlar, tabiri caiz ise oyuncuların yorgunluktan kusacak seviyeye geldiği avrupa takımlarının antrenmanlarının yanına yaklaşamıyor. aslında avrupa'da yapılan antrenmanların aynısını uygulamak zor değil, bu antrenman yöntemleri sır da değil. fakat uygulama, oyuncuyu disipline etme konusunda ciddi bir problem olduğunu düşünüyorum.
selçuk'un, necati'nin -kendilerine sonsuz sevgi saygı beslesek de- hele hele yerli oyuncular üstünde disiplin kuracak insanlar olduğunu düşünmüyorum. takımdaki rollerinin bu olduğunu, taktik antrenmanları dışındaki çalışmaları yönettiklerini düşünerek, biraz da tahmin ederek bunları söylüyorum. eğer durum farklıysa özür dilerim. ikisi de çok meziyetli insanlar fakat eğer takımdaki rolleri bu ise buna uygun değiller. bu konuda kesinlikle yardımcı hocanın karakter özellikleri etkili.
selçuk da necati de oyuncu oldukları dönemde agresif, lider özellikli oyuncular değildi. olmak zorunda da değiller zaten, herkesin iyi olduğu alanlar farklıdır ancak antrenman sırasında taviz vermeyecek, oyuncuların çekineceği karakterler mutlaka teknik heyette bulunmalı. evet belki oyuncularımızın hepsi nihayetinde profesyonel fakat siz disiplin ve sertliği sağlamazsanız kimseden kendini geliştirmesini de bekleyemezsiniz. aksi taktirde ne teknik direktöre ne de antrenöre ihtiyaç kalırdı zaten.
bence ana problemlerimizden biri çok açık bir şekilde bu. antrenman disiplini konusunda kesinlikle ciddi eksiğimiz var ve özellikle 2 yıldır bu sahaya bariz biçimde yansıyor. eskiden oyun bu denli kondisyon ve güce dayalı değilken, oyuncuları biraz serbest bırakmak belki sahada bu kadar dezavantaj yaratmıyordu. fakat artık seviyesi bizden çok altta olan takımlar dahi bize güç anlamında çok ciddi bir üstünlük kuruyorsa, demek ki bir şeyleri değiştirmeli. bu çok açık. son yıllarda avrupa'da güç, kondisyon, fizik olarak üstünlük kurduğumuz bir takım hatırlamıyorum, hatta bunu bırakın, ezilmediğimiz bir takım hatırlamıyorum. bu sorunun üstüne acilen yoğunlaşmamız lazım.
kaldı ki bu sorunu çözmek de hiç zor değil, sadece hoca'nın bunu görmesi gerekiyor.
fatih hoca oyuncularına güvenen, serbest bırakmayı da seven bir hoca. "onlar ne yapacağını bilir" gibi cümlelerini çok duymuşuzdur. tahminim -hatta bu işin normali de budur sanırım- fatih terim çoğunlukla sadece taktik çalışmalarında takımın başında bulunuyor. geri kalan kondisyon, kuvvet vb. antrenmanların yardımcı hocalar tarafından yönetildiğini düşünüyorum. dediğim gibi dünya çapında da muhtemelen hiyerarşi gereği işin normali bu olabilir.
sözlükte de teknik heyet konusu oldukça gündemi işgal ediyor fakat arkadaşlar genelde yardımcı antrenörlerin "taktiksel bilgi birikimi" düzeyinde eleştiri getiriyor. bana göre durum farklı.
ben, halihazırda bulunan yardımcı hocalarımızın, kendilerini çok sevsek de ciddiyet ve disiplinden uzak olduğunu düşünüyorum. bana göre hocalıktan çok oyuncularla abi kardeş ilişkisi içindeler. hal böyleyken ve fatih hoca'da "benim oyuncu grubum ne yapması gerektiği bilir" gibi bir anlayışa sahip olunca ister istemez antrenmanlar, tabiri caiz ise oyuncuların yorgunluktan kusacak seviyeye geldiği avrupa takımlarının antrenmanlarının yanına yaklaşamıyor. aslında avrupa'da yapılan antrenmanların aynısını uygulamak zor değil, bu antrenman yöntemleri sır da değil. fakat uygulama, oyuncuyu disipline etme konusunda ciddi bir problem olduğunu düşünüyorum.
selçuk'un, necati'nin -kendilerine sonsuz sevgi saygı beslesek de- hele hele yerli oyuncular üstünde disiplin kuracak insanlar olduğunu düşünmüyorum. takımdaki rollerinin bu olduğunu, taktik antrenmanları dışındaki çalışmaları yönettiklerini düşünerek, biraz da tahmin ederek bunları söylüyorum. eğer durum farklıysa özür dilerim. ikisi de çok meziyetli insanlar fakat eğer takımdaki rolleri bu ise buna uygun değiller. bu konuda kesinlikle yardımcı hocanın karakter özellikleri etkili.
selçuk da necati de oyuncu oldukları dönemde agresif, lider özellikli oyuncular değildi. olmak zorunda da değiller zaten, herkesin iyi olduğu alanlar farklıdır ancak antrenman sırasında taviz vermeyecek, oyuncuların çekineceği karakterler mutlaka teknik heyette bulunmalı. evet belki oyuncularımızın hepsi nihayetinde profesyonel fakat siz disiplin ve sertliği sağlamazsanız kimseden kendini geliştirmesini de bekleyemezsiniz. aksi taktirde ne teknik direktöre ne de antrenöre ihtiyaç kalırdı zaten.
bence ana problemlerimizden biri çok açık bir şekilde bu. antrenman disiplini konusunda kesinlikle ciddi eksiğimiz var ve özellikle 2 yıldır bu sahaya bariz biçimde yansıyor. eskiden oyun bu denli kondisyon ve güce dayalı değilken, oyuncuları biraz serbest bırakmak belki sahada bu kadar dezavantaj yaratmıyordu. fakat artık seviyesi bizden çok altta olan takımlar dahi bize güç anlamında çok ciddi bir üstünlük kuruyorsa, demek ki bir şeyleri değiştirmeli. bu çok açık. son yıllarda avrupa'da güç, kondisyon, fizik olarak üstünlük kurduğumuz bir takım hatırlamıyorum, hatta bunu bırakın, ezilmediğimiz bir takım hatırlamıyorum. bu sorunun üstüne acilen yoğunlaşmamız lazım.
kaldı ki bu sorunu çözmek de hiç zor değil, sadece hoca'nın bunu görmesi gerekiyor.
